TÜRKİYE'NİN EN ETKİLİ 50 CFO'SU

Enflasyonist ortamda ve dalgalı kur dönemlerinde, teknolojiden nasıl daha fazla faydalanılarak zaman ve masraf kaybının önüne geçilebilir konusu üzerine odaklanılabilir. Genç kuşaklara geçmiş finans bilgi ve yöntemlerini aktarmanın yanı sıra deneyim paylaşımı yoluyla aidiyet duygusunu kazandırmak. Malum, finans gibi şirketin belkemiği olan birimlerde, güvenlik ve uzun soluklu ekip arkadaşlığı daha ön plana çıkmaktadır. Firmalara maliyeti azaltması ve verimi artırması açısından finans birimlerindeki turnover azaltılması hedeflenebilir.




GG Partner Danışmanlık Kurucu Ortağı Gülay Güner:
‘ENERJİ’NİN ÖNEMİ ARTIYOR

Dünyadaki ekonomik ve politik konjonktür nedeniyle yeni dönemde CFO’ların “enerji” başlığını öncelemesi beklenmelidir. Hatta karbon salınımı gibi etkenlerle bir önceki yıllarda “yenilenebilir enerji” kavramı daha öncelikliyken, Ukrayna-Rusya savaşının etkisiyle enerji ciddi bir sorun olmaya başladı. “Avrupa Birliği Yeşil Mutabakatı” başta olmak üzere tüm küresel örgütlerin iklim değişikliği önlemlerine rağmen enerjinin tüm yaşamsal mecburiyetleri doğrultusunda kısa ve orta vadeli her türlü gündemi işgal etmiş görünüyor. Bu tehdit/fırsat şirketlerin hatta ülkelerin kaderini şekillendirecek bir unsur olacağa benziyor. Diğer bir önemli başlık hiç kuşkusuz yukarıda bahsi geçen nedenlere bağlı “finansmana erişim” konusu. Küresel boyutta piyasalardaki daralma, resesyon endişesi, tedarik zincirlerinin kesintiye uğraması, mikrodan devasa holdinglere kadar her kesimi etkileyeceği şüphesiz. Bu nedenle klasik öğreti ve finansman kaynakları yerine, CFO’ların alternatif finansman arayışları ve işbirliklerine açık olmaları gerekiyor. Bölgesel ve/veya küresel “Konvansiyonel savaş” tehdidi de bir siyah kuğu olarak CFO’ların ajandasında yer alması gereken konulardan. Siyasi çalkantılar, stratejik planlar her an bu tehdidi gerçeğe çevirip bir kaos ortamı yaratma potansiyeline sahip. Elbette ki “sürdürülebilirlik” kavramının da birçok sektörün odağında ve uluslararası konferansların başlığı olarak gündemden düşmediğini görmekteyiz. Şirketlerin ve ülkelerin büyüme, karlılık, satış politikalarının ve stratejilerinin her alt başlıkta sürdürülebilir olması gerekiyor.

Ekonomik, siyasi, finansal ve iklimsel gelişmelere dikkat edilmeli

Finans liderleri kesinlikle küresel ölçekte ekonomik, siyasi, finansal hatta iklimsel gelişmeleri çok yakından takip etmeli, sera gazı emisyonları, cinsiyet veya çeşitlilik gibi konuları hedeflerine almaları ve enflasyonist baskıların etkilerine karşı alert durumda olmalarını tavsiye ediyorum. Dolayısıyla CFO’ların sürdürülebilirlik, maliyet yönetimi, dijitalleşme gibi başlıklarda ev ödevlerini çok iyi yapması ve uzun vadeli -ancak dinamik- planlara odaklanması beklenmelidir.

WILAT Türkiye Kurumsal İletişim Başkanı Özlem Dalga:
“İŞ DÜNYASININ HAZIRLIKLI OLMASI GEREKİYOR”

Merkez bankasının aldığı son kararla kur korumalı mevduatın yükü daha fazla hazinin üstüne kalmış durumda ancak alınan tüm kararlar bankaların astoronomik karlar elde etmesini sağlarken kredi faizlerinin nasıl geriye geleceğini anlamak zor. Merkez bankasının döviz rezervleri yükseliyor ve bizde takip ediyoruz. Politika faizleri düşmeye devam ederse iş dünyası zor bir durumda kalabilir. İş dünyasının bu duruma hazırlıklı olmasını bekliyorum. Bu şekilde davranmayan firmaların mali tablolarında ciddi bir bozulma meydana gelebilir. CFO'ların çözmesi gereken en büyük sorun bence bu olacaktır.

Kur, maliyet ve faiz üçlüsüne dikkat

Yaşadığımız şartlardan dolayı artan talep ek kapasite yatırımını gerektiriyor ve sermayeyi eritiyor. Şirketlerin mevcut kapasitelerini tam olarak doldurmadan bunu nasıl çözeceklerini düşünmeleri gerekiyor. CFO'ların bu sorunlara kısa vadede çözüm bulmaları gerekiyor. Yukarıda bahsettiklerimin yanı sıra kur, maliyet ve faiz üçlüsünün iyi bir şekilde yönetilmesi gerekiyor.

Ata Yatırım Araştırmadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Cemal Demirtaş:
ENFLASYON MUHASEBESİNE DİKKAT!

Yüksek enflasyon ve dalgalı TL döneminde CFO’ların işi oldukça zor. Önümüzdeki dönemde, enflasyon muhasebesine hazır olmak ve şirketlerin gerçek karlılıklarını bilmeleri önemli.

Öte yandan, değişen koşullara göre her zaman işletme sermayesi ihtiyacı ve yatırım finansmanı için kredi dışındaki kaynakları da düşünmeliler ve şirket sahiplerini de şirket çıkarları dahilinde halka arza teşvik etmeliler.

Döviz kurlarını hedge etmek hiç kolay değil. Fakat, bunu yönetmek için iletişim kanallarını sürekli açık tutmak gerekiyor.

“Stres ve risk yönetimi önemli”

CFO’lar haklı olarak işlerin risk kısmına bakma eğilimindeler ve gerçekten de Türkiye’de iş yapabilmek için stres yönetimini ve risk yönetimini iyi yapmak gerekiyor.  CFO’ların sadece maliyet odaklı değil stratejik bakış olarak da şirketin uzun vadeli stratejilerine senaryo analizlerine yer vermelerini gerekli görüyorum.

Yüksek enflasyon ortamında belirsizlik çok fazla ve aslında bizim boyutumuzda ülkelerde bu kadar yüksek enflasyon tecrübesi yok ve bizde de bu tecrübe 1990-2000 dönemine rastlıyor. Bu konudan proaktif olmalarını ve sermaye karlılıklarını ve tahsilat konularını da sürekli izlemede tutmalarını tavsiye ederim.