CMO'NUN 'BÜYÜK' ROLÜ

CMO rolünün kapsamı genişledi... Yıllar önce, daha CMO ünvanı yokken "Pazarlama Müdürü"nden beklenenler çok daha kısıtlıydı. İyi araştırmalar yapmak, ürün geliştirmek, reklamlar çekmek vb. klasik işler... Sonra kapsam büyüdü. Dijital dönüşümden, yurt dışı pazarlama planlarına giden bir genişleme yaşandı. Pandemi sonrasında ise bu rol daha da büyüdü ve büyüyecek gibi görünüyor. Peki CMO'lar, bunu nasıl değerlendiriyor ve altından nasıl kalkmayı düşünüyor?

CMO’LARDAN CEVABINI ALDIĞIMIZ SORU:
Pazarlamaya & CMO’lara, şirketin hedeflerine ulaşması anlamında her zaman olduğundan daha “Büyük” roller biçiliyor. Peki, yeni formüller ile büyüme odağını ve stratejileri gözden geçirirken hangi konu başlıkları öne çıkıyor?

Pegasus Hava Yolları Pazarlama Direktörü Onur Dedeköylü:
Tüketicinin ihtiyacını ve önceliğini doğru anlayarak net bir fayda sağlanmalı
Teknolojinin gelişimi ve müşterilerin beklentilerinin değişimiyle birlikte, pazarlamanın sorumluluğu arttı. Çünkü artık müşteriler, çok daha fazla mesajla ve seçenekle karşı karşıya. Markalar, rakiplerinin arasından sıyrılmak için fark yaratmalı. Şirketlerin büyüme odaklarını ve stratejilerini gözden geçirirken de öne çıkan birkaç başlık var. Bunların en önemlileri, müşteri deneyimine odaklanmak, tüketicinin ihtiyacını ve önceliğini doğru anlayarak net bir fayda sağlamak, kişiselleştirilmiş ürün ve deneyim sunmak. Değişime ayak uydurulmalı ve gelişen teknoloji çevik bir şekilde kullanabilmeli.

Son dönemde müşterilerin “pürüzsüz bir müşteri deneyimi” beklentisi arttı. Markalar, satın alma kararındaki etkisi çok büyük olan “müşteri deneyimi”ni bir “farklılaşma” alanı olarak belirledi ve yoğun yatırım yapmaya başladı. Bu anlamda, satış sonrası dijital süreçlerin yapılanması, gerekli teknolojilerin kullanılması, satış, satış sonrası hizmet, şikâyet ve şikâyetlerin çözümlenmesi süreçlerinin senkronize ilerlemesi, müşteri deneyiminin ve memnuniyetin ölçümlenmesi ve kök sebeplerin belirlenmesi, markaların odak alanları oldu.

OPTİMİZE EDİLMİŞ TEKLİF
Müşteriler; önceliklerini anlayan, ihtiyaçlarını görebilen, ürün ve hizmetlerini buna göre geliştiren markalara kendilerini daha yakın hissediyor. Bu bağlamda, kendilerine özel ihtiyacın anlaşılması, kişiselleştirilmiş ürün, teklif ve bilgilendirmelerin sunulmasını bekliyor. Bunun için de markalar, optimize edilmiş teklifleri “moment of truth”ta (karar anı) ve her müşterinin tercih edeceği zaman ve kanaldan ulaştırmak üzere teknolojik yatırımlarını yapmalı. Değişime ayak uydurulmalı, gelişen teknolojiyi doğru ve hızlı şekilde kullanabilmeli. 

JW Marriott Istanbul Bosphorus ve Sheraton Istanbul City Center Satış ve Pazarlama Direktörü Beyza Gödekmerdan Kantar:
“Marka amacı” edinip önceliklere karar verilmeli

Pazarlama liderleri için veriler ve belirli hedeflerle desteklenen stratejik kararlar alma zamanı şimdi... Güven inşa etmek, etkili bir iletişim kullanmak, sorunsuz bir dijital deneyim sunmak oldukça önemli. Ama en önemlisi “marka amacı” edinip önceliklerinize karar vermek.

