HEDEFİMİZDE AVRUPA VAR

Alaçatı Muhallebicisi CEO'su Bülent Sarı, Cumhuriyetimizin 100. yılında 100 şube hedeflerini yakalayıp aştıklarını söylüyor. 104 mağazalarına 2024'te 14 mağaza daha ekleyeceklerini belirten Sarı, "Şimdi Alaçatı Muhallebicisi'ni Avrupa'da büyütmek istiyoruz. Öncelikle Almanya ve Avusturya'da mağaza açmayı planlıyoruz. Yurt dışına kendi mağazalarımızı açarak çıkacağız" diyor.

Bülent Sarı, Alaçatı Muhallebicisi’ni başarıyla yönetirken önemli bir marka ve büyüme hikayesine de imza atıyor. Sarı ve Özler ailesinin ortaklığında kurulan Alaçatı Muhallebicisi’nin yönetimi bugün tamamen CEO Bülent Sarı’ya emanet. 2012’de İstanbul ve Alaçatı’da toplam 3 mağazayla başlayan serüven, bugün 104 şubeyle ülke genelinde sürüyor. Alaçatı Muhallebicisi’nin tabelasını henüz asamadıkları şehirler de var. Alaçatı Muhallebicisi CEO’su Bülent Sarı, 2024’te 14 mağaza daha açacaklarını önce içeride ve olmadıkları şehirlerde büyüyeceklerini söylüyor. Sarı’nın asıl büyük hayaliyse Alaçatı Muhallebicisi’ni Avrupa'ya taşımak.. Sarı, “COVID-19 pandemisini yaşamadan önce bir planımız vardı. İki ülkede mağaza kiralamaktan son dakikada vazgeçtik. Cumhuriyetimizin 100. yılında 100 mağaza hedefimizi aştık. Şimdi Alaçatı Muhallebicisi’ni Avrupa’da büyütmek istiyoruz. Öncelikle Almanya ve Avusturya’da mağaza açmayı planlıyoruz. Kendimizi test edeceğiz. Türkiye’ deki iş modelimizi Avrupa’ya uyarlayacağız. Yurt dışına kendi mağazalarımızı açarak çıkacağız” diye anlatıyor. Sıfırdan bugün Türkiye’nin her yerinde tanınan bir marka yaratmayı başaran Alaçatı Muhallebicisi CEO’su Bülent Sarı, ilk röportajını Business Life Dergisi’ne verdi. Sarı, sorularımızı şöyle yanıtladı:

Alaçatı Muhallebicisi’nin kuruluş hikayesini öğrenebilir miyiz? Siz Ağrılısınız. Egeli bir marka yaratma fikri nereden çıktı? Marka öyküsünü nasıl kurguladınız?

Biz aile olarak 40 yıldır hayvancılık ve hizmet sektöründeyiz. Yıllardır et lokantaları işletirken daha çok kafeterya, dondurma motivasyonuyla Alaçatı Muhallebicisi’ni açma kararı aldık. Alaçatı’nın büyüyen bir trendi, Ege’nin de incisi olması nedeniyle Alaçatı’dan ilham aldık. Alaçatı evleri konseptinde restoranların birçok kentte olabileceği, gri, yoğun kentlerde mavi, beyaz ve pastel renklerin hayat bulabileceği öngörüsüyle 2012’de yola çıktık. 2012’de İstanbul ve Alaçatı’dan başlayarak 1 yılda 3 şube açarak test ettik. Daha sonra tüm Türkiye’de şubeler açmaya başladık.

Alaçatı Muhallebicisi ile nasıl bir büyüme yolculuğu yaşadınız?

Alaçatı Muhallebicisi’nin mağazalaşma sürecinde 12’nci yıldayız. Mağazalaşmadan 3 yıl önce Ar-Ge, çalışması yaptık. Ürün ve konseptle ilgili çalışmalarımız oldu. Ben 2012 yılından beri üretim, pazarlama ve mağazacılık tarafında görev alıyorum.

Kaç restorana ulaştınız?

