GLOBAL DEĞERLERİ ESAS ALIYORUZ

KURUMSAL YÖNETİM İLKELERİYLE YÖNETİLEN BİR ŞİRKET OLAN YAŞAR HOLDİNG, UZUN YILLAR ÖNCE KURUMSALLAŞMA ÇALIŞMALARINI TAMAMLADI. GLOBAL DEĞERLERE UYGUN BİR YÖNETİM ANLAYIŞINA SAHİP OLAN ŞİRKET; VİZYONU, ÖNGÖRÜSÜ, KÖKLÜ VE SAĞLAM KURUMSAL DEĞERLERİ, KÜLTÜRÜ, ETİK ANLAYIŞI VE HALKA AÇIK ŞİRKETLERİ İLE KURUMSAL YÖNETİM ANLAYIŞINI BENİMSEMİŞ KURUMLARDAN BİRİ.

BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ İŞLETME FAKÜLTESİNDEN MEZUN OLDUKTAN SONRA, İZMİR’DE ENDÜSTRİYEL İLİŞKİLER VE İNSAN KAYNAKLARI DEPARTMANINDA İŞ HAYATINA BAŞLAYAN YAŞAR HOLDİNG YÖNETİM KURULU BAŞKANI FEYHAN YAŞAR, “BABAMIZ SELÇUK YAŞAR, VİZYONUYLA TOPLULUĞUN KURUMSAL YÖNETİM İLKELERİYLE YÖNETİLMESİNE ÖNCÜLÜK ETTİ” DEDİ.

BUSINESS LIFE EKİBİ OLARAK, YAŞAR HOLDİNG YÖNETİM KURULU BAŞKANI FEYHAN YAŞAR İLE GERÇEKLEŞTİRDİĞİMİZ KEYİFLİ SOHBETİMİZİ SİZ DEĞERLİ OKURLARIMIZ İÇİN KALEME ALDIK.

“YETENEĞİN YÖNETİMİNE ÖNEM VERİYORUZ”

Yaşar Topluluğu’nda, profesyonel yöneticiler ile iyi eğitim almış ve kendini yetiştirmiş aile bireyleri birlikte çalışarak kurumsal yönetimi oluşturuyor. Tecrübe, birikim önemli. Genç neslin vizyon ve ön görülerine de değer veriyoruz.

Yetkinliklerin ve yeteneğin yönetimine önem veriyoruz. Aile ve profesyonel yönetimin yetkilerinin ve sorumluluklarının belirlenerek dağıtılmış olması kurumsal işleyişi destekliyor. Katılımcı, dinleyen, sorumluluğu üstlenen bir yapıda, sevgi ve saygıyı koruyarak, takım ruhuyla ortak hedefe birlikte yürüyoruz.

Sizler gibi; soyadlarını marka yapmış ve yapmakta olan ailelere tavsiyeleriniz nelerdir?

Aile şirketlerinin uzun yaşaması çok önemli. Bugün dünyanın en büyük şirketleri, aile şirketi olarak yola çıkmış, ailenin ismini taşıyarak büyümüş ve sonrasında kurumsallaşarak sürdürülebilirliğe erişmiş şirketler.

3’üncü neslin sorumlulukları devralması, yönetim ve çalışan kadrolarıyla güçlü ekipler kurulması ve şirketlerin devamlılığının sağlanması ailenin ismi ve şirketler için çok önemli.


‘’DÖNÜŞÜME UYUM SAĞLIYORUZ’’

Yeni dönem stratejik yatırım alanlarınızı neler kapsıyor?

Stratejik yatırımlarımız, gelecek planlarımızla ilişkili. Büyük bir değişim ve dönüşüm yaşayan dünyada, dönüşüme biz de uyum sağlıyoruz. Gelişmelere paralel olarak enerji verimliliği, yenilenebilir enerji ve sürdürülebilirlik konusu yatırımlarımızda öne çıkıyor. Dijital dönüşüm konusu da yatırım alanlarımız arasında yer alıyor. Tüm bunların ötesinde, insan kaynağına yatırımın çok değerli olduğuna inanıyorum. Bulunduğumuz sektörlere ve pazarlara yatırımlarımız da devam edecek. Marka ve ürünlerimizin yurt dışında daha fazla ülkede var olması için ihracatı da stratejik yatırım alanı olarak görüyoruz.

Yakın zamanda yönetim kurulunuza yeni kadın üyeler katıldı. Topluluk olarak kadın istihdam hedefiniz nedir?

