BELİRSİZLİK ORTAMINDA CFO'NUN ROLÜ

Enerjisa Üretim, belirsizlikleri yönetmede nasıl bir başarı hikayesi yazdı? Eksim Holding, belirsizlik ortamındaki hangi risk ve fırsatlara odaklandı? Hepsiburada, senaryolu yönetimde hangi noktalara dikkat çekiyor? Doğanlar Holding, riskleri nasıl hızla kapatıyor? Otokoç, hangi varsayım setlerine dayandırılan senaryolarla çalışıyor? Arzum, belirsizlikleri nakit yönetimiyle nasıl aşıyor? SAP, doğru ve hızlı karar vermek için doğru bilgiye nasıl ulaşıyor? Çalık Holding, şirketin finansal sağlığını korumak için hangi konulara odaklanıyor? Novartıs, her alanda güncelliğini koruyarak belirsizlik ortamını nasıl yönetiyor?

Dostoyevski’nin “Belirsizlik, en kötü ihtimalden daha acı vericiydi” sözü tam da CFO’ların bugününü tanımlıyor. Tüm dünyada belirsizliklerin zirve yaptığı bir dönemde CFO'lar, finans yönetimiyle ilgili kariyerlerinin en ciddi sınavını veriyor. Ülkelerin içinde bulunduğu ekonomik, siyasi ve jeopolitik belirsizlik ortamları iş dünyası için karar alma süreçlerinde bazı güçlükleri beraberinde getiriyor. Dünyadaki savaş kaynaklı pek çok sorunun yanı sıra enflasyon başta olmak üzere makroekonomik belirsizliklerin üzerine Türkiye'deki CFO'lar, doğal afetler, seçim ekonomisi, asgari ücret değişikliği, yeni para politikaları, kur oynaklığı, likidite riskleri, finansa erişim, nakit ve hazine yönetimi gibi çok önemli konuları da dikkate almak durumunda. Belirsizlik ortamında iş yaparken CFO’ların nasıl düşündüğü, nasıl hareket ettiği, hangi göstergeleri daha dikkatle izlediği ve kararlarını neye göre verdiklerine yakından bakalım.

Arzum Mali ve Kurumsal İşlerden Sorumlu Genel Müdür Arda Altınok
“Cfo tüm paydaşlara güven vermeli”
Riskli dönemlerde CFO’lar atacağı her adımın, şirkete öngörülebilir dönemlere oranla çok daha ağır sonuçlara yol açabileceğini bilmeli. Bu açıdan risk yönetirken yeni risklere yol açmamak adına eldeki verileri çok iyi analiz etmeli ve tüm verileri bir bütün olarak ele almalı.

Arzum'da hem CFO hem Co-CEO olarak görev yapan biri olarak söylemek isterim ki bir şirkette CFO'nun kararları ve öngörüleriyle; icra kurulunun tüm üyelerine, yatırımcıya, çalışanlara, kısacası tüm paydaşlara güven vermesi gerekiyor. Şirketler, özenli ama gecikmemiş finansal tahminler ve projeksiyonlar yapmadan adım atmamalı. Ayrıca böylesi dönemlerde CFO’ların tecrübelerine ve yetkinliklerine güvenmeliler. Günümüzde tüm finansal süreçlerin teknolojiyle uyumunun yüksek olması bana göre başarı için olmazsa olmaz şartlardan. CFO’ların finansal yönetim, raporlama, bütçe ve planlamanın yanı sıra yatırımların planlanması ve risk analizlerinde teknolojiden destek alması gerektiğini düşünüyorum. Yapay zekanın ve manuel işlemlerden uzak sistemsel raporlama yapma, iş süreçlerini ve kontrol mekanizmalarını destekleyen ERP’ler kullanma, teknolojinin finans dünyasında kendini gösterdiği güncel konulara birkaç örnek olarak sayılabilir.

