ANADOLU'DAN YARINLARA IŞIK TUTAN BİR LİDER

Anadolu Grubu; 19 ülkede, 80'e yakın şirket, 66 üretim tesisi ve 80 bin kişilik istihdamla faaliyet gösteriyor. Bira, meşrubat, perakende, tarım, otomotiv, kırtasiye, hızlı servis restoranı, gayrimenkul ve enerji olmak üzere 9 farklı sektörde, çok geniş bir coğrafyaya yayılmış operasyonlarıyla büyük bir yapı. Bu dev şirkette "Yönetim Kurulu Başkanı" unvanının sahibi ise Tuncay Özilhan... Aynı zamanda TÜSİAD'ın Yüksek İstişare Kurulu Başkanı da olan duayen iş insanımız, iş dünyasının geleceğine dair öngörülerini Business Life okurlarıyla paylaştı. Tepebaşı'ndaki bakkal dükkanında, çocukken babası merhum İzzet Özilhan'ın yanında başlayan iş hayatına ilişkin birçok anekdot sundu. Pandemi dönemindeki kriz yönetiminden ve salgın sonrasında alacakları aksiyonlardan da bahsetti. Tecrübelerini yeni nesle de aktaran başarılı lider, gençlere öğütlerinden kalem tutkusunu anlattığı hobilerine kadar, tüm sorularımıza samimi yanıtlar verdi. Kayseri doğumlu Sayın Tuncay Özilhan'ı dinlerken, topluluğun gelecek odaklı vizyonunu temsil eden "Anadolu'dan Yarınlara" mottosu ön plana çıktı...

OPERASYONLARIMIZI, SÜREKLİ YENİDEN GÖZDEN GEÇİRİYORUZ 
“Yeni normal”e ilişkin planlarınızdan bahseder misiniz? 
Tüm dünya ile birlikte, daha önce deneyimlemediğimiz bir süreçten geçiyoruz. Anadolu Grubu, bugün 9 farklı sektörde faaliyet gösteren ve geniş bir coğrafyaya yayılmış operasyonlarıyla büyük bir yapı. Bu sektörlerin her biri, kendi dinamiklerine göre pandemi sürecinden farklı şekilde etkileniyor. Önceliğimiz; hiç kuşkusuz, çalışanlarımızın ve tüm paydaşlarımızın sağlığını korumak ve bu zor zamanların üstesinden hep beraber gelmek. Tüm kararları maksimum sorumluluk bilinciyle almaya çalışıyor ve topluma karşı yükümlülüklerimizi yerine getirmek için önemli bir kaynak ayırıyoruz. Faaliyette olduğumuz tüm segmentlerde, iş sürekliliğinin sağlanması için bütün önlemleri hayata geçiriyoruz. Operasyonlarımızı, sürekli yeniden gözden geçiriyoruz ve uygun aksiyonları vaktinde alıyoruz. 

ZORLUKLARA RAĞMEN BÜYÜMEYİ SÜRDÜREBİLME ARZUSUNDAYIZ 
Önümüzdeki dönemde, hangi sektörlere daha çok ağırlık vereceksiniz? 
Başlıca operasyonlarımızdaki performanslarımızda, bu zorlu döneme rağmen büyümeyi sürdürebilme arzusundayız. Bir süre daha, temkinli ve aciliyeti olmayan yatırımları uzun zamana yayan bir bakış açısıyla ilerlemeyi planlıyoruz. Fakat toplum açısından kritik olan; başta sağlık, perakende, tarım ve içecek gibi hizmet alanlarımızda bu kritik süreçte müşterilerimize kesintisiz olarak en iyi ve hızlı hizmeti sunmak için gerekli altyapı çalışmalarımızı ve yatırımlarımızı yapıyoruz. Markalarımıza, tüketicilerimize, paydaşlarımıza, dijitalleşme ve finansal disiplinimize odaklanarak önceliklerimizi belirleyeceğiz. Grubumuz için uzun vadede ağırlıklı olarak tüketici ürünleri sektörlerinde, yurt içi ve yurt dışında güçlü büyüme potansiyeli gördüğümüz yeni yatırım fırsatlarını değerlendirmeye devam ediyoruz.  

