CFO'NUN DUYGUSAL KARARI

Genel Müdür ya da CEO'lar, günlük kârlılıkları toparlarlayıp "Şirketi kısa vadede bir kademe ileriye nasıl taşırım?" sorusunun yanıtını arıyor. CFO'lar ise "İş süreçlerinin tamamında olması gereken, şirketin geleceğini planlayan kişiler" olarak nitelendiriliyor. Finansal anlamda atılacak her bir adımın, haliyle sonuçlarda ciddi bir etkisi oluyor. Bu nedenle CFO'lar, hem geleceği düşünmeli hem de işin tam ortasında yer almalı. Bir şirketi dönüştürürken akıllarında tutmaları gereken en önemli şey ise her gün bir kriz yönetimi yapmak zorunda oldukları... Elbette CFO'lar; sistemleri çok iyi kullanmalı, dataları çok iyi analiz etmeli, kendisine bağlı birimleri çok iyi yönetmeli. Peki, Türk iş dünyasının başarılı CFO'ları, kritik kararları, zaman zaman duyguları ve iş dünyasında elde ettiği tecrübeleri ile de veriyor mu?

Esas Holding CFO’su Mustafa Tercan:
Soğuk olabilecek rakamlara duygu çeşnisi katılmalı
Elbette ben de duygularım ve tecrübelerim ile de karar veriyorum. Biz bir yandan şanslıyız. Rakamlarla konuşuruz ve rakamlar doğru bir mantıkla üretildiyse, yalan söylemez.

Rakamlar, doğruları doğrudan ve belki de soğuk bir şekilde ortaya koyar. Bu, çoğu zaman da yönetimin veya paydaşların hoşuna gitmeyebilir. “Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar” atasözü, boşuna üretilmemiş sonuçta.

“ALTINDAN KALKARIZ ELBET” MANTIĞI YANLIŞ
Bir CFO’nun; duygularına, geçmiş tecrübelerine, içinin ne dediğine de bakması elbette gerekir, bir ölçüye kadar… Tamamen akılla hareket etmek nasıl ki bazen insanı hataya sevk edebilir, sadece duygularla düşünmek de benzer sonuçlar doğurabilir. Özellikle iş hayatında… 
Rakamların size söylediğinin tümüyle dışına çıkıp konuya yalnızca duygusal yaklaşmak, felaketler dahi doğurabilir. İş dünyasındaki bazı başarısızlıkların altını deştiğinizde, bu akıldan uzaklaşma, duygu ve tecrübelerle, “Altından kalkarız elbet” mantığıyla işlere kalkışma söz konusu olabiliyor. Bu nedenle, burada bir denge gözetilmeli. Ya da beynin ve rakamların söylediğini, aşırıya kaçmadan, duyguyla tatlandırmak, soğuk olabilecek rakamlara tabir yerindeyse biraz duygu çeşnisi katılmalı. 

Turkcell Finanstan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Osman Yılmaz:
Dünyaya bıraktığımız izi düşünerek hareket ediyoruz
Turkcell, finansal kurumlarla gerçekleştirdiği anlaşmalar sayesinde, sürdürülebilirlik alanındaki çalışmalarını finansman boyutunda da devam ettiriyor. Tüm iş süreçlerimizde, dünyaya bıraktığımız izi düşünerek hareket ediyoruz.

İklim değişikliği karşısında, teknolojinin gücünü kullanarak işimizi daha çevreci, daha verimli ve sürdürülebilir bir modele dönüştürmeyi hedefliyoruz. Sürdürülebilirlik alanındaki bu taahhütlerimizi, finansman kaynaklarımızı çeşitlendirme hedefimizle birleştirdik. BNP Paribas ile 2019’da imzaladığımız “Sürdürülebilirlik Endeksli Kredi” anlaşmamızı; tutarı artırıp, vadeyi uzatarak güncelledik. –Kredi, 50 milyon Euro’dan 70 milyon Euro’ya, 3 yıllık vade ise imza tarihinden itibaren 5 yıla çıkarıldı- Bu kredi sayesinde karbon ayak izimizi azaltarak çevreye karşı olan sorumluluğumuzu yerine getirirken, finansman maliyetlerimizi de düşürebileceğiz. Bu tarz kaynakların artarak kullanılması için öncülük yapmaya devam edeceğiz.

