İKLİM KRİZİ VE İLETİSİM STRATEJİLERİ

Acı gerçekler ile yüzleşmek!... Dünyadaki tüm markalar ve şirketler için şu kritik soru gündemde duruyor... "COP 26 sonuçları işinizi, sektörünüzü nasıl etkileyecek?" "İletişim politikaları için bir referans olabilecek mi?" Tam bu sorunun cevabı üzerinde çalışırken, Rusya'nın Ukrayna'ya girmesi ve sonu -aslında bilinen- belirsiz bir gündem her şeyi alt üst etti. 300'den fazla küresel marka Rusya pazarından çıkarken, iklim değişikliği gündemi sanki halının altına süpürülmüş gibi duruyor!

OYSAKİ...

Oysaki, iklim değişimi dolayısıyla seller, yangınlar gibi doğal afetler, açlık, mülteciler, pandemi gibi felaketler şirketlerde hiç alışkın olmadıkları değişim ve dönüşüm senaryolarını gündemde tutuyor. Bu nedenle şirketler, vizyon değişikliği arayışı içinde. Tüketiciler-müşteriler ve en önemlisi toplumun bu dönemdeki davranışları hızla değişiyor. Şirketlerden beklentiler, ürün ve hizmet kalitesinden bağımsız topluma karşı sorumluluklar özelinden başlıyor. Tabi ki, iş yaptıkları tedarikçiler, iş ortakları gibi paydaşlarının da aynı sorumluluk ile hareket etmesini sağlamak için özel kadroların istihdamına gidildiğini görüyoruz.

EN ZOR KISIM

En zor kısmı ise şirketler bu değişim/ dönüşümü başarıyla sürdürebilmesinin önünde, oluşabilecek engellerin/bariyerlerin neler olabileceği ancak yaşanarak öğrenilebiliyor. Belki aktivist ruhlu CEO’ların yönettiği şirketlerden alınacak dersler olabilir ama; bir yanda Rusya-Ukrayna savaşında nükleer silahların kullanılma olasılığı, diğer yanda pandeminin yeni yüzü ve “big brother” konumunda iklim krizi! Bu gündem “greenwashing” in (yeşil parlaklık) bile üstesinden gelemeyeceği acı gerçekler ile yüzleştiriyor bizi. Hesap verebilirliği çalışmalarının “birinci” sırasına koyan şirketlerin ayakta kalacağı bir döneme girdiğimiz söyleyebiliriz.

İLETİŞİM LİDERLERİNE YÖNELTTİĞİMİZ SORULAR:
- Tüm şirketlere ilham olacak iddialı hamleler gerçekleştirdiğiniz “sürdürülebilirlik” stratejilerinize açıklık getirir misiniz? 
- 2021 BM İklim Değişikliği Konferansı (COP26) sonuçları, işinizi VE sektörünüzü nasıl etkileyecek? Yeni dönemde neler yapılmalı?

Doğa Sigorta Kurumsal İletişim Müdürü  Seda Güler:
Çevresel faydaları yüksek projeler ve ürünler geliştiriyoruz
Doğa Sigorta olarak, sosyal ve çevresel faydaları yüksek olan projeler ve ürünler geliştirmeye özen gösteriyoruz. Yarınlarımızı düşünerek, çevreye ve yeşile duyarlı bir anlayıştan yola çıkarak “gelecek nesillere daha temiz ve yaşanılabilir bir dünya bırakma”yı arzu ediyoruz.

Fidan bağışı kampanyalarına destek oluyor, çevreye duyarlı araç kullananların yanında olduğumuzu gösteriyoruz. Elektrikli ve hibrit araç sahiplerinin karşılaşabileceği riskleri “Doğa’l Kasko” ile teminat altına alıyoruz. Önümüzdeki süreçte de bu değerli çalışmalarımızı sürdürmek, yeni ve faydalı projeler ile çeşitlendirme hedefindeyiz.

Kömür kullanımının sınırlanması ve temiz enerjinin artırılması hedefli COP26 (2021 BM İklim Değişikliği Konferansı) toplantısı, iklim değişikliğinin hem ülkelerin hem de şirketlerin ajandasında yer alacağını gösteriyor. Sigorta şirketleri, yapısı gereği faaliyet alanları içine giren riskleri yüklenen kuruluşlar. Bu nedenle, dünya üzerinde meydana gelen yenilikleri ve değişiklikleri yakından takip ederek üzerine düşen sorumlulukları yerine getiriyor.

