İK LİDERLERİNİN 'YENİ' ROLÜ

Covid-19 pandemisi; insanları, şirketleri, pazarları ve tüm değer zincirlerini etkisi altına aldı. Salgın sürecinden en fazla etkilenen birimlerden biri de insan kaynakları. İK'nın, karmaşık ve hiç karşılaşılmadık durumu yönetirken, kurumun süreçlerini sorunsuz işletmesi gerekiyor. Bu noktada; karar mekanizmalarını çalıştırmaya devam ettirmek, çalışanları motive halde tutmak, kaybı minimize etmek ve akabinde çıkışı gerçekleştirmek, kritik önem taşıyor.

Organizasyonun krize ve kriz sonrası yükselişe hazırlanabilmesi için de özellikle dört başlığa dikkat edilmeli. Bunları; çevik organizasyon yapısı, kararlı liderler, yetkin insan kaynağı ve performans & ödüllendirme olarak sıralamak mümkün. Özetle; İK’da şimdi, yönetsel değişim zamanı... Peki, İK liderlerinin rolü “Yeni Normal”de ne şekilde değişti / değişiyor? Türk iş dünyasının İK profesyonelleri, bu değişime ve dönüşüme nasıl ayak uyduruyor?

ASELSAN İK Direktörü Can Demir:
Lider “yeni”yi anlatmalı ve benimsetmeli
“Yeni Normal” ile birlikte dijitalleşmenin önemini daha da iyi kavradık. ASELSAN olarak, uzaktan çalışmıyor olmamıza karşın, pandemi döneminin başında dönüşümlü çalışma sistemini uyguladık.

Salgında işe öncelikle, var olan İK uygulamalarımızı dijital ortama taşımakla başladık. Uygulamaların yenilerini ise zorlu süreçten itibaren hızla hayata geçirdik. Bu noktada ‘yeni’yi anlatmak ve benimsetmek noktasında bir lider, etkin rol üstlenmeli. Bunun, ekibinin adaptasyonu, akabinde gelişen motivasyonu ve duygusal dayanıklılığı açısından oldukça kritik olduğu kanaatindeyim. “Yeni Normal” ile adaptasyonumuzu hızlandırmak gayretiyle değişim ve dönüşümü sürekli olarak artıya çevirmeyi hedefliyoruz.

Mey|Diageo İK Direktörü Birsen Çevik Akgünlü:
Liderlik etmekten öte, alan yaratmaya odaklanmalıyız
“Yeni Normal”i oluşturmak ve organizasyonun bu normalleri benimsemesini sağlamak, İK liderleri için tarihin en büyük sınavı. Kimsenin doğru cevapları bilmediği bu ortamda temel aldığımız rol modelimizi tek cümleyle “deneyimle ve öğren” olarak açıklayabilirim. Çalışma yaşamının alışılmış deneyimlerinin geride bırakıldığı, çalışanların psikolojik ve fiziksel sağlıklarından, sosyal güvenliklerinden endişe duyduğu bu süreçte, değişim yönetimi büyük bir anlam kazandı.

İK yöneticilerinin gelecekteki sınavı, hibrit çalışma sistemini başarılı bir şekilde yönetmek olacak. İlk olarak; değişimin kaçınılmaz olduğunu kabul ederek, “eski güzel günler”i geride bırakmak ve “nice güzel günler”in temelini hazırlamak gerekiyor. Belirsizlikler karşısında doğru aksiyonlar almayı sağlayacak yeni bir yol haritası belirlerken İK’yı, çok daha fazla sorumluluk bekliyor. Dışa dönük olmalı ve bilgi kirliliğinin bizleri etkilemesine izin vermeden, dünyada ve ülkemizde neler olduğunu yakından takip etmeliyiz. Duyduklarımızı sorgulayarak ve bilginin kaynağına ulaşarak kontrol edebildiklerimize konsantre olmalıyız.

