Doğa Sigorta’nın güçlü stratejisi

DOĞA SİGORTA, 2024 YILINDA PRİM ÜRETİMİNDE YÜZDE 72,7 ORANINDA ARTIŞLA YÜZDE 2,21’LİK PAZAR PAYINA ULAŞTI. DOĞA SİGORTA YÖNETİM KURULU BAŞKANI NİHAT KIRMIZI, “BU BAŞARI KÂRLILIĞI ÖNCELİKLENDİREREK DENGELİ VE SÜRDÜRÜLEBİLİR BÜYÜME HEDEFİMİZE OLAN BAĞLILIĞIMIZI AÇIKÇA ORTAYA KOYDU. ŞİRKETİN 2025’İN ÇEYREĞİNDEKİ PAZAR PAYI YÜZDE 2,41’E YÜKSELDİ. HEDEFLERİMİZİ SÜRDÜRÜLEBİLİR KÂRLILIK ÜZERİNE KONUMLANDIRIYORUZ. 2025 YILINI DA KÂRLI BRANŞLARDA DAHA GÜÇLÜ BÜYÜYEREK VE DİĞER BRANŞLARDA DA PAZAR PAYIMIZI KORUYARAK TAMAMLAMAK AMACINDAYIZ” DİYOR.

SEYFETTİN BAYRAM I s.bayram@businesslife.com.tr 

Sigorta sektörü, ekonomik dalgalanmalara en hızlı ve doğrudan tepki veren sektörlerin başında geliyor. Sektör adeta Türkiye’deki makroekonomik gelişmelerin de nabzını tutan kritik bir yapı taşı. Enflasyon, faiz oranları ve döviz kurlarındaki değişim yalnızca bireysel hayatları değil, aynı zamanda sektörlerin işleyişini de etkiliyor. Bu süreçte sigorta şirketlerinin risk yönetimi, müşteri memnuniyeti ve sürdürülebilir büyüme stratejileri hiç olmadığı kadar önem kazanıyor. İşte tam bu noktada Doğa Sigorta, sektördeki sağlam yapısı, dijitalleşme yatırımları ve inovatif yaklaşımlarıyla öne çıkıyor. Doğa Sigorta, 2024 yılında prim üretiminde yüzde 72,7 oranında artışla 16,29 milyar TL seviyesinde tamamladı ve yüzde 2,21’lik pazar payına ulaştı. Doğa Sigorta Yönetim Kurulu Başkanı Nihat Kırmızı, “Bu başarı kârlılığı önceliklendirerek dengeli ve sürdürülebilir büyüme hedefimize olan bağlılığımızı açıkça ortaya koydu. Hedeflerimizi sürdürülebilir kârlılık üzerine konumlandırıyoruz” diyor. Sigorta sektörünün ve tüketicinin nabzını en iyi tutan liderlerden biri olan Doğa Sigorta Yönetim Kurulu Başkanı Nihat Kırmızı ile hem Türkiye ekonomisindeki gelişmelerin sektöre yansımalarını hem Doğa Sigorta’nın 2024 performansını ve 2025 hedeflerini konuştuk.


Türkiye ekonomisindeki mevcut gelişmeler enflasyon, faiz oranları, döviz kurları sigorta sektörünü nasıl etkiliyor?

Türkiye ekonomisindeki her gelişme sigorta sektörünü doğrudan ve dolaylı olarak etkiliyor. Enflasyon oranındaki artış, sigorta primleri ve tazminat ödemelerine yansıyor. Bu süreçlerde tazminat giderlerimizde ciddi artış söz konusu oldu. Hasar gören araç ya da makinaların tamir masrafları, hastalık nedeniyle yapılan sağlık harcamaları sürekli bir yükseliş seyrinde ilerliyor.

