PAYDAŞ İLETİŞİM ARAŞTIRMALARI

Paydaş iletişimi araştırmaları, artık her şirketin gündeminde. Eczacıbaşı Holding'te sosyal paydaş evreni yaratılırken ZENNA bu araştırmaların amacına dikkat çekiyor. ASELSAN, lider şirketlerin mutlaka paydaşlarını dinlemesi ve anlaması gerektiğine vurgu yapıyor. Abdi İbrahim'de paydaş iletişiminin rolü kritik. Vodafone Türkiye'de stratejilere paydaş skorları yön veriyor. Allianz Türkiye, kararları paydaş katılımıyla alırken Philips Orta Doğu ve Türkiye bu araştırmaların sonuçlarını bütünleşik yaklaşımla paylaşıyor. Yapı Kredi paydaşlarıyla düzenli iletişim kuruyor. Zorlu Holding ise paydaş iletişimi araştırmalarını iş dünyasının yeni normali olarak görüyor.

Paydaş iletişim araştırmaları yol haritasıdır
tibar yönetiminin en önemli girdisi paydaş araştırmalardır. Bu araştırmaların tasarımı ne kadar objektif ne kadar kapsayıcı ve ne kadar tutarlı olursa şirketlerin itibarlarını yönetmekle ilgili alacakları kararlar da o oranda isabetli olur. Bu nedenle itibar yönetiminin ilk adımı kapsamlı bir paydaş haritasına sahip olmak olmalı.

Paydaş araştırmaları mutlaka hem iç paydaşları hem dış paydaşları hem de etkileyici paydaş olarak tanımladığımız kanaat önderlerini çok detaylı olarak kapsamalı. Bu araştırmalar, sahibi olduğumuz kurum kültürü ve kurumsal değerlerimizin paydaşlarımızla ne kadar paralellik gösterdiği ve algıların yönetilmesinde nerelerde ne kadar farklılıklar olduğunu ortaya koyar. Elde edilecek bu tespit, itibarın yönetilmesinde içerik olarak oluşturulan bilgilere dönüşür. Ancak kritik başarı faktörü bu bilgilerin hangi iletişim araçları veya ortamlarıyla paydaşlara ulaştırılacağıyla ilgili.

Günümüzde yeterli kaynak ayrılsa bile itibar yönetimi performansından mutlu olmayan şirketlerin ilk bakmaları gereken yer doğru paydaşlara doğru iletişim ortamları ve bir de mesajın ulaşıp ulaşmadığıdır. İşte bu nedenle paydaş iletişim araştırmaları tasarımında mutlaka iletişim ortamlarının isabetliliği sorgulanmalı.

Paydaş iletişim araştırmaları raporları şirket içinde mutlaka şirketin kritik kararlarını veren yöneticilerin başucunda durmalı. Bu nedenle bu araştırmalar yapılmadan önce çalışmanın tasarımıyla ilgili bu yöneticilerin bilgilendirilmesi ve onların farkındalıklarının artırılması en az araştırmanın yapılması kadar önemli bir husus.

ASELSAN Kurumsal İletişim  Müdürü Berkan Karakurt:
“Lider Bir Şirket Paydaşlarını Dinlemeli ve Anlamalı”
Her şirketin kendi paydaşlarını iyi tanımasının, onların iletişim dünyalarında nereye konumlandığımızın ve onları nereye konumlayacağımızın anlaşılması için paydaş iletişim araştırmalarına değer verilmesi ve aksiyonlarla da desteklenmesi gerektiğini düşünüyoruz.

ASELSAN gibi kendi faaliyet alanında lider bir şirket olmanın en büyük gereği, paydaşları dinlemek ve onları doğru anlamak. Özellikle bizim gibi kamudan bürokrasiye, milli ordumuzdan global kullanıcılarımıza kadar çok sayıda kritik paydaşı olan ASELSAN için paydaş iletişim araştırmaları büyük önem taşıyor. Paydaşlarımızla olan iletişimin “sürdürülebilir”, “karşılıklı fayda içinde” ve “zamanında” olması için paydaş iletişim araştırmalarımızı yapıyor ve aksiyon planlarımızı oluşturuyoruz.

HER PAYDAŞA ÖZEL ARAŞTIRMA

Farklı sahalarda çok sayıda paydaşı olan şirketler için temas ettiğimiz her noktaya özel olarak yaptığımız araştırmalarımızın kendine özgü bir önemi ve stratejisi var. Tedarikçilerimizden üniversitelere, bunun yanında sahip olduğumuz sosyal sorumluluk vizyonu gereği akademiden çocuklara kadar uzanan paydaş çeşitliliğimizle hepsinin algılarının farklı metotlarla ölçülmesi gerekiyor. Paydaş iletişim araştırmalarımızda çıkan sonuçları titizlikle değerlendiriyoruz. Hangi paydaşımızın bizi nasıl anladığını, hangi alanlarda iletişim faaliyetlerimize ağırlık vermemiz veya tam tersine hangilerini azaltmamız gerektiğini bu araştırmalar sonucunda değerlendiriyoruz. Elde ettiğimiz sonuçlar hangi alanların kriz riski taşıdığını da ortaya koymamıza katkı sağlıyor.

