DEV TOPLULUKLARIN ORTAK AKIL İLETİŞİMİ

Pandemi gerçeği açıkça ortaya koyuyor ki, kurumların sahip olduğu en değerli sermaye; insan gücü, müşteriler ve maddi olmayan tüm varlıklarından oluşan "Entelektüel Sermaye". Dolayısıyla en büyük yatırımlar, bu alana yapılmalı. Şirketler, tüm paydaşları rahatlatacak, onlara güven verecek şekilde hareket etmeli ve sorumluluk göstermeye aşırı derecede önem verilmeli. Yöneticiler de "Biz" dilini benimsemeye çok dikkat etmeli. Çünkü; samimi ve duyarlı bir iletişim çalışması, markanın kalitesini ve duruşunu belirliyor. Medya kullanımlarında da koşullara uygun davranılmalı. Peki! Kriz yönetimini beraberinde getiren "Yeni Dönemin İletişim" tonu ve dili ne oldu, nereye evrildi? Dev topluluklarımızın "Basın Dostu Kurumsal İletişim Liderleri" yanıtladı...

İLETİŞİMİN DİLİ, RENGİ VE TONU, KURUMSAL KARAKTERİN YANSIMASIDIR
Şirketlerin paydaşlarına açılan penceresi olan iletişim departmanları aslında, kurumsal karakterin "nasıl bir şey olduğu" konusunda fikir veren ilk görüntü kaynağıdır. Ne, nasıl anlatılıyor ya da geçiştiriliyor, tercih edilen iletişim dilinin rengi, tonu ile o kurumun arşivinde kayıt altına alınmaktadır.
Özellikle pandemi gibi olağanüstü dönemlerin yaşandığı ortamlarda, kurumsal karakterin bu süreci hangi ilke ve esaslarla yönetmekte olduğu, kullanılan iletişim dili ile paydaşlarına yansır. Markaların vaat ettiği; ancak itibarın kazanılmak zorunda olunduğu dünyamızda, paydaşların güveninin itibar olarak şirketlere yansıması; ancak söz konusu kurumsal karakterin ne derece kabul gördüğü ile yakından ilgilidir. Bu nedenle, iletişimi yöneten profesyonellerin her türlü iletişim ortamında kullandıkları dilin rengi ve tonu, aynı zamanda itibarın kazanılması için gösterilen bir çaba olarak değerlendirilmelidir. Kurumsal karakterin iletişim ile şekillenmesindeki en önemli girdi de kurumsal değerlerdir. İletişim profesyonellerinin konuları yönetme biçimi, o şirkette kurumsal değerlerin ne kadar samimi olup olmadığı ile ilgili bir sınav niteliğindedir...

Sanko Holding Basın Danışmanı CENGİZ HALİL ÇİÇEK:
İletişim tonumuz sıcak, samimi, dürüst

Sanko Holding Basın Danışmanı Cengiz Halil Çiçek, iletişimin dilinin ve dininin şeffaflık olduğu düşüncesinde ki, tonu da böyle olmalı. Sanko Holding’in yeni dönem iletişim tonu ise şimdiye kadar olduğu gibi sıcak, samimi, dürüst ve istenileni net ifade edebilme anlayışı çerçevesinde olmaya devam edecek. 

“GAZETECİLİK KUTSAL BİR MESLEK”
Çiçek’e göre; gazetecilik, işlevi itibarıyla kutsal bir meslek. Basın, güvenlik ve din görevlilerinin hata yapmaması gerek. Çünkü bunların hatası, hatalar zincirinin oluşmasına yol açar. Gazetecilik mesleğinin itibarının korunması, gazetecilerin aktardıkları ve yorumlarıyla etkiledikleri toplumun itibarının korunması demek. Anadolu Ajansı’nda çalışan, buradan emekli olduktan sonra 18 yıldan beri “Kurumsal İletişim” alanında olan Çiçek de bütün meslek hayatı boyunca, bu noktada üst düzey hassasiyet gösterdi.