Faiz oranlarının yüksek olması yatırım kârlılığını getirmekle beraber sigortada teknik süreçlerden kazanç sağlamak günümüz ekonomik şartlarında mümkün olmuyor. Sigortalarda sunulan teminatların çoğu ithal ürünlere tabi olmakla birlikte döviz kuruna bağlı fiyatlarla satılıyor. Bu durumda hasar maliyetleri sürekli artıyor. Diğer yandan ekonomik belirsizlikler ne yazık ki tüketici davranışlarını da olumsuz etkilemekte. Satın alma gücü düştükçe mevcut sigortalılar bile yenileme süreçleri geldiğinde sigortalarını yenilemeyebiliyor, bu koşullarda yeni sigortalı kazanmak iyice güçleşen bir süreç haline geldi. Ülkemizin deprem gerçeğine rağmen DASK gibi zorunlu bir sigorta türü bile yeterince ilgi görmüyor. Ağırlıklı olarak ev satış süreçlerindeki mecburiyetten dolayı gerçekleşen poliçeler, süreleri bittiğinde yenilenmiyor. Bu zorunluluklara rağmen de ortalama poliçe oranı yüzde 56’larda seyrediyor.

Sigorta şirketlerine bu süreçte ekonomik belirsizliklere karşı son derece sağlam bir risk yönetimi stratejisi oluşturmak gereği doğuyor. Reasürans anlaşmalarının çok başarılı ve verimli yönetilmesi, koşulların risk devir esasları kurumun mali yapısına yeterli ve gerekli desteği verecek biçimde belirlenmeli.

Makroekonomik dalgalanmalara karşı sigorta şirketlerinin alması gereken önlemler neler?

Finansal sürdürülebilirliği güvence altına almayı ve aynı zamanda müşteri güvenini de öncelikli olarak korumayı hedefleyen önlemlerin alınması gerekli. Portföy çeşitlendirilmesi hızlı ve verimli dönüş alınabilecek bir yaklaşım olabilir. Sektörel olarak öncelikli, sigortalı talebi yüksek ürünler farklı segmentlere göre planlanarak sunulabilir. Ürün inovasyonu da bu süreçlerde önem kazanır, ihtiyaca yönelik ekonomik poliçe paketleri hem bireysel kullanımlar hem kurumsal ihtiyaçlar için ulaşılabilir alternatifler yaratır. Tamamlayıcı sağlık sigortası son yıllarda git gide özel sağlık sigortasının yerini almakta. Özellikle kurumlar çalışanlarına uygun primlerle bu ürünü yan hak olarak sunabiliyor. Nakit rezervlerin yeterliliği özellikle de ülkemiz gibi afet ihtimalleri yüksek bölgelerde çok mühim bir unsur. Bir felaket anında sigortalının hasarını tazmin ederken aynı zamanda sigortalı olmayanlara da destek olmak vatandaşlık görevimiz. Kahramanmaraş depreminde hasar müdürlüğümüz 7/24 çalışarak sigortalının zararını ivedilikle karşılarken yardım tırlarımız da anında bölgeye ulaştı.

Yine bu tip zamanlarda müşteri ilişkileri ve güven pekiştirmeye yönelik hizmet ve faaliyetler de öne çıkıyor. Müşterimizin memnuniyet ve sadakati en büyük güvencemiz. Bu doğrultuda biz de 2025 yılının başında Doğa Sigorta Sigortalı Sadakat Programını hayata geçirdik. Sigortalılarımıza özel indirim ve avantajlar sunduğumuz bu programa sigortalılarımız ilk poliçe yenilemede dahil olabiliyor. 100’ün üzerinde seçkin markayla anlaşmamız sayesinde sigortalılarımıza, zorlu bir ekonomik süreçte ihtiyaçlarına kolaylıkla ulaşabilmeleri için fırsatlar sağlıyoruz. Dijitalleşmeye ve teknolojiye yönelik yatırımlar da bu süreçte daha düşük maliyetlerle daha verimli operasyonlara fırsat sağlıyor. Ayrıca çağın gereklerini yakalamak, hız kazanarak yenilik üretmek anlamında da fayda yaratmakta. Makroekonomik faktörlerin sigorta sektörüne etkilerini modellemek için gelişmiş risk yönetimi teknikleri kullanmak da önemli bir gereklilik.


