ADNAN BALİ'DEN HIZLI BÜYÜME REÇETESİ

İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, geleceğe dair iyimser bir tablo çizdi. "Çalışacağız, uğraşacağız, işlerimizi iyi yapacağız" diyen lider iş insanı, olumluyu ve pozitifi çoğaltmanın önemine dikkati çekti. Türkiye'nin ekonomik darboğazdan çıkması için hep beraber sorumluluk alınması gerekliliğinin altını çizdi. Bali, sıkıntılı sürecin bir an önce atlatılmasının, samimi ve karşılıklı güvenle mümkün olacağını ifade etti?

İş Bankası; yaygın şube ağı, ürün çeşitliliği, gelişmiş dijital bankacılık kanalları ve müşteri odaklı hizmet anlayışına sahip. Bu özellikleriyle de toplam mevduat ve vadesiz mevduat büyüklükleri açısından özel bankalar arasında ilk sırada. Her daim, sıkıntılı günleri paylaşmaya dair bir çalışma anlayışında. İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali’ye göre de; bu zor süreçlerde hakiki, samimi manada işinizi yapacak şekilde sahada olmak önemli. 

Türkiye'nin, kamu ve finans kesimi açısından çok farklı opsiyonlara ve imkânlara sahip olduğunu vurgulayan Bali, gelecek adına umutlu. Böyle dönemlerde üreten, satan, ticaret yapanlarla daha fazla iç içe olmak gerektiği kanaatinde. Ülkemizin birçok yerinde de bu enerjiyi görüyor. Şu anda yaşadığımız hadiseden çıkışın, büyük ölçüde ihracat, döviz kazandırıcı faaliyetler ve dış talebe hitap eden katma değerli üretimle olacağı düşüncesinde….

SON 10 YILDA, 7 MİLYONUN ÜZERİNDE YENİ İŞ YARATILDI
- Ülke olarak, hızlı büyümeye, değişime ve gelişime dair neler yapmak zorundayız?

Öncelikle hızlı büyümek zorundayız. Türkiye, nüfusu, ölçeği itibarıyla butik olarak nitelendirilebilecek bir batı ülkesi gibi “Belli oranda büyürse yeter, geri kalanı opsiyoneldir, olursa iyi olur olmazsa da mekanizma yürür” diyebilecek bir ülke değil. Genç nüfusu olan, dinamik, yılda 800 binin üzerinde işgücüne katılımın olduğu bir ülke. İşsizliği aynı seviyede tutmak için bile her yıl 800 bin yeni iş yaratmalıyız. Nitekim Türkiye, son 10 yılda bir kısım Avrupa ülkesinin nüfusundan fazla, 7 milyonun üzerinde yeni iş yarattı, ancak işsizliği aşağıya çekemedi. Çünkü bundan daha fazla işgücüne katılım oldu.

SOSYAL BOYUTU DAHA AĞIR BİR İŞSİZLİKLE KARŞI KARŞIYAYIZ
- İşgücüne katılımda nasıl bir nitelik değişikliği var?

İşsizlerin neredeyse tamamının üniversite mezunu olması ve beklentilerinin yüksekliği nedeniyle, geçmişe nazaran sosyal boyutu daha ağır bir işsizlikle karşı karşıyayız. Dolayısıyla, Türkiye, sadece ekonomik değil, sosyal boyutuyla da bu hadiseyi yönetebilmek için hızlı büyümek zorunda. Yılda 800 bin yeni istihdam yaratmak ve bunu sürdürebilmek için yüzde 5 ve üzerinde büyümeli.

HIZLI BÜYÜMEK ZORUNDAYIZ; ANCAK BUNUN KOŞULLARINA SAHİP DEĞİLİZ
- Yüzde 5 büyümeye ihtiyaç var; ama kaynak nerede?

İç tasarruf hadleri yüzde 5 büyümemizi desteklemiyor. Büyümek için dış kaynak kullanıyoruz. Dış kaynak imkânları yettiği sürece büyüyoruz, bizden veya dışarıdan kaynaklanan nedenlerle dış kaynak imkânları sıkıntıya girerse büyüme sürecimiz kesintiye uğruyor. Türkiye’nin iktisat tarihine baktığınızda her hızlı büyüme dönemi bir döviz açığı, bir dış açık sorunuyla kesintiye uğramıştır. İkilem şu; hızlı büyümek zorundayız; ancak hızlı büyümenin koşullarına sahip değiliz. 

TEŞVİKİ GERİ KALANA DEĞİL, İLERİYE GİDEBİLECEK OLANA VERMELİYİZ
- Ülkeler düzeyindeki rekabette, iş yapma endeksinde üst sıralara nasıl çıkarız? 

