NURTEN ÖZTÜRK "HİJYEN DEVRİMCİSİ" BİR KADIN LİDER

Türkiye'nin akaryakıt devlerinden OPET, kuruluşundan bu yana "Bilinçli bir toplum oluşmasına katkıda bulunma" vizyonuyla sektöründe öncü olarak konumlanıyor. Şirket, "Sürdürülebilirlik" stratejisi kapsamında, yenilikçi çalışmaları, uzun soluklu ve kapsayıcı sosyal sorumluluk projeleriyle de fark yaratmaya devam ediyor. "Yeşil Yol", "Örnek Köy", "Tarihe Saygı", "Trafik Dedektifleri", "Arkeo-köy Tevfikiye", "Etno-köy Çıplak" ve "Kadın Gücü" gibi etkisi çok yüksek projeleri kurguluyor. Bunlardan biri de hiç kuşkusuz, 21 yıldan bu yana devam eden ve 10 milyonu aşkın kişiye eğitim verilen "Temiz Tuvalet Kampanyası"... Haliyle CovId-19 pandemisi, hijyenin her ortam için ne kadar gerekli olduğunu ve OPET'in seneler önce attığı bu değerli adımın önemini bir kez daha ortaya koydu. OPET Yönetim Kurulu Kurucu Üyesi Nurten Öztürk, bu konuda öncülük rolü üstlenmekten ve "Hijyen Devrimcisi" olmaktan son derece mutlu ve gururlu. Başkanı olduğu TOBB Kadın Girişimciler Kurulu'nca, MEB Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü ve OPET'in desteğiyle hayata geçirilen "İşimiz Temiz Projesi"nin de mimarı o. Sayın Nurten Öztürk'le, birçok konu başlığını da içeren dopdolu bir söyleşi gerçekleştirdik...

PROJELERLE, ÜLKEMİZ ADINA KATMA DEĞER YARATIYORUZ 
“Sosyal Sorumluluk” projeleriniz iş stratejilerinize nasıl yansıyor, OPET’in “Marka İtibarı”na neler katıyor?

OPET olarak, hayatın her anında müşterilerimizin yanında olma vizyonuyla hareket ediyoruz. Kurulduğumuz günden beri de bu bakış açısına sahibiz. Akaryakıt istasyonlarımızda, araçların her türlü ihtiyacını karşılamanın yanı sıra, misafirlerimizin yolculuklarını kolaylaştıracak alternatif  hizmetler sunuyoruz. Ürün ve hizmet geliştirirken, fayda odaklı  projelere de imza atmaya özen gösteriyoruz. Ülkemiz adına katma değer yarattığımız sosyal sorumluluk projelerimizle, bugüne kadar 20 milyondan fazla insana ulaştık. 
Projelerimizi gerçekleştirirken, içinde bulunduğumuz toplumun sorunlarından yola çıkıyoruz. Çevresel ve sosyal sorunları faaliyetlerimizin ve paydaş ilişkilerimizin bir parçası haline getiriyoruz. Tüm paydaşlarımıza karşı etik ve sorumlu davranarak bu yönde kararlar alıyor, projeler geliştiriyor ve uyguluyoruz. Tüm uygulama adımlarına dahil olduğumuz projelerimizin, kurumsal değerlerimizi ve önceliklerimizi yansıtması için çaba harcıyoruz. Bu yaklaşımımızı 15 yıldır liderliğimizi perçinleyen KalDer, Lovemark ve Brand Finance tarafından bize layık görülen “En Değerli ve En Güçlü Marka” unvanları da destekliyor.

TÜM TÜRKİYE’NİN TUVALET STANDARTLARINI BİZ BELİRLEDİK 
İlk “Sosyal Sorumluluk” projeniz olan “Temiz Tuvalet Kampanyası”ndan ve buna ilişkin yeniliklerden bahseder misiniz?  

“Temiz Tuvalet Kampanyası” ile amacımız, temiz ve sağlıklı bir toplum yaratma çalışmalarına katkıda bulunmaktı. Bilgi birikimimizi kamu kurumları ve okullar başta olmak üzere, pek çok paydaşımızla paylaştık. Tecrübelerimizi aktarmak üzere yurt dışından davetler aldık. Projenin başlangıcından bu yana, “OPET Eğitim Ekibimiz” ile 10 milyonu aşkın kişiye hijyen eğitimi verdik. 2012 yılında Türk Standartları Enstitüsü (TSE), halka açık tuvaletler için yeni standartlar oluştururken, OPET’in deneyimine başvurdu. Bizzat benim raportörlüğümde, iş yeri ve restoranlardakiler de dahil, tüm kamuya açık tuvaletlerde bu standartları zorunlu kıldı. Yani, sadece OPET’i değil, tüm Türkiye’nin bu konudaki standartlarını biz belirledik. 

