FARK YARATAN KSS PROJELERİ

Kendimizi sosyal medya gerçeğiyle donattığımız günümüz dünyasında, şirketlerin Kurumsal Sosyal Sorumluluk (KSS) ile ilgili performansları, toplum tarafından 7/24 gözlemlenebilir oldu. Bu alan "itibar riski" olarak tanımlanıyorsa da, tutarlı politikalarla bu konuyu yönetenler, tüm paydaşları nezdinde paha biçilemeyen "itibar ligi"ne girmiş oluyor. Bu noktada, genel müdürün/CEO'nun performansı önem kazanıyor. Sorumluluk konusunda "rol model" olan firmalar fark yaratıp örnek oluyor. Ekim 2019 sayımızda, KSS alanında "başarılı" kurumları, "projeleri" ve "liderleri" göreceksiniz.

Kurumsal Sosyal Sorumluluk (KSS) ile ilgili mesele, 1940’li yıllarda yönetim gurusu Peter Drucker tarafından getirildi. Drucker, iş dünyasının sadece paraya, yani kâra odaklı olmasının, ileride kendisiyle ilgili tehlikeli sonuçlar doğurabileceğini, örnekleriyle anlatırdı. Ancak Avusturyalıya kimse kulak asmadı! Onun yerine “İş dünyasının sosyal sorumluluğu kâr etmektir diyen” Nobel ödüllü (!) ABD’li iktisatçı Milton Friedman’ın yaklaşımı daha cazip geliyordu. Sonuçta; dünyanın duvara toslamasına “beş kala!” bizleri KSS kavramıyla tanıştırdı.

PROJELER, SORUNLARIN ÇÖZÜMÜ İÇİN YETERLİ Mİ?
Tarım alanlarına, içilebilir su kaynaklarına, göllere, denizlere, akarsulara, bitki çeşitliliğine, çocuklara, kadınlara, engellilere karşı o kadar hoyrat, duyarsız ve savsaklamacı bir yaklaşım içinde geçen bir yüzyılı geride bıraktık. Şimdi; başta iklim değişikliği, kontrol altına alınamayan dengesiz nüfus artışı, yoksulluk ve açlığın neden olduğu temel sorunlar, salgın hastalıklar, kitlesel göçler gibi problemler kapımızın önünde duruyor. Peki! Bu sıkıntılarla KSS ve en etkili kaynaklarla donatılmış projelerle mücadele etmek yeterli mi?

DARBOĞAZDA, BÜYÜME FIRSATI YARATIYOR
KSS “iyi bir şirket” olma duygusunun yeşermesinin yanı sıra, çalışanların bağlılıklarını hatta “mutluluklarını” tetikleyen, tüketicilerin ürün ve hizmet tercihlerinde rol oynayan, yatırımcıların uzun vadede “güvenilir ve itibarlı bir şirket” tanımlamalarını yapmalarını sağlayan; somut, ölçümlenebilir iş sonuçlarıyla doğrudan ilişkili. CEO'ların çoğu, KSS projelerinin ekonomik darboğaz dönemlerinde önemini artırdığı ve büyüme fırsatları yaratığı fikrinde. Haliyle KSS departmanları açılıyor ve bu işe daha fazla bütçe ayrılıyor.

CEVABI ARANAN SORULAR:
1 Kurumsal Sosyal Sorumluk  (KSS) projelerinde, hangi alanlara yoğunlaştınız? 
2 Tutarlı bir KSS, topluma ve kuruma ne tür yararlar sağlar?
3 Türkiye’deki kurum ve kuruluşların, bu konudaki faaliyetleri yeterli mi?
4 “Sürdürülebilir” bir dünya için kalkınma hedefleriniz ve yaptıklarınız neler?
5 “İtibar Yönetimi” nasıl olmalı? 

* “Stratejik İletişim Yönetimi” alanında akademik ve profesyonel birikimi ve yüksek referansları bulunan Salim Kadıbeşegil’in yazısından yararlanılmıştır.


ANADOLU GRUBU İCRA BAŞKANI HURŞİT ZORLU:
MİLYONLARCA İNSANIN HAYATINA DOKUNUYORUZ
Vakfımız ve şirketlerimiz aracılığıyla pek çok farklı alanda “Sosyal Sorumluluk” projelerimiz var. Anadolu Vakfı, başta eğitim ve sağlık olmak üzere, toplumsal gelişimi ve girişimciliği destekleyecek çalışmalar yürütüyor. Holding olarak yayımladığımız “Anadoludan Yarınlara Anadolu Grubu Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri Uyumluluk Raporu” yol göstericiliğinde stratejilerimizi gözden geçiriyoruz. Kalkınma hedeflerine yönelik farkındalığı artırmayı amaçlıyoruz.

Anadolu Efes Spor Kulübü’nün faaliyetleriyle spora 43 yıldır destek veriyoruz. Anadolu Efes markamızla 32 yıldır sinemaya, 27 yıldır tiyatroya, 12 yıldır da turizme destek veriyoruz. 

