TÜRKİYE'NİN EN ETKTİLİ 50 KURUMSAL İLETİŞİM LİDERİ

Türkiye'nin En Etkili 50 Kurumsal İletişim Lideri'ni 2023'te en çok hangi konular zorladı? Zorlukları hangi iletişim enstrümanlarını kullanarak aştılar? Kurumsal itibarı yöneten liderler neyi hedefledi? Sorumlu oldukları markalarla beraber 2023'te gurur duydukları hangi başarılara ulaştılar?

Kurumsal İletişimcilerin ana performans göstergeleri neler olmalı?

Şirketlerde kurumsal iletişim işlevleri, diğer yönetim birimleri tarafından pek kolay anlaşılamıyor. Ne iş yaptıkları, şirketin performansının hangi alanlarda artırılmasına destek oldukları maalesef "muğlak" bir konu. Özellikle kriz ortamlarında işlerin nasıl yönetileceği, itibar hasarının nasıl minimize edileceği konusunda ya hiç kapısı çalınmayan ya da önerilerinin zamanında, gereği gibi dinlenmediği bir departman olarak görünüyor.

Mesleğin bu sıkıntılı görüntüden çıkışında üç önemli başlık altında değerlendirme yapılmalı:

Bunların ilki, kurumsal iletişimcilerin şirket paydaşlarının "sözcüleri" gibi hareket etmeleri gerektiği. Yani işlerin yönetilmesinde onlar iç ve dış paydaşların hatta etkileyici paydaşların sesi olmak durumundalar. Şirketi bir krizle burun buruna getirecek konular ve kararlar ancak bu şekilde önlenebilir.

İkinci konu hem meslek kuruluşlarında hem bireysel olarak mesleğin gelişimi ve ortak çıkar alanlarının geliştirilmesinde ön saflarda olmaları gerekir. Benchmarking burada devreye girer. Akademik ortamlar, sivil toplum kuruluşlarıyla ilişkilerde kendisi ve ekibinin belirleyici bir rolü var. Bu da mesleki anlamda entelektüel zenginlikle sağlanabilir.

Üçüncü konu ise çok can alıcı. Ana performans göstergeleri neler olacak? Kendilerinden kaynaklanmayan iletişim kazaları kimin hesabına yazılacak? Hangi ölçümlemeler adil ve adaletli bir performans göstergesi olabilecek?

ROCHE TÜRKİYE KURUMSAL İLETİŞİM LİDERİ BAHAR SÜRAL
“DİJİTALLEŞMEYLE SAĞLIKTA ÇIĞIR AÇIYORUZ”
Dijitalleşme hayatımızın her alanında olduğu gibi sağlık alanında da ciddi bir ivme kazandı ve biz Roche olarak bu ivmeyi çalışma alanlarımıza entegre etmek için önemli adımlar attık.

Kahramanmaraş merkezli depremler hepimizi derinden sarstı. Depremlerin ardından Roche Türkiye olarak çok hızlı şekilde deprem bölgesindeki acil ihtiyaçların karşılanmasına destek olduk. Bunun da ötesinde orta ve uzun vadede bölgede sağlık hizmetlerinin kesintisiz devam etmesi ve toplum üzerindeki yükün azaltılması için bölgeye yönelik yatırımlarımızı başlattık.

DEPREM SONRASI NE YAPTIK?

Otoriteler liderliğinde 4 önemli projeye imza attık. Bu kapsamda Adıyaman’da ağır hasarlı bir aile sağlığı merkezinin yeniden inşa edilmesi, Kızılay iş birliğiyle depremden etkilenen şehirlerde kurulacak konteynerlerde sağlık hizmetleri sunulması, Malatya’da prefabrik klinik araştırmalar ünitesi kurulması ve Türk Eğitim Derneği iş birliğiyle depremden etkilenen bölgelerdeki 200 öğrenciye 8 yıl boyunca akademik, sosyal ve psikolojik, ayni ve sosyal destekle eğitim desteği sağlanmasına yönelik çalışmalarımızı başlattık. Roche kurumsal iletişim ekibi olarak bu taahhütlerimizin hayata geçirilmesi için şirket bünyesinde oluşturulan ekiplerle süreci takip ettik. Çalışanlarımızın adanmışlığı ve paydaşlarımızın katkısıyla bu zorlu süreci birlikte yönettik.

“ANAHTAR KELİME DİJTALLEŞME”

Günümüzde yaşadığımız dünyayı ve Roche’u düşündüğümüzde öne çıkan anahtar kelime “dijitalleşme”. Dijitalleşme hayatımızın her alanında olduğu gibi sağlık alanında da ciddi bir ivme kazandı ve biz Roche olarak bu ivmeyi çalışma alanlarımıza entegre etmek için önemli adımlar attık. Dijital çözümlerin sağladığı iç görüler, doktorların isabetli kararlar verme ve hasta için doğru tanı ve tedaviyi belirleme sürecine katkı sağlıyor. Bu, doğal olarak hasta bakımını ve sonuçlarını doğrudan iyileştirmeye yardımcı oluyor. Buna ek olarak, topluma daha az yük getirecek şekilde daha düşük maliyetli ekonomik ve daha kaliteli sağlık hizmetleri sunmamızı sağlayan operasyonel verimliliğimizi artırıyor.

“TELE SAĞLIK ÇIĞIR AÇTI”

Dijitalleşmenin sağlık hizmetlerinde çığır açan en önemli etkilerinden biri hayatımıza hızla giren ve bugün artık oldukça etkin kullanabildiğimiz tele sağlık uygulamaları oldu.