Migros Ticaret A.Ş. Kurumsal İletişim Direktörü ve Sürdürülebilirlik Komitesi Başkanı  Ahu Başkut Alyanak:
Sürdürülebilirliği; çevresel, sosyal ve yönetişim boyutları ile ele alıyoruz
BIST Sürdürülebilirlik Endeksi’nin ilk yayımlandığı günden bu yana, endekste aralıksız yer alan tek perakende şirketiyiz. “Migros İyi Gelecek” planımız doğrultusunda, sürdürülebilirliği çevresel, sosyal ve yönetişim boyutları ile ele alıyoruz. Dünyada örnek teşkil eden projelere imza atıyor, tüm ekosistemimizin net pozitif etki yaratmasını hedefliyoruz.

Sürdürülebilirlik komitemizin çalışmaları kapsamında, m² başına günlük karbon salımını, 4 yılda yüzde 26 oranında azalttığımız mağazalarımızda, 2030 yılına kadar ilave %35 karbon azaltımını amaçlıyoruz. 2050’de karbon net sıfır hedefi için yol alıyoruz. 

SULU SOĞUTMA 

Patenti bize ait olan “sulu soğutma” sistemi ile mağaza dolaplarında neredeyse gaz kullanmıyoruz. Elektrik tüketimini düşürmek için soğutma, iklimlendirme ve aydınlatmayı merkezden kontrol ediyor, yeni nesil sistem değişimleri ile optimizasyon sağlıyoruz. Geçen yılki elektrik tüketimimizin %10’unu yenilenebilir kaynaklardan elde ettik. Hedefimiz, 2030’a dek satış metrekaremiz başına su tüketimini %10 azaltmak. İş Dünyası Plastik Girişimi (İPG)’ye üyeyiz. 2023 yılına değin, 500 tona yakın plastik atığın önüne geçmeyi amaçlıyoruz. BM Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SKA)’ları doğrultusunda 2030 hedefimiz, gıda imha oranlarımızı %50 indirmek. 

Philips Orta Doğu ve Türkiye Marka ve İletişim Direktörü  Rengin Erdinç:
Sürdürülebilirlik, DNA’mızda yer alıyor
Lider bir sağlık teknolojileri şirketi olarak, sürdürülebilirlik DNA’mızda yer alıyor. Kendimizi kuruluşumuzdan bu yana sürdürülebilir iş yapmaya adadık. Gezegenimize, toplumumuza, çalışanlarımıza, tüketicilerimize ve tüm paydaşlara karşı sorumluluğumuzun bilincindeyiz.

Amacımız, 2030 yılına kadar yılda 2,5 milyar insanın hayatını iyileştirmek. Sürdürülebilirlik hedeflerimizi, BM Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SKA) ile uyumlu olarak belirledik. 

HEDEFLERİMİZ...

Çevresel, sosyal ve yönetim olmak üzere, 3 alana odaklandık. Çevresel hedeflerimiz doğrultusunda “operasyonlarında karbon nötr hale gelen dünyadaki ilk sağlık teknolojileri şirketlerinden biri olma” unvanımızı koruyacağız. Bilim Temelli Hedefler Girişimi (SBTİ) ile paralel olarak, küresel ısınmayı 1,5°C’de sınırlandırmak için tüm tedarik zincirimizde karbon emisyonunu azaltmayı önceliklendiriyoruz. Gelirlerimizin yüzde 25’ini döngüsel ürün ve çözümlerden elde etmek, döngüsel uygulamaların tesislerimize entegrasyonu, ürünlerimizi %100 EcoDesign standartlara uyumlandırmak ve sıfır atık da hedeflerimiz arasında...

Pegasus Hava Yolları Kurumsal İletişim Danışmanı Banu Karamuk:
Operasyonlarımızı “sürdürülebilir çevre” anlayışı ile yönetiyoruz
Pegasus Hava Yolları olarak tüm çalışmalarımızı; çevresel, sosyal ve kurumsal yönetişim (ESG) alanındaki stratejimiz ile paralel ve bunların çıktılarına destek olacak şekilde planlanıyoruz. Operasyonlarımızı “sürdürülebilir çevre” anlayışı ile yönetiyoruz. Havacılık sektörü için çok önemli olan karbon emisyonlarının azaltılması çerçevesinde, sektörümüze yönelik düzenlemelere tam uyum gösteriyoruz.

