İK'DAN KORONA GÜNLERİ MOTİVASYONU

Yeni tip koronavirüs salgını, iş hayatını da olumsuz etkiledi. "Uzaktan çalışma" zarfındaki en büyük zorluklar arasında "çalışan motivasyonu" ilk sırada yer aldı. Bunu "performans yönetimi süreci", "iletişim", "teknolojik altyapı eksikliği" gibi başlıklar izledi. Günümüzde işletmeler, çalışanlarına yalnız ekonomik fayda, kariyer ve gelişim olanağı sunan oluşumlar değil. Aynı zamanda sağlık ve zindeliklerinden de sorumlu. Haziran başı itibarıyla, "Normalleşme" adımlarıyla birlikte ofislere de dönüşler başladı. Peki! "yeni normal" olarak adlandırılan dönemde kurumlar, hangi aksiyonları alıyor? "İnsan Kaynakları" departmanları iş-yaşam dengesini korumak ve sahadakiler de dahil, verimlilik kaybını azaltmak ve personelin psikolojisini sağlam tutmak için neler yapıyor? Önde gelen şirketlerimizin İK liderlerinden dinledik...

“İnsan Kaynakları” politika ve prosedürleri ile iş yapış şekilleri, alışkanlıkları ve kültürleri daha çok oturmuş kurumlar, kuşkusuz Covid-19 salgını gibi sıkıntılı dönemleri daha az hasarla atlatacak. İşte, böyle süreçlerde şirketlerin, personeline nasıl ve ne denli destek olabildiği; onların yaşayacağı deneyimi ve motivasyonu hayli etkileyebilir. Bu tarz olağanüstü durumlarda, çalışanlarının moralini yüksek tutabilme ve onlara psikolojik destek sunmak için en iyisi yapılmalı. 

EŞ ZAMANLI KAYGILAR...
Covid-19 salgını gibi zorluklarda, bir yandan sağlığını, diğer taraftan da işini kaybetme kaygısını eş zamanlı yaşayanlar mutlaka olacak. Özellikle belirsizliğin çalışanlar üzerinde yol açtığı olumsuzlukları en aza indirebilmek adına şeffaf iletişim gerekiyor. Aksiyonlar ve alınan önlemlerle iş arkadaşlarını gerçekten düşünerek hareket eden devler, değerini katlayacak. Dolayısıyla “sosyal” kurumlar, “işveren”den öte, çalışanlarına, onları destekleyici tutumlarla ve kapsayıcı bakış açısıyla yaklaşmalı. 

"İNSAN KAYNAKLARI"NA BÜYÜK GÖREV...
Yeni tip koronavirüs nedeniyle çalışma sistemindeki değişimden kaynaklı “çalışan adaptasyonu” sorununa karşı mutlaka tedbir alınmalı. İşverenler, onlarla iletişimlerini güçlendirmeli ve de yanlarında olduğunu hissettirmeli. Belki de entegrasyon öncesi süreci en olumlu şekilde geçen, çalışanını sahiplenenler ayakta kalabilecek. Motivasyon adına da “İnsan Kaynakları” birimlerine büyük görev düşüyor. Öyle ki, İK’ya, sistemlerine ve altyapısına yatırım yapan firmalar farkını ortaya koyacak.


QNB FİNANSBANK İK GMY. CENK AKINCILAR:
SÜRECİ, SAMİMİ BİR ŞEKİLDE YÖNETİYORUZ

Pandemi döneminde çok çevik ve hızlı kararlar almak gerekiyor. Biz, şirketimizin devamlılığını, çalışanlarımızın, müşterilerimizin ve ailelerimizin sağlığını birinci önceliğe koyduk. Bizim odağımız insan. Bütün süreçlerde politikalarımızı buna göre belirliyoruz. Bu süreci etkin lider, sık temas, çevik ve samimi bir şekilde yönetmeye çalışıyoruz. Teknolojik altyapısı güçlü olanlar ve dijitalleşmeyi sağlayanlar bir adım öne geçti. Bu alanlarda elde edilen kazançlar daha da ilerleyecek. Yeni normları kabul ederek hayatlarımıza devam edeceğiz.


