ŞİRKETLERE 5 ANAHTAR ÖNERİ

Teknolojinin hızlı gelişimi ile değişen dünya, pandeminin ortaya çıkması ile yönünü bambaşka bir tarafa çevirdi. Yeni dünyada ekonomi modelleri ve iş yapış şekilleri de daha önce hiç olmadığı gibi değişti. Tüm bu değişim rüzgârları ile birlikte şirketlerin gelecek için gelenekselin dışında bambaşka stratejileri masaya yatırması kaçınılmaz hale getiriyor.

eni dünya, yeni iş yapma biçimlerini henüz içselleştirememiş tüm geleneksel organizasyonlara, her krizi bir büyük fırsat olarak sunuyor. Yeni jenerasyonları anlamak, anlamakla yetinmeyip eyleme geçmek, önce yüzleşmeyi gerektiriyor; yüzleşmek için ise cesur olmak lazım geliyor. 2022’de Z kuşağını daha doğru okumak isteyen tüm iş insanlarına, safsatadan uzak iletişim ve şeffaflığı ilke edinmelerini dilerim.
İşte, yeni dünyanın başrol oyuncuları arasında yer almak isteyen şirketlere 5 anahtar öneri:

1 Jonglör Kuşağı ile Tanışma Vakti
Her on yılda bir değişen tanımı ile kariyere yeni bir perspektif kazandıran slash generation -bence dilimizde daha kolay anlaşılmasını sağlayacak tanımıyla jonglör kuşağı- ile tanışmanın vakti geldi. 2022’de çok daha görünür olacağına inandığım jonglör nesli -yani havada birkaç topu aynı anda çevirebilecek nesil-, yalnızca bir kariyer yolunu benimsemeyen, bir psikolog iken bir antrenör de olabilen, bir mimarken bir gazeteci olabilen, yeni çağın multi kariyer sahibi jenerasyonu için kullanılan bir terim. Dikey kariyer yolları, hızla dağıtılan unvanlar ile övünmek yerine, sahici görevler, büyük sorumluluklar edinmenin yolunu açmalıyız. 

2 Yeteneğin Yeniden Tanımlanması
2021’de Manpower’ın “Yetenek Kıtlığı” raporuna göre; küresel çapta %69’u, Türkiye’de %83’ü bulan yetenek kıtlığının, 2022 yılında çok daha ciddi boyutlara ulaşacağını düşünüyorum. Böyle bir bağlamda yeteneğin yeniden tanımlanması çok kritik. Organizasyonlar, yeni neslin liderlere ve kurumlara mesajlarını çok daha iyi okumalı. İnsan yönetiminde konvansiyonel stratejiler ile maceraya atılmak yerine, ayakları yere basan, kültürü önceleyen ve özgün, sahici uygulamalar ortaya koymalı. 

3 Çeşitlilik, Hakkaniyet ve Kapsayıcılık
Bugünün iş dünyasında, organizasyonların farklılıkları sadece fark etmemesi, aynı zamanda bir müttefiklik ruhu ile paydaşlarını buluşturması, karar alma süreçlerinin her adımında tüm bileşenlerin ifade alanına sahip olduğuna emin olması gereken bir serüvenin içindeyiz. Bizi özgün kılan demografik deneyimi daha iyi anlamalı, hakkaniyetli bir organizasyon kültürü için merakımızı ve empatik ilgimizi korumalıyız.

4 Tersine Mentorluk
Hedeflenen gelecek için vazgeçilmez olan yenilikçi bakış açısını geliştirmemizde, tersine mentorluğun çok uygun bir araç olduğunu düşünüyorum. Benzemezleri bir araya getirerek birbirlerine temas etmelerine olanak tanımak, sadece yenilikçilik kasımızı güçlendirmeyecek; yaş, kuşak, toplumsal cinsiyet ve sınıf ayrımcılığına karşı yeni söylem ve mücadele alanları kurmamızı kolaylaştıracak.

5 Esnek İş Gücünün Önemi
Birkaç yıl öncesine kadar hayâl bile edemeyeceğimiz kadar radikal bir esneklikte çalışıyoruz. Freelance ve gig (bağımsız) çalışanlar gibi yeni iş gücünü doğru okumak için yanlılıklardan uzak, gerçekçi bir bakış açısına ihtiyacımız var. Yetenek savaşının kazananının, yeteneğin kendisi olduğunu kabul edelim. Otonom çalışanlar için inisiyatif veren liderler olalım. 2022’nin mesaiye değil, sonuca ve yaratılan değere daha fazla odaklandığımız bir yıl olmasını temenni ederim.