SIRADAKİ HEDEF İLK 300

Bahçeşehir Uğur Eğitim Kurumları (BUEK) Yönetim Kurulu Başkanı ve Bahçeşehir Üniversitesi (BAU) Mütevelli Heyet Başkanı Enver Yücel, iş dünyasında yarım asrı geride bıraktı. Sadece eğitim sektörüne yatırım yaptı, bir eğitim girişimcisi olarak Türkiye'de iz bıraktı. Sağlık sektöründeki yatırımı da yine üniversite kapsamında oldu. Üniversite kurma hayalini 25 yıl önce gerçekleştiren Yücel, ?25 yılı geride bırakan üniversitemiz için ilk 500'de olma sözü vermiştik ve bu sözü tuttuk. Bu kazanım bizde bir rehavet yaratmayacak. Daha çok çalışacağız, daha ileriye gitmek için hep üreteceğiz. Sıradaki hedefimiz 50. yılımızı kutlarken dünyanın en iyi ilk 300 üniversitesi arasında yer almak? diyor.

Enver Yücel, Türk iş dünyasında eğitim sektörünün son 55 yılına damgasını vuran, iz bırakan en önemli liderlerden biri. Tüm hayatını eğitime adayan Yücel, eğitimi dünyanın çözülmesi gereken en önemli problemi olarak görüyor ve bu amaçla bir sosyal sorumluluk alanı olarak tanımlıyor. 55 yıllık Bahçeşehir Uğur Eğitim Kurumları’nın (BUEK) Yönetim Kurulu Başkanlığını yapan, 25’inci kuruluş yıldönümünü kutlayan Bahçeşehir Üniversitesi’nin (BAU) Mütevelli Heyeti Başkanı da olan Enver Yücel, “Ülkemizde yıllardır sadece eğitim sektöründe hizmette bulunuyor, evrensel anlamda da güzel işler yapıyoruz. Hem ülkemizde hem dünyada hangi milletten olursa olsun dokunmadık öğrenciyle basmadık toprak bırakmıyoruz. Artık Türkiye’nin bir eğitim markasıyız. BAU Global olarak ABD, Kıbrıs, Batum, İngiltere, Berlin ve İstanbul’daki altı üniversitemizle sadece ülkemizde değil dünyada da adımızdan söz ettiriyoruz” diyor. Eğitim duayeni iş insanı sorularımızı şöyle yanıtladı:

BAU’da 25. yılı kutluyorsunuz. Önce üniversite hayalinizi gerçekleştirdiniz. Şimdi 25 yılı geride bıraktınız. Sıradaki hayaliniz nedir?

Türkiye’de, hatta dünyada örnek gösterilen bilim yuvası bir üniversiteyiz. Yolumuzda emin, kararlı ve çağdaş adımlarla yürüyoruz. Bu yolculuğu tüm ailemiz adına iyi bir deneyim haline getirmek için çalışmaya, üretmeye, değer yaratmaya devam edeceğiz. Her akademik yıl başlangıcı bizim için özel. Ancak 2023’ün ayrı bir özelliği ve önemi vardı. 2023, üniversitemizin kuruluşunun 25’inci, Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100’üncü yılı. Coşkuluyuz, umutluyuz ve bu iki duygu tüm yıl için bize daha fazla güç verdi. Geriye dönüp üniversitemizin çeyrek asırlık tarihine baktığımızda her şeyi kolayca ve sorunsuz kazanmadığımızı görüyoruz. İlk günden bugüne kadar bize ışık tutan Cumhuriyet, karşılaştığımız güçlükleri aşma noktasında bizi nasıl motive ettiyse bundan sonra da bu rehberlik değişmeyecek ve onun ışığı yolumuzu hep aydınlatacak. 25 yılı geride bırakan üniversitemiz için ilk 500’de olma sözü vermiştik ve bu sözü tuttuk. Bu kazanım bizde bir rehavet yaratmayacak. Daha çok çalışacağız, daha ileriye gitmek için hep üreteceğiz. Sıradaki hedefimiz 50. yılımızı kutlarken dünyanın en iyi ilk 300 üniversitesi arasında yer almak. 25 yıllık deneyimi artık olgunlaşarak taçlandıracağız.

