TÜRKİYE'NİN GLOBAL MARKASI OLACAĞIZ

Açık Grubu, birçok sektörde, 6 marka altında, 14 firma ve 1.100'e yakın çalışanıyla inovatif yatırımlarıyla ön plana çıkıyor. İş adamı Yüksel Açık'ın sahibi olduğu şirketlerden biri de "klima santrali" üretimine odaklanan Boreas A.Ş? Yurt dışındaki lokal firmalar ve ortaklıklar, Boreas için de pazar geliştirici itici güç. Küreselde güçlü bir oyuncu olmayı hedefleyen Boreas'ı, Genel Müdür Serdar Lülecioğlu anlattı.

Boreas A.Ş., Mart 2017’de Açık Grubu’na katılarak, yeni bir unvan ve isimle pazara girdi. Açık Grubu’nun finansal kabiliyetinden yararlanan Boreas, Türkiye’de üretilen, A+ segmentte bir klima santrali markası... Gelişmiş test olanaklarına sahip bir laboratuvarı da içeren yeni fabrika yatırımı, pazar yapılandırmaları, stratejik iş birlikleri, enerjik kadrosuyla Boreas A.Ş.’nin hedeflerini Genel Müdürü Serdar Lülecioğlu’ndan dinledik. Türkiye merkezli global bir firma olma yolunda ilerlediklerini vurgulayan Lülecioğlu, “Sadece klima santrali üretmekle kalmayacağız, sistem çözümü sunacağız” diyor…

AÇIK GRUBU’YLA YOLUM, İLK 2013’TE KESİŞTİ
- Açık Grubu’yla yollarınız nasıl kesişti?

2013’te HSK Klima’dan ayrılınca Açık Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Yüksel Açık’la yollarımız kesişti. 2 yıllık da iş birliğimiz oldu. Sonra kendi şirketimi kurdum. İklimlendirme sektöründe, KOBİ düzeyindeki firmalara, yurt dışı ihracat ve iş geliştirme kanallarının açılması noktasında danışmanlık verdik. Yüksel Bey, Teknoklima’nın %50 ortağıydı. Tekrar bir araya geldik. 24 Mart 2017’de Teknoklima, Açık Grubu’na dahil oldu. Teknoklima’nın adını da Boreas yaptık. Ben de Boreas A.Ş.’de “genel müdür” unvanıyla göreve başladım.

TÜM KLİMA SANTRALİ ÇEŞİTLERİNİ ÜRETİYORUZ
- Boreas A.Ş.’nin ürün gruplarından bahseder misiniz?

Tüm “Klima Santrali” çeşitlerini üretebiliyoruz. Bunların ayrımları, kullanıldıkları alanlara ve sektörlere göre değişkenlik gösteriyor. Oteller, rezidanslar, AVM’ler gibi projelerde “Konfor”; hastane, ilaç firmaları, laboratuvarlar, ameliyathane odaları vs. yönelik “Hijyen” klima santralleri imal ediyoruz. Aynı zamanda örneğin; otellerdeki havuz alanlarının nemlendirilmesini sağlayan “Havuz Nemlendirme” dediğimiz tipte de üretimimiz mevcut. Çok da iddialıyız. 

SODEKS FUARI’NDA SÜRPRİZİMİZ VAR
(TB1) Isı Köprüsüzlük Sınıfı’na gelince… TB1 ve TB2 olmayan santraller, içerisinde rutubet oluşuyordu ki, performansları da düşüyordu. Biz klima santrallerinde “Eurovent”in en yüksek değerlerini sağladık. “Isı Geri Kazanım” cihazlarımız mevcut. “Fan Coil Üniteleri” üretimine de kısa sürede başlıyoruz. Dizayn süreci tamamlandı. Ayrıca diğer sektörlerde sürpriz bir cihaz üretimimiz var. Sodeks Fuarı’na saklıyoruz, lansmanını yapacağız. 

YURT DIŞINDAKİ SATIŞ FAALİYETLERİMİZ ARTTI
- İlk klima santralinizi 2014’te ISK-Sodex Fuarı’nda sergilediniz. 2017’de ise Açık Grubu bünyesinde “Boreas Klima” adını aldınız. İlk günkü tepkiler bugün sizi nerelere ulaştırdı?

