RUHUMUZ, BEDENİMİZE SIĞMAYINCA GÖZYAŞI OLARAK TAŞARMIŞ

Ülkemiz ve insanımızı derinden sarsan afetin yaralarını birlikte sarıp ayağa kalkma odağında olduğumuz şu günlerde pek çok noktada iş liderliği, işbirliği, kolektif akıl, koordinasyon ve orkestrasyon konularını birlikte değerlendirip irdeliyoruz. Kısa, orta ve uzun vadede odaklanacak çok konumuz var; yaraların mümkün olduğunca sarılması için rehabilitasyon çalışmaları, bölgenin toparlanması ve kalkınması için istihdam ve iş insanın, girişimcinin desteklenmesi ve ülke risklerimizin topyekün olarak planlı şekilde önceliklendirilmesi? Deprem Bölgesinde neler yaşadık, faaliyetlerimiz neler birlikte CEO'larımızla değerlendirelim.

İŞ DÜNYASINA 20 MADDELİK YOL HARİTASI
“Güçlü Dayanışma, Mesleki Gelişim” diyerek faaliyetlerini yürüten İnsan Kaynakları Meslek Derneği (İKMD), merkez üssü Kahramanmaraş’ın Pazarcık ve Elbistan ilçeleri olan, 10 ilimizde can kayıpları ve yıkıma yol açan deprem felaketinin ardından çalışma hayatına yönelik 20 maddelik bir bildirge yayınladı.

Uzun vadeli çözümlerin önemine dikkat çeken İKMD, hazırladıkları 20 maddelik bildirgeyle, normal yaşama dönüş için şimdiden planlamaların başlatılmasını ve gerekli düzenlemelerin vakit kaybetmeden yapılmasını öneriyor. Tüm afet durumları için işverenin ve çalışanların haklarını belirleyen maddelerin çalışanların sözleşmelerine tanımlanması gerektiğinin altının çizildiği bildirge, depremzedelerin yeniden iş hayatına uyum sağlamalarına yardımcı olmak, işverenlerin ve kamu kurumlarının bu zorlu süreçte depremzedelere destek olmalarını teşvik etmek adına iş dünyasına yönelik bir yol haritası sunuyor.

“Toparlanma zaman alacak”

İnsan Kaynakları Meslek Derneği Kurucu Başkanı, MAN Türkiye A.Ş. İnsan Kaynakları Direktörü Mustafa İskifoğlu, hazırladıkları bildirgeye ilişkin yaptığı açıklamada, “Dünya çapında ülkeler, felaketlerden ders aldıkça, afet yönetimi uygulamalarını yenilediler. Bir sonraki afetin ne olacağını ve ne zaman geleceğini bilmiyoruz, ancak hayatta kalmak ve etkisini en aza indirmek için harekete geçebiliriz. 6 Şubat’ta yaşadığımız deprem, sadece maddi kayıplara neden olmakla kalmamış, aynı zamanda yüzbinlerce insanın hayatını etkilemiştir. İnsan Kaynakları Meslek Derneği olarak depremzedelerin hayatlarını yeniden kurabilmeleri için işe ve normal hayata geri dönmelerine yardımcı olmak, bizim öncelikli hedefimizdir. Bu süreci hızlandırmak ve desteklemek adına İKMD Yönetim Kurulu, İcra Kurulu ve İKMD üyesi İnsan Kaynakları profesyonelleri ile 20 maddelik yol haritasını içeren bir bildirge hazırladık” dedi.

“İş yerimizi depreme hazırlamak evimizi hazırlamak kadar önemli”

