KALKINMANIN iLETiŞiMi

Öyle bir döneme girdik ki ?kurumsal markanın? yönetilmesindeki öncelikler geleneksel marka yönetiminde bildiklerimizi unutturdu. Zaten o yüzden; iç iletişim ve sürdürülebilirlik iletişimi ayrı birer meslek oldu. Paydaş haritaları, itibar riskleri, sosyal medya yönetimi, sivil toplum entegrasyonu gibi konular şirket gündemlerinin üst sıralarında değerlendiriliyor. Bunlara paralel paydaş araştırmaları, etki raporları, uluslararası kuruluşlarda temsil, iletişim profesyonellerinin rutin işleri haline dönüştü. Bu gelişmelere paralel şirketlerin iletişim hizmetleri aldıkları kurumlarda da çok ciddi bir değişim ve dönüşüm var.

Su, karbon, plastik ayak izi gibi konular çok değil on yıl önce dikkat çekmeyen kavramlar iken bugün şirketlerin günlük raporlamalarının önemli bir parçası. Kadın konusu keza öyle. Yönetimde kadın sayısının artması, yönetim kurullarının oluşumunda kadın oranı temel konular olarak değerlendiriliyor. İnsan hakları, çevresel etki gibi konular şirketlerde birkaç kişinin özel ilgi alanı iken günümüzde tüm şirketin ana sorumluluklarının içinde tanımlanıyor. Koronavirüs, mülteciler gibi konjonktürün içinden doğan gündemler ise kalıcı olarak şirketlerin iletişim hareketliliğinde yer alacağa benziyor.

Ama asıl sorun şu; akademik dünya hazırlıksız yakalandı bu hızlı gündem değişimine. Sadece ülkemizde değil dünyada da iletişim eğitimi yapan kurumlar gidişata uyum sağlayamadılar. Bu işleri yönetmeye aday nitelikli insan kaynağı sıkıntısı “bir” numaralı gündem.

ASELSAN’A GÖRE İTİBAR YÖNETİMİNİN EN ÖNEMLİ KONUSU NE? DOĞANLAR HOLDİNG’E GÖRE İLETİŞİM ANA EKSENİNDE KİM VAR? PHILIPS’İN İLETİŞİMDEKİ EN ÖNEMLİ KONUSU NE? SAP TÜRKİYE’NİN ÖNCELİKLİ HEDEFİ NE? SIGNIFY’IN İLK SIRASINDA HANGİ KONU YER ALIYOR?

YAYIN KURULU ÜYEMİZ Salim Kadıbeşegil SORDU, KURUMSAL İLETİŞİM LİDERLERİ  CEVAPLADI. ÖZEL ARAŞTIRMAMIZIN DETAYLARI.

Philips Ortadoğu ve Türkiye Marka ve İletişim Direktörü Rengin Erdinç:
İletişimde tek ses olmak önemli
Philips, Türkiye’de 92 yıldır faaliyetlerini sürdürüyor. Bugün hemen hemen her ailenin evinde bir Philips ürünü bulunuyor.

Türk tüketicisinin Philips ile güçlü bir bağı ve güçlü bir hikayesi var. Bu gerçekten marka ve iletişim lideri olarak benim için çok gurur verici. Ancak aynı zamanda sorumluluğumuz da çok yüksek. Bu güveni devam ettirmek, markamızı korumak ve güçlendirmek en önemli görevimiz. Dünyada 100’den fazla ülkede faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. İletişimde tek ses olmak, dünyanın her yerinde bu stratejiyi korumak ama aynı zamanda yerel değerleri ve öncelikleri de göz önünde bulundurmak çok önemli.

Bugün kurumların hepsinin insan ve amaç odaklı kurumlara dönüştüğünü görüyoruz. Bu doğrultuda en büyük sorumluluğumuz insan ögesinin, samimiyeti, gerçek ve şeffaf iletişimi tüm süreçlere dahil etmek, çalışmalarımızın her aşamasında amaç odaklı olmak.