5 yılda, yurt dışındaki satış faaliyetlerimizi çok fazla artırdık. Bu noktada, talep eden firmanın markasıyla yaptığımız OEM iş birlikteliklerimizin de etkisi yadsınamaz. Değerli ürünlerimizin lansmanı ve penetrasyonu tamamlandı. Daha önce özellikle nem oranı yüksek olan ülkelerde kullanılacak olan bir klima santralinin Eurovent değeri için, "T2/TB2 de olur" gibi yanlış bir kanı vardı. Artık şartnamelere özellikle TB1 diye yazılıyor.

HEP “DAHA FAZLA NE YAPABİLİRİZ?” DİYE SORDUK
Hep “Daha fazla ne yapabiliriz?” dedik. Yenileme projelerinde eski santrali çıkardığımızda yenisini koyacağınız alan dar ve sınırlı olabiliyor. Bu noktada zorluk yaşayan Avusturya’daki partnerimiz için “Fonksiyonu ve performansı aynı; ama ebatlar istediğimiz standartta olsun” dedik ve bunu geliştirdik. Şu anda 5 farklı kapasitede böyle bir cihazımız var. Özellikle Avrupa’da rağbet göreceğine inanıyoruz. Yurt dışında global şirketlerin maliyet avantajı sağlamak maksatlı OEM taleplerini almaya başladık. 
Yurt içinde yaptığımız OEM iş birlikleri, marka değerimizi ve bilinirliğimizi artırdı.  İki taraf da güç kazandı. Maliyet avantajlı santral satma imkânına sahip oldular ve ciddi cirolar elde ettiler. 

10 ÜLKEYLE DİREKT ÇALIŞIYORUZ
- Yurt içinde ve yurt dışında hangi bölgelerde, ülkelerde satış-pazarlama ağınız mevcut? 

Dubai'de 50 yılı aşkın süredir var olan SKM ile OEM iş birliğimiz oldu. Katar Doha Metrosu ki, 20'ye yakın istasyona 120 adet klima santralimiz gönderildi. 10 farklı ülke ile düzenli olarak çalışıyoruz. Dünyayı 3 ayrı bölgeye ayırırsak; GCC (Büyük Körfez ülkeleri) dediğimiz Dubai, Katar, Suudi Arabistan, Pakistan, İran’da varız. Kazakistan, Azerbaycan ağırlıklı olarak CIS Ülkeleri’ndeyiz. Türkmenistan ve Özbekistan'da yeniden yapılanma aşamasındayız. Avrupa’da Avusturya, İspanya, İngiltere’deyiz. Mali, Gana gibi gelişmekte olan Afrika ülkelerine de satışlarımız oldu. Amacımız %60, 70’lere varan ihracat oranı. Yurt içindeki proje sayısı, geçmiş yıllara oranla daha az olduğu için fiyat rekabeti daha agresif hale geldi. Firmalar maliyetlerinin altında fiyatlarla teklif vererek proje alıyorlar. 

GLOBAL FİRMALARLA REKABETTEYİZ
- Lokal olarak üst seviyedesiniz. Global şirketlerle nasıl rekabet ediyorsunuz? Fiyat avantajını nasıl sağlıyorsunuz?

Hollanda, Almanya, İngiltere menşeli global firmalarla rekabetteyiz. Avrupa’da kalite bilinci çok önemli. Fiyat seviyeleri de Türkiye’deki firmaların çok üzerinde. İşçilik ve üretim giderleri ve vergilendirmesi sistemleri ortada. Siz maliyet avantajıyla giriyorsunuz ve rekabet edebiliyorsunuz. Türkiye’deki pazarın daralması ve koşulların zorlaşmasıyla diğer sektörlerdeki Türk şirketlerinin yapmaya çalıştıkları da bu. İkinci önemli nokta da yurt dışı iştirakleri. “Neden ortak alayım?” düşüncesi olabilir; ama bunun çok büyük faydası var. Biz, hiçbir zaman Boreas’ı satın alacak, bizi buradan çıkartacak bir ortak aramadık ve aramayacağız. Dolayısıyla Boreas’a iş getirecek, iş imkânı sağlayacak iştiraklere odaklandık. Karşılıklı oluşacak sinerjiyle “Boreas’ı Avrupa’da büyütelim” planındayız. 

YAZILI ANLAŞMALAR DEĞİL, GÜVENE DAYALI ORTAKLIK
- Distribütörlük ve partnerlik… Direkt sizinle temasa geçip talepte bulunanlar da var. Müşterilerinizle çalışma şekliniz nasıl?