HİJYEN, BAŞKALARI İÇİN YENİ BİZİM İÇİN İSE NORMALDİ! 
Pandemiyle geçirdiğimiz bu zor günler, mekân-insan ilişkisinin bulaştaki önemini ve hijyenin her ortam için ne kadar gerekli olduğunu bir kez daha ortaya koydu. Bu dönemde toplum sağlığı için özellikle sağlık ve hijyene odaklanarak bu alanda sürdürdüğümüz çalışmaları ileriye taşıdık. Hijyen; “Güvenli temizlik yaratılmış, sağlıklı ortam”dır ve büyük-küçük tüm toplu yaşam alanlarında iş yeri ve çalışan güvenliği açısından öncelikli olmalıdır. OPET, hijyen ile özdeşleşen bir marka. Hijyen konusu başkaları için yeni, bizim için ise normaldi. Salgın sürecinde de fark yarattık. Hijyen anlayışımızın bir ürünü olan “Temiz Tuvalet Kampanyamız”la yine ön plana çıktık. OPET’in daha küçük boyuttaki salgınlarda “Öpüşmeye, tokalaşmaya Mola” diye sloganları vardı. Markamız var oldukça bu konudaki çalışmalarımız da devam edecek.  

MİKRO İŞLETMELER “İŞİMİZ TEMİZ PROJESİ” İLE GELİRİNİ ARTIRACAK
Başkanı olduğunuz TOBB Kadın Girişimciler Kurulu’nca, MEB Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü ve OPET’in desteğiyle Ocak 2021’de hayata geçirilen “İşimiz Temiz Projesi”, ülkemizin kalkınmasına ne tür katkılar sunacak? 

“İşimiz Temiz Projesi” kapsamında, “Temiz Tuvalet Projemiz”den gelen tecrübemizle, hizmet sektöründeki mikro işletmelere hijyen eğitim programları oluşturarak faaliyetlerinin sürdürülebilirliğine destek veriyoruz. Üç ilde pilot çalışmalar başlatıldı. İlk etapta, hizmet sektörüne dahil olan, yeme-içme, konaklama ve ulaşım alanındaki 31 bin 500 işletmeye ulaşmak ve eğitimler sonunda onlara verilecek sertifikayla hijyen normlarının belgelenmesi hedefleniyor. “İşimiz Temiz Projesi” ile yıllık çalışan istihdamı 10 kişiden az olan işletmelerin hijyen kapasitelerini artırmayı, işlerinden duydukları memnuniyetle birlikte gelirlerinin yükselmesini, fark yaratmasını ve öne çıkmalarını amaçlıyoruz. Bu kapsamda, özel yapılandırılmış hijyen odaklı eğitim programları oluşturuldu. Bunlar, Halk Eğitimi Merkezi eğitmenleri tarafından, MEB Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü “Uzaktan Eğitim Platformu” kanalıyla ulaştırılıyor. İlk olarak, turizm potansiyelinin yüksek olduğu İzmir, Antalya ve Muğla’da toplumda farkındalık oluşturuyoruz. Proje, Haziran 2022’nin sonuna dek sürecek. 
Pilot illerdeki çalışmaların ardından Türkiye genelinde de yaygınlaştırılacak.  

KÂĞIT SLİP DEVRİNİ KAPATIYOR YERİNE FİDANLAR DİKİYORUZ
OPET, “Yeşil Yol” projesini 2004 yılından beri “Yeşili kaybeden, yaşamı kaybeder” sloganıyla devam ettiriyor. Bu kapsamda “Opet Kart” işlemlerinde kâğıt slip basımı durduruluyor. Sektörde bir ilk olan bu projenize açıklık getirir misiniz?

Sürdürülebilirlik stratejimiz kaynaklı yenilikçi çalışmalarımızla kurguladığımız “Yeşil Yol Projesi”, çevre konusundaki hassasiyetimizin bir sonucu. Hedefimiz, çevre bilincini toplumun geneline yaymak. Bu kapsamda eğitim faaliyetleri düzenledik. İstasyonlarımızın çevresini ve kamusal alanları ağaçlandırdık. Doğa dostu bir uygulamayı daha hayata geçirdik. Tüm Türkiye’deki “Opet Kart” işlemlerinde kazanılan ya da harcanan puanlara ait kâğıt slip basımını durdurarak elde edilecek tasarrufla, ağaçlandırma çalışmaları yapıyoruz. İlk durağımız İzmir Menemen’de, 1.170 adet fidan diktik. Bitki örtüsünü korumak istiyoruz. Bugüne dek, istasyonlarımızda ve belediyelerce belirlenen ağaçsız alanlarda, 1 milyona yakın bitki dikimi gerçekleştirdik. Şehir merkezlerindeki park ve bulvarları da yeşillendirdik. OPET ormanları kurduk. Amacımız “Daha yeşil bir Türkiye”. Müşterilerimiz “Opet Kart” ile yaptıkları işlemlere dair bilgilere “Teknopod” cihazlarından, “Opet Mobil” uygulamasından, “Opet Online İşlem Merkezi” ve ücretsiz SMS kanalından ulaşabiliyor. Bu anlamla da yine sektörde bir ilke imza atmaktan gururluyuz. 