Filonun gençleştirilmesi, yakıt tasarrufu getiren düşük emisyonlu uçak modellerine yatırım yapılması, uçaklarda ağırlık azaltma çalışmaları, rotaların optimize edilmesi gibi operasyonel tedbirler ile sürecin kaynağında emisyon azaltma çalışmaları gerçekleştiriyoruz. Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği (IATA)’nın “2050’ye kadar net sıfır karbon emisyonu” kararı doğrultusunda, dünyada bu taahhütte bulunan öncü hava yolu şirketleri arasında yer aldık. Bu taahhüdü pekiştirmek amacıyla ara dönem hedefimizi belirledik. Birim yolcu kilometre başına düşen uçuş kaynaklı karbon emisyonumuzu, 2030’a dek 2019’a kıyas ile %20 azaltmayı hedefliyoruz. Ekim 2021’den itibaren aylık karbon emisyonumuzu, geçmiş yıllar ile karşılaştırmalı olarak, şeffaf bir şekilde paylaşıyoruz.

Otokoç Otomotiv Pazarlama Müdürü Esra Arslanbaş Kaynak:
Yaşadığımız dünyaya karşı her zaman sorumluyuz
Otokoç Otomotiv olarak, kendimizi yaşadığımız dünyaya, toplumumuza, ülkemize ve insanlığa karşı her zaman sorumlu hissediyoruz. Tüm faaliyetlerimizi bu hassasiyeti göz önünde bulundurarak hayata geçiriyoruz.

Ünlü yatırımcı Warren Buffett’ın “İtibar kazanmak 20 yıl alır; ama o itibarı silmek için beş dakika yeter. Bunu unutmazsanız, başka türlü davranırsınız” sözü bu açıdan referans niteliğinde. Dolayısıyla sürdürülebilirlik çok önemli. Özellikle şu anda da yaşadığımız gibi zorlu dönemlerde yeni dünyaya uyumlanmamız, aynı zamanda da köklerimizi unutmamamız gerekiyor. Bizi itibarlı kılanın bu yaklaşım olduğunu düşünüyor, “İtibar eşittir, istikrar ile tekrar demektir” diyorum.

Enerjisa Enerji İletişim Direktörü GÖKTÜRK DEMİREL:
Sürdürülebilirlik toplum ve gezegenimiz için yarattığımız etkiyi şekillendiriyor
Enerjisa Enerji olarak, sürdürülebilirlik yaklaşımımızı, etki odaklı bir iş modeliyle birlikte, toplum ve gezegenimiz için yarattığımız etkiyi şekillendirmek çerçevesi ile hem sahada hem yönetim seviyelerinde etkin şekilde uyguluyoruz. 

Ana iş kollarımız olan elektrik dağıtım ve perakende satışında sorumlu kamu hizmeti sunmayı, sektörde rol model olmayı ve yeni enerji dünyasını şekillendirmeyi, bu süreçte birleştirici bir rol oynamayı, yol haritamızın ana taşları olarak görüyoruz. Bu kapsamdaki başlıca uygulamalara bakarsak... 

SORUMLULUĞUMUZ, DÜNYAYA KATKIDA BULUNMAK 

Ana sorumluluğumuz, sürdürülebilir ürün ve hizmetler ile işimizi büyütürken, dünyaya katkıda bulunmak. Bugün, sürdürülebilir bir dünya için belki de en stratejik öneme sahip sektörlerin başında enerji geliyor. Enerji dünyasında ise geleneksel yöntemler ile birlikte yeni enerji dünyasına adım attığımız bir dönemdeyiz. En önemli konular ise sürdürülebilirlik, insan odağı ve teknoloji. İletişim stratejimizin odağına da sürdürülebilirliği alıyoruz. Bu kapsamda, BM Kalkınma Programı tarafından 2030 yılı için belirlenen Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SKA)’lara hizmet eden tüm çalışmalarımız ile bütünsel bir iletişim planlıyor ve uyguluyoruz. 

