VODAFONE TÜRKİYE'NİN 2025 HEDEFLERİ

Vodafone Türkiye ailesine 2008'de katıldı. Satış, pazarlama ve kurumsal iş birimi alanlarında üst düzey görevler üstlendi. Şirketin U-dönüşü plan ve stratejisi kapsamında; satış, dağıtım ve kanal yapısına odaklanarak önemli katkılarda bulundu. "Vodafone Yanımda" platformunun oluşturulması, büyümeyi destekleyen çok kanallı kampanya yönetimi araçlarının geliştirilmesi, müşteri deneyiminin iyileştirilmesi, perakende kanallarının dijitalleştirilmesi dahil, pek çok projeye liderlik etti. 2017'den 1 Şubat 2021'e kadar "Bireysel İş Birimi'nden Sorumlu İcra Kurulu Başkan Yardımcısı"ydı. Vodafone Türkiye CEO'luğunu, Alex Froment CurtIl'den devralan Engin Aksoy'dan söz ediyoruz. Kendi ifadesiyle, 13 yıldır parçası olduğu Vodafone Türkiye'nin, Engin Aksoy'un kalbinde çok özel bir yeri var. Bu değerli ekibi yönetmenin gururunu yaşıyor. Takımıyla birlikte çalışmalarını, "Türkiye'nin dijitalleşmesine liderlik etme" vizyonuyla sürdürüyor. Servisler aracılığıyla herkesi bağlantıda tutarak, her zaman müşterilerin ve toplumun yanında olmaya devam edeceklerinin sözünü veriyor...

İstanbul Üniversitesi İngilizce İktisat Bölümü mezunu. İş hayatına, 1994 yılında, Coca-Cola İçecek’te başladı. Daha sonra, Oxford Business College’de, “pazarlama” alanında yüksek lisans yaptı. 1997’de Michelin’da sorumluluk üstlendi. 2000’de, Nike’ın Türkiye operasyonundaki ilk personel oldu. 6 yılın akabinde, Nike’ın Avrupa operasyonuna geçti. Nike Hollanda’da, EMEA’da futbol ürünlerinin satışından sorumlu oldu. Ardından servis sektörünü istedi ve Vodafone ile  ülkemize döndü. 13 senedir bulunduğu Vodafone’da “Satış Direktörlüğü” yaptı. 9 yıldır da icra kurulunda. 2017’den bu yana, “Bireysel İş Birimi’nden Sorumlu İcra Kurulu Başkan Yardımcısı”ydı. Şubat 2021’de “Vodafone Türkiye CEO”su oldu.

ALTYAPIMIZI, EN YENİ TEKNOLOJİLERLE GELİŞTİRİYORUZ
Vodafone Türkiye olarak, önümüzdeki dönemde hangi konulara odaklanacaksınız? Ajandanızın “Büyüme” başlığı altında yazanları özetler misiniz?

2025 yılına kadar, Türkiye’nin en hızlı büyüyen yeni nesil bağlantı ve dijital servisler şirketi olmayı hedefliyoruz. Bu hedefe ulaşmak için “Bağlantı”, “Vodafone Yanımda” ve “Vodafone Business” unsurlarından oluşan bir büyüme planı oluşturduk. Buna göre; altyapımızı en yeni teknolojilerle geliştirerek, müşterilerimize en iyi dijital deneyimi yaşatmaya devam edeceğiz. “Vodafone Yanımda”nın her gün girilip işlem yapılan, kullanılan ve yaşayan bir “süper uygulama” olması için yatırımlarımızı sürdüreceğiz. Bu uygulamamız, yeni kategorilerle büyüyecek ve her ihtiyaca cevap veren bir pazaryeri haline gelecek. 
“Vodafone Business” markamızla, her ölçekten işletmenin teknoloji ortağığız. Kurumsal alanda “Veri Merkezi”, “Bulut Çözümleri”, “Siber Güvenlik”, “Özelleştirilmiş Mobil Ağ” ve “IoT / nesnelerin interneti” alanlarında yapacağımız yatırımlarla, önümüzdeki 5 yıl boyunca katlanarak artan bir hızda büyümeyi planlıyoruz. 