Yazlık noktalarımızla beraber şu anda 104 şubedeyiz.

Türkiye’de olmadığınız şehir kaldı mı?

Türkiye’de olmadığımız birkaç şehir var.

Olmadığınız şehirlerde restoran açmayı düşünüyor musunuz?

Tabii ki düşünüyoruz. Restoran açarken belirlediğimiz bazı kriterler var. O kriterlere uygunluğu yeni mağazacılık ekiplerimiz dönem dönem kontrol ediyor. Mevsimsel olarak beşinci şubeyi açtığımız noktalarımız olduğu gibi olmadığımız şehirlerde de bazı kriterlere dikkat ediyoruz.

Yeni bir bölgede mağaza açmadan önce nasıl kriterleriniz var?

Öncelikle gelir düzeyine, tüketim alışkanlıklarına ve lokasyonlara bakıyoruz. TÜİK verilerini inceliyoruz, rakip analizleri yapıyoruz. Mevcut özel okulların durumuna, devlet erkanının orada ne kadar çok kurumu olduğuna bakıyoruz. Daha sonra lokasyon ve nokta verimliliklerini inceliyoruz. Gelecek projeksiyonuna yani devletimizin veya ülkenin oradaki projelerine bakarak ilerliyoruz.

Peki amiral gemisi restoranlarınız nerede ve hangileri?

Tabii gönül ister Alaçatı şubemiz olsun. Alaçatı şubemiz yılın 2-3 ayı amiral gemisi şubemiz.

Yıl genelinde İstanbul başta olmak üzere Ankara ve Bursa’daki şubelerimiz önde. Birinci sırada Vadi İstanbul, ikinci sırada Bakırköy Carousel şubemiz geliyor.

Yurt dışında nasıl bir büyüme stratejisi izliyorsunuz? Hangi ülkelerde varsınız?

COVID-19 pandemisini yaşamadan önce bir planımız vardı. İki ülkede mağaza kiralamaktan son dakikada vazgeçtik. Öncelikle Almanya ve Avusturya’da mağaza açmayı planlıyoruz. Kendimizi test etmek istiyoruz yani lezzetlerimiz oralardaki misafirlerin damak lezzetine uyumlu olacak mı? Beğenecekler mi, görmek istiyoruz. Onlar bizi kabul ederse oralarda Türkiye’ deki iş modelini uygulayacağız. Öncelikle mağazaları yurt dışında kendimiz açacağız ve deneyeceğiz.

Bugünlerde hizmet sektöründe hem otelcilikte hem restorancılıkta birden fazla markayla farklı konseptler yaratıldığını görüyoruz. Sizin de yeni marka planlarınız var mı?

Tabii ki var. Biz bir aileyiz. Alaçatı Muhallebicisi Sarı ve Özler ailesinin girişimi. Aile fertlerimizin motivasyonuna, uzmanlıklarına ve özelliklerine göre farklı segmentlerde işler yapıyoruz. Çeşme Kahve, Yellows ve Chicken House gibi markalarımızla ailemizin diğer fertleri ilgileniyor. Ben Alaçatı Muhallebicisi’nin tüm sorumluluğunu üstlenmiş durumdayım.

Konseptinizde yenilik olacak mı?

Yenilik olmadan olmaz. İlk çıktığımızda Ege’nin mavilikleri ve fuşyaları tasarıma hakimdi. Daha sonra değişen dünya şartları, yiyecek içecek alışkanlıkları bizi biraz daha soft ve pastel renklere yöneltti. Marka ve mağaza konseptinde çok iddialıyız. Türkiye’nin en iyi mağazalarını yaratıyoruz. Son dönem mağazaların hepsinde yeni bir konsept ve dokunuşlar var. Bu dokunuşlardan sonra kafe ve restoranlarımıza gençlerin daha çok geldiğini ve ciromuzun yüzde 35-40 seviyelerinde arttığını gördük. Yenilik ve değişim hem bizi hem çalışanlarımızı hem de misafirlerimizi mutlu ediyor.