SHELL TÜRKİYE İK DİREKTÖRÜ EDA GÜZELDEMİR DEMİRAY:
ÇALIŞANLARIN BEKLENTİLERİNİ EN İYİ ŞEKİLDE ANLAMA GAYRETİNDEYİZ
Shell Türkiye olarak, kurum kültürümüz doğrultusunda ‘esnek çalışma’ düzenine sabihiz. Bu nedenle çalışanlarımız da, şartlara uyum sağlamakta zorlanmadı. Yeni düzene ilişkin hazırlanan eğitim setlerimizi onlarla online olarak buluşturduk. Haziran ayı ortasından itibaren, kademeli olarak ofise dönüş için planlarımızı oluşturduk.

Yeni tip koronavirüs salgınıyla mücadelenin ikinci fazını oluşturan “kontrollü sosyal hayat” ve “kontrollü sosyalleşme”ye geçişte, önlemlerin en üst seviyede alınması büyük önem taşıyor. Ortam dezenfektasyonu, sosyal mesafe kuralı, ateş ölçümü, maske, el dezenfektanı ve ulaşım prosedürü gibi tedbirler eksiksiz bir şekilde uygulanacak.

SAMİMİYET VE ŞEFFAFLIK...
Çalışanlarımıza yönelik samimi ve şeffaf bir yaklaşım ile, ulusal ve uluslararası otoritelerin uyarılarını kılavuz alarak hareket ediyoruz. “Yeni normal” düzene geçiş için çalışanların da fikirlerini alıp, beklentileri en iyi şekilde anlamaya çalışıyoruz. Böylece tedirginlikleri en aza indirmeyi hedefliyoruz. Onların nezdinde güven duygusunu tesis ediyoruz. izlenen politikalar, uzun yıllardır inşa edilmeye çalışılan “işveren markaları”nı da etkileyecek.

“ESNEK ÇALIŞMA” MODELİ NORMALİMİZ OLACAK!
Covid-19 salgını, çalışma modellerinin dönüşümüne gidilen kapıyı araladı. Bu dönemin sonrasında da tesirlerini hayatımızda göreceğiz. İş verimliliğini gören ve çıkarımlar yapan kurumlar, “esnek çalışma”yı ciddi bir alternatif olarak değerlendirmeye başlayacak. Bu sistem, aşama aşama normalimiz haline gelecek. Çalışanlarda da bu yönde bir beklentinin oluşacağını öngörmek zor değil. Dijital dönüşümü tamamladığımız için ofise gidilmemesinden kaynaklı hiçbir iş kaybı yaşamadık. Biz de öğrendiklerimizle, insan kaynakları süreçlerimizi sürekli iyileştiriyoruz. 


TURKCELL HUKUK VE İK’DAN SORUMLU GMY. SERHAT DEMİR:
SÜRECİ, İŞ-ÖZEL YAŞAM DENGESİNİ ZEDELEMEYECEK ŞEKİLDE PLANLIYORUZ
Şirket içerisinden geniş katılımlı, farklı komiteler oluşturarak tamamen “uzaktan çalışma” ya da “ofise dönüş”ÜN ve aradaki tüm opsiyonların masaya yatırıldığı konuları değerlendiriyoruz.

Üç yılı aşkın süredir “mobil çalışma” ve “ofistasyon” imkânları sunan bir şirket olarak, ülkemizdeki ilk koronavirüs vakasının hemen ardından ilk etapta Türkiye’nin farklı bölgelerinde 5 binden fazla arkadaşımızı, 13 Mart’tan itibaren “evden çalışma” modeline geçirdik. Sonraki bir haftalık süreçte, 10 bini aşkın çağrı merkezi çalışanımıza donanım ve internet altyapısı sağlayarak, müşterilerimize evlerinden hizmet sunabilecek hale getirdik.
 