Sistem 9 Pazarlama Müdürü Harun R. AKOL:
Markayı öne çıkarabilmek için pazarlama yöntemleri etkin kullanılmalı
Dünyada değişen dengeler, şirketler arasındaki rekabeti önemli ölçüde artırdı. Artık rekabet çok daha yoğun. Günümüzde iyi bir ürün veya hizmet geliştirmek maalesef yetmiyor. Tüketicinin çepeçevre alternatiflere boğulduğu dijital yıllardayız ve bir markayı öne çıkarabilmek için pazarlama yöntemlerini etkin kullanmak şart.

Pandemiyle birlikte evlerde geçirilen sürelerin uzaması, insanların sosyal medyada daha aktif olmasıyla sonuçlandı. Tabiri caizse “Olduğun yerden keşif çağı” başladı. Büyüme odağını ve stratejilerini gözden geçirirken uygulanan metodlardan; ağızdan ağıza pazarlama (Word of Mouth Marketing) hâlâ en önemli yöntemlerden biri. Sosyal ağlar ve viral pazarlama, hikâye anlatımı (storytelling), kazanılmış medya pazarlaması, influencer marketing (etkileyici pazarlama) de etkin bir şekilde kullanılıyor. Efektif ve doğru SEO yönetimi de önemini koruyor.

BÜYÜMENİN ŞEKLİ DE ÇOK ÖNEMLİ 
Firma, durgun büyüme mi yoksa aralıklı büyümeyi mi tercih edecek? Durgun büyümede riskten kaçarak, yavaş büyüme ile stratejik kararlar mı alacak? Yoksa hızlı bir büyüme stratejisi ile yola çıkıp sonrasında dengeleyerek, aralıklı olarak tekrar büyümeyi mi seçecek? Doğru fiyat politikasını nasıl belirleyecek ve rekabet gücünü sağlayacak adımları nasıl atacak? Özetle; bu sorunun yanıtı, bulunulan sektör ve belirlenen hedefler doğrultusunda şekillenecek.
Bu vesile ile Business Life okurlarına şimdiden, pazarlamanın gücüyle yüzlerinin güleceği bir 2022 yılı geçirmelerini diliyorum.

Wilo Türkiye Pazarlama Müdürü Banu Kiper:
Tek bir stratejik yönetim yaklaşımı yerine, farklı yaklaşımlardan yararlanılmalı
Küreselleşmenin de etkisiyle artan rekabetçi çevrede, işletmelerin varlığını sürdürebilmesi ve başarılı olabilmesi için kendilerine uygun stratejiler seçmesi ve bu stratejileri başarılı bir şekilde uygulaması artık çok daha önemli.

Pandemi döneminde de tecrübe ettiğimiz üzere, işletme yöneticilerinin tek bir stratejik yönetim yaklaşımı yerine, farklı yaklaşımlardan yararlanmaları çok daha iyi sonuçlar doğuruyor. 
Bu farklı stratejilerin içerisinde; dijitalleşme, müşteri deneyimi, sürdürülebilirlik, sosyal sorumluluk ve iklim değişikliği gibi konuların öncelikli tutulması gerekiyor.  

STRATEJİLERİMİZİ GÜNCELLEDİK 
Wilo olarak, ticari kaygılardan ziyade, çevre faktörlerinin hayatımızdaki önemini bir kez daha anladık ve bu yönde stratejilerimizi güncelledik. Vizyonumuzu daha sürdürülebilir bir dünyanın odağına alarak, 2025 sürdürülebilirlik stratejilerimizi oluşturduk. Bu kapsamda. suyu bir yerden bir yere taşıma görevimizi gelecek nesillere olan borçlarımız ile harmanlayarak, daha temel ilkelere dayandırmış olduk. 

Arzum Pazarlama Ve Ürün Gelişmeden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Mehtap Yıldız:
Adımlarımızı, değişimin sonuçları ile senkronize biçimde atıyoruz
Şirketlerin büyümesinde, pazarlamanın önemi çok büyük. Yeni dönemde ise farklı konular öne çıktı. Bunları dört başlıkta topladık ve buna uygun kampanyalar yürüttük. Öncelikle, pandemiyle birlikte dijital göç yaşandı ve tüketici hızla e-ticarete yöneldi. Artık dijital dönüşüm çok önemli. Biz de son 5 yılda dijitalleşme yolunda önemli adımlar atmıştık. 2020’de e-ticaret ve dijitalleşmenin önemini bir kez daha anladık ve yatırımlarımızı daha da artırdık.