“NAKİT YÖNETİMİNE ODAKLANDIK”

Ekonomik anlamda risklerin olduğu dönemlerde finansal planlama ve nakit yönetimi her zaman olduğundan daha önemli hale gelir. Arzum olarak, belirsizlik dönemlerinde biz de bu alanların yönetimine daha fazla odaklanıyoruz ve finansal altyapımızın temeline oturttuğumuz teknolojiden destek alıyoruz. Teknolojiden aldığımız destek, geçmiş tecrübemiz, çevik yapımız ve piyasaları iyi okumamız sayesinde para piyasalarındaki değişimleri ve hayatımıza yeni giren regülasyonları en doğru şekilde yönetmeye çalışıyoruz. Yine iş yapış şeklimizi, bu risklerin bertaraf edilmesi yönünde hızla kurguluyoruz.

Enerjisa Üretim CFO’su Mert Yaycıoğlu:
“Bilançomuzun finansal gücünü ciddi oranda artırdık”
2022 yılında başarılı bir dönemi geride bıraktık. Zorlayıcı piyasa koşullarına rağmen, başarılı sonuçlar elde edip ciddi büyüklükteki projeler için de önemli anlaşmalar yaptık.

Enerjisa Üretim olarak, yenilenebilir enerji sektörünün yanı sıra sürdürülebilirlik alanında da lider olmak için çeşitli başlıkları önceliklendiriyoruz. Yenilenebilir enerji kapasitesinin artırılmasıyla beraber hibrit enerji projelerine ve yenilikçi teknolojilere yatırım, karbon ayak izinin azaltılması, Ar-Ge ve inovasyon, enerji verimliliğin artırılması için çalışıyoruz. Bunları yaparken de uzun süreli stratejik iş birlikleri ve ortaklıklar kurmak odağımızda bulunuyor. Bu başlıklara ek olarak entegre raporlama ve şeffaflık, toplumsal katkı ve paydaş ilişkileri konularına da büyük önem veriyoruz.

“BAŞARILI BİR DÖNEMİ GERİDE BIRAKTIK”

2022 sonunda başarılı bir dönemi geride bıraktık. Zorlayıcı piyasa koşullarına rağmen, başarılı sonuçlar elde edip ciddi büyüklükteki projeler için de önemli anlaşmalar yaptık. YEKA-2 kapsamında yaptığımız 1.000 MW’lık rüzgar tirbünü tedarik sözleşmesi buna en önemli örneklerimizden biri. Bunları gerçekleştirirken risk yönetimi kaslarımızı ve bilançomuzun finansal gücünü de ciddi oranda artırmayı başarmaktan dolayı çok mutluyum. 2022 yılında 102 milyon dolar kredi anlaşmasını imzalayarak 100 MW rüzgar ve solar hibrit yatırımına kaynak sağlamanın yanı sıra 2023’te de yenilenebilir enerji projelerimizi finanse etmek amaçlı EBRD ile 110 milyon dolar tutarında bir kredi anlaşması imzaladık. Şu an çok daha büyük finansman paketlerinin görüşmelerinde oldukça iyi bir yol kat etmiş durumdayız. Bütün bu güzel gelişmeler ışığında da 2022 yılı kârına binaen hissedarlarımıza 150 milyon dolar temettü ödememizi de gerçekleştirdik.

SÜRDÜRÜLEBİLİR BORÇ ENSTRÜMANLARI

Enerjisa Üretim bilançosunda sürdürülebilir borç enstrümanlarına kapsamlı olarak yer veriyoruz. Gerek performans (KPI) bazlı sürdürülebilirlik bağlantılı gerek kullanım esaslı ürünleri tecrübe ediyoruz. Sürdürülebilirlik bağlantılı kredimiz 2020 yılında refinansman bağlamında dizayn edilmiş olup ilgili tarihte özel sektörce imzalanan en büyük sürdürülebilirlik bağlantılı kredi özelliğini taşıyor. Bu kredi kapsamında her yıl yeniden hesaplanan sürdürülebilirlik puanına göre faiz yükü değişkenlik arz edebiliyor. Bu puanın alt kırılımına baktığımızda, cinsiyet eşitliği ve çevre puanlarının entegrasyonuyla hesaplandığını söyleyebiliriz. 2022 yılında Erciyes’te faaliyete aldığımız 65 MW RES ve çeşitli santrallemizde yaptığımız 35 MW güneş yatırımı için sağladığımız kredi de yeşil kredi olarak kategorilendirildi. Enerjisa Üretim olarak tüm borçlanma faaliyetlerimizde sürdürülebilirliği, süreçlerimizin merkezinde tutuyoruz.