Gözlemlerime göre dişi ve genç bir marka imajınız var. Siz markayı nasıl konumlandırıyorsunuz?

Markaların yerini tüketiciler belirler. Tüketicinin bizi gördüğü yer dişi, soft ve genç. Biz de dönem dönem araştırmalar yaptırıyoruz. Markamız Türkiye’de “Tanınmış marka” statüsü almak üzere. Gerekli başvurularımızı yaptık. Umarım tez zamanda yayınlanacak. Bizim markamız dişi ve genç. Yaptığımız araştırmalarda da sosyalleşme mekanlarını en çok kadınların ve gençlerin kullandığını görüyoruz. Biz de menülerimizi bu hedef kitlenin beklentilerini dikkate alarak hazırlıyoruz.

Yüksek enflasyon dönemi sizi nasıl etkiliyor? Maliyetleriniz son 1 yılda yüzde kaç arttı?

Her geçen yıl bir önceki yılı aradığımız bir dönemdeyiz. Menüleri dijitalleştirerek, teknoloji kullanımını artırarak verimlilik elde etmeye çalışıyoruz. Stok ürün dengesini her zaman belli bir oranda tutuyoruz. Ürün kalitemizi bozmadan bu zor yılları atlatma gayretindeyiz. Çalışanlarımızla prim sistemiyle ilerliyoruz. Ciro ve kârlılığımızı çalışanlarımızla paylaşarak onların da gelirlerini artırarak yola devam ediyoruz.

Peki franchisee’lerinizi, bayilerinizi ya da kendi mağazalarınızı enflasyondan nasıl korumaya çalışıyorsunuz?

Hızlı tüketim ürünleri satıyoruz. Beş günde bir lojistik takviyesiyle ilerliyoruz. Genelde yiyecek-içecek maliyet kontrollerini merkez olarak biz yapıyoruz. Daha sonra mağazalarımızın cirolarını artırmak üzere pazarlama ve operasyonel faaliyetler gerçekleştiriyoruz. Bayilerimizi şöyle koruyoruz: Üretim kapasitemiz oldukça yüksek. Bayilerimizi zaman zaman fazla ürün vererek destekliyoruz. Mağaza konseptlerini yeniliyoruz. Kampanyalarla destek veriyoruz. Dönem dönem akademi ekiplerimizin verdiği eğitimleri organize ediyoruz. Bayilerimiz bizim her şeyimiz, cirolarını yükseltmek için önemli bir çaba ortaya koyuyoruz.

Peki bu artışlar tüketiciye nasıl yansıyor?

Biz bir muhallebiciyiz. Ürünlerimiz günün her saatinde var. Günün her saatinde var olmak her zaman tüketicide şöyle bir algı oluşturuyor: ‘Biz muhallebicide hızlı, aperatif ve lezzetli ürünler yiyebiliriz. Kriz dönemlerinde, gelirin azaldığı dönemlerde misafirlerimiz bizi daha çok tercih ediyor. Çünkü bizde sürpriz yaşamıyorlar. Türkiye’nin birçok yerinde fiyat politikamız aynı. Tüketiciler bildikleri ürünleri alıyor. İstanbul, Bursa, Ankara, Antalya’da aynı lezzete aynı fiyatla erişebiliyorlar.

Üretim tesisinizde nasıl bir kapasiteye ve üretim gücüne sahipsiniz?

Üretim tesisimizde yaklaşık 1.200 kalem ürün üretiyoruz. Bunlar 4 ayrı departmanda üretiliyor. Birçok ürünü kendimiz üretiyoruz. Dışarıdan aldığımız meşrubat ve günlük taze meyve, sebze çeşitleri hariç hepsini fabrikamız, lojistik merkezimiz karşılıyor.

2023 nasıl bir yıl olarak geride kaldı? 2023’te yüzde kaç büyüdünüz?

Her zaman pozitif tarafta kalmak istiyoruz. Çünkü insanlara tatlı satıyoruz. Tatlı kalmak istiyoruz. Tabii güzel anılarımız da oldu, hiç yaşamak istemeyeceğimiz depremi de yaşadık.