Bu kapsamda, tele sağlık uygulamaları alanında en başından beri hayal ettiğimiz uçtan uca dijital hastalık yönetimi uygulaması olan, Türkiye MS Derneği ve dijital sağlık girişimi Albert Health iş birliğiyle geliştirilen MS+ dijital sağlık uygulaması, Roche Türkiye sponsorluğunda kullanıma sunuldu. Onkoloji alanında hayata geçirilmesine destek olduğumuz onKOlay isimli uygulamaysa hastalara daha fazla fayda sağlayabilmek üzere geliştirilen bir diğer dijital çözüm oldu. Türk Kanser Derneği, Albert Health iş birliği ve Roche Türkiye sponsorluğunda hayata geçen uçtan uca dijital hastalık yönetimi ve tele sağlık uygulaması onKOlay ile hastaların yan etki takiplerinin yapılması, hasta günlüğünün tutulması ve bu verilerin hekimlere doğru ve düzenli bir şekilde raporlanması ve bu doğrultuda onkoloji hastalarının kanserle mücadelede yaşamlarının kolaylaştırılması hedefleniyor.

OPET Sürdürülebilirlik ve Kurumsal İletişim Grup Müdürü Ayşenur Aydın
“ÇOK BOYUTLU VE STRATEJİK DÜŞÜNCE BİÇİMİMİ KORUDUM”
Belirsizliklerin netleşmesini beklemek yerine her zaman problemin çözümüne odaklanan, ihtiyaca yönelik çözüm geliştiren bir yaklaşım sunduk. Topluma, insana ve yaşadığımız çevreye değer katacak pek çok projeyi eş zamanlı yürüttük.

Geçtiğimiz yıl ve içinde olduğumuz dönem pek çok zorluğu da beraberinde getirdi, değiştirdi, kutunun dışında ve hızlı düşünmeyi zorunlu kıldı. Bununla beraber öğretici ve yeniliklerle dolu oldu. İletişim profesyonelleri sağ duyuyla akıldan ve doğrudan yana durarak, ihtiyaçları gözeterek ve yenilikleri takip ederek zamanın ruhunu yakalamaya çalışır, yeniliklerin ve yıkıcı değişimin içinde sürece hızla uyum sağlar. Kendi etki alanı içinde önyargısız bir şekilde yaratıcı düşünceden faydalanır.

“SEKTÖRÜMÜZDE DEĞİŞİME LİDERLİK EDİYORUZ”

Geçtiğimiz bir yılda en büyük önceliğimin, çok boyutlu ve stratejik düşünce biçimini korumak, anlamak, anlamlandırmak ve bunu işime en doğru şekilde yansıtmak olduğunu söyleyebilirim. Bununla birlikte, tüm belirsizliklere rağmen son bir yılın içinde OPET için son derece yoğun ve üretken bir dönem oldu. Belirsizliklerin netleşmesini beklemek yerine her zaman problemin çözümüne odaklanan, ihtiyaca yönelik çözümler geliştiren bir yaklaşım sunduk. 2018 yılında başlattığımız Kadın Gücü projemizle sektörümüzdeki değişime liderlik ediyoruz. Kadınların iş gücüne katılımı çok önemli ve değerli. Projemizi yeni açılımlarla geliştirmeye odaklanıyoruz. 23 yıllık bir geçmişe sahip en önemli projemiz “Temiz Tuvalet Kampanyası”, Türkiye'nin toplumsal hijyen hareketine öncülük etti. Biz de bu yıl “Türkiye’nin Uygarlık Projesi” adında bir kitapla bu projeyi toplumun belleğine kaydettik.

Toplumsal sorumluluğumuzu yerine getirmek amacıyla hayata geçirdiğimiz çalışmalarımızın yanına bu yıl Tertemiz Yarınlar Okullardan Başlar projemizi ekledik. Öte yandan, ülkemizi deprem felaketinin ardından bütün gücümüzü ve enerjimizi yaraların sarılması için seferber ettik. Bölgedeki çalışmalarımıza devam ediyoruz.

“İKİ YILDA 80 ÖDÜL ALDIK”

Sürdürülebilir iş anlayışı, müşteri odaklı çalışmaları, insanı merkeze alan kurumsal sosyal sorumluluk projeleri ve bu projelerdeki bütünsel yaklaşımı ile OPET olarak 30 yılı aşkın süredir sektörümüzün dönüşümüne öncülük etmek için tüm gücümüzle çalışıyoruz.

Geçtiğimiz bir yıl pek çok başarıya imza attığımız ve başarılarımızı ödüllerle taçlandırdığımız bir yıl oldu. NielsenIQ ve Superbrands Türkiye tarafından OPET dördüncü kez, sektöründe ‘Türkiye'nin Süper Markası’ seçildi. Bu ödül, OPET’in Türkiye’nin akaryakıt dağıtım sektöründeki prestijli konumunu bir kez daha teyit etti. Öte yandan, sosyal sorumluluk projelerimiz, marka ve iletişim çalışmalarımızla 2022-2023 döneminde ulusal ve uluslararası olmak üzere toplam 80 ödüle layık görüldük. Ödül almak elbette çok gurur verici ama bizim için önemli olan, insana ve topluma dokunan, değer yaratan projelerimizin doğru şekilde kamuoyuna anlatılması ve daha çok kişiye ulaşması. Önümüzdeki dönemde bu başarıyı daha da yukarılara taşıyacak yeni çalışmalara odaklanacağız.

DEFACTO KURUMSAL İLETİŞİM VE HALKLA İLİŞKİLER DİREKTÖRÜ BURCU APAYDIN
“YILIN KURUMSAL İLETİŞİM EKİBİ ÖDÜLLERİNİ ALDIK”
DeFacto 93 ülkede faaliyet gösteren bir moda markası. Global bir oyuncu olarak bulunduğumuz pazarlardaki liderlik iddiamızla bu hedefimize yönelik yıkıcı iş yapış biçimimiz ve sürdürülebilirlik odaklı iletişim yaklaşımımız uluslararası başarıları da beraberinde getiriyor.

