NİHAT ÖZDEMİR'İN 'SPOR'TİF PLANLARI'

İlk spor yöneticiliğine Ankaragücü'nde başladı. Uzun yıllar görev yaptığı Fenerbahçe'de "İkinci Başkan" unvanının da sahibiydi. Türkiye Futbol Federasyonu (TFF)'de 4 yıl boyunca başkan vekilliğini üstlendi. 1 Haziran 2019 tarihindeki Olağan Seçimli Genel Kurul'a tek aday olarak girdi ve Başkent'te TFF'nin 69. başkanı seçildi. Yeni dönemin yol haritasını "Başlanan projeleri devam ettirmek, bunlara yenilerini eklemek, Türk futbolunu daha da ileriye taşımak" olarak çizdi. Aynı zamanda LİMAK Holding Onursal Başkanı olan Nihat Özdemir ile "spor" dolu, keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik. İlk konu başlığımız "Sportif Şirketler", haliyle sponsorluklar ve Türk futbol ekonomisi oldu. İkinci bölümümüzün odağında ise EURO 2018 finallerine giden A Milli Takımımız yer aldı...


5 Nisan 1950’de, aslen Bitlisli olan  bir ailenin çocuğu olarak Diyarbakır'da dünyaya geldi. Tahsilini, lise bitimine kadar burada tamamladı. Ankara’ya gelip bugünkü adıyla Gazi Üniversitesi Mühendislik Fakültesi’nden mezun oldu. 1976’da arkadaşı Sezai Bacaksız ile birlikte LİMAK’ın temellerini de attı. İş dünyasında, başarı merdivenlerini tırnaklarıyla kazıyarak çıktı. İmza attığı başarılı sayısız projenin birçoğu, günümüzde de devam ediyor.

FUTBOL AİLESİNİ ÇOK İYİ TANIYOR
1995-1996 yılları arasında Ali Şen döneminde Fenerbahçe yönetimine girdi. İçinden geldiği futbol ailesini iyi tanıyor. Bilgili, tecrübeli. Camianın sorunlarına hâkim ve çözüm üretme konusunda deneyimli. Bir önceki yönetimde de bulunduğu için atılımların sürdürülebilirliği noktasında yapılacaklar listesi çoktan hazır. Uluslararası ilişkileri de son derece güçlü ki bu, Türk futbolu adına büyük kazanç...

HAKLI OLARAK GURUR DOLU
Bugünlerde ise haklı olarak çok gururlu. A Milli Futbol Takımımız, EURO 2018 finallerinin kapısını açtığında onun da zihninde yeni şimşekler çaktı. Günün problemlerinin hepsinin farkında; ancak geleceğe dair umut dolu. Sportif başarıdan mali yapılanmaya, tesisleşmeden altyapıya dek, farklı açılımları mevcut. Not defterinde, kulüplerimizin sıkıntılarına dair çözüm önerileri de yazılı. Ajandasının “Organizasyon” başlığında, yeni döneme yönelik EURO 2028’in ev sahipliğini kazanmak öne çıkıyor. Sahaya ilişkin de ilk planda, 2020 Dünya Kupası finallerine katılma hedefi var.

ÖNCE MASADA SONRA SAHADA!
69 yaşın getirdiği olgunlukla, bütün konularda ve her soruya verecek hep mantıklı yanıtları var. Türk futbolunun bir numaralı ismi, öncelikle ‘Spor’tif Şirketler araştırmamız kapsamında düşüncelerini açıkladı. İşin ekonomik boyutunda ‘sponsorluk’un önemini vurgulayan Nihat Özdemir, söyleşinin ikinci kısmında tabir yerindeyse yeşil zemine indi. Bir başka ifadeyle; hep plan yaptığı masadan kalkıp çimlere ayak bastı...

SPONSORLARIMIZ İLE YÜKSEK HEDEFLER İÇİN OMUZ OMUZAYIZ
İş ortaklarınızın tecrübeleri ve heyecanları, Türkiye Futbol Federasyonu (TFF)’ye ne katıyor?

