KÂRLILIK ANAHTARI

91 yaşındaki Warren Buffet yüksek enflasyon ortamına dair çok basit bir tavsiyede bulunuyor 'Bir konuda fevkalade iyi olun'. 20. yüzyılın en başarılı yatırımcılarından biri olan Buffet, 'yetenekli olduğunuz konuya odaklanırsanız enflasyondan etkilenmezsiniz' diyor. Şirketlerin de öne çıkan yetenek ve farklılıklarına odaklanma zamanı. Çünkü yüksek enflasyon ve dalgalı Türk Lirası döneminde CFO'ların işi oldukça zor.

Peki yeni dönemde, enflasyon muhasebesi için ne gibi hazırlıklar yapılıyor? Bu sayımızda, Türkiye’nin en etkili CFO’larının şirketlerin gerçek karılıklarını bilmeleri için neler önerdiğine bakıyoruz.

OTOKOÇ OTOMOTİV’İN ENFLASYON MUHASEBESİ’NE BAKIŞ AÇISI NASIL? PEGASUS, ENFLASYON MUHASEBESİ’NDE HANGİ KONU BAŞLIKLARINA DİKKAT ÇEKİYOR? SAP TÜRKİYE’YE GÖRE, ENFLASYON MUHASEBESİ’NDEKİ ÖNEM ARZEDEN KONULAR NELER?

Yayın Kurulu Üyemiz Ayşe Burcu Arslan sordu, CFO'lar yanıt verdİ. Özel araştırmamızın detayları

Dr. Önder M. Kutman / Otokoç Otomotiv Mali İşlerden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı
Enflasyon muhasebesi gerekli hale geldi
Son üç yılın enflasyonu %100’ün üzerine çıktığı için uluslararası muhasebe standartlarına göre enflasyon muhasebesi uygulaması gerekli hale geldi. Ancak kanuni finansal tabloların enflasyon muhasebesine geçişi ile ilgili belirtilen tarih 2023 yıl sonunu işaret ediyor.

Biz Otokoç Otomotiv ve Koç Topluluğu’nun bir parçası olarak proaktif davrandık. 2021 sonundan itibaren hazırlıklarımıza başladık. Tüm iş alanlarımıza gerekli bilgilendirmeler yapıldı. Eğitim çalıştayları düzenlendi ve bir rehber hazırlandı. Sonuç itibarıyla 2022 yıl sonu uluslararası muhasebe standartlarına uyumlu enflasyon muhasebeli ve enflasyon muhasebesiz olarak finansal tablolarımızı iki versiyonlu olarak hazırlayacağız.

Şirketler belli KPI setleri oluşturmalı

Şirketlerin gerçek karlılıklarını bu konjonktürde takip edebilmeleri için belli KPI setleri oluşturmaları gerekir. Rutin takip edilen brüt kar marjı, vergi öncesi kar marjı ve öz sermaye karlılığı oranlarının yanında tüm göstergelerin ve finansal büyüklüklerin enflasyon oranları ile “deflate” edilerek değerlendirilmesi daha doğru olacaktır. Bunu yaparken hem halkın alım gücünü dikkate alarak hesaplanan tüketici enflasyonunu, hem de firmaların üretim maliyet artışlarını dikkate alan üretici enflasyonunu unutmamak gerekir. İçinde olduğumuz dönemde her şirketin kendi maliyet artışlarını (finansman maliyetleri dahil) dikkatle izlemesi ve bunun ne kadarını piyasaya fiyat artışı olarak yansıtabileceğini hesaplaması gerekir. Sektörden sektöre değişkenlik gösterse de üfe oranının tüfenin üzerinde olduğu gerçeği şirketlerin çoğunda reel kar marjlarının azalmasına neden olmaktadır.

Takip edilmesi gereken en önemli unsurlardan biri de sürdürülebilir karlılıktır. Değindiğim konulardan dolayı kar marjları gerilese de şirketlerin, verimlilikleri arttırıcı projelerle, süreçlerini gözden geçirerek, valör gün sayılarını azaltarak maliyetlerini aşağı çekmeleri mümkündür.

Barbaros Kubatoğlu / Pegasus Hava Yolları Finans Genel Müdür Yardımcısı
Sabit kıymetler stoklar ve uçuş yükümlülüğü…

Enflasyon muhasebesi bizim gibi halka açık şirketlerde hem yasal kayıtlar hem de TMS’ye uygun hazırlanan raporları etkilemesi açısından önemli. Bizim şirket olarak TMS’ye göre hazırladığımız mali tablolarda fonksiyonel para birimimiz Avro olduğu için, bu kısımda enflasyon muhasebesi uygulanmasının etkisi sınırlı olacaktır. Ancak, TL olarak tutulan yasal kayıt tarafında enflasyon muhasebesi kapsamında endekslemeye tabi tutulacak parasal olmayan kalemlerle ilgili hazırlıklarımızı yapıyoruz. Özellikle yoğun datanın olduğu sabit kıymetler, stoklar ve uçuş yükümlülüğü gibi kalemlerimizin mevcut yapılarının enflasyon muhasebesi kapsamında endekslemeye uygun olup olmadığının analizi ve gerekli değişikliklerin yapılması, enflasyon muhasebesine hazırlık anlamında en önemli gündem maddelerimiz diyebilirim.