DeFacto, hem Türkiye hem globalde lider bir marka. Kurumsal iletişim departmanı olarak bizim hedefimiz de şirketimizin liderlik hedefleriyle paralel ilerliyor. Marka, algı ve şirketin gayri maddi varlıklarının yönetimine ek olarak ekonomik, sosyal ve çevresel etkimizi ve sosyal paydaşlarımızla olan etkileşimimizi önceliklendiriyoruz.

“DEPREMDE EN ÇOK YANINDA HİSSEDİLEN MARKA OLDUK”

Bu yıl, hepimizi derin yasa boğan deprem felaketiyle sarsıldığımız bir yıl oldu. Akut ihtiyaçlar için bölgeye acil destek vermenin yanı sıra eş zamanlı uzun vadede katkı sağlamaya yönelik proje çalışmalarımızı başlattık. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile protokol imzalayarak bakanlık himayesindeki tüm çocukların giyim ihtiyacını bir yıl boyunca karşılama sözü verdik. Böylelikle deprem bölgesine yönelik ilk sürdürülebilir projeye imza atan şirket olduk. Ayrıca bölgede bugüne dek 450 bin kadının hayatına dokunan Kız Kardeşim projesiyle de gönüllü mentorluk programı başlattık. Aldığımız bu aksiyonlar temelde iletişim fonksiyonunun “çeviklik” ve “dayanıklılık” özelliklerini ve bu iki sütuna yapmış olduğu önemli katkıyı açıkça gösterdi. Twentify'ın depreme ve etkilerine ilişkin yaptığı algı araştırmasında, deprem bölgesindeki kişilerin en çok yanında hissettikleri markalar sıralamasında DeFacto olarak birinci sırada yer aldık.

ULUSLARARASI BAŞARILAR

DeFacto 93 ülkede faaliyet gösteren bir moda markası. Global bir oyuncu olarak bulunduğumuz pazarlardaki liderlik iddiamızla bu hedefimize yönelik yıkıcı iş yapış biçimimiz ve sürdürülebilirlik odaklı iletişim yaklaşımımız uluslararası başarıları da beraberinde getiriyor. 2030 yılı yaklaşırken, Birleşmiş Milletler (UN) tarafından belirlenen Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları doğrultusunda politikalarımızı belirliyoruz. Cinsiyet eşitliği, çevre ve iklim konularındaki çalışmalarımızla 17 amaçtan 13’üne doğrudan veya dolaylı olarak katkı sağlıyoruz.

Birleşmiş Milletler çatısı altında cinsiyet eşitliğinin sağlanması ve tüm kadınların ve kız çocuklarının güçlendirilmesi hedefiyle; UN Women, UN Global Compact ve UN ECOSOC tarafından yürütülen Kadının Statüsü Komisyonu etkinliklerinde 2017 yılından bu yana konuşmacı olarak yer alıyoruz. Bu yıl 78’incisi gerçekleşecek BM Genel Kurul haftasında, dünya liderlerinin katılımıyla iklim değişikliği, sürdürülebilir kalkınma ve insan hakları gibi önemli küresel sorunlar BM Yıllık Özel Sektör Forumu’nda ele alınıyor.

“TÜRKİYE’DEN DAVET EDİLEN TEK MARKAYIZ”

18 Eylül 2023’te BM ev sahipliğinde gerçekleşecek kapalı oturumda Türkiye’den davet edilen tek marka olarak küresel sorunları ve değerleri odağa taşıyacak, SDG’lere yönelik ilerlemeyi güçlendirmek için planladığımız eylemlerimizi ve yatırımlarımızı konuşacağız. İklim değişikliği ile mücadele ve enerji yönetimi, döngüsellik ve atık yönetimi, su verimliliği ve atık su yönetimi, sürdürülebilir ürün yönetimi konularındaki aksiyonlarımızı anlatacağız. Ayrıca Almanya, İngiltere, İspanya, Fransa, İtalya, Fas, Mısır gibi bulunduğumuz pek çok pazarda uluslararası iletişim çalışmalarımızı genişleterek sürdürüyoruz. Gerçekleştirdiğimiz global iletişim çalışmalarımızla bu yıl, Stevie MENA Ödülleri’nde 800’ü aşkın şirket ve kurum arasından sosyal sorumluluk çalışmalarımız ve yenilikçi iletişim stratejimizle “Yılın En Yenilikçi İletişim Ekibi” ödülüne ve Stevie International Business Awards’ta “Yılın Kurumsal İletişim Ekibi” ödülüne layık görüldük.

YAPI KREDİ KÖURUMSAL İLETİŞİM DİREKTÖRÜ ARDA ÖZTAŞKIN
“SÜRDÜRÜLEBİLİR YÖNETİŞİM, ÇALIŞMALARIMIZIN KALBİNDE”
Tüm faaliyetlerimizin odağında sürdürülebilirlik yer alıyor. Paydaşlarımıza karşı açık, samimi, şeffaf bir iletişim ve sürdürülebilir yönetişim anlayışımız, tüm çalışmalarımızın tam kalbinde bulunuyor.

Topluma değer katma vizyonumuz doğrultusunda her zaman tüm paydaşlarımızın yanında olup hayatın koyduğu sınırları kaldırıyoruz. Tüm çalışmalarımızın odağında paydaşlarımızı tutarak, müşterilerimizin ihtiyaçlarını iyi şekilde anlıyor ve samimiyetle karşılık veriyoruz. Değişen alışkanlıklara ve dinamiklere uyum sağlayarak, her zaman bir adım önde olmak için çalışıyoruz.