Türkiye Futbol Federasyonu, 96. yılını yaşayan güçlü ve köklü bir marka. Türkiye ile özdeşleşmiş, yine güçlü ve köklü markalarımız da Cumhuriyetimiz ile yaşıt Federasyonumuz ve Milli Takımımızın yanında olmak istiyor. Güçlü markalarla güçlü arma yan yana olunca, ortaya güçlü iş birlikleri çıkıyor. Çoğu yarım asırı geride bırakan sponsorlarımız, Türk futboluna önemli bir kaynak yaratıyor, spora ve sporcuya verdikleri değerle birlikte milli bir görev üstleniyor. Biz sponsorlarımızla üzüntüde ve sevinçte omuz omuza hep bir aradayız. 

Birlik ve beraberlik ruhuyla, dünyaya örnek iş birlikteliklerine imza atıyoruz. Tüm bu anlaşmalar, karşılıklı inanç ve güvenin göstergesi. Bu kapsamda sponsorlarımız; tecrübeleri ve heyecanlarıyla TFF’ye, güçlü kaynak, manevi destek, sinerji ve motivasyon gibi çok değerli katkılarda bulunuyor. En önemlisi, sponsorlarımızla tek yüreğiz ve yüksek hedefler için omuz omuza verdik.      


DEĞERLİ MARKALAR İLE UZUNSÜRELİ BİRLİKTELİKLERDEN ÇOK MUTLUYUZ 
Birçok sponsorunuzla 10 yılın üzerinde hatta 20 seneyi aşkın anlaşmalarınız var. Uzun dönemli bu iş birlikteliklerini sportif başarıya dönüştürmek ve turnuvaların vazgeçilmez temsilcisi olmak için hazırlanan eylem planı neleri içeriyor?

Federasyon olarak biz, değerli markalarla uzun süreli birlikteliklerden çok mutluyuz ve bunu çok önemsiyoruz. 1996’dan beri omuz omuza verdiğimiz Mercedes-Benz Türk ve 2002’den bu yana birlikte çalıştığımız Turkcell ile geçen aylarda sözleşmelerimizi uzattık. Nike, THY, Spor Toto, Coca-Cola, Acıbadem, OPET gibi sponsorlarımızla yıllardır Türk futbolunun değerini artırmak için çaba gösteriyoruz. Sadece uzun soluklu sponsorlarımız değil, Arçelik, DYO, Damat, PTT ve Gillette gibi son yıllarda ailemize katılan köklü markalar da bize büyük güç katıyor. Bu güç birliği, Türk futbolunun uluslararası alanda daha güçlü olmasını sağlıyor.
1996 ile 2020 yılları arasında baktığımızda, 7 Avrupa Şampiyonası’nın 5’inde varız, sadece 2’sini kaçırdık. Bu başarıyı, daima yanımızda güçlü bir şekilde hissettiğimiz sponsorlarımıza borçluyuz. Onların özellikle manevi destekleri bizlere büyük güç katıyor. Aynı istikrarı 2020 Dünya Kupası finallerine katılarak da göstermek istiyoruz. Her katılım, uzun soluklu sponsorlarımızın desteklerini artırmasına yarayacak, yeni sponsorluk taleplerini de beraberinde getirecektir. Artan istikrarlı sportif başarı, sponsor patlaması yaşatacak. 
Eylem planımızın temelini ise futbolcu üretimi, son 5 yılda artan şekilde gördüğümüz Avrupa’ya Türk oyuncuların gitmesi, önemli liglerde futbolcularımızın ülkemizi temsil etmesi oluşturuyor. Güçlü Milli Takım’ın temeli güçlü altyapı. Çalışmalarımız ağırlıklı olarak bu yönde devam edecek.   

GENÇ MİLLİ TAKIMLARIMIZA TEŞVİĞİ ÇOK ÖNEMSİYORUZ 
Güçlü markalarımızın spora verdiği desteğin, tüm yaş grupları da dahil, uluslararası başarılarda oynağı rol nedir? 