Birçok ülkede exclusive anlaşma olmadan exclusive çalışıyoruz. Burada tutum ve güven çok önemli. Bütün arkadaşlara şunu söylüyorum: “Eğer biz bir firmayla sözlü, e-mail yoluyla, ziyaretle el sıkışmışsak hangi bağlayıcı sözleşme olursa olsun önemli değil.” 1 yıllık süreçte bile artacak tanışıklık sonucu, kritik mukavele maddeleri kendiliğinden çözümlenebilir. 

3 farklı tipte iş birliğimiz var. İlki; distribütörlük. Her ülkede tek bir partnerle çalışma prensibine sahibiz. 3 adayla görüşüyorsunuz, hangisine karar vereceğiniz önemli. Yüksel Bey, yardımcısı Mehmet Kepez Bey ile de oturup istişare ediyoruz. İkincisi, OEM iş birliği. Bu noktada hangi ülke ya da pazar ise oraya kendi markamızla satış hakkını koruyoruz. Amaç, Türkiye’deki fabrikamızın üretim kapasitesinin artması. Bunun için birlikte yürüdüğümüz şirketler için projeden çekildiğimiz de oluyor. Onlara fiyat avantajı sağlıyoruz. 3’üncüsü; Açık Grubu’nun ofisleri. Almanya, İngiltere, Azerbaycan ve Kazakistan’daki arkadaşlarımız onlara gelen direkt talepleri bize iletiyor. O ülkenin koşullarına ve partnerlik ilişkimize göre onları değerlendiriyoruz.  

CES İLERİ KOMPOZİT’TEN DESTEK ALIYORUZ
- CES İleri Kompozit ve Savunma Teknolojileri A.Ş., Boreas Ar-Ge’sine ne tür destek sağlıyor?

CES şu anda 20 bin metrekarede üzerinde üretim yapıyor ki, bu alan büyüyecek. Ek binanın içinde balistik laboratuvar da olacak. CES’in bize iki farklı desteği var. Savunma sanayinde çok prestijli, bilinen ve tercih edilen bir firma. Projelere iştiraki ve yaklaşımı çok rahat. İklimlendirme tarafında ise sürece biz dahil oluyoruz. Açık Grubu olarak birlikte yaklaşımımız var. Bu CES’in desteğiyle oluyor. Havelsan, Aselsan, Tusaş, TAI… Bunlar gündeme geldiğinde, “Ürünlerimiz için bir alan var mı?”, ona bakıyoruz. Kompozit malzeme, santrallerde kullanılıyor. Maliyet avantajı getirmiyor; ama normalin çok altında bir ağırlık, hafiflik sağlıyor. Giderleri karşılayabilecek bir pazar bulsak nakliye masraflarımız düşecek. 

FABRİKA KABUL TESTLERİMİZ VAR
- Gelişmiş bir fabrikanız ve test aşamasında laboratuarınız var. Bu noktada, “Eurovent” sertifikasyonu neden bu kadar önemli?

Fabrika kabul testlerimiz var. Santralleri bağladığımız kanal sistemiyle bunu rahat bir şekilde yapabiliyoruz. “Eurovent” gereği arkadaşlarımız, kalite standartlarını takip etmek zorunda. Çünkü “Eurovent” 6 ayda bir Türkiye’ye gelip denetleme gerçekleştiriyor. Verilen sertifikaya uygun cihaz üretilip üretilmediğini kontrol ediyor. 

ULUSLARARASI BELGELER OLMAZSA PAZARA GİREMEZSİNİZ
- “ISO 9001” Kalite Belgesi” ve “Eurovent” sertifikasyonuna sahipsiniz. TÜV-SÜD Almanya’dan, iki standarda birden uygun olan “Hijyen Belgesi” aldınız. Bu üst belgeler zorunluluk mu?

Bunlar olmazsa uluslararası pazarlara girmeniz mümkün değil. İklimlendirme Soğutma Klima İmalatçıları Derneği (İSKİD), sektöre İzmir’de “Test ve Araştırma Laboratuvarı” kazandırmak istiyor. “Eurovent”e denk olsun diye düşünülüyor. Türk firmaları için çıkış noktası ve maliyet indirimi olabilir. Akredite edilirse ve seviyesi aynı olursa kabul görülebilir; ancak hâlâ “Eurovent”in geçerliliği çok fazla. 

