CUMHURİYET VE ÖZEL GÜN İLETİŞİMİ NASIL OLMALI?

"İtibar kazanalım" derken itibar kaybetmemek için özel gün iletişimi ve özellikle Cumhuriyetimizin 100. yılı temalı iletişim planları nasıl yapılmalı? Kurumsal iletişim liderleri bu konuda hangi kritik noktalara dikkat ediyor?

Özel günlerin iletişiminde kantarın topuzu
Özel günlerin iletişimi, kurumlar için tam bir itibar sınavı olarak değerlendiriliyor. Öncelikle ilgili kurumun söz konusu özel günü kendi reklamını yapma açısından bir "fırsat" gibi değerlendirip değerlendirmediğine bakılıyor. Diğer faktörse o özel günün anlam ve derinliğini taşıyacak bir tasarım ve mesajın olup olmadığına bağlı.

Özellikle Cumhuriyet Bayramı, 10 Kasım gibi özel günlerde toplumun duyargaları daha bir açıktır. Hatta farklı kurumların o güne yönelik uygulamalarında kıyaslamalar çok acımasız bir şekilde gündeme gelir. Kantarın topuzunun yapılan iletişimde nerede durduğu tam bir itibar göstergesidir. İletişimi toplumsal duyarlılıkları öne çıkaran ve kendini olabildiğince sahne arkasında gösteren uygulamalara "Aferin" notu verildiği gözümüzden kaçmıyor. Bir de şirketlerin kendi özel günlerinin iletişiminde toplumun duyarlılıklarının kullanılması meselesi var. Örneğin, bazı şirketler ne kadar köklü ve tarihsel açıdan zengin olduklarını göstermek için Mustafa Kemal'i ve Cumhuriyet'in değerlerini kendi reklamlarını yapmak için kullanabiliyor. Akıllarınca "yaratıcı ve zeki" bir çözüm ürettiklerini düşünüyorlar. Ama kendi elleriyle topluma "bezirgan" bir duruş içinde olduklarının malzemesini veriyorlar o başka!

Orka Holding Yönetim Kurulu Üyesi Büşra Orakçıoğlu
“HERKES İÇİN DEĞER YARATACAĞIZ”
Dünya moda endüstrisinde yarım asra yaklaşan köklü bir tecrübeye sahip bir grup olarak, bugün ve gelecekte de hedefimiz markalarımıza duyulan güveni ve liderliğimizi daha da pekiştirerek fark yaratmak.

Herkes için “değer” yaratma vizyonumuz, tüm hareket planlarımızın pusulası olacak. Gelecek yeni 100 yıllarda da odak noktalarımız olan sürdürülebilirlik ve dijitalleşme ekseninde yatırımlarımız sürecek.

SÜRDÜRÜLEBİLİR MODA YAKLAŞIMI

Bir Cumhuriyet kuruluşu olarak ülkemiz ve dünyamızın geleceği için üretim, perakende ve lojistik gibi tüm iş süreçlerimizi sürdürülebilir moda yaklaşımına ve Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi’ne uyumlu olarak yürüteceğiz. Gezegenimizin sürdürülebilir geleceği için sorumluluk bilincine sahip bir kuruluş olarak kurumsal kimliğimizi de bu yönde vurgulamaya devam edeceğiz. Müşterilerimizin online ya da fiziki alışverişlerinde kendilerine ayırdığı özel anları en kaliteli ve en iyi deneyimle geçirmelerini sağlamak amacıyla lüks moda perakendesine yenilikçi adımlarla öncülük edeceğiz.