Sporda rekabet anlamında geldiğimiz noktada, uluslararası alanda başarının formülü sponsor desteği. Her ülke sponsorların desteğiyle daha da güçlenmekte, futbolda söz sahibi olmakta. Milyonların kalbinde taht kuran Türk Milli Takımı da güçlü sponsorlarıyla, uluslararası alanda hedeflenen başarılara koşma şansı yakalamakta. Bu noktada özellikle Genç Milli Takımlarımız açısından sponsorların teşviğini çok önemsiyoruz. Sponsorlarımızın güçlü destekleri, Türk futbolunun dünyada hak ettiği noktaya gelmesi için itici bir güç.      

GELİRLER, ALTYAPIYA DESTEK İÇİN KULLANILIYOR
Sponsor gelirleri, başta altyapı olmak üzere, Türk futbolunun gelişimi ve kulüplerimize başarıyla doğru orantılı olarak adil dağılım noktasında nasıl değerlendiriliyor? 

A Milli Takımımız başta olmak üzere; erkekler, kadınlar, futsal, plaj ve 4 engelli federasyon dahil, Federasyonumuzun bünyesinde toplam 20 milli takım bulunuyor. Sponsorlarımız, çoğu altyapı olarak değerlendirilecek tüm milli takımlarımıza destek sağlıyor. Ayrıca Federasyonumuz, kulüplerimize altyapı tesisleri için katkı yapıyor. Liglerin ve kupanın isim sponsorluklarından, tüm profesyonel kulüplerimiz katılım gösterdikleri için eşit gelir kazanıyor. Yine amatör takımlarımız da aynı şekilde gelir olanaklarına sahip. 

TÜRK FUTBOL EKONOMİSİ AVRUPA’DA İLK 6 İÇİNDE
Türk futbol ekonomisinin Avrupa ölçeğindeki konumu, ajandanızın yeni dönem yatırım başlıklarını tümüyle uygulamaya geçirebilmek için yeterli olacak mı?
Türkiye, dünya ekonomisinde söz sahibi, ilk 15’e girmiş, uluslararası alanda güven duyulan, gelişime açık bir noktada. Aynı şekilde günümüzde Türk futbol ekonomisi milyar doları aşmış, Avrupa’da ilk 6’ya girerek çok önemli bir yer edindi. Federasyonumuz gurur abidesi tesisleri, altyapı yatırımları, kulüplere tesisleşme destekleri konusunda Avrupa’da birçok Federasyonun gıptayla izlediği bir konumda. Türk futbolunun geleceği için, bu yatırımlarımız ve çalışmalarımız aynı hızla devam edecek. Önümüzdeki dönemlerde Türk futboluna yeni tesisler kazandırmayı sürdüreceğiz. 


AVRUPA’YA KENDIMIZI TEKRAR HATIRLATACAĞIZ TÜM DÜNYANIN BİZİ KONUŞMASI ÇOK ÖNEMLİ 
A Milli Futbol Takımımız, 2020 Avrupa Futbol Şampiyonası finallerinin biletini aldı. Dünya ve Avrupa 3’üncülüğü apoletine sahibiz. “Bu kez neden şampiyonluk olmasın?” cümlesini kurabilir miyiz?

2020 Avrupa Futbol Şampiyonası finallerine, grubumuzda bir maç kala katılmayı garantiledik. Üstelik başka ülkeleri beklemeden, kendi aldığımız sonuçlarla final biletini aldık. Takımımız, ilk maçtan son maça kadar oynadığı futbol, verdiği mücadeleyle bunu hak etti. Kazanılan başarıdan dolayı, Şenol Güneş Hocamızı, teknik kadromuzu ve tüm futbolcularımızı can-ı yürekten tebrik ediyorum. Türk milletine büyük bir gurur yaşattılar, ülkemize moral kaynağı oldular. Onların bu başarıyla ülkemizin imajına sağladıkları katkıyı hiçbir şeyle ölçemeyiz. 

