BULUT TEKNOLOJİSİ NEDEN ÖNEMLİ?

Dijital dönüşüm her geçen gün işletmelerin işini kolaylaştırıyor. Önümüzdeki yıllarda daha çok yayılması ve 2020'ye dek kurumsal altyapı ve yazılımların %67'sini oluşturması öngörülen "Bulut Teknolojisi", ekonomik oluşu, farklı sektör ve alanlara hitap etmesiyle öne çıkıyor. Ülkemizde de gittikçe yayılıyor. 2017 itibariyle CFO'ların %74'ünün en ölçülebilir etkiye sahip olduğunu söylediği bu alandaki harcamaların, 2020'ye kadar InformatIon Technology- IT'ye (Enformasyon Teknolojileri) oranla 6 kat daha fazla olması bekleniyor.

Bulut teknolojisi otomotivden sağlığa, emlaktan eğitime birçok sektörde ve alanda kullanılabiliyor. Örneğin, öğretmenler ders notlarını, bilgileri bulutta saklayıp her an, her yerde erişebiliyor. Herhangi bir şirket, müşterilerinin datalarını bulutta tutarak ihtiyaçlarına hızlı bir şekilde nokta atışıyla cevap verebiliyor. Sağlık kuruluşlarının hasta verilerini, daha doğru değerlendirme ve kişiselleştirilmiş tedavi sağlamalarına yardımcı olabilecek analizlere ulaşmalarını sağlanabiliyor. Çekilen röntgen sisteme yüklenip herhangi bir hastanede doktor tarafından görülebiliyor. Bulutların bulut bilişime geçmesi için çeşitli nedenler var:

- HER YERDEN ERİŞİM İMKÂNI: Özellikle sık seyahat eden veya masa başı iş yapmayan sektörler için her yerden anında veriye ulaşmak çok değerli ve önemli. Müşterilerin ve potansiyel müşterilerin taleplerine hızlıca yanıt verebilmek veya istenilen bir veriye anında ulaşabilmek, günümüz iş dünyasında öne çıkmak için olmazsa olmazlardan.
- FELAKET ÖNLEYİCİ OLMASI: IT, artık şirketlerin can damarlarından biri. Herhangi bir felaket durumunda verilerin yedekli ve güvenli bir şekilde tutulması çok büyük felaketleri ve veri kayıplarını önleyebilir
- MALİYET TASARRUFU: Bulut sayesinde çok büyük yatırım gerektiren teknolojiler, çok daha uygun fiyatlarla işletmelerin hizmetine sunuluyor. Bu da özellikle küçük işletmelerin ve girişimcilerin ilgisini çekiyor. Bu sayede birçok IT harcaması da azalmış oluyor. 
- VERİNİN ÖNEMİ: Bilginin güç olduğu bu dönemde, veri de iyice değer kazanıyor. Birçok bulut teknolojisi, depolanan verilerden analiz imkânı sunuyor. Hatta bunları rapor halinde sunabiliyor. Bu öngörüler ve raporlar sayesinde verim artırılabiliyor, ileriye dönük eylem planları hazırlanabiliyor. 
- ÖLÇEKLENEBİLİR: İşletmenin büyüklüğüne göre ihtiyaç duyulan depolama alanı veya işlem gücü değiştirilebiliyor. Bu da şirketlere esneklik sağlarken tasarruf edilmesin de yardımcı oluyor. 


REKABETTE NASIL AVANTAJ SAĞLIYOR?
Rekabette farklılaşmak isteyen firmalar açısından dijital dönüşüm artık olmazsa olmazlar arasında. Bilişim uygulamaları ise kurumsal maliyetleri azaltmak, iş süreçlerini iyileştirmek, yeni müşterilerin kazanılması için yöntemler geliştirmeyi zorunlu kılıyor. Müşteri memnuniyeti sağlamak, verimliliği artırmak, büyük veri analiziyle şirketin büyümesini sağlamak gibi pek çok alanda, Bilgi Teknolojileri (BT) yöneticilerinin en büyük yardımcısı, bulut tabanlı yedekleme ve işletim modelleri.