Rekabeti kendi içimizde yaparken, rakibe nazaran ne tür üstünlükler sağlayacağımızı konuşuruz. Ülkeleri birbirleriyle iş yapma ortamı açısından karşılaştıran ‘iş yapma endeksi’ sıralaması var. Türkiye 70’lerdeydi, son dönemlerdeki atakla 40. seviyelere kadar geldik. Ama yetmez. Reçetesi belli... Yukarılara çıkmalıyız. Örneğin; teşviki geri kalana değil, ileriye gidebilecek olana vermeliyiz. Geri kalana birtakım şeyler yapmak gibi bir sosyal politikanın başka araçları olmalı. Teşvik, onun doğru aracı değil. Mümkün olabildiği kadar potansiyel ifade eden yerlere öncelik vermeliyiz. 

- Fark yaratacak olan yerlere mi öncelik verilmeli?
Birkaç yıl önce 25 ana başlıkta, 1.200'ün üzerinde aksiyonu içeren bir plan hazırlandı. Ülkemize çok ciddi bir rekabet gücü kazandıracak şekilde üretime, sanayiye, dış ticarete, teknolojiye, hukuka, çevreye, enerjiye, lojistiğe dönük sayısız plan, program vardı. Organize sanayi bölgelerinin bütünüyle demiryolları ve limanlarla entegre edilmesine kadar… Bunlar, bugünün koşullarına göre yeniden önceliklendirilerek ele alınabilir.

SERBEST PİYASANIN BÜTÜN DİNAMİKLERİNE BAĞLI KALMALIYIZ
- Serbest piyasa ve onun hukukunun oluşması neden önemli?

Serbest piyasa; bolluk, bereket demektir. Kontrol; darlık, bereketsizlik, kısıt demektir. Çünkü gerçekte olmayabilecek talepleri uyarır, fiili hale getirir. Bir şeyin kısıtlı olduğu, olabileceği hissini verdiğiniz andan itibaren insan organizması dahi savunma refleksiyle bunu ihtiyacının üzerinde talep etmeye başlar. Bunun için, serbest piyasanın ilkelerine ve dinamiğine sonuna kadar bağlı kalınmalı. Kısa dönemlerde arzu etmediğimiz sonuçları hemen vermiyor diye, biraz meşakkatli olabilecek bu yoldan vazgeçmemeliyiz. Bazen daha farklı uygulamaların kısa sürede sonuç verebilir olması pratik gelebilir; ama kalıcı olamaz. Daha kötüsü tahrip edicidir. Onun için önemli olan, bu ortamı sağlayabilmek... 

2001 KRİZİNDE İKİ BACAK TAMAMEN ÇÖKMÜŞTÜ
- Gerekçeleriyle, temelleriyle, sonuçlarıyla bir ekonomik kriz arayanlar, 2001’e mi bakmalı?

Evet… Reel sektör ile hane halkını bir bacak, bankacılık sistemini bir bacak, kamuyu bir bacak olarak düşündüğünüzde, 2001’de iki bacağın ikisi de tamamen çökmüştü. Türkiye, %2’ler civarında bir bütçe açığı milli gelir oranına sahip, hatta çok kısa bir süre öncesinde yüzde 1.1-1.3 bandındaydı. Bu oran 2001’de 10 katından fazlaydı. Borç stokunun milli gelire oranı %30’larda, 2001’de 2.5 katından fazlaydı. Bankacılık sisteminin bugün açık pozisyonu yok, 2001’de özkaynağının 3.5 katı kadardı. Sorunlu krediler %4’lerde, 2001’de %30’lara yakındı. Bugün bankacılık sisteminin %16 sermaye yeterlilik rasyosu var. 2001'de böyle bir şey yoktu. Bu, yüksek tansiyonu yaşarken tansiyonun ne olduğunu bilmemekle aynıdır.

HANE HALKI VE REEL SEKTÖRÜN BORÇLULUĞU 2001’DE ÇOK DAHA DÜŞÜKTÜ
- Bugün ne tür sorunlarımız mevcut?

Çok daha büyük bir ekonomiyiz, çok daha fazla kaldıraç kullanmış, borçlanmış bir ülkeyiz; ama yönetilebilir bir durumla karşı karşıyayız. Tek fark, hane halkı ve reel sektörün borçluluğu 2001'de bugüne nazaran çok daha düşüktü. Bu, aleyhe olan kısımdır. Onun için öncelikleri belirleyip, işlerimizi ona göre götürmeliyiz.

ZORLUKLARI AŞABİLİRİZ; AMA HEP BERABER SORUMLULUK ALMALIYIZ
- Beklentiler ve belirsizlikler nasıl yönetmeli?

Türkiye, bugün kamu ve finans kesimi açısından çok farklı opsiyonlara ve imkânlara sahip. 
2-3 saatlik zaman dilimi içinde 1.5 milyarın üzerinde nüfusu bulunan, 20 trilyon doların üzerinde milli gelire sahip bir coğrafyadayız. Böyle kilit bir ülkenin; bu dinamik nüfus yapısıyla, bu kadim coğrafyada zorlukları aşacağına inanıyorum. Çalışacağız, uğraşacağız, işlerimizi iyi yapacağız. Olumluyu, pozitifi çoğaltacağız. Başkasından beklediğimizi kendimiz yapmaktan imtina etmeden, hep beraber sorumluluk alacağız. 