“YENİ Bİ’ BAŞLANGIÇ” SÜRECİ...
Mey|Diageo olarak, “Yeni Bi’ Başlangıç” sürecinde çalışanlarımızın isteklerini ve bütünsel sağlıklarını göz ardı etmeden, kendilerini yeniden keşfetmelerini ve potansiyellerini ortaya koymalarını destekleyici aksiyonlar alıyoruz. İyi liderler kadar, iyi “fasilitatörler/kolaylaştırıcılar” yetiştirilmeli. Liderlik etmekten öte, alan yaratmaya odaklanmalıyız. Hibrit model, gözden ırak olanın gönülden de ırak olması riskiyle geliyor. Kapsayıcı liderler yetiştirmeli ve organizasyonda herkesin görünür olduğu bir çalışma ortamı oluşturmalıyız. 

EKİP OLMAYI, ÇALIŞANLAR İLE SINIRLANDIRMIYORUZ 
Belirsizlikler karşısında başarılı iş sonuçları ortaya koyabilmek için ekip olmanın önemi de yadsınamaz. Ekosistemimizdeki tedarikçilerimiz, paydaşlarımız, çiftçilerimiz, yani Mey|Diageo’ya emek veren herkesle dayanışma içerisinde hareket etmeye özen gösteriyoruz. Teknolojik altyapımız, değişim ve dönüşüme ayak uydurmaya çalıştığımız işin yeniden tasarımında bize büyük katkılar sağlıyor. Değişim yönetimi bir yolculuk. Eskisine oranla organizasyondan daha sık geri bildirim toplamalı ve uygulamalarda revizyona gitmek konusunda çevik olmalıyız.

SOCAR Türkiye İK Başkanı Sibel Uğur:
İK liderleri, belirsizlikleri güvenle yönetebilmeli
Pandemi dönemindeki kısıtlama ve içe kapanmalar, iş dünyasının temel dinamiklerini de etkiledi. “Yeni Normal” olarak tanım bulan bu süreç, İK yönetiminde de yeni şartların gerektirdiği yaklaşımların geliştirilmesini zorunlu kıldı.

Salgın sürecinin İK liderlerine yüklediği en önemli sorumluklardan biri, belirsizlikleri güvenle yönetebilmek oldu. Olağan dışı koşullara insan sağlığını önceleyerek adapte olurken, iş süreçlerinin de sürdürülebilirlik adına denge sağlamaya çalışıldı. 

VAR OLAN DEĞERLERİN SIRALAMASI DEĞİŞTİ 
SOCAR Türkiye olarak, çalışanlarımıza, tedarikçilerimize ve tüm paydaşlarımıza karşı şeffaf, güven veren ve riskleri en aza indirgeyecek bir İK yönetimini sürdürdük. Pandemi dönemi aslında, İK’da hep var olan değerlerin sıralamasını değiştirdi. Başta güvene dayalı bir yönetim olmak üzere İK liderliğinde; risk öngörüleri, kriz yönetim becerileri, esneklik & çeviklik, değişime uyum ve hızlı çözüm üretebilme yetkinlikleri öne çıktı. “Yeni Normal”le başlayan bu dönüşümü yenilikçi adımlarımızla izliyor ve değerlendiriyoruz. Böylece kişisel ve kurumsal bilgi ve deneyimlerimizi çoğaltıyoruz.

Arzum İK Genel Müdür Yardımcısı Didem Oral:
Liderlerin rolü ve yetkinlikler de değişime uğradı
Pandemi, tüm dünyayı alışık olmadığı bir yaşam pratiğiyle tanıştırdı. Hepimiz “Yeni Normal” dediğimiz bu süreçte, iş yaşamından özel yaşam alanlarımıza kadar, her yerde yeni deneyimler tecrübe ettik. Birçok sektör gibi, bütün iş akışımızı online’a taşıdık. Yıllardır yürüttüğümüz dijital dönüşüm süreçlerimiz ve altyapımızın da elverişliliğiyle, değişim sürecine kolayca entegre olduk.