KAPSAMLI PROJELERE İMZA ATIYORUZ
“Gelecek Tarımda” ve “Gelecek Turizmde” gibi kapsamlı projeler yürütüyoruz. “Üretimde sıfır atık” çalışmalarını sürdüren Coca Cola, sürdürülebilirlikte alanında öncü bir konuma sahip. Migros; üreticiye, çiftçiye ve perakendeye kattığı güçle “ekonomik sürdürülebilirlik”te çok önemli bir rol oynuyor. Hem bugünün hem de geleceğin sektörü olarak stratejik önemdeki tarımda, Anadolu Grubu’nun pek çok şirketi önemli çalışmalara imza atıyor ki, bu sahadaki girişimlerin yanındayız. 
“Anadolu Etap”ın tarım işçilerinin çocuklarına kendi çiftliklerinde okul açarak kesintisiz eğitim sağladığı “MİÇO”, Anadolu Efes Spor Kulübü ve Anadolu Sağlık Merkezi’nin ortak çalışmasıyla meme kanserinde farkındalığı artırmayı amaçlayan “Pembe Top Sahada” topluluğumuzun “Sosyal Sorumluluk” projelerinin sadece birkaçı... Hayatına dokunduğumuz insan sayısını yüz binlerle hatta milyonlarla ölçebiliriz.
Bugün birçok saygın kurumumuz, topluma fayda sağlayan projeler geliştiriyor. Türkiye’nin önde gelen şirketlerinin, toplumun nabzını tutarak, ihtiyaçları tespit ederek, Kurumsal Sosyal Sorumluluk (KSS) planları içerisine, ilgili konuları entegre etmeleri gerekiyor. Büyük grupların, sivil toplum kuruluşlarının, devletin, vakıf ve derneklerin bu konularda bir bütünlük içerisinde çalışarak topluma destek olması önemli bir sorumluluk...

‘SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK’ KAVRAMI ODAĞIMIZDA YER ALIYOR
Odaklandığımız konuların ana çerçevesini “sürdürülebilirlik” kavramı oluşturuyor.  Şirketlerimiz, üzerlerine düşen sorumluluğun bilinciyle, uzun yıllardır pek çok çalışma yapıyor. Dünya üzerindeki milyonlarca insanın hayatına değer katabilme yolunda halen gidilecek uzun bir yol var. Açlığın sona erdirilmesi, toplumsal cinsiyet eşitliğinin tam olarak sağlanması, sağlık hizmetlerinin iyileştirilmesi, çocuklarımızın ve gençlerimizin nitelikli eğitim alabilmesi gibi birçok alanda, son noktaya kadar çalışmak, sürdürülebilir bir dünya için şart. “Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri” bu noktada dünya üzerindeki kurum ve kuruluşlar için sonraki adımlarına yönelik kılavuz niteliğinde.


PEGASUS HAVA YOLLARI GENEL MÜDÜRÜ MEHMET T. NANE:
ÖNCELİĞİMİZ, KADINLARA VE KIZ ÇOCUKLARINA YÖNELİK PROJELER 
Eylül 2018’de Sivil Toplum için Destek Vakfı (STDV) koordinasyonunda ve Toplum Gönüllüleri Vakfı (TOG) yürütücülüğünde “Yarınlara Uçuyoruz” isimli Kurumsal Sosyal Sorumluluk (KSS) projesini başlattık. Amacımız; gençlerin, toplumsal fayda ve dayanışma temelli fikirlerini desteklemek. Daha sürdürülebilir bir havacılık sektörü ve elbette iklim kriziyle mücadeleye katkı sağlamak için de çalışmalar yürütüyoruz.

“Yarınlara Uçuyoruz” ile gayemiz; gençlerin, kişisel gelişimlerine ve enerjilerini toplumsal faydaya dönüştürmelerine katkıda bulunmak. Toplam 20 proje destekliyoruz. Her bir ekibe uygulama için (bilet hariç) toplam 5.000’er TL hibe veriyoruz. İletişim çalışmalarına ek bütçe ayırıyoruz. 

GENÇLER BİZİ YÖNLENDİRİYOR
İlk sene ağırlıklı olarak eğitim-atölye, kültür-sanat, sağlık, çevre-ekoloji, toplumsal cinsiyet, kadın-çocuk ve mülteci hakları konularında başvuru yapıldı. Hedef kitleleri ise çocuklar, gençler, kadınlar ve mülteciler oldu. Bu sene kadın-kız çocuklarına yönelik projelere, toplumsal cinsiyet eşitliği ve hayvan haklarına öncelik vereceğiz. Hangi alana yoğunlaşmak istediklerine gençler karar veriyor ve bizleri yönlendiriyor.

HEDEFİMİZ, ÇEVREYE DUYARLI BİR FİLO OLUŞTURMAK
2012’de verdiğimiz 100 adet Airbus A320 NEO ve A321 NEO tipi uçak siparişimizle, çevreye daha duyarlı bir filo oluşturmak hedefindeyiz. Yeni Airbus NEO uçaklarımız, yeni nesil çevreci motorları sayesinde yakıt tüketimi ve karbon emisyonunda tasarrufun yanı sıra, motor sesi ve egzoz gazı emisyonlarında çarpıcı azalmalar sağlayacak. Diğer yandan, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü (SHGM) tarafından “Yeşil Kuruluş” unvanı aldık. Bu süreçte tasarlanmış uygulamalara hem genel müdürlük hem de teknik ve yer işletme yerleşkelerimizde, çalışanlarımızca titizlikle uyuluyor. 

ÖNCE TOPLUM...
“Kurumsal Sosyal Sorumluk”un şirketlere müşteri ve çalışan sadâkatini artırmak, itibar oluşturmak ve geliştirmek, rekabet avantajı yaratmak gibi faydaları var. Ancak en önemli nokta, topluma nasıl bir yarar sağlandığı olmalı. Sadece şirket düşünülerek bir KSS yaklaşımı oluşturulması mümkün olamaz, kabul edilemez. Toplum için yaratılan faydanın yanı sıra, şirkete katkıları kabul edilebilir. Önce toplum... Çünkü adı üstüne sosyal sorumluluk… Bu sorumluluğu alarak, toplum için gerçekten fayda yaratacak etkin işler yapmak da şirketlere düşüyor.
Türkiye’de yeni başlayan ve uzun yıllardır devam eden birçok başarılı KSS projesine şahit oluyoruz. Mutlu oluyor, gelecek için daha da umutlanıyoruz. Gerçekten topluma fayda yaratma ve ilgili hedef kitlenin hayatında olumlu bir değişim olmasını sağlama hedefiyle yapılan her iş, Türkiye için bir katma değer. Elbette her zaman daha fazlası mümkün.

