CHRO'NUN 'KÜRESEL YETENEK' AVI

Günümüzde değişim hızı hiç olmadığı kadar arttı. Küreselleşme ve bilgi toplumunun gelişimiyle birlikte dünyanın birçok yerinde İnsan Kaynakları Yönetimi uygulamaları da gelişmekte ve değişim göstermekte. Kurumların ise bu değişimin gereğini karşılaması gerekir. Değişimin önce İnsan Kaynaklarından başlaması gerekir. Kurumun stratejilerini gerçekleştirmek için İnsan Kaynakları departmanı diğer departmanlara değişimde liderlik etmeli, çalışanların değişime adaptesine destek olmalı.

BORUSAN HOLDİNG’E GÖRE GELECEK İÇİN NELER YAPMALIYIZ? DAMAT’IN ‘GELECEK’ KAVRAMINA BAKIŞ AÇISI NASIL? ECZACIBAŞI HOLDİNG’E GÖRE PANDEMİ HANGİ KONULARDA DEĞİŞİKLİK YARATTI? FORD OTOSAN’IN GELECEĞE BAKIŞ AÇISI NASIL? HEPSİBURADA, ZAMANIN RUHUNU NASIL İNŞA EDİYOR? TÜRKİYE İŞ BANKASI’NIN ODAĞINDA NE VAR? PEGASUS’A GÖRE GELECEK GELDİ Mİ? SAP TÜRKİYE’NİN GÜNDEMİNDE NE VAR?

Yayın Kurulu Üyemiz Ege Karapınar sordu, İK liderlerimiz yanıt verdİ. Özel araştırmamızın detayları

Damat İnsan Kaynakları ve Organizasyonel Gelişim Yöneticisi Melis Köroğlu
‘Gelecek’ çok uzakta değil
İş dünyasındaki gelişmeler her geçen gün büyük bir hızla değişmeye devam ediyor. Bu sebeple şirketlerde yeni bakış açıları ve dijitalleşmenin hız kazanması ile var olan düzende yenilenme ve gelişme kaçınılmaz bir hale gelmiş oluyor.

Artık günümüzde ‘gelecek’ olarak adlandırdığımız tanım çok da uzağımızda değil. Her yeni gün yeni bir gelecek.

Ekibi motive etmek temel amaçlardan biri

İnsan kaynakları yönetiminin temel amaçlarından biri de şirketin stratejik hedefleri doğrultusunda tüm ekibi birlikte motive ederek verimliliği kalıcı hale getirmektir.

Bunun için ilk olarak, örgüt misyonunu destekleyici, güçlü değerlere sahip, dinamik ve açık bir vizyon oluşturmak gerekiyor. Orka Holding ailesi olarak bizler, takım ruhu ile çalışmak için açık iletişimi artırmaya özen göstererek, çalışma kültürü gelişimini sürdürebilme noktasında önemli stratejiler geliştirmekteyiz.

Şirket içerisinde Marka Kimliğinin Tanımlanması, Çalışanın Değerini Oluşturmak, Sağlam Kariyer Planları Geliştirmek, adına birçok projede ekibimizin de karar süreçlerine dahil olduğu projeler yürütmekteyiz.

Teknoloji, iş hayatına entegre edilmeli

Yeni dünyaya hazır olma ve fark yaratma açısından; yeni teknolojilere ve koşullara hızlı ayak uydurabilme, adapte olabilme ve belirsizliklerle başa çıkabilme yeteneklerinin önem kazanacağı kanaatindeyiz.

Teknolojiyi iş hayatına entegre ederek çalışanlar ve şirketler için dijital kültürün oluşmasını sağlamak, otomasyon sistemleriyle iş gücünü birlikte uyum içinde yürütmek bu süreçte ajandamızın başında yer almaktadır.