İletişim stratejimizi dijital platformlara göre yeniden belirledik. Pazarlama kampanyalarımızı da dijitale taşıdık. Tüketicimiz neredeyse, orada iletişim ve kampanyalarımızla var olduk. Kendi mecralarımız, iş birliği içinde olduğumuz platformlar, influencer pazarlama (etkileyici pazarlama) yoluyla, dijital dünyada daha da görünür hale geldik. 

ODAĞIMIZA, TASARIM VE İNOVASYONU ALDIK 
Bir diğer konu; teknoloji ve inovasyona verilen önemin artması ve bunların sağladığı faydaların keşfedilmesi. Arzum olarak biz de tasarım ve inovasyonu odağına almış bir markayız. Günümüzde evlerde her kullanım alanında daha inovatif, akıllı, otomatik, yeni deneyimler yaşatan; robot süpürge, blender, stand mikser, Türk kahvesi makinesi gibi ürünler öne çıktı. Üçüncü husus ise toplumsal duyarlılıkların ve insanların kullandıkları markaları niçin kullandığıyla ilgili anlam arayışının yükselişi. Artık tüketim alışkanlıkları daha çok sorgulanır oldu, fayda sağlama ihtiyacı hem markalar hem de insanlar için ihtiyaca dönüştü. Arzum da bu değişimi ve dönüşümü yaşayan, adımlarını bu değişimin sonuçlarıyla senkronize biçimde atan bir marka. 

KALPLERE, TASARIMLA VE İNOVASYONLA DOKUNUYORUZ
Dördüncü olarak; ortak yaşam alanlarında geçen sürenin uzayışının da etkisiyle, cinsiyet eşitliği konusunda hassasiyet arttı. Biz de kampanyalarımızda buna özen gösterdik. Tüketicisinin kalbine tasarımla ve inovasyonla dokunan markalar, bunu eşsiz bir ürün deneyimiyle sundukları anda diğerlerinden ayrışarak “marka sadakâti” anlamında önemli bir aşama kaydediyor. Biz de markamıza sadık tüketicilerimiz sayesinde sektördeki konumumuzu güçlendiriyoruz, hedeflerimize büyük bir güven ve azimle ilerliyoruz.

Mastercard Hızlı Büyüyen Avrupa Pazarları Kıdemli Başkan Yardımcısı Onur Kurşun:
Geliştirdiğimiz yeni teknolojiler ile hayatı kolaylaştırıyoruz
Pandemiyle birlikte her alanda dijital işlemlere yönelik talep arttı. Bu talebi ve yakın gelecekte oluşabilecek tüketici ihtiyaçlarını da gözeterek, ticari işletmeler ve bankalar arasında köprü görevi görecek yeni bir platform kurduk. Geliştirdiğimiz yeni teknolojiler ile hayatı kolaylaştırıyoruz.

Yeni platformumuz sayesinde, çalışanların telefonundaki kuruma ait iş süreci takip uygulamalarını, ödeme kabul uygulamasına dönüştürmek mümkün. Bu platform ve son dönemde pazara sürdüğümüz “Anında Dijital Kredi” gibi diğer inovatif ürünlerimiz ile yakın gelecekte vazgeçilmez olacak açık bankacılığın ilk adımlarını Türkiye’de atmaya başladık. 
Ana hedefimiz, nakdin baskın olduğu ödeme noktalarını dönüştürerek, dijital ödemelerin erişimini artırmak. Her mobil bağlantılı cihazla, her yerde, herkes tarafından yapılabilir hale getirmek. Bu yolda Türkiye’de şehir içi toplu taşımadan, kapıda ödemelere kadar birçok farklı sektörde büyük iş birlikleri hayata geçirdik. Etki alanımızı genişletmeye devam edeceğiz.

Allianz Türkiye Pazarlama ve Dijital Sigortalar Genel Müdür Yardımcısı Onur Kırcı:
“İçgörü” ve “empati” yeteneğimiz ile sektörümüzde farklılaşıyoruz
Bir şirketin başarısı artık, sadece cirosu ya da kârıyla ölçülmüyor. Bulunduğu topluma değer katan, dünyamızın sürdürülebilirliği yolunda sorumluluk alan şirketler daha başarılı kabul ediliyor ve itibarı artıyor. Özellikle sigorta gibi, bireye dokunan ve yapılan işin toplumsal etkisinin yüksek olduğu bir sektörde bizlerin, müşterilerimizin yerine onlar gibi düşünebilmemiz ve bu doğrultuda aksiyonlar almamız çok daha önemli.