“DEĞER VERİLMELİ, AKSİYONLA DESTEKLENMELİ”

Özellikle tedarikçi ekosistemimiz noktasında yaptığımız paydaş iletişim araştırmalarımızda yüksek milli teknolojilerin üretilmesine katkı sunan şirketlerin bizimle birlikte bu gurura ortak olmak istediklerini anladık. ASELSAN’ın GücümüzBir platformunu hayata geçirerek, bizimle birlikte iş yapan şirketlerin teknoloji millileştirme başarılarını bizzat ASELSAN olarak kendi isimleriyle yayınladık. Ciddi olumlu geri bildirimler aldığımız bu aksiyon planları sayesinde hem tedarikçilerimiz için önemli bir iletişim katma değeri oluştu hem milli teknoloji başarılarının büyük bir ekosistem tarafından ortaya konulduğu kamuoyuna bizzat ASELSAN tarafından anlatılmış oldu. Bu vesileyle her şirketin kendi paydaşlarını iyi tanımasının, onların iletişim dünyalarında nereye konumlandığımızın ve onları nereye konumlayacağımızın anlaşılması için paydaş iletişim araştırmalarına değer verilmesi ve aksiyonlarla da desteklenmesi gerektiğini düşünüyoruz.

ZENNA Araştırma ve Danışmanlık Yönetim Kurulu Başkanı Nuran AKSU:
“AMAÇ AYNI DİLİ ÇİFT TARAFLI KONUŞABİLMEK”
Paydaşlara yönelik iletişim araştırmaları, paydaşların kurumu ne düzeyde tanıdığını, algısını, ilişki düzeyi ve yapısını öğrenmek, ilişkiyi, saygınlığı, güveni güçlendirmek ama en önemlisi aynı dili çift taraflı konuşabilmek üzere yapılıyor.

Paydaşlara yönelik iletişim araştırmalarında çift taraflı aynı dili konuşabilmek çok önemli. Çünkü elde ettiğiniz bilgiler ve veriler aslında paydaşlarınızın size söylemek istedikleri ve ilettikleridir. Dolayısıyla siz elde ettiğiniz veriler doğrultusunda alacağınız aksiyonlarla paydaşlarınıza yanıtınızı verirsiniz. ZENNA Araştırma olarak en fazla itibar yönetimi performansı, kurum marka algısı, yeniden konumlandırma, iç iletişim performansı ve sosyal etki araştırmaları gerçekleştiriyoruz.

HANGİ PAYDAŞLARDA HANGİ ALGI?

Her kurum için mutlaka dikkat edilmesi, paydaş yönetiminde yer alması gerekli paydaşlar nezdinde araştırmalar düzenli yapılmalı. Bu paydaşlar; kurumun çalışanları, müşterileri, iş ortakları, kanaat önderleri ve halk geneli olmalı. Bunun dışında her kurum için kurumun yapısına ya da önceliğine göre değişen paydaş haritasına göre dahil edilebilecek pek çok paydaş olabilir. Örneğin fabrikası varsa bulunduğu bölgede yaşayan yerel bölge halkı, yerel bölge kanaat önderleri, üniversite öğrencileri, kamu otoriteleri ve iş dünyası da paydaştır.

Paydaş haritanızda ana paydaşlar yani çalışanlar ve müşteriler nezdinde “İtibar Yönetimi Performansı ve Kurum Marka Algısı Araştırması” mutlaka ve düzenli olarak gerçekleştirilmeli.

Bunun dışında her paydaşla iş hedeflerine yönelik iletişim ve iş hedefleri performansını anlamaya yönelik paydaşa özel araştırmalar gerçekleştirilmeli. Çalışanlarınız ve iş ortaklarınızla iç iletişim performansı, çalışanlarınızla çalışan mutluluğu, çalışan markası araştırmaları, yerel bölge alt paydaş grubuyla sosyal etki araştırmaları mutlaka ve düzenli gerçekleştirilmeli.

SONUÇLAR NASIL DEĞERLENDİRİLMELİ?

Öncelikle araştırma doğru okunarak işe başlamalı ve sonuçlar ilgili paydaşın profil yapısıyla birlikte değerlendirilmeli. Tüm paydaşlar için ortak algıda öne çıkan bulgular ve paydaşa özel bulgular ayrıştırılmalı ve iletişim planları buna göre yapılmalı. Kısa vadede ve uzun vadede yapılabilecekler ayrıştırılmalı. Paydaşlar tarafından aksiyon beklenen ama kurumun yapamayacakları varsa bunların nedeni paydaşlara sade ve samimi bir dille iletilmeli. Kurumun iyileştirme yapamayacağı alanların, konuların kuruma nasıl bir sonuç yansıtacağı verilerle belirlenmeli.