DEĞİŞİME AYAK UYDURAMAYAN AYAKTA KALAMAZ 
Dönüşüme nasıl ayak uyduruyorsunuz? 
Geleceğe hazırlanırken, teknolojik gelişmelere entegre olmamızın, inovasyonların sunduğu verimlilik fırsatlarını tüm iş süreçlerine yansıtmamızın gerekliliğini her fırsatta vurgularım. Biliyoruz ki, değişime ayak uyduramayan ayakta kalamaz. Teknoloji çağında, gelişmeleri yakından takip etmek, dijital dönüşümün içinde yer almak, inovatif projelere yatırım yapmak, en önemli önceliklerimiz olmak zorunda. Yenilikçi ürün ve hizmet üretimi gerçekleştirenlerin hızla güçlendiği bir dönemdeyiz. Anadolu Grubu olarak, üretken olmanın ve yeniliklerle geleceğimizi şekillendiren bakış açısının, bizleri güçlü kıldığına inanıyoruz. 


KESİNTİSİZ HİZMET SUNUYORUZ

Başarınızın temelinde hangi teknolojik ve inovatif çözümlerin önemli payı var?
Teknolojik gelişmeleri yakından takip ediyor, dijitalleşmenin sunduğu verimlilik fırsatlarını işimize her alanda yansıtıyoruz. Bu zorlu dönemde, kesintisiz hizmet sunma sorumluluğumuzu bu sayede yerine getirebiliyoruz. Tüm dünya gibi bizleri de, üzerinde çalışmamız ve kendimizi adapte etmemiz gereken birçok yeni kavram bekliyor. Dünya, değişim hızını hiç kaybetmiyor. Tüm Anadolu Grubu şirketlerinde; iş süreçlerimizi, iş modellerimizi ve çalışma ortamlarımızı daha etkin, daha verimli hale getirecek ve daha fazla değer yaratacak, teknolojiyle güçlendirilmiş iş dönüşümü projeleri gerçekleştiriyoruz. Bu çalışmalarımız tüm hızıyla devam edecek.

ŞİRKET HARCAMALARI ACİLEN AZALTILMALI 
Yüksek belirsizlik ortamında, operasyonel esnekliği nasıl artıracaksınız?
Pandemi döneminde de tüm zor zamanlarda olduğu gibi, önceliklerimizi ve paradigmamızı doğru belirlemeliyiz. Kapsamlı “acil durum senaryoları” ile “acil durum operasyon merkezleri”nin tanımlı ve gerekli protokollerin hazır olmasının önemini gördük. Yüksek belirsizlik ortamında, hareket imkânı verecek esnek sistemler tasarlayarak, var olan operasyonel esnekliği artıracağız. Sınırlı kaynaklarımızı aciliyet sırasına ve etki ölçeğine göre mobilize ederek kullanmalıyız. Gelecek potansiyelini öldürmeden, şirket harcamaları yenilikçi çözümlerle acilen azaltılmalı. Yalnızca, tolere edebileceğimiz riskler almak ve riski düzenli olarak dağıtmak durumundayız. 

SAHADAN İLETİŞİMİ KOPARMAYACAĞIZ 
Bu kritik süreçte aldığınız önlemlerden bahseder misiniz?
Her operasyon ve işletme, kendi sürdürülebilirliği çerçevesinde, münhasıran detaylı değerlendirme ve analizler yaparak önlemler almak durumunda. Doğru tedbirler için doğru istihbarat edinmemiz, bu dönemde çok değerli. Dolayısıyla, sahadan iletişimi koparmayacağız. Ekonominin daha karmaşık hale gelmemesi, şirketlerin büyük ekonomik sorunlar yaşamaması için devletin desteği de çok önemli. Bu pandemi, küreselleşen dünyada hepimizin ne kadar bağıntılı olduğunu kanıtladı. Tüm paydaşlar olarak, koşullara birlikte uyum sağlamak ve beraber hareket etmek zorundayız.