Değişen tüketici davranışları sebebiyle markaların, müşterilerin yeni beklentilerine uyum sağlaması bir zorunluluk haline geldi. Şirketinizin geleceği artık, müşterileriniz için nasıl değer yarattığınıza ve bu değeri herkesten daha iyi sunmanıza bağlı. 

İNSAN ODAKLI VE TEKNOLOJİ DESTEKLİ ÇÖZÜMLER...
Allianz olarak, müşterilerimizle etkileşim kurma şeklimizi dönüştürerek “içgörü” ve “empati” yeteneğimiz ile sektörümüzde farklılaşıyoruz. Ürün tasarımından hizmet seviyesine dek “Müşterilerimiz ne ister? Sorunlar veya problemli noktalar nelerdir? İhtiyaçlarına ve taleplerine ne kadar sürede yanıt verebiliyoruz, onları ne derece memnun edebiliyoruz?” gibi soruları kendimize soruyoruz ve kendimizi geliştirmek adına çaba gösteriyoruz. Cesur ve yaratıcı fikirleri, insan odaklı ve teknoloji destekli çözümleri harmanlıyoruz. Böylece, pazar dinamiklerine ve değişikliklerine hızlı ve proaktif reaksiyon veriyoruz.

Pınar Su ve İçecek Pazarlama Müdürü Pelin Gülbay Özdemir:
Sürdürülebilirlik temelindeki çalışmalarımızla, geleceğe de sahip çıkıyoruz
Tüketicimize her koşulda kusursuz deneyimler yaşatıyoruz. Yatırımlarımıza “Gelecek kuşaklara yaşanabilir bir dünya bırakma hedefi” ile yön veriyoruz. Müşterilerimizin talepleri ve beklentileri doğrultusunda çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Sürdürülebilirlik temelindeki çalışmalarımızla, geleceğe de sahip çıkıyoruz.

Tüketici artık daha iyi bir gelecek için elinizi taşın altına koyduğunuzu görmek istiyor. Yaşar Topluluğu, kuruluşundan bu yana, sürdürülebilirlik kültürü çerçevesindeki faaliyetlerinden taviz vermiyor. 

HER BİR DAMLA SUYUN ÖNEMİNİ BİLİYORUZ 
Pınar Su ve İçecek olarak bizim de hedefimiz, her aşamada çevresel ve sosyal sorumluluklarımızı yerine getirmek. Dünya üzerindeki içilebilir her bir damla suyun önemini biliyoruz ve buna göre hareket ediyoruz. Önceliğimiz, iklim değişikliği ile mücadele, suyun korunması, karbon emisyon yoğunluğumuzu azaltmak, üretim ve kullanım sonrasında minimum atık oluşturmak. Ayrıca, ambalajlarımızın tekrar kullanılabilir ve geri dönüştürülebilir özellikte olması, malzemelerimizin plastik miktarını düzenli azaltmak, doğa ve çevre dostu uygulamalar ışığında üretim yapmak, ajandamızın her zaman ilk sırasında yerini alacak. 

Migros Ticaret A.Ş. PAZARLAMADAN SORUMLU İCRA KURULU ÜYESİ  Ekmel NURİ Baydur:
“Pazarlama çemberi” olarak tanımladığımız başlıklara çok önem veriyoruz
Migros’un temel yapı taşları; fiyat-kalite dengesi, farklılaşma, yenilikçilik ve güvenilirlik. “Pazarlama çemberi” olarak tanımladığımız bu başlıklara çok önem veriyoruz. Her yıl bu dört başlık üzerinde çok kapsamlı analizler yapıyoruz. Satın almanın ilk adımından başlayarak, online kanallarda ve mağazalarımızda müşterilerimize sunduğumuz teknolojilere kadar dijitalleşmeyi artırarak, maliyetlerimizi optimize ediyoruz. Mağazalarımız ile online kanallarımızı “birbirinin tamamlayıcısı” olarak görüyoruz.

