"SİGORTA BİLİNCİNİ CANLI TUTUYORUZ"

SİGORTA SEKTÖRÜNDE ÜST DÜZEY YÖNETİCİ OLARAK UZUN YILLARA DAYANAN TECRÜBEYE SAHİP DOĞA SİGORTA GENEL MÜDÜRÜ COŞKUN GÖLPINAR, YILDIZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ MİMARLIK VE MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİNİ BİTİRDİKTEN SONRA, 1988 YILINDA HALK SİGORTA İLE İŞ HAYATINA ATILDI.

SEKTÖRÜNDE ÖNCÜ FİRMALARDA UZUN YILLAR YÖNETİCİ OLARAK GÖREV ALAN COŞKUN GÖLPINAR, 2016 YILINDA GENEL MÜDÜR OLARAK BAŞLADIĞI DOĞA SİGORTA’DA HALEN GÖREVİNİ SÜRDÜRMEKTE.

BUSINESS LIFE EKİBİ OLARAK, 44 YILI AŞKIN TECRÜBESİYLE DOĞA SİGORTA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ GÖREVİNİ BAŞARILI BİR ŞEKİLDE YÜRÜTEN COŞKUN GÖLPINAR İLE TÜRKİYE SİGORTA SEKTÖRÜNDEKİ DİNAMİKLERİ KONUŞMAK İÇİN BİR ARAYA GELDİK.

Kendinizden ve kariyer yolculuğunuzdan bahseder misiniz?

Kariyer yolculuğum 1988 yılında eski ismi Halk Sigorta olan, daha sonra Yapı Kredi Sigorta olarak adını değiştirmiş olan Çukurova Holding Grup bünyesindeki sigorta şirketinde başladı. Yıldız Teknik Üniversitesi Mimarlık ve Mühendislik Fakültesi mezunu olarak teknik bir branştan gelmem sebebiyle Halk Sigorta’da Risk Mühendisliği departmanında göreve başladım. Bu departmanın ilk kurucularından birisiyim. Risk Mühendisliği Müdürü görevimin ardından yine Halk Sigorta’da 1992-1996 yılları arasında Teknik Grup Müdürü, 1996-2004 yılları arasında Yangın, Mühendislik ve Nakliyat branşlarından Sorumlu Genel Müdür Yardımcılığı görevini ifa ettim. 2004-2013 yılları arasında ise Pazarlama, Bankasürans, Banka ve Doğrudan Satış kanallarından Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı olarak görev aldım. Şirketin farklı branşlarında bulunarak ve şirketin değişik sularında yıkanarak geçtiğim bir kariyer yolculuğu oldu. 2013-2015 yılları arasında Can Brokerlik ve Reasürans A.Ş.’de Genel Müdür olarak görev aldığım süreçte brokerlik dünyasını, felsefe ve satış amaçlarını tanıyarak önemli bir altyapı edindim. 2014’ün ikinci yarısından itibaren operasyona başlamış olan Doğa Sigorta ailesine 2016 yılında Genel Müdür olarak katıldım. Katıldığım ilk dönemde şirketimizin personel sayısı 75 iken 2022 itibarıyla 305 kişi sayısına ulaşarak, geçen 6 yıllık bu yolculukta tüm branşlarda büyük atılımlar yaptık ve gerek oto gerekse oto dışı dengesiyle sektörde bilinir bir şirket haline geldik. Şirketimizin böyle bir boyuta gelmesinde tüm ekip arkadaşlarımla birlikte yapmış olduğumuz uzun ve yoğun çalışmalarda gittikçe daha iyi bir noktaya gelmemizi memnuniyetle izlemekteyim.

Sigorta bilincinin artırılması ve yaygınlaştırılması için neler yapıyorsunuz?

Personelimize ve acentelerimize dönem dönem teknik eğitimler veriyoruz. Özellikle en önemli dağıtım kanalımız olan acentelerimize ulaşma konusunda şirketimizin bünyesindeki acente temsilciliği yapısıyla, şirketimizin satışla ilgili detay ve bilgilendirme mesajlarını ileterek, son gelişmeleri ve uygulamalarımızı anlatarak bulundukları yörelerdeki halka ulaşmalarını sağlayacak şekilde acente temsilciliği ağımızı kullanıyoruz. Acentelerimizi sık sık teşvik ederek bulundukları bölgelerde sigorta bilincinin artması için çalışmalar yürütüyoruz. Ayrıca sosyal medya hesaplarımız aracılığı ile tüm kanallarda periyodik paylaşımlar gerçekleştirerek temel sigorta farklarını anlatıcı ve açıklayacağı içeriklerimizle sık sık bilgilendirmelerde bulunuyor, sigortanın koruyucu özelliği ve kapsam detayları hakkında hatırlatmalarda bulunarak sigorta bilincini canlı tutuyoruz.