PAYDAŞ İLETİŞİMİ ARAŞTIRMASINDA EN ÖNEMLİ HUSUSLAR

- Paydaşın doğru tanımlanması

- Hedef kitle paydaş ayrımının doğru yapılması

- Gerçekleştirilecek araştırmanın iletişime veri, bulgu çıkartmasını sağlayacak yapıda kurgulanması

- Paydaşla doğru görüşme yönteminin belirlenmesi

- Araştırma için zamanlamanın doğru belirlenmesi

- Paydaşın sizi ne düzeyde ve ne detayda tanıdığını anlamanızı sağlayacak
soruların sorulması.

İtibardan çıkan veriler
Gerçekleştirdiğim araştırmalardan biri gerçekten enteresan bir deneyim yaşamama neden oldu. RepMan İtibar Araştırmaları Merkezi ile birlikte RepMan Türkiye İtibar Analizi çalışmasını yıllardır gerçekleştiriyoruz. Bundan 10 yıl kadar önce Türkiye’nin çok önemli sektörlerinden birindeki itibar yönetimi performansı sonuçları bu sektörün pazarında büyük değişimler olacağını gösterdi. 2010-2012 seneleri verilerini incelediğimizde hangi markanın hangi bölgeden ne oranda müşteri kaybedeceğini itibar yönetimi performans verileri net olarak görmüştük. Bunu da pazar kaybedecek ilgili şirkete iletmiştik. Fakat veri “İtibar araştırması verisi” olduğu ve o günlerde bu araştırmaları “soyut araştırmalar, ne ilgisi var” şeklinde düşünme şansızlığına düşenler olduğu için ilgili şirket bunu dikkate almadı. Ama sonra 1 yıl içinde o şirket, belirttiğimiz bölgelerde, belirttiğimiz oranlarda müşteri kaybı yaşadı.

Abdi İbrahim Kurumsal İlişkiler, Sürdürülebilirlik ve İletişim Direktörü Dr. Oğuzcan Bülbü:
“Paydaş İletişimi Kritik Rol Oynuyor”
Paydaş beklenti ve algısını anlamaya yönelik araştırmalarımız, sürdürülebilirlik stratejimizden iletişim yaklaşımımıza, ürün çeşitliliğinden iş modelimize kadar pek çok alanda politika ve aksiyonlarımızı belirliyor.

Günümüzde rekabetçi kalabilmek, yatırım hedeflerini belirlemek, müşteri ve pazar taleplerine yanıt verebilmek için paydaş iletişimi kritik rol oynuyor. Biz de Türk ilaç sektörünün 21 yıldır kesintisiz lideri olarak paydaşlarımızın ilgi ve uzmanlık alanlarına yönelik belli periyotlarda sosyal etki, sürdürülebilirlik, kurumsal algı ve itibar konularında araştırmalar gerçekleştiriyoruz.

SON DÖNEMDE 3 ARAŞTIRMA

Son dönem çalışmalarımız arasında 2020 yılında gerçekleştirdiğimiz “Kurumsal Algı ve İtibar Araştırması” ile her bir paydaş bazında Abdi İbrahim beğenisinde etkili olan ve/ veya sektörel benchmark ile arada fark olan konuları saptadık. Yine aynı yıl sürdürülebilirlik stratejimizi oluşturmak için kapsamlı bir kıyaslama ve öncelik analizi yaptık. Bu araştırmayla paydaşlarımız açısından en büyük etkiyi ve değeri yaratacak öncelikli sosyal, çevresel, yönetimsel ve ekonomik konuları Abdi İbrahim iş stratejisine uygun olarak ortaya çıkardık. 2021’deyse paydaşlarımızın sürdürülebilirliğe yönelik farkındalıklarını ve algısını tespit etmek üzere “Sürdürülebilirlik Araştırması” yaptırdık.

Faaliyetlerimizin paydaşlarımız üzerindeki etkisini ölçümlemek ve etki alanımızı genişletmek amacıyla ilaç sektöründe bir ilk olan “Değişen Dünyanın İyileştiren Gücü Abdi İbrahim’in Türkiye’deki Sosyoekonomik Etkisi” başlıklı bir rapor hazırladık. Abdi İbrahim'in yürüttüğü faaliyetlerle, içinde yer aldığı ekosisteme etkisini ortaya koyan raporumuz, sektörümüze ve Türk iş dünyasına ilham veren bir çalışma oldu.