İnsan Kaynakları Meslek Derneği İcra Kurulu Üyesi, Stratejik Yönetim Danışmanı Canan Duman her şirketin tüm çalışanlar tarafından açıkça bilinen acil eylem, tahliye planlarına sahip olması ve bunları uygulaması gerektiğini hatırlatarak, “Depremler evde veya işte büyük hasara neden olabileceğinden, kimsenin zarar görmemesi için önceden planlama yapmak panik ve kaostan kaçınmaya yardımcı olur. Hazırlık anahtardır. Ne yazık ki, birçok işletme bu tür bir doğal afete hazırlıklı değil ve çalışanlarını risk altında bırakıyor. Oysa işyerlerini hazırlamak, evimizi hazırlamak kadar önemlidir. Şimdiden planlama yapmak, çalışanların güvenliğini artırabilir ve olaydan sonra iş sistemlerinin çalışır durumda kalmasına yardımcı olabilir. Depreme hazırlanmanın zamanı gelecek hafta veya gelecek ay değil, ‘hemen’dir” şeklinde konuştu. İşletmelerin afet fonu oluşturmasına da vurgu yapan Duman; “Şirketler, pandemide de deneyim ettiği gibi faaliyetlerini aksatacak bir vaka ya da afet gerçekleşmeden önce gelir elde edememe durumuna karşılık olarak bir kenara bir afet fonu ayırmalıdır” dedi.    

 

İnsan Kaynakları Meslek
Derneği Deklarasyonu:

1) İşverenler ve kamu kurumları, çalışanların iş sözleşmelerine tüm afet durumları (deprem, sel, yangın, salgın vb.) için işverenin ve çalışanların haklarını belirleyen maddeleri tanımlamalıdır.

2) İşverenler depremde işini kaybedenlere yönelik öncelikli istihdam politikalarını belirlemeli, işe alımlarda depremden etkilenenlere öncelik verilmelidir.

3) 4857 sayılı İş Kanunu’nun 30. maddesinde yer alan; 50 ve üzerinde işçi çalıştıran özel sektör iş yerlerinde yüzde üç engelli çalıştırma yükümlülüğü gibi depremzedeler için de işverenlere belirli bir oranda depremzede çalıştırma yükümlülüğü getirilmelidir.

4) 7103 ve 7166 sayılı kanunlar kapsamında 4447 sayılı Kanun’a eklenen geçici 19. maddede olduğu gibi depremzedeler için ücret desteği ve sigorta prim desteği uygulaması hayata geçirilmelidir.

5) 6486 sayılı Kanun kapsamında yer alan 6 puanlık bölgesel teşvik uygulaması, deprem felaketinin yaşandığı 10 ilde tekrar uygulanmaya başlanmalıdır.

6) Afet bölgesindeki demografik yapıyı korumak için depremden etkilenen 10 ilde istihdam koşullarının sağlanmasına yönelik teşvik ve çalışmalar ivedilikle başlatılmalı, deprem bölgesinde zarar gören işletmeler desteklenmelidir.

7) İşverenlerin halihazırda var olan yatırım planlarını afet bölgelerinde gerçekleştirmeleri durumunda ilave teşvikler sağlanmalıdır.

8) Depremzedeler için COVID-19 Zorlayıcı Sebep Gerekçeli Kısa Çalışma Ödeneği uygulaması gibi tekrar kısa çalışma ödeneği uygulaması başlatılmalıdır.

9) 5510 sayılı Kanun’un Ek 23. maddesinde yer alan, maden işlerinde meydana gelen iş kazaları sonucunda vefat eden sigortalının; genel sağlık sigortası primi dâhil kendi sigortalılığı nedeniyle prim ve prime ilişkin her türlü borçların terkin edilmesi ve ölüm tarihinde sigortalıya ilişkin şartlar aranmaksızın hak sahiplerine aylık bağlanması uygulaması deprem felaketinde hayatını kaybedenlerin hak sahipleri için de uygulanmalıdır.

10) Depremden etkilenen illerde ihtiyaç duyulacak işgücü için İş-Kur il müdürlüklerinde başvuru merkezlerinin oluşturulması, afet bölgesinde faaliyet gösteren işverenler için tüm ulusal ve yerel iş arama sitelerinde ücretsiz işe alım ilanlarının yayınlanması sağlanmalıdır.

11) Türkiye İş Kurumu’nda depremzedelere yönelik ayrı özgeçmiş havuzu oluşturulmalı ve önceliklendirilmelidir.

12) İstihdam sürecinde mesleki eğitime ve yetkinliğe ihtiyaç duyan depremzedeler için özel burslar sağlanmalı ve özel ek kontenjanlar tanımlanmalıdır.

13) Özel sağlık sigorta şirketleri ve Sağlık Bakanlığı tarafından, sağlık sigortalarını destekleyici politikalar belirlenmeli, depremzedelerin ve birinci derece yakınlarının 1 yıl boyunca sağlık giderleri karşılanmalıdır.