Orka Holding Pazarlama İletişim Direktörü VİLDAN YILDIRIM:
Etkili bir dinamizm içeren iletişim dili kullanıyoruz
Orka Holding, küresel moda perakendesinde hızla yükselen Damat, Tween ve D’S Damat markalarını bünyesinde bulunduruyor. Bu zaman yolculuğumuzda, kâr yerine değer odaklı bir anlayış içinde olduk. Köklerimize kazınan bu anlayış, iletişim disiplinimizin de zamansız ilkesi durumunda…

Evet, dünya bir dönüşüm içinde. Değişime, her zamankinden daha büyük bir hızda tanık oluyoruz. Sürdürülebilirlik, dünyada her yaş ve kesimden bireyler için hiç olmadığı kadar ön planda. Ve elbette konvansiyonel medyanın yanında, çok sayıda içerik üreticisi, sosyal medyada ve çeşitli dijital platformlarda çok sesli bir özgün dünya yarattı. Medya çeşitlemesinde çok yönlü diyaloglar söz konusu. 

GÜVEN DUYULAN BİR GRUBUZ
Böylesine bir atmosferde, dünya çapında beğeni kazanan ve güven duyulan bir grup olarak, her alanda olduğu gibi iletişim açısından da beklentileri en iyi şekilde karşılama ve aynı zamanda gelecekte oluşacak beklentilere de hazırlıklı olma odaklıyız. Bu kapsamda -her zaman olduğu gibi- doğruluk ve şeffaflık ekseninde, doğal ve samimi olduğu kadar saygılı, eşitlikçi, verimli, tutarlı ve etkili bir dinamizm içeren iletişim dili kullanıyoruz.

Zorlu Holding Kurumsal İletişim Genel Müdürü ASLI ALEMDAROĞLU:
Çok daha insani ve samimi bir noktadayız
Artan belirsizlik ve değişen yaşam biçimiyle birlikte, tüketim eğilimleri ve insan davranışlarında da ister istemez bir dönüşüm yaşanıyor.

Pandemiyle birlikte, tüm dünya gibi biz de ülke olarak daha önce hiç yaşamadığımız boyutta bir sağlık krizi yaşıyoruz. Temelinde sağlık olsa da; sosyal, psikolojik ve ekonomik yansımalarıyla aslında çok daha geniş kapsamlı bir kriz bu… 

İLETİŞİM TONUNU VE DİLİNİ DEĞİŞTİRMEMİZ GEREKİYOR
Dönüşüm; satın alma kararları ve davranış biçimlerinin yanı sıra, iletişim ve medya dahil olmak üzere hayatın birçok alanına etki ediyor. Bu nedenle şirketlerin, kurumların ve markaların buna uyum sağlaması gerekiyor. Sürece bu bakış açısıyla yaklaştığımızda, kurumların iletişim tonunun çok daha insani ve samimi bir noktaya taşındığını söyleyebilirim. Toplumdaki endişe düzeyinin en üst seviyeye çıkması, güven duygusuna olan ihtiyacın her zamankinden çok daha fazla olması, iletişim tonu ve dilini doğal olarak değiştirmemizi gerekli kılıyor. Bu tonun ve dilin, sürdürülebilir yaşam odağında, salgın sonrası süreçte de devam edebileceğini düşünüyorum. 

Arkas Holding Kurumsal İletişim Direktörü BERNA KUMAŞ SİPAHİ:
Her zamanki şeffaflığımızı koruyoruz
Gündemin hızına ayak uyduracak, proaktif ve interaktif tüm iletişim teknikleriyle mesajlarımızı oluşturduk. Yaklaşımın, birçok kurumsal yapıda bu şekilde hayat bulduğunu da gözlemliyorum.

Ben, bu döneme “Kriz” demiyorum; çünkü krizler yönetilebilir. Bu bir kaos. Yaklaşık bir senedir tüm dünya tek bir düşmana karşı savaşıyor ve hâlâ kazanmış değiliz. 

BARDAĞIN DOLU TARAFI..
Bardağın dolu tarafından bakmaya çalışırsak, bu dönemle birlikte dijitalleşmenin nimetlerinden çokça faydalandığımızı söylemek mümkün. Fiziki mesafeleri yıkıp, daha önce de sahip olduğumuz; ama fazla kullanmadığımız bir çok iletişim kanalını daha verimli kullanmaya başladık. Artık “offline”dan çok “online” da yaşar hale geldik. Sağlık önlemleri nedeniyle sosyalleşme ihtiyacımızı sanal aleme taşıdık.