GETİRİ VE RİSK DENGESİ

Türk finans sektörü, sürdürülebilir yatırımlara odaklanarak hem çevresel hem sosyal etkileri olan projeleri son yıllarda giderek artan bir şekilde destekliyor. Bu süreçte bazı önemli adımların atılmasının öneminin biz de Enerjisa Üretim olarak farkındayız. Yatırım ve finansman sürelerinin uzunluğu düşünüldüğünde özel sektörde sürdürülebilir yatırımların hızlanması için getiri ve risk dengesinin doğru bir seviyede belirlenmesi önem taşıyor. Bu bakımdan getiri tarafında belirsizlik dalga boyunu ve kur uyumsuzluğunu azaltacak teşvik mekanizmaları önemli. Diğer bir husus da yatırımların geri dönüş süreleri. Bugün sıfırdan bir RES yatırımının ihaleden inşaata geçişi 3-4 yıl, gelir getirmeye başlaması 5-7 yıl zaman alabiliyor. Bu süreçlerin kısalması ya da basitleştirilmesi yatırım döneminin kısaltılıp daha hızlı enerji üretimi sürecine geçmeyi sağlama konusunda yapılacaklar var. Kamu birimleri, enerji üretim şirketleri, tedarikçiler ve finansman kuruluşları arasında bir eşgüdüm oluşturulup şeffaf ve kararlı bir yol haritası belirlenmesi azami önem taşıyor.

SAP Türkiye ve Güney Avrupa CFO’su Buluş Fidan Tüfekçi:
“Cfo’nun en kritik rolde olduğu dönemdeyiz”
Belirsizlik ortamlarında doğru ve hızlı karar vermek için doğru bilgiye, güncel finansallara ulaşmak çok önemli.

Pandemi süreciyle birlikte belirsizliğin hüküm sürdüğü dönemlerde CFO’ların rolünün şirketler ve organizasyonlarda ne kadar kritik olduğunu tekrar gözlemledik. Geleneksel CFO görevlerinin yanı sıra kurumun stratejisine yön veren, şirketin inovasyon ve dijital dönüşümüne destek olan CFO’lar, özellikle belirsizliğin hüküm sürdüğü koşullarda sadece geleneksel yöntemlerle finansalların yönetimini tercih eden CFO’lara göre şirketlere kârlılık, maliyet, stratejik kararlarda çok daha fazla katkıda bulunuyor.

“DİJİTALLEŞME HIZLANDIRIYOR”

Belirsizlik ortamlarında doğru ve hızlı karar vermek için doğru bilgiye, güncel finansallara ulaşmak çok önemli. Finansta dijitalleşme ve yapay zekanın kullanımıyla birlikte doğru bilgilere ve tahminlere hızlı şekilde ulaşmak mümkün. SAP finans organizasyonu belirsizlik dönemlerinde kârlılık, likidite, risk yönetimi konularını yakından takip ediyor ve öngörüleri yapabilmek için akıllı teknolojileri kullanıyor.

Belirsizlik ortamında etik ve uyumluluk konuları daha da önem kazanıyor. Böyle dönemlerde iç denetim ve uyumluluk departmanlarına süreçlerin takibi ve uyumluluğu konusunda büyük görevler düşüyor. İç denetim ve uyumluluk departmanlarının sıkı takibinin yanı sıra temel iş süreçlerinde gerçekleşecek risk ve usulsüzlüklerin yönetimi için destek mekanizması gerekiyor. SAP ERP sistemimizin içinde yapılan kontrollere ek olarak, ERP sistemlerinin üzerinde, yönetim, risk ve uyumluluk çözümleri etik ve uyumluluk takibini uçtan uca gerçekleştirmemizde önemli destek oluyor.