Bu nasıl bir analiz?

Bu modelleme, ekonomik değişkenlerin, sigorta şirketinin bilançosu ve operasyonları üzerindeki etkilerini anlamaya yardımcı oluyor. Diğer yandan sigorta şirketleri, bu tür analizlere dayanarak hangi sektörlerde daha fazla risk taşıdıklarını ve hangi poliçelerde değişiklik yapmaları gerektiğini de belirleyebiliyorlar.

Doğa Sigorta nasıl bir 2024 yılı geçirdi? Nasıl bir büyüklüğe ulaştınız? Şimdi 2025’in ilk 4 ayını geride bıraktık. İlk dört ay nasıl geçti?

2024 yılını prim üretiminde bir önceki yıla göre yüzde 72,7 oranında artışla 16,29 milyar TL seviyesinde tamamlayarak yüzde 2,21’lik pazar payına ulaştık. Bu başarı hem toplumsal sorumluluklarımızı yerine getirme konusundaki hassasiyetimizi hem kârlılığı önceliklendirerek dengeli ve sürdürülebilir büyüme hedefimize olan bağlılığımızı açıkça ortaya koydu. 2025 yılına da hedeflerimiz doğrultusunda güçlü bir başlangıç yaptık. Yılın ilk dört aylık dönemi, beklentilerimizle uyumlu bir şekilde gerçekleşti. Sektörün ilk üç aylık verilerine göre hayat dışı branşta toplam prim üretimi geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 49 oranında artarken, Doğa Sigorta olarak aynı dönemde yüzde 56’lık bir artış kaydettik. Geçtiğimiz yılın aynı döneminde yüzde 2,32 olan pazar payımız yüzde 2,41’e yükseldi.

Bu veriler hem stratejimizin etkinliğini hem sektördeki konumumuzu güçlendirme yolunda doğru adımlar attığımızı teyit ediyor. Sıklıkla vurguladığımız gibi stratejilerimizi kısa süreli değil, uzun vadeli planlamayı doğru buluyoruz.

Doğa Sigorta’nın 2025 yılı için büyüme stratejisi nedir? Yeni ürün ya da bölgesel genişleme planlarınız var mı?

Şirketimizin acente sayısı 2025 ilk çeyreği itibarıyla 2.200’ü aştı. Her yıl olduğu gibi bu yıl da kontrollü bir büyüme planlıyoruz. Bizim için istikrar ve sürdürülebilir kârlılık öncelikli hususlar. 2025 yılı ikinci çeyrekte canlıya alınan Odak Acente projemizle bireysel ürün segmentinde yoğunlaşıp tabana yayılacağımız sağlık, kasko, trafik, konut, DASK, ferdi kaza, KOBİ ve seyahat sigortası ürünlerinde faaliyet gösterebileceğimiz özel bir model oluşturduk. Odak Acente yeni bir iş geliştirme projesi olarak planlandı. Bu grupta yer alacak acentelerimizle sektörde yenilikçi duruşumuzu yansıtıp daha çok bireysel müşterilere ulaşmayı hedefliyoruz. 2025 stratejilerimiz içinde daha çok genişlemeyi ve büyümeyi Odak Acente grubu ile gerçekleştirmek istiyoruz. Projemize başlamadan önce genişlemek istediğimiz bölgeleri belirledik ve projeye başladıktan sonra da belirlenmiş bölgelere yoğunlaştık. Son 1 ay içinde 600’ün üzerinde adayla sözleşme çalışmalarına başlandı. Acente açılışlarımız hızla devam ediyor. Arkadaşlarımın yoğunlaştığı başlıca konu, belirlediğimiz Odak Acente açılış hedefimizi yılın son çeyreğine girmeden yakalamak.

2025’te hem sektörde hem Doğa Sigorta’da büyüme nereden gelecek? 2025 büyüme hedefiniz yüzde kaç ve toplam prim üretiminde nereye ulaşacaksınız?