“DEĞER YARATMA SORUMLULUĞUMUZ İLK SIRADA”

Her şeyden önce kurumların, toplumda gerçek bir değer yaratma sorumluluğu var. Özellikle finans gibi dolaylı etkisi çok geniş olan bir sektörde, topluma değer yaratma sorumluluğu daima ilk sırada geliyor. Bu nedenle tüm faaliyetlerimizin odağında sürdürülebilirlik yer alıyor. Her zaman olduğu gibi paydaşlarımıza karşı açık, samimi, şeffaf bir iletişim ve sürdürülebilir yönetişim anlayışımız tüm çalışmalarımızın tam kalbinde bulunuyor. Sürdürülebilirliği tüm iş süreçlerine entegre etmek isteyen markaların hem kendi içlerinde hem paydaşları nezdinde sürdürülebilirlik adına yaşanacak kültürel dönüşüm için çaba sarf etmesi gerekiyor. Ancak bu şekilde markalar bütüncül bir sürdürülebilirlik vizyonuna ulaşabilir. Bu anlamda hayata geçirdiğimiz tüm kurumsal projelerde doğal kaynakların gelecek kuşaklara aktarılabilmesi konusundaki görevlerimizi yerine getirirken, aynı zamanda daha fazla kişiye sürdürülebilirlik kavramını ulaştırmak ve bu konuda bir kültür yaratmak için çalışıyoruz. Kaynakların kullanımında israfın önlenmesi için alınabilecek bireysel tasarruf önlemleri dahil pek çok sürdürülebilirlik çözümünü, tüm iletişim kanallarımızı aktif bir şekilde kullanarak geniş kitlelere anlatıyoruz.

“İLETİŞİMCİLERİN ROLÜ ÇOK ÖNEMLİ”

İklim krizinin etkilerinin herkes tarafından daha hissedilir ve gözlemlenebilir hale gelmesiyle birlikte, dünya genelinde sürdürülebilirlik konuları daha çok gündeme geliyor. Sürdürülebilirliğin toplumun her kademesinde benimsenmesinde iletişimcilerin rolünün çok önemli olduğuna inanıyorum. Çünkü markalar, yaptıkları iletişim çalışmalarıyla kolektif bir bilinç oluşturup dönüştürücü eylemler yaratabilir. Bunun için biz de “Bir tercih çok şey değiştirir” dedik ve Sürdürülebilir Tercih Programı’nı yani Yapı Kredi Step’i hayata geçirdik. Yapı Kredi Step ile müşterilerimizi sürdürülebilir tercihlere yönlendiriyor ve bireylerin günlük yaşamda atacağı küçük adımların ne kadar önemli olduğunu anlatıyoruz. Yapı Kredi Mobil üzerinden Step’e üye olan kullanıcılarımız sürdürülebilir tercihleri sayesinde Step puan kazanabiliyor. Kullanıcılar kazandıkları puanları, Step ekosistemi içerisinde yer alan STK’ların projelerine bağışlayarak, bireysel tercihlerin toplumsal faydaya dönüşmesini sağlıyor.

STEP NEYİ KANITLADI?

Step ile kullanıcılara sadece yol göstermekle kalmayıp, tüm paydaşlarımıza motivasyon sağlayacak çeşitli çalışmalara imza atıyoruz. Sürdürülebilir tercihler noktasında müşterilerimizi farklı kaynaklar aracılığıyla bilgilendiriyor, aslında sürdürülebilir tercihler yapmaya basit adımlarla başlanabileceğini anlatıyoruz. Bu anlamda Step’in, özellikle dönüşüm konusunda tüm paydaşlarımızı aktif oyunculara çevirmekle ilgili çok önemli bir misyonu var. Step’i, Yapı Kredi Mobil’e entegre ettiğimiz günden bugüne oldukça geniş bir kitleye ulaştık. Müşterilerimizin, sürdürülebilir bir dönüşüm için adım atmaya ne kadar hazır ve istekli olduğunu gördük. Kullanıcılarımızdan aldığımız geri dönüşler, sürdürülebilirlik yolculuklarında bireylere rehberlik etmenin ne kadar önemli olduğunu bizlere bir kez daha kanıtladı.

DOĞA SİGORTA KURUMSAL İLETİŞİM MÜDÜRÜ SEDA GÜLER
“İTİBAR YÖNETİMİNDE ETKİN ROL OYNUYORUZ”
Kurumsal ama samimi bağ kuran, yalın bir iletişimimiz var. Çağa uygun hareket ederek dinamik ve aktif kararlar alabilen marka olma hedefimizle itibar yönetiminde etkin rol oynuyoruz.

Kurumsal iletişimde net ve günceli yakalayan bir iletişim içinde acente ve müşterilerin fayda ve beklentilerine cevap vermeyi öncelik ediniyoruz. Kurumsal ama samimi bağ kuran yalın bir iletişimimiz var. Çağa uygun hareket ederek dinamik ve aktif kararlar alabilen marka olma hedefimizle itibar yönetiminde etkin rol oynuyoruz.

“DİJİTALLEŞMEYİ ODAĞA ALDIK”

Dijitalleşmeyi odak noktamıza alarak iş süreçlerimizi teknolojik uygulamalara hızla entegre ediyoruz. 2023 yılını dijital pazarlama stratejilerimize kuvvet vereceğimiz, yeni iş ortaklıkları ve ses getirecek projelerle yaygın kitlelere de ulaşarak, sigortalılara yeni fayda ve ayrıcalıklar sağlamaya odaklandığımız bir yıl olarak plandık. Bu doğrultuda da 2023’ün ilk yarısını başarıyla kapattığımızı söyleyebilirim. Kurumsal iletişim risk ve krizlere açık, dünya ve ülke gündemini en yakından takip eden, olaylar gerçekleşmeden önce hazırlanmış aksiyon planlarıyla hareket edilen ve kriz iletişimini yöneten dinamik bir alan. Son 1 yılda hem ülkemiz hem sektör olarak pek çok zorlu sınavdan geçtik halen de geçmekteyiz. Pandemi döneminin etkileri son dönemde yaşanan mali zorluklarla birlikte devam ederken şubat ayında yüzyılın felaketini yaşadık, acımız hala taze.