Dijital ve inovatif öncü uygulamalarımız ile uzun yıllardır güçlendirdiğimiz altyapımız, belirsiz ortamlarda hareket kabiliyetimizi artırarak daha dirençli olmamızı sağlıyor. İnsan kaynağından tedarik zincirine, teknolojik, dijital ve lojistik altyapıya kadar, öngörülü her yatırımımızın sağladığı geri dönüşü çok net görüyoruz. 

PAZARLAMA STRATEJİMİZİ ÜÇ AYAĞA OTURTTUK
1) Migros’tan alışveriş yapan ailelerin bütçesini, sağlığını ve sosyal yaşamlarını desteklemek. 2) Müşterilerimizin hayatlarına hız, kolaylık ve değer katmak. 3) Kalite standartlarımızdan taviz vermeden, aile bütçelerine katkı sağlamak. Özetle; günlük yaşamlarının her alanını kucaklayan, yaşam kalitelerini yükselten ürün ve hizmetlerimiz ile market anlayışını toptan değiştirdik. 
Müşterilerimiz, Migros mağazalarında cüzdanları olmadan alışveriş yapma kolaylığına da, başka bir şehirdeki yakınına para transferi imkânına da, İstanbulkart ile Money kazanma ve kazandıkları “Money”ler ile alışveriş yapabilme fırsatına da, sertifikalı ücretsiz meslek kurslarında gelişimlerine katkı sağlama şansına da sahip. 

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK...
Sürdürülebilirlik, en öncelikli başlıklarımız arasında. Eğitim platformumuz “Migros Kadın Akademisi”, kadınların farklı konularda aldıkları eğitimlerle kendilerini geliştirmelerine ve yeni beceriler edinmelerine katkıda bulunuyor. Ticaret Bakanlığı ile düzenlediğimiz “Bölgesel Kadın Kooperatifleri” buluşmalarıyla da, birçok ilde Kadın Kooperatifleri ile bir araya geliyoruz. Yüzlerce katılımcıya eğitimlerimizle yeni iş birlikleri için fırsat yaratırken, Migros’ta tedarikçi olmak için gerekli koşullar hakkında bilgiler veriyoruz. Dünyadaki son gelişmeleri takip ederek ve bunları tüm iş süreçlerimizde uygulayarak, Türk perakendesinde öncü olmayı sürdüreceğiz.

Logo Grup Pazarlama Başkanı, CMO Begüm Arş Türk:
İşletmelerin verimliliğini ve kârlılığını artırıyoruz

Logo olarak, işletmelerin verimliliğini ve kârlılığını artırmaya yönelik çözümler geliştiriyoruz. İş yazılımlarımız ile farklı sektörlerdeki ve ölçekteki şirketlerin daha esnek ve verimli çalışmalarına ortam hazırlayarak, rekabette güçlenmelerini sağlıyoruz. 
Logo çözümleri ile işletmeler; verimlilik, hız ve rekabette 1-0 önde. Online gerçekleşen iş ortakları toplantılarımız ile de pandemi sürecince 4 haftalık bir deneyim sunduk. Tüm dünyayı ve ülkemizi etkileyen Covid-19 salgını nedeniyle ilk defa tecrübe ettiğimiz bir çalışma düzenine geçtik. Hepimiz için yeni olan bir sisteme hızla uyum sağlayarak başarılı işler yapmak, en büyük motivasyon kaynağımız.

Gensenta Ticari Direktörü Selim Özyılmaz:
İnsancıl ve daha duyarlı bir marka algısı yaratılmalı
Yeni dönem, hayatlarımıza birçok yenilik ve değişiklik getirdi. Dolayısıyla, pazarlamanın “ilgi artırmak” olan temel amacında ve kullandığı yöntemlerde büyük bir genişleme ve değişim yaşaması kaçınılmaz. Müşteri ihtiyaçlarının ve davranışlarının çok hızlı değiştiği günlerden geçiyoruz.