10 YIL İÇİNDE BİYOYAKIT İLE ÇALIŞAN UÇAKLARIMIZ OLACAK
“Sürdürülebilirlik” öncelik verdiğimiz alanlardan. Sadece “Sosyal Sorumluluk” olarak değil, çevresel anlamda da… Özellikle bağlı olduğumuz regülasyonlar çerçevesinde, sektör olarak 2050’ye kadar emisyon salınımının 2020 seviyelerinde tutulması ve karbon nötral bir sektör oluşturulması amaçlanıyor. Teknolojik gelişmelerin beraberinde getireceği “biyoyakıt kullanımı”yla, emisyonların azaltılması söz konusu. Umuyoruz, önümüzdeki 10 yılda biyoyakıt ile çalışan uçaklarımız olacak. Bunun örneklerini artan şekilde görüyoruz.

‘İTİBAR YÖNETİMİ’ İNANARAK VE BİLEREK YAPILMALI
“İtibar Yönetimi” değeri ve ehemmiyeti son yıllarda anlaşılmaya başlayan bir kavram. İster bir kişi, ister bir marka veya kurum için olsun, günümüzün rekabetçi dünyasında kritik bir önem taşıyor. “İtibar Yönetimi” deyince içi boş, sadece itibarlı görünmek için yapılan çalışmalar olarak anlaşılmasın. İçi dolu, ağırlığı olan, samimi ve sahici çalışmalar olmalı. İnanarak ve bilerek yapılmalı.


PHILIPS TÜRKİYE CEO’SU HALUK KARABATAK:
DÜNYADA HER YIL 3 MİLYAR KİŞİNİN HAYATINI İYİLEŞTİRECEĞİZ

2030’a kadar dünyada her yıl 3 milyar kişinin hayatını iyileştirmeyi hedefliyoruz. Bu strateji doğrultusunda, küresel çapta sağlık alanında birçok araştırma yapıyoruz. Türkiye’de de, IPSOS ile birlikte sağlık trendlerini sorgulayan, halkımızın sağlığa bakışını ortaya koyan ve nabzını tutan bu çalışmanın ikincisini bu sene gerçekleştirdik. Riskleri kolayca görebiliyoruz. Araştırmayla farkındalığı artırmayı hedefledi.


MERCEDES-BENZ TÜRK İCRA KURULU BAŞKANI SÜER SÜLÜN:
TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTLİĞİNE ODAKLANDIK
KSS perspektifini, kurumun bir sorumluluk alanı olarak görüyoruz. Sadece kendimiz değil, çalışanlarımız ve ekosistemimizdeki diğer şirketleri de etkilemeye çalışan bir iş yapış modelini benimsiyoruz. Ayrıca KSS projelerine ayrılan bütçeden ziyade, kaç kişinin hayatına dokunduğunuz ve ne kadarını değiştirdiğimiz, daha değerli ve dönüştürücü. Çalışmalarımızda yarattığımız etkiye odaklanıyoruz.

“Sosyal Sorumluluk”u bir şirket kültürü olarak görüyoruz. Bu kültürün, şirketimizden başlayarak tüm çevrenin dönüşümüne katkıda bulunmasını hedefliyoruz. Projelerimizi hayata geçirirken toplum ile beraber hareket etmeyi önceliklendiriyor ve kamuoyunun ihtiyaçlarına yanıt verebilecek işler yapıyoruz. Bir projeyi tasarlarken öncelikle sorun alanlarını ve toplumdaki hassas grupların ihtiyaçlarını analiz ediyor, gerekli durumlarda revize ederek geliştiriyoruz. 

‘HER KIZIMIZ BİR YILDIZ’ PROJESİ...
Odaklandığımız alanlardan biri, toplumsal cinsiyet eşitliği meselesi. 15 yıldır, dezavantajlı konumdaki kız çocuklarının eğitimine ve genç kadınların istihdam edilebilirliğine katkıda bulunmak üzere “Her Kızımız Bir Yıldız” projesini yürütüyoruz. Bu kapsamda; Türkiye’nin 56 ilinde lise ve üniversite okuyan binlerce genç kadına eğitim bursu sağlıyor, kişisel ve mesleki gelişim eğitimleri veriyoruz. Bir diğer projemiz, sosyal ve çevresel fayda üreten sosyal girişimcileri desteklediğimiz “Mercedes-Benz Türk StartUP”. İlköğretim öğrencilerini trafik konusunda bilinçlendirmek üzere “MobileKids Trafik Eğitim” ile otomotiv sektörüne donanımlı personel yetiştirmek için meslek liselerinde hayata geçirdiğimiz “EML’miz Geleceğin Yıldızı” projelerini de yürütüyoruz.

AMACIMIZ, DAHA FAZLA İHTİYAÇ SAHİBİNE YARDIM
Özyapınız, özvarlığınız ve toplumsal algınıza uyumlu bir sosyal hedef belirleyerek topluma katkı sağladığınızda, sosyal sorumluluk çalışmalarınızı kurum kültürünüzle uyumlu ve tüm paydaşlarınızı kapsayacak şekilde oluşturduğunuzda, ürettiğiniz toplumsal değerin, hem topluma katkı sağladığına hem de marka değerine dönüşerek, markanızı güçlendirdiğine inanıyoruz. Toplumun ve ülkemizin gelişmesinin temel ihtiyaçları, şirketimizin sosyal sorumluluk çalışmaları gerçekleştirdiği alanların başında. Amacımız, tüm projelerimizde daha fazla ihtiyaç sahibine yardım ederek katkı sağlamak, kapsamımızı genişletmek, etkimizi arttırmak. Bu amacı benimseyerek çalıştığınızda şirket itibarınıza da doğal olarak katkı sağlamış oluyorsunuz. 