PANDEMİ, BÜYÜK DEĞİŞİMLERİ TETİKLEYECEK 

“Yeni Normal”i doğru ve eksiksiz kurgulamanın yöntemlerinden söz eder misiniz?
Pandemi ve beraberinde büyümesi beklenen ekonomik krizin, hem ülkemizde hem de dünya düzeninde büyük değişimleri tetikleyeceğini öngörebiliriz. Şirketler, yatırım ve üretim stratejilerini, iş yapış şekillerini baştan aşağıya gözden geçirecek, çalışma koşulları değişecek. Bireyler; başta turizm, yeme-içme, hijyen ve sağlık olmak üzere, pek çok alana yönelik tüketim alışkanlıkları yeniden ele alacak. Hizmetler de buna göre geliştirilecek. Sağlık sistemlerinde köklü reformlar göreceğimizi umuyorum. Küreselleşme, uluslararası tedarik zinciri, uluslararası havacılık ve mobilizasyon düzenlemeleri de kökünden değişebilir. Dijital dönüşüm, yepyeni bir boyut kazanacak. 

YENİ KOŞULLARA ADAPTE OLMALIYIZ 
Salgın bize “artı” ve “eksi” anlamda neleri ispat etti? 
Sürdürülebilirlik çalışmalarında yol almış şirketlerin bunun faydasını fazlasıyla göreceği, geride kalanların ise bu eksiği daha fazla hissedeceği bir döneme girdik. Bu süreç bize, içinde bulunduğumuz sistemin pek çok artısını ve eksisini gösterdi. Buna göre; pek çok alanda düzenleme yapmamız, yeni koşullara adapte olmamız gerekiyor. İhtiyaçları doğru tespit ederek ilerler, gerçekçi davranır ve önlemleri alırsak, değişimlere kendimizi adapte ederiz. Böylece, sistemimizi yeniliklerle birlikte hep beraber güçlü bir şekilde sürdürürüz. 

KAYNAKLARIMIZI, EN KISA SÜREDE MOBİLİZE ETMELİYİZ
Belirsizliği, tedirginliği ve umutsuzluğu da tetikleyen bu zorlu zaman diliminde çizdiğiniz yol haritasını özetler misiniz? 
Dayanışma çok önemli. Devletimiz, kurumlarımız ve toplumumuz ile el ele vererek, üzerimize düşen sorumlulukları yerine getirerek, yardımlaşarak, paylaşarak bu zor zamanları hep birlikte atlatacağımıza inanıyoruz. Bir yandan da, pandeminin ilerleyen dönemlerinde ve sonrasında işlerimizin sürdürülebilirliği için geliştireceğimiz süreçlere odaklanmalıyız. Şimdiden gelişmeleri yakın takibe almak, trendleri ve tüketici davranışındaki değişiklikleri izlemek, tüm iş süreçlerini gözden geçirmek gerekiyor. Grup olarak her daim önem verdiğimiz tarım ve gıda konularının stratejik önemi daha da çok anlaşıldı. Tüm dünyada, her alan da üretimin ne kadar ehemmiyetli olduğunu bir kez daha gördük. Yine, tedarik zincirinin ayakta tutulması, karşımıza değerli bir madde olarak çıktı. Ülke olarak, farklı kaynaklarımızı en kısa sürede mobilize ederek üretime ve tedariğe her türlü desteği bugünden sağlamamız, hem kısa hem de uzun vadede geleceğimize yapılacak en anlamlı yatırım olacaktır.

EN ÖNEMLİ ÖNCELİĞİ İNSANIMIZA VERİYORUZ
Salgından etkilenen kesimlere destek olmak amacıyla 30 milyon TL’lik kaynak ayırdınız. Bu bağlamdaki çalışmalarınızdan söz eder misiniz?
Odağımızda her zaman insan var. O yüzden, bu dönemde en önemli önceliği insanımıza veriyoruz. Başta çalışanlarımız ve paydaşlarımız olmak üzere, dünyamıza ve toplumumuza karşı sorumluluklarımızı yerine getirmek için pek çok çalışma yaptık. Covid-19 ile mücadele kapsamında, salgında etkilenen kesimlere destek olmak ve farkındalık yaratmak amacıyla 30 milyon TL’yi aşan bir kaynak ayırdık. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı’nca başlatılan Milli Dayanışma Kampanyası’na, Anadolu Efes, Coca-Cola İçecek, Migros ve Anadolu Isuzu’nun da desteği ile toplam 5 milyon TL’lik bağış gerçekleştirdik. Grup şirketlerimiz ve markalarımız ellerini taşın altına koyuyorlar. 