“DEZENFORMASYONUN ÖNÜNE GEÇMEYE ÇALIŞTIK”

Deprem haberini aldığımız ilk andan itibaren iç ve dış iletişimi sağlıklı bir şekilde sağlamak ve yönetmek için acil durum planımızı devreye aldık. Kriz anında en fazla karşılaştığımız dezenformasyonun önüne geçmek için teyit edilmiş bilgilerle ihtiyaçlara cevap verecek şekilde ilerledik. Deprem bölgesiyle irtibatta kalmaya özen göstererek bölge müdürlüklerimizin, acentelerimizin ve saha ekibimizin destekleriyle güncel gelişmelerden haberdar olduk. İhtiyaçlara cevap verebilmek için hızla çalışmalara başlayarak yardımların ulaştırılması, dağıtılması, gerekli izinlerin alınması ve ihtiyaç noktalarının saptanması konusunda yürekten destek verdik. Bakanlık ve belediyelere bağlı yardım teşkilatlarıyla iş birliğinde sürecin yakın takipçisi ve destekçisi olduk. Kriz anlarında sıkça karşılaştığımız bilgi kirliliğinin önüne geçebilmek amacıyla tüm sosyal medya kanallarımızdan yetkililerce doğrulanmış bilgileri, iletişim numaralarını ve ihtiyaç listelerini sık sık duyurma gayreti gösterdik.

“MÜŞTERİ MEMNUNİYETİNDE İSTİKRARI KORUYACAĞIZ”

2023 yılında da müşteri memnuniyetini prensip edinmiş, hızlı ve etkin bir şirket olarak “Güven Doğasında Var” sloganımızdan hareketle müşterilerimizin ihtiyaç, beklenti, soru ve sorunlarına hızla dönüş sağlıyoruz. Kaliteli hizmetimizle, her koşulda, tüm sigorta ihtiyaçlarında yanlarında oluyoruz. Müşteri memnuniyetindeki başarılı istikrarımızı sürdürerek Müşteri Deneyim Endeksi araştırmasında 2021 yılından beri Gold ödül unvanını 3. kez kazanmanın gururunu yaşıyoruz. Doğa Sigorta olarak teknolojiyi daima en üst düzeyde kullanırken, poliçe sahiplerimiz ve iş ortaklarımızla inşa ettiğimiz güçlü ve yakın iletişimi koruyarak hızla servis veren bir şirket olma hedefinde hareket ediyoruz. Bu noktada 2023 yılının ana hedeflerini de etkin dijital pazarlama stratejisi, yeni iş ortaklıkları ve verimli projeler oluşturuyor. Bu yönde gurur verici bir projeye daha imza attık. Türkiye’nin mobilite alanında hizmet veren küresel teknoloji markası TOGG iş birliğindeki, gelişmiş sigorta hizmet ve çözümlerimizin son yansıması özel kasko ürünümüzle kullanıcıların akıllı cihazlarına en kapsamlı şekilde koruma sağlıyor, ayrıcalıklı sigorta teminatları ve ek özellikleri sunuyoruz.

İGA İSTANBUL HAVALİMANI KURUMSAL İLETİŞİM DİREKTÖRÜ GÖKHAN ŞENGÜL
“İGA’YI GLOBAL HEDEF KİTLEYLE BULUŞTURUYORUZ”
Başarımızın altında insan odaklı bir anlayış ve geleceğin havalimanı deneyimini bugünden sunma fikri yatıyor. Yolcularımıza mükemmel bir seyahat deneyimi yaşatmak amacıyla çalışıyoruz ve bunun da karşılığını alıyoruz.

Kurumsal iletişim hedeflerimizde İGA İstanbul Havalimanı markasını global hedef kitleyle buluşturmak, ajandamızdaki en öncelikli maddelerden birini oluşturuyor. Bölgenin en önemli küresel aktarma merkezi olarak ön plana çıkan ve alanında dünyanın en iyisi olmayı hedefleyen havalimanımız, farklı kültürlerin ve coğrafyaların kesişim merkezi bir konumda yer alıyor. Yolcularının büyük bir kısmını çeşitli ülkelerden gelen transfer yolcular oluşturuyor. Bu nedenle her anlamıyla global düzeyde konumlanan markamızın bu kümedeki hedef kitleye yönelik doğru stratejiler ve etkili enstrümanlarla anlatılması gerekiyor. Bunun yanı sıra, genç kitleyle bağ kurabilmek birçok kurum gibi bizim de mutlak önem verdiğimiz hususlardan birisi. Sosyal medya ve dijital platformların etkin kullanımı burada kritik bir rol oynuyor.