GERÇEK HİKÂYELERİN KONUŞULDUĞU BİR DÖNEM
Türkiye’de Kurumsal Sosyal Sorumluluk (KSS) çalışmalarında ilerleme kaydedildi ve her çalışmayı takdir ediyorum. Şirketler değerli KSS projeleri hayata geçiriyor ve etki alanlarını artırıyor. Daha önceki yıllarda, yapılan projelerin ne kadar kişiye fayda sağladığına bakılırken artık ne derece fayda sağlandığının önem kazanmasını bir ilerleme olarak değerlendiriyorum. Yani sayılardan, gerçek hikâyelerin, etkinin konuşulduğu bir döneme girdik. Türkiye olarak doğru yolda olduğumuzu; ancak yine de daha yapacak çok işimiz olduğunu görüyorum. İş insanlarının da, toplumsal sorumluluklarını önemsediği ve bu alanda kurumsal sorumluluklarının yanında, bireysel aksiyonlar da aldıkları yeni bir döneme giriyoruz. 

REHBERİMİZ, SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMA AMAÇLARI
Her işimizde kendimize “Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları”nı rehber olarak alıyoruz. Sürdürülebilir, ihtiyaca yönelik sosyal sorumluluk projeleri geliştirmek ve bunların etkilerini ölçmek çok önemli. Yürüttüğümüz tüm KSS faaliyetlerinin sürdürülebilir olmasına, küresel sürdürülebilirlik hedeflerine katkıda bulunmasına ve her aşamada etkisini ölçerek izlemeye öncelik veriyoruz.


ALLİANZ TÜRKİYE CEO’SU TOLGA GÜRKAN:
İYİ BİR ÇEVRE İYİ BİREYLER İYİ KURUMLAR VE İYİ BİR TOPLUM
Kurumsal Sosyal Sorumluluk (KSS) çalışmalarımızın ana eksenine “Toplumun yaşam kalitesini artıran sosyal bir marka olma” vizyonumuzu koyuyoruz. Bu kapsamda odağımızda; sürdürülebilirlik modelimizin temelini oluşturan alanlardan biri olan, önleyici çözümler çerçevesinde başlattığımız KSS programımız “Allianz Motto Hareket” yer alıyor. 

“Allianz Motto Hareket” gelecek nesillerimiz olan çocuklarda spor ve hareket konusunda kültürel dönüşüm yaratmayı amaçladığımız, 8 yıl sürecek bir proje. 

HEDEFİMİZ 68 BİN ÇOCUĞA ULAŞMAK 
Ege Çağdaş Eğitim Vakfı, Koruncuk Vakfı ve Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı iş birliğiyle, 7-12 yaş grubu çocuklarımızın sağlıklı gelişimlerine katkı sağlamak üzere çalışmaya başladık. 2020 itibariyle yatılı bölge okullarına yoğunlaşacağız. Hedefimiz toplam 68 bin çocuğa ulaşmak.
Çalışanların şirketin bir parçası olmaktan mutlu olduğu, müşterilerin de gurur duyduğu, toplum ihtiyacına uygun nitelikte ve sosyal farkındalık yaratan her türlü proje, sürdürülebilir kalkınmaya destek sağlar. Birleşmiş Milletler (BM) Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’ni benimseyen ülkelerin ve destekçisi olan kurumların, küresel bir dayanışmayla toplumlara kalıcı çözümlerle yardımcı olabilir.

MARKANIN HANGİ DEĞERLERE SAHİP OLDUĞU ÖNEMLİ
Artık şirketlerin müşterilerinin kalbine ve beynine sadece ürün veya hizmet satarak nüfuz etmesi mümkün değil. Bir markanın neyi temsil ettiği, hangi değerlere sahip olduğu, duyarlılığı ve iyi bir kurum olma yolundaki çabası ve hassasiyeti; paydaşları, markalara karşı daha duyarlı hale getiriyor. Ülkemizde, toplum ihtiyaçlarından hareketle üretilen ve başarıyla uygulanan birbirinden kıymetli sosyal sorumluluk projeleri var. 

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK MODELİMİZ, İLK NİTELİĞİNDE
Sürdürülebilirlik modelimiz ve stratejimiz, Türkiye’de sigorta sektöründe bir ilk niteliğinde. Bu modelle; BM Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri arasından “sağlıklı bireyler”, “toplumsal cinsiyet eşitliği”, “insana yakışır iş ve ekonomik büyüme”, “sürdürülebilir şehir ve yaşam alanları” ile “iklim eylemi”ne doğrudan katkı sağlıyoruz. Girişimcilik ve inovasyona destek vererek önleyici çözümler de sunuyoruz. 
İyi bir çevre, iyi bireyler, iyi kurumlar ve iyi bir toplum için kurumumuzun iş süreçlerini, sürdürülebilirlik prensiplerine uygun nitelikte dönüştürüyoruz. Ayrıca, BM Küresel İlkeler Sözleşmesi’ni ve BM Kadının Güçlenmesi Prensipleri’ni imzalayan ve GRI tabanlı sürdürülebilirlik raporu yayımlayan Türkiye’deki tek global sigorta ve emeklilik şirketiyiz. 