Borusan Holding İK ve Kurumsal İletişim Grup Başkanı Nursel Ölmez Ateş:
Sürdürülebilirlik yolculuğumuzu anlamlı kılıyoruz
Borusan olarak, sürdürülebilirliği kapsamlı bir şekilde ele alıyoruz. “İklim, insan ve inovasyon” olarak belirlediğimiz odak başlıklarımızda gerek holding gerek grup şirketlerimiz için çeşitli hedefler koyduk. Birbirinden bağımsız; ama birbirini tamamlayan bu hedeflerle, sürdürülebilirlik yolculuğumuzu anlamlı kılıyoruz.

Grup genelinde iklim odağında, 2030 yılında kadar karbon nötr olmayı, plastik kullanımını azaltmayı, karasal yaşamı desteklemek adına canlı türlerini koruma altına almayı, karbonsuz ve döngüsel yeni iş modellerini geliştirmeyi amaçlıyoruz. Yenilenebilir enerji konusunda ise öncü projeleri hayata geçirirken, otomotiv alanında elektrikli araçlar gündemimizde. 

Allianz Türkiye Kurumsal İletişim ve Sürdürülebilirlik Grup Başkanı  Berna Özdemir:
Sektörün ilk sürdürülebilirlik stratejisini çizdik
Allianz Grubu’nun vizyonu doğrultusunda, Allianz Türkiye olarak sürdürülebilirliğe her boyutta öncelik veriyoruz. Kendimizi sürekli dönüştürürken, tüm paydaşlarımız ile “daha iyi bir çevre için paylaşılabilir değer yaratma, ekosistemimizin dönüşümüne katkı sağlama” hedefiyle çalışıyoruz.

“Sürdürülebilir değer yaratma” modelimiz ile varoluş amacımız olan “Allianz Seninle”yi sürdürülebilirliğin çevresel, sosyal ve yönetişimsel katmanlarına taşıyarak “iyi çevre, iyi toplum, iyi kurum” yaratma yolunda önemli adımlar atıyoruz.

KÜRESEL DAYANIŞMA

İlk olarak sürdürülebilirlik departmanımızı kurduk. Ardından tüm iş kollarının aktif şekilde temsil edildiği “sürdürülebilirlik komitesi” oluşturduk. Komite ve birçok paydaş ile birlikte Allianz Türkiye’nin ve sigorta sektörünün ilk sürdürülebilirlik stratejisini çizdik. Şeffaflık ve hesap verilebilirlik anlayışı ile Küresel Raporlama Girişimi (GRI) standartlarına uygun sürdürülebilirlik raporunu yıllık yayımlamaya başladık. Taahhütler ve iş birlikleri ile küresel dayanışmanın aktif bir parçası haline geldik.

COP26 “DÜNYA İÇİN SON ŞANS” OLARAK GÖRÜLÜYOR 

Paris Anlaşması ile belirlenen taahhütlerin hayata geçebilmesi için somut politikalarda önemli bir rol oynayan COP26 “dünya için son şans” olarak görülüyor. Düşük karbonlu gelecek, küresel sıcaklık artışlarını 1,5 derecede tutmak ve iklim krizinin yıkıcı etkilerini yaşayan ülkeleri desteklemek için yılda trilyonlarca dolarlık ek yatırım gerekiyor. 

Temiz enerjiye adil bir geçiş sağlamak da COP26’nın gündemlerinden... 190’dan fazla ülke, kömürden çıkış taahhüdü verdi. Allianz olarak iklim eylemine öncülük etme ve net sıfır ekonomisine geçişi kolaylaştırma taahhüdümüze uyuyor ve bu amaç için iş birliklerini önemsiyoruz. Yeni dönemde finansal bir kuruluş olarak, içinde bulunduğumuz ekosistemin dönüşümüne daha fazla katkı sağlamayı hedefliyoruz.

SAP Türkiye Kurumsal İletişim Direktörü  Ekin Erim Tayalı:
“Sürdürülebilir ve akıllı işletmeler” dönüşümüne destek oluyoruz
Pandemi süreci ve son dönemdeki doğal afetler bize, sürdürülebilir bir dünyanın inşası için çok daha duyarlı olmamız gerektiğini bir kez daha hatırlattı. SAP’nin “Dünyayı daha yaşanılır kılmak ve insan hayatını iyileştirmek” global vizyonu, tüm faaliyetlerimizin merkezinde yer alıyor. Bu doğrultuda BM’nin 17 Sürdürülebilir Kalkınma Amacı’nı (SKA) destekliyor ve benimsiyoruz.