Aşılanmanın hızlandığı, normalleşme adımlarının hızla atıldığı bugünlerde, çalışma düzenimizi, salgının seyrine göre her ay gözden geçiriyoruz. Ofisimizde, virüsün bulaşmasını engellemek için her türlü önlemi aldık. Çalışanlarımızın ofise devam etme oranını aylık bazda güncelliyoruz. Bu oran, yüzde 30 ila %50 arasında değişiyor. Hayatımıza hızla giren esnek çalışma uygulamalarının, bundan sonraki iş hayatımızı şekillendireceğinin farkındayız. 

COVID-19 PANDEMİSİ İŞ YAŞAMINI DEĞİŞTİRDİ
Covid-19 pandemisinin değiştirdiği iş yaşamında, liderlerin rolü ve öne çıkarmaları gereken yetkinlikler de değişime uğradı. Ekibi uzaktan yönetebilmek, bağlılık sağlamak, vizyonu aktarabilmek, verimliliği koruyabilmek, online ortamda geri bildirim vermek gibi -ki yüz yüze versiyonu bile bizleri zorlarken- süreçler, liderlerin hayatına hızlıca giriş yaptı. Çalışanların esenliğini ve ailelerindeki kişilerin sağlık durumunu takip etmek, liderin ajandasında daha çok yer kaplamaya başladı. Biz de liderlerimizi bu konuda desteklemek için çeşitli rehberler, online buluşmalar ve birbirinden öğrenme seansları hayata geçiriyoruz.

Orka Holding İK Direktörü SİNEM CESUR HALEPLİLER:
Beyaz yaka, dijital yakaya dönüştü
Bu dönemde birinci önceliğimiz, Orka Holding ailemizin, çalışma arkadaşlarımızın, ailelerinin ve sevdiklerinin sağlığını ve güvenliğini korumak oldu.

Virüsün tespit edildiği ilk günden itibaren ekibimizi bilgilendirdik, farkındalık ve bilinçlendirme çalışmaları yaptık. Süreç içerisinde evden çalışma, online toplantı, seyahat kısıtlaması gibi pek çok uygulamayı hayata geçirdik. Hazırlıklarımızı en kısa sürede tamamlayarak tüm birimlerimizi evden çalışmaya yönlendirdik. Daha önce deneyimlemediğimiz bu “Yeni Normal” dönemde; beyaz yaka, dijital yakaya dönüştü. Hız, çeviklik ve dijital dönüşüm, ajandamızda en üst sıralarda yerini aldı. Dijital yetkinlikler işe alımda ön plana çıktı ve yetkinlik haritalarımız güncellendi. 

GittiGidiyor CPCO’su (Chief People & Culture Officer) Murat Yüksel:
“Çalışan deneyimi” felsefemizi, “insan deneyimi”ne dönüştürdük
Özellikle 90’lı yılların ortalarında hızlanan İK liderlerinin rolündeki değişim, 2000’lerde biraz daha şekillenerek, son 10 yılda klasik yapısının dışına çıktı. Pandeminin etkisiyle de farklı çalışma ve yönetim şekillerini uygulamak kaçınılmaz hale geldi. Biz de salgınla birlikte kendimizi güncelleyerek, yeni yaşam düzenine hızla adapte olmaya odaklandık.

GittiGidiyor olarak 20. yılımıza girdik. “Çalışan deneyimi” felsefemizi, “insan deneyimi”ne dönüştürerek, departmanızın adını “İnsan ve Kültür Departmanı” olarak değiştirdik. Çünkü GittiGidiyor, çalışanlarının kendilerini geliştirebilmeleri için destekleyici bir iş ortamı sunan, insanların çalışırken duygusal ve sosyal açıdan da değer yaratmalarını önemseyen bir kültüre sahip. “Yeni Normal”le gelen değişimlere hızlı ayak uydurmamız gerektiğinin farkındayız. Ekibimiz arasındaki güven ve bağ sayesinde de beklenmedik gelişmelere hızla cevap verebilen bir yapımız var. 