İki açıdan şirketlerin gerçek kârlılıkları

Şirketlerin gerçek karlılıklarını iki açıdan değerlendirmek isterim. İlki toplam şirket kârlılıkları açısından… Burada da satış ve gelir arasındaki ilişki en önemli konulardan biridir. Şirketlerin ürettiği mal ve hizmetleri sattıklarında ortaya çıkan tutarlar gelirin kaydedilmesi prensipleri doğrultusunda kâr-zarar tablosuyla ilişkilendirildiklerinden; satış-gelir arasındaki ilişki gerçek kârlılıkların bilinmesi konusunda önem arz eder. Benzer şekilde henüz kayıtlara alınmamış ancak tahakkuku gerçekleşmiş giderlerin takibi de oldukça önemlidir. Bu tarz giderlerin en olası tutarlarıyla hesaplanarak tahakkuk ettirilmesi, kâr-zararın gerçeğe yaklaşması açısında önemlidir. Bu kapsamda, örneğin bizim sektörümüzde uçak biletleri satıldığında yükümlülük olarak kaydedilirken, uçuş gerçekleştiğinde gelir tablosuna hasılat olarak yazılır. Benzer şekilde, farklı ülkelerden almış olduğumuz yakıt, yer hizmetleri vb. giderlerin faturalarının bize ulaşması zaman alsa da, biz uçuşa ait parametreleri ve anlaşma fiyatlarını kullanarak gerçeğe en yakın gider tahminlerini yaparak gider tahakkuklarımızı yaparız.

Kârlılık ölçümlenmesine yönelik ikinci açı ise ürün kârlılıklarının ölçümlenmesiyle ilgili... Mümkün olduğunca ürünle birebir ilişkili gelir ve giderlerin ayıklanarak direkt olarak ürün kârlılıklarının oluşturulması ve diğer genel giderlerin de sağlıklı ve mantıklı dağıtım anahtarlarıyla ürünlere paylaştırılması, ürün kârlılıklarının tespiti açısından çok önemlidir. Dağıtımla gelen giderlerin ağırlığına bağlı olarak; dağıtım anahtarlarının farklı kullanılması ürün kârlılıklarının yanlış ölçümlenmesine neden olabilir. Bu anahtarları belirlerken şirket dinamiklerinin yanı sıra sektör uygulamalarının da takip edilmesinde fayda olduğunu düşünüyorum. Havacılıkta bu kapsamda kullanılan en temel ve yaygın dağıtım anahtarlarından biri ASK şeklinde kısalttığımız Arz edilen koltuk km parametresidir. Örneğin, bu parametre hem uçağın koltuk kapasitesini hem de uçuş mesafesini aynı anda dikkate aldığından, maliyet bazına paralel bir operasyonel figür olmasından kaynaklı olarak havacılık sektöründe yaygın olarak kullanılır.

Buluş Fidan Tüfekçi / SAP Güney Avrupa ve Frankofon Afrika Bölgesi (SEFA) ve SAP Türkiye CFO'su
Arındırma, hesaplama ve karşılaştırma önemli
Geçmişte şirketlerin mali tablolarında çok sık rastlanan "yeniden değerleme” kavramı, 2003 yılında yapılan değişiklikle yerini “enflasyon düzeltmesine” bıraktı. 2004’te bir kere uygulanan enflasyon düzeltmesi, o dönemde yaşanan olumlu ekonomik gelişmeler sonucunda kaldırıldı. Ancak son dönemde enflasyonun yeniden yükselmesiyle birlikte enflasyon etkisi yeniden gündeme geldi.

Çünkü işletmeler karar alırken, özellikle de stratejik kararlar verecekleri zaman, mali tablolarına bakarlar. Enflasyonun yüksek olduğu durumlarda, işletmelerin mali tablolarını önce enflasyondan arındırması, ardından hesaplama ve karşılaştırma yapması önemlidir. Aksi takdirde alınacak kararlarda hataya düşme riski yüksektir.

İşletmeler, mali tablo kalemlerinin enflasyonun etkilerinden arındırılması için enflasyon muhasebesine ihtiyaç duyar. Enflasyon muhasebesi uygulamasındaki önemli unsurlardan biri, finansal kayıtların içeriklerinin ayrıntısıyla birlikte takibidir. Bunun için de güçlü bir ERP (kurumsal kaynak planlama) sistemi ve muhasebe altyapısı gerekir. SAP Türkiye olarak raporlama ve muhasebe birimlerimiz sayesinde ayrıntılara ulaşma konusunda hazırlıklıyız. Ayrıca SAP sistemlerini kullanan müşterilerimiz de sunduğumuz altyapıyla, doğru verilerle doğru kararlar alabiliyor.

İşin sürdürülebilirliği adına şirketlerin gerçek kârlılıklarını bilmeleri önemli

Kârlılık, şirketlerin en önemli başarı göstergelerinden biridir. Kâr aynı zamanda işletmeler için bir denetleme unsuru, verimli çalışmayı özendirme yöntemi ve elbette ki hepsinden önemlisi faaliyetlerini ve varlığını sürdürme aracıdır. Bu sebeple şirketlerin gerçek kârlılıklarını bilmeleri, işin sürdürülebilirliği adına büyük önem taşır. Gerçek kârlılığı ölçmenin yolu muhasebe ve raporlama prensiplerini doğru ve zamanında uygulamaktan ve anlık doğru raporlama yapmaktan geçiyor. Bunun için de işletmelerin etkin ve doğru bir altyapı oluşturması gerekiyor. Örneğin servis odaklı danışmanlık projelerinde, proje bazlı kârlılığın takip edilmesi için hem organizasyonların hem de sistemlerin doğru, etkin ve hızlı hareket edebilecek yetisinin olması sağlanmalıdır.