Otokoç Otomotiv Finans ve Mali İşler Lideri Dr. M. Önder Kutman:
“Şirketlerin kontrol ve verimlilik kasları güçleniyor”
Belirsizlik, CFO’ların en kaçındığı ortam. Şirketler attıkları her adımda ve karar aşamasına geldiklerinde, stratejilerine yön verecek fizibilitelere ihtiyaç duyuyor. Fizibilitelerin yapılabilmesi için öngörü gerekiyor. Belirsizlik ortamı oluştuğunda öngörüleri yapmaksa imkansız hale geliyor.

Belirsizliğin olduğu ortamlarda yapılan analizlerde önemli derecede yanılma riski bulunduğundan, şirketimizde farklı varsayım setlerine dayalı alternatif senaryolar üreterek duyarlılık çalışmaları yapıyoruz. Belirsizlik kaynaklı oluşabilecek potansiyel riskleri, fiilen oluşmadan önce bertaraf edebilecek tedbirleri alarak ilerliyoruz. Aksi halde, risk gerçekleştikten sonra alınabilecek tedbirlerin etki seviyesi son derece düşük oluyor.

“ÇEVİK YAPI ÇOK DEĞERLİ”

Otokoç Otomotiv olarak belirsizlik sürecini yönetirken yalnızca ülkemiz özelinde değil, faaliyet gösterdiğimiz tüm pazarlar için de aynı yaklaşım çerçevesinde hareket ediyoruz. Diğer taraftan çevik yönetim ilkelerini benimseyen bir şirket olarak, çevik dönüşüm sürecine yönelik yapılanmamızı sürdürüyoruz. Bu noktadaki amacımız, kurduğumuz çevik ekiplerle sorunlara hızlı müdahale ederek hızla sonuca ulaşabilmek. Özellikle belirsizlik dönemlerinin getirdiği, riskin yüksek olduğu zamanlarda hızlı çözümler üretebilmemizi sağlayan bu yapının çok değerli olduğunu düşünüyorum.

NAKİT AKIŞI VE HAZİNE YÖNETİMİ

Belirsizlik dönemlerinde nakit akışı ve hazine yönetimi çok daha önemli hale geliyor. Normal bir dönemde düşük maliyetli kredi kullanarak yeni yatırımları desteklemek ön plandayken, belirsizlik dönemlerinde krediye ulaşmak, ulaşılan kısıtlı kaynağı en doğru yatırım alternatifine yönlendirebilmek daha öncelikli oluyor. Krediye ulaşmakta zorluk yaşanan dönemlerdeyse, gerekirse yatırımları ertelemek ve büyüme planlarını tekrar gözden geçirmek söz konusu olabiliyor. Her durumda nakit akışını her hafta hatta bazen günlük olarak kontrol etmek ve ihtiyaç duyulan revizyonları yapmak gerekiyor. Kurdaki dalgalanmalara ve enflasyona bağlı masraf artışlarını kontrol altına almak, mali disiplinin en önemli unsurlarından birini oluşturuyor.

SIFIR BAZLI BÜTÇE

Sıfır bazlı bütçe projemizle şirket olarak tüm iş süreçlerimizi inceleyen ve verimliliği artıracak projelere ve revizyonlara imza atan bir ekibiz. Bunun yanı sıra, kurumsal risk birimimiz müşteri risklerini çok yakından takip ederek operasyon ekiplerine çok önemli veri sağlıyor. Ödemelerin zamanında tahsil edilmesi ve doğru valör yönetimi de sistemin önemli süreçleri arasında yer alıyor. Belirsizlik dönemleri aynı zamanda şirketlerin kontrol ve verimlilik kaslarını güçlendirdiği dönemler. Dolayısıyla bu süreçlerin ortadan kalkmasıyla söz konusu kaslarını geliştiren şirketlerin rekabette daha avantajlı hale geleceğini de unutmamak gerekiyor.