PANDEMİ DÖNEMİNDE, DATA KULLANIMI İKİYE KATLANDI 
Pandemiyle birlikte tüketici beklentileri ne yönde değişti? Talepleri karşılamak için hangi aksiyonları alıyorsunuz?

Pandemiyle birlikte alışkanlıklarımızın önemli bir bölümünü dijitale taşıdık. Bu durum, mobil ve sabit data kullanımını artırdı. Mobil trafikte %10, sabitte %60’a varan artışlar gözlemledik. Müşterilerimizin bu dönemde data kullanımı 2’ye katlandı. Pandemi öncesi Vodafone’un yeni müşteri alımlarının yaklaşık %20’si dijitalden geliyordu. Salgında, Nisan-Mayıs 2020 tarihleri arasında bu oran %50’lere çıktı. Bugün ise yaklaşık %30. Bu, çok önemli bir değişim. Haliyle, dijital servislere ilgi yükseldi. “Vodafone Yanımda”, “Online Self Servis” ve “Vodafone TV” gibi dijital kanallarımızı kullanan aylık aktif müşteri sayımız 17 milyonu aştı. “Vodafone Yanımda” kullananlarda ise %20 civarında artış yaşandı. 

DİJİTALLEŞEN İŞLETMELER BİR ADIM ÖNE ÇIKTI 
İşletmelerin, dijitalleşmeye bakışları nasıl? Bu noktadaki çalışmalarınızdan bahseder misiniz?

Vodafone olarak uzun süredir, işletmelerin ancak dijitalleşmeyle büyüyebileceğini söylüyorduk. Güvenlik, tasarruf, verimlilik artışı ve fırsatları kaçırmamak açısından bunun şart olduğunu vurguluyorduk. Dijitalleşmeyi gerçekleştiren işletmeler, içinde bulunduğumuz şartlarda bir adım öne çıktı. Dijitalleşme yatırımları 6 yıl öne çekildi. Bu dönemde biz de dijitalleşmenin gücünü kullanarak, KOBİ ve esnaf müşterilerimiz de dahil olmak üzere, tüm müşterilerimize kesintisiz ve güvenli erişim sağladık. “Bulut Santral”, “Sosyal Mesafe Takibi”, “Termal Kamera”, “Sosyal Medya Reklam Hizmeti”, “Hedefli ve Toplu SMS” gibi çözümlerimiz, en çok tercih edilen ürünler oldu. Ürün ve servislerimizden son 1 yılda 1,2 milyon kurumsal müşterimiz yararlandı. Kurumların ihtiyaçları; “hızlı ticari yenilenme”, “sağlık ve güvenlik”, “hibrit çalışma modeli”, “verimlilik” ve “otomasyon” ile “dijital uzmanlık” alanlarında yoğunlaşmaya devam edecek. 

5G, TÜM SEKTÖRLERDE KATMA DEĞER YARATACAK
5G, hayatımızda neleri değiştirecek? 

Tüm sektörlerde önemli bir katma değer yaratacak 5G teknolojisiyle birlikte, internet daha hızlı olacak. Aynı anda birçok cihazın internete bağlanıp kontrol edilebilmesi ve gecikmenin çok az olması, farklı alanlarda yenilikçi uygulamaların gelişmesinin önü açılacak. Bu düşük gecikme süreleriyle, güvenilirlik ve yüksek hızlarla mevcut bağlantı hizmetlerinin ileri seviyelere taşınması ve gerçek zamanlı olması mümkün hale gelecek. 
Bu sayede, yüksek kalitede canlı yayın yapabilme, sanal gerçeklik üzerinden ziyaretler, gaming gibi alanlar öne çıkacak. 5G teknolojisinin farklı kullanım alanları da olacak. Örneğin; bir doktor, başka bir şehirdeki hastaya uzaktan tıbbi müdahalede bulunabilecek. Akıllı fabrikalarda endüstriyel ekipman uzaktan kontrol edilerek, iş güvenliği daha da artırılacak. Yol koşulları, tehlikelerin önceden belirlenmesi ve araçların birbirleriyle iletişime geçmesi noktasında 5G’den faydalanılacak.