“İŞİ GELİŞTİREN TEMEL UNSUR”

Abdi İbrahim olarak paydaş iletişimini işimizin gelişimini temin eden temel bir unsur olarak görüyoruz. Paydaşlarımızın bir ilaç şirketinden farklı beklentileri olduğu gerçeğinden hareket ediyoruz. Bu nedenle hekimler, eczacılar, toplum ya da kamu kurumları nezdindeki algımızı düzenli olarak ölçümlemeye önem veriyoruz. Sonuçlardan ise KSS projelerinden ticari faaliyetlere kadar çok geniş bir yelpazede yararlanıyoruz. Gelişme kaydetmemiz gereken alanları göstermesi açısından bu ölçümlemeler son derece faydalı oluyor.  Paydaş beklenti ve algısını anlamaya yönelik araştırmalarımız sürdürülebilirlik stratejimizden iletişim yaklaşımımıza, ürün çeşitliliğinden iş modelimize kadar pek çok alanda politika ve aksiyonlarımızı belirliyor.

Vodafone Türkiye Kurumsal İletişim Kıdemli Müdürü Arzu Deniz Aksoy:
“STRATEJİYE PAYDAŞ SKORU YÖN VERİYOR”
Paydaş skorlarına bakarak iletişimde yol haritamızı ve alacağımız aksiyonları belirliyoruz. Gelişim alanlarımızı ve güçlü yanlarımızı bu skorlardan görme fırsatı buluyoruz. Buradan hareketle de yeni projelerimize ve stratejimize yön verebiliyoruz.

Kurumsal itibar araştırmalarımızla hem Vodafone’un hem sektörün içinden ya da dışından markaların toplam ve paydaş gözündeki algı ve itibarlarını ölçüyoruz. Temel itibar kriterleri bazında performanslarını takip ediyoruz ve güçlü ve gelişime açık alanları belirliyoruz.

DÖRT ANA PAYDAŞ

Hangi paydaşlarda, hangi algının ölçüleceği elbette çok önemli. Vodafone olarak her yıl yaklaşık 2.700 kişiyle görüşerek araştırmaları ortaya çıkarıyoruz. Dört ana paydaş grubumuz ve her grubun altında ilgili kitleler bulunuyor. Genel tüketici kitlesini halk kitlesi, lise ve üniversite öğrencileri, iş dünyası ve Capital 100 şirketleri, medya, akademisyenler ve STK’lar ile iç paydaşlarımız olan çalışanlarımız, yöneticiler, bayiler ve tedarikçiler oluşturuyor.

“YOL HARİTASI SUNUYOR”

Paydaşlarımızla gerçekleştirdiğimiz itibar araştırmalarımızı araştırma şirketleri yüz yüze anket yoluyla gerçekleştiriyor. Araştırma kapsamında, toplam kurumsal itibar skoru ölçülüyor. Altı ana kriter altında her bir şirket ya da marka için değerlendirme kriterleri sorgulanıyor.

Bu 6 başlığımız yönetim kalitesi, ürün ve hizmet kalitesi, çalışan markası, finansal güç, kurumsal sosyal sorumluluk ve duygusal bağlılıktan oluşuyor. Paydaş skorlarına bakarak iletişimde yol haritamızı ve alacağımız aksiyonları belirliyoruz. Gelişim alanlarımızı ve güçlü yanlarımızı görme fırsatı buluyoruz. Buradan hareketle de yeni projelerimize ve stratejimize yön verebiliyoruz.

Eczacıbaşı Holding Kurumsal İletişim Direktörü İlkay Yıldırım Akalın:
“SOSYAL PAYDAŞ EVRENİMİZİ YARATTIK”
Eczacıbaşı Topluluğu’nda sorumlu, katılımcı, şeffaf ve sürdürülebilir bir paydaş yönetişim yaklaşımı benimsiyoruz. Sosyal paydaşlarımız nezdindeki algımızı ölçmek amacıyla iki yılda bir kapsamlı bir itibar araştırması gerçekleştiriyoruz.

Bugün bir şirketin yaşam amacının, tüm paydaşları için değer yaratmak olduğunu biliyoruz, aksi takdirde ekonomik, toplumsal ve çevresel kalkınmayı sağlayamıyorsunuz. Başarımız, çalışanlarımız, sosyal paydaşlarımız, toplum ve gezegene etkimizle ölçümleniyor. Dolayısıyla bir kurumun paydaşlarıyla birlikte etki yaratabilmesi için diyalog kurabileceği ortamları ve kanalları keşfetmesi ve sürdürülebilir kılabilmesi gerekiyor. Bunun için de kurumun paydaşlarını tanıması, kuruma dair algılarını ölçümlemesi, bu algının nasıl inşa edildiğini, kırılganlıklarını ve güçlü zeminlerini anlaması çok kıymetli. Paydaşlarımız nezdindeki algımızı ölçmek amacıyla iki yılda bir kapsamlı bir itibar araştırması gerçekleştiriyoruz. Bu araştırmalarla amacımız Topluluğun sosyal paydaşlarımızın gözünden makro bir fotoğrafını çekebilmek.