Çalık Holding CFO’su Burak Onur:
“Risk, nakit ve hazine yönetimi önemli”

DİKKAT EDİLENLER Belirsizlik ortamında işlerimizi yaparken risk yönetimine, nakit akış yönetimine, hazine yönetimine, beklenmedik durumlara ve maliyet kontrolüne dikkat ediyoruz.
BAŞA ÇIKMA YÖNTEMİ Nakit akışı tahmini, risk analizi, kriz planlaması gibi stratejiler geliştirerek belirsizlikle başa çıkmaya çalışıyoruz.
GEREKLİ BECERİLER Veri analizi, esneklik, hızlı karar verme ve iş birliği becerilerine önem veriyoruz. İşletmemizin finansal sağlığını korumak için bu konulara odaklanmamız ve uygun önlemleri almamız gerektiğine inanıyoruz.

Eksim Holding Grup CFO’su Bora Çermikli:
“Belirsizlik hem riskleri hem fırsatları barındırıyor”
Finans ve diğer iş birimi yöneticilerinin topyekün kurumsal bir risk yönetimi anlayışıyla yakın iş birliği içinde ve ortak bir hedef doğrultusunda hareketini önemli buluyorum.

Belirsizlik, şüphesiz kendi içinde hem riskleri hem fırsatları barındırıyor. Ancak belirsizlik en başta riskleri yönetmeyi gerektirir. Kurum olarak maruz kalabileceğiniz riskleri doğru tespit etmeniz, bunları iyi tanımlamanız, ölçmeniz ve yakından takip etmeniz gerekir. Bu yaklaşımla, riskleri belirli bir sistematik dahilinde minimuma veya kabul edilebilir seviyelere indirmek mümkün. Bunu yaparken bir risk tolerans aralığı belirlemenin ve karar mekanizmalarını buna göre işletmenin faydalı olduğunu düşünüyorum. Elbette bu durum, şirketlerin finansal yapısının gücüyle yakından bağlantılı. Dolayısıyla riskler, şirketlerin finansal sağlığını bozmayacak bir şekilde yönetilmeli.

“İŞ BİRLİĞİYLE ORTAK HEDEFE”

Belirsizliğin getirdiği risk unsurları sadece finansal bir anlam taşımıyor. Faaliyette bulunduğunuz yurt içi ve yurt dışı pazarlardaki siyasi ve konjonktürel belirsizlikler, telafisi zor olan satış, müşteri ve pazar kayıplarına yol açabilir. Dolayısıyla finans ve diğer iş birimi yöneticilerinin, topyekün kurumsal bir risk yönetimi anlayışıyla yakın iş birliği içinde ve ortak bir hedef doğrultusunda hareketini önemli buluyorum. Biz de elektrik perakende, enerji üretim ve gıda olmak üzere 3 ana iş kolunda faaliyet gösteren bir şirketler topluluğu olarak, iş birimlerimizin kendine has dinamikleri kapsamında karşılaşılan risk ve fırsatları benzer bir anlayışla ele alıyoruz. Bu doğrultuda grup şirketlerimizin performanslarını en üst düzeyde tutmaya çalışıyoruz.

“AKTİF HEDGING YAPIYORUZ”

Belirsizliğin etkin bir şekilde yönetilmesi adına çevik, hızlı karar alabilen ve değişen şartlara hızlıca adapte olabilen bir kültür inşa edebilmek gerekiyor. Bunu yaparken de karar mekanizmalarını kolaylaştıracak ve verinin en doğru şekilde kullanılmasını sağlayacak sistemleri geliştirebilmek önem taşıyor. Belirsizliğin arttığı, öngörülebilirliğin azaldığı dönemlerde, nakdin ve likiditeye erişimin önemi her zamankinden daha kritik hale geliyor. Eksim Holding olarak özellikle kur dalgalanmalarına karşı kârlılığı ve öz kaynağı korumak için riskten korunma (hedging) ürünlerini aktif şekilde kullanıyoruz. Bunu da belirlediğimiz stratejiler çerçevesinde ve belirli bir risk toleransıyla, finansal tabloların gelecekteki potansiyel etkilerini doğru hesap ederek yapmaya çalışıyoruz.

