YENİ CEO'LAR İLE YENİ HEDEFLER

Yeni atanan CEO'lar; kurumlarını gelecek 10 yılda nereye taşımayı hedefliyor? Şirketlerine ilişkin 2050 yılı beklentileri ve öngörüleri neler? Yeni 'kolektif aklı' en çok nerelerde kullanıyorlar? Toplumsal cinsiyet eşitsizliği ile mücadelede nasıl bir rol üstleniyorlar?

İşlerin değişimi ve değişen işlerin yönetimi
Öyle bir dönemdeyiz ki, yeni dünya teknoloji ve dijitalleşme ile çoktan şekillenmekte, kripto paralarla alışveriş, metaverse evreninde geçişken yaşam gündeme taşındı. Diğer taraftan, tüm bu etkenlerle şekillenen yeni dinamikler, pandemi ve sonrası yeni yaşam, sürdürülebilirlik, iklim değişimi, çeşitlilik, yeni nesil konuları ajandaların en tepe noktalarında. Tüm bu unsurlar, tüketimi şekillendiren bireylerin, toplumların, iş dünyasının önünde koca bir lokma.

GÜNDEMİMİZ...

Şirketlerin en önemli gündemleri "işlerin değişimi ve değişen işlerin yönetimi".  Ve gündemimiz, çiçeği burnunda yeni CEO’larımız. Tepe yönetimin sürekliliği için doğru yedekleme süreçleri ile yeni CEO’ların pozisyona gelip, ileriyi ekibi ve ekosistemi ile inşa etmesi gerekiyor. Her şey çok hızlı; çok çevik ve muğlak doğru stratejiler ile yeni döneme yelken açmak, en kritik konuların başında. “İş dünyasının geleceğini ve sürdürülebilirliğini konuşuyoruz” diyoruz ve artık bazı şeyleri tamamen sil baştan yapıyoruz, bazı olmazsa olmazlarımız var, bunları koruyoruz.

TEMİZ SAYFA

“Temiz sayfa, ileriye dönük bir 10 yıl” dediğimizde işimizi nereye taşıyacağız, kolektif aklı nasıl kullanacağız, ekosistemimiz ile nasıl bir değer yaratacağız, bunun içerisinde sürdürülebilir bir iş ve toplum için çeşitliliği ve kapsayıcılığı nasıl ön görüyoruz? Gelin birlikte değerlendirelim; fark yaratacak, farklılığı ortaya koyacak yeni CEO’larımız ile...

Pegasus Hava Yolları CEO’su Güliz Öztürk:
Teknolojiye ve insana yatırım, başarımızın mimarı olmaya devam edecek
Havacılık sektöründeki uçak siparişlerinin teslimat planları 10-15 yıla kadar yayılabiliyor. Bu nedenle uzun vadeler için titiz bir planlamaya ihtiyaç duyuyoruz. 2012’de Airbus’a verilen sipariş dahilinde, daha az yakıt tüketen ve verimlilik artışı sağlayan yeni nesil uçaklarımızı teslim almaya ve filomuzun dönüşüm sürecini yönetmeye devam ediyoruz.

2022-2025 yılları arasında teslim alacağımız 47 uçakla birlikte, 2025 sonunda tüm koltuk kapasitemizin yeni nesil uçaklardan sağlanmasını öngörüyoruz. 2022 için bu oran %75 olacak.

YÜKSEK BİR BÜYÜME POTANSİYELİNE SAHİBİZ

Operasyonel coğrafyamızda bizim iş modelimiz olan düşük maliyetli hava taşımacılığının penetrasyonu, henüz yeterli seviyelerde değil. Diğer bir deyişle, önümüzde yüksek bir büyüme potansiyeli var. Bunu değerlendirmek adına talep trendleri ve pazar koşulları paralelinde filomuzu büyüteceğiz. “2050'ye kadar net sıfır karbon emisyonu” taahhüdünde bulunan öncü hava yolu şirketleri arasındayız. Orta vadede filo dönüşümü ve offsetleme projeleri, uzun vadede ise SAF (sürdürülebilir havacılık yakıtı) kullanımı, yeni teknoloji uçaklar ve karbon yakalama teknolojileri alanlarında çalışmalarımız hız kesmeyecek.

İki önemli alana; teknolojiye ve insana yatırım, yine başarımızın mimarı olacak. “Türkiye’nin dijital hava yolu” olarak, misafir deneyimini odak alan yaklaşımımızla, seyahat deneyimini kolaylaştıracak dijital teknolojiler ve benzersiz yenilikler sunmayı sürdüreceğiz. Operasyonlarımızı ve faaliyetlerimizi sürdürülebilir çevre anlayışıyla yöneteceğiz. Başarılı projelerimiz ve stratejik adımlarla, bölgemizin en iddialı düşük maliyetli hava yollarından biriyiz; iddiamız sürecek.