ŞİRKETLERİMİZ, MORAL AŞILAYAN ÇALIŞMALAR YAPTI
Anadolu Efes, yeme-içme-eğlence sektörü çalışanlarının yanında olmak için 1 milyon TL ile, Ahbap Derneği iş birliğiyle “Dayanışma Birlikte Güzel” adlı çalışma başlattı. Yine Ahbap Derneği ile, “Kendine Has Dayanışma Hareketi”yle sokak hayvanlarına mama ve kedi köpek kulübesi tedarik edildi. Coca-Cola İçecek, yurt dışından ülkemize dönen karantina merkezlerinde misafir edilenler için Türk Kızılayı’nın 13 ilimizde bulunan “Afet Yönetim Merkezleri”ne, su ve meyve suyu gönderdi. Aynı zamanda, sağlık çalışanlarımızın ve vatandaşlarımızın özellikle ihtiyaç duyduğu el ve yüzey dezenfektanını, Sağlık Bakanlığı onayıyla fabrikalarımızda üreterek il sağlık müdürlüklerine hibe etti. 

Migros, tüm mağazalarını açık tutarak, çalışanlarıyla birlikte canla başla halkın ihtiyaçlarına yanıt veriyor. Bu zorlu süreçte ek istihdam sağlarken, hem çalışanlarının hem de tüketicilerinin sağlığını korumak için çok yoğun çalışmalar yürütüyor. Anadolu Isuzu, Garenta ve KIA, sağlık personelini salgından korumak amacıyla entübasyon ve biyolojik numune alma kabini üretimi gerçekleştirerek ihtiyacı olan hastanelere teslim etti. Anadolu Etap, halkımızın gıda gereksinimi için, tüm operasyonlarında en üst düzeyde tedbirleri alarak üretmeye ve hizmet vermeye devam ediyor. Birçok şirketimiz, bir taraftan toplumda önlemler konusunda farkındalık yaratacak, diğer yandan da paydaşlarına moral verecek pazarlama ve iletişim çalışmaları yapıyor...

“TÜRKİYE’NİN OTOMOBİLİ” BİRÇOK SEKTÖRÜN ÖNÜNÜ AÇACAK
Türkiye'nin Otomobili Girişim Grubu (TOGG)’un, Bursa Gemlik’teki üretim tesisinin ‘İnşaat Başlangıç Töreni’ gerçekleştirildi. Anadolu Grubu’nun da 5’li konsorsiyumda %19’luk eşit payı var. TOGG’un geleceğine dair öngörülerinizi alabilir miyiz?
Türkiye’nin en köklü sınai gruplarından biri olarak, yerli üretimi her zaman stratejik önceliklerimiz arasında tutuyoruz. TOGG, sadece üretim açısından değil, oluşturacağı ekosistem ile de ekonomi, teknoloji ve istihdam bakımından da ülkemize önemli kazanımlar getirecek. “Türkiye’nin Otomobili” için geliştirilen yeni teknolojiler ve Ar-Ge çalışmaları, birçok sektörün önünü açacak. Yeni girişimler oluşurken, bu yatırımlarla tedarik sanayimizin dönüşmesi, elektrikli araçların ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde şekillenmesi gerekiyor. Bunun için de üreticilerin, yan sanayilerin ve devlet teşviklerinin bir araya gelmesi önemli. Tüm bu dönüşüm sürecinin yerel kalkınmaya da büyük katkısı olacak. 

“SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK”TE MODEL PROJELER GELİŞTİRİYORUZ 
“Anadolu’nun Yarınları” ve insanlık için çalışmayı ilke edinmiş bir topluluksunuz. “Sürdürülebilirlik” projeleri, Anadolu Grubu’na neler katıyor?
Anadolu Grubu şirketleri, yıllardır sürdürülebilirliğe dayalı bir anlayış ile faaliyetlerini ekonomik, çevresel ve sosyal etkilerini dikkate alarak yönetiyor ve bu alanda ilklere imza atıyor. Geçen yıl, “Anadolu’dan Yarınlara” markamızı oluşturduk ve hazırladığımız “Anadolu Grubu Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SKA) Uyumluluk Raporu” ile SKA’ların gerçekleştirilebilmesi için aktif bir katılımcı olarak çalıştığımızı ortaya koyduk. Dünya standartlarında hayata geçen projeleri ülkemizde uygulayarak ilgili sektörlere ilham veriyor, sürdürülebilirlik konusunda paydaşlarımızın farkındalıklarının artması için model projeler geliştiriyoruz. 

İŞ DÜNYASI İÇİN REHBER SET YAYINLADIK
Anadolu Grubu, “Hedefler için İş Dünyası Platformu” ile SKA’ların raporlamalarında rehber niteliği taşıyacak bir çalışmaya imza attı...
Bu yıl da hem holding olarak ilk sürdürülebilirlik raporumuzu kamuoyuyla paylaştık hem de “Hedefler İçin İş Dünyası Platformu” ile önemli bir iş birliği yaptık. İş dünyasına sürdürülebilirlik alanında yol gösterici nitelik taşıyan bir rehber set yayınladık. Uygulamalarımızın nitelikli iletişimi ile dünyada ihtiyaç duyulan çözüm paylaşımına da olumlu yönde katkı sağlamayı hedefliyoruz. Çalışma kültürü, risk ve kriz yönetimi, denetim, iletişim, teknoloji, eğitim ve daha birçok iş sürecimizde sürdürülebilir bir gelişim anlayışıyla çalışıyoruz ve önemli dönüşüm projeleri gerçekleştiriyoruz. Şirketlerimiz ve sosyal kuruluşlarımız; eğitim, sağlık, tarım, üretim, turizm, spor, kültür-sanat gibi pek çok alanda yüz binlere dokunan ve sosyal etkisi yüksek çalışmalara imza atıyor. Paydaşlarımızın ve dünyamızın geleceğine yatırım yapmak yönünde yoğunlaştırdığımız iletişim çalışmalarımızla da ekonomik, çevresel ve sosyal etkilerimizi pozitif yönde geliştirmeye, sürdürülebilir gelişimi desteklemeye devam ediyoruz.


PANDEMİ DÖNEMİNDE ÇALIŞAN MOTİVASYONU

-Tüm şirketlerimiz, çalışanlarının motivasyonunu artırmak için hem şirket içinde hem de şirket dışında iletişim frekanslarını üst seviyede tutuyor. 
-Bizler, Anadolu Grubu’nun liderleri ve üst yönetimi olarak, iletişimde ön saflarda yer alıyoruz. 
-Çalışanlarımızı her konuda güncel tutmaya ve doğru bilgilendirmeye çalışıyoruz. Her fırsatta alınan önlemlerden haberdar ediyoruz. Onlara, yanlarında olduğumuzu hissettirmeye gayret ediyoruz. 
-Evden çalışanları, iş verimlerini yükseltmek için dijital eğitim ve seminerlere yönlendiriyoruz. 
-Sadece çalışanlarımıza değil, bayilerimiz ve tedarikçilerimiz başta olmak üzere pek çok paydaşımıza destek oluyoruz. Kampanyalarımız ve iletişim çalışmalarımızla farkındalık yaratıyoruz.

TUNCAY ÖZİLHAN’IN KALEM TUTKUSU
-Kalem, çocuk yaşlarımdan beri benim için tutku halini almış bir konu. Ortaokul yıllarımda, okul harçlıklarımla ilk kalemlerimi toplamaya başladım. 
-Çeşitli ülkelerde, oranın kendine has kalemlerinden alıyorum. Seyahatlerimde, yurt dışında, gittiğim her yerde koleksiyonumu büyüttüm. Ayrım yapmam, “Ucuz-pahalı” demem. Türkiye’de, son yıllarda internet de dahil, alışveriş yaptığım yerler var.
-Başta Adel ve Faber-Castell olmak üzere, tüm ünlü markaların özel serilerini, yeni modellerini topluyorum. Tabi hediye olarak da çok fazla kalem geliyor. Kendim de kalem armağan etmeyi severim. 
-Koleksiyonumdaki modellerin büyük bir kısmını kullanıyorum.


