KÂRLILIK SONUÇ, SAĞLAMLIK SEBEP

Panasonic Eco Solutions Türkiye'de geçmiş icraatlarını raporlayan Finanstan Sorumlu Genel Müdür Erkut Açıl, önümüzdeki döneme dair beklentilerine ve gelecek planlarına da açıklık getirdi. Teknolojik dönüşümün önemini vurgulayan Açıl, ArGe ve inovasyonun önemine dikkati çekti.

Panasonic Eco Solutions Türkiye, İstanbul’da yerleşik endüstriyel tesislerinde hayatı kolaylaştıracak ürünler ve çözümler tasarlıyor. Üstün teknolojisini, çalışanlarının dinamizmi ve sürekli gelişimleriyle daha da güçlendiren topluluk, Türkiye'nin ilk 500 büyük sanayi kuruluşu içerisinde yer alıyor. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı onaylı ilk AR-GE Merkezi unvanını taşıyan dev şirket, sürdürülebilirliği kurumsal değerleri kapsamında tanımlıyor. Geleceğe değer katan önemli kurumsal sosyal sorumluluk projeleri de yürüten grubun finanstan sorumlu genel müdürlüğünü ise Erkut Açıl üstleniyor. Business Life ailesi olarak biz de 2019’un ilk sayısında Açıl’ın içten anlatımına kulak kabarttık… 

Öncelikle sizleri tanıyalım… Panasonic Eco Solutions Türkiye’yle yollarınız nasıl kesişti? 

1982 yılında İstanbul’da doğdum. Lise ve yüksek okulu ‘Bilgisayar Bilimleri’ alanında bitirdikten sonra Anadolu Üniversitesi’nde İşletme Lisans ve ardından da Maltepe Üniversitesi’nde MBA eğitimlerimi tamamladım. Ülkemizin önemli şirketlerinde yaşadığım çeşitli iş tecrübelerinin devamında ise yolum Panasonic Eco Solutions Türkiye ile kesişti. 

Halen Panasonic Eco Solutions Türkiye’de Finanstan Sorumlu Genel Müdür pozisyonunda görev yapmaktayım. Aslında “Kesinlikle finans alanında kariyer yapmalıyım” şeklinde bir hedefim yoktu ancak, eğitimim boyunca kuvvetli ve zayıf yönlerimi analiz ederek, karşıma çıkan fırsatları en iyi şekilde değerlendirme çabası içinde oldum. Meslek seçimini de bu doğrultuda yaptım, çalışmış olduğum alanda çok mutluyum. Evliyim ve 4 yaşında bir oğlum var.

‘ENDÜSTRİ 4.0’I UYGULADIĞIMIZ TESİSLER, EN İYİLER ARASINDA’ 

Panasonic Eco Solutions Türkiye ve faaliyetleri hakkında bilgi verir misiniz? 
Panasonic Eco Solutions Türkiye, İstanbul’da yerleşik endüstriyel tesislerinde faaliyet göstermekte olup konfor, güvenlik ve enerji verimliliği sağlayan yenilikçi ürün ve çözümleri tüm paydaşlarının memnuniyetini gözeterek dünya pazarlarına sunmayı amaçlamaktadır. Doğuşu 1966 yılına uzanan ve elektrik sektöründe ülkemizin en tanınmış markaları arasında yer alan VİKO, 2014 yılında gerçekleşen birleşme sonrasında dünya teknoloji devi Panasonic Corporation bünyesinde yer alan Panasonic Eco Solutions grubuna bağlı olarak varlığını sürdürmektedir. Sahip olduğu teknolojiler sayesinde Endüstri 4.0 uygulamalarını yaşama geçiren ve sektöründe dünyanın en iyileri arasında gösterilen endüstriyel tesislerinde yıllık 100 milyon adet anahtar ve priz üretim kapasitesine sahip olan Panasonic Eco Solutions Türkiye, müşteri beklentilerini öngören çözümler üretmek ve yenilikçi ürünleri pazara sunmak için ARGE, inovasyon ve tasarım çalışmalarını başarıyla sürdürmektedir. 