14) Şirketler elementer (hayat dışı) sigortalı olmaya özendirilmeli, sigortalı olan işletmelerin mevcut sigorta poliçeleri incelenerek afet durumlarını kapsayacak şekilde genişletilip güncellenmesi sağlanmalıdır.

15) İşverenler afet prosedürlerini oluşturmalı, ayni ve nakdi yardımlar (kira, taşınma, eşya, erzak yardımı vb.), idari izin, afete yönelik ek ödenek bütçe/fonları (eğitim, sağlık, uzaktan çalışma, vb.) belirlenmelidir. Belirlenecek bu yardımlara ilişkin işverenleri teşvik etmek adına gelir vergisi ve sigorta primleri açısından muafiyet uygulanması sağlanmalıdır.

16) Depremzedeler için uzaktan çalışma modelleri hayata geçirilmelidir.

17) İşverenlerce depremzedelere yapılan her türlü nakdi ve/veya ayni yardımlara depremzedelerin vergi dilimlerinin değişmemesi ve yıl içerisinde daha yüksek oranda vergi kesintisi uygulanarak mağduriyet oluşmaması adına gelir vergisi ve sigorta primleri açısından muafiyet uygulanmalıdır.

18) 4857 sayılı İş Kanunu’nun 40. maddesinde yer alan; “iş yerinde bir haftadan fazla süre ile işin durmasını gerektirecek zorlayıcı sebepler dolayısıyla çalışamayan veya çalıştırılmayan işçiye bu bekleme süresi içinde bir haftaya kadar her gün için yarım ücret ödenmesi” hükmündeki 1 haftalık süre depremzedeler için uzatılmalıdır.

19) İşletmelerin afet fonu oluşturması teşvik edilmelidir.

20) İşletmeler acil durum planı hazırlamaya yönlendirilmelidir.

OPET Genel Müdürü Özgür Kahramanzade:
Bedelsiz yakıt vermeye devam ediyoruz

Ülkemizi derinden etkileyen deprem sonrasında bölgedeki vatandaşlarımıza destek olmak için gerekli planlamaları yaparak hızla çalışmalara başladık. AFAD tarafından belirlenen ihtiyaç noktalarına hibe olarak sağladığımız yakıtın yanı sıra yollarda donma riskiyle karşı karşıya kalan sürücülerimizin araçlarına bedelsiz olarak vermeye devam ediyoruz. Depremden etkilenen ve kapalı olan istasyonlarımızda enerji tedariğinin kesintisiz devamı için gerek otomasyon sistemleri gerekse teknik ve altyapısal sorunları çözerek satışın yeniden başlamasını ve normal akışı sağlamak için çalışıyoruz. Bayilerimizin ihtiyaçları konusunda planlama yaparak hızla aksiyon alıyoruz, gerektiği durumlarda istasyonların kesintisiz faaliyet göstermesi için işletme desteği sağlayacağız. Ayrıca ben ve ekip arkadaşlarım her zamanki gibi sahada olmaya ve felaketin yaralarını sarmak için çalışmaya devam edeceğiz.
 

Allianz Türkiye CEO’su Tolga Gürkan:
En büyük ihtiyacımız toplumsal dayanışma

Yaralarımızı sarmak için en büyük ihtiyacımızın toplumsal dayanışma olduğuna inanıyoruz. Allianz olarak oluşturduğumuz yardım fonuyla öncelikli olarak etkilenen illere ambulans ve Allianz Partners’ın katkısıyla konteyner desteği veriyor, AFAD'ın afeti koordine etmesine, Kızılay'ın insani yardım sağlamasına, belediyelerin ihtiyaç malzemelerini temin etmelerine, İstanbul Tabip Odası'nın gönüllü sağlık çalışanlarının ihtiyaçlarını karşılamasına, Ahbap Derneği ve Türk Psikologlar Derneği'nin bölgedeki çalışmalarına destek oluyoruz. Allianz’ın Türkiye’de faaliyet gösteren diğer şirketleri Allianz Partners ve Allianz Trade'deki ekip arkadaşlarımızla birlikte, çalışma arkadaşlarımız, iş ortaklarımız, müşterilerimiz, kamu kurumları, sivil toplum kuruluşları, belediyeler ve mesleki birlikler de dahil olmak üzere tüm ekosistemimizle yakın temas halinde, hep birlikte bu zor zamanların üstesinden geleceğiz. Yaralarımızın en kısa sürede sarılmasını diliyor, seferber olan herkese ve her kuruma teşekkür ediyoruz. Aklımız ve kalbimiz deprem bölgesinde; bu dayanışmanın bir parçası olmaya ve sorumluluk üstlenmeye devam edeceğiz.