İtibar, kişi ve kurumlar için önemli bir yapı taşı

Marka ve İletişim yöneticileri kurumların dış dünyaya açılan yüzlerinden biri. Kurumların Marka ve İletişim yöneticilerinin itibarlı olması, kurumun güvenirliliğine de önemli bir etkide bulunuyor. Çünkü, Marka ve İletişim yöneticileri kurumun paydaşları ile kurumun yöneticileri arasındaki köprü görevini görüyor. Bu ilişkinin sürdürülebilir, güvenilir, kalıcı ve samimi olmasının da en önemli sorumluluğu Marka ve İletişim yöneticilerinde bulunuyor. Marka ve iletişim yöneticileri, kurumların temel stratejilerini, hedeflerini, marka değerlerini ön planda tutarak, şirketin itibarını ve markanın güvenirliğini üst seviyede yönetmelidir.

Çalışmalarımızın odağında insan var

Her zaman insana verdiğimiz değer ve ‘insana dokunan’ işlerle çalışmalarımıza yön veriyoruz. Bireylerin anne karnından başlayarak, yaşamları boyunca daha sağlıklı ve daha kaliteli bir hayat sürdürebilmeleri için katkıda bulunuyoruz.

Kadınların hem iş dünyasında hem de hayatın içerisinde güçlenmesi için projeler hayata geçiriyoruz. Süt Saatim Projesi ile çalışan ve emziren annelerin daha rahat ve daha uzun süre bebeklerini anne sütü ile besleyebilmesi için konforlu ve hijyenik bir emzirme ortamı sunulmasına destek oluyoruz.

Kalp sağlığı alanında da hem önlem almak hem de erken teşhis ve doğru tedavinin önemi konusunda farkındalık yaratmak adına pek çok proje hayata geçiriyoruz. Philips olarak tüm projelerimizde sürdürülebilirliğe büyük önem veriyoruz. 2015 yılında başladığımız ‘Küçük Kalpler’ projesi ile Kalkınma Bakanlığı GAP İdaresi ve Türk Kalp Vakfı iş birliğinde Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki çocukların kalp taramalarını yaptık. 2016 yılı sonunda Philips çalışanları ile hayata geçirdiğimiz ‘Kalbinin Sesi’ projesiyle kişiselleşmiş kalp sağlığına dikkat çektik. 2018 yılında ‘Kalbinin Resmi’ projesi ile ise doğuştan kalp sağlığı alanında farkındalık yaratmayı hedefledik.

Kalp ve damar hastalıkları konusunda farkındalık yaratmayı amaçladığımız diğer projemiz de 2021 Eylül ayında Orta Doğu, Türkiye ve Afrika bölgelerinde aktive ettiğimiz #KalbininRitmi kampanyamız. Bu kampanyamızda hem iç hem de dış iletişim sürecini birlikte bir ekip ruhu oluşturarak yürüttük.

29 Eylül Dünya Kalp Günü özelinde başlattığımız bu kampanya ile herkesi sosyal medya kanalları aracılığıyla koşu, yürüyüş, yüzme gibi farklı fiziksel aktiviteleri yapmaya teşvik ederek, kalp sağlığını gündeme taşıdık. Kurum içinde ise çalışanlarımız arasında sinerji yaratmak amacıyla onları da bu harekete davet ederek bir yarışma ruhu oluşturduk. Bu projede amacımız 2 haftalık bir maraton yaratarak, belirlediğimiz km hedefine erişmekti. 6 bölgede eş zamanlı yürütülen bu proje kapsamında Philips Vakfı ve Çocuk Kalp Vakfı aracılığı ile defibrilatör bağışlama fırsatı yarattık. Yine bu etkinliğin bir parçası olarak 29 Eylül Dünya Kalp Günü’nde kalp sağlığının önemine dikkat çekmek için mavi kalpli Philips balonunu 5 ülkede havalandırdık.