‘Sosyal Sorumluluk Bilinciyle’ çalışmalar gerçekleştiriyor musunuz? Bizlere bu çalışmalarınızı anlatır mısınız? Bu çalışmalarla neler hedefliyorsunuz?

Çevre, eğitim ve spor başta olmak üzere tüm alanlarda sosyal sorumluluk projeleri geliştirmeye özen gösteriyoruz. ‘Ağaç yaşken eğilir’ ilkemizle hareket ederek sağlıklı bedenler ve zihinler yetişmesine katkı sağlamak amacıyla gençliğe yatırım yapıyor, amatör spor branşlarını destekleyerek güçlü ve mutlu toplumlar oluşturmayı hedefliyoruz. Bu kapsamda spor sahaları oluşturuyor, talep ve ihtiyaçlara göre gençlere burs imkânı sağlıyoruz. Ayrıca, sporda kadınların artan başarısına ve sporda kadın girişimciliğine dikkat çeken 4. Ulusal Spor ve Kadın Zirvesi’ne Şanlıurfa’da ev sahipliği yaptık. İş dünyası dahil her alanda cinsiyet ve fırsat eşitliğinin destekçisi oluyoruz. Her yıl 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ne özel olarak 1 hafta boyunca ekonomi, psikoloji, sağlık ve gastronomi gibi çeşitli alanlarda, grup bünyemizde yer alan İstanbul Topkapı Üniversitesi’nin değerli akademik kadrosu tarafından verilen eğitimler gerçekleştiriyoruz. 2021’in ilk aylarında başlattığımız ve sosyal medyada yoğun ilgi gören #SevgiDoğasındaVar projemiz ile Türkiye’nin dört bir yanındaki sokak hayvanlarına karton yuva, mama kabı ve mama desteği ulaştırdık. Çevresel sorumluluk bilinci ile hareket ederek, daha yeşil bir gelecek için çevreye duyarlı araç kullananlara özel olarak geliştirdiğimiz Doğa’l Kasko ürünümüzü sunduk. Gelecek nesillere daha sağlıklı bir dünya bırakmak için fidan bağışı kampanyalarına da her zaman destek sağlıyoruz.

COVID-19 pandemisi ile sigorta sektöründe neler değişti? Doğa Sigorta olarak ne gibi projeler geliştirdiniz?

Pandeminin tüm sektörlere getirdiği en büyük değişiklik hibrit/home office çalışma düzeni oldu. Bu düzen personelin ve şirketin çalışma faaliyetlerinin başka kaynaklardan da yürütülebilir olduğunu görme açısından önemli bir süreçti. Bu dönemde personelimizin evden çalışmasına yönelik tüm altyapı çalışmalarını tamamladık ve tüm ofis ekibimiz sağladığımız gerekli teknik donanım ve sistemle, dijitalleşmeye uzun zamandır verdiğimiz önemin de bir sonucu olarak, evlerinde en ufak bir aksama yaşamadan görevlerini aynı şekilde devam ettirdiler. Acentelerimizin nakit akışını güçlendirmek ve kazancını artırmak adına Acente Güçlendirme Paketimizi; Üretim Destek, Maddi Destek ve Moral Destek olarak 3 ana başlık altında toplam 10 adet güçlendirme çalışmasını kapsayacak şekilde devreye aldık. Bu kapsamda acentelerimize özel; oto branşlarında geliştirmeler yaptık ve acentelerimize ve ailelerine 7/24 uzaktan tıbbi danışmanlık desteği verdik. Tüm sağlık çalışanlarımıza fedakâr hizmetleri için minnettarlığımızı göstermek adına kasko ve konut branşlarında %15 indirim sağladık. Ayrıca, pandemi ve bulaşıcı hastalıklar poliçe kapsamında yer almamasına rağmen bu zor dönemde sigortalılarımızı mağdur etmemek adına Doğru Adım Tamamlayıcı Sağlık Sigortası ürünümüzün teminat kapsamına COVID-19’u da dahil ettik.

Ekonomik koşullar ve enflasyon sektörünüzü ve tüketicileri nasıl etkiledi?