Hayat dışı sektör üretiminin yaklaşık yüzde 80’ini oluşturan oto, sağlık ve yangın sigortaları, sigorta sektörünün temel dinamiklerini belirliyor. Doğa Sigorta olarak sürdürülebilir ve dengeli bir portföy yapısını stratejik önceliklerimiz arasında konumlandırıyor, bu doğrultuda oto dışı branşların portföyümüzdeki ağırlığını artırmaya yönelik politikalar geliştiriyoruz. 2025 yılını hedeflerimiz doğrultusunda yaklaşık 25 milyar TL prim üretimiyle tamamlamayı ve sektördeki güçlü konumumuzu daha da pekiştirmeyi amaçlıyoruz.

Togg ile iş birliğinizden bahseder misiniz? Nasıl bir yeni ürün sundunuz?

2023 yılında Türkiye’nin mobilite alanında hizmet veren küresel teknoloji markası Togg ile bize gurur veren bir iş birliğine imza attık. Togg T10X kullanıcılarının akıllı cihazlarına özel hazırladığımız ayrıcalıklı kasko sigortasıyla başlayan iş birliğimizi devamında Togg kullanıcılarına özel hazırladığımız “Duvar Tipi Şarj Ünitesi Sigortası” ile geliştirdik. Böylece sektörün öncü projelerinden birini daha hayata geçirdik. 2025 yılının ikinci yarısında kullanıcılarıyla buluşması planlanan Togg’un yeni modeli T10F ile ilgili çalışmalarımız da sürüyor. “YeniLige” yolculukta Doğa Sigorta olarak ön saflardaki yerimizi güvence altına almaya devam ediyoruz. Diğer taraftan, Türkiye’de ilk olan “Duvar Tipi Şarj Ünitesi Sigortası” Togg kullanıcılarının haricindeki müşteri segmentimize de sunulmuş olup tüketicinin ihtiyaçlarını dinleyerek oluşturduğumuz bu ürünle, sektördeki yenilikçi bakış açımızı devam ettiriyor, gelişen dünyadaki ihtiyaçlara paralel hizmetler sunuyoruz.

Yapay zeka, büyük veri ve dijital çözümler sigorta sektöründe nasıl bir dönüşüm yaratıyor? Doğa Sigorta bu dönüşümün neresinde?

Operasyonel tarafta yapay zeka teknolojileri, poliçe düzenleme ve hasar süreçlerimizi otomatikleştirerek verimliliğimizi önemli ölçüde artırıyor. Otomasyonu tüm süreçlerimize dahil ederek metal yakalı çalışanlarımızı en verimli şekilde kullanmak istiyoruz. Hasar sürecinde hem fraud tespitinde hem hasar tespit sürecinde makine öğrenmesinden faydalanıyoruz. Chatbot sistemlerimiz müşterilerimize 7/24 kesintisiz hizmet sunuyor ve rutin işlemleri otomatik olarak gerçekleştiriyor. Pazarlama alanında ise veri analitiği ve yapay zeka ile müşterilerimizin ihtiyaçlarını daha iyi anlıyor ve kişiselleştirilmiş teklifler sunabiliyoruz. Müşteri davranışlarının analizi sayesinde doğru zamanda doğru ürünü önerebiliyoruz. Bu da hem müşteri memnuniyetini artırıyor hem de satış performansımızı iyileştiriyor.

Gelecekte de bu teknolojilerin, sigortacılıkta müşteri deneyimini ve operasyonel verimliliği artıracağını öngörüyoruz. Bu dönüşümün önemli aktörlerinin arasında yer almak için çalışıyoruz. 2025 stratejimizde önceliğimiz, yapay zeka destekli sistemlerimizi daha da geliştirmek. Şu anda devam eden projelerimiz sayesinde daha doğru fiyatlandırma ve hızlı müşteri geri bildirimi sağlamayı hedefliyoruz. Yapay zekayı risk değerlendirme ve fiyatlama sürecimizin tamamında kullanmak istiyoruz. Altyapı modernizasyonu kapsamında bulut teknolojilerine yatırımlarımızı artıracağız. Bu sayede hem veri depolama kapasitemizi güçlendirecek hem operasyonel maliyetlerimizi optimize edeceğiz. Sağlıkta veri temini konusuna önem veriyoruz. Bunun yanında siber güvenlik altyapımızı güçlendirmeye yönelik yatırımlarımız devam edecek.