Signify Ortadoğu, Türkiye, Afrika ve Pakistan Kurumsal İletişim Direktörü Ebru Ertan Bilge:
‘Müşteri Odaklılık’ ilk sırada
Signify’da liderlerimizin üzerinde titizlikle çalıştıkları belirli konular var. “Müşteri odaklılık” bizim için ilk sıradadır. “Dijitalizasyon” olmazsa olmazımız, “Sürdürülebilirlik” ilham kaynağımız, “Inovasyon” ise yapı taşımızdır. Bu doğrultuda ürün ve hizmetlerimizi harmanlayıp aksiyon alıyoruz.

Signify olarak aydınlatma ürünlerimiz, sistemlerimiz ve hizmetlerimiz ile insanların hayatlarını daha güvenli ve daha konforlu hale getiriyor; işletmeleri ve şehirleri daha enerji verimli, daha akıllı ve yaşanabilir kılıyoruz. Tüm bunları yaparken sürdürülebilir bir dünyaya sektör lideri olarak katkıda bulunuyoruz.

Aynı sürdürülebilirlik misyonumuzu çalışma süreçlerimizde de kullanıyoruz. Sürdürülebilir başarı için hiç kuşkusuz çalışanlarımızla yürüttüğümüz ilişki çok önemli. Bu konu ‘Great Place to Work Enstitüsü’ tarafından da tescilledi. Vizyonumuz doğrultusunda şirket çalışanları olarak tek vücut şeklinde hareket ederek, ışığın aydınlatmanın ötesinde değer yarattığı daha akıllı bir dünyaya inancımızı ortaya koyuyoruz.

Kurumların en önemli değeri ‘itibar ve marka’

İtibar ve marka kurumların ellerindeki en önemli değerler. Bu sadece İletişim ve Marka ekiplerinin sorumluluğu değil, bir kurumda çalışan herkesin sorumluluğu. Biz de tüm çalışanlarımızı bu sürecin bir parçası haline getiriyoruz. Bu kapsamda itibar, etkili bir iletişimin olmazsa olmazı 3C (consistency – tutarlılık, continuity – süreklilik, comprehensiveness – kapsayıcılık) kuralına göre yönetilmeli. 3C ne demek diye bakacak olursak: İletişimde tutarlılık dediğimiz eylem ve söylem bütünlüğüdür. Süreklilik dediğimiz ise tüm paydaşlarla iletişimin sürdürülmesidir. Diğer bir deyişle “tek seferlik işlerden” ziyade anlamlı sosyal etki ve değer yaratacak uzun vadeli projelerin hayata geçirilmesidir. Kapsayıcılık ise tüm sosyal paydaşlara hitap edebilmek, iletişimi çok boyutlu ele almaktır. İtibarın bu 3 kural gözetilerek yönetilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bizim için de itibar getiren liderlik aslında tutarlılığımız ve sürdürülebilirliğe olan bakış açımızdan doğup şekilleniyor…

Signify olarak en büyük avantajımızın sürdürülebilirliği stratejimizin tam ortasında konumlandırmış olmakta buluyorum. “Daha Aydınlık Yaşamlar, Daha İyi Bir Dünya” 2025 Sürdürülebilirlik Programı’nı hayata geçirirken rotamızı Paris Antlaşması’nın çevre ve toplum üzerindeki olumlu etkisini ikiye katlamaya çeviriyoruz. Yine aynı doğrultuda çok yakın bir zamanda Glasgow’da gerçekleşen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı Çerçeve Sözleşmesi (COP26) kapsamında markamızla, iklim eylem çalışmaları için gereken sektör liderliğini üstlenmeye hazır; değer zinciri genelinde müşterilerimiz ve iş ortaklarımız ile çalışmaya kararlı olduğumuzu açıkladık. Bu çağrımız ile ‘Sıfır Karbon Salınımı’ Hareketinde LED kullanımının artmasıyla 25 milyar ağacın rahat nefes alacağını söyleyebiliriz.