Önümüzdeki 5 yılda buluta geçiş, Enformasyon Teknolojileri (IT) yatırımlarını direkt ya da dolaylı bir şekilde 1 trilyon dolardan daha fazla etkileyecek. Değişimi kovalayan kurumlarda Bilgi Teknolojileri (BT), zorunlu hale gelen dijitalleşmede kilit rol oynuyor. Geleneksel BT yatırımlarından çağa uygun olanlara yönelen BT ekipleri için buluta geçiş ciddi avantaj sağlıyor. 2020’de bulut politikası olmayan şirket neredeyse kalmayacak. Bulut stratejileri, hızlı gelişen dünyadan kopmamak için temel oluşturacak. 2020’ye kadar tüm şirketler, maliyet optimizasyonu ve rekabet gücü kazanmak için dinamik, bulut tabanlı işletim modellerini kullanmaya başlayacak. 

İŞ KESİNTİSİNİ ÖNLÜYOR 
Bulut tabanlı çözümler, teknoloji altyapısına yatırım yapılmasına gerek kalmadan kurumların dijital sermayesini koruyarak işlerinin kesintiye uğramasını engelliyor. Geleneksel yöntemlerle iş sürekliliği sağlamakta ısrarcı olan şirketler %80 daha fazla maliyetle karşılaşırken, taşıdıkları risklerin de düzeyini artırıyor. Bir felaketin söz konusu olmadığı veya IT sistemlerinin test edilmediği zamanlarda CPU ve RAM kaynaklarına ayrıca para ödenmemesi de bulut tabanlı çözümleri çağa daha uygun kılıyor.
İşletimi kolay, esnek ve uygun fiyatlı hazır bulut çözümlerinin artmasıyla, dijitalleşen firmaların rekabette farklılaşma yolundaki işleri kolaylaşıyor. Bulut hizmetini almaya başlayan BT yöneticileri ve ekipleri, operasyonel işlerle zaman kaybetmek yerine kurumunun rekabette farklılaşması için gereken aksiyonları gerçekleştirebiliyor.


BULUT DEPOLAMA VE BULUT YEDEKLEME ARASINDAKİ FARKLAR NELER? 
İş akışlarının dijitale entegre olması, çalışma biçimlerini de hızla değiştiriyor. Çoğu şirketin dijital ortamdaki verilerini aktardığı ve sakladığı bulut sistemleri, iş süreçlerinde büyük kolaylıklar ve hız kazandırıyor. Organizasyonlara önemli faydalar sağlayan bulut teknolojilerindeki depolama ve yedekleme kavramları ise çoğu zaman birbiriyle karıştırılıyor. Bütünleşik iş sürekliliği çözümleri sunan Clonera; kullanım alanı, depolama ve verilerin güvenliği açısından aradaki farkları sıralıyor.  Veri dosyalarının sınırlı bir şekilde depolandığı, kullanıcılarının üzerinde çalışabildikleri ve çevrimiçi paylaşımın gerçekleşebildiği sistemler, bulut depolama olarak adlandırılıyor. Bulut yedekleme ise dosyalarınızı, uygulamalarınızı, sanal makinelerinizi veya sunucularınızı otomatik olarak yedeklemenizi ve yaşanabilecek bir felaket durumunda sisteminizi güvenle saklayarak iş sürekliliğinizin devam etmesini sağlayan bulut tabanlı bir uygulama olarak öne çıkıyor.

Nevin Çizmecioğulları - IDC Türkiye Ülke Direktörü
BULUT TEKNOLOJİLERİ KURUMLARIN BT STRATEJİLERİNİN TAM MERKEZİNDE
IDC Türkiye Ülke Direktörü Nevin Çizmecioğulları, regülasyonlar nedeniyle bulut adaptasyonu sınırlı olan kurumlarda bile "buluta hazır" altyapı yatırımları yapılmaya başlandığını söyledi.

Organizasyonlar içinde bulundukları sektörün pazar koşulları içerisinde rekabetin gerektirdiği kadar hızlı ve çevik olabilmek adına dijital dönüşüm harcamalarını hızlandırıyor. Dijitalleşmenin gittikçe önemini arttırdığı ve maliyetlerin her zamankinden daha fazla ön planda olduğu bu dönemde, bulut teknolojileri kurumların Bilgi Teknolojileri (BT) stratejilerinin tam merkezinde yer alıyor. Bulut adaptasyonunun hızlanarak devam edeceğini öngörüyoruz.
IDC'nin 2018’de 5.700'den fazla şirketle araştırmaya göre, şu anda dünya çapındaki şirketlerin %81'i, genel, %86'sı ise özel bulut teknolojilerini kullanıyor ya da kullanmayı planlıyor. Bu önceki yıla kıyasla %30 artış anlamına gelmekte. Bulut adaptasyonunun hızlanmasıyla ve birden fazla bulut modelinin kullanılmasıyla birlikte, 2020 yılı itibariyle global organizasyonların %80'i çoklu bulut stratejisi oluşturmak durumunda kalacak.