UZAKTAN ÇALIŞIRKEN VERİMLİLİK DÜŞMEDİ
Elimizdeki teknolojik olanaklarla farklı çalışma modellerindeki etkinlik ve verimliliği net bir şekilde ölçme ve değerlendirme şansına sahibiz. “Uzaktan çalışma” döneminde çalışanlarımızın yüksek adaptasyon kabiliyetleri, sorumluluk bilinçleri ve özverilileriyle verimlilik kaybı yaşamadık. Gerçekleştirdiğimiz anketimizde çalışanlarımız, teknolojik altyapılar sayesinde son derece etkin şekilde çalışabildiklerini, yüzde 96’lık skorla teyit etti. Bu gücümüz, kararlarımızda bizlere büyük bir esneklik ve kolaylık sağlıyor. 

OFİSE DÖNÜŞ TOPLUCA DEĞİL, KADEMELİ OLACAK
Ofise dönüş, tek bir seferde toplucadan ziyade kademeli olarak olacak. Bu süreçte de çalışanlarımızı kendilerine ve ailelerine zaman ayırmaya yönlendiriyor; işle ilgili mail, toplantı, arama ve mesajlaşmaları, iş-özel yaşam dengesini zedelemeyecek şekilde planlanmaları için de kapsamlı çalışmalar yapıyoruz. Onların hayatlarına renk katmak ve sanal ortamda da olsa bir arada ve keyifli vakit geçirebilmeleri adına online spor, oyun ve etkinlikler düzenliyoruz. Bu yaklaşımımız, %80 gibi yüksek bir oranda olumlu algı yaratıyor. Farklı çalışma modellerine kolay adapte olan ve hızlı aksiyon alabilen çevik şirketlerin rekabette avantaj sağlayacağı öngörüsünden hareketle, Turkcell’in bu alandaki öncü rolünü devam ettirmeye kararlıyız.


ING TÜRKİYE İK GMY. MELTEM KALENDER ÖZTÜRK:
ÇALIŞANLARIMIZ ÖZGÜR VE KEYİFLİ BİR YAZ GEÇİRECEK
Türkiye’nin en çok çalışmak istenilen ve en sevilen markalarından biri olmayı hedefliyoruz. Çalışanlarımızın mutluluğunu, bağlılığını önemseyen, çeşitliliği destekleyen, verimliliği ve yetenek çekimini artıran bir politika benimsiyoruz. İşin ihtiyaçları karşılandığı sürece herkesin, her zaman ve her yerden esnek çalışabileceğine inanıyoruz.

ING Türkiye olarak, yalnızca bankacılık sektöründen değil, genel olarak özel sektörden de ayrışıyoruz. Son beş yıldır haftada iki gün uzaktan çalışıyor, her gün esnek çalışma saatleri sunuyoruz. Dolayısıyla çalışanlarımız buna alışkın; ancak salgın nedeniyle uzun süre zorunlu olarak evde kaldığımız için bu kez farklı bir durum söz konusu.
Çalışanların yazları kendilerini çok daha rahat ve özgür hissetmeleri için finans iş kolunda yine bir ilk olan “Flexi Yaz” uygulamasını geliştirdik. Böylece çalışanlarımız, bu yazın önemli bir kısmını dilerlerse epey bir müddet ayrı düştükleri ailelerinin yanında veya bir tatil bölgesinde geçirebilecek. Haftada üç veya dört gün çalışacaklarından işi ve tatili bir arada yapacak, böylece çalışmaktan da daha fazla keyif alacak. 


CARGILL GIDA ORTA DOĞU, TÜRKİYE & AFRİKA İK DİREKTÖRÜ BANU ÖKSÜN:
BU ZORLU DÖNEMDE ÇALIŞMA ARKADAŞLARIMIZIN YANINDAYIZ
Görev tanımı el veren herkesi evden çalışma modeline geçirdik. Üretimde dönüşümlü çalışma modeline döndük. Covid-19 ile mücadelede temel öncelik olan iş sağlığı ve gıda güvenliği, bizim DNA’mızda yer aldığı için, üst seviyede önlemleri hızla hayata geçirebildik. Kesintisiz iş devamlılığı planlarımızı devreye aldık.

Talebi artan hızlı tüketim grubuna dahil gıda ürünlerine hammadde tedarik etmek gibi hayati bir sorumluluğumuz var. İnsanların gıdaya sorunsuz ulaşması için üretmeye devam ettik. Bunu yaparken de “önce insan” prensibi ile, çalışan sağlığını temel aldık. Arkadaşlarımız, sofraların boş kalmaması için canla başla çalışıyor. Önemli bir görevi yerine getirmenin haklı gururunu taşıdığımızı hatırlatan ve motivasyonunu artıran “Senin Sayende” sloganıyla afişler hazırladık. 