Eczacıbaşı Holding İnsan Kaynakları Grup Başkanı Eylem Özgür
Pandemi, işveren ile çalışan ilişkisini test etti
Pandemi, işveren - çalışan ilişkisini test etti ve akabinde çalışanların çalışma hayatını yeniden gözden geçirdiği bir döneme girdik. Bunun organizasyonel getirileri olacağı gibi insan kaynakları çalışanlarının yetkinliklerine de etkisi olacaktır.

Belirsizliğin getirdiği kriz anını yönetmek, hızlı değişimlere uyum sağlamak, gelecekte daha da önem kazanacak beceriler arasında yer alacak. Bununla birlikte bizleri, şirketin, iş gücünün ve iş yapış şekillerinin de değiştiği bir gelecek bekliyor. Artık “Tsunami of data” denilen bir dönemdeyiz, bu giderek artıyor. Bu dataların anlamlı hale getirilmesi ve hiper bağlantılı iç görüler yaratmak insan kaynakları profesyonellerinin de becerilerinden biri olmalı.

Bir yandan da insan kaynakları ekiplerinin çok farklı becerileri kullanıyor olması gerekiyor. Hem soyut konuları hem sayısal konuları anlamlandırabilmek gerekiyor. Hepsi de ayrı bir uzmanlık konusu. Dolayısıyla uzmanlık birimlerinin problemi doğru teşhis edip doğru uzmanlıkların bir arada verimli çalışması gerekiyor. Bunun için son dönemde insan odaklı tasarım ile daha derin dinleme ve problemleri doğru tanımlamaya ve çevik proje yönetimi yaklaşımıyla birlikte verimli çözümler sunmaya çalışıyoruz.

Dijitalizasyon ile işlerimizi yeniden hayal edeceğiz

Belirli bütün işler gün gelecek teknolojiler sayesinde dijitalize edilecek. Dijitalizasyon ile işlerimizi yeniden hayal edeceğiz, farklı çalışma modellerinin bir arada çalıştığı ortamlar, hatta insanlar ve robotların iş arkadaşı oldukları bir çalışma hayatı olacak. Belki de bu kültürü tasarlayacağız, otonom ekiplerle organizasyonu ve çevikliği yöneteceğiz, fiziksel/sanal iş ortamlarını yeniden tasarlamamız gerekecek.

Bu değişime uyum sağlayabilecek, yeniliğe, öğrenmeye, dijitalleşmeye açık, yetenekleri konuşacağız. Her fonksiyonda o fonksiyon ile ilgili en güncel teknolojileri kullanan, karşılaştığı problemlere dair teknolojiden de faydalanarak hızlı ve pratik çözümler üreten kişiler ön plana çıkacak. Hayal ettiğini gerçekleştirebilecek özel becerilere, uzmanlıklara, işini neden dijitalleştireceğini veya yapacağını; onun işimize etkisini muhakeme edebilme becerisi de kaynakların verimli kullanılması adına kritik olacak.

Yeni dönemin yetenek ihtiyacı elbette sadece teknolojiyi iyi kullanma odaklı olmayacak; veriden bilgi üretebilen, bilgiyi, gözlemi ve sezgileri bir arada kullanarak perspektif sunan, başarma tutkusu olan, yaratıcı yetenekler değerli olmaya devam edecek. Dolayısıyla Eczacıbaşı Topluluğu olarak; gelecekte de aklın ve bilimin ışığında yenilikçi, girişimci, katılımcı, meraklı yetenekleri aramaya devam edeceğiz.

Ford Otosan İnsan Kaynakları ve Dönüşüm Lideri Oya Başak Akyol
Bizim için gelecek şimdi…
Otomotiv sanayinin geleceği, teknoloji ile birlikte dönüşüyor ve bu süreçte gençlerin de yer alması çok önemli.