FİBER AYAK İZİ YAYGINLAŞMALI 
Türkiye, 5G’ye hazır mı? Fiber altyapımız yeterli mi? 

5G teknolojisinin tam anlamıyla hayata geçirilebilmesi için gerekli ortam ve koşullar oluşmalı. Bu hazırlıkların en önemli parçası, tüm ülkeyi kapsayan yaygın bir fiber ağına sahip olmak. Türkiye’deki fiber ayak izini yaygınlaştırmak, sadece sabit pazar için değil, mobil şebekelerin veri taşıma kapasitesini güçlendirmek açısından da zorunlu. Ülkemizde sabit genişbant abonelerinin ancak %30’u yüksek hızları sağlayan fiber ve kablo altyapısıyla hizmet alabiliyor. 

MEVCUT FİBER YATIRIMLARI ÜLKEMİZİ GELECEĞE TAŞIYAMAZ 
Ülkemizin “fiber kapsaması” ve “penetrasyon” düzeyi hangi noktada? 

Türkiye’nin hedefi, 2023 yılında her eve 100Mbit hızında genişbant hizmeti götürmek. Hem fibere erişim imkânı olan hane hem de fiber abone sayısındaki artış eğilimi göz önünde bulundurulduğunda, hedeflere ulaşmamız on yıllar alabilir. Ülkemiz, hak ettiği fiber kapsamasına ve penetrasyon düzeyine sahip değil. İnternet hızı karşılaştırması için referans olarak kullanılan “Ookl”a hız testi verilerine göre; Türkiye sabit genişbant hız sıralamasında dünyada 99! İlk onda yer alan ülkelerde kullanıcılar, 200 Mbit hızları görürken, ülkemizde ortalama hız 38 Mbit olarak ölçülüyor. Halihazırdaki fiber yatırımları ülkemizi geleceğe taşıyamaz. Dolayısıyla, yatırımlara çeviklik kazandıracak iş modellerine ve yatırım sürecini hızlandıracak düzenlemelere ihtiyaç var. 

GÜÇLÜ GLOBAL BİRİKİMİ TÜRKİYE'YE DE TAŞIYORUZ 
Vodafone’un, 5G konusundaki çalışmalarına açıklık getirir misiniz?

Dünya çapında, 5G teknolojisinin gelişiminde kritik rol oynayan grubumuz; İngiltere, İspanya, Almanya ve İtalya gibi 10’u aşkın ülkede 5G şebekesini devreye aldı. Bu güçlü global birikimi Türkiye'ye de taşıyoruz. Türkiye’nin 5G’ye hazırlanması konusunda kamu otoriteleriyle iş birliği halindeyiz. Grubumuzun uluslararası düzeyde zenginleştirdiği bilgi ve donanımı, “5GTR Forum” ve “5G Vadisi Açık Test Sahası” gibi platformlara aktararak, Türkiye'nin “5G Beyaz Kitabı”nın tamamlanması gibi çalışmalara önemli katkılar sağladık. 
“İTÜ Vodafone Future Lab” ile “5G ve Ötesi Ortak Lisansüstü Destekleme Programı” kapsamında, 20’den fazla yüksek lisans ve doktora öğrencisine, 5G ve ötesi teknolojilerinin araştırılması için destek sağlıyoruz. Geçen yıl Tofaş ile yürüttüğümüz “Özelleştirilmiş Mobil Şebeke” çözümümüz ile “Endüstri 4.0” yolunda geleceğin sunacağı olanakları şimdiden tecrübe etme imkânı bulduk. “5G Vadisi Açık Test Sahası”nda ve “teknokentler”de birçok firma ile ortaklaşa çalışmalar yürüterek, yerli ve milli 5G ekosisteminin oluşmasına katkıda bulunuyoruz. 