Bu hedefe nasıl bir yol haritasıyla ulaşılabilir?

Bu yıl üniversitemiz çok önemli ve kapsamlı bir yenilikle açılıyor. “Co-Teaching” modeli ile dünyanın en iyi 500 üniversitesiyle iş birliği yaparak öğrencilerimize dersler açmaya başlıyoruz. Bu kapsamda müfredatımızı güncelleyerek, dünyanın en iyi üniversitelerinde hangi dersler ve içerikler okutuluyorsa öğrencilerimize bu içerik ve dersleri sunacağız. Ancak değişim bunun çok ötesinde şekilleniyor. Son dönemde Hollanda, İrlanda ve Uzak Doğu’da bulunan üniversitelerin gelişiminin hızlanması üzerine düşmemiz gereken önemli bir durum. Singapur üniversitelerinde başlayan “Kendi diplomanı yarat” programı, Hollanda üniversitelerinin çift dilli programları, Kanada üniversitelerinin lisans son sınıflarını sektöre uyum ve iş yaşamına hazırlık olarak planlaması dikkatimizden kaçmayan değişimlerden bazıları. ABD üniversiteleri; daha esnek programlar, sektörle daha iç içe, bulunduğu kent ve bölgeye katma değer yaratan, toplumsal etki faktörünü öne çıkaracak şekilde yeniden şekilleniyor. Son yıllarda, üretilen bilginin insanlık tarihi boyunca üretilenden daha fazla olduğu bir dönemi yaşıyoruz. İş gücünü robotik ve otomasyona, karar verme yetisini algoritmalara devrediyoruz. Bilgi ekonomisi bir adım daha ileriye taşındı. Artık bilgi üretmek ve üretilen bilginin ürüne dönüştürülmesi de üniversitelerin ana faaliyet alanı oldu. Türkiye’nin bu alanlarda çalışması gerektiğine inanan bir üniversiteyiz. Dünyanın daha iyi bir yer olması için çözümler üretmeliyiz. Bu sürecin mimarlarından olacağız.

Bahçeşehir Üniversitesi, BAU global eğitim ağının üyesi. Global ağınızda iş birlikleri nasıl devam edecek?

Global ağımızda mevcut iş birliklerimizi artırmaya devam ediyoruz. Bilim diplomasisinin öneminin farkında olarak Avrupa’da geliştirdiğimiz iş birliklerinin yanı sıra dünyanın farklı coğrafyalarında yer alan yükseköğretim kurumlarıyla yürüttüğümüz iş birliklerimizi de artırıyoruz. Bugüne kadar olduğu gibi kalite odaklı eğitim-öğretimin yanında, etki değeri yüksek ulusal ve uluslararası yayınlarımızı, araştırma-geliştirme projelerimizi ve bilimsel etkinliklerimizi artırmak için çalışmaya devam edeceğiz. Küresel düzeyde eğitim sektöründeki gelişmelerin yakından takip edilerek öncü ve yenilikçi sistemlerin üniversitemize entegre edilmesi, üniversite-sanayi iş birliğinin artırılması, dijital süreçlere ve yapay zekaya dayalı kurum içi uygulamalarımızın geliştirilmesine ilişkin çalışmaları yürüteceğiz. Üniversitemiz, kaliteli eğitimi yaşam boyu sunma misyonunu taşıyor.

Bir yandan yapay zeka ve yeni teknolojiler diğer yandan değişen uluslararası dengeler ve ulusal dinamikler. Bu çalkantılı dönemin sizin açınızdan en zorlayıcı başlıkları neler?