TOPLUMSAL FAYDA...
Kurum içi iletişime duyulan ihtiyaç da her zamankinden fazla. Her hafta “online” olarak bir araya geliyoruz. Hemen her departmanımız, Avrupa ve Amerika’daki merkez birimler ile düzenli toplantılar yapıyor. Yönetim Kurulu Başkanımızın liderliğinde Orta Doğu, Türkiye ve Afrika bölgesini kapsayan sohbet programları gerçekleştiriyoruz. Böylece, çalışma arkadaşlarımız bu zor dönemde Cargill’in yanlarında olduğunu biliyor. Onlar ve aileleri için pek çok destek sağlıyoruz. Ayrıca, “Başımızın Üstünde Yeriniz var” diyerek 65 yaş üstü büyüklerimiz ve çiftçilerimiz için gıda ve sağlık ekipmanı bağışladık. Toplumsal fayda, çalışanlarımızı da gururlandırdı. 


ARKAS HOLDİNG İK DİREKTÖRÜ DR. ŞENGÜL ATALAY:
ÜÇ AŞAMALI EĞİTİM-GELİŞİM PLANI HAZIRLADIK
Pandemiden önce vizyoner bir tercih olan dijitalleşme süreci, artık zorunluluk haline geldi ve beraberinde iş modellerimizi de değiştirdi. Buna bağlı olarak, organizasyon yapımız, yönetim modellerimiz ve çalışma ortamlarımızda da dönüşüm başladı. Sakince; ama geç kalmadan çok fazla proje üzerinde çalışıyoruz. Bunların başında sürdürülebilir ve kapsamlı olarak ele aldığımız “evden çalışma” modeli geliyor.

Gemilerde, limanlarda, depolarda, TIR’larda çok fazla sayıda çalışanımız, fedakârca görevlerine devam etti. O kadar güzel bir yaklaşım gösterdiler ki, hepimiz onlara minnet duyduk. Sahadaki ekiplerimizin çalışma ortamlarını sürekli hijyenik tuttuk, gelişmelere paralel önlemlerimizi yeniledik, onları doktorlarımız ve uzmanlarımız ile yalnız bırakmadık ve sağlıklarının bizler için öncelikli olduğunun altını çizdik. Yeni dönemde önemli olan ve atlanmaması gereken farklılık, ihtiyaca cevap veren yapıları kurmanın yanında, bunları her an dönüştürülebilir/geliştirilebilir olarak tasarlamak. 

BİREYSEL FAYDA...
İletişim, motivasyon ve performans yönetimi konularını temel alan özel ve iş yaşam dengesini kurabilmek adına, 3 aşamadan oluşan eğitim-gelişim planı hazırladık. 
İletişim: Yurt içi ve yurt dışı makaleleri, içinde bulunduğumuz durumu anlatan yayınları, yazıları, raporları ve ilgili videoları çalışanlarımızla belli periyotlarda paylaşıyoruz.
Motivasyon: “Arkas Talks” başlığı altında webinarlar (web tabanlı seminer) gerçekleştirdik. Motivasyon ve etkileşimi artırmak için “A-Round” adını verdiğimiz eğlenerek öğrenme sağlayan bir uygulamasını başlattık. Oyuna, Arkas’ın ana iş kollarıyla ilgili sorularımızı da ekledik. “İç Koçluk Projesi” ile de çalışanlarımıza bireysel olarak derinliği olan bir fayda sağlamayı umut ediyoruz. 
Performans: Haziranda performans boyutunu ele alacağız. Liderlerimize yeni dönem, bilenmezlik içinde ve uzaktan ekip ve performans yönetimlerini destekleyecek e-eğitimler gerçekleştireceğiz.