İKİ ÖNEMLİ ZORLUĞU AŞTI

Hedeflerimize ulaşmada karşımıza çıkan önemli engellerden biri, hedef kitlenin gözünde bir havalimanı işletmecisi olarak yapabileceklerimizin sınırlı olmasına dair algıydı. Aynı zamanda, havacılık sektöründe geçmişten gelen iletişim yöntemi alışkanlıklarını değiştirmek, genç bir şirket olarak üzerinde çalışmamız gereken diğer önemli bir durum oldu. Her iki konudaki zorluğu da yaptığımız iletişim çalışmalarıyla dünyanın en önemli projelerinden birinin, sadece bir havacılık markası olmadığını ortaya koyarak aştığımızı düşünüyorum. Bu zorlukları aşabilmek içinse farklılaşan yolcu segmentlerine yönelik iletişimin etkili bir şekilde tasarlanması gerekiyordu. Bu doğrultuda, doğru iletişim stratejilerini kurabilmek ve misafir odaklı bir kültür oluşturabilmek için havalimanını kullanacak misafir gruplarıyla birebir çalışmalar ve görüşmeler yapıyoruz. Çalışmalar yaptıkça fark ettik ki misafirlerimiz benzer ve farklılaşan talepleri olan gruplara ayrılıyor. Bu doğrultuda 8 ana grup olduğunu gördük: Engelli misafir, Z jenerasyonu, 65 yaş üzeri, çocuklu aile, premium, iş insanları, global yolcular ve hayvan dostu. Havalimanı deneyimindeki iddiamızı yolcu segmentleri özelinde anlatabilmek, kurumsal iletişim hedeflerimizin temel unsurlarından birisini oluşturuyor.

“SEKTÖRÜN TAKDİRİNİ ALDIK”

Saygın havacılık otoriteleri ve dünyanın en prestijli yayınları tarafından üst üste ödüllere layık görülen havalimanımız, tüm dünyanın COVID-19 ile büyük bir sınavdan geçtiği dönemde, aldığımız önlemler sayesinde Avrupa’nın yolcu sayısında lider havalimanı olurken; yatırımlarımıza hiç durmadan devam ettik ve gösterdiğimiz kurumsal dayanıklılığımızla uluslararası düzeyde sektörümüzün takdirini almayı başardık. Dolayısıyla başarımızın altında insan odaklı bir anlayış ve geleceğin havalimanı deneyimini bugünden sunmak fikri yatıyor. İlk günden beri her aşaması düşünülerek planlanan İGA İstanbul Havalimanı’nı, erişilebilir, sürdürülebilir ve akıllı teknolojileriyle insanı odak noktasına koyan, küresel aktarma merkezi konumuna ulaştırmak ve yolcularımıza mükemmel bir seyahat deneyimi yaşatmak amacıyla çalışıyoruz ve bunun da karşılığını alıyoruz.

PEGASUS HAVA YOLLARI KURUMSAL İLETİŞİM DANIŞMANI BANU KARAMUK
“ÖNGÖRÜ DAYANIŞMA ESNEKLİK VE VİCDANLA ZORLUKLARI AŞTIK”
İletişimin hedefleri hep uzun vadeli olmuştur, bugün ektiklerimize iyi bakabilir ve onları başarıyla sürdürebilirsek, gelecekte de bunun meyvelerini toplarız. Bu nedenle hedefleri aslında yıllık olarak değil, uzun vadeli olarak ele alıyoruz.

Her zaman en önemli hedeflerimiz samimi, empatik, anlaşılır, bilgilendirici iletişim tonumuzu ve ulaşılabilir, hızlı, şeffaf iletişim şeklimizi uygulamayı sürdürürken, şirket mesajlarımızı en etkin şekilde hedef kitlemize iletmek. Tüm çalışmalarımızı bu hedefler çerçevesinde gerçekleştiriyoruz.

“DEPREM ZORLADI”

Son 1 yılda sanıyorum tüm iletişimcileri zorlayan en önemli konuların başında ülke olarak yaşadığımız deprem felaketi geliyor. Bu süreçte gerek arama-kurtarma çalışmaları gerek bölgenin ve bölge insanının yeniden kalkınması için şirketlerin verdiği maddi-manevi destekler gerekse de iş dünyasının iletişim tonunu ve sıklığını ayarlaması büyük önem arz ediyordu. Biz de bu süreçte öngörü, dayanışma, esneklik ve vicdan başlıkları çerçevesinde çalışmalarımızı sürdürerek zorlukları aşmayı başardık.

“DENGEYİ KURDUK”

Bu başlıkları muhtemel senaryoları öngörebilmek, olası ihtimallere hazırlıklı olmak, empati kurarak tüm paydaşlarla dayanışma ve iletişim içinde olmak, mevcut duruma uyum sağlayabilmek, bunu yaparken de ayakları yere sağlam basabilmek ve tabii süreci vicdani şekilde ve şeffaflıkla yönetebilmek olarak açabiliriz.

Geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi 2023’te de en önemli başarımız iletişim şeklimizi ve tonumuzu, yaşanan tüm belirsizliklere ve olumsuzluklara rağmen etkin bir şekilde sürdürebilmek oldu. Mesajlarımızı en etkin şekilde hedef kitlemize iletirken, gündem ve hedefler arasında dengeyi kurabilmeyi başardık.

Zorlu Holding Kurumsal İletişim ve Sürdürülebilirlik Genel Müdür Yardımcısı Şahika Özcan Ortaç
“PAYDAŞ ÖNCELİKLERİNİ GÖZETİYORUZ”
Yenileyici iş modelleriyle toplumsal ihtiyaçları doğayla uyum içinde sürdürülebilir sistemler kurarak karşılamak için çalışıyoruz. İklim krizi ve döngüsel ekonomi alanlarında ekosistemi dönüştürmeyi hedefliyoruz.

Zorlu Holding olarak faaliyetlerimizi Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nı (SKA) rehber alan Akıllı Hayat 2030 sürdürülebilirlik stratejimiz doğrultusunda eşit, kapsayıcı, adil ve akıllı bir gelecek için benimsediğimiz “sorumlu yatırım holdingi” anlayışıyla yürütüyoruz. Yenileyici iş modelleriyle toplumsal ihtiyaçları doğayla uyum içinde sürdürülebilir sistemler kurarak karşılamak için çalışıyor; iklim krizi ve döngüsel ekonomi alanlarında ekosistemi dönüştürmeyi hedefliyoruz.