Dünya değişimindeki en önemli olay teknolojinin her alana girmesi oldu. Bu en çok da eğitimi etkiledi. Eğitimde değişim ihtiyacı pandemiyle anlaşıldı. Sanayi devrimi anlayışıyla, bugün hiçbir sektörü aynen devam ettiremezsiniz. Eğitim sektörünün değişiminde öncülük yapmamız gereken konu teknoloji. Teknolojiyi eğitimin içine alarak daha etkin bir program oluşturmamız gerekiyor. Müfredatı, kadroları, eğitim fakültelerini ona göre dönüştürmek lazım. Çağa hitap edebilecek öğretmenler yetiştirmeliyiz. Ve iş dünyasında çalışan bireyleri, öğrencileri gelecekteki şartları görerek hazırlamak icap eder.

İş modellerinin de yenilendiği yeni dönemde sizin cepheniz de nasıl bir yenileme ya da dönüşüm yaşandı?

Yapay zekayla bütünsel düşündüğümüz teknolojinin işin içine girmesiyle bambaşka bir evreye doğru gidiyoruz. Yine söylüyorum, biz eğitim paradigmalarını değiştiremezsek geri kalmış oluruz. Daha esnek bir yapıda eğitim öğretimi gerçekleştirirsek, gençleri buna göre yetiştirmiş oluruz. O da zamanın koşullarına göre bir yapıya bürünmüş olur.

Eğitim sektörü çok özel bir sektör. Yarım asrı önemli bir itibar seviyesiyle geride bıraktınız. Liderler verdikleri sözleri nasıl tutmalı ve itibarlarını nasıl korumalı? Grubunuzun geleceğine dair en önemli hedefleri ve sözleriniz neler?

Ülkemizde yıllardır sadece eğitim sektöründe hizmette bulunuyor, evrensel anlamda da güzel işler yapıyoruz. Hem ülkemizde hem dünyada hangi milletten olursa olsun dokunmadık öğrenciyle basmadık toprak bırakmıyoruz. Artık Türkiye’nin bir eğitim markasıyız. BAU Global olarak ABD, Kıbrıs, Batum, İngiltere, Berlin ve İstanbul’daki altı üniversitemizle sadece ülkemizde değil dünyada da adımızdan söz ettiriyoruz. Grubun başındaki liderse, zaten bu kavramların içini doldurur. Lider; açık, şeffaf, dürüst, verdiği sözleri tutabilen, veremeyeceği sözleri söylemeyen kişi olmalı. Takımın koçuymuş gibi hareket edip, yönlendirebilmesi gerekir. Lider adil, öncü olur. Günümüzdeki yönetimi idare etme yerine, artık liderlik kavramı gelmiştir. Her bir insanı liderlik kavramıyla yetiştirip bütünleştirirsek o kurumların gelecekleri daha da iyi olabilir. Biz eğitim gurubuyuz. Eğitim sistemimizin kalitesi çok önemli ama yarıştığınız yer de önemli. Dünyayla yarışmamız gerekiyor. Dünyada iyi olma sorumluluğumuz var. Üniversiteden mezun olan her öğrencinin, dünyanın herhangi bir yerinde çalışmaya hazır olması gerekiyor. Bu da çok kültürlülükle ilgili. Eğer bu konuları kavrayan anlayış içerisinde olabilirsek çok daha mükemmel olur.

Yeni bir hastane hayata geçirdiniz. Burada sağlık turizmiyle ilgili hedefleriniz var mı?