KOLEKTİF AKLIN GÜCÜNE İNANIYORUZ

Pandeminin tüm ekonomiye ve sektöre uzanan yıkıcı etkisi, hepimize kolektif aklın ne kadar önemli olduğu bir kez daha hatırlattı. Pegasus Hava Yolları olarak; operasyondan tekniğe, satıştan insan kaynaklarına, her birimde gücüne inandığımız kolektif aklı, şirket içi olarak sınırlandırmıyoruz. Hem turizm sektörü katılımcıları hem de Ulaştırma Bakanlığı, SHGM, DHMİ, terminal operatörleri ve hizmet sağlayıcılar gibi havacılık sektöründeki diğer paydaşlar ile birlikte kolektif aklı kullanmanın önemininin bilincindeyiz. Böylelikle birbirimizden güç alıyor, daha üretken olabiliyoruz.

TOPLUMSAL CİNSİYET DENGESİ ÇOK ÖNEMLİ

Pilotluktan üst düzey yöneticiliğe, her alanda kadın çalışanlarımızın imzası var ki, bu bizim için büyük bir gurur kaynağı. Bir şirket geleneği olarak, filoya yeni katılan uçaklarımıza, çalışanlarımızın kız çocuklarının isimlerini veriyoruz. Yıllardır, toplumsal cinsiyet eşitliği için elimizi taşın altına koyduk, mücadelenin tam ortasında yer aldık. BM Kadının Güçlenmesi Prensipleri (WEPs) platformuna katılan dünyadaki ilk havayolu şirketiyiz. SHGM Toplumsal Cinsiyet Dengesi Geliştirme Komisyonu’nun üyesiyiz. Yanındayız Derneği, Teknolojide Kadın Derneği (Wtech), Women in Sales Network (WiSN) gibi oluşumların destekçisiyiz. IATA’nın gönüllü bir girişimi olan “25by2025”i dünyada ilk imzalayan hava yolu şirketlerinden biriyiz. UN Global Compact’in “Hedef Toplumsal Cinsiyet Eşitliği” programı ile üst yönetimde kadın temsili ve liderliğini artırmak üzere hedeflerimizi belirliyor; kararlı adımlarla ilerliyoruz. Kadınların ve erkeklerin, sosyal yaşama eşit katılımına ve kadınların potansiyellerini ortaya çıkarabilmelerine katkı sağlamak adına her türlü çabayı gösteriyoruz.

PhIlIps Türkiye Genel Müdürü Gamze Arbak:
“Tercih edilen iş ortağı” olarak ilk sırada yer almak en büyük hedefim
Philips olarak amacımız, 2030’da kadar dünyada, yılda 2,5 milyar kişinin hayatını iyileştirmek. Bu amaç doğrultusunda, dünyaya ve topluma karşı sorumluluğumuzun bilinciyle küresel boyutta bir etki yaratmak için hem kamu hem de özel sektörde yer alan tüm paydaşlarımızla güçlerimizi birleştirmek istiyoruz.

ürkiye’deki iş ortaklarımız ve paydaşlarımızın iş akışlarına katkı sağlamak; bu sayede “tercih edilen iş ortağı” olarak ilk sırada yer almak, en büyük hedefim.

TÜRKİYE’NİN EN İYİ İŞVERENLERİNDEN BİRİ...

Müşteri memnuniyetini en üst seviyeye taşımanın en önemli adımlarından biri de çalışan memnuniyeti ve sadakâtini sağlamaktan geçiyor. Gelecek 10 yılda, bizimle aynı heyecanı paylaşan, kişisel gelişimine önem veren, çeşitlilik ve kapsayıcılık anlayışına sahip ekibimiz ile birlikte, Türkiye’nin en iyi işverenlerinden biri olmayı hedefliyoruz.

Covid-19 öncesi ve sonrasında, her türlü olası senaryolara karşı hazır olmanın, iş hayatını ve özelikle sağlık sektörünü değerlendirdiğimde, başarı için en büyük öğreti olduğunu düşünüyorum. Sağlık sektöründeki trendlerini takip ederek, 2050 yılının ihtiyaçlarının büyük bir kısmını şimdiden öngörüyoruz. Geleceğe bugünden uyumlanmak adına da çeviklik (yani değişen koşullara hızlı adaptasyon), dayanıklılık, diğer bir deyişle zor koşullarda fırsatları görebilme ve değerlendirebilme gibi kaslarımızı da sürekli geliştiriyoruz.