İNSAN VE KÜLTÜR ODAĞIMIZI YENİDEN TASARLIYORUZ 
Pandemiyle birlikte, insan kaynağı yapısının, organizasyondaki tüm etkenlerin üstünde bir oluşum ve en zor yönetilen kaynak olduğunu gördük. İK liderlerinin bu değişimdeki en kritik rolü, tüm organizasyonu bir arada tutarak sürece liderlik etmek oldu. Zira Covid-19 salgını, öngörülemez bir durumdu. Bu tür durumlarda liderliğin doğası gereği, hızlı aksiyon almak ve dönüşüme ayak uydurmak oldukça önemli. Biz de bu süreçte ekibin birlikteliğini sağlamaya devam ettik. Hem geleceği öngörebilmeye hem de bugünün gerekliliklerini en iyi şekilde karşılamaya odaklanıyoruz. Değişen çalışma ortamları, çalışma şekilleri ve yeni düzenin ihtiyaçlarını karşılamayan başlıklar üzerinde çalışıyoruz. 

Esas Gayrimenkul İK Müdürü Aslı Kemal:
İK liderleri, değişen dünyada dönüşüyor
İş hayatında pek çok kavram yeniden tanımlanıyor ya da önemini daha çok hissettiriyor. Pandemiyle birlikte yaşadığımız dönüşümde, şirketlerin kurumsal değerleri ile çalışanların değerlerinin uyumlanması, iç iletişimin güçlendirilmesi, çalışan bağlılığının korunması, çalışan deneyiminin artırılması, dijitalleşme, çalışma biçimi ve modellerinin dönüşümü, daha farklı yetkinlikler kazanımı ve gelişimi daha önemli BİR HALE geldi. Tüm bu konular, kurumlardaki kültür güncellemesi ihtiyacını tetikledi.

Esas Gayrimenkul olarak, 2020 yılı başında değerlere dayalı, insan odağımızı hiç yitirmeden yürüttüğümüz, olumlu ve sağlam bir kültürel dönüşüme doğru bir yolculuğa çıktık. Yolculuğun tam başında da pandemiyle karşılaştık. Geriye dönüp bakınca, bunun çok doğru bir zamanlama olduğunu söylemeliyim.

“STRATEJİK İŞ ORTAĞI” OLMA ROLÜ...
“Çalışan deneyimi” ve “işveren markası” gibi inisiyatifler zaten gündemimizdeyken; “dijitalleşme” ve “çevik bir organizasyona dönüşmek” gibi başlıklar öncelikli hale geldi. Bu sebeple biz de kendimizi ve iş yapış şekillerimiz değişime uyumlandırarak, bu inisiyatifleri de hayata geçirmeye odaklandık. İK liderleri olarak, değişen dünyada dönüşüyoruz. “Yeni Normal”le birlikte artık her zamankinden daha çevik, daha yenilikçi, daha iş birlikçi ve çalışan deneyimine daha çok yatırım yapan, sürdürülebilir yaklaşıma sahip, “stratejik iş ortağı” olma rolümüzü güçlendiriyoruz.

Doğuş Otomotiv İK ve Süreç Yönetimi Genel Müdürü Ela Kulunyar:
Zorlu süreçte, kurumları İK ekipleri yönlendiriyor
Pandemi, “İnsan Kaynakları”nın, kurumların iş sürekliliğini sağlamadaki rolünün öneminin görülmesini sağladı. Belirsizliğin ve kaygının yüksek olduğu bu dönemde koşullara adapte olabilmek için İK’nın uzmanlığından faydalanıldı. İK ekipleri, hızla politika belirleyen ve hayata geçiren bir liderlik rolü üstlendi.

İK departmanları, bu zor dönemde, çok önemli konularda kurumları yönlendirdi ve uygulamaların hayata geçmesini sağladı. Bu başlıkları, sorular eşliğinde şöyle sıralayabiliriz: “Yeni Normal”de hangi iletişim kanallarının kullanılacağını, çalışanların ve liderlerin gelişmesi gereken yetkinliklerinin nasıl destekleneceği, çalışanları iş yaşamında tutacak fiziksel ve ruhsal sağlık önlemlerinin neler olabileceği, yeni neslin farklı beklentilerine uyum sağlayacak süreçlerin tasarımı, hızını artıran dijital dönüşüme nasıl hazırlanılacağı...