“UÇTAN UCA YERLİ VE MİLLİ 5G” PROJESİ

“Uçtan Uca Yerli ve Milli 5G (UUYM5G)” projesinde HTK (Haberleşme Teknolojileri Kümelenmesi) firmalarımızla birlikte çalıştık. Ürünlerin teknik gereksinimlerinin belirlenmesinden tasarıma; prototip ve canlı saha testlerine kadar tüm süreçlere katkı verdik. Türkiye'nin ilk dijital üretim tesisine sahip “MEXT Teknoloji Merkezi”nin 5G sağlayıcısı olduk. Türkiye’yi dijitalleşme liginde hızlı adımlarla tırmandıracak 5G uygulamaları, şimdiden mevcut şebekemiz üzerinde çalışıyor. 

BAŞARILI UYGULAMALARIMIZI İHRAÇ EDİYORUZ 
Vodafone Türkiye’de, inovasyon kültürünün gelişmesi için planlarınızdan söz eder misiniz? Ar-Ge alanında ne tür çalışmalar gerçekleştiriyorsunuz?

Ar-Ge faaliyetlerimizi, İTÜ Teknokent’teki “OKSİJEN” ekibimiz bünyesinde sürdürüyoruz. Yaklaşık 300 kişinin çalıştığı OKSİJEN, bugüne kadar 97 Ar-Ge projesi yürüttü. Toplamda 352 patent başvurusu, 51 tescilli patent ve 25 yerli malı belgesi bulunuyor. Amacımız, Türkiye’yi mükemmeliyet merkezi olarak konumlamak. Global deneyimimizi Türkiye’ye aktardığımız gibi, Türkiye’deki başarılı uygulamalarımızı da ihraç ediyoruz. OKSİJEN çatısı altında yerli sertifikalı ürünler üreterek, hem Türkiye’nin yerli ve milli üretim hedefine destek veriyor hem de bu ürünleri ihraç etme yolunda emin adımlarla ilerliyoruz. 

BİR MİLYAR İNSANIN HAYATINA DOKUNACAĞIZ
“Sürdürülebilirlik” kavramının önemi her geçen gün artıyor. Sizin bu alana bakış açınızı ve attığınız adımları öğrenebilir miyiz?

Vodafone olarak, şirketimizin ekonomi ve toplum içinde üstlendiği role geniş bir perspektiften bakıyoruz. Yaptığımız her işin, bir amaca hizmet etmesi gerektiğine inanıyoruz. Amaç odaklı bir şirket olarak, tüm dünyada 2025 yılına kadar 1 milyar insanın hayatına dokunmayı ve operasyonlarımızdan kaynaklı çevresel etkimizi yarıya indirmeyi hedefliyoruz. Bu hedefe ulaşmak için kendimize “Dijital Toplum”, “Kapsayıcılık” ve “Çevre” başlıklarından oluşan bir yol haritası belirledik.
Sürdürülebilirliği, iş yapma biçimimizin ayrılmaz bir parçası haline getirdik. İşimizi geleceğe taşırken, bireylerin kesintisiz iletişim ihtiyacını karşılıyor ve işletmeleri teknolojiyle yeniden şekillenen dünyaya hazırlıyoruz. “Türkiye Vodafone Vakfı” çatısı altındaki sosyal projelerden, yenilenebilir enerji yatırımlarımıza; bireysel ve kurumsal müşterilerimiz için sunduğumuz ürün ve servislerden, altyapı yatırımlarımıza dek yaptığımız her iş sürdürülebilirlik hedeflerimize hizmet ediyor. “Yarını Kodlayanlar”, “Discover Genç Yetenek Programı”, “Bu Atıklar Kod Yazıyor”, “ReWorld Açık İnovasyon Programı”, “Dijital Tarım İstasyonu”, “İTÜ Vodafone Future Lab”, “Dijital Benim İşim”, “Kırmızı Işık”, “Ev İçi Şiddet Rehberi”, “Ben Varım Hareketi” gibi çok sayıda çalışmamızla, BM’nin 17 Sürdürülebilir Kalkınma Amacı’ndan (SKA) 9’una doğrudan katkı sağlıyoruz.