O bölgedeki iş ortaklarımızla, çalışanlarımızla özel bir diyalog yakaladık. Yakınlarını kaybeden çalışanlarımızla, iş ortaklarımızla, bayi ortaklarımızla özel bir ilişki kurduk. Her kötü durum, insanları birbirlerine yaklaştırıyor. Deprem haricinde de Akdeniz’de, Ege’de iş ortaklığımızı çok geliştirdik. Misafirlerimiz bizi daha fazla tercih etti. Bizi aynı ürün yelpazesini ve aynı fiyat politikasını sürdürdüğümüz için yazın tatil beldesinde Alaçatı Muhallebicisi’ni görenler sanki çok sevdikleri birini görmüş gibi geliyorlar. Bu da bizim tatil dönemindeki verimliliğimizi çok artırdı. Biz de gözümüzü daha çok tatil beldelerinin sosyalleşme noktalarına çevirdik, inşallah geçen yılki başarımız aynen devam eder.

Asrın felaketinin ilk günlerinden itibaren aş evinizle ve yardım çalışmalarınızla deprem bölgesindeydiniz. Ben de en yakın takipçilerinizdenim ve zaman zaman size eşlik ettim. Deprem bölgesindeki gözlemleriniz neler oldu?

Ben 1999 depremini Kocaeli’nde yaşayan biriyim. Geriye dönüp baktığımızda yapılaşmanın, kent estetiğinin ve deprem bölgesi olması nedeniyle önlemlerin alınması gerekiyor. Son depremde Adıyaman ve Hatay’da bu kadar kayıp vermemeliydik. Yapılaşma ekonomik bir rant ama hiçbir rant insan canı kadar değerli olmamalı. Hala göre göre hata yapıyoruz. Bu kadar kör yapılaşmaya devletin engel olmasını bekliyoruz. Ben de kişisel olarak AKUT gönüllüsü olmak istiyorum.

Şirketinizin reel büyümesi yüzde kaç oldu? Burada enflasyon etkisi yüzde kaç?

Enflasyon etkisi yüzde 40. Reel büyümemiz de yüzde 13 civarında oldu.

Peki 2023, 2022’den daha iyi bir yıl oldu mu finansallarınız açısından?

Maalesef, olmadı olamadı.

Peki siz bu oranlarla büyürken aynı dönemde sektör nasıl büyüdü?

Sektörde daralma var. Yiyecek içecek sektöründe artık alışkanlıklar değişti, bu alışkanlıklar değişirken biz de değişiyoruz. Mutlaka güvenilir gıda ve güvenilir markalar öne çıkacak. Bize çok fazla talep geliyor. Kendi içimizde belli bir büyüme politikamız olduğu için bunu rahatlıkla söyleyebiliyorum.

2024’e büyüme anlamında nasıl hedeflerle girdiniz?

13-14 tane daha mağaza açmak istiyoruz. Turn over oranımızı düşürmek için mağaza, merkez ve fabrika üretiminde belli bir sadakatle ekip kuruyoruz. Eğitim birimlerimiz mağazada daha eğlenceli bir çalışma ortamı oluşturmaya yöneldi. Şirket içinde farklı araştırmalar ve anketler yaptık. Mevcut üretim tarafında çalışan usta ve mühendislerimizi yurt dışında fuarlara gönderdik. Mağazacılık tarafında da daha çok danışmanlık aldık.

En önemli hedeflerinizi, hayallerinizi nasıl anlatırsınız? Bunları ekibinize nasıl aktarıyorsunuz?

“Müzik değişirse dans da değişir.” Enflasyonist ortamda insanların öncelikle karamsar olmamaları gerekiyor. Her zaman bir umut var. Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi’nde söylediği gibi umutlarını kaybetmemeleri gerektiğini, alt ve üst ilişkilerinin, iç iletişimlerinin çok iyi olması gerektiğini belirtiyorum. Mutlu insanlar, insanlara mutlu servis yapar. Mutlu insanlar iyi ağırlar. Ekonomik olarak da çalışanlarımızın korkularını görebiliyoruz ama bugünlerin mutlaka geçeceğini anlatıyoruz.