DÖNÜŞÜMDE, EN ÇOK BİRBİRİMİZDEN ÖĞRENDİK
Ekip arkadaşlarım ve farklı şirketlerden meslektaşlarımla bu olağandışı sürecin sorunlarını, ihtiyaçlarını birlikte tartıştık, ortak akılla çözümler ürettik. Şirket olarak katıldığımız birçok araştırmanın sonuçlardan çok faydalandım. Çeşitli zirve ve panellere iştirak edip, bilgi alışverişinde bulundum. Çalışanlarımıza daha fazla vakit ayırdım. Paylaşım toplantılarının yanı sıra, aralıksız sahada olan, evinden çalışan ve kariyerlerinin henüz başlarındaki arkadaşlarımı ayrı ayrı dinleyip yakından takip ettim.

Doğanlar Holding İK Direktörü Elif Yılmaz:
Karmaşık krizi yönetirken, değişime öncülük ettik

“Yeni Normal” olarak adlandırdığımız bu süreçte, bir İK lideri için en önemli konu; şirketleri kriz dönemi kararlarını etkin uygulayabilen ve gerektiğinde inisiyatif alabilecek çevik bir organizasyonel yapıya dönüştürmeye liderlik etmektir. Farklı bir ifadeyle, “değişim liderliği”. Biz bu karmaşık krizi yönetirken değişime öncülük ederek, süreçleri sorunsuz işletebilmek, karar mekanizmalarının etkin çalışmasını sağlamak ve sürdürülebilir kılmak yönünde çalışmalarımızı yoğunlaştırdık.

Abdi İbrahim İnsan ve Kültür Grup Başkanı Hakan Onel:
Parlak bir kariyerin kapılarını aralıyoruz
Pandemi etkisiyle istihdam olanaklarının daraldığı bir dönemde de yeni iş imkânı yarattık. Abdi İbrahim’i tarif eden “cesaret, tutku ve sorumluluk”, her türlü konjonktürde yolumuzu aydınlatan vazgeçilmez değerlerimiz.

Yatırım, üretim ve istihdamı sadece işimizi büyütecek öncelikler olarak değil, ülkemize ve sektörümüze karşı bir sorumluluk olarak görüyoruz. Yeni işe alım programımız da bu yaklaşımımızın güçlü bir yansıması. İstihdam olanakları yaratmaya ve Türkiye’nin ilaçta bölgesel bir güç olma iddiasını destekleyen yatırımlara bundan sonra da devam edeceğiz. Türkiye’nin yeteneklerine yönelik yatırımın, Türkiye’nin geleceğine yatırım olduğuna inanıyoruz. Deneyimli tıbbi tanıtım temsilcisi işe alım ve aday takip süreçlerimizi yürüttüğümüz “Yetenek Radarı” projesiyle, sektörün başarılı profesyonellerine parlak bir kariyerin kapılarını aralıyoruz. 

Allianz Türkiye İK, Çevik Ofis ve Operasyon Destek Genel Müdür Yardımcısı  İlkay Özel:
“Çevik metot” ile tüm süreçleri yeniden yapılandırıyoruz
Müşterilerimizin ihtiyaçlarını çağın hızına uygun şekilde karşılamak amacıyla benimsediğimiz “çevik metot” ile şirketin tüm süreçlerini yeniden yapılandırıyoruz.