Ekonomik koşullar sektörümüzü oldukça olumsuz etkiledi. Kasko sigortalarında enflasyondan ve kur artışlarından kaynaklanan büyük bir maliyet artışı ile yüz yüze kaldık. Özellikle kasko branşında kısmi hasarlarda ithalata bağlı olarak yedek parçaların yurt dışından gelmesi ve kur artışıyla birlikte dosya başına maliyetler bir önceki senenin aynı dönemine göre 3-4 kat arttı. Pandemiden sonraki dönemde hasar frekanslarında da artış görüldü. Çok küçük çaplı hasarlara bile büyük maliyetler ödenmeye başladı. Trafik sigortaları tarafında ise enflasyon ve asgari ücrete yapılan artış nedeniyle sigorta sektöründe önemli bir dalgalanma yaşandı. Enflasyon ortamının getirdiği baskıdan dolayı tüketici, kasko ve trafik sigortalarını yaptırmaktan kaçınır hale geldi. Oto dışı sigortalarda ise tesisler eksik sigorta durumuna düşmeye başladı. Fabrika veya endüstriyel tesislerin sigorta bedeli tespit edilirken mutlaka enflasyon artışlarının sigorta bedeline eklenmesi, ilave primler alınması gerekir. Bunların yapılmadığı süreçlerde sigortalılar sahip oldukları tesislerini eksik sigorta olarak devam ettirmeye başladılar. Ekonominin ve maliyet artışlarının tüm alanlarda etkisinin hissedilmesinden dolayı ilgili tesis hangi iş kolunda olursa olsun benzer sorunların olması nedeniyle yangına karşı bakım-onarımda önlem almadan eksiklikler söz konusu olmaya başladı. İnşaat maliyetleri, bina değerlerinin artışı, demirbaş makine ve emtia bedellerinin ani şekilde çok yükselmesi nedeniyle burada da büyük hasarlar oluşmaya başladı. Ayrıca; son dönemde şiddetle yaşadığımız, iklim değişikliği kaynaklı beklenmeye bölgelerde gerçekleşen aşırı sel ve su baskınları sebebiyle oto dışı branşlarda da sektör büyük zorlanmalar yaşadı.

Sürdürülebilirlik yolculuğunuzda, Doğa Sigorta’nın ‘2030 İş Hedefleri’nde neler var?

Sigorta sektöründe kısa bir süredir faaliyet gösteriyor olmamıza rağmen hedeflerimize uygun olarak hızlı bir gelişim gösterdik ve sektörün önemli oyuncularından biri olmayı başardık. Önümüzdeki dönemler için yapmış olduğumuz planlamalar doğrultusunda ilerleyeceğiz ve yerimizi daha da sağlamlaştıracağız. 2030 iş hedeflerimiz içinde tamamen dijitalleşmiş, ancak tüm iş paydaşlarıyla yakın iletişimi korumayı başarmış bir şirket olmak var. Yani bizim dijitalleşme anlayışımız mekanikleşme değil, hizmet hızını ve kalitesini arttıracak teknolojileri bünyemize entegre etmek şeklinde olacak. Zaten şu anda da faydalandığımız robot, chatbot ve analitik tarzı teknolojik uygulamaları gelişen teknoloji ve değişen ihtiyaçlara göre daha fazla kullanarak sigortalılarına en hızlı hizmeti veren şirket olmayı planlıyoruz. Değişen müşteri ihtiyaçlarına en uygun çözümleri yaratarak sigortalılarımızın yanında olmaya devam edeceğiz. Şirketimiz üretim hacmi olarak ne kadar büyürse büyüsün, temel amacımız küçük şirket hızı, çevikliği ve ruhu ile hareket etmek olacaktır.

Yeni dönem ajandanızda hangi başlıklar öne çıkmaktadır?

Aslında yeni dönem ajandamızda çok farklı şeyler olduğunu söylemek doğru olmaz. Çünkü biz hedeflerimizi çok önceden belirledik ve bu doğrultuda ilerlemeye devam ediyoruz. Ana hedeflerimiz; değişen müşteri ihtiyaçlarını en doğru şekilde belirleyip, teknolojik imkanları en iyi şekilde kullanarak, sigortalılarımıza ve iş ortaklarımıza en uygun çözümleri hızlıca sunmak. Bunu başarabilmek için tüm iş paydaşlarımızla (sigortalı, acente, broker, yetkili servis, reasürörler vb.) yakın iletişimde olmaya ve onlardan geri bildirimler almaya özen gösteriyoruz.

 

Geride bıraktığımız senelere kıyasla 2022 yılı Doğa Sigorta için nasıl geçiyor?

