YÖNETİM KURULUNDA KADIN CEO ETKİSİ

ARAŞTIRMALAR GİRİŞ SEVİYESİNDEN BAŞLAYIP YÖNETİCİLİĞE TERFİ EDEN HER 100 ERKEĞE KARŞILIK 87 KADININ TERFİ ETTİĞİNİ GÖSTERİYOR. VAKKO CEO'SU JAKLİN GÜNER, "CAM TAVANLAR, KIRIK MERDİVENLER GÖRDÜM" DİYEREK KADIN LİDERLERİN YÜKSELMESİNİN NASIL ENGELLENDİĞİNİ ANLATIYOR. PEGASUS HAVA YOLLARI CEO'SU GÜLİZ ÖZTÜRK, ERKEK EGEMEN OLAN SEKTÖRLERİNDE KADIN LİDERLİĞİNE VE EŞİTLİK YOLUNA IŞIK TUTMAKTAN DOLAYI ÇOK MUTLU. BAHÇEŞEHİR KOLEJİ GENEL MÜDÜRÜ ÖZLEM DAĞ, ÇEŞİTLİLİĞİN İTİBARI ARTIRDIĞINA DEĞİNİRKEN AKTİF BANK GENEL MÜDÜRÜ AYŞEGÜL ADACA, KADINLARI FİNANSAL ANLAMDA ÖZGÜRLEŞTİRMEYE ÇALIŞTIKLARINI BELİRTİYOR. ÇELEBİ GIDA VE LITTLE CAESARS CEO'SU BANU ARIDURU, GELECEK KUŞAKLAR İÇİN DAYANIKLI BİRER MODEL OLMANIN ÖNEMİNE DİKKAT ÇEKİYOR. GTECH KURUCU ORTAK VE CEO'SU MİNE TAŞKAYA İSE "TÜRKİYE'DE KADIN CEO OLMAK KOLAY DEĞİL" DİYOR.

Belirsizliğin yeni normal olduğu bir dünyada yaşıyoruz, karmaşa esaslı yeni bir dönemdeyiz. Bugün en çok sezgilere, algılara ve bütüncül bakış açısına ihtiyacımız var. Liderlik anlayışı değişti, başka bir zihin yapısına ve avantaja gereksinimimiz var. Bunlardan ilk dayanıklılık. Belli konularda pes etmeme, vazgeçmeme, olurunu bulabilme yetisi. İkincisi adaptasyon. Bulunduğun ortamın gerçeklerini kabul etme, o doğrultuda aksiyon alma, alternatif senaryoları yanımıza alma. Üçüncüsü sürekli öğrenme. Buradaki kritik faktörlerin başında merak var. Merak etmek; kendini, ortamı, yenilikleri. Ve dördüncüsü kolektif akıl. Etrafımızı dinmeyip duyabilmek. Bir dudak, iki kulağımız var. Çevremizle fikir üretip sonuca gidebilmek, ekosistemimizle beslenmek. Tüm bu saydığım özellikler için kadınların yönetime dahil olması, fırsatın ötesinde kaçınılmaz bir zorunluluk. Kadın CEO’larımızla konuyu değerlendirelim.

Berna Akyüz Öğüt / LC Waikiki Mağazacılık Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Üyesi
“FIRSAT EŞİTLİĞİNDE LİDERİZ”
“Fırsat eşitliğini teşvik eden politika ve uygulamalarımızla, yüzde 63 kadın çalışan ve yüzde 47 kadın yönetici oranlarımızla, ülkemizin bu alanda da lider markalarından biri konumundayız. Türkiye’nin en yüksek kadın yönetici sayısına sahip şirketi olmamızın yanında, kadın çalışan sayısında da Türkiye’de üçüncü, sektör bazındaysa ilk sırada yer alıyoruz. Yönetim kurulumuzdaki kadın oranımızsa yüzde 20.”