ODAKTAKİ 2 HEDEF

“Net Sıfır Emisyon” ve “Döngüsellik” odaklı hedeflerimiz bulunuyor. 2030’a kadar doğrudan (Kapsam 1) ve dolaylı (Kapsam 2)’de, 2050 yılına kadar tüm değer zincirinde (Kapsam 1-2-3) net sıfır emisyona ulaşmayı hedefliyoruz. Grup şirketlerimiz sürdürülebilirliği bir iş yapış biçimi haline getirirken karbon salımı azaltımı, su ve enerji tüketimi azaltımı gibi konularda aksiyonlar alıyor. Yenilenebilir enerji, elektrik araçlar için şarj cihazı ve istasyonları, daha az enerji ve su tüketen akıllı ev aletleri ve sürdürülebilir tekstil ürünlerine yatırım yapıyoruz. 2022’de, grup bazında Kapsam 1 ve Kapsam 2 emisyonlarımızı baz yılımız olan 2020’ye göre yüzde 20 oranında düşürdük. Atıklarımızı 2030'a kadar yüzde 50 oranında azaltmayı, 2050'ye kadar da sıfır atık noktasına ulaşmayı amaçlıyoruz. Toplam atık miktarında 2020’ye göre yüzde 31 azaltım sağladık. 2030'a kadar kullanılan suyun yüzde 50'sini, 2050'ye kadar tamamını geri kazanmayı amaçlıyoruz. Şirketlerimizde 2020’ye göre 2022 yılında tüketilen su miktarında yüzde 16’lık bir düşüş sağladık.

“KAYNAKLARIMIZ ETKİ ODAKLI YATIRIMLARA”

İnsan odaklı ekosistemler yaklaşımıyla paydaş önceliklerini gözetiyor; çalışan mutluluğu, işin geleceği, kapsayıcı değer zinciri ve toplumsal yatırım alanlarında ortak değer yaratıyoruz. İş süreçlerimizde ve toplumsal yatırım faaliyetlerimizde kapsayıcılık ve çeşitlilik odaklı hedefler doğrultusunda ilerliyoruz. Tüm sektörlerimizde çalışanların en çok tercih ettiği şirketler kategorisinde yer alma hedefimiz var. Değer yaratan bir ekosistem inşa ederek 2030’a kadar stratejik tedarikçilerimizin tamamında yüzde 100 sürdürülebilir tedarik zinciri oluşturma hedefiyle çevresel ve sosyal denetimlerimizi güçlendiriyoruz. Sosyal yatırımlarda öncü olmayı, her yıl FAVÖK’ün yüzde 1’ini SKA’ya ayırarak, toplumsal etkimizi artırmayı hedefliyoruz. Kaynaklarımızı etki odaklı yatırımlara ve sosyal etki yaratabileceğimiz alanlara yönlendiriyoruz.

ORKA HOLDİNG PAZARLAMA İLETİŞİMİ MÜDÜRÜ YASEMİN YAZICI
“SÜRDÜRÜLEBİLİR GELECEK İÇİN SORUMLULUK ALIYORUZ”
Gezegenimizin sürdürülebilir geleceği için sorumluluk bilincine sahip ve bu konuda farkındalık yaratmaya çalışan bir kuruluş olarak kurumsal kimliğimizi de bu yönde vurgulamamız büyük önem taşıyor.

Sürdürülebilirlik yaklaşımını benimseyen, sorumlu üretim, tüketim ve iklim eylemi konularında çok önemli ve kararlı taahhütler veren global bir moda kuruluşuyuz. Dünyada sürdürülebilirlik kavramı içinde finanstan ticarete, eğitimden çevreye ve yerel yönetim politikalarına kadar pek çok alanda döngüsel ekonomi çerçevesinde yaklaşımlar geliştiriliyor.

DÖNGÜSEL TÜKETİM

Biz de kendi faaliyet alanımızda üzerimize düşen kontrolsüz üretim ve sorumsuz tüketim sorununa “döngüsel tüketim” yaklaşımıyla çözümler sunuyoruz. Gezegenimizin sürdürülebilir geleceği için sorumluluk bilincine sahip ve bu konuda farkındalık yaratmaya çalışan bir kuruluş olarak kurumsal kimliğimizi de bu yönde vurgulamamız büyük önem taşıyor. Dolayısıyla son dönemde gerek ulusal gerekse uluslararası alandaki iletişim çalışmalarımızı en önemli hedefimiz olan bu konu ekseninde kararlılıkla yürütmeye devam ediyoruz. Kurum içi adımlarımızda da aynı hedefe doğru ilerleyişimiz sürüyor.

“SOSYAL SORUMLULUKLA ÖNE ÇIKIYORUZ”

Damat Tween ve D’S damat markalarımıza duyulan güven ve sadakatte, toplumsal sorumluluk bilincine sahip olmamızın payı büyük. Bu durum bulunduğumuz her ülke için geçerli. Bu çerçevede attığımız adımların sağladığı mutluluk paha biçilmez. Dolayısıyla bu yıl da en önemli başarılarımız arasında sosyal sorumluluk projelerimiz açık ara öne çıkıyor. Geçen mart ayında başlayan Türkiye Eğitim Derneği ile iş birliğimiz kapsamında, ürün satışlarımızdan elde edilen gelirin bir bölümüyle 33 depremzede çocuğun bir yıl süresince eğitim masraflarını üstlendik. Aynı şekilde Damat Tween markamızın Tohum Otizm Derneği ile 2 Nisan Otizm Farkındalık Günü kapsamında hayata geçirdiği projesi çok kıymetliydi. Duyarlı müşterilerimizle el ele otizmli çocukların geleceğine umut olmaya çalıştık. Vakfın burslu öğrencilerinden Mustafa Birdal’ın kendini ifade yöntemi olarak seçtiği çizimler, Damat Tween’in özgün ve yenilikçi kalıplarıyla moda severlerle buluştu. Markamızın web sitesi üzerinden bir yıl boyunca satışa sunulacak ürünlerin tüm geliri Tohum Otizm Vakfı’na bağışlanıyor.