2022 yılı geride bıraktığımız senelere kıyasla çok zor bir sene olarak geçiyor. 2021’i kâr ve tüm branşlardaki üretim bakımından çok tatmin edici bir seviyede kapattık. 2021 Kasım ayından itibaren başlayan ekonomik dalgalanmaların getirdiği etki ile oto branşındaki beklenmedik sonuçlar ve maliyetlerin artışı ile sigorta sektörü oto branşını oldukça zorlu geçirdi.

Aynı şekilde oto dışı sigortalarda da aynı etkiler nedeniyle zorlu bir süreç yaşanıyor. Ekonomik dalgalanmaların getirmiş olduğu sebeplerden dolayı endüstriyel tesislerde de hasarların arttığını görüyoruz. Hasarlarda olağandışı bir yıl yaşıyoruz. Her şeye rağmen Doğa Sigorta olarak tek bir yöne konsantre olmadan tüm branşlardaki faaliyetlerimiz ve dengeli portföy yapımızla 2022 yılını en az zarar ve hasar ile tamamlayacağız.

Hedeflerinizden ve hayata geçireceğiniz projelerinizden bahseder misiniz?

Ülkemizin en büyük gruplarıyla iş ortaklıklarımız devam etmekte, ancak bunlara sürekli yeni projeler de eklemeye özen gösteriyoruz. Şu an gündemimizde olup yakın sürede hayata geçireceğimiz Marka Kasko ürünleri mevcut ve bu iş birlikteliklerinde de iş paydaşlarımıza önemli katkılar sağlayacağız. Bilgi işlem altyapımızı geliştirme konusunda da tüm teknolojik gelişmeleri yakından takip ederek robotlarımızı daha fazla operasyona entegre ediyor, chatbot uygulamalarımızı geliştiriyor ve analitik çözümlerden daha fazla yararlanmaya özen gösteriyoruz. Değişim, gelişim ve hızlı çözüm yaratacak tüm projelerde yer almaktan memnuniyet duyuyoruz.

 

Sigorta sektörünün Türkiye ekonomisindeki yeri ve önemi için sinyaller ne diyor?

Tüm sektör oyuncularının uzun süredir göstermiş olduğu çabalara rağmen, sigortanın ekonomideki payının önemli bir gelişim gösterdiğini söyleyebilmek maalesef mümkün değil. Bunun altında yatan temel sebepler; ülkemizde sigorta bilincinin yeterli seviyede oluşmaması ve yaşanan ekonomik gelişmeler olarak gösterilebilir. Yeterli sigorta bilinci olmayan toplumumuzda sigorta penetrasyonunun artması için halkın alım gücünün artması önemli bir etken. Sigortalıların ilk irtibata geçtiği acentelerimizden başlayarak; sigorta şirketleri, TSB ve SEDDK’nın sigortanın potansiyel alıcılara doğru aktarılması için aksiyonlar alması gerekiyor. İnsanlar sigortanın bir zorunluluk değil ihtiyaç olduğunu anlamalı. Ülkemizde hala kişilerin poliçe yenilemeleri acenteler tarafından takip edilmekte, oysa kişilerin kendi poliçe vadelerini ve ihtiyaç duydukları teminatları kapsayıp kapsamadığını bilmesi gerek. Bu bilincin de ilkokul düzeyinden başlayarak insanlara aktarılması ve hiç olmazsa gelecek nesillerde bu bilincin oluşmasının sağlanması gerekir. Sigorta prim üretiminin Gayrisafi Milli Hasıla içinde payı hala çok düşük olan %2 seviyesinde ve bu oranın önümüzdeki 5 yıl içinde %5’e çıkarılması, sonraki yıllarda ise %10 seviyesine çekilmesi yönünde stratejik planlama yapılmalıdır.

Şirket içerisindeki dinamiklerden bahseder misiniz? Çalışma arkadaşlarınızla olan ikili ilişkilerinizi kurarken nelere dikkat ediyorsunuz? Şirket içerisindeki sinerji için ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz?

Şirket içerisinde alacağım kararlarla ilgili tüm çalışan ve üst kademedeki yönetici arkadaşlarımla bir konsensüs şeklinde ortak karar almaya yönelik bir çalışma stilim var. Mutlaka koordinasyon ve kooperasyon içerisinde olunması gerektiğini düşünüyorum. İkili ilişkilerde ve şirket genelinde saygı ve hiyerarşik yapı içerisinde kalmak şartıyla yatay ve düşey iletişimde sınırsızlığı tercih ederim. Bu çerçevede her zaman kapım açıktır. Bütün karar ve sorunlarda tüm yönetim ekibimiz ile karar mekanizmasını çalıştırırız.