Kadın ve erkeğin her alanda eşit olması, eşit görülmesi gerektiğine inanıyor ve tüm iş kollarımızda kadın-erkek dengesini gözetiyoruz. Kadınların toplumda ve iş yaşamında güçlenmesini destekliyoruz. Çalışanlarımız içindeki kadın oranının artırılmasını hedeflerken, kadın çalışanlarımızın yetkinliklerinin desteklenmesi, onlara yeni iş alanları yaratılması öncelikli konularımız arasında yer alıyor.

Yönetimde kadın istihdam oranınızı bizimle paylaşır mısınız?

Yaşar Holding ve halka açık şirketlerimizde yönetim kurulunda kadın oranı %29-%58 seviyesinde. Kadın-erkek birlikte çalışarak ve yönetime dahil olarak daha iyi başarılar elde etmeyi hedefliyoruz.

Çağdaş kadın hangi özelliklere sahip olmalı?

Kadın-erkek fark etmeksizin iyi eğitim almak şart. Toplumun, iyi eğitim almış, kültür-sanat-spor alanlarında kendisini geliştirmiş, sivil toplumda çalışmaya, toplumsal sorunların çözümünde görev almaya gönüllü, aile ekonomisine önem veren, üretken bireylere ihtiyacı var.


‘’YENİ AKIMLARI TAKİP EDİYORUZ’’

Katılımcı yönetim şeklini benimseyen bir topluluk olarak; yeni akımları ve düşünceleri nasıl karşılıyorsunuz?

Katılımcı olmaya, farklı fikirleri dinlemeye, öğrenmeye ve ekibin güçlü yanlarına odaklanmaya önem veriyoruz. Çalışma şekilleri ve koşulları değişiyor. Yeni akımları izliyor, düşünceleri duyuyor ve dinliyoruz. Farklı nesillerin birlikte çalışma imkanı bulduğu bir yapıya sahibiz. Her neslin karakteristik özellikleri var. Herkesi ortak hedefte buluşturarak, birlikte uyum içinde çalışmalarını sağlayarak başarıya ulaşmak mümkün.

FEYHAN YAŞAR’IN SANAT TUTKUSU

Sanat ve müze tutkunuzu en yakın takip edenlerdenim. Yaşar Ailesi için sanat ne ifade ediyor?

Sanat ortak paydadır. Herkesi bir araya getiren, çatışmaları önleyen, kelimelerden ziyade görsel ifadelerle insanları birleştiren bir güzellik. Sanatın her türüne saygı duyuyorum.

Yaşar Ailesi için de sanat çok önemli ve vazgeçilmez. Dedemiz Durmuş Yaşar, Kemeraltı Şeritçiler Çarşısı’ndaki dükkanında bazı dar gelirli amatör ressamlara bedelsiz boya, fırça ve paletler verir, bazı sanatçılara ödeme kolaylığı yaparmış. Boya ve renk dünyasına ilgisiyle boya ticaretine atıldığını, boya üretimine başladığını hep anlatırdı.

DYO Resim Ödülleri Yarışmaları bu dönemde mi başladı?

1967 yılında DYO Resim Ödülleri yarışmasının başlaması da onun hayaliyle başladı, 55 yıldır devam ediyor. Ülkemizin usta resim sanatçılarının gençlik dönemlerinde katıldıkları yarışma, gelişimi de gözler önüne seriyor.

1985 yılında babam Selçuk Yaşar’ın gayretleriyle Alsancak’ta eski bir İzmir evini restore ederek müze haline getirdik. Türkiye’nin ilk özel resim müzesi olan Selçuk Yaşar Resim Müzesi, daha sonra açılan galeriyle büyüdü. Bugüne kadar 286 sergiye ev sahipliği yaptı.

Özel ilgili alanlarınız olan tarihe ve arkeolojiye desteğinizi biliyoruz. Gastronomi ve mutfakla da ilgileniyorsunuz. Bu konularda neler yapıyorsunuz?

Tarih ve arkeoloji benim için bir tutku. Değerlerine ve geçmişine sahip çıkan toplumların ve bireylerin gelecekleri üzerinde de söz sahibi olabileceklerine inanıyorum. Anadolu, tarih boyunca çeşitli kültürlerin ve medeniyetlerin buluştuğu noktada yer alıyor ve güçlü bir kültürel mirası barındırıyor. Bu nedenle kültürel mirasımızın ortaya çıkarılması ve korunmasını gelecek nesillere olan sorumluluğumuz olarak görüyorum. Tarihi yerleri geziyor, okuyor, daha fazla bilgi edinmek için teknolojinin imkanlarından da yararlanıyorum.