Finallere gelince… UEFA, 60. kuruluş yıl dönümü dolayısıyla ilk defa finalleri farklı ülkelerde düzenleyecek. Burada boy göstermek, adımızdan söz ettirmek, tüm dünyanın bizi konuşması çok önemli. Takımımıza inanıyoruz. Öncelikli hedefimiz, gruptan çıkmak. Sonra, gidebildiğimiz yere kadar yürüyeceğiz. Yani adım adım ilerleyeceğiz. “Yolun sonu final mi, şampiyonluk olur mu?” bunu yaşayarak göreceğiz. Ama şundan eminim ki, alacağımız sonuçlarla Avrupa’ya kendimizi tekrar hatırlatacağız.  

NEDEN BİR KEZ DAHA YARI FİNALİ BAŞARMAYALIM?  
EURO 2020’nin akabinde 2022 Katar Dünya Kupası'na gidebilirsek, FIFA dünya sıralamasında 20'nin altına düşüp ilk 10'a yürüyeceğiz. Bu jenerasyondan yeni bir Belçika örneği çıkar mı?

Takımımız, FIFA klasmanında 2018 yılı itibariyle 41. sıraya kadar düşmüştü; ancak Şenol Güneş Hocamız ile birlikte 2019’da çok hızla tırmanışa geçtik. Şimdi 20’li basamaklara kadar yükseldik. Hedefimiz tabii ki dünyada ilk 10 ülke arasına girmek. Bu biraz zaman alacak; ama bunu en kısa sürede gerçekleştireceğimize inanıyoruz. Çünkü iyi bir jenerasyon yakaladık. Çok iyi bir kadromuz var. Takımımızın verdiği mücadele her zaman takdire şayan. Hepsi pırıl pırıl çocuklar. Ağabeyler var. Tecrübeliler ve gençler çok iyi kaynaştı. Birlik beraberlik içerisinde hareket ediyorlar.

Bu Milli Takım, çok daha uzun yıllar ülkemize hizmet edecek. Bu kadronun çok daha büyük başarılar kazandıracağına yürekten inanıyorum. Hedeflerimiz arasında tabii ki Katar’da düzenlenecek 2022 Dünya Kupası finallerine katılmak da var. İnşallah büyük başarılara hep birlikte, milletçe yürüyeceğiz. Daha önceki dönemlerde iki ayrı jenerasyon ile Türkiye, hem Dünya Kupası’nda hem Avrupa Şampiyonası’nda yarı finaller gördü, bu jenerasyon ile Belçika örneğindeki gibi neden bir kez daha bunu başarmayalım?  

OLİMPİYAT’I, MİLLİ TAKIM STADI HALİNE GETİRECEĞİZ 
Futbolu çok seven bir ülkeyiz. A Milli Futbol Takımımız birçok yeri dolaştı, nihayetinde İstanbul’a döndü. Vodafone Park, Ülker Stadyumu ve son olarak Türk Telekom... İstanbul seyircisi, desteğiyle, geçmişteki tatsız olayları unutturabildi mi?
Eskiden tribünleri dolduramıyorduk, İstanbul’da statlarımızda sorunlar yaşıyorduk. Daha sonra maçlarımızı uzun bir süre Anadolu’da oynadık. Çok iyi bir Milli Takım taraftarlığı gördük. Tüm Anadolu şehirlerimize teşekkür ediyorum. İstanbul’a dönüş zamanı gelmişti, 5 yıl sonra 3 ayrı statta maçlarımızı oynadık, çok büyük destek gördük. Üç büyük takımımızın stadında 7 puan kazandık ve büyük bir bütünleşmeye imza atarak finallere kaldık. Bu maçlar; geçmişin izlerini silme, yaraları sarma adına bir fırsat oldu. İzlanda maçımızda, Ali Sami Yen Spor Kompleksi’nde bir kişilik yer yoktu. 100 bin kişilik stadımız olsa dolardı. Bu nedenle Atatürk Olimpiyat Stadı’nı, Wembley ve Stade de France gibi Milli Takım Stadı haline getireceğiz.  