Global olarak bu vizyonumuz ve başarımız Dow Jones Sürdürülebilirlik Endeksi (DJSI) tarafından da üst üste beşinci kez tescillendi. İklim Değişikliği Stratejisi ve Risk Yönetimi, Ürün Tasarımı ve Yenilik, İnsan Hakları Değerlendirmesi, Azaltma ve İyileştirme ve Kurul Çeşitlilik Politikası dahil olmak üzere 56 kategoride tam puan aldık. Signify olarak Kasım 2021 değerlendirmelerinde de Dow Jones Sürdürülebilirlik Endeksi’nde (DJSI) Endüstri Lideri seçildik.

ASELSAN Kurumsal İletişim Müdürü Berkan KARAKURT:
İtibar yönetiminin en büyük çıktısı ‘Güven’
Toplum tarafından beğenilen ve takdir edilen bir kurum olmanın yolu itibar yönetiminden geçiyor. Tam da bu noktada kalkınma iletişimi ile itibar yönetiminin dinamikleri aynı hedefte hizalanıyor.

İtibar yönetiminin en büyük çıktısı olan “güven” kavramı, kalkınmada iletişimin de en büyük dinamiklerinden birisi. Kalkınma için ortaya konulan katma değerin doğru argümanlarla güven oluşturacak şekilde sunulması kalkınma iletişiminin en büyük dinamiğidir.

ASELSAN’da ülkemiz için ortaya koyduğumuz her katma değeri ve başarının iletişimini “kalkınma” temelinde ele alıyoruz. Ülkemiz için sunduğumuz yüksek teknolojilerin oluşturduğu güveni, gururu ve gücü tüm iletişim süreçlerimize uygun mesajlar ile dahil ediyoruz. Türkiye’de yüksek teknoloji, en değerli insan kıymeti, teknolojik kalkınma, savunma gücü denildiği zaman akla ilk gelen kurum olmamızı kalkınmaya odaklanan iletişim stratejimize borçluyuz.

Sorumluluk alanı ve yetkinlik skalası ciddi şekilde genişledi

Çığır açıcı teknolojilerin beraberinde getirdiği hızlı bir dijital dönüşüm yaşıyoruz. Böylesi bir ortamda kurumsal iletişim profesyonellerinin sorumluluk alanı ve yetkinlik skalası da ciddi şekilde genişledi. Sorumluluk alanının genişlemesi; dijital gündemin hızını yakalayabilme, her şeyin saniyeler içinde tüketildiği dijital medya ortamında akılda kalabilme, dijital varlıklarınızı çağın ve zamanın ruhuna uygun yönetebilme yeteneklerini de artık zorunlu hale getirdi. Önceden tüm bu yetkinlikleri sadece dijital medyanın bir parçasıymış gibi görürdük. Ancak geldiğimiz noktada lider iletişiminden, sosyal sorumluluk projelerine, ürün iletişiminden medya iletişimine, kriz yönetimine kadar tüm kurumsal süreçlerde veri odaklı bir noktaya geldik.

Doğanlar Holding Kurumsal İletişim Direktörü Birnur Özgül:
Lider, iletişimin ana ekseninde
Doğanlar Holding bünyesinde yer alan şirketlerde iç iletişimin sağlıklı sürdürülmesi adına yeni bir iç portal kullanımını başlattık. Bu portal ile artık tüm iç gelişmeleri tek bir kaynaktan takip edebilmek mümkün olacak. Dış iletişim adına üzerinde çalıştığımız farklı içerikteki projelerimizi finalize etme aşamasında olduğumuzu söyleyebilirim.

Dijital devrimle birlikte, ulaşılabilir iletişim anlayışında liderler, iletişimin ana ekseninde yer alıyor. Liderin açıklaması markanın açıklaması, liderin itibarı markanın itibarı durumunda algılanıyor.  Medya ile ilişkilerde açık, net ve bilgilendirici bir tutum sergilemek, ulaşılabilir olmak artık günümüz liderlerinin ajandalarına yansıyor. Bu noktaya etki etmenin elbette önemli bir sorumluluk olduğu gerçeğinin yanı sıra, doğru iletişim kurgusunun da vazgeçilmezi olduğu düşüncesindeyim.