Y ve Z kuşakları gelecekte Ford Otosan için çok önemli bir yerde olacak. Y ve Z kuşakları; dünyayı önemseyen, sürdürülebilirliği sadece iklim ve çevre ile sınırlı tutmayan bir anlayışa sahip. Markalardan beklentileri de bu doğrultuda. Biz de sadece çevre ve iklim konularında değil, insan haklarına odaklanan eşitlikçi yaklaşımımız, kadınlara, gençlere, engellilere yönelik yürüttüğümüz kurumsal sosyal sorumluluk projelerimiz ve şeffaf yapımızla öne çıkıyoruz.

Yeni dünya düzenine
ancak daha çevik şirketler uyum sağlayabilir

Sektörümüzde, dijitalleşme ve teknolojinin etkisiyle büyük bir dönüşüm yaşanıyor. Bu dijital ve çevreci yeni dünya düzenine ancak daha çevik şirketler uyum sağlayabilir. Biz de sektörümüze öncülük etme misyonumuzla; unvanların ve hiyerarşinin ortadan kalktığı ‘çevik çalışma’ şekli ile bir dönüşüm başlattık. Amacımız, ‘içimizdeki cevheri açığa çıkarmak’ ve insan kaynağımızın daha verimli kullanılmasına odaklanmaktı. Herkesin uzman olduğu alanda potansiyelini ortaya koyabileceği, küçük ekipler halinde çalışan, kendi kararlarını alıp hızla ilerleyen, müşteriden geri bildirim alarak iş veya proje sürecinde kendini sürekli geliştirebilen otonom yapılar oluşturduk. Bu yeni takım yapısı, etkileşimi olumlu yönde etkiledi. Sık ve yüz yüze iletişimi teşvik ederek, takımlar arasında güçlü bir bağ kuruldu. Sorunlar daha hızlı çözülür oldu. Bu süreç bize deneyimlemeyi ve beklediğimiz gibi gitmeyen konularda ise öğrenimlerimizle farklı yaklaşımlar ortaya koymayı getirdi. İşbirliğine yatkınlık, çevik çalışmaya uyum, belirsizlik ortamında çalışabilmek, hızlı karar almak, değişime açık olmak, teknolojik trendleri takip etmek ve her zaman öğrenmeye açık olmak; gelecekte de en çok aranan özellikler olmaya devam edecek.

Pegasus Hava Yolları İnsan Kaynakları Genel Müdür Yardımcısı Dilara Oğur
Bir nevi gelecek “şimdi”
Gelişen teknolojiler sayesinde bilginin çok hızlı yayıldığı bir dünyada, her geçen saniyede geleceği yaşıyor ve aynı zamanda inşa ediyoruz. Bir nevi gelecek “şimdi” diyebiliriz.

Şu anda aldığımız tüm kararlar ve aksiyonlar bir sonraki adımı, bir sonraki günümüzü şekillendiriyor. Bizler de Türkiye’nin dijital hava yolu olarak, son teknoloji ürün ve hizmet anlayışına ekibimizle birlikte +1 değer katarak geleceği yakalıyor, geleceği şekillendiriyoruz.

İnsan faktörünün ve entelektüel sermayenin önemini oldukça kritik

Bilgi paylaşımındaki hız, beraberinde karmaşıklığı da getiriyor. Çok fazla bilgiye aynı anda maruz kalarak aslında kurumumuz için en etkin ve verimli metodu seçmek durumundayız. Tüm dış faktörlere ve yoğun girdilere karşın, gelişen teknolojinin doğru kullanımı ve kurum kültürüne uygun bir şekilde yorumlanarak kaliteli bir çıktıya dönüştürülmesi için insan faktörünün, entelektüel sermayenin önemini oldukça kritik buluyorum. Bu nedenle İnsan Kaynakları becerilerini artırmak ve beraber çalışma kültürünü geliştirmek için insan odaklı bir açıdan yaklaşarak, etkin ekip oluşturmanın, yetenek yönetiminin ve stratejik liderliğin çok önemli olduğunu söyleyebilirim.