DEVLER LİGİ FİNALİ, EURO 2028’İN KAPILARINI AÇACAK

2019 UEFA Süper Kupa’nın ardından 2020 UEFA Şampiyonlar Ligi finali de İstanbul'a önemli katkılar sunacak. Daha öncekilere eklenen iki büyük organizasyon, Türk futboluna ne kazandıracak? Bir başka ifadeyle; Türk futbolunda marka değeri nasıl artar?
İstanbul finaller şehri. Ne kadar mükemmel bir ev sahibi olduğumuzu, en son Vodafone Park’taki UEFA Süper Kupa finalinde gösterdik. O finali dünyada yaklaşık 2 milyar kişi izledi, 1 milyar TL’ye yakın gelir sağladık. Unutulmaz bir geceydi. Şampiyonlar Ligi en üst organizasyon. Bu rakamların iki katına çıkması muhtemel. 100 bine yakın taraftarı ağırlayacağımızı tahmin ediyorum. Türkiye ekonomisine ciddi bir katkı olacak. Ülkemiz bu finalle değeri ölçülemeyecek oranda tanıtım yapacak.
Türkiye’nin organizasyon gücünü tüm dünya iyi biliyor. Bu ev sahipliği bize, EURO 2028’in de kapılarını açacak. Tabii ki bu organizasyonlar, Türk futbolunun marka değerine katkı sağlıyor. Ama asıl değer katan, başarı kazanmak. Milli Takımımızın başarısı, kulüplerimizin Avrupa’daki başarısı… Bu nedenle, futbol ailesi olarak kısır çekişmeleri bırakıp hep birlikte uluslararası başarılara imza atmalıyız ki, marka değerimiz daha da yükseklere çıksın. 


AVRUPA ŞAMPİYONASI’NI DÜZENLEMEYİ HAK EDİYORUZ
 
2024 Avrupa Futbol Şampiyonası finalleri için Türkiye ve Almanya yarışmış; ancak ev sahipliği Almanlara verilmişti. Önümüzde EURO 2028 var. Adaylık çalışmaları başladı mı, bu kez farklı ne yapılmalı ki, 105’inci yılda bu dev turnuva Türkiye’ye gelsin? Bu noktada artılarımız ve eksilerimiz neler?
Avrupa Şampiyonası ev sahipliği için her defasında iyi dosyalar verdik; ama hep eşiğinden döndük. EURO 2024 dosyamızda eksiğimiz yoktu, özellikle statlarımız çok beğenildi. Türkiye, son dönemde Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan önderliğinde çok önemli statlara kavuştu. Dünyada bu hızla, bu kadar çok sayıda stat yapan ülke de zaten yok. Modern stadyumlarımızla birlikte konaklama, ulaşım, altyapı, emniyet gibi birçok kriterde, Avrupa Şampiyonası’nı düzenlemeyi hak edecek seviyedeyiz. Organizasyon gücümüze inanıyoruz. EURO 2028 için henüz resmi adaylık süreci başlamadı. Değerlendirmelerimizi yapıp en güçlü şekilde hazırlanacağız.

LİGİMİZİN YAŞ ORTALAMASI HER GEÇEN GÜN DÜŞECEK 
Avrupa'nın en yaşlı ikinci ligiyiz. Haliyle takımlarımız gençleştirme politikasına gitmek mecburiyetinde. “Altyapı”lardan yeni Enes Ünal’lar, Çağlar Söyüncü’ler, Cengiz Ünder’ler, Merih Demiral’lar ve Yusuf Yazıcı’ların yetişmesi için ne tür radikal adımlar atılmalı? 
Önümüzde bir Altınordu örneği var. Tüm kulüplerimiz için model olmalı. Bu sezon ekonomik sorunlar ve teknik direktörlerimizin cesur kararları sonrasında, çok sayıda genç oyuncu ligimizde forma giydi. Bunun en son örneği, Kayserisporlu Emre Demir. 15 yaşındaki oyuncunun sahaya sürülmesini kimse hayal edemezdi. Bugün bu kararlar alınabiliyor. Bu yolda devam etmeliyiz. Oyuncu havuzumuz geniş, bunları çok iyi yönlendirmeli, eğitmeli ve geliştirmeliyiz. Altyapı yatırımlarına önem vermeliyiz. Bu konuda kulüplerle iş birliği içerisindeyiz. Çeşitli projelerimiz var ve bunları hayata geçireceğiz. Bugün Avrupa’nın çok önemli liglerinde 20’ye yakın oyuncumuz forma giyiyor. Bu oyuncular, Milli Takımımıza çok değerli katkılar sağlıyor. Kulüplerimizin doğru politikalarıyla ligimizin yaş ortalaması her geçen gün düşecek. 


