YIKIMLARIN TOPLAMI

Canan Ercan Çelik

Nicholaus Lang 'Beyond Great' isimli kitabında yeni bir küresel gerçeklikle yüz yüze olduğumuzu ve içinde bulunduğumuz şartların 3 temel kuvvete bağlı olarak dönüşüm gösterdiğini söylüyor.

icholaus Lang ‘Beyond Great’ isimli kitabında yeni bir küresel gerçeklikle yüz yüze olduğumuzu ve içinde bulunduğumuz şartların 3 temel kuvvete bağlı olarak dönüşüm gösterdiğini söylüyor. Bu kuvvetleri Sosyal Gerilim, Artan Milliyetçilik ve Dijital Dönüşüm olarak tanımlıyor. Sosyal Gerilimi ise 2 alt bileşke de ele alıyor: İklim Krizi ve Sosyal Çalkantılar. Bütün bu kuvvetler, yaşadığımız toplumların ve iş dünyasının çevre şartlarını ve iç dinamiklerini kayda değer şekilde değiştiriyor.

Öte yandan, pandemi, savaş, yeni teknolojiler gibi faktörler dönüşümü dramatik şekilde hızlandırıp ve derinleştiriyor.  Ukrayna savaşının dünyadaki siyasi dengeleri ne denli değiştirmekte olduğuna hepimiz şahitlik ediyoruz. Yeni bir Avrupa tasarımı, farklı platformlarda iş birliği ihtimalleri konuşuluyor. Bu arada, Birleşmiş Milletler savaş nedeniyle evini yurdunu terk eden Ukraynalı göçmenlerin sayısının yıl sonunda 8.3 milyon kişiye ulaşabileceğini öngörüyor. Nisan ayı sonundaki verilerle, göçmenlerin Polonya nüfusunun yüzde 8’ine, normal göç seyrinin ise 45 katına ulaştığı, Slovakya’da ise bu durumun sırasıyla yüzde 7 ve 101 kat olduğu görülüyor. Süregelen savaş, Ukrayna’da tarım yapma imkânı bırakmadığından sonbahar döneminde ürün seviyesinin normalin yüzde 30-40 gerisinde kalacağını tahmin ediyorlar. İki ülkenin dünyanın gereksinim duyduğu temel gıda ve ham maddeler özelinde, önemli pay sahibi olması arz problemi ile kaçınılmaz olarak artan fiyatları getiriyor. Gübre ham maddelerinin yüzde 30’unu, ayçiçeği yağının yüzde 65’ini sağladıklarını da hatırlatırsam tablonun zorluğu daha da anlaşılır sanırım.

Enerji boyutu da en az bu denli komplike. Ülkeden ülkeye farklılık gösterse de ortalama da doğal gaz ve kömür ihtiyacının sırasıyla yüzde 36 ve yüzde 30’unu Rusya’dan karşılamak da olan Avrupa ülkeleri bu seviyeyi indirmek, arz kaynaklarını çeşitlendirmek üzere olağandışı bir çaba içindeler. Yaptırımların etkisinin tam bilinemediği, savaşın da birçok senaryoya açık olduğu dikkate alınırsa hem ülkeler hem de iş dünyasının pandemi üzerine savaş gerçeğiyle sınav üzerine sınav verdiği bir hakikat.

Bütün bu koşullarda, geçmişte başarılı olan liderlik anlayışlarının ve fark yaratan iş stratejilerinin tıkanması ve giderek geçerliliğini yitirmesine şaşırmamak gerek.

En düşük maliyetli coğrafyada, mega üretim, minimum stok, sabit tedarik zinciri ile yapılandırılmış başarı formülleri işlemiyor. Artan milliyetçilik akımlarının getirdiği bariyerler de tabloyu ağırlaştırıyor. Devir tedarik ağları yaratma, beklenmedik şartlara uyumlu stok politikaları yaratma, ekosistemler oluşturarak hareket etme devri. Ve tabi ki, her adımda karbon ayak izlerimizi temize çeke, çeke ilerleme.

İnsan odaklı politikaları samimiyet ve tutarlılıkla uygulamayanlar ile toplumsal katkı ve anlam boyutunu göz ardı ederek geleneksel kar maksimizasyonu anlayışı ile devam edeceklerin ise vay haline!

Bir resim eskiden eklemelerin toplamıydı. Benim durumumda bir resim yıkımların toplamıdır. Pablo Picasso

Picasso, bir boğa figürünü çizebilmek için 33 günlük bir zaman diliminde 11 ayrı çizim yaparak ilerlemiş. Her seferinde bir öncekini yıkıp, sade, etkili bir yorumla yenisini oluşturana kadar denemiş ve yıkımlardan şahane bir bütün elde etmiş.

McKinsey araştırmaları, kurumsal hayatta kendimizi yeniden yaratmanın olmazsa olmazı sayılan inovasyonu CEO‘ların yüzde 84’ünün büyümede kritik faktör olarak konumladığını gösteriyor. Ama ancak yüzde 6’sı kendi şirketinin inovasyon performansından tatmin oluyor. Kısa dönemli düşünüp, yeterli yatırım ve odağı ortaya koymayanların da rekabette geriye düştüğü de bir başka gerçek.

Alıştığımız, geçmişte başarı anahtarı olmuş yaklaşım ve stratejilerden vazgeçmezsek maruz kaldığımız dönüştürücü kuvvetler bizi toparlama imkânı bulamayabileceğimiz şekilde savurabilecek çapta görünüyor. Böyle bir durumda, ne denli zayıfladığını algılayamadığımız köklerimize de tutunamayabiliriz.

İyisi mi, resmi görüp, kendi irademizle, aşama aşama, vazgeçerek, yıkıp yeniden yaparak kurumlarımızı, içinde bulunduğumuz toplumsal dokuyu inşa yoluna girelim. Yıkımlardan yeni bir gelecek resmi çizelim. Ustaya da bir selam verelim.

Yazarın 1.07.2022 00:00:00. Tarihinden Önceki Yazıları