Ortak hedef algısı yaratmanın, ekibin her bir üyesini sürece dahil ederek yenilikçi fikirleri dinlemenin ve kabul etmenin, kendini ve kurumunu geliştirmeye yönelik hevesi canlı tutmanın, fark yaratan ürün ve hizmet anlayışıyla başarıyı beraberinde getireceğine inanıyorum. Bireysel rollere odaklanmak yerine esnek ve dinamik bir yönetim anlayışıyla etkili iletişim, ekibe güvenmek ve birlikte hareket etmek daha güçlü ve koordine bir organizasyon yapısı sağlıyor.

Havayı doğru koklamak bir adım önde olmamızı sağlıyor

Yarının ve hatta bugünün özel yeteneği “farkındalık”. İK profesyonelleri olarak, günlük işin ve ekibin yönetilmesinden entegre İnsan Kaynakları stratejilerinin geliştirilmesine kadar bulunduğumuz konjonktürün farkında olarak, havayı doğru koklamak bir adım önde olmamızı, esnek hareket etmemizi sağlıyor. Örneğin; globalleşen yapılarda hem çalışan hem de müşteri kitlesindeki din, dil, ırk, yaş, kültür, cinsiyet gibi pek çok çeşitliliğin öneminin ve gerçekliğinin farkında olarak, kapsayıcılık ve çeşitliliğin stratejimizin ana başlıklarından biri olması gerektiğini görüyoruz. Ya da gerek ekonomik gerek sosyal sorumluluk anlamında sürdürülebilirlik başlığının artık vazgeçilemez bir unsur olduğunun farkındayız.

Yetenek açığı ve yeteneği elde tutmak da farkında olunması gereken başlıklar olarak ön plana çıkıyor.

SAP Güney Avrupa, Afrika, Ortadoğu Dijital Hizmetler, İnovasyon ve Türkiye İK Direktörü Hande Genç
Çalışan bağlılığı gündemimizin merkezinde
Koronavirüs salgının hayatımıza girmesiyle “gelecek” diye tanımladığımız birçok olguyu hızlandırılmış bir şekilde yaşamaya başladık.

Dijital dönüşüm yolculuğuna başlamış olan firmalar Koronavirüs dönemini daha rahat geçirdiler. Bu yolculukta hiç adım atmamış olanlar planlarını öne çektiler. Koronavirüs döneminde; mekan bağımsız, kesintisiz çalışabilme, ofiste verilen müşteri desteğinin ve çalışanlara sunulan süreçlerin evden de devam etme ihtiyacı tüm işletmelerin birinci önceliği oldu. Şu an ise artık kalıcı bir şekilde değişen iş hayatı dinamikleriyle birlikte hibrid çalışma modellerini hayata geçiriyoruz. Çalışan bağlılığı her zamanki gibi gündemimizin merkezini oluşturuyor. Ancak çalışan bağlılığı için ihtiyaç duyulan dinamiklerin bazılarında önemli değişiklikler oldu

Analitik çözümler, dijitalleşme ile gündeme geldi

Günümüzde her alanda olduğu gibi İnsan Kaynakları’nda da teknolojiyi etkin kullanarak İK süreçlerini iyileştirmek ve çalışan memnuniyetini artırmak şirketlerin en büyük öncelikleri arasında bulunuyor. Dijitalleşme ile birlikte en çok gündeme gelen konulardan bir tanesi de analitik çözümler. Bu çözümler, geçmiş verileri kullanarak geleceğe dönük analizler yapmayı ve daha hızlı, ön yargıdan uzak, tutarlı ve doğru kararlar almayı sağlıyor. Analitiklerin bu özelliğinin insan kaynakları departmanlarının içinde en etkin kullanıldığı alanlardan bir tanesi de seçme ve yerleştirme.