KÖMÜR YATIRIMLARINI SİGORTALAMAYI SONLANDIRACAĞIZ
En son hayata geçirdiğimiz sürdürülebilir çözümümüz, “Sürdürülebilir Yaşam Fonu”. Bu fonla bireysel emeklilik müşterilerimizin Borsa İstanbul bünyesindeki “Sürdürülebilirlik Endeksi”ne ve yurt dışındaki yabancı sürdürülebilirlik ürünlerine yatırım yapabilmelerine imkân tanıyoruz. İnovasyon ofisimizin önderliğinde; kurum içi ve kurum dışı girişimcilik programları gerçekleştiriyoruz. Çalışanlarımızın fikirlerini iş modeline dönüştürüyoruz. TÜSİAD’ın “Bu Gençlikte İş Var” yarışmasına destek veriyoruz, Etohum’la iş birliğimize devam ediyoruz. 
“İTÜ Çekirdek” ile verimli iş birlikleri yapıyoruz. Daha iyi bir çevre için çevresel ayak izimizi azaltmaya çaba gösteriyoruz. Bu sayede 2018’de, 2016’ya oranla kişi başı karbon ayak izini %1.8, elektrik tüketimini %6.1, kağıt tüketimini %22.5, doğalgaz tüketimini %19.2 azalttık. Allianz Grubu’nun sürdürülebilirlik stratejisi doğrultusunda, 2040’a kadar, kademeli olarak tüm kömür yatırımlarını sigortalamayı sonlandırmayı amaçlıyoruz. Sanata verdiğimiz destekle de, toplumsal gelişime çok yönlü katkıda bulunmaya devam ediyoruz.


AVON TÜRKİYE GENEL MÜDÜRÜ ORKUN GÜL:
ŞİRKETLERİ, KADINLARIN GÜÇLENMESİ İÇİN TEŞVİK EDİYORUZ

AVON, UN WOMEN tarafından yürütülen “Kadının Güçlenmesi Prensipleri Sözleşmesi”nin imzacısı oldu. Bu anlaşmayla diğer şirketleri de kadınların güçlenmesi konusunda teşvik ediyoruz. Hem iş dünyası hem de toplum için önemli olan kadın-erkek eşitliğini; sürdürülebilir büyüme, ekonomik ve sosyal gelişim için ve yeni fırsatlar için ön plana çıkaran “Kadının Güçlenmesi Prensipleri” yeni fırsatlar yaratıyor. 


AXA SİGORTA CEO’SU YAVUZ ÖLKEN:
EDİRNE’YE 25 BİN FİDANLIK BİR ORMAN KAZANDIRACAĞIZ

İklim değişikliğiyle mücadele için ormanlık alanların artırılmasına katkı sağlamayı da önemsiyoruz. TEMA Vakfı ile yaptığımız iş birliği sonucunda Edirne’ye 25 bin fidanlık bir orman kazandıracağız. Sera Çamaş’a da ağaç sevgisini desteklemek adına sosyal medyada başlattığı “Sanal Orman” projesi için teşekkür ediyoruz. Çocukların hayâllerinden güç alan sanal ormanı gerçek bir ormana dönüştürme fırsatı bulduğumuz için ayrıca mutluyuz.


DOĞA SİGORTA YÖNETİM KURULU BAŞKANI VE CEO'SU NİHAT KIRMIZI:
SOSYAL SORUMLULUK BİLİNCİ YÜKSEK BİR ŞİRKETİZ
Galatasaray Erkek Basketbol Takımı ile bir arada gerçekleşen sosyal sorumluluk çalışmalarına, çok daha geniş kapsamlı ve etkili projeler ekleyeceğiz.

Amatör branşlara destek vermenin yaşattığı haz ve gururu paylaşıp, toplumsal bilinci geliştirmeye hizmet etmek, kurumlara ayrı bir değer katıyor. Sosyal sorumluluk bilinci yüksek bir şirket olarak “Ağaç yaşken eğilir ilkesi” ile hareket ediyoruz. 
Ülkemiz gençliğine sporu sevdirmek ve başarılı sporcular yetişmesi için zemin sağlamak yönünde, uzun yıllardır çeşitli yerel, amatör ve üniversite kulüplerine de destek veriyoruz. Sigorta sektöründe spora destek ve yatırımın önünü açmış olmak ve yaptığımız sponsorluklarla yeni sponsorluklar oluşmasına yön vermekten mutluluk duyuyoruz.


ZORLU HOLDİNG YÖNETİM KURULU ÜYESİ SELEN ZORLU MELİK:
EŞİTLİĞİ SADECE KADINLAR DEĞİL ERKEKLER İÇİN DE İSTİYORUZ
Binlerce yıldır bize biçilen rollerin ötesine geçme vaktinin geldiğini görüyoruz. Geleceğin şirketleri arasında güçlenerek yerimizi almak ve yeni dünyayı takip ederek var olmak istiyorsak, bunu ancak kadınlar ve erkekler olarak yan yana durduğumuzda başarabileceğimizi biliyoruz.

Dünyada toplumsal cinsiyet eşitliğinin yüzyılı başladı. İş dünyası, artık bütün bileşenleriyle, toplumsal cinsiyet eşitliğinin öneminin farkına vararak üstüne düşen sorumluluğu almak için ciddi adımlar atıyor. Endüstri 4.0 çağında, nüfusun yarısını oluşturan bireylerin değişim gücünü ve yaratıcılığını iş süreçlerine entegre edemeyen şirketlerin, kurumların ya da toplumların gelişmesi ve ilerlemesi mümkün değil. 

‘TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTLİĞİ’ KOMİTESİ
Biz de “Kadının Güçlenmesi İlkeleri”ne imza atmış bir holding ve “Akıllı Hayat 2030” sürdürülebilirlik vizyonumuzun önemli bir parçası olarak, toplumsal cinsiyet eşitliğiyle ilgili çalışmalarımızı geliştirmeye devam ediyoruz. Zorlu Holding ve tüm şirketlerimizde gözettiğimiz toplumsal cinsiyet eşitliği konusunu, bir strateji çerçevesinde ele almaya başladık. Yol haritamız kapsamında liderlik hareketimizi başlatmak için şirketlerimizin yöneticilerinden oluşan “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Komite”sini hayata geçirdik. 