“LİDERLİĞİMİZİ PEKİŞTİREREK FARK YARATACAĞIZ”

Dünya moda endüstrisinde yarım asra yaklaşan köklü bir tecrübeye sahibiz. Bugün ve gelecekte hedefimiz markalarımıza duyulan güveni ve liderliğimizi daha da pekiştirerek fark yaratmak. Bunun için sürdürülebilirlik yaklaşımını benimseyen, sorumlu üretim, tüketim ve iklim eylemi konularında çok önemli ve kararlı taahhütler veren global bir moda kuruluşu olmaya devam etmek, ajandamızın en önemli başlıklarımız arasında yer alıyor. Aynı şekilde sürdürülebilirlik kavramı içinde finanstan ticarete, eğitimden çevreye ve yerel yönetim politikalarına kadar pek çok alanda döngüsel ekonomi çerçevesinde yaklaşımlar geliştirmeye ve faaliyet alanımızda üzerimize düşen kontrolsüz üretim ve sorumsuz tüketim sorununa “döngüsel tüketim” yaklaşımıyla çözümler sunmaya devam edeceğiz. Yine üretim ve tasarımda Ar-Ge ve kalite vazgeçilmezimiz. Dijitalleşmeye yaptığımız yatırımlarla da değişime daima öncülük edeceğiz.

Doğa Sigorta Kurumsal İletişim Müdürü Seda Güler
“SICAK VE ETKİLİ BİR İLETİŞİM SAĞLIYOR”
Milli duyguları gelişmiş, duyarlı bir kurum olarak toplumumuzun bu yöndeki hassasiyetinin farkındalığıyla milli bayramlar için hazırladığımız iletişim planları, tasarım ve içeriklerimiz ayrı bir önem teşkil ediyor.

Her yıl coşkuyla kutladığımız 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı bu yıl Cumhuriyetimizin 100. yılı şerefine başka bir coşkuyla kutluyoruz. Bağımsız ve laik Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunu ülke olarak 100. kez kutlamanın ayrı bir heyecanı ve sevinci içindeyiz. Milli duyguları gelişmiş, duyarlı bir kurum olarak toplumumuzun bu yöndeki hassasiyetinin farkındalığıyla milli bayramlar için hazırladığımız iletişim planları, tasarım ve içeriklerimiz ayrı bir önem teşkil ediyor.

“TİCARİ KAYGI GÜDÜLMEMELİ”

Özel gün iletişim planında normal süreçlere kıyasla en önemli husus günün anlam, önem ve ruhunu aktaracak mesajın sade, duygu içeren ve etkileyici şekilde hedef kitleye aktarılması. Özellikle milli bayramların konu olduğu iletişim sürecinde milli duyguların uyandırılması önem taşıyor. Bu esnada, ticari bir kaygı gütmeksizin markaya özgü bir bağ kurabilmek, markanın itibarını bu anlamlı günün söylem ve içerikleriyle taçlandırabilmek de sıcak ve etkili bir iletişim sağlıyor. Özellikle sosyal medyada bu samimiyet ve duygudaki paylaşımlar takipçilerimiz, çalışanlarımız ve iş ortaklarımızın da aracılığıyla yaygın kitlelere ulaşıyor.

“MARKAMIZLA BAĞ KURUYORUZ”

Doğa Sigorta olarak özel gün iletişimine çok önem veriyoruz. Özellikle milli bayramlarımız için içeriklerimizi haftalar öncesinden günün önem ve duygusuna yönelik mesajları en iyi ve en doğru aktaracak şekilde özenle ve büyük bir hassasiyetle hazırlıyoruz. Markamızla bu anlamlı günler arasında bir bağ kurabilmeyi, kurumsal itibarımıza verdiğimiz önemi yansıtmayı hedefliyoruz. Toplumun duygularını yansıtan, birlik ve beraberlikten yana, hassasiyetleri gözeten bir yaklaşımla titizlikle ilerliyoruz. Çalışmalarımızı başta izinde yürüdüğümüz Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm gazi ve şehitlerimizi minnetle anarak hazırlıyoruz.

Eksim Holding Kurumsal İletişim Direktörü YUSUF EKİZ
"PROPAGANDADAN KAÇINIYORUZ"
Özel günlerde birleştirici ve kucaklayıcı olmak, propaganda ve reklam söylemlerinden kaçınmak, şirket veya markanın ülkeye ve ülke insanına sağladığı katma değerden söz etmek, iletişimi anlamlı kılan dinamikler arasında yer alıyor.