ŞEBEKEMİZİN TAMAMINDA %100 YENİLENEBİLİR ENERJİ
Grubunuz, toplam küresel karbon emisyonlarını, 2040 yılına kadar "net sıfır"a düşüreceğini taahhüt etti. Siz de şebekenizdeki ve ofislerinizdeki elektriğin tamamını, yenilenebilir enerji kaynaklarından kullanmaya başladınız...
Şebekesinin tamamında %100 yenilenebilir enerji kullanan ilk ve tek operatörüz. 2025'e kadar sera gazı emisyonlarımızı %50 azaltmayı, şebeke atıklarının %100'ünü yeniden kullanmayı, satmayı veya geri dönüştürmeyi taahhüt ediyoruz.

“HİBRİT ÇALIŞMA”YI EN İYİ ŞEKİLDE UYGULAYACAĞIZ
Covid-19 salgınıyla birlikte “uzaktan çalışma” uygulaması yaygınlaştı. Vodafone Türkiye’de, “Yeni Normal”de nasıl bir çalışma düzeni olacak?

Pandemi sonrasında, hibrit çalışma sistemi artacak. Ekibin bir kısmının evden çalıştığı, bir bölümünün sahada hareket halinde olduğu, bununla birlikte iki tarafın da entegre çalıştığı ve birbirini beslediği bir düzen oluşacak. Nereden çalıştığınızın çok önemi olmayacak ve kişiye özel şekillenen istihdam politikaları yaygınlaşacak. Dolayısıyla biz de, yeni dönemde “hibrit çalışma” şeklini en iyi şekilde uygulamaya odaklanacağız. Çalışma arkadaşlarımız, zamanlarının ne kadarını uzaktan ve ofiste geçireceğini, işlerinin gereklilikleri ve kişisel tercihlerine bağlı olarak belirlemekte özgür olacak. Ofislerimiz, standart mesai saatleri içinde bulunduğumuz bir alan olmaktan çıkacak. Merkez ve bölge ofisleri, çalışanlarımızın iş birliği, inovasyon, sosyalleşme amacıyla bir araya gelecekleri buluşma noktaları olacak. 

UZAKTAN ÇALIŞMANIN ÖZGÜRLÜĞÜ; OFİSTE OLMANIN ORTAK KÜLTÜRÜ... 
Çalışan deneyimini ve esnekliği merkezine alan, uzaktan çalışmanın verimliliği ile ofislerde çalışmanın sinerjisini harmanlayan bir model uygulayacaksınız... 
Evet... Bu modelle, uzaktan çalışmanın özgürlüğü ve verimliliği, ofislerde olmanın getirdiği ortak çalışma kültürü ve sosyal ortam ile entegre edeceğiz. Çalışanlarımıza hem uzaktan çalışma hem de inovasyon, ortak akıl üretme, ekipler arası sosyal etkileşim için ofislerimizi kullanma imkânı sunacağız. 
Mart 2020 itibarıyla merkez ofis çalışanlarımız ve müşteri hizmetleri ekibimiz dahil, tüm şirketimiz “uzaktan çalışma” düzenine geçti. Eylül 2020’de, “müşteri hizmetlerimiz”in, pandemi sonrasında da kalıcı olarak uzaktan çalışacağını duyurduk. Şimdi de diğer çalışanlarımız için “hibrit çalışma” modelini kalıcı hale getiriyoruz. Aşı ve normalleşme takvimine bağlı olarak “hibrit” modele geçmeyi planlıyoruz.