SAP Güney Avrupa ve Frankofon Afrika CFO’su Buluş Fidan Tüfekçi:
Kadınlar, duygu ve deneyimlerini de iş kararlarına dâhil ediyor
Bugünün girişimci işletmeleri ve şirketleri; operasyonların giderek hızlanması, faaliyet verilerinin artan hacmi ve küresel ticaretin genişleyen kapsamı gibi zorlukları içeren karmaşık problemlerle karşı karşıya kalıyor. Bunun bir sonucu olarak da CFO’lar, basit bir finans yönetiminden çok daha fazlasını yapmak zorunda.

Dijital dönüşümün merkezinde yer alan bir şirkette görev aldığım için tüm süreçlerimizi uçtan uca entegre bir şekilde yürütebiliyoruz. SAP’nin finans çözümleri sayesinde karar alma süremiz kısalıyor, operasyonel birçok işi çok daha hızlı ve verimli gerçekleştirebiliyoruz. Yenilikçi teknolojilerin en büyük avantajı, veriyi kullanarak doğru ve hızlı karar almanızı kolaylaştırması. Böylece ben de global finans şirketlerinde elde ettiğim 20 yılı aşan deneyim ve birikimi, SAP için değer yaratacak projeler için kullanabiliyorum. 

KURUMSAL ÇEŞİTLİLİĞE ÇOK ÖNEM VERİYORUZ 
Geleceğe ışık tutarak, bireylerin ve kurumların hayatını kolaylaştıracak çözümler sunan bu dinamik sektörde, kendini sürekli yenilemek oldukça kritik. İçinde bulunduğumuz bu dönemde, teknolojinin hızına paralel bir enerjiye ve düşünme esnekliğine sahip olmak da fark yaratıyor. Liderlerin bilgi ve teknik becerilere ek olarak, duygusal zekâ, inovatif düşünme, adaptasyon, empati kurabilme gibi özellikleri ile ve çeşitlilikten aldıkları güçle başarılı olduklarını gözlemliyoruz. Bir kadın yönetici olarak şunu ifade edebilirim ki, şirketlerin çeşitlilik ve kapsayıcılık ilkesini kurumsal kültürüne yerleştirmesi, inovasyona açılan bir kapı işlevi görüyor. 

TECRÜBENİN DERİNLİĞİ VE BİRİKİM DE ÇOK DEĞERLİ 
Kadınlar, duygu ve deneyimlerini de iş kararlarına dâhil ederek çok yönlü ve titiz bakış açıları, yaratıcı düşünme yapıları ile en zor durumlarda bile çözüm bulma yeteneğine sahip. Tecrübenin derinliği ve birikim de çok değerli. Geçmiş tecrübeler ve bunlar sayesinde alınan dersler, bugünkü çalışma hayatımızda pusula görevini üstleniyor. Her ne kadar teknolojinin ve dijitalleşmenin önemini bilsek de iş dünyasında başarının en önemli faktörü; çalışanlarımız, iş arkadaşlarımız. Takımlarımız ile birlikte çalışırken sürekli öğrenmeyi ve gelişimi desteklemeyi, empatiyi, yüksek motivasyonu ve duyguları hiçbir zaman göz ardı etmemelisiniz.

Balparmak CFO’su Ozan Gülşeni:
Akıl “aklıselim”e evrilirse farklı bir seviyeye gelebilirsiniz

CFO pozisyonuna gelen yöneticiler, sadece zekâlarını değil, akıllarını da kullanıyorlardır mutlaka. Uzun vadeli başarı için de bu şart. Yıllar geçtikçe akıl da “aklıselim”e doğru evrilirse, o zaman liderlik ve yöneticilik yetkinliklerinizde farklı bir seviyeye gelebilirsiniz. Bu da yeterince sağduyu ve empati gerektirir. Bu konuda hangi seviyede olduğumun cevabını benim vermem doğru olmaz. Öte yandan edinilen tecrübeyle beraber “Daha iyi bir finansçı mı, yoksa daha iyi bir lider mi?” diye sorulduğunda, benim için “Daha iyi bir lider” denmesi, beni daha fazla mutlu eder.

Boyner Grup CFO ve İcra Kurulu Üyesi Özgür Tokgöz Altun:
CFO’ların duygusal zekâ yetkinlikleri önem kazanıyor
Birkaç yıl öncesine kadar, departmanlar arasında keskin çizgiler vardı. Her bölümün, hangi konu başlıklarından sorumlu olduğu net bir şekilde belirlenmişti. Günümüz hızına uyumlu olmayan bu yapının aksine, duruma ve koşullara göre adaptasyon kabiliyeti sağlayan akışkan / Agile (çevik) dönüşüm, daha hızlı hareket etmeyi ve doğru karar vermeyi kolaylaştırıyor.