Marka itibarını etkileyen konuların başında markanın güvenilirliği, saygınlığı ve sürdürülebilirliği gibi temel kavramlar gelir. Şirketler, marka yönetiminde içinde bulunduğu toplumun ekosistemine uygun hareket etmek zorunda. Markayı sürdürülebilir kılmak için toplum normları paydasında markayı konumlandırabilmek gerekir. Bu kapsamda stratejik iletişim planına özel gün iletişimi mutlaka dahil edilmeli.

MARKA TOPLUM ENTEGRASYONU

Eksim Holding olarak bünyemizde belli kilometre taşlarına ulaşmış marka ve şirketlere sahibiz. 60 yıllık geçmişiyle Sinangil markamızı toplumla entegre etmeye yönelik özel çalışmalara imza atıyoruz. Bu yıl 60’ıncı yılını kutlayan Sinangil’in geniş kitlelerce beğenilen reklam filmiyle ekranların yanı sıra tüm mecralarda yerimizi aldık. Ayrıca Sinangil’in bağlı olduğu Eksun Gıda’nın Tekirdağ’daki fabrikasında basın mensuplarını misafir ederek tüm üretim süreçlerimizi kendilerine aktardık. Öte yandan Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin 6 ilinde faaliyet gösteren elektrik dağıtım şirketimiz Dicle Elektrik, özelleştirilmesinin 10. yılını kutluyor. Eksim Holding bünyesinde geçen bu 10 yılda, bölgeye sağladığımız katma değeri aktardığımız birçok basın çalışmasına imza attık. 10 yılda ortaya koyduğumuz kazanımları ve iyileştirmeye yönelik yeni yatırımlarımızı kamuoyuna aktarmaya devam ediyoruz.

"SÖZCÜKLER İTİNAYLA SEÇİLMELİ"

Elbette sürdürdüğümüz bu özel yıl iletişimlerinde dikkat ettiğimiz hususlar yer alıyor:

Öncelikle açık ve samimi bir iletişim dilini tercih ediyor, yenilikçi ve proaktif sürdürülebilir vizyonumuzu, geçmişin tecrübelerinden aldığımız güvenle birlikte söylemlerimizde sıklıkla gündemde tutuyoruz. Toplumun hassasiyetlerini ve dinamiklerini iyi analiz ediyor ve bu temelde iletişimimizi sürdürüyoruz. Ulusumuzdan ve köklerimizden duyduğumuz gurura yer verdiğimiz bir iletişim stratejisini benimsiyoruz. Özel günlerin iletişiminde sözcüklerin itinayla seçilmesi ve herhangi bir etnik kökenin rencide olmasını sağlayacak ifadelerden kaçınılması önem taşıyor. Birleştirici ve kucaklayıcı olmak, propaganda ve reklam söylemlerinden kaçınmak, şirket veya markanın ülkeye ve ülke insanına sağladığı katma değerlerden söz etmek, iletişimi anlamlı kılan dinamikler arasında yer alıyor.

Zorlu Holding Kurumsal İletişim ve Sürdürülebilirlik Genel Müdür Yardımcısı Şahika Özcan Ortaç
“BÜTÜNCÜL VE KAPSAYICI MESAJLAR DEĞERLİ”
Cumhuriyetimizin kuruluşunda büyük önem atfedilen eğitim, kültür ve sanat alanlarına odaklanıyor, değerlerinin benimsenmesini sağlama konusunda da kendimizi sorumlu hissediyoruz.

Cumhuriyetimizin değerleri ve öğretilerinin kurum kimliğimizdeki güçlü etkilerini iletişim çalışmalarımızda vurgulamaya özen gösteriyoruz. Genel olarak toplumumuzu birleştiren, hepimizin kalbine dokunan özel günlerin ve Cumhuriyetimizin 100. yılı gibi aslında çok kritik bir tarihin iletişimini ele alırken bu sorumlulukla ve etki alanımızın farkındalığıyla konuları değerlendiriyoruz. Bu kapsamda hayata geçirdiğimiz projeleri ve iletişimini kurgularken de bütüncül ve kapsayıcı mesajlar vermeyi değerli buluyoruz.