ENGİN AKSOY’DAN GENÇLERE TAVSİYELER
- Öncelikle, iş hayatında başarılı olmanın bazı standartları olduğunu unutmamak gerekiyor. Kendimden örnek verirsem; iş hayatımda “Ya sevdiğin işi yap ya da yaptığın işi sev” felsefesiyle hareket ediyorum. 
- Tüm yaptığım işleri kendi işim gibi benimsiyor, sadece kendi sorumluluk alanlarımı değil, yapılacak işi uçtan uca toplam değerlendirerek karar alıyor ve uyguluyorum. 
- Gelişime açık, rekabete meydan okuyan, pazarı büyüten, pazarla birlikte kendi de büyüyen ve liderliğe oynayan firmalarda çalışmak, kişiye çok farklı kazanımlar sağlıyor.
- Öğrendiğim bir şey daha var ki, o da; duruma adapte olabilmek, hızlı uyum sağlamak çok önemli. 
- Profesyonel hayatta hangi sektörde ya da markada çalıştığınızdan ziyade, marka ve insan yönetimi gibi temel ve değişmeyen konular daha önemli. 
- Marka ve sektör deneyimleriniz, artı değer; ama iş yaşamında başarıyı getiren esas unsurlar; esnek olmak, uyum sağlamak, çok yönlü düşünmek, kriz çözmek, yönetmeyi bilmek gibi daha temel konular. 
- Marka ve sektör bağımsız düşünebilmek önemli. Bu durum, farklılaşmayı da beraberinde getiriyor. Cebinizdeki farklı deneyimleri temel iş bilginizle harmanlayarak, mevcut duruma yönelik çözüm geliştirebilmelisiniz.

ENGİN AKSOY’UN “LİDERLİK” ANLAYIŞI
- Başarı formülümü “Konusunda yetkin insanları birbirlerini tamamlayacak şekilde istihdam ederek, şampiyon takımlar oluşturmak ve bu takımlarla tüm çalışanlara; kısa, orta ve uzun dönem için net hedefler vermek” olarak tanımlayabilirim. 
- Bir lider olarak, çalışanların bu hedefleri içselleştirmesini sağlamaya ve bu hedeflere ulaşabilecekleri çalışma ortamını yaratmaya özen gösteriyorum. 
- “İyilik yap denize at, balık bilmezse halik bilir” atasözünü çok severim. Doğru olanın uzun dönemde mutlaka kazanacağına inanırım. 

RAKAMLAR İLE VODAFONE TÜRKİYE
- Servis geliri, geçen yılın aynı dönemine göre; %19,6 arttı ve 3,9 milyar TL'ye ulaştı.
- Faturalı abone sayısı 15,7 milyon (+1,1 milyon), sabit genişbant abone sayısı 1,2 milyon (+128 bin).  
- Mobil abone sayısı 24 milyonu aştı.
- M2M (Makineler arası iletişim) dahil toplam mobil abone sayısı: 26,6 milyon.
- Dijital kanallarını kullanan aylık aktif müşteri sayısı: 17,2 milyon.
- Müşterilerin toplam mobil data kullanımı: 742,2 petabyte (+%40,3).
- 4.5G'de en geniş kapsamaya sahip operatör: 81 ilde, 24 bini aşkın 4.5G iletişim noktası.
* Nisan-Haziran 2021 dönemine ait ilk çeyrek sonuçları...

VODAFONE TÜRKİYE’DE “BİR’LİKTE ‘BİR’ OLMAK"
- Vodafone Grubu olarak, 2 yıl önce yepyeni bir çalışma anlayışını hayata geçirdik. “Vodafone Spirit” olarak adlandırdığımız bu anlayışla, iş yapış şekillerimizi değiştirdik, “#hepbirliktebaşarırız” dedik. 
- Bizce başarılı olmanın yolu, aynı inanç ve davranışları paylaşmaktan geçiyor. 
- “Spirit”, müşterinin gönlünü kazanmaya, geleceği yaratmaya, deneyimleyerek hızlı öğrenmeye ve hep birlikte başarmaya dayalı bir çalışma kültürünü ifade ediyor.
- Güven, motivasyon, merak ve aidiyet, çalışma şeklimizin kalbinde yer alıyor. 
- Spirit’in felsefesi şu: Daha iyi bir geleceğe bağlanmada müşterilerimizin güvenilir iş ortağı olmak istiyoruz. Bu hedefe ulaşmak için durmaksızın çalışmalı; müşterilerimizin, meslektaşlarımızın ve toplulukların hayatını iyileştirme konusunda tutkulu olmalıyız. Birlikte çok çalışarak, herkes için çözüm olacak bir dijital gelecek oluşturabiliriz.