‘Kurumsal İtibar’ yerini ‘Lider İtibarı’na bıraktı

2000’li yılların başı itibariyle kurumsal ajandaların ilk sırasında yer alan “kurumsal itibar” dijital devrimle birlikte yerini “lider itibarı”na bıraktı. Liderin itibarının yönetilmesinin, kurumun itibarına olan etkisi göz önüne alındığında liderin vizyonu, düşünsel açılım sağlayan fikirleri kurumsal itibara önemli ölçüde ivme veriyor. Bu çerçevede liderin bilgisel açıdan beslenmesi, güncel konularla ilgili aldığı stratejik pozisyonların doğruluğu ve verdiği mesajların yönetimi hiç olmadığı kadar önemli artık.

SAP Türkiye Kurumsal İletişim Direktörü Ekin Erim Tayali:
Gençlere istihdam yaratmaak önceliklerimiz arasında
Türkiye’de 20 yıldır dijital dönüşümün tam merkezinde yer alan bir şirkette görev almanın en heyecan verici yanı müşterilerimizi bugünden geleceğe hazırlayan yeni nesil teknolojilerin yarattığı farka, yenilikçi projelere ve dönüşüme tanıklık etmek diyebilirim.

Başarılarıyla Türkiye sınırlarını aşan müşterilerimizin bu yolculuklarını katıldığımız çeşitli etkinlikler, webinarlar, konferanslar ve buluşmalarla kamuoyuna da anlatabilmek bizim için çok önemli. Bunun yanı sıra gittikçe dijitalleşen dünyada çocuklarımızı ve gençlerimizi dijital becerilerle donatmak ve onlara yeni iş alanları yaratarak istihdama katkı sağlamak da öncelikli hedeflerimiz arasında yer alıyor. Bu doğrultuda sivil toplum kuruluşları ile iş birliği içinde, Türkiye’deki girişimcilik ekosisteminin geliştirilmesine, çocukların ve gençlerin dijital okuryazarlığının artırılmasına, teknik beceri ve yetenek gelişimine yönelik eğitim ve istihdam projelerini hayata geçiriyoruz. Kurumsal sosyal sorumluluk projemiz Bugünün Dijital Yetenekleri programı ile Türkiye’de 8 bin 654 çocuk ve genci kodlama ile tanıştırdık. Bu yıl da devam edecek kodlama eğitimleriyle Türkiye’de 3 bin gence daha ulaşmayı hedefliyoruz. Eğitim ve istihdam programımız SAP Genç Profesyoneller Programı ile de bugüne kadar yaklaşık 170 gencimizin bulut bilişim, büyük veri ve e-ticaret gibi farklı teknolojilerde uzmanlaşmasını sağladık. SAP'nin uluslararası geçerliliğe sahip sertifikalarıyla “SAP Danışmanı” unvanını kazanan bu gençlerin neredeyse tamamı SAP ekosisteminde istihdam edildi. Ayrıca TÜSİAD’ın yeni nesil dijital eğitim platformu İşim Gücüm Geleceğim projesine de hem kurumsal sponsor hem de içerik sağlayıcı olarak katkı sağlıyoruz. Küresel iş birliği yaptığımız UNICEF’in Generation Unlimited girişimine destek oluyoruz. Bu kapsamda Milli Eğitim Bakanlığı ve UNICEF ile birlikte Türkiye’de hayata geçirdiğimiz projeyi çok yakında duyuracağız. Gençlere yönelik kaliteli eğitim ve iş becerileri konularına birlikte çözüm üretmek amacıyla UNICEF’in Türkiye’de kurduğu Danışma Kurulu’nun da üyesiyiz. SAP olarak Türkiye’de genç istihdamını artırmaya yönelik eğitim programlarımız, iş dünyası örgütlerindeki aktif çalışmalarımız, farklı alanlardaki sponsorluk faaliyetlerimiz ile topluma ve ülkemize katkımızı sunmaya devam edeceğiz.