“1923 MÜZİKALİNİ HAYATA GEÇİRDİK”

Zorlu Grubu olarak Cumhuriyet'in kuruluş hikayesini yeni kuşaklara aktarma misyonuyla “1923” müzikalini hayata geçirdik. Çolpan İlhan&Sadri Alışık Tiyatrosu, Piu Entertainment ve Zorlu PSM ortak yapımcılığında, Zorlu Holding ve grup şirketlerinin katkılarıyla Cumhuriyet’in 100. yılına özel olarak hazırladığımız 1923 müzikali Türkiye tiyatro tarihinin en büyük ve en kapsamlı yerli müzikal projelerinden biri. Müzikal aynı zamanda ışık ve ses tasarımından dans koreografilerine, canlı orkestra kullanımından dönem kostümlerine kadar Milli Mücadele ile başlayarak Cumhuriyet’in kuruluş sürecini anlatan en büyük sahne sanatları eseri olma özelliği taşıyor. Sahne üstünde ve arkasında 200 kişilik bir ekip çalışmasıyla hayata geçirilen müzikalin hazırlıkları bir buçuk yıl sürdü. Dünyadan ve Türkiye’den alanında en iyi isimlerle çalışıldı, en iyi teknolojiler kullanıldı.

“HERKESE İLHAM VERECEK”

“1923”ün, Cumhuriyet ruhunu ve değerlerini daha iyi anlamak, bu değerlere daha fazla sahip çıkmak ve yaşatmak konusunda başta gençler olmak üzere herkese ilham verecek bir eser olduğuna inanıyoruz. Zorlu Grubu olarak bu önemli senede, grubumuz için büyük anlam ifade eden böylesine kıymetli bir projeye imza atmaktan mutluluk duyuyoruz. Sadece Cumhuriyetimizin 100. yılını değil, tüm özel günleri her yıl iletişime taşımanın, toplumumuzun birlik ve beraberliği, Cumhuriyet değerlerine bağlı gelecek nesillerin yetişmesi adına da çok değerli olduğuna inanıyoruz.

SAP Kurumsal İletişim Direktörü Ekin Erim Tayalı
“ATATÜRK İLKELERİNE MİLLİ DEĞERLERE DOKUNMALI”
Cumhuriyetimizin 100. yılı tüm özel günlerden farklı, kişi ve markalardan bağımsız olarak ülkemiz için çok büyük bir değer ve öneme sahip. O yüzden tasarlanacak iletişim projelerinin öncelikle Atatürk ilkelerine ve milli değerlere doğru bir şekilde dokunması gerekir.

Kurumsal itibarı destekleyen tüm iletişim çalışmalarının, özel günlerden bağımsız olarak, öncelikle ve mutlaka markanın kimliği ve bugüne kadar ortaya koyduğu çizgiyle uyumlu olması gerektiğine inanıyorum. Özel günlerden bağımsız olarak, yapılan tüm iletişim çalışmalarını, markaya özel dikilen bir kıyafet gibi düşünmek mümkün.

“ORTAK DEĞERLER YAKALANMALI”

Markanın hedef kitlesiyle arasındaki ortak değerlerin yakalanması çok kıymetli. Ve elbette ki bu kitleye ulaşacak doğru ve etkili araç ve mecraların tercih edilmesi gerekir. Çünkü en temelde amaç hedef gruplara ulaşıp onların ilgisini çekebilmek, hatta mümkünse etkileşime girmek.