‘DAHA İYİ BİR GELECEK’ HAYÂLİ...
Eşitliği sadece kadınlar için değil, erkekler, toplum ve dünyamız için istiyoruz. Hayâlimiz, ekonomik ve sosyal olarak refah içinde hep birlikte yaşayabileceğimiz bir yapıyı kurmak için yan yana ve eşit şartlarda çalışabilmek... Toplumsal cinsiyet eşitliği çalışmalarımızla, kadın ve erkek hep birlikte eşitlikçi çözümler üreterek daha iyi bir gelecek hayâlini gerçeğe dönüştüreceğimize inanıyorum.


MITSUBISHI ELECTRIC TÜRKİYE BAŞKANI ŞEVKET SARAÇOĞLU:
FABRİKALARA, ÇEVRECİ ÜRETİM İMKÂNI TANIYORUZ
Mevcut kaynakların en etkili ve verimli şekilde kullanılması, gittikçe daha çok önem kazanıyor. Dünyada ve Türkiye’de “evden uzaya” kadar hizmet verdiğimiz tüm sektörlerde, ileri teknolojiyle donatılmış; enerji verimli, çevre ve kullanıcı dostu, uzun ömürlü, kaliteli ve akıllı ürün, sistem/hizmetlerimizle öne çıkıyoruz. Konutlar, ofisler ve kamuya açık tüm büyük projelerde tüketilen enerjiden tasarruf edilmesi büyük önem arz ediyor. Özellikle sanayideki kullanımı, üretimde ve üretim standartlarında düşüşe neden olmadan azaltılmalı.

Çevre dostu binalar, fabrikalar ve altyapı projelerinin; iklimlendirme, otomasyon, asansör, yürüyen merdiven ve görsel veri sistemleri için iddialı bir çözüm ortağıyız. Otomasyon çözümlerimizle sanayide ciddi oranda enerji tasarrufu sağlamanın yanı sıra, dünyanın en derin batırma tüp tüneline sahip Marmaray gibi hayatın içindeki projelere de enerji verimliliği alanında yüksek katma değer sağlıyoruz. 

KARBONDİOKSİT SALINIMINI AZALTIYORUZ
Markamızın Sanayi 4.0’a yanıtı olan dijital fabrika konseptimiz e-F@ctory ile fabrikalara çok daha hızlı, verimli ve çevreci üretim imkânı tanıyoruz. Konut, ofis ve endüstriyel klima sistemleri alanında; yapay zekâ teknolojileri ile donatılmış, A+++ enerji sınıfına ulaşan ve sistem ömrünü tamamlayana kadar çevreye dost bir yaklaşımla maksimum enerji tasarrufu sağlayacak sorunsuz bir ürün yelpazesi sunuyoruz. Mitsubishi Electric tarafından icat edilen ve sadece markamızın asansörlerinde bulunan kabin içi yüke göre asansör hızını belirleme teknolojimizle de yüksek enerji tasarrufu sağlıyor ve karbondioksit salınımını azaltıyoruz.

‘EKO DEĞİŞİM’ İLKESİ...
Mitsubishi Electric, tüm faaliyetlerini çevre yönetimi konusundaki tutumunu ifade eden “Eco Changes” (Eko Değişim) ilkesi doğrultusunda hayata geçiriyor. Enerji tasarrufuna yönelik yeni nesil teknolojiler geliştirmeye devam ederek markamızın 100’üncü yıl dönümü olan 2021’e kadar ürün kullanımından kaynaklanan karbondioksit salımını 2001 mali yılına kıyasla, üretimden kaynaklanan karbondioksit salımını ise 1991 mali yılına göre; %30’a varan oranda azaltmayı hedefliyoruz. 

CO2 EMİSYONLARI, 1.3 MİLYON TONA DÜŞÜRÜLDÜ 
Mitsubishi Electric üretim tesislerinde yüksek verimlilik sağlayan ekipmanların kullanımı ve operasyonların revizyonu gibi tedbirler sayesinde, üretimden kaynaklanan toplam CO2 emisyonları 1.43 milyon ton hedefinin de altına inerek 1.3 milyon tona düşürüldü. Pazarda kullanılmakta olan ürünlerden kaynaklanan CO2 emisyonları ise %36 düzeyinde azaltıldı. Gaz devre kesicileri, servo motorlar ve büyük video sistemleri gibi ürünlerin boyutları ve ağırlıklarının azaltılması sonucunda, üretimdeki kaynak girdileri %45 oranında azaltıldı ve birim başına su tüketimi %23 oranında düşürüldü.


BİGCHEFS KURUCU ORTAĞI VE YÖNETİM KURULU ÜYESİ GAMZE CİZRELİ:
ÜRÜN ALDIĞIMIZ KADINLARIN HAYATINA DOKUNUYORUZ
Birleşmiş Milletler (BM)’nin evrensel eylem çağrısı olan “Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri (SDG) zirvesindeki ‘İş Forumu’na katıldım. 2030 yılı için konulan 17 adet SDG’ye ulaşabilmek için “Neler yapılabilir?”i anlattım. Herkesten kendileri için en önemli 3 hedef söylenmesi istendi. Benimkiler; açlık, iklim değişikliği ve cinsiyet eşitliğiydi!