Q FOOD & BEVERAGE İK VE EĞİTİM KOORDİNATÖRÜ SEVİM ŞERBETCİ:
“OFİSE-RESTORANA DÖNÜŞ REHBERİ” HAZIRLADIK
Pandemi döneminde. zorunlu olarak ofislerimizi. evlerimize taşıdık. Çalışma alışkanlıklarımız da bu duruma uyum sağladı. Şimdi ise salgınla tamamen değişen günlük yaşantımıza paralel olarak, iş hayatımızı da gözden geçirip yeniden planlıyoruz.

Teknolojiyi hayatımıza daha hızlı entegre ettik. Zoom, Microsoft Teams gibi uygulama ve programlar, günlük çalışma rutinimizin birer parçası oldu. ‘Evden çalışma’nın verimli olup olmadığını tartışırken, iş-yaşam dengesini kuramadığımız zamanlar da oldu. Sürece uyumlu olarak biz de, evden çalışanlar için “Evden Çalışma Rehberi”, ofiste ve restoranlarda çalışacak ekipler için ise “Ofise/Restorana Dönüş Rehberi” hazırladık. Aynı zamanda, “İdari İşler Departmanı” ile çalışma alanlarının ve yemekhane gibi ortak bölümlerin yeni yerleşim ve kullanım planlarını yaptık. Bu konuda da Sağlık Bakanlığı’nın ve uluslararası kurumların açıkladıkları genelgeler çerçevesinde hareket ettik.


MERCEDES-BENZ TÜRK İK DİREKTÖRÜ BETÜL ÇORBACIOĞLU YAPRAK:
ÇALIŞANLARIMIZA PSİKOLOJİK DESTEK İÇİN İLETİŞİMİ ARTIRDIK
Hazırlıklarımızı, salgının gidişatına yönelik farklı senaryoları göz önünde bulundurarak yapıyoruz. Global bir firma olmamız ve bu dünyanın farklı Daimler lokasyonlarında biriken tecrübeler, aldığımız tedbirler konusunda bize epey yol gösterici oldu. Bütün süreçlerimizi yeniden tasarladık. “Uzaktan ve esnek çalışma”yı, şirket olarak yıllardır uyguluyorduk. Bu nedenle geçişi kolay atlattık ve bu döneme hızlı adapte olduk. 

Lojistikteki aksamalar sebebiyle fabrikalarımızda üretime mart sonu itibarıyla 4 hafta kadar ara verdik. Gerekli önlemler son derece hızlı ve geniş kapsamlı alındı. “Acil Durum Yönetim Ekibi”miz, şirkete girişlerde, ofislerde, üretim sahalarında, çalışan servisi kullanımında, ortak alanlarda tedbirleri üst seviyeye çıkardı ve bilgilendirme için detaylı bir kılavuz hazırladı. Ürettiğimiz maskeleri çalışanlarımıza ulaştırdık. Dezenfeksiyon çalışmalarımıza sürekli devam ediyoruz. 

“İŞ-YAŞAM DENGESİ”NDE ZORLAYICI BİR SÜREÇ
Verimlilik açısından, iş-yaşam dengesi anlamında da zorlayıcı bir süreçteyiz. Çalışanlarımıza evde hem verimli hem de keyifli zaman geçirebilmeleri için önerilerde bulunuyoruz. Stresi yönetebilmeleri için online iç eğitimler sunuyoruz, etkileşimi artıracak paylaşımlar yapıyoruz. Fiziksel olarak birbirimize uzak olduğuğumuz dönemde, Mercedes-Benz Türk ailesi olarak tek bir çatı altında olduğumuz hissiyatını yaşatıyoruz. Tüm yöneticilerimiz, çalışan iletişimine çok daha fazla özen gösterdi. Bilgilendirme ve çalışanlarımızın ihtiyacı olan psikolojik desteği sağlamak için iletişimi önemli ölçüde artırdık.


YAPI KREDİ İK, ORGANİZASYON VE İÇ HİZMETLER YÖNETİMİNDEN SORUMLU GMY. HAKAN ALP:
“YENİ DÜNYA”NIN MERKEZİNDE İNSAN FAKTÖRÜ OLMALI
Normalleşmeye paralel olarak birtakım adımlar atıyoruz. İnsanların işe döndüklerinde duyacakları rahatsızlıkların, neye karşı duygusal tepkime göstereceklerine bakıp onlara ilgili bilgilendirme ve hazırlık yapılmalı. Süreçler, yarının iş yapma şekline uygun olarak, insanı merkeze alacak şekilde tekrardan gözden geçirilmeli.