“SPOR KÜLTÜR VE SANATLA BAĞ KURUYORUZ”

Bunların yanı sıra moda ve spor dünyası arasındaki dinamik bağı güçlendiren ulusal ve uluslararası sponsorluklarımıza bu yıl Atletico Madrid’in de eklenmesi, bizim için ayrı bir gurur tablosu oldu. Damat Tween, futbolda bir dünya markası olan İspanya’nın önde gelen takımlarından Atletico Madrid’in 2023/24 sezonunda moda partneri olarak küresel başarılarına yenisini ekledi.

Yine Fudbalski Klub Partizan ile iş birliğimizin yanında, Türkiye'de TFF, Beşiktaş, Trabzonspor, Hatayspor ve Darüşşafaka Basketbol sponsorluklarımız da ayrı bir mutluluk kaynağı.

Toplumumuzun kültür sanat alanında gelişmesine verdiğimiz değeri de İstanbul Modern iş birliğinde Eco Art Lab sponsorluğumuzla ifade etmemiz yadsınamaz bir diğer başarımız. Eco Art Lab ile gençler başta olmak üzere doğa ve çevreyle kurduğumuz bağı sanat yoluyla güçlendirmeyi hedefliyoruz.

D’S damat markamız için ünlü perküsyon virtüözü Ayhan Sicimoğlu ile iş birliğinde yürüttüğümüz 360 derece Smokin iletişim kampanyamızın marka algısını oldukça olumlu etkilemesi ve geçtiğimiz yılki satışlarımızın üzerine bu yıl yüzde 20 oranında artış sağlamamızsa bizleri onore eden bir diğer başarı.

ULUDAĞ ENERJİ KURUMSAL İLETİŞİM DİREKTÖRÜ YUSUF ZİYA YÜCE
“SOSYAL ENERJİ ŞİRKETİ ROLÜMÜZÜ SÜRDÜRDÜK”
Sosyal medya ve dijital kanallar, hedeflediğimiz kitleye ulaşımımızda etkin rol oynadı. Toplum sorunlarına duyarlı ve vicdanlı olmak, bu dönemde basılı ve dijital kanalları doğru kullanmak, kurumumuzun iletişim ve itibarını yönetmede bizim için en önemli enstrüman oldu.

Son döneme baktığımızda yaşanan üzücü deprem, seçim ve enflasyonist ortam insanları psikolojik olarak oldukça etkiledi. Bu dönemde motivasyon sağlamak zorlaşırken hazırlıklarını yaptığımız projelerin ertelenmesi söz konusuydu.

“MARKA DEĞERİNİ ARTIRMAYI HEDEFLEDİK”

İletişim uzmanı olarak bu dönemde öncelikli hedefim, tüm ekiplerimizin motivasyon içinde toplanmasını sağlayıp bir araya getirdiğimiz insanların güç ve fikir birliği yapmalarıydı. Kurum amaçları doğrultusunda etkili bir biçimde çalışabilmek için olması gereken iş birliği ve uyumu sağlayabilmek, hedef kitlemizle bağı koparmamak, rakiplerimizden ayrışarak farklılaşmak ve marka değerini artıracak işler yapabilmeyi hedefledik. Yaşanan durumlar neticesinde hedeflerimizi halkımız nezdinde ‘Güvenilir, duyarlı ve faydalı’ bir kurum olabilme yönünde ilerleterek sosyal sorumluluk projelerimizi hayata geçirdik. Sosyal medya ve dijital kanallar hedeflediğimiz kitleye ulaşımımızda etkin rol oynadı. Toplum sorunlarına duyarlı ve vicdanlı olmak, bu dönemde basılı ve dijital kanalları doğru kullanmak, kurumumuzun iletişim ve itibarını yönetmede bizler için en önemli enstrüman oldu. En nihayetinde iletişimin enstrümanlarını doğru kullanarak sosyal enerji şirketi olma rolünü devam ettirmeyi amaçlıyoruz.

“DEPREM BÖLGESİNEODAKLI PROJELER ÜRETTİK”

2023 yılının başında 6 Şubat tarihinde gerçekleşen Kahramanmaraş merkezli 11 ili etkileyen deprem hepimizi derinden sarstı. Yaşanan felaketin ardından bölgeye entegre projeler üretmeye çalıştık.

Bu noktada arama kurtarma takımımızın depremin ilk günü bölgeye ulaşarak orada 3 kişiyi enkazdan canlı çıkarmaları bizim için tarif edilemez bir gurur ve başarı oldu. Bölgeye destek ve yardımlarımızı aralıksız sürdürüyoruz. Depremin sosyal etkilerini hafifleterek günlük hayata adaptasyonu desteklemek için Hatay’da hazırlanan "Yaşam ve Gelişim Kampüsü Projesi’ni hizmete açtık. Burada depremzedelere sosyal, duygusal ve psikolojik danışmanlık hizmetleri verilmesi hedeflenirken, depremzedelerin bütçelerine katkı sağlayacak mesleki gelişimlerinin desteklenmesi nihai amaçlarımız arasında yer alıyor. Projeden 40 binden fazla kişinin yararlanmasını planlıyoruz. Yine depremzede öğrencilerimizin eğitim masraflarının karşılanabilmesi adına destek veren koşu takımımız, 10K parkurlarında ter döktü. Projelerimiz sayesinde bir kişinin bile hayatına dokunabilmek benim için çok kıymetli. Toplumun acılarını anlayabilmek, onları desteklemek ve insani değerlere hizmet edebilme amacıyla faydalı projeleri hayata geçirmek bizim için en büyük başarı.