FAİZ İNDİRİMLERİ TAMAM DA ENFLASYONU NE YAPACAĞIZ?

Prof. Dr. Emre ALKİN

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısından önce öyle yorumlar yapıldı ki, rasyonel beklentilerin çok ötesine geçti. Elbette, bu yorumların önemli bir kısmı, Merkez Bankası'nı, bir faiz düşürme adımından alıkoymak için sarf edilmiş olabilirdi. Ancak bazı yorumlar "gerçek üstü nitelikteydi" diyebilirim.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK)’nın 18 Kasım 2021 tarihli toplantısından 200 baz puan, aralık ayındaki toplantıdan da 100 baz puanlık indirim bekleyen vardı. Sözlerine kıymet verdiğim bir eski bankacı uzman ise toplamda, yıl bitmeden 400 puan indirim olacağını savunuyordu. 

BEKLENTİLER...
Merkez Bankası’nın son adımından sonra, aralıkta faiz bir daha inerse, bu beklentinin bir kısmı gerçekleşecek. Yani, TCMB Başkanı Prof. Dr. Şahap Kavcıoğlu ile beraber Merkez Bankası, yıl bitmeden, toplamda 500 baz puanlık indirim yapmış olacak. Böylelikle, Ekim 2020'deki faiz seviyelerine geri dönüş başlayacak. Tamam da, enflasyon beklentisi o günlerin seviyelerinde değil. Onu ne yapacağız?

OYUN PLANI VAR MI YOK MU? 
Reel faiz hesabı, her ne kadar şu anki faizden aynı dönemdeki enflasyon beklentisi çıkarılarak bulunsa da, algı bozulduğu için bunu anlatamıyoruz. Maalesef fiyatlama davranışlarındaki bozulmayı da düzeltemedik. Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan da PPK toplantısından önce bu durumdan bahsetmişti. Yansıması olmamış gözüküyor.
Eylül 2020'de, yüzde 11'ler civarında olan enflasyonun, Eylül 2021’de %19'a çıktığı bir gerçek. Ancak mevduat faizleri, TÜFE'nin (Tüketici Fiyat Endeksi) oldukça gerisinde kalmış. Bundan ötürü bireyler ve kurumlar, dövize endeksli yaşamın gerçeğine göre, dolar alımına geçmişler. Yani; enflasyon, riskler ve kur artarken, faiz fren görevi yapmadığı için vatandaşlar paralarını döviz ve altında değerlendirme yoluna gitmiş. Hatta kripto paralar da bu kervana katılmış durumda. Kur yükseldiği sürece, yurt dışında altın ve kriptolarda meydana gelen olumsuzluklar, yerli yatırımcıya fazla yansımadı bu sebeple. 

AKLIMA TAKILANLAR...
Açıkçası “Para politikasının, gerçeklerden iyice koptuğuna dair algı tavan yapacak” diye korkuyorum. Ben sürekli olarak “En başta hedeflenen faiz hedefini tek adımda yapalım” diye ısrar ediyorum; ancak şimdi aklıma takılanlar var. 
Merkez Bankası’nın elinde gerçekten bir oyun planı yoksa ve adımlarını piyasanın tepkilerine aldırmadan günlük belirliyorsa “Ciddi bir sıkıntı var” demektir. Piyasa aktörleri, para otoritesinin orta vade ile ilgili kesin bir planı olmadığına kanaat getirirlerse, piyasalarda oluşacak kaosu önlemek kolay olmaz.

SAKİNLEŞME, 2022'DE GERÇEKLEŞECEK Mİ?
Faizleri düşürmek “Kaynak maliyetlerini düşürmek” anlamına geliyor; ancak, bunu yaparken piyasalara karşı dürüst davranmak gerekiyor. Ketum olmak ya da gizemli olmak ile kandırmak veya şaşırtmak aynı anlama gelmiyor. Yeni bir faiz indirimi yapıp “Azıcık yaptık” demek de çözüm değil.

Merkez Bankası, itibar testinden geçiyor. Yatırımcılar “Bu ülkede her an her şey olabilir” şeklinde düşündüğünde, geriye yapacak bir şey kalmaz. Basit bir örnek vereyim. Tam faiz kararının sabahında, “32 Sayılı Karar”da yapılan bazı değişiklikler, negatif algı sebebiyle yanlış anlaşıldı. Mecburen, Hazine ve Maliye Bakanlığı’ndan açıklama geldi. Çünkü yatırımcılar, döviz alım-satımlarına sınır getirildiğini düşündü ve yumuşak bir kambiyo kontrolüne gidildiği algısı uyandı. Bunlar, hemen müdahale edilmesi gereken riskli durumlardır. 

MERKEZ BANKASI, DERDİNİ BİR TÜRLÜ ANLATAMIYOR 
İdarenin “Uygulamalarla ilgili doyurucu bir gerekçe yazmaya vakti yokmuş” gibi davranması, bireyler ve kurumları zorluyor. Açıkçası, faiz indiriminin gerekçeleri de böyleydi. Gerekçe yazılmıştı; ama piyasalar kabul etmedi. Merkez Bankası, faizleri neden düşürmek zorunda olduğunu bir türlü anlatamıyor. 

Maalesef, kanaat liderlerinin bu konuda yaptıkları ikazlar da sosyal medyada farklı tarafa çekiliyor. İçinde bulunduğumuz şartları savunan bir bir iş insanı yok. Ancak “Konu siyasallaştırılıyor” desem yanlış olmaz. Halbuki, sanayi ve ihracatın büyük zorluklarla ortaya çıkardığı katma değerin bir faiz kararıyla sıfırlanması, en hafif ifade ile iş insanlarını isyan ettiriyor. 
Bakalım; arzuladığımız ve beklediğimiz sakinleşme, 2022'de gerçekleşecek mi?

Yazarın 1.12.2021 00:00:00. Tarihinden Önceki Yazıları