 

Müşteri deneyimini iyileştirmek adına ne gibi dijital projeleriniz var?

Müşteri iletişimi konusunda şirketimizin son teknoloji yapay zeka destekli CRM sistemleri ile acentelerimize önemli avantajlar sağlamaktayız. Bu sistemler müşteri davranışlarını derinlemesine analiz ederek kişiselleştirilmiş iletişim stratejileri oluşturmakta ve acentelerimizin müşteri ilişkilerini güçlendirdiği gibi çapraz satış fırsatları oluşturmakta. Geliştirdiğimiz otomatik hatırlatma sistemleri sayesinde, özellikle poliçe yenileme dönemlerinde proaktif iletişim sağlıyoruz ve müşteri memnuniyetini artırıyoruz. Doğa Sigorta Sigortalı Sadakat Programımız da sigortalılarımıza dijital ortamda hizmet sunduğumuz bir proje. Sigortalılarımız sağladığımız özel indirim ve avantajlara ulaşmak için web sitemiz üzerinden programa dahil olarak edinecekleri kupon kodlarını anlaşmalı markaların e-ticaret siteleri ya da mağazalarında yaptıkları alışverişlerde kullanabiliyorlar. Kullanıcı dostu web sitemiz ve mobil uygulamamız aracılığıyla poliçe satın alma ve hasar takibi işlemlerini hızlı ve pratik bir şekilde sunuyoruz.

Toplumun sigorta bilincini artırmak adına neler yapıyorsunuz?

Bu önemli bilinci oluşturmak için eğitim ve farkındalık kampanyalarını kullanıyoruz. Mütevelli Heyeti Başkanı olduğum İstanbul Topkapı Üniversitesinde Doğa Sigorta yöneticilerimiz sık sık öğrenciler ve akademisyenlerle bir araya gelerek seminerler, projeler gerçekleştiriyorlar. Öğrencilere kariyer günlerinde sigortacılık hakkında önemli bilgi ve deneyimlerimizi aktarıyoruz. Başarılı öğrenciler Doğa Sigorta’da staj ve istihdam fırsatı bulabiliyor. Ayrıca acentelerimizin de sigortacılıkta ileri seviyede bilgi edinmesi, çağa ayak uydurmaları için teknoloji geliştirmelerimizin yanı sıra Doğa Sigorta Acente Gelişim Akademisi’ni kurduk, 3. mezunlarımızı verdik. Sektörel ve dijitalleşmeye yönelik derslerin yer aldığı programda devam zorunluluğuna uyan ve sınavda iyi puan alan öğrencilere sertifikalarını cübbe giydirerek özel bir törenle takdim ediyoruz. E-devlet tanımlı, rektör imzalı bu sertifikalarla acentelerimizin deneyim ve bilgilerini taçlandırıyoruz, rekabet ortamında yerlerini sağlamlaştırıyoruz. Sosyal medyayı sigorta sektörüne dikkat çekmek için çok aktif kullanıyoruz. Basınla da sık sık bir araya gelerek gerek sektörel gerek markamıza dair gelişme ve haberleri paylaşıyor, özellikle toplumsal mesajlar vermeye gayret ediyoruz.

Kurumsal sosyal sorumluluk bilincimiz ve faaliyetlerimiz de yine bu bilince katkı sağlamamızda önemli etkenlerden.

Şirket kültürünü ve çalışan bağlılığını güçlendirmek için nasıl bir liderlik anlayışı benimsiyorsunuz?