Kültürel mirasımızın ortaya çıkarılmasına verilen desteğin sadece kurumsal değil, bireysel olarak da artması gerektiğine inanıyorum. Bu inançla, 2011 yılından bu yana Seferihisar’daki Teos Antik Kenti kazılarına bireysel destek veriyorum.

Gastronomi ve mutfak da diğer ilgi alanlarım. Yeni yerler geziyor, gezdiğim yerlerin kültürünü ve özellikle mutfak kültürünü tanımaya çalışıyorum. Yöresel ürünleri deniyor, takip ediyor, deneyimleri gözlemliyorum.

YAŞAR TOPLULUĞU’NUN GLOBAL YAŞAMI

Evrensel bir iş insanımız, Lüksemburg Ege Bölgesi Fahri Konsolosu olarak; iki ülke ilişkilerinde köprü olma misyonunuzla neler yapmayı hedefliyorsunuz?

Bir iş insanı olarak, ülkelerle kurulan ekonomik ve sosyal ilişkilerde misyonum, Lüksemburg’un İzmir ve Ege Bölgesi Fahri Konsolosu olmamla sınırlı değil. Ülkemizin tüm dünya ülkeleri ile ilişkilerinin güçlenmesinin, ülkemizin tanıtımının ve değerlerin paylaşımının, sanayi ve toplumsal ilişkilere de olumlu katkıları var. Burada da ekip olarak hareket etmenin değerli olduğuna ve fayda sağlayacağına inanıyorum.

Aktif politikaya girmeden ülke sorunlarına kayıtsız kalmamayı nasıl başarıyorsunuz?

Toplumun ihtiyaçlarına ve sorunlarına duyarlı bir vatandaş olarak yetiştirildik. Okul çağlarından bu yana ülkemizde yaşananların farkındaydım. İhtiyaçları gördüm ve sorunların çözümünde görev almaya gönüllü oldum. Sivil toplumda aktif görev alarak, mevcut durumu analiz ederek bugün ve gelecek için çözümlerin parçası olarak üzerime düşen görevi yapıyor, katkı sağlamayı sürdürüyorum.

Gıda ve içecek sektörünün Türkiye ekonomisindeki yeri ve önemi için sinyaller ne diyor?

Gıda ve içecek sektörleri, tüm dünya için kritik ve stratejik öneme sahip sektörler. Gıda ve içecek üretim faaliyeti, tarım sektörü ve onun gelişimiyle de yakından ilgili. Tarımsal üretim, gıdanın güvenli geleceğinin teminatı.

Türkiye, jeopolitik konumuyla değer zincirinde önemli bir yere sahip. Çevre ülkelerin ihtiyaçları, gıda ve içecek sektörlerinde net ithalatçı olan ülkeler için Türkiye’nin bir üretim üssü olma durumunu kuvvetlendiriyor.

Yaşar Topluluğu olarak Türkiye’de gıda ve içeceğin de içinde bulunduğu tarımsal sanayinin öncüsüyüz. Türkiye için tarım ve gıda sektörleri, toplumsal refah ve iyi yaşam koşulları sağlamada önemli bir potansiyele sahip. Bu potansiyele inanarak, toplumsal kalkınma, ekonomik, sosyal ve kültürel yaşamları iyileştirme ve geliştirmede önemli rolü olan sektörlerimizin gelişimi için yatırım yapmaya devam ediyoruz.

PınarOnline platformunuz gıda ve içecek sektörüne nasıl bir değişim yaşattı?

Her sektör gibi gıda ve içecek sektörü de değişim yaşıyor. Tüketici alışkanlıklarına ve itiyaçlarına paralel olarak ürünlerimiz, tedarik ve hizmet şekillerimiz değişiyor. Bu değişime uyum sağlayarak, tedarik zincirimizi güçlendirerek, sağlıklı gıdaya yönelen, fonksiyonel ürünleri tercih eden tüketicilerimizin beklentilerine uygun ürünler geliştiriyor ve sunuyoruz. Tüketicilerin satın alma davranışlarındaki değişiklikleri ve sektörel gelişimleri izleyerek PınarOnline platformunu kurduk. Yarım asra yakın süredir tüketicilerine sağlık, yenilik ve yaşam pınarı olan Pınar ürünlerini ve ihtiyaçlara uygun ürünleri PınarOnline üzerinden tüketicilerimize ulaştırıyoruz.