DAHA FAZLA BİLGİ PAYLAŞTIK
Bu süreçte gerek Arkas Holding ve Arkas Kurumsal İletişim Direktörlüğü olarak, değişime çok hızlı adapte olduk. Kurumsal felsefemize uygun olarak, iletişim tonumuzda çok büyük bir farklılık yaratmadan, her zamanki şeffaflığımızı koruyarak daha  fazla bilgi  paylaşımına özen  gösterdik. Bu dönemin en hassas noktalarından biri bilgi kirliliği içinde kaybolmamak. Sosyal Medyanın gelişimi ile birlikte özel ve tüzel kişiler kendi mecralarına sahip oldular. Bu durum havada uçuşan , frekansı bozuk, bilgi kirliliğine neden oldu. Bu kontrolsüz durum iletişimin tonu kadar mecraların güvenirliliği ve bilginin kaynağı gibi konuların önemini bir kez daha  hatırlattı. İtibarınızı koruyacak, güvenilir  bilgi paylaşımı ve yönetimi, önem kazandı.

Esas Holding Kurumsal İlişkiler Direktörü BERRAK KUTSOY:
Olaylara farklı açılardan da bakabiliyoruz

Pandemi, gerek iş gerek özel hayatlarımızda birçok şeyi değiştirdi. Getirdiği zorlukların yanı sıra, bildiklerimizi sorgulamamıza, olaylara farklı açılardan da bakabilmemize vesile oldu. Bu noktada ben yeni dönemin iletişim tonunun ve dilinin daha kapsayıcı ve anlayışlı olduğunu düşünüyorum.

Eczacıbaşı Holding Medya İlişkileri Direktörü CEM TANRIKILICI:
“Ben” değil, “Biz” söylemi daha fazla öne çıkıyor 

Yeni dönemde; duygulara hitap eden, insanların kendilerini iyi hissetmelerini sağlayan, umut veren, yaratılan faydayı ortaya koyan içerikler artık çok daha fazla önem kazandı. İletişimin dili ve tonu da, bunlara paralel olarak şekilleniyor. “Ne kadar büyüdüm?” değil, “Topluma ne kattım?” yaklaşımı, “Ben” değil, “Biz” söylemi daha fazla öne çıkıyor ve toplu iletişim kanalları kadar bireysel iletişim de önem kazanıyor.

Anadolu Grubu Kurumsal İlişkiler ve İletişim Koordinatörü KAAN ÜNVER:
Pozitif, moral veren, samimi bir dille hitap ediyoruz

Pandemi süreci, küresel boyutta hayatımızın farklı alanlarında pek çok değişikliğe yol açtı. İletişimciler olarak, dijital bilgilendirmelerimizi, dijital ekip toplantılarımızı, e-bültenlerimizi ön plana çıkararak, ilk dijital röportajlarımızı ve ilk dijital basın toplantılarımızı yaptık. İçinde bulunduğumuz süreçte verimliliği artıracak bir adaptasyon süreci geçiriyoruz. Sürdürülebilirlik alanında yaptığımız çalışmaların önemi daha da çok ortaya çıktı ve bundan sonraki hayatımızda daha geniş bir rol oynayacak. Salgının devamında ve sonrasında bizlere düşen, paydaşlarımıza pozitif, moral veren, samimi bir dille hitap ederek, ekonomiye, topluma ve dünyaya fayda sağlayan çalışmalarımıza daha da ağırlık vermek olacak.

Yaşar Holding Gıda Grubu-(Pınar) Kurumsal İletişim Direktörü MEHMET AYKIRI:
Toplumsal projeler ile ilgili içerikler takdir görecek 

2020, tüm dünyada ve ülkemizde krizlerle geçen bir yıl oldu. Kriz günlerinde iletişimin önemi bir kat daha arttı. Globalleşen ve glokalleşen dünyada, habercilere ve iletişimcilere olan güvenin artması için doğruluk, dürüstlük, şeffaflık, hesap verebilir olma ve her şeyden önce samimiyete daha fazla ihtiyaç olduğu ortaya çıktı. Hızla gelişen dünyada iletişim kanalları ve iletişim tonları değişse de içerik her zaman önemini korumaya devam edecek. Bu sebeple okuyucu ile aynı tonda konuşan, doğru ve güvenilir içerikler her zaman tercih edilir olacak. Topluma fayda sağlayan projelerle ilgili içerikler daha fazla ilgi ve takdir görecektir...

