CESARETTEN DEĞİL, MECBURİYETTEN

Prof. Dr. Emre ALKİN

Dolardaki düşüş kime alım fırsatı verdi bilmiyorum ama etrafta düşük seviyelerden almayı başardığını söyleyen pek yok. Demek ki Merkez Bankası'nın tavrı ?Kendin çal-kendin oyna? gibi olmuş. Açıkçası yabancı kurumların raporlarının döviz kurunu sabit tutup faiz artışını destekleyici olmasına şaşırıyorum.

Anlaşılan, Merkez Bankası seçimler öncesinde siyasete şu iki öneride bulundu:

- Kur daha da yükselmesin diye faizi yükseltmek

- Faizi yükseltmeden yükselen kurlarla seçime girmek

Elbette bu durumda “Kurlar yükselmesin de ne yaparsanız yapın” şeklinde bir yaklaşım oluşmuş. Yine de faiz kararı açıklandıktan sonra piyasada hiçbir hareket olmadı ve 1 dakika geçtikten sonra limitli bir düşüş yaşandı. Büyük ihtimalle Merkez Bankası, piyasanın karara tepkisiz kaldığını görünce satış yapmayı uygun gördü. Böylelikle net rezervler biraz daha gerilemiş oldu. Yeni rezerv seviyesi açıklanınca satışın kamudan mı TCMB’den mi yapıldığını anlayacağız.

Faiz artışına “cesur hamle” diye yaklaşanlara tebessüm ediyorum. Azıcık içeriden bilgi alacak, oradaki tanıdıklara selam çakacak veya buralardan bir görev kapacak diye insanların yaranma duygusuyla yorum yapması John Stuart Mill’in “on liberty” kitabında uyardığı işlere benziyor.

1 NİSAN’DAN SONRASINI MERAK ETMEYE BAŞLADIM

Dolardaki düşüş kime alım fırsatı verdi bilmiyorum ama etrafta düşük seviyelerden almayı başardığını söyleyen pek yok. Demek ki Merkez Bankası’nın tavrı “kendin çal-kendin oyna” gibi olmuş. Açıkçası yabancı kurumların raporlarının döviz kurunu sabit tutup faiz artışını destekleyici olmasına şaşırıyorum. Döviz talebi olunca rezervlerden satıp, sonra faiz silahını kullanarak soğutmaya çalışmak, seçimlerden sonra yapılacak yeni swaplar ve döviz girişlerine bel bağlamak, söz konusu kurumlar için riskli bir yaklaşım olarak gözükmüyor besbelli.

Sanırım seçimlere kadar doların 35 TL olmaması için bir hamle yapıldı. Ancak piyasaların konuştuğu ve beklediği seviyeler bunun çok üzerinde. Hakikaten 1 Nisan sabahından itibaren ne olacağını merak etmeye başladım.

TEMMUZDAN SONRA ENFLASYON DÜŞECEK Mİ?

Önce “Mart ayından sonra düşecek” denilen enflasyonun temmuz ayından sonra gideceği açıklandı. Ortaya çıkan kafa karışıklığını gidermek için analizi derinleştirmekte fayda var.

Geçen yıl mayıs ayında TÜFE yüzde 0,04 açıklanmıştı. Demek ki bu yılın mayıs ayında açıklanacak yıllık enflasyon oranlarında bu düşük rakam dahil olmayacak. Dolayısıyla mayıs, haziran ve temmuz rakamlarında geçen yıla ait iki adet yüzde 9’un üzerinde iki aylık enflasyon var.

Bu yılın ağustos ayına geldiğimizdeyse geçen yıla ait bu yüksek oranlar dizinden çıkacak, dolayısıyla baz etkisiyle bir anda düşüş göreceğiz. Eğer bu yıl her ay yüzde 3 civarında aylık enflasyonlar açıklanırsa, “Temmuz’dan sonra düşecek” açıklamasının bir anlamı olacak. Rakamsal bir örnek vereyim: Eylülden itibaren başlayan 12 aylık dizide, bu yılın mart ayından itibaren her ay yüzde 3 enflasyon gerçekleşirse ağustos ayında yüzde 53 civarında TÜFE ortaya çıkacak. Tabii aynı varsayımla bu yıl mart ayından itibaren her ay yüzde 3 TÜFE rakamı gerçekleşse, haziranda yüzde 72, temmuzda yüzde 62 civarında yıllık enflasyon açıklanacak. Baz etkisiyle ağustosta bir anda yüzde 50’yi göreceğiz. Eğer bu yıl aylık rakamlar daha düşük çıkarsa elbette bu düşüş daha belirgin olacak.

Tabii tüm bu beklentiler Merkez Bankası’nın döviz kurlarını tutmayı devam edeceği ve başarılı olacağı, yeni vergi artışları olmadan yola devam edileceği, lojistik sıkıntıları sebebiyle dünyada yeni bir enflasyon dalgasının yaşanmaması gibi birçok olumlu gelişmenin yan yana gelmesiyle gerçekleşebilir. Kredi daralmasıyla beraber talebin soğumasını henüz hesaba katmıyoruz.

Yapılan açıklamaların şu an için kağıt üzerinde doğru olduğunu ama döviz kurları serbest kalmadıkça bu tip modellerin çalışmadığını tarihe bakarak anlıyoruz. Merkez Bankası’nın fonlama imkanlarını daraltarak bankaları mevduat faizini yükseltmeye zorladığını görüyoruz. Bazı bankaların yüzde 53 civarında faiz verdiğini görüyoruz. Aslına bakılırsa bu faiz 6 ay devam etse gayet tatminkar bir kazanç sunmakta. Ancak herkes seçimden sonra kurların hızla yükseleceğine inanıyor ve bu sebeple tam olarak cesaret edemiyor. Bir anda hızla yükselecek döviz elbette yüzde 50’lik faizin bir aylık kazancını geride bırakacaktır.

Umarım ülkemizin hayrına gelişmeler olur.

Yazarın 1.04.2024 00:00:00. Tarihinden Önceki Yazıları