Çevresel, sosyal ve ekonomik perspektifte, sürdürülebilir gelişme için iş dünyasına önemli görevler düşüyor. Hem kendi faaliyetlerimizi sürdürülebilir kılmaya hem de teknoloji ve hizmetlerimiz ile müşterilerimizin sürdürülebilir ve akıllı işletmelere dönüşümüne destek oluyoruz. 

KÜLTÜRÜMÜZÜN BİR PARÇASI 

İş modelimizi “düşük karbonlu bir ekonomi inşa etmek” üzerine temellendirdik. Kurumsal performans ölçümü ve değerlendirme biçimlerini değiştirmek üzere, dünyanın önde gelen markaları ve kurumları ile iş birliği yapıyoruz. Dünyanın en çevreci şirketlerinin yüzde 97’sinin teknoloji çözüm ortağıyız. Sürdürülebilirliği kültürünün bir parçası haline getiren SAP’de, çalışanların %94’ü sürdürülebilirliği benimsiyor. 

KARBON NÖTR HEDEFİ

Dow Jones Sürdürülebilirlik Endeksi’nde son 15 yıldır “en sürdürülebilir yazılım şirketi” olarak bir numaradayız. Tüm paydaşlarımızın desteğini arkamıza alarak, 2025’e kadar karbon nötr olmayı ve tüm operasyonlarımızı %100 yenilenebilir enerji ile yürütmeyi taahhüt ediyoruz. SAP’nin bu alandaki hedefleri arasında ayrıca, ekosistemine kaynaklarını verimli kullanmalarını sağlayacak araçlar, içgörüler ve çözümler sunarak “10 yıl içinde plastikten arındırılmış okyanuslara ulaşmak” var. Ürün portföyümüzü de kurumların sürdürülebilir olma yönündeki ihtiyaçlarına ve önceliklerine göre güncelleyerek sürekli zenginleştiriyoruz. 

Boyner Grup Kurumsal İletişim Direktörü  Oya Uzun:
Hayat görüşümüzü 'sürdürülebilirlik' odaklı değiştirmeliyiz

Sürdürülebilirlik, içinde yaşadığımız dünyayı paylaştığımız herkesi ve tüm canlıları doğrudan etkiliyor. Bu yüzden tüm bireyleri, şirketleri ve markaları da yakından ilgilendiriyor. Dünyanın geleceği için doğa dostu politikalar izlememiz, doğayla barışık bir yaşam felsefesi benimsememiz, felsefi bakışımızı ve hayat görüşümüzü, sürdürülebilirlik odaklı değiştirmemiz gerekiyor. Boyner Grup olarak sosyal sorumluluk ve sürdürülebilirlik anlayışı, en temel değerlerimizden biri. Hedeflerimizi belirlerken toplumsal, çevresel ihtiyaçları göz önünde bulunduruyor, sosyal projelere odaklanıyoruz.

Signify Ortadoğu, Türkiye, Pakistan ve Afrika Kurumsal ve Marka İletişim Direktörü Ebru Ertan Bilge:
Sürdürülebilirlik konusunda öncü bir rol üstleniyoruz
Sürdürülebilirlik, stratejimizin tam ortasında konumlandırdığımız ve tüm hizmetlerimizi, ürünlerimizi, teknolojik Ar-Ge çalışmalarımızı da buna göre şekillendirdiğimiz bir iş yapış şekli. Üretimden paketlemeye, tedarik zincirinden ürün kullanımına kadar her aşamayı hem kullanıcılara maksimum tasarrufu sağlayacak şekilde hem de dünyanın geleceğini düşünerek şekillendiriyoruz.

Signify olarak sürdürülebilirlik konusunda öncü bir rol üstleniyoruz. “Gelecek nesiller için sürdürülebilir bir yaşam” mottosundan yola çıkarak, tüm tüketici ürünleri ambalajlarımızda plastik kullanımını sonlandırdık. 

UYGULAMALARIMIZ...