Dünyada her gece 815 milyon kişi yatağa aç giriyor. Bir kase sıcak çorbaya hasret insanların adedi bu kadar çokken ne yazik ki, yılda 990 milyar dolar gıda atığı oluşuyor. Tarlata üretilen mahsullerin %50’si tüketiciye ulaşana kadar depolama ve işletme sırasındaki hatalar nedeniyle israf oluyor. Gelecek neslin sesine kulak vermek zorundayız.

KADIN VE ERKEK EŞİT ŞARTLADA ÇALIŞIRSA AÇLIK VE YOKSULLUK KALMAYACAK
Cinsiyet eşitliğine gelince... 2030’a dek toplumda kadın ve erkek eşit şartlada çalışırsa bir Amerika ve Çin’in toplamı dünya ekonomisine katılacak ki, bu gerçekleşirse ne açlık ne de yoksulluk kalacak. ‘Toprağın Kadınlarından Sofralara’ projesi kapsamında ise ürün aldığımız kadınların hayatlarına dokunuyoruz. 


GARANTİ BBVA GENEL MÜDÜR YARDIMCISI EBRU DİLDAR EDİN:
KADINLARIN EKONOMİYE KATKIDA BULUNMASINI DESTEKLİYORUZ
Cinsiyet eşitliği konusunda sektörümüzde lider olmayı, daha çok kadına ulaşarak bu alanda harekete geçebilecek diğer kurumlara örnek olmayı hedefliyoruz. Bugüne kadar kadınların ekonomiye aktif katılımında hem bankamızda hem de müşterilerimize yönelik birçok çalışma ve ilki gerçekleştirdik.

Gender Loan (Cinsiyet Eşitliği Kredisi) sayesinde şirketler, cinsiyet eşitliğinde atacakları adımlarla daha uygun koşullarda finansman sağlama imkânı elde edecek. Üst üste üç kez “Bloomberg Cinsiyet Eşitliği Endeksi”nde yer almanın gururunu yaşadık. 

KADININ GÜÇLENDİRİLMESİ PRENSİPLERİ...
Garanti BBVA, Birleşmiş Milletler (BM) Kadının Güçlenmesi Prensipleri’ni (WEPs) Türkiye’den imzalayan ilk banka. 2015’te kurduğumuz “Cinsiyet Eşitliği Komitesi” üst yönetimdeki kadın oranını artırmak için kurduğumuz “Kadın Yöneticiler Programı”, “Aile İçi Şiddet Platformu”, “Annelik Deneyimi” projemiz, “Mentorlük” programımız, “Adil Ücretlendirme” politikamız, bilinçaltı önyargıya ve eşitliğe yönelik eğitimlerimiz, tabii ki ekonomik ve toplumsal kalkınma için kadının güçlenmesi prensibini temel alan “Bütünsel Kadın Girişimcilik Programı” gibi uygulamalarla birçok öncü adım attık. 

KADIN GİRİŞİMCİLER İÇİN 75 MİLYON DOLAR BONO İHRACI
Hem Garanti BBVA içinde hem de dışında kadınların iş yaşamı ve karar süreçlerinde daha aktif yer almasına ve böylece şirketlere ve ekonomiye katkıda bulunmasına destek verdik. Yurt dışı borçlanma programı çerçevesinde Dünya Bankası Grubu üyesi IFC (International Finance Corporation) ile kadın girişimcilerin finansmanında kullanılmak üzere 6 yıl vadeli 75 milyon dolar tutarında sosyal bono ihraç ettik. Şimdi ise Türkiye’de ve dünyada bir ilk olan ürünü hayata geçirmenin gurur ve mutluluğunu taşıyoruz.


GARANTİ BBVA GENEL MÜDÜRÜ RECEP BAŞTUĞ:
CİNSİYET EŞİTLİĞİ KREDİSİ, DÜNYADA VE TÜRKİYE’DE İLK
Ülkemiz koşullarına uyarladığımız yenilikçi uygulamalarımızla sadece bankamızın değil, müşterilerimizin de sürdürülebilir iş modelleri benimsemesini teşvik ediyoruz. Çevresel ve sosyal alanlardaki risk ve fırsatları en iyi şekilde yönetmelerine destek oluyoruz. Sürdürülebilir kalkınmadaki öncü ve lider rolümüz, tüm faaliyetlerimize yansıyor.

Garanti BBVA, Türkiye’den Dow Jones Sürdürülebilirlik Endeksi’nin (DJSI) Gelişmekte Olan Piyasalar kategorisine giren yine tek banka oldu. Sorumlu ve sürdürülebilir bankacılıkta elde edilebilecek en önemli başarılardan birini tekrar etmekten büyük gurur duyuyoruz. Uzun yıllardır, küresel gelişmeleri de yakından takip ederek, bu alandaki en iyi, en etkili ve fark yaratan çözüm önerilerini sunuyoruz. “Yeşil Kredi” yapısı bunun en güzel örneklerinden biri. Dünyada ve Türkiye’de ilk olan Gender Loan (Cinsiyet Eşitliği Kredisi) ile sürdürülebilir finansman, iklim değişikliği ve cinsiyet eşitliği gibi konularda Garanti BBVA’nın aldığı inisiyatiflere bir yenisini daha ekledik. 