‘70’TEN FAZLA ÜLKEYE İHRACAT GERÇEKLEŞTİRİYORUZ’

Anahtar priz sektöründe Türkiye pazarında lidersiniz… Peki! Ürün gamınız içerisinde neler var? 
Elektrik anahtar ve prizleri, grup prizler, sigorta kutuları, aksesuarlar, alçak gerilim şalt ürünleri, elektronik elektrik sayaçları, otomatik sayaç okuma sistemleri, bina otomasyon sistemleri, LED aydınlatma ürünleri, profesyonel el aletleri, güneş enerjisi panelleri, güvenlik kamera sistemleri ve yangın algılama sistemleri yer almaktadır. Evet… Şirketimiz, anahtar priz sektöründe Türkiye pazarındaki liderliğini koruyor. 70'den fazla ülkeye gerçekleştirdiği ihracatıyla Panasonic ve VİKO markalarını dünya pazarlarında başarıyla temsil etmektedir.

‘PORTFÖYÜMÜZÜ YENİ ÜRÜN SERİLERİYLE ZENGİNLEŞTİRECEĞİZ’

2018 yılını nasıl bir ciroyla tamamlayacaksınız, veriler dahilinde açıklık getirir misiniz?

Sonrasına dair hedefleriniz neler? 2017’yi İSO 500 verilerinde de yer aldığı gibi yaklaşık 540 milyon TL net satışla hedeflerimizi gerçekleştirmiş olarak tamamladık. Önümüzdeki süreçte portföyümüzü, anahtar-priz pazarında standarttan lüks segmente kadar geniş bir yelpazede yeni ürün serileriyle zenginleştirmeye devam edeceğiz. Ayrıca, Panasonic ürün gamında yer alan birçok yeni ürün ve çözümü zaman içerisinde müşterilerimizin beğenisine sunmayı planlamaktayız. LED aydınlatma ürün gamımızın zenginleştirilmesinin yanı sıra, akıllı bina otomasyon sistemleri, akıllı sayaçlar ve uzaktan okuma sistemleri ve lüks segment anahtar priz serilerinin enerji verimliliğine önemli katkılar sağladığını düşünüyoruz. Bunlar gibi bazı ürün ve çözümlerimizin mevcut pazarlarımızdaki performansının artırılması ve Panasonic’in hâkim olduğu pazarlara sunulması bizlere heyecan veren önemli bir sinerji noktası olarak karşımıza çıkıyor. 

‘ZORLUKLARI, PROFESYONEL VE UZMAN BİR KADROYLA AŞIYORUZ’ 

Panasonic gibi köklü ve global bir markaya bağlı bir şirkette, finansından sorumlu genel müdür olmanın zorluklarından ve avantajlarından bahsedebilir misiniz? 

Finans departmanları uzun süredir önemli bir değişim sürecinden geçiyor. Operasyonel ve kontrol yükümlülükleri çerçevesinde birçok konuda üst yönetimin iş ortağı ve stratejik yön verene doğru taşınan bir rolden bahsediyoruz. Elbette tüm bunları yaparken global bir şirketin merkez ofisiyle sürekli iletişim, etkileşim ve uygunluk kontrolleri içerisinde olmak gerekliliği önem arz ediyor. Aynı anda içinde bulunduğunuz ülkenin yerel gerçeklerini, hem ticari ve yasal hem de konvansiyonel denge havuzunda tutmak profesyonel yaklaşımlar ve özen gerektirmektedir. Öncelikle belirtmeliyim ki, bu zorlukları, işinde oldukça profesyonel ve uzman bir kadro ile birlikte yürütmekteyiz. Bu sayede işimizin gereklerini, dikkatlice hedef standartlara oturttuktan sonra, global marka kültürünün katkılarını işimizin avantaj hanesinde görmeye başlıyoruz. Her şeyden önce global bir şirkete bağlı olmanın getirdiği kurumsallaşma kendi içinde kolektif ve daha rafine bir bilgi akışından da besleniyor. Dolayısıyla, piyasa gerçeklerinin çok farklı kanallardan test edilip, rafine bilgiye ulaşılarak global bir kültür haline gelmesinin faydalarını her yönüyle yaşamaktayız. 

‘KİŞİSEL YETENEK DEĞİL, TAKIM ÇALIMASINA ELVERİŞLİ ÇALIŞAN PROFİLİ…’ 

Sorumluluk alanlarınızdaki iş süreçlerini hangi disiplin ve prensiplerle yürütüyorsunuz?  