ORTAK AKIL İLE ORTAK KARARLAR ALIYORUZ

Kurumsal yapı ve kültürümüz; ekip çalışmasının ve iş birliğinin önemini her an hissetmemizi sağlıyor. Organizasyon yapımız içerisinde kolektif akıl ile karar verme, günlük işimizin vazgeçilmez bir parçası. Değişen dünyada sadece şirket içi değil, dünyayı etkileyen problemleri çözmek ve insanların hayatını iyileştirmek için iş ortaklarımızla beraber çalışmamız gerekiyor. Özellikle büyük projelerde, A’dan Z’ye, farklı iş birimlerinde, farklı tecrübelere sahip iş arkadaşlarımız ile çalışıp, ortak aklı kullanıp, ortak kararlar alarak ilerliyoruz.   

EŞİTSİZLİĞE KARŞI DURUŞUM ÇOK NET

Yalnızca cinsiyet eşitsizliği değil, eşitsizliğe karşı net duruşumu her ortamda sergilemeye çalışıyorum. Toplumsal eşitliğin temel taşları, aile içinde ediniliyor. Bu nedenle biz ebeveynlere çok büyük iş düşüyor. En temelinde, ailede çocuklarımıza cinsiyet ayrımı yapmaksızın eşit davranmalı ve rol model olmalıyız. Hem günlük hem de kariyer hayatımdaki aldığım kararlar ve attığım her adımda eşit ve adil davranmak en önemli değerlerim arasında.

İş hayatında cinsiyet eşitsizliği, her ülkede ve her alanda mevcut. Bir kadın lider olarak, kariyer yolculuğumla rol olarak, benden sonra gelen arkadaşlara kendi tecrübelerimi paylaştığım koçluk seansları ile daha onların kısa sürede, daha büyük adımlar atmalarına yardımcı olmaya gayret ediyorum.  Bireysel farkındalığın artması için insanlara “İstersen yapabilirsin / başarabilirsin” mesajlarını vererek, hedeflerine doğru yürümelerinde en büyük engelin, kendi iç sesleri olduğunu sık sık dile getiriyorum. Aslında, hayat önceliklerden ve seçimlerden ibaret. Her birey isterse ve çalışırsa her engeli aşabilir ve başarıya ulaşabilir. Bazen taşlı yollardan geçsek bile pes etmeden doğru bildiğimiz yolda ilerlediğimizde, birey olarak eşitsizliklerle mücadele ettiğimizde başarıya muhakkak ulaşacağımıza inanıyorum.

Biotrend Enerji CEO’su Osman Nuri Vardı:
“Türkiye’nin temiz enerji sağlayan lider şirketi” olacağız
1 yıl önce halka arz edilmiş ve bu geliri doğrudan yeni yatırımlara yönlendirmiş bir şirketiz. Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) ile imzalanan anlaşma çerçevesinde belirlenmiş adımlar var. EBRD’nin, Türkiye'nin önde gelen kurumsal yatırımcılarından biri olarak, mali anlamda Biotrend Enerji’ye katkıları olacak.

050 yılı için beklentimiz, Biotrend Enerji’nin, Türkiye’nin temiz enerji sağlayan lider şirketi olması.

KOLEKTİF AKLI DEVREYE SOKUYORUM

Kolektif akıl ile iş yürütmek, gelişmiş şirket yapılarında görülen en can alıcı noktalardan biri. Türk iş insanları ve yöneticilerinin de artık benimsemeye başladığı bu anlayış, yeni nesil iş yapış şekilleri itibarıyla bana göre olmazsa olmaz. Benim uygulamaya çalıştığım, bireysel akıl potansiyellerini kolektif akıl hamurunda yoğurarak bir netice elde etmek. Yeni yatırımlarda, önemli yönetsel kararlarda kolektif aklı devreye sokuyorum.

KADIN DOSTU MARKA

Biotrend Enerji, cinsiyet eşitsizliğine karşı mücadele eden bir şirket. Bu konuda attığımız imzalar var. Örneğin; bizim EBRD birlikteliğimiz, yalnızca mali gücümüzü kuvvetlendirmekle kalmayacak, kurumsal yönetim ve iş yerinde cinsiyet eşitliği konularında da katkı sağlayacak.

UN Global Compact’in içindeki en önemli faaliyetlerden biri olan, kadının güçlenmesine yönelik ilkelerde farklılıklar yaratmak adına özel projeler yürütüyoruz. Tesislerimiz de kendi içlerinde projeler gerçekleştiriyor. Bu kapsamda “Kadın Dostu Marka” ödülüne layık görüldük. Bergama tesisimizde sadece fiziksel değil, manevi olarak da şiddet gören kadınları bilinçlendirmek için, toplum tarafından normalleştirilen şiddet kavramı üzerinde çalışmalar gerçekleştirildi.