AVİVASA CEO’SU FIRAT KURUCA:
‘HER YAŞTA DOLU DOLU YAŞA’ İLE, DAHA GENİŞ TOPLUMSAL FAYDA

Ürün ve hizmetlerimizle sağlamaya çalıştığımız bireysel ve toplumsal fayda anlayışını, “Her Yaşta Dolu Dolu Yaşa” Kurumsal Sosyal Sorumluluk (KSS) projemiz ile, daha büyük ve geniş bir toplumsal faydaya taşımayı amaçlıyoruz. Türkiye için yaşlanma gündemi belirleyebilecek, bilgi üretilmesine ışık tutacak ulusal düzeyde bir araştırmaya duyulan ihtiyaç bu günlerde kendini gösteriyordu. Biz de bu bilgi açığını kapatmak, akademik bilgi üreterek araştırmadan elde ettiğimiz bulguları paylaşmak ve mevcut durumu ortaya koymak istedik. Geleceğin yaşlılarının bugünden yaşlılıkla ilgili yaptıklarını, yaşlılık algılarını ve planlarını karşılaştırmalı olarak resmetme hedefiyle, özgün ve yenilikçi Türkiye temsili bir araştırma yaparak projemizin ilk adımını attık.


LENOVO TÜRKİYE GENEL MÜDÜRÜ EMRE HANTALOĞLU:
ÇOCUKLARI TEKNOLOJİ VE YARATICILIKLA BULUŞTURUYORUZ

Lenovo olarak akıllı dönüşüm vizyonumuz doğrultusunda, geleceğimizi emanet edeceğimiz çocuklarımızı teknolojinin inovasyon, tasarım ve yaratım süreçlerine dahil edecek imkanlar sunmak ülkemiz için de katma değer yaratabileceğimiz çok kıymetli bir misyon. Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı (TEGV) ile iş birliği yaparak teknolojiyi TEGV Diyarbakır Ergani Öğrenim Birimi’nde açılan Tasarım ve Beceri Atölyesi’ne taşıdık. Teknoloji ve yaratıcılığı buluşturan ve bir anlamda teknoloji sınıfı... Çocuklarımızın heyecanını ve sevincini paylaşmaktan çok mutluyuz.


BETEK BOYA GENEL MÜDÜRÜ TAYFUN KÜÇÜKOĞLU:
TARİHİ VE KÜLTÜREL DEĞERLERİMİZİ DESTEKLİYORUZ
Gelibolu Yarımadası’nda “Zafere Selam” duruyoruz. Burada yapacağımız her şeyi, tarihsel sorumluluğun bir gereği olarak, aklımızı, gönlümüzü ve ruhumuzu koyacağımız bir gönüllülük hareketi olarak görüyoruz. Bu uzun soluklu bir yolculuğun ilk adımı. Katkımızı, kalıcı eserler bırakarak sürdürmek istiyoruz.

Bugüne kadar tarihi ve kültürel değerlerimizi destekleyen birçok projeye imza attık. Milli bir değer olan Turkuaz rengi için Türkiye’de ilk kez sanat tarihi profesörü Gül İrepoğlu ile kaynak bir kitap oluşturduk. Ayrıca, Turkuaz Renk Koleksiyonu’nu hazırladık. Dolmabahçe Sarayı, Beylerbeyi Sarayı, Küçüksu Kasrı, Ihlamur Kasrı başta olmak üzere 11 saray, köşk ve kasrın restorasyon, koruma çalışmaları gerçekleştirdik. 3 bin 500 yıllık tarihi olan Gölyazı’da, Toplum Gönüllüleri Vakfı ile (TOG) birlikte 200’den fazla evi boyadık. Doğa Derneği ile birlikte Hasankeyf çarşısını yeniden renklendirdik. 
Markamız Filli Boya, Kültür ve Turizm Bakanlığı Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı ile imzaladığı protokol ile “Zafere Selam” projesini hayata geçirdi. Bu kapsamda, Şehitlikler ve Şehitler Abidesi, Dur Yolcu silüeti, 2 bin 100 gazi köy evleri ve köy okulları gibi birçok alanın, özgün yapısı korunarak bakımları yapılacak. 


VODAFONE TÜRKİYE İCRA KURULU BAŞKAN YARDIMCISI ENGİN AKSOY:
SOSYAL YATIRIMLARIMIZ ARASINDA KÜLTÜR ve SANATIN ÖNEMLİ PAYI VAR
Sosyal yatırımlarımız arasında kültür-sanatın önemli payı var. Vodafone Red markamızla, sanatın dijitalleşerek daha geniş kitlelere ulaşması için yenilikçi projelere imza atıyoruz. Türkiye’nin önde gelen çağdaş sanat müzelerinden biri olmaya aday OMM-Odunpazarı Modern Müze’ye ‘Dijital İletişim Sponsoru’ olarak destek veriyoruz. Bu kapsamda, dünyaca ünlü İngiliz sanat kolektifi Marshmallow Laser Feast’in ‘Ağaca Övgü’ ve ‘Bir Hayvanın Gözlerinden’ isimli iki büyük çaplı sanal gerçeklik deneyimi sanatseverlerle buluşuyor.


LİLA GROUP CEO’SU ALP ÖĞÜCÜ
GELECEK NESİLLERE DAHA YEŞİL VE YAŞANILABİLİR BİR DÜNYA 

Ülkemiz ve dünyamız için sürdürülebilirlik ve sosyal sorumluluk ilkelerimiz gereği çevre konusu, sahiplendiğimiz alanlardan biri. 2014’te gelecek nesillere daha yeşil ve yaşanılabilir bir dünya bırakma bilinciyle yola çıktmıştık. Endüstriyel ağaç tarımının gelişmesine katkı sağlıyoruz. 
Tüm ürünlerimizde sertifikalı endüstriyel ağaçlardan elde edilen selüloz kullanıyoruz ve doğal ormanlarımızın korunmasına destek oluyoruz. Migros ve TEMA ile gerçekleştirdiğimiz “Geleceğimiz için 10 Bin Fidan” hatıra ormanı projemiz de bu adımlardan biri. Doğada çözünebilen ambalaja da sahip olan Sofia markamız ile bu amaca öncülük etmekten gurur duyuyor, projelerimizin iş dünyasına örnek teşkil etmesini arzu ediyoruz.