Şu an İstanbul’un kalbinde, Beşiktaş Balmumcu’da diş hastanesi açtık. Bahçeşehir Üniversitesi olarak Türkiye’nin sağlık turizminde uluslararası düzeyde söz sahibi olmasına katkı sağlayacak akademik ve Ar-Ge çalışmalarını sürdürmeye devam ediyoruz. Bu çalışmalar kapsamında ağız ve diş sağlığı sektöründe önemli bir yatırım gerçekleştirdik. Bu hastane, uluslararası arenada Türkiye için büyük bir kazanım. Son teknoloji cihazlarla donatılan ve akademik uzman kadrosuyla hizmete başlayan BAU Ağız ve Diş Sağlığı Hastanesi, ülkemize armağanımız olduğu gibi sağlık turizminde de yer edinip dünyanın çeşitli ülkelerinden hastaları ağırlayacak. Bu kapıdan giren herkesi konukseverliğimizle karşılayacağız ve tam donanımlı hastanemizde tedavilerini en iyi şekilde üstleneceğiz. Teşhis ve tedavi sürecinde akademik uzman kadromuza ve teknolojimize güvendiğimiz kadar, yapay zeka ve dijital hekimlik uygulamalarımıza da güveniyoruz. Nitelikli bilim insanlarını ve sağlık sektörünün önemli aktörlerini de burada bir araya getirecek olmanın heyecanını yaşıyoruz. Çünkü sağlık, ihmal edilmeyecek kadar değerli ve her geçen gün gelişen teknolojiye uyum sağladıkça çözüm üreten zengin bir alan. 15 bin metrekare kapalı alana sahip hastanemizde konaklama hizmeti de vereceğiz. Bu büyük alanda 183 diş ünitesi, iki genel anestezi ameliyathanesi, bir sedasyon ünitesi, multi disipliner diş hekimliği klinikleri, Sürekli Diş Hekimliği Eğitim Merkezi, yüksek teknoloji ile donatılmış eğitim laboratuvarları ve protez üretim merkezi bulunuyor.

Sağlık ve teknolojiyi bir araya getirdiğiniz bu yatırımla ilgili gelecek beklentileriniz neler?

Sağlık ve teknolojiyi bir araya getirmek hem geleceği öngörmeyi hem zamanı yakalamayı hem de teşhis ve tedavide ileri düzeyi hedeflemeyi gerektirir. Biz hem ileriyi görmekte hem zamanı yakalamakta deneyimli ve iddialıyız. Burası ağız ve diş sağlığı hastanesi; teşhis ve tedavi söz konusu olduğunda işi şansa bırakmak gibi bir lüksümüz yok. Hastanemizin kapısından içeri giren herkesin, hangi hizmeti alacak olursa olsun, sağlığı ve iyiliği bize emanet. Okullarımdaki her eğitimciden, öğrencileriyle kendi çocuklarıymış gibi ilgilenmelerini isterim. Bu benim yıllardır süregelen ve hiç değişmeyen anlayışım. BAU Ağız ve Diş Sağlığı Hastanesi’ndeki akademik uzman kadromuz da her hastayla kendi yakınıymış gibi ilgilenecek. Çünkü eğitim de sağlık da etkili iletişim, özveri, emek ve empati ister. Buraya gelen her hasta önce kendisini iyi ve güvende hissedecek, sonra da gönül rahatlığıyla tedavisine devam edebilecek. Eğitim demişken, hayatta hiçbir şeyi bu kavramdan ayrı tutmanın mümkün olmadığını da belirtmeliyim. Bu düşünceden yola çıkarak hastanemizin eğitime katkı sağlayacağını da söylemeden geçemeyeceğim.

Eğitime katkısı nasıl olacak?

Teorik ve uygulamalı eğitime uygun Diş Hekimliği Fakültemiz burada, bu binada. Bu da demek oluyor ki öğrencilerimiz, multi disipliner eğitim anlayışıyla teorik eğitimlerinin yanı sıra BAU Ağız ve Diş Sağlığı Hastanesi’nde uygulamalı eğitimlerini de gerçekleştirebilecek. Böylece hastanemiz, yetişmekte olan diş hekimleri için de önemli bir pratik alanı olacak.

“SAĞLIK HER ŞEYDEN ÖNCE GELİR”

“REHBERİM ATATÜRK” Beni yakından tanıyanlar ya da sohbetlerime, konuşmalarına tanıklık edenler iyi bilir, hayatımın her aşamasında ve her konuda Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ü kendime rehber bilirim.