İKASPOS Kurucusu ve CEO’su Mustafa Namoğlu:
GELECEKTE KARARLARI, BULUTTA BARINAN YAPAY ZEKALAR VERECEK
Yerli bulut tabanlı mağazacılık otomasyonu ve POS yazılımı ikas’ın kurucusu ve CEO’su Mustafa Namoğlu, bulut teknolojisi kullanmanın işletmelere olan faydalarını sıraladı.

Türkiye'de her geçen gün bulut kullanım oranı artıyor; fakat bu ivmeyi daha da artırmamız gerek. Araştırmalara göre; Türkiye'deki her 4 şirketten 1'i yakın gelecekte buluta yatırım yapmayı planlıyor. E-ticaret siteleri ve SaaS hizmet sunan firmalar bulutu şimdiden benimsemiş durumda, bunun nedeni bulut teknolojisinin oldukça ölçeklenebilir ve esnek olması. Artık bilgi çağındayız ve veri, her şeyden önemli. Bulut teknolojisi sayesinde bu veriler kolay bir şekilde tek bir programla işlenebilecek ve yöneticilere iş geliştirme konusunda tavsiyeler verebilecek. Belki de ilerleyen zamanlarda tüm kararları şirketlerin bulut teknolojisinde barınan yapay zekalar alacak.

ŞİRKET VERİLERİNİ BULUTTA YEDEKLEMENİN 9 FAYDASI 
1. Artan veri güvenliği
2. En ileri teknoloji 
3. Otomatik veri yedekleme 
4. Bulut üzerinde restore etme seçeneği 
5. Profesyonel tüketici desteği 
6. Veri güvenliği standartlarının varlığı  
7. Ölçeklenebilir ve ekonomik kullanım 
8. Huzur: 
9. Veri önceliği 

BULUT HİZMETİNİN GERÇEK OLUP OLMADIĞI ANLAŞILABİLİR Mİ?
1- Hizmeti sağlayan şirketler, dünyanın farklı noktalarında verileri mutlaka yedeklemeli. Olası bir felaket durumunda datanın kaybolmaması için bu şart. Eğer kurum bunu yapmıyorsa, bilgilerinizi tek bir yerde tutuyorsa bu hizmeti almayı bırakın. 
2- Gerçek bulut hizmetinde güncellemeler ücretsiz. Ayrıca, bakım, güncelleme gibi süreçlerde verilen hizmet sekteye uğramaz, işinizi yapmaya devam edersiniz. Böyle durumlarda devre dışı kalıyorlarsa ve işinizi yapamıyorsanız aldığınız hizmet gerçek bulut değildir.
3- Verilen hizmet belli güvenlik standartlarına uymalı. Yıllık olarak yapılan SSAE 16 denetimleri ve müşterilerin güvenliğini sağlayan SSL şifrelemesi, güvenlik duvarı ve izin tabanlı kimlik doğrulaması, bu teknolojide aranması gereken özelliklerden bazıları. 
4- Gerçek bulut hizmetinde, işlem gücü ölçeklendirilebilir. Örneğin; bir e-ticaret sitesine giren kişi sayısı bir anda arttığında bulut teknolojisi sayesinde sunucu işlem gücünü yani çekirdek sayısını otomatik arttırabilmeli. Tersi senaryoda site kapanabilir ve satış yapılamadığı için çok ciddi maddi zararla karşılaşılabilir.

KİMLİK AVI SALDIRILARINDAN KORUNMANIN YOLLARI
Çok çeşitli yollarla farklı amaçlar için kullanılabilen kimlik avı yöntemi, en esnek ‘sosyal mühendislik’ saldırıları arasında. Saldırganların yapması gereken tek şey, popüler veya güvenilir bir web sitesinin kopyasını oluşturup kullanıcıları buraya çekerek bilgilerini girmelerini sağlamak. Bunlar arasında banka hesabı parolaları, ödeme kartı ayrıntıları veya sosyal medya hesaplarına giriş için veriler yer alıyor. 