2018 yılında çıktığımız “çevik dönüşüm” yolculuğu sonucunda, Türkiye’de ana iş kollarının tümünü çevik çalışma modeline dönüştürdük. Bu çalışma modeliyle yaptığımız çalışmaları HEY! (Hızlı-Etkili-Yetkili) adı altında yürütmeye başladık. Hayatın hızlandığını, işlerin daha etkili, ekipteki herkesin de A’dan Z’ye yetkili olduğu bir dünya hayâl ederek, HEY!’i hayata geçirdik. Çeviklik, iş dünyasının en çok kullandığı kavramlardan biri. Hem bu kavramı hem de Allianz Türkiye’de yaşadığımız dönüşümü dünyanın dört bir yanındaki çalışma arkadaşlarımızla paylaştık. Daha hızlı sonuç veren bu sistem sayesinde iş birliğini de artırdık.

Samsung Electronics Türkiye İK Direktörü Semra Ergin:
“Uzaktan liderlik” kavramı ortaya çıktı
CovId-19 pandemisi, küresel ekonomide ve çalışma yaşamında büyük değişiklikler getirdi. “Yeni Normal”de iş dünyasında “uzaktan ekip çalışması” ile birlikte “uzaktan liderlik” kavramı ortaya çıktı.

Pandemiyle birlikte gördük ki, uzaktan veya esnek çalışma modeli hayatımızın vazgeçilmezi oldu. Tüm şirketler çalışma modellerini değiştirmek durumunda kaldı. Kurumsal hayatın aktörlerinden olan İK yöneticileri de pek alışık olmadıkları yepyeni sorunlara çözümler aramaya başladı. 
Örneğin; adaptasyon ve uyum kavramları eskisinden daha önemli hale geldi. Kültür ve değerler, dijital dönüşüm ve liderlik, şirketlerin üzerinde durması gereken ana konular oldu. “Çeviklik” kavramı daha da önem kazandı. Samsung Electronics Türkiye olarak biz de, çevik şirketlerin bundan böyle çok daha avantajlı olacağına inanıyoruz ve çalışmalarımızı bu yönde sürdürüyoruz.

Brisa İK Genel Müdür Yardımcısı Nilgün Özkan:
Değişime öncülük edilmesini destekliyoruz
“İşin Geleceği” dönüşüm planı ile iş yapış biçimlerini, çalışma ortamını ve iş gücünün geleceğini insana odaklı bir bakış açısıyla ele aldık.

Geniş kapsamlı dönüşüm programımız, çalışanlarımıza “İşin Geleceği Senin İçin” diyerek başlattık. Yeni çalışma modelimizi,  hızla değişen dünyada çalışanlarımızın ve şirketimizin bu değişime öncülük etmesini destekleyecek şekilde oluşturduk. Hibrit modelimizde uzaktan çalışmanın avantajları ve ofislerde olmanın getirdiği takım ruhu, iş birliği, birlikte sosyalleşmeyi bir arada sağlayabileceğimiz bir model planladık. Şu an tüm altyapılarımız hazır. Aşı ve normalleşme takvimlerine bağlı olarak yeni modelimizi devreye alacağız.

Penti CHRO’su Selim Arda Üçer:
Perakende şirketinden “e-tailer” şirketine dönüştük
İş modellerimizi güncelledik. Penti, pandemi sürecinde bir perakende şirketinden, “e-tailer/e-perakendeci” şirketine dönüşecek refleksi gösterdi. Her kademedeki çalışanın mutluluğu, Penti’deki başarının anahtarı. Yönetim felsefemiz “*KYOSEI anlayışı” ile yönetim organizasyonlarımızı şekillendirmeye çalışıyoruz.

Çekirdek aileyi temsil eden değerler, tüm Penti ailesi için de geçerli. Bu durumun, başarımızda kritik olduğuna inanıyoruz. Ailemizi meydana getiren temel unsurlar, ortak mutluluğumuzun da kaynağı. Pandemi süresince sürdürülebilir ekonomik büyüme hedeflerimiz doğrultusunda hareket ettik. Çalışanlarımızın ve paydaşlarımızın çalışanlarının da sağlığını ve gelir güvencesini gözettik. Mağazalarımızın kapalı olduğu belirli aylarda çalışanlarımızın gelirinin devamı için pek çok adım attık.