“ARAŞTIRMALAR TÜM EKOSİSTEMİ KAPSAMALI”

Her ne kadar sosyal paydaş denildiğinde aklımıza ilk yakın ilişkide bulunduğumuz paydaşlar gelse de faaliyetlerimizle dolaylı olarak etkilediğimiz ve bizi etkileyebilecek tüm ekosistem aktörlerini kapsayan araştırmalar kurgulamak önemli. İtibarı anlama ve sorgulama şekliniz ve yönteminiz alacağınız sonuçların kapsamını ve derinliğini de belirliyor. Kurumla mesafesini koruyabilen, farklı metodolojileri içinde barındıran araştırmalar kurgulayabilmek kritik. Paydaş araştırmalarını daha çok keşif araştırmaları olarak konumlamak önemli. Çünkü itibar yarattığınız etkiyi ölçümlediğiniz bir performans metriği olmaktan çok hangi konularla ilişkilendirildiğiniz, bu konulara nasıl yaklaştığınız, ne gibi çözümler ürettiğinizle ilgili.

“SONUÇLARIN ANLAMLANDIRILMASI KRİTİK”

Eczacıbaşı Topluluğu olarak tüm kuruluşlarımızın içinde bulundukları ekosistemlerdeki iş ortaklarını temsil eden bir sosyal paydaş evreni yarattık. İtibar araştırmalarımızda, araştırmanın amacına göre bu evreni temsil edecek paydaşlarla niteliksel ya da niceliksel araştırmalar kurguluyoruz. Sonuçlardan doğru iç görüleri çıkarabilmek ve stratejileri besleyebilmek araştırmanın kendisi kadar önemli. Kurumlar ve paydaşları çevrelerinden bağımsız ortamlarda faaliyet göstermiyor. Her an, her temasta yeniden inşa edilen itibara dair bulguları, kurumun temel amacı, gelecek stratejileri, tüketici trendleri ve içinde var olduğumuz güncel politik, sosyo-ekonomik ve toplumsal gelişmelerden bağımsız okuyamayız. Dolayısıyla sonuçların bütünsel bir bakış açısıyla, konjonktür ve trendler ışığında sorgulanması ve anlamlandırılması önemli. Gerçekleştirdiğimiz itibar araştırmaları sonrasında çalıştaylarla stratejimize dahil edeceğimiz bulguları belirliyor, bazen araştırmaların işaret ettiği konuları derinlemesine anlamaya yönelik ek araştırmalar gerçekleştiriyoruz.

Zorlu Holding Kurumsal İletişim ve Sürdürülebilirlik GMY Şahika Özcan Ortaç:
“İŞ DÜNYASININ YENİ NORMALİNE DÖNÜŞTÜ”
Paydaş temelli yaklaşımın önemine hepimiz inanıyor, tüm paydaşlar için değer yaratmaya odaklı iş modelleri geliştiriyoruz. Bu nedenle paydaş deneyimi de giderek önem kazanıyor.

Paydaşları anlamaya yönelik araştırmalar artık bir tercih olmaktan çıkıp, iş dünyasının yeni normali haline dönüştü. Kurumların paydaşlarının beklenti ve ihtiyaçlarını anlayabilmesi ve onlarla aynı dili konuşabilmesi için düzenli aralıklarla geri bildirim alması çok kritik. Bu anlayışla gerçekleştirilen iletişim araştırmaları, paydaşlarla kurulan ilişkinin güçlü ve sürdürülebilir olmasını sağlayan en temel unsurlardan biri.

“KURUMUN ETKİ ALANI BELİRLİYOR”

Zorlu Holding olarak bu yaklaşımla başta çalışanlarımız, iş ortaklarımız, bursiyerlerimiz ve kamuoyu olmak üzere kritik paydaşlarımızı kapsayan algı, iletişim ve sosyal etki araştırmaları yapıyoruz. Ayrıca konuya ve mecraya bağlı olarak; iş dünyası, sivil toplum kuruluşları, uluslararası dernek ve kuruluşlar, akademi, kanaat önderleri ve medya mensupları gibi farklı paydaş gruplarını dahil ettiğimiz çeşitli araştırmalar yürütüyoruz. Hangi paydaşlarda hangi algının ölçüleceği, her kurumun etki alanına göre değişiklik gösteriyor. Bizim gibi ülke geneline hatta yurt dışına yayılmış ürün ve hizmetler sunan kurumların kamuoyuna yönelik geniş algı ve itibar araştırmaları yapması büyük önem taşıyor. Bir diğer önemli konu da sosyal etki araştırmaları. Gerçekleştirdiğimiz tüm toplumsal sorumluluk projelerinin etki analizini yapmayı, yola çıkarken koyduğumuz değişim hedeflerine paralel ilgili paydaşımızda arzu ettiğimiz doğrultuda bir etki yaratıp yaratmadığımızı görmemiz gerekiyor.