İşinde profesyonel yöneticilerle çalışır, onlara yetki ve sorumluluk veririm. İhtiyaç duyduklarında yön gösterir, onların fikir ve görüşlerine saygı duyar, açık bir iletişimde olmayı benimserim. Güçlü bir kurum kültürünün çalışan mutluluğu ve sadakatiyle büyüyen bir başarıdan geçtiğine inanırım.

“SİGORTA PRİMLERİ ARTABİLİR”

ENFLASYON ETKİSİ Türk sigorta sektörü için 2025’in ikinci yarısında en büyük ekonomik risk, makroekonomik belirsizlikler, özellikle yüksek enflasyon ve döviz kurlarındaki dalgalanmalar olacaktır.  Enflasyon oranları, sigorta primlerinin artmasına yol açabilir. Sigorta şirketleri, artan maliyetleri karşılamak için fiyatları yükseltebilir, bu da sigortalı potansiyelini olumsuz etkileyebilir.

RİSKLER VE FIRSATLAR Özellikle dijitalleşme ve sağlık sigortası gibi büyüyen alanlar sigorta şirketleri için büyük fırsatlar sunarken, ekonomik dalgalanmalar, enflasyon ve döviz kuru belirsizlikleri sektörde önemli riskler yaratacaktır. Şirketlerin bu iki boyutu etkin şekilde yönetmesi, sektördeki büyümeyi ve sürdürülebilirliği sağlar.

“UZUN VADELİ STRATEJİ SEVİYORUZ”

GÜNCEL AYARLAMA Uzun vadeli strateji yapmayı seviyoruz. Değişen ekonomik ve sektörel gelişmelere bağlı olarak güncel ayarlamaları hemen yapıyoruz. Hedeflerimizi de sürdürülebilir kârlılık üzerine konumlandırıyoruz. Bu doğrultuda 2025 yılını da kârlı branşlarda daha güçlü büyüyerek ve diğer branşlarda da pazar payımızı koruyarak tamamlamak amacındayız.

BÜYÜME VE KÂRLILIK Ana hedeflerimizden biri sürdürülebilir şekilde tüm branşlarımızda varlığımızı göstermek. Ancak kârlılık faktörü bizim önemli bir motivasyonumuz olduğu için bazı branşlarda daha yüksek büyüme oranları gerçekleştirmekteyiz. Daha yüksek büyümeler elde etmek istediğimiz ve bunu başardığımız branşlar ise yangın, sağlık, nakliyat ve tarım. Bu branşlarda gelişimimizi devam ettirerek bunların yanına sürdürülebilir büyüme ve kârlılığın sağlanacağı diğer oto-dışı branşları da eklemek istiyoruz.

NİHAT KIRMIZI’NIN 7 KRİTİK LİDERLİK YETENEĞİ

1- Kriz anındaki en önemli liderlik özelliği, soğukkanlılıkla stratejik kararlar alabilme kabiliyetidir.

2- Lider, yaşanan krizi doğru analiz etmeli ve yöneticilerine net bir yön çizmeli.

3- En etkili kriz yönetimi, hazırlıklı olmaktan geçer. Bu nedenle Doğa Sigorta’da, birçok birim müdürümüzün görev aldığı aktif bir kriz iletişim ekibimiz bulunuyor.

4- Liderlik anlayışımın temelinde takım oyunu var. Spor yöneticiliği geçmişim, kurum kültürümüze de yansıyor.

5- Açık iletişim kurar, ekip arkadaşlarımı sürece dahil ederim. Birlikte güven ve dayanışma içinde hareket ederiz. Kurum içi sinerjinin kriz anlarında en büyük güç olduğuna inanıyorum.

6- Liderlikte sürdürülebilir başarının yalnızca krizleri yönetmek değil, onlardan ders alarak daha dirençli bir yapı kurmak olduğuna inanıyorum.

7- Her kriz, gelişim için bir fırsattır. Liderin rolü, sadece yön vermek değil, kurumun geleceğini inşa edecek öğrenme kültürünü de sağlamaktır.

BUSINESS LIFE