Kullanıcıların bir dosya ekini indirmesini veya bir bağlantıya tıklamasını sağlayıp bilgisayara zararlı yazılım indirilmesi yoluyla da gerçekleştirilebilen kimlik avı saldırılarının popülerliği önemli ölçüde yükseldi. Kaspersky Lab’ın, 2018 verilerine ait “Spam ve Kimlik Avı” başlıklı yeni raporuna göre; dolandırıcılık amaçlı web sayfalarına giriş denemeleri 482 milyondan fazla kez engelledi. 2017’de 236 milyon olan bu sayı, bir yılda iki kat arttı.

EN ÇOK FİNANS SEKTÖRÜNÜ VURDU
Maddi zarardan tüm kurumsal ağın ele geçirilmesine kadar uzanan sonuçlara yol açabilen kimlik avı saldırıları, özellikle finans sektörünü vurdu. %44’ü bankaları, ödeme sistemlerini ve internet mağazalarını hedef aldı. Lider bu yıl da %28’le Brezilya oldu. Portekiz %23 ile ikinciliği, Avustralya %21’le üçüncülüğü elde etti.

İŞTE YAPILMASI GEREKENLER:
1- Bilmediğiniz veya beklemediğiniz mesajlardaki internet adreslerini her zaman kontrol edin. Yönlendirildiğiniz sitenin, mesajdaki bağlantının ve hatta göndericinin e-posta adresini kontrol ederek bağlantıların başka bir yere yönlendirmediğinden emin olun.
2- Web sitesinin gerçek ve güvenli olup olmadığından emin değilseniz kimlik bilgilerinizi girmeyin. Sahte bir siteye kullanıcı adı ve parola girmiş olabileceğinizi düşünüyorsanız hemen parolanızı değiştirin. Kart bilgilerinizin alındığına inanıyorsanız bankanızı veya ödeme sağlayıcınızı arayın.
3- Özellikle hassas web sitelerini ziyaret ederken güvenli bağlantı kullanın. Bilmediğiniz veya parola koruması olmayan herkese açık bir Wi-Fi ağı kullanmayın. 

SANAL DOLANDIRICILAR, YAŞLILARI NASIL KANDIRIYOR?
Dijitalleşme hayatımızın her yönünü etkiliyor. Çocuklar ve gençler kadar yaşlılar da dijital dünyanın bir bireyi haline geldi. Ancak sonradan dahil oldukları bu ekosisteme ayak uydurmakta zorlanıyor ve siber suçların, zorbalığın mağduru oluyorlar.

Özellikle 65 yaş üstü emekli kullanıcılar hayatlarındaki boşluğu doldurmak için internette daha fazla vakit geçiriyor. Sosyal ağlarda sayılarında önemli bir artı oldu. Ancak sıkça maruz kaldıkları sanal dolandırıcılıklara karşı daha savunmasızlar. Kendini polis, jandarma, milletvekili ya da resmi bir yetkili olarak tanıtan kişilere kolaylıkla aldanma eğilimi içerisindeler. Sahte banka mailleri ve telekom operatörlerinden gelen, fatura süsü verilmiş tuzak maillerdeki linkleri de tıklayabiliyorlar. 

VERİLERİ KORUMADA FARKINDALIKLARI DÜŞÜK
Yaşlıların, oltalama mesajları ve kişisel verilerini korumak konusunda farkındalıkları düşük. Teknolojiyi genç nesillerden daha sonra kullanmayı öğrendiler; çünkü okulda bilgisayarları yoktu. Birçoğunun kişisel veya finansal bilgilerini almaya çalışan suçlular olduğuna ve karşılaşabilecekleri tehlikeler hakkında bir fikri yok. Dijital hayata katıldıkça, çevrimiçi nasıl güvende olunacağı konusunda bilgiye ihtiyaç duyuyorlar. Bazı ülkelerde bunun için özel web siteleri oluşturuldu. Ülkemizde de e-devlet üzerinden pek çok işimizi halledebilsek de onlara özel, hayatlarını kolaylaştıran dijital uygulamaları hayata geçirmeliyiz.