TUNCAY ÖZİLHAN’A BABA ÖĞÜDÜ

-Babam (Anadolu Grubu Kurucusu & Onursal Başkanı merhum İzzet Özilhan) işini çok seven, gece gündüz çalışan bir insandı. 
-Çocuklarının ve torunlarının iyi bir eğitim almasına ve özellikle de yabancı dil öğrenmelerine çok önem verirdi. Bizlerin de işlerin içinde olmamız, işi temelden öğrenmemiz için özel çaba gösterirdi. 
-Ben Tepebaşı’ndaki bakkal dükkanındayken, çocuk yaşlarımda ona yardım etmeye başladım. Bana hep işin başında ve işin içinde eğitim verdi. 
-Daha ortaokulun birinci sınıfındayken bir gün cebime para koydu, gereken her türlü öğüdü verdi ve beni tek başıma Fransa’ya yolladı.

TUNCAY ÖZİLHAN’A “CESUR” ÖĞRETİLER
-Babam ve Kamil Bey (Kamil Yazıcı - Anadolu Grubu Kurucusu & Onursal Başkanı) birbirini çok iyi tamamlayan iki ortaktı. Hep cesur kararlar aldılar. Bana da her zaman cesur olmayı öğrettiler. 
-Türkiye’nin koşullarına, gidişatına uygun atılımlar yaptılar. Otomotiv sektörünün ardından, bira ve kırtasiye işlerine girerek, dünyaca ünlü büyük markalarla ortaklıklar kurarak ülkemiz adına çok önemli girişimlerde bulundular. 
-18 yaşımdayken beni yönetim kurulu toplantılarına almaya başladılar. Onların kararlarını, iş yapış şekillerini genç yaşta gözlemledim. 
-Babam, uzun yıllar birlikte iş yapabilmenin temelini “dürüstlük” olarak tanımlardı. Bu sayede hem Kamil Bey ile bunca yıl birlikte devam ettiler hem de her daim iş ilişkilerinde ve uzun süreli ortaklıklarda tercih edildiler.
-Çalışanların haklarına saygı göstermek, hep anlaşmadan, uzlaşmadan yana olmak, işlerimizi ortak akılla yürütmek, insanımıza, vatanımıza da kazandırmak onların bize aktardığı değerler.


TUNCAY ÖZİLHAN’DAN GENÇLERE TAVSİYELER

-Ülkemizin geleceğe emin adımlarla ilerlemesi için yeni nesilden beklentimiz çok büyük. 
-Özellikle; üretim, sanayi, tarım ve eğitim gibi pek çok alanda altyapılarımızı kuvvetlendirmemiz, inovasyon ve teknolojide yatırımlar yapmamız, üreten bir ülke haline gelmemiz gerekiyor. Bunun için de değişimlere açık ve esnek olabilen bir nesil yetiştirmeliyiz. 
-Gençlere en büyük tavsiyem; gündemi yakından takip etmeleri ve değişen dünyanın koşullarına yönelik olarak kendilerini geliştirmeleri. 
-Çalışkan olmalı, okumalı ve araştırmalılar. Bilgi çağına kolaylıkla ayak uydurabilen, farkındalığı yüksek, girişimci, üretken ve yaratıcı bireyler olmalılar. 
-Altyapıları sağlam olursa, cesur kararlar alabilir, sağlam fikir ve projeler ortaya atabilir, önemli inovasyonlar gerçekleştirebilirler. Tabi, eğitim ve gelişim imkânlarını çağın standartlarında tutmak noktasında devletimize ve bizlere de önemli sorumluluklar düşüyor. 

ANADOLU GRUBU’NUN “İSTİHDAM” RAPORU
-İstihdamımızı korumak için elimizden geleni yapıyoruz. 
-Şu an, yaklaşık 80 bin kişilik bir iş gücüne sahibiz. 
-Pandemi sürecinde başta Migros olmak üzere, kritik iş süreçlerimizde oluşan ihtiyaç dolayısıyla ek işe alımlar da gerçekleştirdik.