“STRATEJİDE KULLANILMALI”

Yapılan araştırmalar sonucunda tespit edilen aksiyon alanları, diğer kanallardan elde edilen bilgilerle yani finansal veriler, pazar ve rekabet bilgisi, müşteri geri bildirimleriyle harmanlanarak nihai stratejinin oluşturulmasında kullanılmalı. Alınan geri bildirimler doğrultusunda güçlü ve zayıf yanlarla iyileştirilmesi gereken alanlar tespit edilip iletişim stratejisi buna göre güçlendirilmeli. Zorlu Holding olarak belirli periyotlarda algı araştırmaları yaparak paydaşlarımızın görüşlerini alıyoruz. Bunun yanı sıra bazı projeler ve hedef kitleler özelinde ilgili paydaş gruplarına yönelik araştırmalar da gerçekleştiriyoruz.

Yapı Kredi Marka Yönetimi Direktörü Özge Bakırçalı:
“DÜZENLİ ARALIKLARLA İLETİŞİM KURUYORUZ”
İletişim stratejilerini değerlendirmek, geliştirmek ve etkili bir şekilde yönetmek için paydaşların ihtiyaçlarını, beklentilerini, algılarını ve geri bildirimlerini doğru anlamak gerekir. Bu açıdan paydaşlara yönelik iletişim araştırmaları çok önemli.

Paydaş iletişimi araştırmaları, paydaşlarımızı çok daha iyi anlamaya ve onların gereksinimlerine uygun iletişim stratejileri geliştirmemize yardımcı oluyor. Aynı zamanda markanın itibarını korumak veya geliştirmek adına iletişim stratejilerini belirlerken bize önemli bir veriyi sunuyor. Paydaşlarımızın görüşlerini ve geri bildirimlerini almak, sunulan hizmetlerde iyileştirme yapmak ve onlarla daha iyi bir ilişki kurmak için kritik öneme sahip.

“ALGIYI ÖLÇÜYORUZ”

Markanın paydaşları olarak müşteriler, çalışanlar, yatırımcılar, medya ve rakipler iletişim araştırmaların parçası olabilir. Araştırmalar sayesinde markalar müşterilerinin zihnindeki algıları ölçülebilir. Müşteri memnuniyeti, hizmet kalitesi, marka algısı ve müşteri sadakati konuları oldukça önemli. Yine kurum içerisinde çalışan memnuniyeti ve kurum kültürü gibi konular bu tür araştırmalar yöntemiyle değerlendirilebilir. Öte yandan şirketin, yatırımcıları ve hissedarları arasındaki finansal performans, şirket yönetimi ve yönetişim, sürdürülebilirlik performansı gibi konulara dair algıları ölçülebilir.

“İLERLEME DE ÖLÇÜLMELİ”

Paydaşlara yönelik iletişim araştırma sonuçları, iletişim stratejilerini geliştirmek ve aksiyonlar almak üzere değerlendirilmeli. Öncelikle toplanan veriler analiz edilmeli ve anlamlı sonuçlara dönüştürülmeli. Devamında, analiz sonuçları değerlendirilmeli ve paydaşların beklentileri, algıları ve geri bildirimleriyle karşılaştırılmalı. Bulgular ışığında öncelikli alanlar ve hedefler belirlenmeli. Ardından, değerlendirme ve öncelik belirleme sürecine dayanarak, aksiyon planı oluşturulmalı. Aksiyonlar, plana uygun bir şekilde uygulanmalı ve ilerleme düzenli olarak ölçülmeli. Ölçülemeyen gelişim, maalesef bize hiçbir veri yönetme becerisi sağlamaz. O nedenle ölçümleme aşaması da oldukça önemli ve kritik. Gelişmeler sıkı takip edilmeli ve gerektiğinde aksiyon planı revize edilmeli.

PhIlIps Orta Doğu ve Türkiye Marka ve İletişim Direktörü Rengin Erdinç:
“SONUÇLARI BÜTÜNLEŞİK YAKLAŞIMLA PAYLAŞIYORUZ”
Paydaş araştırmaları ışığında Türkiye’deki sağlıkta dijital dönüşüme katkıda bulunarak, inovatif çözümler üretmeye devam ediyoruz. Sosyal sorumluluk projelerimizi de bu araştırma çıktılarına bakarak değerlendiriyor; kamuoyuna dokunabileceğimiz, fayda sağlayabileceğimiz alanlara yöneliyoruz.

Philips olarak, tüm trendleri ve kullanıcı iç görülerini yakından takip ediyor, farklı araştırmalara imza atıyoruz.

Sağlık alanında değer yaratmak, sosyal etki bırakmak ve amaç odaklı anlamlı işler yapmanın en önemli adımının tüketicilerin nabzını tutmak olduğunu düşünüyorum. Algı araştırmalarına sürdürülebilir örnek olarak 2016 yılından bu yana 2 yılda bir Türkiye'nin sağlık alışkanlıklarındaki değişimi gözlemlediğimiz ve IPSOS iş birliğiyle gerçekleştirdiğimiz Philips Türkiye Sağlık Trendleri Araştırması’nı gösterebiliriz. Bu araştırmamızla hem kamuoyunu hem sağlık profesyonellerini kapsayan fikir önderleri nezdinde değişen sağlık trendlerini tespit ediyoruz. Kamunun sağlık konusundaki bilgi düzeyini ölçümleyerek teknoloji ve sağlık arasındaki ilişkiyi ortaya koyuyoruz.