DEDELERİMİZE VE NİNELERİMİZE GÜVENLİ İNTERNET KULLANMAYI NASIL ÖĞRETECEĞİZ?
1- Antivirüs yazılımınız olsun. Hangi browserı kullanıyorsanız açılır pencereleri devre dışı bırakacak şekilde ayarlarınızı yapılandırın.
2- İnternetteki şifreler tahmin edilmesi zor ve güçlü olmalı. Güçlü parolalar oluşturun. 12 haneli harf ve rakamlardan oluşan bir şifre nispeten daha güvenlidir. 
3- İnternette gezinirken nelere dikkat etmeleri gerektiğini ve bir web sitesinin güvenlik sertifikasının olup olmadığını nasıl tespit edebileceklerini açıklayın.
4 Tanımadıkları insanların onlara hiçbir koşulda ücretsiz bir hediye vermeyeceğini anlatın ve sosyal medyada gördükleri sahte sponsorlu reklamlar konusunda bilgilendirin. Kimlik ve banka bilgilerini hiçbir yere vermemeleri konusunda uyarın. 
5- E-posta kullanımı hakkında bilgi verin ve tanımadıkları kişilerden gelen e-postaları kesinlikle açmamalarını isteyin. 

INSTAGRAM HESABIMIZI NASIL GÜVENDE TUTARIZ?
Instagram’ın 800 milyondan fazla aktif, 500 milyon günlük kullanıcısı var. En yaygın kullanılan ülkeler sıralamasında 5’incilikte yer alan Türkiye’de 38 milyon kişi, dünyanın ikinci en popüler sosyal ağına üye. Birçok fotoğrafçı, model ve internet ünlüsü için artık bir gelir kaynağı. Binlerce takipçisi bulunan göz alıcı hesaplar sadece hayranların değil, siber suçluların da dikkatini çekiyor.

Sosyal medyanın kendine has bir cazibesi var. Sıradan bir insan bile birkaç bin takipçiye sahip olduktan sonra bu platformda bir ünlüye dönüşebiliyor. Uzmanlar, Instagram’daki popüler hesapları hedef alan yeni bir kimlik avı yönteminin yoğun bir şekilde kullanılmaya başlandığını belirtiyor. Saldırı, kullanıcılara, “Telif hakkı ihlali nedeniyle hesabınız kalıcı olarak silinecektir” iddiasında bulunan ve gerçekçi görünen e-posta bildirimiyle start alıyor… Bu ataklardan korunmak için neler yapılmalı?

1- Şüpheli bağlantıları kesinlikle tıklamayın.
2- Web sayfasının URL’si için daima adres çubuğunu kontrol edin. Instagram.com yerine 1stogram.com ya da instagram.security-settings.com gibi bir şeyler yazıyorsa derhal oradan çıkın ve herhangi bir kişisel bilgi girmeyi aklınızın ucundan dahi geçirmeyin.
3- Android için Google Play ve iOS için App Store gibi resmi mağazalardan edinilmiş Instagram uygulamasını kullanın.
4- Üçüncü partiler tarafından sunulan hizmetler ve uygulamalar üzerinden doğrulama yapmak amacıyla hesap giriş bilgilerinizi kesinlikle girmeyin.
5- Hem Instagram hem de e-posta hesabınızda iki adımlı doğrulamayı etkinleştirin.

Siberzorbalik.org Kurucusu, İletişim Uzmanı ve Sosyal Medya Danışmanı Nurhan Demirel:
MADDİ DURUMU İYİ OLANLAR TEHLİKEYE DAHA AÇIK
Siberzorbalik.org Kurucusu, İletişim Uzmanı ve Sosyal Medya Danışmanı Nurhan Demirel, yaşlıları dijital dünyada bekleyen tehlikelere açıklık getirdi. 

Özellikle maddi durumu iyi olan yaşlı internet kullanıcıları sosyal ağlarda tehlikeye daha açık. Hem sanal dolandırıcılıklara hem de siber zorbalığa maruz kalıyorlar. Bütün dünyada hızla popülerleşen ve Türkiye’de 28 milyondan fazla kullanıcısı olan Tiktok uygulamasında eğlenceli mizansenlerden oluşan videolarını paylaşıyor, topluluğun beğenisine sunuyorlar. Ancak gençler tarafından hiç beklemedikleri tepkiler ve acımasızca eleştiriler alıyorlar. Hatta davranışları ve medyaya yansıyan haberler nedeniyle gençler onlara toplu taşıma araçlarında yer vermek bile istemiyor. Dans ettikleri ve eğlendiği videolar olumsuz yorum yağmuruna tutuluyor.