Artan teknolojik imkânların yanı sıra, Covid-19 gibi tüm yaşantımızı etkileyen dış faktörler, ihtiyaç sıralamasını yaparken farklı öncelikleri düşünmemize, listelerimizi de eskiye oranla çok daha esnek ve hızlı bir şekilde güncellememize yol açıyor. Bu durum da, pazarlama liderleri için, müşteriyi tanımanın ötesinde; onları takip etmenin, anlık ihtiyaçlarını karşılayacak çözümleri hızlıca sunmanın, basit, yaratıcı ve tatminkâr bir deneyim yaşatırken özellikle daha insancıl ve daha duyarlı bir marka algısı yaratmanın önemini ön plana çıkarıyor. 

DEĞİŞİMİ HAYATA GEÇİRENLER KAZANACAK
Elbette şirketlerin bu yeni duruma adapte olmaları için gerekli teknolojik altyapıyı kurmaları, farklı kanallardan akan müşteri içgörüsünü takip edip hâkim olmaları ve içeride çok daha çevik olabilmek için neredeyse sürekli bir değişim yönetimi gerçekleştirmesi gerekiyor. Pazarlama birimleri de müşterideki değişimi yaşayanlar olarak iç değişime de liderlik ediyor. Yeni dönemin kazananları, bu değişimi en mükemmel şekilde hayata geçirebilenler olacak. 

GittiGidiyor CMO’su Feyza Dereli Fedar:
Hem insanı hem de doğayı düşünerek adım atıyoruz
Pazarlama, her zaman, mevcut stratejileri yeni dünya koşullarına adapte etmeyi gerektiriyor. Bu nedenle, günümüz dünyasında tüketiciyi daha iyi anlamaya yarayan ve karar alma süreçlerini daha iyi analiz etmeyi sağlayan “yapay zekâ” ile “büyük veri” gibi alanlara yatırım yapmak oldukça önemli. GittiGidiyor olarak, trendleri yakalamak için bu kapsamda yatırım yapmayı sürdürüyoruz. Yapay zekâdan faydalanarak, müşteri deneyiminin iyileştirilmesi ve kullanıcılarımızın hayatlarını kolaylaştıracak akıllı bir yapıdan hizmet almaları için çalışıyoruz.

Kullanıcılar artık daha kişiselleştirilmiş bir hizmet almak istiyor. Biz de GittiGidiyor’da; doğru ürünü, doğru fiyata ve doğru kullanıcıyla buluşturmak için platformumuzun altyapısını sürekli güncelleyerek, daha iyi hale getiriyoruz.  Çeşitli algoritma ve tematik filtreler ile birlikte kişiye özel bir alışveriş deneyimi sunuyoruz. 

SOSYAL FAYDAYA YÖNELİK PROJELER...
Bir diğer önemli konu, sosyal faydaya yönelik projeler hayata geçirerek, tüketici ile bağ kurmak. Çünkü hem insanı hem de doğayı düşünerek atılan adımlara ihtiyacımız var. Bunu göz önünde bulundurarak, GittiGidiyor’da uzun yıllardır sosyal sorumluluk bilinciyle hareket ediyoruz. Gönüllülük esaslı kurulan çalışan gruplarımız ile birçok konuda, kurum içinde ve dışında farkındalık yaratacak çalışmalar yapıyoruz. 

10 ÇALIŞAN GRUBUMUZ VAR
Bunların 3’ü, çeşitlilik ve dahil etme odaklı. Hand in Hand ile engelli bireylerin, United in Pride ile LGBTİ bireylerin, Women’s Initiative Network (WIN) ile de kadınların iş ve sosyal yaşamlarında güçlenmelerini ve toplumsal cinsiyet eşitliği bilincini artırmayı hedefleyen projeler yürütüyoruz. 12 STK’nın mağazasını aynı çatı altında topladığımız “Bir İyilik Olsun” ile kâr amacı gütmeden, STK’ların ürünlerinin çok daha geniş bir kitleye ulaşmasını sağlıyoruz. Gelecek nesillere daha iyi bir dünya bırakmak için çevrenin yenilenmesi ve korunması adına bu yıl başlattığımız “Gitmesine İzin Verme” projesi ile su ve enerji tüketimi, geri dönüşüm ve hava kirliliği konusunda farkındalığı artırarak, kullanıcılarımızı doğa dostu ürünler kullanmaya davet ediyoruz. Bunları daha fazla görünür kılarak, satıcılarımızı da bu ürünlerin üretimine teşvik etmeyi amaçlıyoruz.