CFO’ların sorumluluk ve etki alanı, her geçen gün gelişiyor. Liderlik ettiği durumlar ile beraber pek çok gündemin arkasındaki itici güç, CFO’lar oluyor. 

TEKNOLOJİ, DATA VE TECRÜBE DÖNGÜSÜ 
Bu yeni yapıyı iyi yönetebilmek için bilgi sistemlerinin ve datanın önemi her geçen gün artırıyor. Ancak her alanda olduğu gibi burada da datanın doğru değerlendirilebilmesi ve işlenebilmesi gerekiyor. Verinin anlamlandırılma yeteneği de tecrübeye dayanıyor. Yani teknoloji, data ve tecrübe döngüsü birlikte ele alınıyor. Güçlü bağlara sahip ekiplerin ve güvene dayalı ilişkilerin tesis edilebilmesi için de CFO’ların duygusal zekâ yetkinlikleri önem kazanıyor.

DEĞER YARATMAK...
CFO’lar artık sadece paydaşlara ekonomik güven ve değer sağlamak ile mükellef değil. Günümüzde CFO’lar, firma müşterilerinden tüm topluma kadar uzun vadeli değer yaratmaya odaklanıyor. Bu sebeple ölçülmesi zor sayısal olmayan değerler ön plana çıkıyor. Sürdürülebilirlik, inovasyon, toplumsal farkındalık, çeşitlilik ve kapsayıcılık, geleneksel performans göstergelerinin önüne geçiyor.

Türkiye Sigorta CFO’su Murat Süzer:
Duygusal zekâ, kararlarımda önemli bir rol oynuyor
Ekonomik göstergeler ve veriler beni yönlendiriyor. Yıllar içinde edindiğim tecrübeler ve duygusal zekâ da kararlarımda önemli bir rol oynuyor.

CFO’lardan beklenen aslında “Paranın iyi yönetilmesi” olarak algılansa da, takdir edersiniz ki hepimiz insanız. Biz sadece parayı değil, süreçleri de yönetmek zorundayız. Yani işimiz rakamlardan ziyade, insanlarla ve tüm ekosistem ile...

İŞ YAPIŞ TECRÜBEMİZ VAR 
Varlığa dayalı kararlar aldığımızda ya da alacağımız zaman; yalnızca ekonomik göstergelerin, teknik analizlerin ya da uzmanların yorumları paralelinde adım atmamız bekleniyor. Ama yıllar içinde geliştirdiğimiz bir iş yapış tecrübemiz var. Dolayısıyla, verileri anlamlandırıp gerektiği gibi adım atarken, iş hayatındaki birikimlerimiz doğrultusunda aksiyonlar da alıyoruz. 
Karar alma sürecinde duygular zaman zaman bizi kişisel önyargılara götürebiliyor. Ancak duygusal zekâ; içinde tecrübelerimizi de barındırdığı için çok daha isabetli ve adil kararlar vermemizde önemli bir etken.

ARZUM MALİ İŞLERDEN SORUMLU GENEL MÜDÜR YARDIMCISI ARDA ALTINOK:
CFO, stratejik düşünebilme yeteneğini kazanmalı
Çalışanlarımız bizim için çok önemli. Hedefe en iyi şekilde ve tam zamanında ulaşmak, yalnızca aynı heyecanı taşıyan nitelikli insan kaynağı ile mümkün. Arzum olarak, markamızı ileriye taşıma adına, kaliteli paydaşlar, kaliteli ürün geliştirme ve bir çekirdek ekip oluşturmaya odaklanıyoruz. Doğru yatırımı doğru yerde yaptığınızda, o kalite her yere yansıyor.

CFO öncelikle iyi bir takım oyuncusu ve kaptan olmalı. Herkese güven vermeli. Sermayedara, CEO’ya, yatırımcıya, çalışanlara… Bugüne dek hep, bireysellikten uzak, takım oyununun ve performansın esas olduğu ortamlarda çalışma şansını yakaladım. Bu da beni fazlasıyla motive etti. 

