HER ŞEY ÇOK GÜZEL OLDU

Prof. Dr. Bahadır Erdem

23 Haziran 2019'da gerçekleştirilen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimini, zannediyorum ki Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı hiç kimse unutmayacak!

Yüksek Seçim Kurulu (YSK)’nın, 31 Mart’ta belediye başkanı seçilen Ekrem İmamoğlu’nun başkanlığını iptal edip, mazbatasını geri almasından sonra 806 bini aşkın oy farkı geldi. 23 Haziran, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının, demokrasiye ne kadar sahip çıktıklarının ve oylarının hakkını kimseye yedirmeyeceklerinin bütün dünyaya ilanı olarak tarihe geçmiştir.


    
HALK, TEK SESLİLİĞE TAHAMMÜL EDEMEDİ
YSK’nın, 6 Mayıs’ta verdiği “iptal” kararının üzerinden sadece 1.5 ay geçtikten sonra İstanbul seçmeni, Millet İttifakı adayı Ekrem İmamoğlu’na %54.21’lik oranla, Cumhur İttifakı adayı Binali Yıldırım’dan (%44.99) %9.22 daha fazla oy vermiştir. Bu tarihi fark, Türkiye Cumhuriyeti’nin bir hukuk devleti olduğunu, halkının tek sesliliğe tahammül edemediğini, 600 yıldan fazla süren Osmanlı İmparatorluğu’nun ve 100 yıla yakındır sahip olunan Cumhuriyetin devlet geleneklerinin ve adabının kolay kolay geriye gitmeyeceğini, hiçbir kişi ya da kurumun milletin iradesinden daha üstün olamayacağını ve hiçbir surette de buna cesaret etmemesi gerektiğini, bütün dünyaya göstermiştir.

23 HAZİRAN, TARİHİ BİR FIRSATTIR
Uzun zamandır ülkece unuttuğumuz bazı insani değerleri hatırlamamızın zamanının geldiğinin halk tarafından tescillenmesidir. Birlik, beraberlik, dostluk, barış, mütevazılık, iyilik, kucaklama, ötelememe, birbirimize toleranslı ve tahammüllü olma, nefret dilinden vazgeçerek sevgi dilini öne çıkarma ve görgü gibi insanı insan yapan, bir milleti değerli kılan, hayatı anlamlı hale getiren değerleri yeniden hayata geçirme vaktidir. 

DOĞRU ZAMANDA DOĞRU KİŞİ: EKREM İMAMOĞLU
Türkiye’nin yeniden şahlanmasının, normalleşmesinin ve anormallikten beslenmemesinin vakti çoktan gelmiştir. Ülke daha fazla zaman kaybetmeden ve yıpranmadan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları, bu taleplerini kuvvetli, sarsılmaz, yadsınamaz, reddedilemez bir güçte ortaya koymuştur. Adeta bir “Osmanlı tokadı”yla demokrasiye ne kadar bağlı olduklarını cümle aleme haykırmıştır. Ekrem İmamoğlu çok doğru bir zamanda ve çok doğru bir kişilikle Türk siyasi hayatına ve Türkiye Cumhuriyeti’nin vatandaşlarının gönlüne girmiştir.

‘SENLİK-BENLİK’ HİKAYELERİNİ BIRAKMALIYIZ
Artık zaman ülkece, milletçe birlikte çalışma zamanıdır. Zaman kesinlikle partizanlık yapma ve iktidar partisi ile Türkiye’nin üç büyük ili başta olmak üzere birçok büyük ilinde yerel yönetimleri kazanan muhalefet arasında çekişme ve kavga zamanı değildir. Zaman kimsenin önüne engeller çıkarma ya da çalışmasını engelleme zamanı değildir. Türkiye bu kısır çekişmeleri, senlik-benlik hikayelerini bırakmak zorundadır.
    
ÇÖZÜM, BİRLİK VE BERABERLİKLE MÜMKÜN
Ülkenin çok ciddi sorunları vardır. Atlatılan 15 Temmuz darbe girişimi ve geride bıraktığı hukuki ve sosyal bir dolu sıkıntı, 8 yıldan fazladır süren Suriye Savaşı’nın ülkeye getirdiği büyük zorluk, topraklarımızda bulunan 5 milyona yakın Suriyeli geçici sığınmacının yarattığı ekonomik ve sosyal problemler ile vatandaşlarımızın çektiği büyük ekonomik sıkıntıların bir an önce çözümlenmesi, ancak ve ancak birlik ve beraberlikle mümkün olabilir. 

NORMALLEŞMENİN KAPISI AÇILDI
Öncelikle sıkıntıların doğru tespit edilmesi, halkı kandırmak için yalanlama refleksinden vazgeçilmesi ve daha sonra da doğru çözümlere odaklanılması şarttır. Türkiye bütün bunları yapabilecek, başarabilecek, her sıkıntıdan sonra milletçe yeni bir beyaz sayfa açabilecek büyüklükte bir ülkedir. Nitekim bu büyüklüğünü, İstanbul seçmeni 23 Haziran’da, hem iktidara, hem ülkeye hem de bütün dünyaya göstermiştir. 23 Haziran’daki seçim sonuçları ülkede normalleşmenin kapısını açmıştır. Siyasette, hukukta ve sosyal yapıda normalleşme, ülkeyi başarıya ve mutluluğa taşıyacaktır.

HER GEÇEN GÜN DAHA DA GÜZEL OLACAK 
Türkiye’nin yapması gereken; hiçbir zaman demokrasiden, hukukun üstünlüğünden, kuvvetler ayrılığından, çok seslilikten ve basın özgürlüğünden taviz vermemektir. Bu değerlere ülkece sarıldığımız müddetçe ekonomi dahil atlatamayacağımız sıkıntı yoktur. 23 Haziran umudun, barışın ve aydınlık yarınların günüdür. Evet, gerçekten de “Her Şey Çok Güzel Olmuştur” ve her geçen gün daha da güzel olacaktır. 

Yazarın 1.07.2019 00:00:00. Tarihinden Önceki Yazıları