Çalışanlarımız her zamanki gibi en öncelikli değerimiz

Değişimin çok hızlı olduğu ve ülkelerin, şirketlerin, toplumların bu hıza ayak uydurmak zorunda kaldığı bu dönemde dijital dönüşümün kalbinde yer alan bir şirket olarak teknolojinin dünyayı değiştiren gücünü geniş kitlelere anlatabilmek öncelikli sorumluluğumuz. Salgın döneminin başında iş dünyasındaki evrilen yeni duruma paralel olarak şirketlere tedarik zincirindeki aksamaları önlemelerinde, çalışanlarıyla ve müşterileriyle kesintisiz ve güvenilir ilişki kurmalarında destek olmak için belirli çözümlerimizi ücretsiz kullanıma açtık. Eğitimlerine online olarak devam etmek için güvenli ve iyi işleyen bir öğrenme platformuna ihtiyaç duyan tüm öğrenciler ve profesyoneller için SAP platformu üzerindeki yenilikçi ve interaktif eğitim içeriklerimizi ücretsiz erişime açtık. Tüm bu hizmetlerimizin duyulması ve daha fazla kurum ve kişinin faydalanması için yoğun bir iletişim çalışması yürüttük.

İçinden geçtiğimiz dönemde çalışanlarımız her zamanki gibi en öncelikli değerimiz. Evden çalışmaya geçtiğimiz bu dönemde, çalışanlarımızın ihtiyaçlarını anlamak, düzenli geribildirim alabileceğimiz şekilde onlarla sürekli iletişim halinde olmak, motivasyonu artıracak ve kurum kültürümüzü destekleyecek iç iletişim faaliyetleri gerçekleştirmek kritik öneme sahipti. İç iletişim çalışmalarımızı yürütürken de yine en büyük yardımcımız Qualtrics gibi SAP’nin yenilikçi çözümleri oluyor.

Liderlerin değişime hızlı ayak uydurabilmesi çok önemli

Günümüzde liderler ve yönetim ekipleri şirketlerinin toplumdaki itibarının ve algısının yönetiminden de sorumlular. Liderler, kurumun sözcülüğünü üstlenmenin yanı sıra kurumunun değerlerini temsil eden ve geniş kitlelere aktaran bir rol model olarak kurumsal itibara katkı sağlıyorlar. Değişimin kaçınılmaz ve çok hızlı yaşandığı günümüzde liderlerin değişime hızlı ayak uydurabilmesi, yenilikçiliği ve çeşitliliği ön planda tutması ve esnek olması çok önemli. Belirsizlik ve değişimle etkili bir şekilde başa çıkabilen, kendi itibarını doğru şekilde yöneterek kurum itibarına katkı sağlayan liderler iş ortaklarına, paydaşlarına ve sektörüne de ilhâm veriyor. Günümüzde liderlik; yaşadığı topluma ve ülkeye değer katma, sorunlara duyarlı olarak ortak akılla çözüm üretmek için aktif görev alma gibi özellikleri de gerektiriyor. SAP’de Genel Müdürümüz başta olmak üzere pek çok yöneticimiz TÜSİAD, YASED, TÜBİSAD ve AHK Türkiye (Almanya-Türkiye Ticaret ve Sanayi Odası) gibi önde gelen kuruluşların üyesi. Bilgi ve iletişim teknolojileri, dijital dönüşüm, sanayide dönüşüm gibi alanlara ek olarak perakende, enerji, sağlık, gıda gibi pek çok başlıkta 33 farklı çalışma grubuna katılarak topluma ve ülkemize fayda sağlayacak projelerin üretilmesinde ve yürütülmesinde aktif rol alıyoruz.