* KYOSEI ANLAYIŞI: a) Ömür boyu istihdam, b) Kıdeme göre ücret ve kariyer gelişimi, c) İşe girişte iş gücü seçimi

SAP Güney Avrupa, Afrika, Orta Doğu Danışmanlık Hizmetleri Bölge ve Türkiye İK Direktörü Hande Genç:
İK departmanları şirketin tüm birimlerinin dönüşümünde yol gösterici
“Yeni Normal” ile birlikte iş dünyası, daha fazla müşteri ve deneyim odaklı hale geldi. Stratejik iş planlama ve sürdürülebilirlik, artık öncelikli gündem. Bunun için kurumların dijital KASLARI güçlü olmalı. Yaşadığımız dönüşümde en büyük rol, insan kaynakları departmanlarına düşüyor.

İK departmanları, kendi dönüşümlerini sağlarken, şirketlerin tüm birimlerinin dönüşümünde yol gösterici oluyor. Bu açıdan bakıldığında, gelecekte de var olmak isteyen şirketlerin; dönüşüme en değerli yerden, yani insana yapılan yatırımların yönetildiği İK biriminden başlaması gerekiyor. 

DAHA “MUTLU VE SOSYAL” BİR ŞİRKET 
SAP, “Dünyayı daha yaşanılır bir yer hale getirmek ve insan hayatını iyileştirmek” vizyonuyla, kendi çalışanlarını da aldığı tüm kararlarda merkeze koyuyor. Teknoloji ve süreç deneyimini önce çalışanlarının hizmetine sunuyor. Sorumlu olduğum bölgelerde; yalın, mobil erişimli ve uçtan uca entegre İK süreçlerini, SAP SuccessFactors çözümümüz yardımıyla hayata geçirdik. İşe alım, ücretlendirme ve yan haklar, yedekleme, performans yönetimi, kariyer planlama, öğrenme gibi aşamaları uygulamaya koyduk. Aynı zamanda; iş hayatı ve özel hayat dengesinin sağlandığı, açık iletişimin kurulduğu ve geri bildirimin olduğu, daha “mutlu ve sosyal” bir şirket kültürü yarattık.

Boyner İK Genel Müdür Yardımcısı Seda Kayrak Kızıltan:
Şirketlerin sürücü koltuğunda İK var
2020, hem finansal olarak hem de çalışanlar ve liderler üzerinde yarattığı kişisel, profesyonel zorluklar nedeniyle bireysel ve kurumsal anlamda gerçek bir performans yılı oldu.

Çalışanlar, öncelikle kendilerinin ve sevdiklerinin sağlığı, ardından işlerinin güvenliği konusunda endişeler yaşadı. Liderler ise, ilk defa karşılaştıkları, eski tecrübelerinin zaman zaman yol göstermekte yetersiz kaldığı gündem içerisinde, farklı senaryolar planlamak ve sürekli değişen akışa göre aksiyon almak durumunda kaldı.

İK LİDERLERİ, ZOR ZAMANLARIN LİDERİ OLDU
“İnsan Kaynakları” departmanları, bu süreçte hayati bir rol üstlendi. Çalışanların iş gereksinimlerini ele alacak, endişe ve sorularında onları destekleyecek bir konum aldı. Onların zihinsel ve duygusal refahına odaklandı. Krizin merkezinde olmak, tüm İK liderlerinin potansiyellerini de ortaya çıkarttı. Zor zamanların lideri oldular. 2020 yılı başından bu yana şirketlerin sürücü koltuğunda İK var. Bu koltukta yol boyunca değişen hava şartlarına ve yoldaki engellere rağmen, şirket kültürünü esneterek ve koruyarak bugünlere getirmek hiç kolay olmadı. Bu süreçten başarılı çıkan İK yöneticileri, şirketlerin “Yeni Normal”deki dönüşümüne de aktif liderlik ediyor...