Yeni bir sektöre girme planınız var mı ya da grubunuza yeni markalar geliyor mu?

Mevcut markalarımız henüz küçük, onların kontrollü büyümelerini sağlamayı hedefliyoruz. Üretim proseslerini iyi mühendislerle, iyi şeflerle geliştimek istiyoruz. Alaçatı Muhallebicisi’ni Avrupa’da açacağımız mağazalarla büyüteceğiz. Alaçatı Muhallebicisi olarak hedefimizde Avrupa var.

2024 planlarınız neler? Ne kadarlık bir yatırım bütçesiyle neleri hayata geçireceksiniz?

Alaçatı Muhallebicisi olarak 14 şube açma planımız var. Bir şubeyi 300 bin dolara açıyoruz. 5 milyon dolara yakın bir yatırım bütçemiz olacak.

Franchise veriyorsunuz. Ne gibi koşullarınız var? Kaç franchise restoranınız var ve yeni franchise restoran verme planınız var mı?

Tabii ki var. Şu an 104 mağazadayız. 2024’te 14 mağaza daha açacağız ama fabrikamızın 180-200 şubeye yetecek kadar üretim kapasitesi var. Teknolojiyi kullanarak, özellikle İtalya ve Almanya’da gördüğümüz özel makinalarla üretim kapastemizi daha sağlıklı ve ekonomik şekilde artırabiliyoruz. Bu kapasiteyi doldurabilmek adına olmadığımız özel lokasyonlara franchise vermek istiyoruz. Şu anda bir franchise bedelimiz, bir metrekare maliyetimiz var. Başarılı işletmelerimize ikinci, üçüncü franchise’ları vermek istiyoruz. İç bünyede büyümek istiyoruz.

Kurucunuz Cemil Sarı Bey’in şu sözü çok hoşuma gidiyor. “Güveni menfaate çevirmeyin.” Babanızdan aldığınız bu öğüt hayatınıza, şirketinizin kültürüne nasıl sirayet etti?

Bu öğüt güvenilir olmak ve güvendiğin insanlarla sürdürebilir bir ticaret ilişkisi için çok önemli. Ben arkadaşlarıma, çalışma arkadaşlarıma ve iş ortaklarıma sürdürebilirlik için “Tutamayacağınız sözler vermeyin” derim. Onlar da bir gelenek halinde bunu sürdürmeye çalışır. Güveni boşa çıkarmamanın en zor zamanı enflasyonist dönemlerdir.

Gelir ve gider dengesi bozulur. İnsanların kendi gerçeklerini anlamaları gerekiyor. Yani tüketim alışkanlıklarının dönem dönem törpülenmesi gerekiyor. Ekonomik, sosyal olarak buhranlı dönemlerde birbirimize sarılırsak daha başarılı, daha mutlu insanlar oluruz. Ama birbirimizin menfaatlerini art niyetli bir şeye çevirirsek burada kayıplarımız olur, toplum olarak hep beraber kaybederiz.

Genç bir CEO’sunuz. Grubun tepe yönetimine nasıl hazırlandınız ya da aile sizi nasıl hazırladı?

Ben 3 numaralı kardeşim. Ailem çocukluğumdan beri mevcut işletmelerin her departmanında beni çalıştırdı. Her departmanda çalıştırırken en çok satın alma ve muhasebede yetiştirdiler. Dönemsel olarak bilgi işlem, pazarlama, mağazacılık gibi her departmanda çalıştım. Bu şirketin en genç ve en uzun çalışanlarındanım.