“4 AR-GE MERKEZİMİZ VAR”

Yerinde üretim, Ar-Ge ve İnovasyon çalışmalarınız nasıl büyük bir değere dönüşüyor?

Bilim ve bilgi, büyümenin en etkili araçlarından biri. Ar-Ge ve inovasyon, sürdürülebilir kalkınmada, yaşam kalitesini iyileştirmede ve kurumlara rekabetçi avantaj kazandırmada büyük öneme sahip.

Yaşar Topluluğu olarak bu alanda güçlüyüz. Bugün 4 Ar-Ge merkezimiz var. Her yıl 100’ün üzerinde yeni ürün ve yeni ambalaj çalışması yapılıyor. Ayrıca, sürdürülebilirlik anlayışımız kapsamında ürün ve ambalajlarda sürdürülebilirlik temelli iyileştirmeler de yapıyoruz.

Ar-Ge’deki uzmanlığımızla, Türkiye’de ve dünyada tüketicilerimizin beklentilerini karşılayan sayısız ürün kazandırdık. Her coğrafyada tüketicilerimizi dinleyerek, anlayarak ürünler geliştirdik, kategoriye isim veren ürünler yarattık. Pınar Labne, bu ürünler için iyi bir örnektir. Körfez Bölgesi’nde bir kategori yaratarak, rekabeti destekleyip yeni markaların bu pazarda var olmasını sağlayarak ülkemiz ekonomisi için de değer yarattık. Pınar markasıyla yaratılan güç, BAE’de bir üretim yatırımı yapma fikrimizi destekledi ve yurt dışındaki ilk gıda üretim tesisimizi Abu Dabi’de açtık.

Türkiye’de entegre üretimde ilklere imza atmakla sektörünüze nasıl yön verdiniz?

Ülkenin sanayileşme sürecinde birbirini destekleyen sektörlere girerek entegrasyonu yarattık. Tarımsal üretimde de üreticiyi destekleyen bir yapıyı kurguladık. Süt ve et sektörlerinin ilk özel teşebbüslerini kazandırdık. Ardından yem sektörü, su sektörü, balıkçılık sektörü, hindi yetiştiriciliği gibi zinciri bütünleyen diğer sektörler eklendi.

Tüm bu girişimlerimizle sektörlerimize yön verdik, öncülük ettik. Sonrasında, Ar-Ge ve inovasyonun gücüyle kazandırdığımız ürünlerimizi, satış ve pazarlama ekiplerimizin uzmanlığıyla hedef kitlelerimizle buluşturduk. Değer zincirimizin her halkasını güçlü tutarak birçok sektörümüzde liderliğimizi sürdürüyoruz.

77 yıllık başarımızın kaynağı: “İNSAN”

Yaşar Topluluğu yıllar içinde yaratmış olduğu bu altyapı ve insan kaynağı ile nasıl avantajlı konumdadır?

Yaşar Topluluğu’nun 77 yıllık başarı öyküsünde girişimciliğinin, Ar-Ge ve inovasyondaki gücünün, üretim, satış ve pazarlama alanlarındaki uzmanlığının, iş ortaklarıyla kurduğu sağlam bağın etkisi büyük. Bu başarıda en temel unsur elbette ki insan kaynağımız.

Babamın bir sözü vardır: “İş yerlerini insanlar kurar, insanlar çalıştırır. Sermaye ile yaratılmayacak eser yoktur. Ama o esere ruh verecek, canlılık verecek olan insandır.” İnsan kaynağını geliştirmek, birlik ruhuyla çalışmaya teşvik etmek önemli. Yenilikçi, gelişime açık insan kaynağımızı yeni çağın yetkinlikleriyle destekleyerek geleceğin insan kaynağına da yatırım yapmalıyız. Geleceğin meslekleri, insan kaynaklarının bugünden değişimini gerektiriyor. Biz de bu değişime uyumlanıyoruz.

Sürdürülebilirlik yolculuğunuzda Yaşar Topluluğu 2030 iş hedeflerinde neler var?

“Daha iyi bir yaşam için tüm paydaşlarımıza iyi bakmak”, sürdürülebilirlik anlayışımızın temelini oluşturuyor. 2007 yılından bu yana sürdürülebilirlik konusunu tüm şirketlerimizde odağımıza alarak doğru adımları atmak, geleceğe bugünün kaynaklarını taşıyabilmek için çalışıyoruz.