Araştırmalar, yöneticilerin işe alım veya terfilerde kendilerine benzer kişileri seçme eğiliminde olduklarını gösteriyor. Oysaki Endüstri 4.0 Devrimi ile birlikte çeşitlilik de kaçınılmaz hale geldi. Çünkü çeşitlilik beraberinde yaratıcılığı, yaratıcılık da inovasyonu getiriyor. Analitik teknolojiler, adaylar ve işler arasında yetkinlik eşleşmesi yapıyor. İşe alımlarda doğru adayların daha hızlı belirlenmesini, aday havuzunun çeşitlendirilmesini sağlıyor. Ancak yine de adayların şirket kültürüne veya ekibe uyumunu analitiklerle değil; ancak liderlerin tecrübe, birikim ve değerlendirmeleriyle anlamak mümkün. Bu örnekten yola çıkarak dijital dönüşümle birlikte ana amacın analitiklerle yöneticilerin yerine karar almak olmadığını; aksine karar verme süreçlerine anlamlı analizlerle destek vermek olduğunu söylemek mümkün.

SAP’de kendi yazılımımızı, SAP Successfactors’u kullanarak sadece işe alımda değil, insana dokunan ücretlendirme, performans yönetimi, eğitim, kariyer yönetimi, yedekleme gibi tüm süreçlerde dijitalleştik. Artık çalışanlarımıza daha sade, anlamlı, entegre ve mobil erişimli süreç deneyimi yaşatıyoruz. Bununla birlikte iş - özel hayat dengesi, sağlık, sosyal etkinlikler gibi konulara analitiklerin de desteğiyle daha fazla eğilme imkânı buluyoruz.

  COVID-19, dijital dönüşüm ihtiyacını hızlandırdı

Dijital dönüşüm son yıllarda tüm işletmelerin gündemine girmiş, analitikler, nesnelerin interneti, yapay zeka, büyük veri yönetimi, bulut tabanlı yazılımlar işletmeleri geleceğe taşıyacak teknolojiler olarak uygulanmaya başlamıştı. 2020 başı itibarı ile Dünyayı saran Koronavirüs dijital dönüşüm ihtiyacını hızlandırarak, geleceğin iş dünyasını, çalışma hayatını günümüze taşıdı. Çalışma modelleri, saatleri, şirket kültürleri ve işletmelerin iş yapış şekilleri kalıcı olarak değişmeye başladı. Uzaktan çalışma, uzaktan eğitim, telesağlık, internet üzerinden eğlence, dijital ve temassız ödeme hayatımıza girdi. E-ticaret arttı. Önümüzdeki dönem bizleri yeni nesil tedarik zinciri yönetimi, drone ile teslimat, 3D yazıcıların kullanımının arttığı, robotlardan ve yapay zekadan daha fazla yararlanılan bir Dünya bekliyor.

Geleceğin iş Dünyası daha fazla müşteri ve deneyim odaklı.  Stratejik iş planlama ve sürdürülebilirlik önemli. Bunu için işletmelerin dijital kaslarının güçlü olması, çalışanların yeni yetkinliklerle donanması gerekiyor.  Bu yetkinlikler kritik düşünme ve problem çözme ile gelen yaratıcılık ve inovasyon. Adaptasyon kabiliyeti, girişimci ruh, sürekli öğrenme. Takım oyuncusu olma, işbirliği ve iletişim becerisi. İletişide sosyo-kültürel farkındalık, etki ve ikna kabiliyeti ve son olarak hangi görevde olursa olsun sorumluluk alanında liderlik yaklaşımı.

Dünyadaki demografik, sosyal, coğrafi ve teknolojik değişiklikler “transformasyonel liderlik” ihtiyacını doğurdu - ki onun da en önemli bölümünü “feminen liderlik” stili olarak bilinen bir dizi yetkinlik oluşturuyor. Bu yetkinlikler arasında empati, etkin dinleme ve iletişim, sabır, demokratik yönetim şekli ve denge, paylaşımcılık, takım çalışmasına yatkınlık gibi özellikler yer alıyor. Biz de SAP olarak transformasyonel liderlik modelini benimsiyor, özellikle kadın çalışan ve kadın yöneticilerimizin sahip oldukları yukarıdaki yetkinliklerin şirket geneline yayılması için çalışmalar yürütüyoruz.