Kale Grubu Kurumsal İletişim ve Kamu İlişkileri Bölüm Başkanı RANA BİRDEN:
“Çok taraflı paydaş iletişimi” hızla devreye girdi

Tüm dünya ile birlikte biz de 2020 yılında daha önce hiç deneyimlemediğimiz bir dönemden geçtik, geçmeye de devam ediyoruz. Hiç kimsenin öngöremediği ve ne zaman kontrol altına alınacağını dahi bilinmeyen bir krizle karşı karşıya kaldık. Bir anlamda “orkestra şefi” görevi olan iletişim birimlerinin zaten dip dalga olarak hissettikleri “çok taraflı paydaş iletişimi” modeli, hızlı bir şekilde devreye girdi. İş yapış şekilllerimiz baştan aşağı sorgulandı ve değişim başladı. Yeni dönemin kodlarının doğru bir şekilde çözülmeli, krizler 360 derece bakış açısıyla doğru analiz edilerek yönetilmeli. Hedef gruplar için ürünün kendisinden çok ürünün arkasındaki değer sunulabilmeli. Tüm bunlar için iletişim profesyonellerine hiç olmadığı kadar iş ve sorumlululuk düşüyor.

Koç Holding Medya İlişkileri Müdürü YELİZ ÖZ KARA:
Proaktif ve içgörülü bir yaklaşımı benimsiyoruz
Zamanın bu kadar hızlı aktığı ve dönüşümün devam ettiği bir evrende “Yeni dönemin iletişim tonu” gibi bir yaklaşımdan ziyade; zamanın ruhunu okuyan, içgörülü ve sahici bir iletişim yaklaşımı, kurumlar için adeta pusula işlevi görüyor.

Dünyada teknolojinin gelişmesi ile birlikte, kişiler arası iletişim yöntemlerinde ve medya alışkanlıklarında uzun süredir büyük bir dönüşüm yaşıyor. İletişim profesyonelleri olarak; konvansiyonel, dijital ve sosyal medyanın varlığını aynı anda yaşadığımız, bu medyaları çoklu bir iletişim stratejisiyle planladığımız ve yönettiğimiz bir evrenin de ortasındayız. Dolayısıyla artık medyadaki hiçbir aksiyon tek yönlü olmadığı gibi, bireyler ve kurumlar da çok yönlü bir diyaloğun parçası. 

KURUMLAR, ÇOK İYİ BİR DİNLEYİCİ OLMALI
İletişim süreçlerinde bireylerin her geçen gün daha da güçlendiği bir dünyada; kurumların çok iyi bir dinleyici olması kadar; sağduyulu bir cesaretle hareket etmesi ve ilerici düşünmesi kaçınılmaz bir gerçek. Koç Holding’te, Kurumsal İletişim ve Dış İlişkiler Direktörümüz Sayın Oya Ünlü Kızıl’ın liderliğinde, iletişim süreçlerimizde proaktif ve içgörülü bir yaklaşımı benimsiyoruz. Her zaman ve her koşulda doğruyu ve iyiyi pusula kabul ederek, samimi, şeffaf ve ilham veren bir iletişim stratejisiyle hareket etmeyi ilke edinirken, medya ilişkileri süreçlerimizi de bu doğrultuda yönetiyoruz. Zamanın ruhunun gerekliliklerini doğru tahlil edip, her geçen gün daha iyi bir dinleyici olmaya gayret ederken, risk ve kriz yönetimi gerektiren süreçlerimizi de topluluk şirketlerimizle ortak bir akılla yürütüyoruz.

Yıldız Holding Kurumsal İletişim Grup Direktörü TUĞÇE ALTINSOY:
“Açık iletişim kurma” ilkemizde değişiklik yok

Pandemi, daha önce benzerini yaşamadığımız bir kriz ortamı yaratsa da, Yıldız Holding olarak içeride ve dışarıda açık iletişim kurma ilkemizde herhangi bir değişikliğe yol açmadı. Sürecin ilk gününden itibaren, çalışanlarımız başta olmak üzere, tüm paydaşlarımıza net bilgilendirmeler yaptık. en büyük önceliğimizin “Çalışanlarımızın sağlığı ve ekonomik faaliyetlerimizin devam etmesi” olduğunu vurguladık. Öte yandan, salgının başında toplumda oluşan kaygı karşısında, tüm iletişim kanallarımız üzerinden “İşimizin Başındayız” mesajını verdik. Çalışan sağlığını azami seviyede gözeterek üretmeye ve halkımıza hizmet etmeye devam ettiğimizi açıkladık. İç iletişimde de “Nasılsın” ve “Dijital Koridor” gibi dijital uygulamalar üzerinden çalışanlarımızla kesintisiz bağlantı kurduk.