ENERJİ VERİMLİLİĞİNE UYGUN CİHAZ ÜRETİYORUZ
- Enerji verimliliği açısından, AB yönetmelikleri de dahil, hangi kriterleri baz alıyorsunuz?

ErP 2018 AB direktiflerine uygun üretim yapabiliyoruz. ErP açılımı enerji  ile ilgili ürünler olup, enerjinin daha verimli ve sürdürülebilir şekilde kullanımını şart koşmaktadır. Koşullara uygun komponentler (fan, motor vs.) seçmek zorundasınız. “ErP 2018” kriterlerine uygun olmalı. “Sistem Çözümleri” kavramına geçişi sağlamaya çalışıyoruz. Sadece santral, hava tarafındaki ürünleri satmayacağız. Aynı zamanda önemli bir otelin, ilaç firmasının enerji giderlerini belirli ölçülerde düşüren bir sistem önerisiyle geleceğiz. Şu an geliştirdiğimiz inovatif bir ürünümüz mevcut. Lansmanını Almanya’daki firmamızdan yapacağız ki, orada çok tercih edileceğini düşünüyoruz. Örneğin; bir otel odasında müşterilerin girmesi-çıkması, var-yok olması gibi harekete göre; sadece iklimlendirme, elektrik, kapı, TV değil, tüm sistemi açıp kapatan bir çözüm üzerinde çalışıyoruz. 

BİRÇOK NOKTADA, YÜKSEK PRESTİJLİ PROJELERDE YER ALDIK
- Klima santrallerinizin tercih edildiği yüksek prestijli projelere örnek verebilir misiniz?

Kayseri Sağlık Entegre Kampüsü, AXIS İstanbul AVM, Kazakistan Astana Tren Garı, Kazakistan Nazarbayev Üniversitesi, Irak Duhok American Üniversitesi, Türkmenistan Aşkabat Olimpiyat Kompleksi, Pakistan Phizer Pharma, Pakistan Pearl Continental Otel Zinciri, Azerbaycan Gence Hastahanesi, İran Daana Pharma Corporation, Mali Bamako Meridian Hastanesi, İngiltere Cenobiologics Firması, Katar Doha Metro Projesi, Irak Falcon Empire Kuleleri... Suudi Arabistan’da, ilaç sektöründeki yoğun talebe cevap veriyoruz. İran’da ilaç sektöründe pazar lideriyiz. Çünkü parterimiz bu alanda yoğunlaşmış. İran’ın devlet firmaları da dahil olmak üzere klima santrali verdik. Bu bizim için de önemli bir başarı. İran’la çok rahat çalıştık ve bir kuruşumuz da kalmadı. İngiltere’de önemli bağlantılarımız mevcut, oraya satışlarımız başlayacak. 

BİZİM PANELLERİMİZDE METAL, METALE DEĞMEZ!
- Klima santralleri için en önemli özelliklerin başında ısı köprüsüzlüğü gelir. Neden, bu alanda en üst sınıf olan TB1 hedefini seçtiniz?

Boreas yönetim ekibi uzun yıllar sektör tecrübesine sahip bir kadro. Hedeflenen Orta Doğu pazarlarında fark yaratacak bir ürün ile yer almanın doğru olacağını düşünerek karar verdik. Şimdi bu kararımızın doğru olduğunu görüyoruz. 

TB1; Orta Doğu’da, GCC dediğimiz, nem oranının ve sıcaklığın çok yüksek olduğu ülkelerde yoğuşma riskini sıfıra indiren tek “Eurovent” seviyesi. +52 dereceye, TB4’ü hiç konuşmuyoruz ki, TB2 ya da TB3’ü gönderdiğinizde santralde ısı köprüsü (metal metale temas yerlerinden ısı geçişi) nedeniyle soğuyan dış yüzeylerde havadaki nem yoğuşarak korozyona yol açar. Boreas santralinin içerisinde metalin metale değdiği herhangi bir yer yok.  

TÜRKİYE “DOĞRU İKLİMLENDİRME”DE ÇOK ŞANSLI
- Odağında insanın yer aldığı “Doğru İklimlendirme” projesi nasıl olur?