“SUNA KIRAÇ’IN BENDE ÇOK ÖZEL BİR YERİ VAR”
“KİTABINI İKİ KEZ OKUDUM” Suna Kıraç’ın 43 yıllık hayatımda çok başka bir yeri var. Bir insanı öldükten sonra tanımanın, ne kadar kör olduğumu, gözümün önündekini görmediğimi gördüm. Çok sevdiğim ‘Ömrümden Uzun İdeallerim Var’ kitabını 2 defa okudum. İnsan kaynakları süreçlerini nasıl yönettiğini gördüm. Çok da mutlu oldum. Kaybedilenlerin değerini kaybettikten sonra anlamamak gerektiğini Suna Kıraç’ta anladım.

VEHBİ KOÇ Bir Anadolu insanının Vehbi Koç’un çocuklarını nasıl yetiştirdiğini, insanlarla nasıl diyaloglar kurduğunu ve bunların aşama aşama holdingde nasıl ilerlediğini, insanlara nasıl değer verdiğini gördüm.

ALİ SABANCI Ali Sabancı’yı da çok seviyorum. Esas Gayrimenkul’le çok fazla ilişkimiz oluyor. Ali Bey, çok hazır cevap kendisini çok seviyorum. Pegasus’la ilgili yaptığı espriyi de hiçbir zaman unutmuyorum.

BÜLENT SARI’NIN AJANDASININ EN ÖNEMLİ 5 MADDESİ
1- 
Yeni dönem ajandamızın ilk maddesinde çalışanlarımızı mutlu etmek var.
2- İkincisi teknolojiyi daha çok kullanarak daha verimli olmak istiyoruz.
3- Pazarlama faaliyetlerimizin odağını ürün ve marka olarak enflasyonist ortamda güven vermek olarak belirledik.
4- Sağlıklı, lezzetli ve ekonomik marka olma yolculuğumuza devam edeceğiz.
5- Beşinci olarak da gitmediğimiz topraklara bu özel sütlü tatlılarımızı taşıyacağız. Yani olmadığımız yerlere mağazalarımızı açacağız.

“ALAÇATI’YI TÜM DÜNYAYA GÖTÜRECEĞİZ”
“2024 SON” 2024 yılından sonra buhranlı günlerin gelmeyeceğine inanıyorum. Gençlerin, çalışanlarımızın, doktorlarımızın, mühendislerimizin, öğrencilerimizin umutsuz olmamalarını isterim. Bizim memleketimiz çok zor kuruldu. Beyin göçünden çok korkarım. Ben zorlu son çeyrek diye düşünüyorum. İnşallah daha huzurlu günlerimiz gelecek.

“TEST EDECEĞİZ” Olmadığımız kentlerde olmadığımız bölgelerde önce merkez olarak cesaret edip biz mağaza açıyoruz. Daha sonra bir fizibilite doğrultusunda bir yatırımcı ortağımızı bünyemize alıyoruz. Bunu Avrupa’da, Amerika’da önce kendimiz yapmak istiyoruz. Test edip sürdürülebilir başarıyı gördükten sonra tabii ki Türkiye’deki iş modeli ve rakiplerimiz gibi biz de franchise sistemiyle ilerlemek isteriz.

“TALEP NEREDEN?” Özellikle Akdeniz ve Ege’de yeni açılan iş merkezlerinde ve yeni açılan lokasyonlarda büyümek istiyoruz. Karadeniz ve İç Anadolu’dan da talepler var. Fizibilitemize göre 2024’te 14 şube açmayı planlıyoruz. Herhangi sürpriz bir yer çıkması durumunda tabii ki bu sayı 15-16 da olabilir.

“FAZLASINI HAK EDİYORUZ” Dikiz aynasına bakıp bu Cumhuriyet’in nasıl kurulduğunu, kurucu liderimizin o dönem öngördüğü hamlelerle 100. yıla nasıl geldiğimizi görüyoruz. Bu motivasyonu unutmamak gerekiyor. Bizim özel bir aromamız var, özel ürünler yapıyoruz, bu ürünler bu coğrafyanın ürünleri. Bu coğrafya olduğu yerden fazlasını hak ediyor. Alaçatı’yı bir Starbucks, KFC gibi dünyanın her yerine götürebileceğimize inanıyorum. İdealim budur. Alaçatı’yı tüm dünyaya götüreceğiz.