Finans alanı kendi içinde çok köklü tecrübelerin birikimiyle günümüze kadar gelişerek büyümüş ve analitik bir düzlemde gelişmiş, karmaşık ama bir o kadar da sistematik bir yapıdır. Günümüzde, bu mesleğin ihtiyaç duyduğu verilerin doğru analiz edilerek dijital ve yazılımsal destekler ile insan hatasını minimize edecek bir konuma ulaştığını söyleyebiliriz. Dün sıradan hesap makineleri ile yapılan hesaplamaların bugün profesyonel firmaların yazılım çözümleriyle geldiği nokta iş süreçlerimizi çok daha net sonuçlara ulaştırmaktadır. Dolayısıyla yine dünün organizasyon şemasında yer alan iş gücünün niteliklerindeki beklenti ve aranılan özellikler ile bugünün personel görev tanımları arasında da önemli farklar oluşmuştur. Kişisel yeteneklerden ziyade daha çok sisteme uyum sorunu yaşamayan, takım çalışmasına elverişli çalışanlardan oluşan bir çalışan profil yapısı idealize edilmektedir. 

ŞİRKET İTİBARINI OLUŞTURAN ANA BİLEŞENLER…

Sizce finansal sağlamlık ve kârlılığın kurumsal itibara etkisi nedir? 

Finansal sağlamlık öncelikle bir şirketin ticarî faaliyetini sürdürebilmesi açısından çok büyük bir önem arz etmektedir. Çünkü sürdürülebilir büyüme ve bu bağlamda gelişen kurumsal itibar şirketlerin sadece kârlılık hedefini değil, aynı zamanda yasal ve toplumsal sorumluluklarını da yerine getirmesini istemektedir. Ekonomik, sosyal ve çevresel konulardaki sorumluluklarınızı dengeli bir şekilde yerine getirmek, şirket itibarını oluşturan ana bileşenler arasında yer almaktadır. Zaten bu çerçeveyi sağlam bir şekilde oluşturup, faaliyetlerinizin merkezine konumlandırabilirseniz, gelirlerinizi arttırıp, giderlerinizi kontrol ve minimize edebilecek imkân ve kabiliyetlerinize mekanik ve kuramsal bir olanak sağlamış olursunuz. Bu sayede kârlılığınızın ölçülebilirliği ve gerçekleşmesi ya da gerçekleşmediği zamanki gerekçeleri rasyonalize edilmiş olacaktır. Kârlılık bir sonuçtur ve fakat finansal sağlamlık bu sonucun en önemli sebeplerinden biridir. 

‘BAŞARI, SADECE ZEKA VE ÜSTÜN İMKÂNLARLA GELMEZ’ 

Genç meslektaşlarınız için başarı anahtarı olabilecek ne gibi tavsiyelerde bulunabilirsiniz? 

Kendilerini tanımaya vakit ayırmalarını tavsiye ederim. Unutmayın ki başarılı insanlar, yalnızca çok zeki ya da çok üstün imkânlara sahip oldukları için bulundukları noktalara erişmemişlerdir. Fakat hepsi istisnasız çok çalışkan oldukları için başarılı olmuşlardır. Bu özelliği şüphesiz tüm başarılı insanlarda göreceksiniz. Eğitim çok gerekli bir konu fakat amacına uygun olmayan ve sadece diploma ya da sertifika için yapılan katma değeri düşük eğitimleri almaktan kaçınmalarını öneririm.

ERKUT AÇIL’IN HAREKET PLANI
- Önceliğimiz, önce sistemi hatasız çalışan bir merkeze oturtup, çalışanların buranın kontrol ve icra noktaları haline geldiği disiplin ve prensipler bütününü oluşturmak. 
-Sadece riske dayalı bir ticaret, dengesiz bir yapıdır ve rasyonel değildir. m Yenilikçi, çevreye duyarlı ve tasarruflu ürünler tasarlamak için AR-GE çalışmalarını hızla devam ettireceğiz. 
- Dijital dönüşüm yaklaşımımızın bir sonucu olarak teknolojik altyapımızı güçlendirerek, makine yatırımlarımızı sürdüreceğiz.

 

ERKUT AÇIL’IN İŞ HAYATINDAKİ 3 ALTIN KURALI
 

- Yeniliklere ve kolektif çalışma koşullarına mutlaka açık ve hazır olun. m En kıymetli olan zaman… Kendinizi ve kariyerinizi farklı kılacak konulara emek harcayın. 
- Mutlaka bir hedefiniz olmalı. Bunları gerçekleştirmek için kendinizi hiçbir şeyin engellemesine müsaade etmeyin.