Türkiye diğer ülkelerine göre bu konuda şanslı; çünkü bizim çok değerli mekanik projeci firmalarımız var ki, ideal olanı çiziyorlar. Bir ortamdaki insan sayısına ve kullanılacak kapasiteye göre taze hava miktarının ne olacağını hesaplıyorlar. Biz, gönderilen veriler ışığında cihaz üretiyoruz. Hacimden dolayı değişiklik çok kolay değil; ancak eklemeler, örneğin bir cihaz daha ilaveler oluyor. Sonradan kapasiteyi artıracak modifikasyonlar yapılabiliyor. Asıl konu ilk aşamada. Bazen, “Şurada fabrikam var, oraya ısıtma-soğutma istiyoruz” teklifi alıyoruz. Buna cevap vermiyoruz. Çünkü fabrikanın öncelikle mühendisler tarafından mekanik ve mimarı projesi yapılmalı. Bu bizim işimiz, uzmanlık alanımız değil. 

ASLOLAN KÂRLILIK DEĞİL, BÜYÜMEK
- Büyümek mi, kârlılık mı?

Büyürken ve ürün geliştirirken her zaman kârlılığı yakalayamayabilirsiniz. Uzun vadeli planlar yapmak zorunda kalabilirsiniz. Yıllık, 5 senelik projelerde önemli olan kapasiteyi yükseltebilmek. İsminizden ne kadar bahsedilirse talepler o denli artıyor. O yüzden büyümek daha ehemmiyetli. “Network”ünüzü geliştirdikçe, 10 ülkeyi 20, 30’a çıkardıkça ve bilindikçe şirketinizin değerini katlıyorsunuz. Bu da önünüzde başka kapılar açıyor. 

SEKTÖRÜMÜZE DE DENEYİMLİ PERSONEL YETİŞTİRİYORUZ
- Satış ekibinize klima santrali üzerine eğitimler verildi. Sinerji oluşturma yönteminizle ne gibi faydalar elde ettiniz?

Başlarında 20 senelik Johnson Controls tecrübesi bulunan Satış Direktörümüz Ali Taylan Bey var. Gelir gelmez bize hemen bir OEM, partner buldu. İklimlendirme sektöründe hazır, tecrübeli eleman bulmak kolay değil. Firmalar genellikle üniversite mezunlarını alarak onları yetiştiriyor. Biz de teknik ve satış-pazarlamaya yönelik eğitim veriyoruz. Personelimizi yurt dışına yolluyoruz. Onların farklı kültürleri, şirketleri tanımalarını ve oradaki firmalara kendi eğitimimizi vermeyi amaçlıyoruz. Böylece sektör deneyimli isimler kazanıyor. Bence 3 önemli olgu var: Eğitim, öğretim, tecrübe. 

İŞE ZORAKİ GELENLERLE ÇALIŞMAK İSTEMEM
- Ortak yürüdüğünüz yolda, “takım” olgusu size hangi katma değerleri sağlıyor?

Takımı oluşturan herkes, üstlendiği sorumlulukla yük alma kapasitesi artırıyor. İşe zoraki gelen, zamanını dolduranlarla hiçbir zaman çalışmak istemedim. Müşteri ilişkilerini en iyi şekilde yönetebiliyorsa, bunun gereklerini yapabiliyorsa sorun yok. Ekibime, “Telefonum 7/24 açık. Yurt dışıyla çalışıyorsanız sizin de uyusanız da başucunuzda dursun” diyorum. Sebebi müşteri memnuniyeti. Çünkü her yerde saat farkı var. “İhracat” diyorsak, bir iletişim çok fayda sağlayabilir. “Santralinizin hijyen sertifikası var mı?” sorusuna belki de o an bir “Evet” cevabı sipariş getirecek… 

ASIL FONKSİYONUM İŞ GELİŞTİRMEK
- İyi bir ekiple çalışmak, günlük tempoyu dengede tutuyor mu?

Ben arkadaşların hayatını zorlaştırmak için çaba harcıyorum (Gülüyor). Asıl fonksiyonum iş geliştirmek. Satış Müdürümüz Ali Bey de öyle. Bizler işi ne kadar toparlarsak o potansiyel işin operasyonunu alan ekibimiz tekliflerin hazırlanması, seçimlerin yapılması, gönderilmesi noktasında çalışıyor. Dolayısıyla bizde tatlı bir denge var. 

AÇIK GRUBU ŞİRKETLERİNİN TÜMÜNE STRATEJİK KATKI SAĞLIYORUM
- İş yoğunluğunuzu delege edebiliyor musunuz?