“EŞGÜDÜMLÜ ÇALIŞIYORUZ”

Gerek kur riski yönetimi gerek likidite ve alacak riski yönetimi başta CFO olmak üzere tüm finans fonksiyonu içindeki yöneticilerin ana iş kollarındaki dinamiklere hakimiyetini gerektiriyor. Biz de bu riskleri bertaraf edecek önlemlerin hayata geçirilmesi adına, öngörülebilirliği artıracak iş projeksiyonlarımızı, doğru ve sürekli güncellenen bir sistematikle sürdürüyoruz. Bu doğrultuda tüm iş kollarıyla bir eşgüdüm içerisinde çalışıyoruz. Böylece uygun kaynak planlamamızı yaparken hem organizasyonumuzun yapısını şekillendiriyor hem gerekli yetkinlik ve beceri setini ortaya çıkarmış oluyoruz.

Hepsiburada CFO’su Korhan Öz:
“Riskleri temkinli ve dikkatli değerlendiriyoruz”
Belirsizlik dönemlerinde ileriye dönük nakit akışı projeksiyonlarını hazırlamak, likidite risklerini değerlendirmek ve bu risklerin üstesinden gelebilecek stratejiler geliştirebilmek çok önemli.

Ülkelerin içinde bulunduğu ekonomik, siyasi ve jeopolitik belirsizlik ortamları iş dünyası için karar alma süreçlerinde bazı güçlükleri beraberinde getirebilir. Belirsizlik ortamında iş yaparken senaryo analizleri yaparak farklı senaryoların şirketin finansal sağlamlığı ve sürdürülebilirliği üzerindeki potansiyel etkilerini analiz etmek önem taşıyor.

SENARYOLARA DAYALI ANALİZ

Farklı varsayımlara ve senaryolara dayalı çeşitli finansal modellerin geliştirilmesi ve analiz edilmesi daha sağlıklı kararlar alınabilmesine imkan sağlıyor. Biz de finansal planlama ve tahminlerimizi farklı simülasyonlar altında oluşturuyoruz. Belirsizlik dönemlerinde ileriye dönük nakit akışı projeksiyonlarını hazırlamak, likidite risklerini değerlendirmek ve bu risklerin üstesinden gelebilecek stratejiler geliştirebilmek çok önemli. Belirsizlik dönemleri risklerin de doğru değerlendirilmesinin güç olduğu dönemler olarak ortaya çıkıyor. Türkiye’nin en köklü e-ticaret şirketi olarak bu konudaki deneyimimizle riskleri temkinli ve dikkatli şekilde değerlendiriyor ve alternatif planlamalarla olası risklere hazırlanıyoruz.

Doğanlar Holding CFO'su Zeliha Akgün:
“En esnek ve çevik  olduğumuz dönemdeyiz”​​​​​​​

KRİTİK ÖNCELİKLER CFO’ların esneklik ve çevikliğinin öneminin en yüksek olduğu dönemden geçiyoruz. Böyle belirsizlik dönemlerinde anlık regülasyon ve ekonomik konjonktür değişikliklerine duyarlı hale gelmek çok önemli. Bu değişikliklerin etkilerinin anlık analizi ve şirketlerin manevra kabiliyetinin artırılması, içinden geçtiğimiz dönemde çok kritik.
RİSKLER ANLIK GÖRÜLMELİ Risklerin anlık görülebileceği yapılar oluşturularak, hızlı işleyen karar alma mekanizmasında önerilen aksiyonların değerlendirilmesi ve her türlü riske karşı pozisyon alınarak sistematik bir şekilde risklerin kapatılması gerekiyor.