Borusan Holding İK ve Kurumsal İletişim Grup Başkanı Nursel Ölmez Ateş:
Ana gündem maddemiz değişim yönetimi
Son yıllarda İK liderinin rolü; organizasyonun operasyonel gerçeklerinden kopmadan, stratejik unsurları da içerecek şekilde daha kritik bir noktada konumlandı ve bu yönde değişim devam ediyor.

Pandemi dönemi bizi, “Yeni Normal” olarak adlandırdığımız bugünlere hazırladı. İşin bağlamı tüm boyutlarıyla yıkıcı bir dönüşüme uğradı. Çalışma şeklinden çalışanlarda aranan özelliklere, işe atfedilen anlamdan iş yerinin fiziki mekânlarına kadar, eskiye göre pek çok farklılık söz konusu. Kolay olmasa da alışkanlıklarımızı değiştiriyoruz. Bu da “değişim yönetimi”ni ana gündem maddemiz haline getirdi. 

GELECEK ODAKLIYIZ
İK olarak, bu değişime ayak uydurmakla kalmayıp, beklenmedik gelişmelerden ders alarak gelecek odaklı olmayı merkezimize aldık. Salgın bize, her şeye karşı her an hazır olmamız gerektiğini gösterdi. Borusan olarak, dijitalleşme çalışmalarımıza yıllar önce başlamıştık. Uzun süredir bütün İK uygulamalarımızı uçtan uca ortak bir dijital platform üzerinde yönetiyoruz. Bu inisiyatifimiz bize büyük kolaylık ve pratiklik sağladı. 

AJANDAMIZDAKİ BAŞLIKLAR...
Ajandamızdaki öncelikli konular arasında; yerinde, hibrit ve uzaktan çalışma modellerinin birlikte yer aldığı yeni çalışma düzenimizin iletişimi bulunuyor. Bununla birlikte; yeni çalışma düzeninin kültür ve çalışan deneyimi üzerindeki etkisi, alternatif istihdam modelleri, geleceğin yetenekleri için işveren markası olmaya devam etmek, yetenek kazanımı ve geleceğin işine hazırlık, bu dönüşümü başarılıyla yönetmek, diğer önemli başlıklar... 

Kafein Teknoloji İK Direktörü Neval Önen:
İK, değişen kültürün yönetiminde başrol oyuncusu
Pandemi, birçok iş alanının değişimini kökten etkiledi. Uzaktan çalışma şartları ile “uzaktan liderlik” de yönetimin bir parçası oldu. Değişimi doğru okumak ve çalışanlarımızın gelişimlerini bu yönde desteklemek, büyük önem taşıyor. Çalışma modellerimiz değişirken, İK birimi bu değişen kültürün yönetiminde başrol oyuncusu oldu.

Mekân bağımsız ve hibrit çalışma modelini biz de yönetmelikler çerçevesinde uygulamaya aldık ve devam edeceğiz. Çalışan sadakâtini tetikleyici unsurları, iş sistemimizin parçası haline getirmiştik. Pandemide, bu bağlılığı desteklemek ve çalışanlarımızın belirsizlik zamanlarında yanında olmak, onları güvende hissettirmek gibi fayda odaklı yaklaşımlar, stratejimizin çerçevesini belirleyen noktalar oldu.

KAFEİN AKADEMİ...
Yakın zamanda “Kafein Akademi”yi kurduk. Amacımız, teknolojik ve insani değerlerin bütünleştiği eğitim sistemini oluşturarak, topluma değer katan yeni bireyler yetiştirmek. Farklı disiplinlerden içeriklerimizle, hem mesleki hem de kişisel gelişim eğitimleri sunuyoruz. Çalışan motivasyonu, zihinsel ve ruhsal sağlığa yönelik çalışmalar, sürekli işleyen bir destek modeline dönüşüyor. Kafein Teknoloji olarak, gelişimi önemseyen, çevik, esnek, güvene dayalı, çalışan potansiyelini artırmaya yönelik kurum kültürümüzü, geleceğin dönüşen standartlarına göre güçlendirmeye devam edeceğiz.