“HASSASİYETLERE DİKKAT”

Cumhuriyetimizin 100. yılıysa tüm özel günlerden farklı, kişi ve markalardan bağımsız olarak ülkemiz için çok büyük bir değer ve öneme sahip. O yüzden tasarlanacak iletişim projelerinin öncelikle Atatürk ilkelerine ve milli değerlere doğru bir şekilde dokunması gerekir. Bunun yanında farklılaşmak adına hassasiyet içerebilecek ya da yanlış anlaşılabilecek unsurlara da dikkat edilmesi gerekir.

“İDDİA MI İDDİALI MI?”

İddia sahibi olmakla iddialı bir iletişim çalışması ortaya koyabilmek her zaman aynı sonucu vermeyebilir. Unutulmamalı ki ülkelerin tarihine damga vurmuş ve toplumsal bir etkiye sahip olacak iletişimlerde hedef kitleniz, mevcut ya da potansiyel müşterileriniz veya paydaşlarınız olmaktan çıkar. Türkiye’deki herkesi, hatta ortaya koyduğunuz içeriğe göre tüm dünyayı bile kapsayabilir. Tüm bu kriterlerle uyumlu yaratıcı bir çalışma yapıldığında da, kalplerde ve zihinlerde karşılık bulacağına inanıyorum.

ALTERNATİF BANK MARKA İLETİŞİM VE SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK MÜDÜRÜ LEVENT ULUSOY
“SEKTÖRE ÖRNEK OLACAĞIZ”
Bankacılıktaki pek çok terimin ne yazık ki işaret dilinde karşılığı yok ya da henüz tercüme edilmemiş durumda. İlk etapta 30’a yakın bankacılık terimiyle başlattığımız sözlük projemizi bu sorunun giderilmesinde değerli bir çözüm olarak görüyoruz.

Alternatif Bank olarak engelli bireylerin bankacılık hizmetlerinden eşit şekilde yararlanabilmesi için, sektörümüze örnek olacak bir yola çıktık ve 4 yılı aşkın süredir Engelsiz Bankacılık uygulamalarımızı hak temelli bir yaklaşımla ve artan bir ivmeyle hayata geçiriyoruz. Bu kapsamda en yenilikçi projelerimizden biri de Erişilebilir Bankacılık Terimleri Sözlüğü projesi oldu.

KAPSAYICI KSS

Bugün işitme engelliler başta olmak üzere, toplumda bankacılık terimlerini anlamada zorluklar yaşayan farklı kesimler bulunuyor. Bankacılıktaki pek çok terimin ne yazık ki işaret dilinde karşılığı yok ya da henüz tercüme edilmemiş durumda. İlk etapta 30’a yakın bankacılık terimiyle başlattığımız sözlük projemizi bu sorunun giderilmesinde değerli bir çözüm olarak görüyoruz. Diğer yandan bankamızın uluslararası finans kurumlarıyla uzun yıllara dayanan, köklü ilişkileri bulunuyor. Bu kurumlarla son dönemde yaptığımız görüşmelerde, sürdürülebilirlik ve ESG alanındaki çalışmalar gündemde daha fazla yer almaya başladı. Bu doğrultuda Engelsiz Bankacılık alanında yürüttüğümüz çalışmalarımız büyük bir ilgi gördü. Özellikle Erişilebilir Bankacılık Terimleri sözlüğümüzün, EFSE DF tarafından finansal kapsayıcılık adına önemli bir proje olarak karşılanmasıyla başlayan süreç, değerli bir iş birliğine dönüştü.

Geldiğimiz noktada EFSE Kalkınma Programı ile iş birliğimiz kapsamında, Erişilebilir Bankacılık Terimleri Sözlüğü’ne 75 yeni terim ekledik ve projede şu anda 100’den fazla terime ulaştık. Bu iş birliğini, projemizin hem uluslararası seviyede karşılık bulması hem sağlanan destekle kapsamının genişlemesi açısından çok önemsiyoruz. Önümüzdeki dönemde bu seriyi daha da zenginleştirerek, finansal kapsayıcılığa hizmet eden ve herkesin kullanımına açık bir sözlük haline getirmeyi hedefliyoruz.