ULUSAL SORUN 100’üncü yılını kutladığımız Cumhuriyet’in kurucusu, bu ülkeyi yoktan var eden Yüce Atatürk’ün sağlıkla ilgili değerlendirmeleri de bana rehber olmuştur. Atatürk’e göre sağlık, eğitimden de üretimden de önce gelir. Demiştir ki “Türk vatandaşının sağlığı ve sağlamlığı, her zaman üzerinde durulacak ulusal sorunumuzdur çünkü Cumhuriyet; düşünsel, bilimsel ve bedensel bakımlardan güçlü ve yüksek düzeyli koruyucular ister.”

“EYLEME GEÇEREK İZİNDEN YÜRÜYORUZ” Sözlerini tekrar etmekle değil, eyleme geçmekle izinden yürüyoruz Yüce Atatürk’ün. Bahçeşehir Üniversitesi Ağız ve Diş Sağlığı Hastanesi de eyleme geçtiğimizin en büyük kanıtı. Biliyoruz ve inanıyoruz ki sağlık olmadan, hiçbir şey olmaz. Ne aldığınız eğitimlerin ne edindiğiniz deneyimlerin size yararı vardır. Bu nedenle toplumsal alanda sağlığa yatırım yapmayı her şeyden önce vatandaşlık görevi sayıyorum.

“KRİZ DÖNEMLERİNE HAZIR OLMALI”
“ÖĞRENCİLERİMİZ GERİ KALMADI” Sektörler kriz dönemlerine hazır olmalı. Bunun için de sistemlerini esnek bir yapıya göre dönüştürmeliler. O zaman bu krizlerden etkilenmeyebilirler. Alışılagelmiş davranışlar devam ederse o sektörlerde geri kalınabilir. Buna, pandemiyi örnek verebiliriz. Pandemide öğrencilerimiz okula gelemedi. Biz de pandemiyle birlikte çok daha önceden hazır olduğumuz eğitim teknolojilerini devreye koyduk. Dünyadaki çok büyük üniversiteler, okullar bu konuda geri kalmışlardı. Ancak bizim öğrencilerimiz geri kalmadı.

ÖNGÖRÜ VE FIRSAT Öğrencilerimize yönelik zaman zaman yapmış olduğumuz araştırmalarda da uzaktan eğitimin normal eğitimden bir farkının olmadığını gördük. İş dünyasında beşeri sermayenin önemi artık çok daha iyi anlaşılıyor. Eğitim sektörünü mükemmel hale getiremezsek iyi bir beşeri sermayeyi, iyi bir insan kaynağını hazır edememiş oluruz. Bu üretimde kalitesizliği getirir. Üretimin kalitesizliği de o ülkenin ekonomisinin geri kalması demektir.  Bunları öngörürseniz iyi bir fırsat yakalayabilirsiniz.

“100. YILDA 100 DOKTORA ÖĞRENCİSİNE BURS VERDİK”
YATIRIMLAR GELECEK KUŞAĞA 2023 yılının Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılı olması nedeniyle kurum olarak 100 doktora öğrencisine eğitim bursu verdik. Yenilikçi çalışmalara imza atarak, uluslararası standartlardaki nitelikli eğitim anlayışımız, bilim dünyasına katkılarımız ve güçlü akademik kadromuzla ülkemizin gelecek kuşaklarını yetiştirmeye devam edeceğiz.

AKADEMİK VE BİLİMSEL Biliyoruz ki Cumhuriyetimizin 100. yılında ülkemize vereceğimiz en büyük armağan, gençlerin eğitimine yaptığımız katkı. Bunun en güzel örneğiyse 100. yılımızı kutladığımız bu özel yılda, 100 nitelikli öğrenciye sağladığımız doktora bursu. İnanıyoruz ki öğrencilerimizin her biri dünyaya ve ülkemize faydalı olacak çalışmalara imza atacak. Biz de bu yolda durmadan ilerlemeye ve gençlerimize rehberlik etmeye devam edeceğiz. Hem akademik hem bilimsel anlamda çalışmalarımız artarak devam edecek.