Borusan Holding İnsan, İletişim ve Sürdürülebilirlik Grup Başkanı Nursel Ölmez Ateş
Gelecek için bugün harekete geçmeliyiz
Gelecek kavramı günümüzde anlam kaymasına uğradı. Gelecek için düşündüğümüz, planladığımız ne varsa bugün harekete geçmemiz gerekiyor.

Her an her şeyin olabileceği, şartların bir anda değişebileceği ihtimaliyle her şeye hazır olmamız önemli. Bu da geleceği beklemeyi değil, geleceğe hazırlıklı olmayı gerektiriyor. Örneğin Borusan olarak 200 yıllık şirket olma hedefimiz bulunuyor ve bu amaç için bugünden çalışıyoruz. 200 yıl çok uzun gibi görünse de bugün atacağımız adımlar bizi hedefimize yaklaştırıyor.

İnsanı merkezine alan bir başarıya inanıyoruz

İnsan kaynağı becerisi ve beraber çalışma kültürünü kurum kültürümüz altında ele alıyoruz. Borusan’da insanı merkezine alan bir başarıya inanıyoruz. Kültürümüz bizim en önemli yapı taşımız. İnisiyatif almaktan, hata yapmaktan çekinmeyen, soran, sorgulayan ve hiyerarşiyi azaltan bir kültürü benimsiyor, dönüşüm yolculuğumuzda çalışanlarımızla ilerliyor, geleceği birlikte keşfediyoruz. Borusan Kurum Kültürü Projesi ile amacımız 78 yıllık kültürümüzün güçlü yönlerini belirleyip gelecek nesillere aktarmak. Bu paralelde sağlam temeller üzerine inşa edilen, günümüzle uyumlu, geleceği kucaklayan bir kültür oluşturarak başarımızı sürdürülebilir kılmayı hedefliyoruz.

Günümüzde yetenekler ve yetkinlikler de öne çıkıyor

Pandemiyle birlikte teknoloji ve dijitalleşme yükselişini hızlandırırken bu paraleldeki yetenekler ve yetkinlikler de öne çıktı. Biz de Borusan’da tüm süreçlerimizi dijital altyapılar kullanarak dönüşümden geçiriyoruz. Endüstri 4.0 uygulamaları, raporlama ve karar süreçlerimizde veri analitiği, müşteri ve çalışana değen süreçlerimizde UX/CX tasarımı, chatbot uygulamaları gibi uygulamalar kullanıyoruz. Bu kapsamda dijitalleşme odaklı yetenekler her kademede öne çıkarken değişen koşullara hızlı uyum sağlama, esneklik, takımdaşlık ve birlikte başarma gibi yetkinlikler de önemli oluyor.

İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı Ozan Gürsoy
Odağımızda insan var
Günlük tempoda çalışan insanlar, hem iş yaşamları hem ev yaşamlarında belli bir dengeyi koruyabilmek için bazen profesyonel bir desteğe ihtiyaç duyabilirler. Türkiye İş Bankası olarak bizler de, çalışanlarımızın birçok alandaki ihtiyaçlarına cevap verebilmek için “Odak Sensin” projesi kapsamında “Çalışan Destek Programı”nı hayata geçirdik.

Çalışanların yaşam kalitesini artırmak için hayata geçirdiğimiz proje kapsamında, 22 bin çalışan ve aile üyeleri öncelikli olarak aşağıdaki hizmetlerden 7/24 yararlanabilecek.