Katı atık sahalarına gönderdiğimiz atıkları sıfıra indirdik. Böylece yıllık 2 bin 500 tonun üzerinde plastik kullanımından kaçınıyoruz. Bu, peş peşe dizildiğinde 8 bin km’den fazla uzayabilecek 125 milyon plastik şişeye denk geliyor. Malzeme ve nakliyeden kaynaklanan karbon emisyonlarını da senede 6 bin ton azaltıyoruz. Bu da bir yıl boyunca ancak 270 bin ağacın emebildiği karbondioksite eşdeğer. Uygulamamızın ilham olması bizi çok mutlu eder. Çünkü doğaya saygımız ne kadar artarsa, geleceğimiz o kadar iyi olacak. Hep birlikte hareket etmek zorundayız. 

ÇAĞRIMIZ

Glasgow’da gerçekleşen 26. BM İklim Değişikliği Konferansı (COP26) kapsamında, karbon salınımını azaltmak ve hem şirketler hem de tüketiciler için dijitalleşmeyi hızlandırmak amacıyla “enerji tasarruflu ve bağlantılı LED aydınlatmaya hızlıca geçilmesi” çağrısında bulunduk. Profesyonel pazarda LED aydınlatma kullanımı ile CO2 salınımları 553 milyon ton düzeyinde azaltılabilir. Bu da 25 milyar ağacın atmosferden yılda temizleyebildiği CO2 gazına eş bir miktar. Ülkeleri ve iş dünyasını bu konuda bir bilinçlenme hareketine çağırıyoruz.

Yapı Kredi Kurumsal İletişim Direktörü  Arda Öztaşkın:
Sürdürülebilirlik bizim için bir trend değil, kültürümüzün yapı taşı
“Gelecek nesillere daha sürdürülebilir bir dünya bırakmak” adına, finans sektörüne büyük iş düşüyor. Toplumsal ve çevresel konulara özen gösteriyoruz. Toplumumuza uzun süreli değer katmak istiyoruz. Finansman çözümlerimiz ile müşterilerimizin işlerini kolaylaştırırken, sürdürülebilirlik için sosyal bir dönüşüm sağlamayı hedefliyoruz.

Kurulduğumuz ilk günden beri, toplumsal gelişimi olumlu yönde etkilemek için sadece finansa değil, kültür sanat başta olmak üzere, farklı disiplinlere değer katma amacını misyon edindik. Dolayısıyla, sürdürülebilirlik konusu bizim için bir trend değil, kültürümüzün yapı taşlarından biri.

COP26 TARTIŞMALARI

COP26 tartışmalarında sadece yumuşak önlemler ile zararı azaltmanın amaçlandığını görüyoruz. Gezegendeki tüm canlılar için tehlike aynı olmasına rağmen tarafların önceliklerindeki farklılıklar, aynı netlikte tedbirler alınmasına engel oluyor. 2021’de, sürdürülebilirlik alanındaki aksiyonlar hız kazandı. Avrupa Komisyonu, AB genelinde sürdürülebilir faaliyetlere yönelik para akışını iyileştirmeye yardımcı olacak kapsamlı bir sürdürülebilir finans paketini kabul etti. Hedef, 2050’ye kadar Avrupa'yı iklim açısından nötr hale getirmek konusunda etkili olmak. 

YOL HARİTAMIZ...

Avrupa Yeşil Mutabakatı’ndaki eylem planlarının hayata geçmesiyle beraber, sürdürülebilirlik yatırımları çerçevesinde kurulan iş birliklerinin artmasını öngörüyoruz. Bu bağlamda, ürün materyallerinden tasarıma, atık yönetiminden lojistiğe dek tüm süreçler yeniden planlanacak. Şirketlerin döngüsel iş modellerine uyumlanması için oluşacak finansman ihtiyaçları da bankalarca karşılanacak. Yapı Kredi olarak, bu alanda Koç Topluluğu’nun belirlediği yol haritası doğrultusunda ilerliyoruz. Sorumlu bankacılık alanında şeffaf iletişim modelimizi devam ettirerek, sürdürülebilirlikteki öncü çalışmalarımız ile sınırları kaldıracağız. Uluslararası sürdürülebilirlik girişimlerinde verdiğimiz taahhütleri yerine getirmek adına da projelerimizi gerçekleştireceğiz.