İŞ MUHATAPLARIMIZIN ÖDEMELERİNDE ESNEKLİK GÖSTERMELİYİZ
- Kalıcı ve sürdürülebilir tedbirlerinizden söz eder misiniz?

Örneğin, bankacılık sisteminin kredi kanalları ve kaynak kullandırma konusundaki politikalarına yönelik şikâyetler geliştirirken, kendi iş muhataplarımızın ödemelerinde esneklik göstermekten, imkân tanımaktan kaçınmamalıyız. Faiz oranlarından şikâyet ederken, bunun katlarına kadar tekabül eden vade farkları uygulamamalıyız. Bunların hepsini samimi, karşılıklı güvene dayalı olarak yapmaya çalışacağız.

STRATEJİLERİMİZDEN ÖDÜN VERMEYECEĞİZ
- Grubunuzda ve sektörlerinizde, kârlılığın ve büyümenin sırrı ne?

İstihdam ve yatırım sürekliliği sağlayacak nitelikteki projelere, reel sektöre ve hane halkına tüm imkânlarımızla finansman desteği sağlamaya devam ettik. Mart 2019 itibarıyla nakdi kredi hacmimiz 270.9 milyar TL, gayrinakdi kredi büyüklüğümüz ise 93.6 milyar TL oldu. İş Bankası, önümüzdeki dönemde de sağlıklı büyüme stratejisinden ödün vermeden aktif kalitesini muhafaza etmeye, kaynak maliyetlerini etkin bir şekilde yönetmeye ve ülke ekonomisinin uzun vadeli gelişimini finanse etmeye devam edecek.

- İlk üç aylık finansal sonuçları değerlendirir misiniz? 
İstihdam ve yatırım sürekliliği sağlayacak nitelikteki projelere, reel sektöre ve hane halkına tüm imkânlarımızla finansman desteği sağladık. Yaygın şube ağı, ürün çeşitliliği, gelişmiş dijital bankacılık kanalları ve müşteri odaklı hizmet anlayışı sayesinde İş Bankası, toplam mevduat ve vadesiz mevduat büyüklükleri açısından özel bankalar arasında yine ilk sırada yer alıyor. İş Bankası, önümüzdeki dönemde de sağlıklı büyüme stratejisinden ödün vermeden aktif kalitesini muhafaza etmeye, kaynak maliyetlerini etkin bir şekilde yönetmeye ve ülke ekonomisinin uzun vadeli gelişimini finanse etmeye devam edecek.

ADNAN BALİ GÖZÜYLE, YAPILMASI GEREKENLER
- İç tasarruf hadlerini artırmak konusunda çok özel çaba sarf edeceğiz 
- Dış kaynak kullanmaya devam edeceğiz. Bugünden yarına, iç tasarruf hadlerinin bu büyümeyi destekleyecek hale gelmesi gerçekçi değil 
- İş insanları krediyi nasıl kullanıyorsa, ülke olarak dış kaynağı da öyle kullanmalıyız. Getirisi maliyetinden daha düşükse, o kredi özkaynağımızdan yiyordur. Maliyetten daha yüksek getiriyi sağladığımız alanlarda büyümeliyiz
- Güven, istikrar, geleceğe ilişkin öngörülebilirliğin olduğu uygun bir iklim, ortam lazım
- Vergi sisteminde, hukukta, teknolojide, teşvik sisteminde gereken neyse onları yapmalıyız

RAKAMLARLA İŞ BANKASI
- Türkiye’nin en büyük özel bankası 
- Aktif büyüklüğünü Mart 2019 itibarıyla 426 milyar TL’ye yükseltti
- Toplam mevduat hacmi, önceki yıl sonuna göre; %3.5 artarak Mart 2019 itibarıyla 253.8 milyar TL’ye oldu
- Yılın ilk çeyreğinde yurt içi piyasalarda toplam 3.2 milyar TL tutarında menkul kıymet ihracı gerçekleştirdi
- Yılın ilk çeyreğinde 1.458 milyon TL net kâr elde etti
- Özkaynak büyüklüğü Mart 2019 itibarıyla 50.4 milyar TL’ye ulaştı
- Sermaye yeterlilik oranı %16.1 seviyesinde gerçekleşti

İŞ BANKASI’NIN 2019 1. ÇEYREK BİLANÇOSU
- Aktif büyüklük: 426 milyar tl 
(Türkiye’nin en büyük özel bankası) 
- Net kâr: 1.458 milyar tl 
- Özkaynak büyüklüğü: 50.4 milyar tl
- Nakdi kredi hacmi: 270.9 milyar tl
- Gayrinakdi kredi büyüklük: 93.6 milyar tl
- Toplam mevduat hacmi: 253.8 milyar tl (%3.5 Artış)
- Yurt içi piyasalarda menkul kıymet ihracı: 3.2 milyar tl
- Sermaye yeterlilik oranı: %16.1