İklim krizinin etkilerinden doğrudan etkilenen sektörlerde var olma ve bu sektörlerin öncüsü olma sorumluluğuyla 2010 yılından bu yana sera gazı ölçümlerini yapıyor, su yönetimi, enerji verimliliği, atık yönetimi, plastik azaltımı gibi doğal kaynaklara doğrudan etki eden konularda projeler geliştiriyor, sürdürülebilirlik faaliyetlerimizi her yıl yayınlanan ve on şirketimizin veri ve bilgileriyle hazırlanan Yaşar Sürdürülebilirlik Raporu ile kamuoyuyla paylaşıyoruz.

2020 yılı için belirlediğimiz karbon emisyonlarımızı yüzde 15 azaltma hedefimizi büyük ölçüde gerçekleştirdik. 2030 ve 2050 yılları için Türkiye’nin ve Avrupa Birliği’nin İklim Eylem Planı ve Avrupa Yeşil Mutabakatı gerekliliklerine uyumda, belirlenen hedeflere ulaşmak için bilim temelli yaklaşımı esas alıyoruz. Şirketlerimizde bilim temelli hedef belirleme çalışmalarını hızlandırdık.

2021 yılı raporumuzu geçtiğimiz haftalarda yayınladık. Doğayı rehber edindiğimiz sürdürülebilirlik yolculuğumuzda tüm paydaşlarımızı da yanımıza alarak etkimizi genişletmeyi hedefliyoruz.

DEĞİŞİM, KURUMLARIN İTİBARINI DA ETKİLİYOR!

Yeni dönemde itibar yönetimine dair nasıl dinamikler geliştireceksiniz?

Dünyadaki değişim, kurumların itibarını da etkiliyor. Geçmişte sadece en iyi ürün ve hizmeti sunan şirketler itibar kazanırken, bugün dünyanın geleceği için bugünden çalışan şirketlerin, dünya sorunlarının çözümünde elini taşın altına koyan şirketlerin itibar kazandığını görüyoruz.

İtibar, söylediklerimizden çok yaptıklarımıza dayanıyor. 77 yılda edindiğimiz itibar, geçmişten bugüne ekonomiye, topluma, çalışanlarımıza, iş ortaklarımıza kattığımız değerle ilişkili.

“Söylediklerimizi yapmanın ve yaptıklarımızı doğru anlatmanın itibar için önemli olduğuna inanıyorum.”

Yaşar Topluluğu, etik kurallara bağlılığı, sorumlu üretim anlayışı, ürün ve hizmetlerinin kalite ve tutarlılığı, yaratılan marka güveni, toplumun gelişimini destekleyen uzun soluklu toplumsal katkı projeleriyle iş dünyasında ve toplumda yer edinmiş topluluklardan... Söylediklerimizi yapmanın ve yaptıklarımızı doğru anlatmanın itibar için önemli olduğuna inanıyorum.

Kurumsal değerlerimiz, vazgeçilmezimiz ve her daim yol göstericimiz oldu. Değerlerimizle bugünlere geldik ve bizi geleceğe yine değerlerimiz taşıyacak. İnsan kaynağı ve yenilikçilikte yarattığımız değerler, üretirken doğaya duyduğumuz saygı, tüketicilerimiz ve iş ortaklarımızla kurduğumuz güçlü bağ ile büyüyeceğiz.

Yeşil-kırmızılı Karşıyaka Spor Kulübü’nün en büyük destekçisi Yaşar Holding olma serüveniniz nasıl başladı ve nasıl devam ediyor?

Karşıyaka Spor Kulübü’ne olan desteğimiz 1958 yılına dayanıyor. Babam Selçuk Yaşar, Cumhuriyet’in ilk yıllarında yerleştikleri Karşıyaka’ya her zaman güçlü bir bağ ile bağlıdır. Bu bağ, spora olan tutkusuyla 1958 yılında Karşıyaka Spor Kulübü Başkanı olmasıyla güçlenmiş, iki dönem başkanlık yapan babam için “bitmeyen sevda”ya dönüşmüştür.

Yaşar Topluluğu olarak 60 yılı aşkın süredir kulübe olan desteğimizi sürdürüyoruz. Kulübün, faaliyet gösterdiği tüm spor dallarında gelişmesi için destek verdik, vermeye de devam ediyoruz.