GEÇMİŞTEKİ TECRÜBELERDEN FAYDALANMAK ÇOK ÖNEMLİ 
Güvenin yanı sıra, finansal planlama ve riskleri bertaraf edebilme yeteneği çok önemli. Bunları yapabilmek için CFO, stratejik düşünebilme yeteneğini kazanmış olmalı. Planlamanın sadece finansal enstrümanlarla sınırlı kalmaması, şirketin bütününe yayılabilmesi noktasında, liderlik vasfı şart. Finansal uzmanlık da olmazsa olmaz bir nitelik. Zorluklarla başa çıkabilmek adına dinamik ve çevik bir yapıya sahip olunmalı, geçmişteki tecrübelerden faydalanılmalı. Bu kapsamda tüm finansal süreçlerin teknolojiyle uyumu yüksek olmalı. Teknolojinin yeterli seviyede kullanılmadığı geleneksel süreçlerle, bugünün karmaşık ve dinamik dünyasının yönetilmeye çalışıldığı bir finansal yapı başarısızlığa mahkûm. 
Finansal altyapınızın temeline teknolojiyi koyar, risklerinizi doğru tespit eder ve iş yapış şeklinizi, bu riskleri teknoloji yoluyla bertaraf etme yönünde değiştirirseniz, başa çıkamayacağınız hiçbir zorluk kalmaz. 

BSH Gelişen Pazarlar Bölgesi CFO’su ve Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Sedef Ataman:
Yapay zekânın, geleceğe yönelik kullanımını destekliyoruz
Farklı pazarlarda, çeşitli yeniliklere büyük yatırımlar yaptık. Büyük başarılar elde ettiğimiz dijitalleşme ve doğrudan müşteriye dokunan kanallar (D2C), başarımızda ve büyümemizde önümüzdeki dönemde en önemli unsurlardan biri olmaya devam edecek.

BSH'nin e-ticaret hacmi geçen yıl %25 büyüdü. Tüketiciler tavsiye almak ve evden uygun bir cihazı seçmek için online araçları giderek daha sık kullanmaya başladı. “Home Connect” dijital ekosistemi, BSH'nin önde gelen bağlantılı ev aletleri üreticisi konumunun daha da genişlemesini ve yapay zekânın geleceğe yönelik kullanımını destekledi. “Home Connect” gibi inovatif girişimlerimizle, yalnızca tüketici ihtiyaçlarını daha etkin bir şekilde karşılamakla kalmayacağız, kaynakları da korumaya devam edeceğiz. Yakaladığımız olumlu ivmenin süreceğine inanıyoruz.

Doğuş Otomotiv Mali İşler Genel Müdürü CFO  Kerem Talih:
Karar aşamasında yaşanmışlıklara da yer verilmeli

Ekonomi içinde insan ve insan davranışları, çok ön planda olan bir bilim. Karar verme aşamasında da fizibiliteler ve rakamsal gerçekler kadar sağduyu ve yaşanmışlıklara da yer vermek kaçınılmaz. Geçmiş tecrübelerimiz, bazen mevcut piyasa değişikliklerine nasıl uyum sağlayacağımıza dair veri sağlayabiliyor.

Mey|Diageo Finans ve Dijital Transformasyon Direktörü Özlem Yeşildere:
Duygusal karar mekanizmamı “kalite kontrol” olarak kullanıyorum 
Verinin büyük öneme sahip olduğu bir çağda yaşıyoruz. Diğer bir deyişle, veri çağında yaşıyoruz ve inanılmaz derecede artan bir veri kaynağı söz konusu. Öyle ki, bugün dünyadaki bütün verileri indirmeyi denesek, 180 milyon yıldan fazla sürerdi.

Biz CFO’lar, öncelikle veriye ulaşmamız gerektiğini biliyoruz. Verilerin doğru okunması ve verilerden faydalanılması başlı başına bir sanat. Bunda başarılı olanlar, daha doğru ve stratejik adımlar atabiliyor.

SOYUT VERİLERLE DE SEZGİLER GELİŞTİRİYORUZ
Öte yandan, aslında insan olarak sürekli başka verileri de içimizde topluyoruz; bu soyut verilerle de sezgiler geliştiriyoruz. 2002 Nobel Ekonomi Ödülü'nün sahibi olan Daniel Kahneman, insanların sezgiyi, bizi potansiyel risklere karşı uyarmak için bir araç olarak ortaya çıkardığını söylüyor. Zor durumlarda ayakta kalabilmek için sezgilerimizi kullanıyoruz. Buna rağmen Kahneman’a göre; karar vermek için verileri kullanmak da kritik önemde; çünkü bu, kötü kararlar verme eğilimimizi azaltıyor.
Ben de bütün bu veri zenginliği içerisinde önce verileri doğru okumaya ve verilerden maksimum yararlanmaya odaklanıyorum. Bununla birlikte, son kararı verirken içime sinmesi için duygusal karar mekanizmamı da “kalite kontrol” olarak kullanıyorum.