Şirket yöneticileriyle tüm personel arasındaki bağlardaki yaklaşımım 3 temel prensibe dayanır. Adaletli ve hakkaniyetli olmak, bütçe içerisinde kalmak ve daima kurallar içerisinde kalmak. Sadece insan gücü ile çalışmanın değil, bilgi teknolojileri yönünde de şirketimizin büyük yatırımlar yapmasına önem veriyoruz.

Yeni dönemde itibar yönetimine dair nasıl dinamikler geliştireceksiniz?
Sigorta şirketlerinin en önemli özelliği güvenilir olmasıdır. Sigorta sektöründe bir şirketin en güvenilir tarafı hasar zamanında ortaya çıkar. Tabii ki hasardan önce konu, sorun ve sigortalı ihtiyaçlarını iyi anlayıp bunlara uygun çözüm ve ihtiyaçları içeren doğru bir poliçe düzenlemek ne kadar zorunlu ise en önemli konulardan biri de poliçenin hasara dönüşmesi halinde, hasar ödemesinde şirketin güvenliğidir. Dolayısıyla doğru hasarı doğru zamanda en hızlı şekilde ödeyen bir şirket olmak, en başından beri göz önünde bulundurduğumuz ve bundan sonra da göz önünde bulunduracağımız bir özellik olacaktır. Özellikle reasürans branşında hem ülke içerisinde hem de ülke dışarısında güvenilir ve deneyimli, A ratinginde, uzun yıllardır reasürans alanında bulunmuş şirketler ile çalışmak şirketimizin itibarını artıracak önemli noktalardan biri. İtibar yönetimi hususunda, acentelerimiz ve tüm dağıtım kanallarımız karşısında şirketimizin duruşu çok önemli bir faktör. Doğa Sigorta olarak güvenilir, çok hızlı servis hizmeti veren, doğru hasarları zamanında ve hızlı şekilde ödeyen, acentesini ve dağıtım kanallarını çok iyi anlayan ve buna göre reçeteler sunan, pazarda dengeli ve tüm dağıtım kanallarına eşit mesafede olan bir duruş ile itibarımızı bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da aynı şekilde korumayı hedefliyoruz.

Sizce çağdaş insan hangi özelliklere sahip olmalı?
Günümüzde çağdaş insan; din, dil, ırk ayrımı yapmaksızın tüm insanları seven, eşit mesafede bulunan, insan haklarını daima kabul ederek saygı duyan ve aynı zamanda bilim ve teknolojik gelişmeleri izleyerek ayak uyduran, bu gelişime katkı sağlayan kişidir.

Güne kaçta başlıyorsunuz, günün en verimli saatlerini kaç olarak değerlendiriyorsunuz?
Güne erken saatlerde başlarım. Her gün 05:30’da uyanıp, 07:30-08:00 arası şirkette masamın başında olurum. Günün ilk saatlerinde bir önceki günden kalan işleri tamamlar, günlük raporları incelerim. 09:00 sularında günlük toplantılarıma başlarım. Günün en verimli saatlerinin öğleden önce 10:00-12:00 ve öğleden sonra 14:30-16:30 aralığı olduğu düşüncesindeyim. Sabahın ilk planlamalarının ardından uygulamaya geçtiğiniz saat 10:00-12:00 aralığı oluyor. Öğleden sonra 14:30-16:30 ise günün ikinci yarısında işe yoğunlaşılan saatler olduğu kanaatindeyim.

İş ve sosyal hayat arasındaki dengeyi korumanın formülü nedir?
İş ve sosyal hayatın dengesini korumak çok önemli ve hassas bir konu. Yaşantımda iş hayatı her zaman ön planda yer almıştır. Fakat hepimiz bir aile ve sosyal çevrede yaşadığımızı da unutmamalıyız. Bunun en iyi dengesi iş hayatında yaşanılanları eve taşımamak, evde olanları da işe yansıtmamak. Hafta sonu ailenize ve evinize zaman ayırmak, hafta içerisinde ise işinizin gerektirdiği sosyal aktiviteleri, iş yemekleri, kokteyller vb. faaliyetlere katılarak dengeyi kurmak önem taşıyor. Sadece işte olmak yeterli değil, işi oluşturan sosyal çevrenin gerektirdiği aktivitelere katılmak ve yer almak önemli bir fonksiyondur.