“SEKTÖRE DE IŞIK TUTUYOR”

Cumhuriyetimizin 100. yılında dördüncüsünü yayınlayacağımız bu araştırmamızda, “Cumhuriyetimizin 100. yılında Türkiye’de Sağlık Trendleri’ni” açıklayacağız. Araştırmamızda, 12 ilden kamuoyunun yanı sıra, doktor, kamu personeli ve basın mensupları yer alıyor. Farklı paydaşların araştırmamız kapsamında yer alması; bir yandan halkımızın sağlığa bakışını ortaya koyarken diğer yandan da sağlık alanındaki fikir liderlerinin beklentilerini ve görüşlerini bize sunuyor. Araştırma sadece bize bir veri ve içgörü sağlamıyor, aynı zamanda sağlık sektörüne de ışık tutan eşsiz bir kaynak niteliği taşıyor. Araştırmanın sonuçlarını da yine aynı bütünleşik yaklaşımla paylaşıyoruz.

“GÜÇLÜ TRENDİ GÖSTERDİ”

En sonuncusunu 2021 yılında yaptığımız ‘Türkiye Sağlık Trendleri Araştırmamız’ pandemi sürecinin yıldızının dijital sağlık teknolojileri olduğunu gösterdi. Araştırmada basit hastalıklarda doktoruyla uzaktan iletişime geçerek muayene olmak isteyenlerin sayısında pandemi dönemiyle birlikte artış yaşandığı ortaya çıktı. 2019 yılında yüzde 38 olan rakam, 2021 yılında yüzde 61’e yükseldi. Doktor ile tele-sağlık hizmetleri üzerinde sanal ortamda yapılan görüşmelerin yüz yüze yapılan muayene kadar verimli/kaliteli olacağını düşünen katılımcıların oranıysa yüzde 40 olarak ortaya çıktı. Yine bu süreçte, sağlık sektörünün hızla değiştiğini ve sağlık sisteminin hastane sınırlarının ötesine geçtiğini gözlemledik. Bu veriler doğrultusunda Türkiye’de sağlıktaki dijital dönüşüme katkıda bulunarak, inovatif çözümler üretmeye devam ediyoruz.

AllIanz Türkiye Kurumsal İletişim ve Sürdürülebilirlik Grup Başkanı Berna Özdemir:
“KARARLARI PAYDAŞ KATILIMIYLA ALIYORUZ”
Paydaşlarını dinleyen ve kararlarını da paydaş katılımıyla alan bir şirketiz. Paydaş araştırmalarımızın geri bildirimlerini icra kurulumuzla kapsamlı şekilde değerlendiriyor, çıkan sonuçlara göre aksiyonlarımızı, görev dağılımlarımızı ve yol haritamızı belirliyoruz.

Varoluş amacımız “Allianz Seninle”yi tüm paydaşlarımıza her an hissettirmeyi, dünyamızın geleceğini ve gelecek nesilleri düşünmeyi önemli sorumluluk alanlarımız olarak görüyoruz. Finansal bir kuruluş olarak geniş bir ekosistemin içinde faaliyet gösteriyoruz. Dolayısıyla kısa, orta ve uzun vadeli hedeflerimizi belirlerken paydaşlarımızın görüşlerine ve geri bildirimlerine büyük bir önem veriyoruz. Paydaşlarımızla çift yönlü iletişim kurmayı, beklentilerini anlamayı, öğrenen bir organizasyon olmanın gerekliliği olarak görüyoruz.

DÜZENLİ TEMAS

Allianz Türkiye’nin paydaş ekosisteminde; çalışanlar, acenteler, müşteriler, akademisyenler, brokerler, tedarikçiler, üniversite öğrencileri, STK’lar, eksperler, basın, servis-tamirhaneler, hastaneler, doktorlar, eczaneler ve bankalar yer alıyor. Söz konusu paydaşlarımızla, farklı konu başlıklarındaki görüşlerini ve geri bildirimlerini öğrenmek üzere farklı iletişim metotlarıyla düzenli olarak temas halindeyiz. Sürdürülebilirlik stratejimizin, iç ve dış paydaşlarımızın aktif katılımıyla güncel tutulmasını önemsiyoruz. İki yılda bir tüm paydaşlarımızla kurumsal itibar araştırması yapıyoruz. Pazarlama ekibimizin liderliğinde, farklı kapsamlarda aylık ve yıllık yaptığımız müşteri memnuniyeti araştırmalarımız bulunuyor. Çalışanlarımızın bağlılığını, İK ekibimizin liderliğinde her yıl küresel düzeyde gerçekleştirilen çalışan bağlılığı anketiyle ölçümlüyoruz. Anket sonuçları, insan kaynakları uygulamalarımızı şekillendiren önemli bir

kılavuz niteliği taşıyor.