1994 yılında açılan KSK Selçuk Yaşar Tesisleri’nde her yıl yüzlerce çocuğun spor eğitimi almasına olanak sağlıyoruz. 1998 yılından bu yana Pınar markamızla Karşıyaka Basketbol Takımı’nın isim sponsoruyuz. Pınar Karşıyaka, yurt içi ve yurt dışında büyük başarılara imza atıyor.

Eğitim, kültür-sanat gibi spora olan desteğimiz de devam edecek. Toplumun bu alanlarda gelişiminin ülkemizi geleceğe taşıyacağına inanıyorum.

FEYHAN YAŞAR’IN AJANDASINDA ÖNE ÇIKAN BAŞLIKLAR

- Dünya bir dönüşüm içinde. Ekonomik, sosyal ve çevresel anlamda dönüşüme şahitlik ediyoruz.

- Hem makro hem de mikro gelişmeleri dengeli yönetmeye, her zamanki gibi iyimserliğimizi korumakla birlikte tedbirli olmaya devam ediyoruz.

- Piyasa risklerinin yakından takibi, etkin likidite ve çalışma sermayesi yönetimi de önceliklerimiz arasında yer almaya devam edecek.

- Sürdürülebilirlik, inovasyon ve dijitalleşme ise önceliğimizde olan üç önemli başlık.

- Dünyada ve Avrupa’daki gelişmeleri yakından takip ediyoruz.

- İnovasyon, topluluk kültüründe yer bulan ve bize “ilklerin öncüsü” olma sıfatını kazandıran konulardan ve ajandamızın ön sıralarında yer almayı sürdürecek.

- Dijitalleşme ise pandemiyle birlikte hız kazanan, kurumların ve bireylerin son iki yolda çok önemli yol katettiği bir konu.

- Dijitalleşme de öne çıkan başlıklarımızdan biri.

FEYHAN YAŞAR’IN YAŞAM BOYU TEMPOSU
- Sabahları kaçta uyanıyorsunuz? Yoğunluğun üstesinden gelmek için iş programınızı nasıl planlıyorsunuz?

Sabahları erken kalkarım. Haftalık programla çalışıyorum. Mesai saatlerini programlar, kalan zamanımı aileme, sosyal yaşama ve hobilerime ayırırım.

- İş ve sosyal hayat arasındaki dengeyi korumanın formülü nedir?

Dengeyi korumanın formülü; zaman yönetimi. Zamanımı iyi yönetmeye çalışırım. Uzun yıllara dayanan deneyimlerle, iş ve özel yaşam dengesini korurum. Dinlenmeye, kültür-sanat etkinliklerine ve hobilerime mutlaka zaman ayırırım. İş temposunda bazı aksamalar olabiliyor. Zaman yönetimi ile planlı ve programlı olmak, dengeyi korumak şart.

- Basın dostu, gazetecilerin dilinden anlayan bir yaklaşım ve iletişim, size ve Yaşar Topluluğu’na hangi katma değerleri sağlıyor?

Basınla ilişkimizin temelinde saygı var. Basına ve basın mensuplarına her zaman saygı duyarız. İlişkilerimizde her zaman samimi ve şeffaf davranırız. Sektörlerimizle, şirketlerimizle ilgili her türlü bilgiyi dürüstçe paylaşır, konuların hedefi olmak yerine kaynağı olmayı seçeriz.

Medyanın çeşitlenmesiyle kurduğumuz ilişki de çeşitleniyor. Topluma verdiğimiz mesajlarda artık çeşitli kanalları kullanıyoruz. Hepsinde de dürüst, insancıl, bizi doğru yansıtan, olduğumuz gibi algılanmamızı sağlayan bir yol izliyoruz.

Basınımız her zaman yanımızda oldu. Sizin aracılığınızla yeniden teşekkür etmek isterim. Yaşar Topluluğu’nun başarısında, doğru mesajlarla topluma ulaşmanın ve basınla kurulan seviyeli iletişim ile birlikte basın mensuplarının bize olan güveninin katkısı büyüktür.

‘’YENİ BİR MÜZE HAZIRLIĞINDAYIZ’’
m Benim küçük bir koleksiyonum var ama kurumsal koleksiyonlara inanıyorum. İzmir’e ve bölgemize kazandıracağımız yeni bir müze hazırlığındayız ve heyecanlıyız. 6.000 metrekare alana sahip Yaşar Müzesi’nde DYO Resim Ödülleri’nin ödüllü eserlerini, Ege yöresine ait halı/kilim koleksiyonunu ve 1.185 adet arkeolojik eseri sergileyecek, dönemsel sergilere de müzemizde ev sahipliği yapacağız.