Novartis Türkiye CFO’su Emin Ertuğrul:
“Cfo’lar her alanda güncelliğini korumalı”
Belirsizliğin hakim olduğu dönemlerde alınan yönetsel kararların, satış, kârlılık ve nakit yönetimi açısından sağlam finansal kriterlere dayandığının sağlamasını yapmak, risklerin yönetimi için son derece mühim.

İş yaşamındaki zorluklar karşısında kurumların ve kişilerin en önemli güç kaynaklarından biri dayanıklılık dereceleri. Belirsizliğin yüksek olduğu ortamlarda, hızla değişen koşullara aynı hızda uyumlanabilme yeteneği ve çeviklik de avantaj oluyor. Özellikle ilaç gibi regüle olan sektörlerde her alanda güncelliği korumak CFO’lar için çok kritik. Kendi organizasyonlarımızın dinamiklerine, kurallarına uyumlu şekilde, alternatif senaryolar ve planlar da ihtiyaç halinde kullanılmak üzere proaktif olarak hazır olmalı. Uzun vadede stratejik hedeflerimize odaklanarak, kısa vadeye yönelik dinamikleri yönetirken dönem dönem büyük resme bakmak üzere geri çekilip kontrolümüzde olan değişkenleri belirlememiz gerekiyor.

FİKİR ALIŞVERİŞİ VE İŞ BİRLİĞİ

Belirsizlik içeren güç dönemlerden ve krizlerden finansal olarak sağlıklı çıkmak için hem sektördeki hem farklı sektörlerdeki CFO’larla fikir alışverişi yapmanın ve şirket içindeki iş birliğinin de oldukça önemli olduğuna inanıyorum. Finans, şirketlerin tüm fonksiyonlarına dokunan bir birim; dolayısıyla iş birliğinin de departmanlar arasında oturmuş olması gerekiyor. Birlikte çalıştığımız farklı birimlerin stratejik hedeflerini gerçekleştirme yolculuğundaki ihtiyaçlarını bilmek, kaynakları ve taahhütleri doğru yönetmek açısından kritik. Son olarak, belirsizliğin hakim olduğu dönemlerde alınan yönetsel kararların, satış, kârlılık ve nakit yönetimi açısından sağlam finansal kriterlere dayandığının sağlamasını yapmak da risklerin yönetimi için son derece mühim.

YARATICI YAKLAŞIMLAR VE TEKNOLOJİ

Belirsizlik ortamında operasyonel görevleri yönetmek için taktikler geliştirmeyi, olası farklı senaryoların işimize kısa ve uzun vadedeki etkilerini öngörecek şekilde iş planlamaları yapmayı ve gereken aksiyonları en hızlı şekilde almayı önceliklendiriyoruz. Finansal olarak hem nakdimizi hem kâr-zarar yönetimini iş planlarımız doğrultusunda eş zamanlı olarak yönetiyoruz. CFO olarak öncelikli görevlerimizden biri de dövizdeki dalgalanmaların, piyasadaki hareketlerin şirketin finansalları üzerindeki potansiyel etkilerini değerlendirmek. İş sürekliliğine yönelik planlar geliştirmek, acil durum önlemleri ve aksiyonları belirlemek bizim için her zaman önemli. Bu, aslında biraz da yaratıcı olmayı gerektiren bir süreç. “Neler olabilir?” ve “Biz ne yapmalıyız?” sorularına yönelik planlamalar yaparken, yaratıcı yaklaşımlar gerekebiliyor. Bunun yanı sıra belirtmek isterim ki, finansal planlama süreçlerini teknolojiyle desteklemek gerekiyor. Belirsizliklerin fazla olduğu ortamda teknoloji, farklı senaryoların proaktif planlaması için gereken altyapıyı da sağlıyor. Dolayısıyla riskleri, dalgalanmaları yönetirken geleceği senaryo bazlı planlama, yaratıcılık, iş birimleriyle başarılı bir iş birliği ve teknolojik altyapı belirsizlikle mücadele edebilmek için çok önemli.