ÜLKEMİZ AKARYAKIT SEKTÖRÜNÜ DÖNÜŞTÜRÜYORUZ 
Tam 15 yıl sonra yollarınızın yeniden kesiştiği Cem Yılmaz'ın başrolünde yer aldığı “Opet’se Fark Eder” reklam filmi serisi, OPET’in ürün ve hizmetlere dair insanlarda neleri fark ettirdi?

OPET insan odaklı ve sosyal bir marka. Kurulduğumuz günden bu yana, ülkemiz akaryakıt sektörünü dönüştürüyoruz. Bu misyonumuzu “Opet’se Fark Eder” kampanyasıyla bir kez daha hatırlatmak istedik. Çünkü sektördeki farkımız, mütevazı olamayacağımız bir konu... Bugün OPET ve “Temiz Tuvalet Kampanyası” olmasaydı, karayollarındaki tuvaletler hâlâ 21 yıl öncesi gibi olacaktı! Biz bu noktada sadece sektörümüzde değil, toplum geneline yayına bir bilinçlenme sağladık. Öncü ve örnek olduk. Ne mutlu bize ki, tuvaletler insani bir şekilde tüm akaryakıt istasyonlarında market içinde. Bu hususta öncülük rolü üstlenmekten ve “Hijyen Devrimcisi” olmaktan son decece mutlu ve gururluyum.

NURTEN ÖZTÜRK’TEN KADIN GİRİŞİMCİLERE TAVSİYELER
- 100 kere dünyaya gelsem, 100’ünde de kadın olmak isterdim. 
- Hayatta zorluklarla mücadele edebilmek, iyi bir birey olabilmek ve iyi bir yere gelmek için en önemli şey eğitim... Eğitimli kadın; kendini disipline edebilmeyi, başkalarıyla ilişkilerini düzenlemeyi, insan ilişkilerinde başarılı olmayı kendisine amaç edinen bireydir.
- Eğitimli bir kadın, sağlıklı bir toplumun oluşmasının ilk adımıdır. Kadınların kendilerini yetiştirmeleri için de özgüvenli ve cesur olmaları şart. 
- Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Türk kadınına hep güvenmiş ve bundan 87 yıl önce bizlere seçme ve seçilme hakkını kazandırmıştır. Kendi haklarımıza kendimiz sahip çıkmalıyız. 
- Yetenek, beceri, kararlılık, tutarlılık son derece önemli. Sürekli değişim içinde olan bir dünyada yaşıyoruz. Algılarınız açık olsun. Etrafınızı ve olayları çok iyi sentezleyin. Tüm gelişmeleri takip ederek kendinize bir hedef belirleyin ve hedefinizden şaşmayın.

NURTEN ÖZTÜRK’ÜN HAYÂLİ
- Her zaman ülkemle gurur duymak isteyen bir insanım. Türkiye’nin geri kalmış ülkeler arasında adının geçmesinden ya da gelişmekte olan ülkeler sınıfına konulmasından rahatsızım. 
- Kadın-erkek eşitliğinin sağlandığı, çağdaş bir Türkiye hayâl ediyorum. Gerek iş dünyası gerekse sosyal yaşamda kadının hak ettiği yerde olduğu adil bir dünya artık hayâl, değil reel olmalı.

OPET’TE EKİP RUHU
- Her zaman söylerim; şanslı bir insan olduğumu düşünüyorum. Çünkü birtakım şeyleri yapabilmek için fırsatım, zamanım ve gücüm ve de beraber çalışabileceğim çok çok iyi ekipler kurma şansım oldu. 
- Hiçbir başarı ve güzel şey tek başına olmaz. Bu noktada, doğru insanları bulmak ve denklemi doğru kurmak çok önemli. 
- Birlikte yürüyecek, işini seven iyi takımlar oluşturmak, başarının anahtarı. 