Herkesin, dünyamızın çok değişeceğiyle ilgili söylemleri var. Zaten dünya, uyandığımız her yeni sabahta başkalaşmış olarak bize “Günaydın” diyor. “Evden çalışmak zor değilmiş” diyen pek çok şirketin ve yöneticinin, yanlış düşünceler içerisinde olduğunu düşünüyorum. Kendimizi dijital bir evrenin ilk savaşından zaferle çıkmış gibi hissediyoruz. 

RUH HALİ, EYLEMLER İLE BİRLEŞTİRİLMELİ
Dijitalleşme, dün yaptığın işi bugün evden yapmak değildir! Bu hataya düşülmemeli. Dijitalleşmeyi uzaktan gerçekleştirdiğimiz toplantılardan ibaret göreceksek, yarınki dünya bize büyük bir dayak atacak! Kazandığımızı zannettiğimiz zafer, bize çok büyük bir yenilgi olarak dönecek. Yeni dünyayı, insan faktörünün merkezde olduğu şekilde inşa etmeliyiz. İnsanların ruh hali, eylemlerle birleştirilmeli.


BOYNER GRUP CHRO’SU EMEK YURDANUR:
PANDEMİ SÜRECİNİ ÇALIŞANLARIMIZ İLE BERABER ATLATIP NORMALLEŞECEĞİZ
Çalışanlarımız ile düzenimizi iyileştirmek adına diyaloğumuzu devam ettirdik. Bunda, kurumiçi iletişim ve girişimcilik kültürünün büyük etkisi oldu. “Çevrimiçi” mağaza ziyaretleri gerçekleştirdik. Böylece, saha ve merkez ofis iletişimimizi daha entegre hale getirdik.

Pandemi ve normalleşme sürecini tüm çalışanlarımız ile beraber atlatmayı planladık. Evde olduğumuz sürede çalışma arkadaşlarımıza desteğimizi sürdürdük. Bu dönemi verimli geçirmek adına, önceden planladığımız ve tümünü “online”na taşıdığımız eğitimleri, 2 ayda tamamladık. 

“HYBRID” ÇÖZÜMLER...
“Normalleşme süreci”ne Boyner Grup olarak  “hybrid” çözümlerle katkıda bulunacağız. Ekiplerimizi ikiye bölerek hem ofislerdeki yoğunluğu hem de teması azalttık. Merkez ofislerde de az sayıda insan çalışacak. Böylece uzaktan ve esnek çalışma şablonlarıyla iş sürekliliğini sürdürmeyi planlıyoruz. Kronik hastalığı olanlar evden çalışmaya devam edecek. İş Sağlığı ve Güvenliği (İSG) uzmanları ve iş yeri hekimleriyle detaylı bir ‘normalleşme planı’ hazırladık. Ofislere girişte ateş ölçümü olacak. Havalandırma sistemlerimizi yeniledik. Temizlik ekiplerinin sayısı artırdık. Mosyal mesafe kuralına göre tekrar düzenlenen ortak kullanım alanları yarım saatte bir dezenfekte ediliyor. Yemekhanelerimizde kumanyaya geçildi ve her şey tek kullanımlık oldu. Çalışanlar “Güvenle, iç rahatlığıyla ofise gidebilirim” diyecekler.

TEMASSIZ MAĞAZACILIK...
Sahaya gelince... ”Temassız Mağazacılık” konseptiyle açılan mağazalarımızda, aldığımız yüksek seviyedeki hijyen önlemleri ile, çalışanlarımızın ve müşterilerimizin sağlığını korumayı amaçladık. Kendini dezenfekte edebilen kabinlerden, denenen ürünler için dezenfeksiyon sağlayan uygulamalara kadar birçok teknolojik altyapı hazırladık.