HİBRİTE GEÇİŞTE PAYDAŞ ETKİSİ

Paydaş araştırmalarımızın geri bildirimlerini, icra kurulumuzla kapsamlı şekilde değerlendiriyor, çıkan sonuçlara göre aksiyonlarımızı, görev dağılımlarımızı ve yol haritamızı belirliyoruz. Kritik kararlar almadan önce mutlaka paydaşlarımızla iletişim halinde oluyoruz. Örneğin pandemi döneminde çalışanlarımızın çalışma modelini şekillendirmek üzere şirket içinde araştırma yaptık ve talepler doğrultusunda şekillenen hibrit çalışma modeline geçtik. Acentelerimizin finansal konulardaki destek beklentisini tespit ederek, borç ötelemesi ve ödemelerde kolaylık gibi imkanlar sunduk.

Uludağ Enerji Kurumsal İletişim Direktörü YUSUF ZİYA YÜCE:
“İTİBARI GÜÇLENDİRİYOR”
Düzenli paydaş araştırması yapmak elzem. En önemlisiyse gerekli aksiyonları alarak kurum imajını geliştirmek. Ancak araştırmalar hiçbir zaman tek başına yeterli değil. Her zaman aksiyon planına dönüştürülmesi gerekir.

Çalışanlarımız, yatırımcılarımız, kamu kuruluşları, potansiyel ve mevcut müşterilerimiz de dahil olmak üzere tüm paydaşlarımızın şirketimize yönelik algısı, itibar yönetimimiz için önemli. Şirketimizin faaliyetlerine ilgisi olan ve etkisi olabilecek paydaşlarla ilişkilerimizi, bize karşı algılarını korumak için geliştirmeliyiz. Orta ve uzun vadeli çalışmalarımızı da buna göre şekillendirmemiz gerekiyor. Dolayısıyla paydaş iletişimi araştırmalarını, sunduğumuz hizmetler ve kurum imajımızın nasıl algılandığını saptayarak geliştireceğimiz stratejilere veri temin edebilmek amacıyla gerçekleştiriyoruz.

“TEMELİNDE İLETİŞİM YATIYOR”

Müşterilerin memnuniyet seviyeleri, çalışanların motivasyonları ve iş yeri kültürüne bakış açıları, yatırımcıların finansal başarılarımıza karşı algısı ve faaliyet gösterdiğimiz toplumun ülkemize sunduğumuz hizmetlere ve benimsediğimiz değerlere yönelik algılarını ölçmek bizim için oldukça önemli. Tüm bu ölçümlemeler sonucunda edindiğimiz bilgiler ışığında hedeflediğimiz kurum algısına paydaşlarımızı yaklaştırmak ve varsa ters düşen noktaları düzeltmek için strateji planı içinde aksiyon alıyoruz. Paydaşlarımıza yönelik aksiyonlarımızın temelinde iletişim yatıyor.

“ARAŞTIRMA DÜZENLİ YAPILMALI”

Düzenli paydaş araştırması yapmak elzem. En önemlisiyse gerekli aksiyonları alarak kurum imajını geliştirmek. Araştırmalar tek başına yeterli değil. Her zaman aksiyon planına dönüştürülmesi gerekir. Bu aksiyonlar, çalışanların motivasyonunu ve iş memnuniyetini artırmak, müşteri memnuniyetini ve sadakatini artırmak, yatırımcıların güvenini sağlamak, toplum nezdinde kurumun itibarını güçlendirmek gibi farklı alanlarda olabilir. Örneğin, yapılan araştırmalar sonucunda müşterilerin ürün veya hizmetlerden memnuniyet düzeylerinin düşük olduğu belirlenirse, bu durumda müşteri deneyimini geliştirecek stratejiler belirlenebilir ve uygulanabilir. Ya da çalışanların iş yükü, iş saatleri, eğitim olanakları gibi konulara dikkat etmek suretiyle onların memnuniyetini artırarak iş verimliliği yükseltilebilir. Aynı şekilde, yatırımcıların finansal başarılar hakkındaki algısını olumlu yönde etkilemek için şeffaflık ve doğru bilgilendirme politikaları uygulanabilir. Bu tür aksiyonlar sayesinde, paydaşların şirkete olan güvenleri artar ve itibar güçlenir.

Sonuç olarak, paydaşların algısını doğru bir şekilde ölçmek ve elde edilen verileri doğru şekilde yorumlayarak aksiyon almak, bir kurumun başarısı için oldukça önemli. Bu nedenle, paydaş iletişim araştırmalarının düzenli olarak yapılması, kurumun yönetim stratejilerini belirlemede önemli bir rol oynuyor.