Proje kapsamında verilen hizmetler;

- Psikolojik destek

- Beslenme alışkanlıklarını düzenlemeye yardımcı olacak sağlıklı beslenme danışmanlığı

- Sağlıkla ilgili sıkıntılar için tıbbi danışmanlık

- Evde bakılan minik dostları için veteriner danışmanlığı

- Sigara bırakmaya yönelik danışmanlık

- Kas/iskelet sistemi sorunlarına yardımcı olabilmek için ergonomi danışmanlığı alacak ve egzersiz programları

- Fiziksel sağlığı koruyabilmek, olası durumları erkenden fark edebilmek amacıyla farklı branşlarda tarama, kontrol programları

“Odak Sensin” projesinin ilk uygulaması olan “Çalışan Destek Programı”nda ayrıca hukuki ve mali konularda, sosyal yaşamda, yeni doğan bakımında, ev ve bahçe bitkileri konusunda da çalışanlarımıza; bilgi, danışmanlık ve yönlendirme hizmeti sunuyoruz.

“Başarıdan mutluluğa değil mutluluktan başarıya giden yola inanıyoruz”

Hayata geçirdiğimiz proje ile çalışanlarımızın kendilerini iyi hissetmelerine, iş-yaşam dengelerini kurarak daha mutlu, fiziksel ve mental açıdan daha sağlıklı hale gelmelerine katkı sağlamayı amaçlıyoruz. Bizim için her şeyden önce insan gelir. Biz tüm faaliyetlerimizi hep insanı, çalışanlarımızı önceliklendiren bir tarzda yürütüyoruz. Çünkü çalışanlarımız bizim için kıymetli, önemli. Bunun için de onlara ihtiyaçları doğrultusunda her türlü desteği vermek için çabalıyoruz. ‘Odak Sensin’ ile mesai saatleri dışında da çalışanlarımızın yanında olduğumuzu hissettirmek, günlük hayatlarında bir sorunla karşılaştıklarında sadece bir telefon uzaklığında onlara yakın olduğumuzu bilmelerini istiyoruz

Proje çerçevesinde başka uygulamalar da hayata geçecek

Başarıdan mutluluğa değil, mutluluktan başarıya giden yola inanıyoruz. Uzun soluklu, geniş kapsamlı ve dinamik bir proje olarak tasarladığımız “Odak Sensin” çerçevesinde, önümüzdeki dönemde çalışanların yaşamlarını kolaylaştıracak başka uygulamaları da hayata geçireceğiz.

Hepsiburada CHRO’su Esra Beyzadeoğlu
‘Zamanın Ruhu’nu inşa eden oyunculardanız
Son yıllarda gittikçe hızla akan bir zaman kavramına hep birlikte şahit oluyoruz. İçinde bulunduğumuz sektör de bu akışta en önemli rol oynayan sektörlerden biri.

E-ticaret içinde perakendeden lojistiğe, finanstan hızlı tüketime pek çok sektörü barındıran sektörler üzeri bir yapıda. Tüm bu yapı da önemli bir teknolojik yetkinlik üzerine konumlanıyor. Bu bakışla adeta “zamanın ruhu”nu bir teknoloji şirketi olarak inşa eden oyunculardanız diyebiliriz. Çoğu zaman, ne zaman? sorusunun cevabını “dün” diye seslendirdiğimiz oluyor. Özetle baş döndüren bir hızda deyim yerindeyse koşmaya devam ediyoruz.

Pandemi sonrası değişen ve dönüşen yeni alışkanlıklarımızdan ve insani beklentilerimizden yola çıkarak her geçen gün gelecek için ve bugün için daha iyisini yapmaya çalışıyoruz. Hepsiburada olarak geleceğin beklenti ve ihtiyaçlarını öngörmeyi ve bunlara uygun projeler geliştirmeyi çok önemsiyoruz. Burada müşterilerimizi dinliyor, onların ve diğer tüm paydaşlarımızın hem geri bildirimleri hem de karşılıklı vizyon ve öngörüler doğrultusunda gelecek için adım adım daha iyisini yapmaya doğru yol alıyoruz. Tüm iş süreçlerimizde olduğu gibi insan kaynakları süreçlerimizde de gelecek öngörüsüyle hareket ediyoruz. Şanslıyız ki, işimizin özü teknoloji, bu da geleceğin tasarımını yapma konusunda bizim işimizi kolaylaştırıyor, yolumuzu açıyor.