KULÜPLERİMİZİN BORCU 14 MİLYARA YÜKSELDİ
Türk futbolunda zorluğun başka bir dönemindeyiz. Birçok kulübümüz, mali açıdan güç durumda. Finansal Fair Play (FFP) gerçeğini de yadsımadan, TFF cephesindeki çözüm önerilerinden söz eder misiniz?

Kulüplerimizin borcu, son dönemde 14 milyara kadar yükseldi. 10 milyarı “4 Büyük” kulübümüze ait. Bu borçların acilen düşürülmesi gerekiyor. Bu amaçla Bankalar Birliği ile ortak hareket ederek özellikle mali sorunu olan 8 kulübümüzün sorununu çözmek için önemli adımlar attık. Mali yapılandırma süreci devam ediyor. Federasyon olarak, Finansal Fair Play Talimatı’nı, UEFA ile uyumlu hale getirdik. Yaptırımlarımız net ve ağır. Uymayan kulüpleri cezalandıracağız. Bütçe disiplininden taviz vermeyeceğiz. Kulüplerimiz bu talimata uyarken diğer taraftan yeni gelir kaynakları oluşturmak zorunda. Biz onların haklarını da UEFA’da sonuna kadar arıyoruz. Sorunları aşmaları için gerekli tüm çabayı gösteriyoruz. Radikal önlemlerin hepsi uygulamada, önemli olan kulüplerin bunu harfiyen yerine getirmesi. Ancak o zaman sorunlar çözülür, bu disiplini sağlarsak 3 yıl içerisinde mali sorun kalmaz. 

YAYINCI KURULUŞ İLE 2020’DE GÖRÜŞECEĞİZ
Yayıncı kuruluş ile imzalanan ek sözleşmeye göre; Mayıs 2020’ye dek, dolar bazında, bir önceki seneye oranla, yüzde 10 bazında indirime gidildi. Bu anlaşma ile “Problemler tam anlamıyla sona erdi” diyebilir miyiz? 

Geçen sezon için yayıncı kuruluşumuzun istekleri oldu. Zarar ettiklerini ve mevcut parayı ödemeyeceklerini söylediler. Bunun üzerine kulüplerle oturup konuştuk, toplam 14 toplantı yaptık. Uzun istişareler sonrasında orta yolu bulduk. Yayıncı kuruluş ile sözleşmemiz devam ediyor. Mayıs 2020’de, 2020-2021 sezonu için yeniden görüşeceğiz, tekrar gözden geçireceğiz. Herhangi bir sorun yaşayacağımızı zannetmiyorum. Türk ekonomisi oturdu, döviz dalgası durdu. 

VAR SİSTEMİ İYİ YOLDA
Video Yardımcı Hakem (VAR) sistemiyle azalacağı öngörülen tartışmalar, MHK ve dolayısıyla hakemler özelinde bu sezon da bitmiyor. Uygulama aşamasında bir yanlış mı var?

En zor işimiz, Merkez Hakem Kurulu. Bunu başkan seçilmeden önce de söyledim, şimdi de yineliyorum. Federasyon olarak biz, üzerimize düşen neyse hepsini yapıyoruz. Teknoloji için tüm yatırımları yaptık. Göreve gelirken çok tecrübeli bir MHK oluşturduk. Çok değerli bir kurulumuz var. İlk etapta hakem sayısını 43’e çıkardık. Fakat bir hakemin yetişmesi öyle kısa sürede olmuyor. 8-10 yıla varan eğitim süreci gerekiyor. Süper Lig’de, kademeleri tek tek atladıktan sonra maç yönetebiliyorlar. Bu süreci kısaltmaya çalışıyoruz. Gençleştirme politikasına geçtik. Bu çalımalar devam ediyor, neticelerini hemen alamayabiliriz. MHK’nın prensipleri, koyduğu sistemin geri dönüşü olumlu olacak. 
Bu kadro değişimiyle birlikte VAR sistemi de iyi yolda. Bugün UEFA, Avrupa Futbol Şampiyonası finallerine katılacak hakemleri Riva’daki VAR Merkezi’nde hazırlıyor. UEFA sistemimizi ve bizi beğeniyor. Aksaklıklar tabii ki var. Belki VAR’da, kamu vicdanını rahatsız eden kararlar olabiliyor. Ama VAR kuralları neyse, hakemlerimiz de onu uyguluyor. Sorunları yoğun eğitimlerle atlatacağız. Kulüplerimizin de hakemlerimizin üzerinden baskıyı kaldırması gerek. Başkanımız Zekeriya Alp ve ekibi bu işte başarılı olacak. 