Amgen Türkiye CEO’su Güldem Berkman:
Eğitim çok önemli!
Ülkemiz bir deprem ülkesi. Bunun bilincinde olup, deprem ile yaşamayı öğrenmeliyiz. Eğitim çok önemli. Hem depremde görev yapacak insan gücü yetiştirilmeli hem de vatandaşlar eğitilmeli. Depremi tanıtmanın, öncesinde ve sırasında neler yapılabileceği konusunda eğitim programları düzenlemenin şart olduğunu düşünüyorum.

Depremden ve diğer afetlerden korunmanın en önemli yolu eğitim. Şirket içinde düzenlenecek programlarla çalışanlarımıza bu konuda eğitim desteği vermek yapılacak ilk iş olmalı.

Hepimizi derinden üzen deprem haberlerini aldığımız andan itibaren çalışmalara ve ilgili kurumlar ile görüşmelerimize başladık. Amgen ve Amgen Vakfı'nın çalışanlarımıza, ilaçlarımızı kullanan hastalara ve afetten olumsuz etkilenen herkese destek olabileceği yolları belirlemek adına bir “Kriz Ekibi (IMT)” kurduk. Yapılacakları çalışanlarımızın sağlığı, bağış, iletişim ve ilaca erişim başlıkları altında topladık.

Çalışma arkadaşlarımızın güvende olduğundan emin olduktan sonra ilgili kurumlar ile iletişim halinde yürüttüğümüz destek çalışmaları kapsamında AFAD'a 1 milyon TL bağışta bulunduk. Amgen Vakfı ise Direct Relief, International Medical Corps ve Heart-to-Heart International kuruluşlarına 1 milyon dolarlık destek verdi. Ayrıca Amgen Vakfı'nın desteği ile oluşturulan "Afet Yardımı Eşleştirme Programı" ile dünya çapındaki tüm Amgen çalışanlarının katılabileceği bir bağış kampanyası da başlattık. Amgen çalışanlarının katkısının toplamı kadar ilave bağış yaparak, tüm bağışları kâr amacı gütmeyen kuruluşlara aktaracağız. Öte yandan bölgedeki hastaların ihtiyaç duydukları ilaçlara erişimini sürekli kılmak için çalışmaya devam ediyoruz. Amgen olarak bölgedeki vatandaşların ve çalışanlarımızın her zaman yanındayız.

Enerjisa Enerji CEO’su Murat Pınar:
15 milyar liralık yatırım planlanıyor

Bu topraklardan aldığını bu topraklara geri verme kültürünü benimseyen bir şirket olarak, depremin yaşandığı ilk günden itibaren büyük bir hasar alan elektrik şebekesinin yeniden enerjilendirilmesi ve bölge halkının ihtiyaçlarının giderilmesi adına ilave 370 milyon liralık bir kaynak ayırdık. Bundan sonra da elektrik şebekesinin ve bölge insanlarının yeniden toparlanması için destek olmayı hedefliyoruz. Bunun için, 2023 yılında yatırımlarımızı geçen yıla göre üç katına çıkararak 15 milyar liraya yükseltiyoruz. Bu yatırımın büyük bölümünü depremden etkilenen Toroslar bölgesine şebeke modernizasyonu, teknoloji ve akıllı şebeke uygulamalarıyla aktaracağız. Toroslar bölgesinde gerçekleştirdiğimiz faaliyetlerle birlikte önemli bir istihdam da sağlıyoruz bu bölgede. Bölgedeki insan kaynağına da yatırım yapmak üzere, sadece konaklama yardımları değil, nitelikli teknik eğitim merkezleri ve yeni enerji teknolojileri alanlarında yeni iş alanları yaratacağız.