SAP GÜNEY AVRUPA, AFRİKA, ORTA DOĞU DİJİTAL HİZMETLER, İNOVASYON VE TÜRKİYE İK DİREKTÖRÜ HANDE GENÇ:
ÖNCELİĞİMİZ, ÇALIŞANLARIMIZIN KENDİLERİNİ İYİ VE GÜVENDE HİSSETMELERİ
Koronavirüs döneminde en önemli konu, öncelikle çalışanların sağlığı, ardından firmaların müşterilerine hizmet verebilmesi ve ekonomide hareketliliğin sağlaması... Dijital dönüşümünü tamamlamış firmalar, hizmetlerine mesai saatleri dahilinde “evden çalışma” modeliyle kesintisiz devam edebildi.

Mesai saatleri hayatımızda hep olacak; ancak bu kadar kesin ve fiziksel olarak. belli bir mekân içerisinde sınırlandırılıp sınırlandırılmayacağı ve ölçüsü. tüm firmalar tarafından değerlendirilecek. Bir diğer konu, evden çalışanların olası ev kazalarına karşın bilgilendirilmeleri, ofisteki çalışanların risk analizlerinin tamamlanarak koronavirüsün yayılımını engelleyecek hijyenik tedbirlerin alınması... 

PSİKOLOJİK DESTEK...
SAP Türkiye olarak, çalışanlarımızın psikolojik olarak da kendilerini iyi ve güvende hissetmeleri için çalışıyoruz. “Çalışan Destek Programımız” ile telefonla uzman doktorlarla iletişim kurmalarını, online diyetisyen desteğinden faydalanmalarını, finans, hukuk ve tüm konularda uzmanlarla görüşebilmelerini sağlıyoruz.


PERYÖN-TÜRKİYE İNSAN YÖNETİMİ DERNEĞİ YK. BŞK. / DEFACTO İK’DAN SORUMLU GMY.  BERNA ÖZTINAZ:
İNSAN ODAKLI KURUMLAR BU DÖNEMİ BAŞARIYLA ATLATACAK
İş yaşamı açısından, çok da öngörülemeyen zorlu bir dönemden geçiyoruz. Kurumların yakın geçmişte taslak olarak hazırladığı tüm kriz planları, neredeyse gerçeğe dönüştü. İş-yaşam dengesi, “uzaktan çalışma” modelleri ve motivasyon konuları büyük önem kazandı. Uzun yıllar ders çıkaracağımız bir süreçteyiz.

İş dünyası pandemiye hazırlıksız yakalandı; ancak kısa zamanda hızla aksiyon aldı. Süreç öncesinde şirketlerin gündeminde olan; ama tam gelişmemiş “uzaktan çalışma” kasları oldukça güçlendi. 

EN BÜYÜK ZORLUK ÇALIŞAN MOTİVASYONU 
Covid-19 özelinde hayata geçirilen yönetimsel hamleler daha bir değer kazandı. Çalışma modellerini hızla online sistemlere adapte edenlerin yaşadıkları en büyük zorluk ise çalışanlarının motivasyonunu yüksek tutmak. Bu nedenle; internet erişimi, mobil cihaz temini, finansal kredi, hatta öğle yemeği desteği gibi alışık olmadığımız pek çok yeni yan hak uygulamaya konuldu. 
Dijital bir modele geçiş yapsak da insan kavramının değeri gittikçe artıyor. PERYÖN olarak, merkeze insanı koyanların, süreci başarıyla atlatacağını öngörüyoruz. Çatı derneğimiz EAPM ile beraber “İnsana Değer” diyoruz. Başarılı uygulamalardan diğer kurumların da ilham alması ve krizlerde organizasyonu çeviklikle yönetmek için, 2020’ye özel “Zor Zamanlarda Değer Yaratmak” başlıklı yeni ödül kategorisini sürecimize dahil ettik. 


KASTAMONU ENTEGRE İK DİREKTÖRÜ SELİM ÇELEBİ:
ÇALIŞANLARIMIZIN KAYGISINI AZALTARAK KİŞİSEL GELİŞİMLERİNE KATKI SAĞLIYORUZ
Pandemi döneminde ilk yaptığımız işlerden biri, insan kaynakları, İş Sağlığı ve Güvenliği (İSG) ve idari işler ekiplerimizin katılımıyla “Pandemi İzleme Kurulu” oluşturmak oldu. Bu kurul, gelişmeleri yakından izledi, alınması gereken önlemler konusunda bize yol gösterici oldu. Üst yönetim olarak da daha sık toplanarak süreçlere yön verdik.