Geleceği gençlerle birlikte inşa ediyoruz…

Gelecekten bahsederken, ilk mezunlarını verdiğimiz Genç Yetenek Programımız olan “GeleceğiniZburada”dan bahsetmek isterim. GeleceğiniZburada programımıza 5000’in üzerinde birbirinden parlak, değerli genç arkadaşımız başvuru yaptı, çok aşamalı değerlendirme süreçleri sonrasında 85’ten fazla genç arkadaşımızı gelişim programımıza dahil ettik. Ülkemize ve şirketimize değer katacak parlak gençlere, henüz mezun olmadan iş hayatında deneyim kazanma fırsatı veren ve teknolojiden, girişimciliğe, e-ticaretten, liderlik eğitimlerine kadar birbirinden kıymetli eğitimler ile desteklenmiş programdan faydalanma imkanı sunduk. GeleceğiniZburada programımızdan mezun olan arkadaşlarımızdan önemli bir kısmı yetkinlik değerlendirmeleri sonrasında Hepsiburada ekiplerinde yerlerini aldı.  Önümüzdeki dönemde yeni dönem GeleceğiniZburada programları ile genç yeteneklerimize ulaşmaya devam edeceğiz. Geleceğimizi genç yeteneklerimizin kattığı değerle birlikte geleceği inşa ediyoruz, etmeye devam edeceğiz.

İnsan Kaynağının becerisi ve beraber çalışma kültürü nasıl geliştirilebilir?

Kurumsal başarı için öncelikle kurum içi kültür ve insan kaynağına yatırımın çok önemli olduğuna inanıyoruz. Bu konuda geçtiğimiz 2 yılda pek çok önemli projeyi hayata geçirdik ve birçok alanda çalışmalarımıza hız kesmeden devam ediyoruz.

Kültürümüzü her açıdan çalışanlarımız ile birlikte inşa ediyoruz. Çalışanlarımızı bu bağlamda birçok alanda, farklı uygulamalar, eğitimler, gelişim programları ile destekliyoruz. Son dönemde yapmış olduğumuz en önemli çalışmalardan olan ve çalışanlarımız tarafından yoğun talep ve memnuniyet dönüşleri aldığımız İç iletişim yapılandırma programımızın alt parçalarından olan wellbeing markalamamız HepsiSen den bahsedebiliriz.

HepsiSen uygulamamızla çalışanlarımız sadece 6 ayda 25 bin dakikayı kendine ayırdı

Yine yakın zamanda hayata geçirdiğimiz sosyal hobi kulüpleri, etkinlik markalamamız olan HepsiFun ile çalışanlarımızı farklı yetenek ve ilgi alanlarına göre şirket katkılı olarak çok çeşitli faaliyetlerde bulunmasını sağlıyoruz. HepsiFun’da 2 ay gibi kısa bir sürede yaklaşık 250 çalışanımıza dokunarak yelkenden, heykele, gezilerden, perküsyon atölyelerine kadar pek çok farklı atölyede çalışanlarımız yer alma imkanı elde etti.

Yarının özel yeteneği ne olması gerekiyor?

Teknolojinin her alanında ülke olarak yetişkin yetkin kaynağa ihtiyaç duyuyoruz. Bu dünyada da bu şekilde olduğu için çok önemli bir potansiyele sahip olduğumuzu düşünüyorum. Veriyle beslenen işlerimiz teknolojik olarak büyük veri, veri analitiği, robotik ve yapay zeka gibi trend alanların yanısıra mobil yazılım geliştirme, uçtan uca ürün bilgisi ve yönetimi konuları ön plana çıkartıyor.

Bilgi ve kavrama yeteneğiyle birlikte yeniliklere adapte olabilmek de önemini giderek artırıyor. Teknoloji artık hayatımızın her alanına girmiş durumda, bu yüzden sadece çalışılan sektörle sınırlı kalmayıp dünyadaki gelişmeleri takip etmek de önem kazanıyor.