NİHAT ÖZDEMİR’İN EKİP RUHU
- İster sanayi, ister spor, ister siyaset; ne olursa olsun, tüm alanlarda başarının sırrı; takım oyunu. Takımı iyi kurarsanız, temeli sağlam atarsınız. 
- Her takımın iyi bir lidere ihtiyacı var. İyi takım, aynı zamanda güçlü bir lider ortaya çıkartır. 
- Son sözü lider söylese de aslında karar, aynı hedefe odaklanmış takımın. 
- Tüm bu dengeler, çalışma alanında sizlere zenginlik katar, bu da verimlilik olarak döner. Nihayetinde takım oyunu hep kazanır. 

NİHAT ÖZDEMİR’İN ‘GENÇLİK’ AÇILIMI
- Son dönemde UEFA ile çok iyi ilişkilerimiz var. Gençler konusunda çok önemli hamleler yaptık. 
- UEFA’nın futbolun gelişmesine büyük katkıları var. UEFA Çocuk Vakfı ile, yerel ve yurtlarından edilmiş çocuklar arasında sosyal uyum sağlanması için başlatılan “Birlikte Yaşam” projesiyle Şanlıurfa’da ilk sonuçları alacağız.
- Kulüplerimizin altyapı yatırımlarına maddi desteklerimiz hep oluyor. Riva’da, gençlerimizin hizmetine sunacağımız ikinci tesisi yakında açmayı planlıyoruz. 
- Türkiye Futbol Federasyonu, gençlerin daima hizmetinde ve destekleri sürecek. İyi ilişkilerimiz ile UEFA ve FIFA’dan da bu konuda ülkemize kaynak aktarılması için tüm çabayı gösteriyoruz. Önemli adımlar attık. Zamanla meyvelerini toplayacağız.

NİHAT ÖZDEMİR TEMPOYU NASIL DELEGE EDİYOR?
- Yoğunluğun üstesinden gelebilmenin sırrı; zamanı iyi planlamak, doğru kullanmak ve tecrübe. 
- Tüm detaylara hâkim olmak, emek istiyor, fedakârlık ve her şeye zaman ayırmayı gerektiriyor. 
- Futbolun gündemi gerçekten çok yoğun, her gün yeni bir durum karşımıza çıkabiliyor. 
- Hem Federasyon’da hem şirketimde işlerimi kolaylaştıran profesyonellerimiz var, bana destek oluyor, işimi kolaylaştırıyorlar. Onlara teşekkür ediyorum.   


NİHAT ÖZDEMİR’İN GÖZÜNDEN ‘ŞENOL GÜNEŞ’
- Milli Takımımıza kattıkları için Mircea Lucescu’ya teşekkür ediyorum. Özellikle gençlerin oynamasında katkısı oldu. Bir değişimi başlattı; ancak dönüşüm, tam olarak Şenol Güneş Hocamızın liderliğinde oldu. 
- Şenol Güneş, dünya çapında tecrübeye sahip bir teknik direktör, kendisine inandık ve göreve getirdik. 
- Kadromuzun yarısı yurt dışından. Şenol Güneş, oyuncularımız arasındaki kaynaşmayı çok iyi gerçekleştirdi. Takım ruhunun oluşmasını sağladı. 
- Şenol Güneş, dokunuşlarıyla takıma, ülkeye bir hava getirdi. Bu da başarının anahtarı oldu.