TOBB Kadın Girişimciler Kurulu’nca, MEB Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü ve OPET’in desteğiyle Ocak 2021’de hayata geçirilen “İşimiz Temiz Projesi” içerik geliştirme çalıştayı, 25-26 Mayıs’ta Antalya Regnum Carya Golf & Spa Resort’ta gerçekleştirildi.

NURTEN ÖZTÜRK’TEN ÇOCUKLARINA ÖĞÜT
- Her dönemde çok çalıştık. İşimizi sevdik. Pandemi öncesinde saat 10.00’a kadar mutlaka şirkette olurduk. Eve genelde 18.00-19.00’da dönerdik; ama işi bırakamazdık. Çocuklar da iş dünyasının içine girince hayatımızın tamamı, aşağı yukarı iş oldu. 
- Biz çocuklarımıza sürekli “Yaptığımız işin içinde olacaksınız” dedik. Onlar da başka bir şey düşünmedi. Şu anda hepsi, kendi işlerinin yanı sıra, OPET’te ve ÖZTÜRKLER Holding’te yönetim kurulu üyesi. 

NURTEN ÖZTÜRK’ÜN LİDERLİK STİLİ
- “Liderim” diyerek lider olunamaz. Liderlik, kişiye verilen görevlere ve pozisyona bakılıp etiketle ölçülemez. Çevrenin size biçtiği değer ve takip edilebilirliğiniz, sizin karnenizdir aslında.
- Günümüzde, ülkesini ve dünyanın geleceğini önemseyerek çalışan şefkatli liderler öne çıkıyor. İyi bir lider, her şeyden önce insanları sevmeli ve topluma karşı hizmeti görev saymalı. 
- Liderlik vasfı taşıyanlar mutlaka vizyoner olmalı ve motive edici yetilere sahip olmalı. 
- İyi bir lider her zaman yaratıcıdır. Görülmeyeni görür, ulaşılabilir hedefler koyar ve geleceği iyi planlar. Adil ve yol gösterici olmaya özen gösterir, fikirlere değer verip ekip ruhuna inanır. 
- Benim için liderlik, kökleriyle sıkıca sarmalayan, dallarında çiçekler açtıran ve hep güneşe yönelen ulu bir ağaç gibidir. 
- Ortak bir amaç uğruna insanların gönüllü olarak çaba harcamaları için onları etkileyebilme yeteneğine sahipseniz, değer yaratan bir lidersinizdir. Birbirine çok karıştırılan “yöneticilik” ve “liderlik” kavramları arasındaki temel fark da budur.  

NURTEN ÖZTÜRK’ÜN GOLF HOBİSİ
- Golf hem hobimiz hem de turizm sektöründeki varlığımızla, aynı zamanda işimiz de oldu. Yani önce oyuncu, sonra yatırımcı olduk. Bu vesileyle turizm, enerjiden sonra bizim ikinci işimiz oldu. 
- 15-20 yıl önce merak sardığımız golf, çok sevdiğim bir spor. Sağlığım elverdikçe oynuyorum. Sadece kas değil, beyin gücünün de önem taşıdığı golf, sosyal açıdan da insanı besliyor. 

* Nurten Öztürk fırsat buldukça, eşi OPET Yönetim Kurulu Başkanı Fikret Öztürk ile birlikte Belek Regnum Carya Golf & Spa Resort ile Regnum Golf & Country Club Bodrum’a gidiyor.

NURTEN ÖZTÜRK’ÜN FOTOĞRAFÇILIK TUTKUSU
- Şiir yazmayı ve fotoğraf çekmeyi çok seviyorum. Özellikle fotoğraf, sihirli bir şey…  Fotoğrafçılıkla ilgilenmeye, 80’li yıllarda, aile ve gezi fotoğrafları çekerek başladım. 
- Amacım, faklı şehirler ve ülkelerde gördüklerimi, yaşadığım anıları zamanı dondurarak ölümsüzleştirmekti. Doğanın harika döngüsüne ve renklerin birbiriyle olan uyumuna tanık olarak doğaya daha çok hayran kaldım. 
- Uzun yıllardır biriktirdiğim 100 bin civarında fotoğraftan oluşan arşivimi, pandemi döneminde gözden geçirme fırsatı buldum ve kitaplara dönüştürdüm. 
- Fizyogram tekniğiyle çektiğim fotooğraflar “Spectrum”; gezi, doğa ve insan fotoğraflarımın yer aldığı “Orbis” ile bitkiler ve hayvan fotoğraflarını derlediğim “Orbit” bu yıl basıldı. Üç ayrı temadaki bu kitaplarım, gurur verici çalışmalar oldu. Kitaplarımda kendi şiirlerimi kullanıyorum. Bugüne kadar 3 kişisel fotoğraf sergisi açtım.