DHL Express Türkiye CEO'su Mustafa Tonguç:
Dijitalleşme projelerine 2 milyar Euro yatırım yapacağız
Türkiye’de hızlı hava taşımacılığının kurucusu olarak, 40 yılı aşan bir tecrübeye sahibiz. Sektör lideriyiz ve bu konumumuzu korumak için canla başla çalışmaya ve yatırımlarımıza devam ediyoruz.

eutsche Post DHL Group, dünyanın lider lojistik şirketi olarak, yatırımlarını küresel ölçekte gerçekleştiriyor. Nereye yatırım yaparsak yapalım, toplumun gelişmesini ve refahın artmasını sağlamaya yardımcı oluyoruz. Türkiye'de, Türk ihracatçıları ve ithalatçıları için küresel ticareti kolaylaştırmayı ve teşvik etmeyi sürdüreceğiz.

TİCARET, CAN DAMARIMIZ

Türkiye’nin bölgesel bir merkez olmasını desteklemek adına; e-ticaret hizmetlerimiz, iş gücümüz ve teknolojimiz ile yatırımlarımızda İstanbul Havalimanı’na odaklanıyoruz. Ticaret, DP DHL için yine can damarı olacak. Küresel büyümemize baktığımızda; daha çok mikro, küçük ve orta ölçekli işletme global pazarlara bağlandıkça, e-ticaret ve sınır ötesi ticaretin başı çektiğini görüyoruz. Bu işletmeler, Türkiye ekonomisinin omurgasını oluştururken, sektörümüzün de büyümesini sağlıyor. Küçük işletmelere ithalat-ihracat süreçlerini öğretmek ve işlerini kolaylaştırmak için onları asiste etme rolümüzü devam ettireceğiz.

GELECEK, KÜRESEL TİCARETTE

Belirsizliklere rağmen küresel ticaret büyüyecek. Bu alandaki öncülüğümüzün yanı sıra, müşteri memnuniyeti ve verimliliği artırmak için dijital dönüşüm konusunda da çok net bir yol haritası izliyoruz. Stratejimizi “Dijital dünyada mükemmelliği sunmak” olarak belirledik. Dijitalleşme projelerine 2 milyar Euro yatırım yapacağız. DHL Express Türkiye olarak, teknolojik çözümler ve hizmetler geliştirmeye odaklanıyoruz. Operasyonlarımızı modernize ediyoruz. Rota planlama ve yönetme, kurye uygulamaları, paket sıralama sistemleri gibi gelecekteki bütün ihtiyaçlarımıza yetecek bir IT (bilgi teknolojileri) yapısı oluşturmak için yatırım yapıyoruz.

ORTAK AKLI, HER DAİM KULLANIYORUZ

Kolektif aklı, özellikle çalışanlarımızı ilgilendiren konularda sıklıkla kullanıyoruz. Örneğin; pandemi şartlarının hafiflemesiyle ofise geri dönüşler ve yeni düzenle ilgili, çalışanlarımızdan oluşturulan çalışma grubumuz ve üst yönetimimiz birlikte karar aldı. Müşterilerimize üstün hizmet kalitesi sunabilmek için ICCC Komitesi (Delicesine Müşteri Odaklılık Kültürü) adını verdiğimiz, her departmandan temsilcilerin yer aldığı bir kurulumuz var. Bu kurul, her ay düzenli toplantılar ile en iyi hizmeti sunmak için nelerin geliştirilmesi gerektiğine karar veriyor.

FIRSAT EŞİTLİĞİNİN GÜCÜNE İNANIYORUZ

Başarımızın anahtarı, sektörümüzün en iyi iş gücünü oluşturan güçlü ekibimiz. Çalışma hayatında fırsat eşitliğinin gücüne inanıyoruz. Tüm çalışanlarımıza eşit fırsatların sunulduğu, güvenli ve kapsayıcı bir iş ortamı sağlamak istiyoruz. Lojistik; erkeklerin ağırlıkta olduğu düşünülen bir sektör. Biz, başlangıçtan itibaren kadın ve erkekleri eşit kariyer ve eğitim fırsatlarından yararlandırıyoruz. Bunun sonucunda da orta ve üst düzey kadın yöneticilerimizin sayısının giderek artması bizi sevindiriyor.

Topluma pozitif katkıda bulunma hedeflerimizi gerçekleştirirken, cinsiyet eşitliği alanında dünyada öncü bir şirket olmaktan gurur duyuyoruz. Yıllardır kadın çalışanlarımızın potansiyellerini eksiksiz şekilde yansıtabilmeleri için “DHL4Her” adlı programımızla onları destekliyoruz. Bu çalışmalarımızın ödülünü de “Türkiye’de Kadınların Çalışabileceği En İyi İş Yeri” seçilerek aldık.