Edemiyorum (Gülüyor). Yıllardır çanta elimizde koşturduk. 1 ayın 3 haftası yurt dışındaydım. Kızım 20’sinde ve onun büyüdüğünü göremedim. Bir de oğlum var 15 yaşında. Onunla şimdi daha fazla vakit geçirebiliyorum. Samimi olmak gerekirse; ekip elbette operasyonel anlamda işinizi kolaylaştırıyor; ama sizin yapacaklarınız farklı oluyor. Yoğunluğunuz bitmiyor ki, belki de bu içeriden gelen bir şey. Masaya oturduğumda dünyayı gözümün önüne getiriyorum, “Şurada da bir şey yapabilir miyiz?” diye düşünüyorum. Her yeni ülke firmanın, ülkenin, arkadaşların, hepimizin yararına. Açık Grubu’nun diğer şirketlerinin stratejik planlarına da katkı veriyorum. 

AİLEMLE DAHA FAZLA VAKİT GEÇİRMEYE ÇALIŞIYORUM
- Bütün detaylara hâkimsiniz. Peki! İşten boğulmamayı başarabiliyor musunuz?

İş ve özel hayat dengesini uzun süre sağlayamadım. Oğlum profesyonel basketbol oynuyor, Darüşşafaka altyapısında. Benim rahatlama ve deşarj olma alanım salonlar. Ailemle mümkün olduğunca fazla vakit geçirmeye çalışıyorum.


Soldan sağa: Boreas A.Ş. Üretim Süreçlerinden Sorumlu Gn. Md. Yrd. Müge Lülecioğlu, Teknik Konulardan Sorumlu Gn. Md. Yrd. İzzet Tanyol, Satış Direktörü Ali Taylan, Genel Müdür Serdar Lülecioğlu

SERDAR LÜLECİOĞLU’NUN
EKİP RUHU
- Açık ofiste çalışmayı seviyorum.
- Ekibim karşımda ve detaylara hâkim olmak istiyorum. Bu, onları kontrol etmek anlamına gelmemeli. 
- Bir projenin çok içerisinde olan, onun gidişatını bazen göremiyor. Ben ona yukarıdan baktığım için otokontrol sağlayabiliyorum. 
- “Personelimiz kaç saat çalışmış, işe ne zaman gelmiş-gitmiş?” yerine sonuca bakarım.
- Arkadaşlarımızı mümkün olduğunca özgür bırakıyoruz. Önerimiz şu; İstedikleri her türlü bilgi ve donanıma sahip olmada onlara yardımcı olalım; ama hep inisiyatif kullansınlar.

SERDAR LÜLECİOĞLU
KİMDİR?
1967 Ankara doğumlu. İlk, orta ve lise tahsilini İstanbul’da tamamladı. 3 yıl İstanbul Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı’nda okudu. Daha sonra Marmara Üniversitesi İngilizce Öğretmenliği’ne geçti ki, eğitimci. Tekirdağ’daki özel bir okulda, 2 senelik İngilizce öğretmenliği ve yöneticilik yaptı. 1995’te ihracat, iş geliştirme ve yurt dışı satışla tanıştı. O günden bu yana kendini aynı kulvarda geliştirdi. Panda Plastik’te “big bag” denilen Polypropylene'den mamul, çuval ürettiler. Lojistik, satın alma, satış derken genel müdür yardımcılığına kadar ilerledi. Akabinde birçok firmada çalıştı. İstanbul’da döndüğünde kimya, slikon, değirmencilik, makine gibi farklı iş kollarındaydı. 

SERDAR LÜLECİOĞLU’NUN
LİDERLİK İLKELERİ
- Öncelikle kendinizi karşı tarafa inandırmanız gerekiyor. 
- Hiçbir yönetici rol yapmamalı. Kritik nokta bu. 
- Motivasyonu sağlamazsanız para kazanamazsınız. Personeliniz 5 yıl bütün birikimini şirketinize aktarır; ama sonunda rakibinize gidebilir.
- Hep, “Burası kendi işiniz. Sıkıntıda da başarıda da beraberiz” derim. Yüksel (Açık) Bey’in ve tüm Açık Grubu’nun genel felsefesi de aynı.
- Kendim nasıl çalışıyorsam, mesai arkadaşlarıma aynı yolu gösteriyorum.

Mehmet Tufan 
editor@businesslife.com.tr