Genel merkez çalışanlarımız için uzaktan çalışma, üretimdekiler için dönüşümlü çalışma ve vardiya değişikliği kararlarını, etkin planlamayla hızlıca hayata geçirdik. Bunları, ilgili ülkelerdeki salgın durumunu gözeterek, yurt dışı fabrikalarımızda da uyguladık. Uzun yıllardır yatırım yaptığımız dijital altyapımızın başarılı bir performans sergilediğini, işlerimizin uzaktan da aksamadan yürütülebildiğini gördük. 

BİR BÜTÜNÜN PARÇASI...
Uzaktan çalışan her bir arkadaşımız ile tek tek iletişime geçtik, hatırlarını sorduk ve geribildirim aldık. Böylece destek olabileceğimiz ilave konuları belirledik. Kaygıyı azaltarak, kişisel gelişimime katkı sağlayacak uzaktan eğitimler ve seminerler düzenledik. Birlik ve beraberliğimizi güçlendirmek için iletişim faaliyetlerimizi artırdık. Çalışanlar ve çocuklarına yönelik online spor ve sağlık aktiviteleriyle onlara moral verdik, uzakta olsalar da bir bütünün parçası olduklarını hissettirmeye gayret ettik. Pandemi sonrası çalışanlarımızın da fikirlerini alarak sürecin değerlendirmesini yapacak ve bu döneme özel uygulamalarımızdan neleri, ne şekilde devam ettireceğimize karar vereceğiz. Bir diğer önemli nokta da metotlarımızı, çalıştığımız tedarikçi ve müşterilerimiz ile aynı frekansta planlayabilmek olacak... 


BORUSAN HOLDİNG İK VE KURUMSAL İLETİŞİM GRUP BAŞKANI NURSEL ÖLMEZ ATEŞ:
OFİS KAVRAMI EV-OFİS KAVRAMI ile BİRLEŞECEK
Pandemi, tüm dünyaya çalışma düzenleriyle ilgili çok önemli değişimleri, dönüşümleri beraberinde getirecek. Ofislerde alınan tüm önlemler ile, farklı bir çalışma hayatı deneyimleyeceğiz. Bu, en azından aşı bulunana ve çalışanlarımız bundan yararlanana kadar devam edecek. 

Borusan Grubu olarak birinci önceliğimiz, tüm operasyonlarımızı her zaman, çalışanlarımıza ve topluma fayda sağlayacak şekilde yürütmek. Bunun yolu ise değişen dünyanın koşullarına uyum göstererek üretmeye ve değer yaratmaya devam etmekten geçiyor. Türkiye’de pandeminin başladığı mart ayından bu yana, işlerimize ara vermedik.

ÇALIŞANLARIMIZIN SAĞLIĞI GÜVENCE ALTINA ALINDI
Üretimimizi devam ettirirken, tüm çalışanlarımızı işe gelmek için evden çıktıkları andan, ulaşım araçlarına binerek tekrar evlerine geri dönene kadar en iyi şekilde koruyacak tüm hijyen, sağlık ve güvenlik önlemlerini aldık. Hem çalışanlarımızın ve sevdiklerinin sağlıklarını güvence altına aldık hem de işlerimizin sürekliliğini sağladık. Evden çalışması uygun olan rolleri bu düzene geçirdik. Covid-19 dönemi sonrasında, bu uygulamanın belirli bir düzende süreceğini tahmin ediyoruz. 
Borusan Grup İK stratejimizde, “Yeni Düzen Çalışma” olarak odak aldığımız uzaktan çalışma, part time, freelance işgücü ya da crowdsourcing (kitle kaynak) gibi çalışma yaklaşımlarıyla ilgili insan kaynakları düzenlemeleri artacak. Ofis kavramı, ev-ofis kavramı ile birleşecek. Geçmişte birçok kurumun daha uzak yaklaştığı ‘evden çalışma pratikleri’ günlük hayatın ve pandemi gibi özel durumların yarattığı ihtiyacın bir cevabı olacak.