Toplumun yarısının kadınlardan oluştuğu dünyamızda, iş gücünün de en az yarısının kadınlardan oluşması gerektiğine inanıyorum. İş dünyasında kadınların gücüne inanan ve eşitliğin her alana yayılması için çalışan bir şirket olarak, tüm kademelerde kadın katılımının daha da yükselmesini sağlamak, her zamanki gibi odağımızda olacak.

“EŞİTLİK SAĞLANIRSA KİŞİ BAŞINA GSYİH YÜZDE 20 ARTACAK”

Kadınların ekonomik olarak güçlendirilmesi, her alanda fırsat eşitliğinin sağlanmasının en temel bileşenlerinden biri. Dünya Bankası’nın son tahmini, cinsiyetler arası istihdam eşitsizliğinin yarattığı uçurumun tamamen kapatılması durumunda, kişi başına düşen GSYİH’nin yaklaşık %20 daha yüksek olacağına işaret ediyor. Sadece bu veri bile, kadınların iş gücüne katılımının toplumsal refahın sağlanmasında ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Yapılan bilimsel araştırmalar, kurumsal yönetişimde de önemli bir role sahip olan yönetim kurulundaki kadın oranının, kurumların şirket değerine, performansına ve risk alma davranışına etkisini gösteriyor. Bununla birlikte şirket kârlılığına da yüzde 10 pozitif etki sağladığı ortaya koyuluyor. Aynı zamanda yönetim kurullarındaki kadın temsili, yönetim kurulu performansını iyileştiren daha farklı bakış açıları, nitelik ve beceriler sunuyor.

“FOTOĞRAFLI CV İSTEMİYORUZ”

Dünya Ekonomik Forumu Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği 2023 Raporu’na göre, Türkiye, kadınların iş gücüne katılımı oranında 146 ülke arasında 133. sırada yer alıyor. Önümüzde daha kat etmemiz gereken çok yolumuz olduğunu bilerek, bu anlamda önce sektörümüze sonra da ülkemizdeki kurumsal kültüre öncülük etmeye çalışıyoruz. “Fırsat eşitliği” anlayışını benimseyerek kadınların eşit imkanlara sahip olduğu bir çalışma ortamı sağlıyoruz. Son derece tarafsız bir şekilde, kim hangi işi iyi yapabilecekse kişinin din, dil, ırk gibi herhangi bir bireysel tercihi ya da özelliğini dikkate almadan o kişiyi seçiyoruz. İşe alımlarda CV’lerde fotoğraf istemiyoruz. Ücretlendirme politikamızı da cinsiyete göre değil, pozisyonların gerektirdiği yetkinliklere göre yapıyoruz, ‘Eşit İşe Eşit Ücret’ diyoruz.

Tüm prensiplerimizi yurt dışında bulunduğumuz 59 ülkeye de götürüyoruz. Böylece hem yeni giriş yaptığımız ülkelerin ekonomilerine katkı sağlıyoruz hem o ülkenin nitelikli insan kaynağını beslemeye, yetiştirmeye çalışıyoruz. İki yıldır devam ettiğimiz “İşte Kadınlar Güçlü Yarınlar” projemizle 1.000’den fazla tedarikçimizde çalışan kadınlara ve şirket yönetimlerine yönelik eğitim programları oluşturarak onları temel çalışma hakları ve mesleki beceriler konusunda yönlendiriyoruz. Proje başlangıcından bu yana yaklaşık 2.000 kadına ulaştık ve turnover’da proje öncesi döneme göre yaklaşık yüzde 25 iyileşme sağladık.

“KADINLAR TOPLUMU DAHA İLERİYE TAŞIYACAK”
 

KELEBEK ETKİSİ Kadınların; bakış açıları, hayata olan iştahları, tutkuları ve şefkatleriyle sadece iş hayatının değil, toplumsal hayatın da her aşamasını iyileştirdiğine inanıyorum. Gösterdikleri çaba yalnızca kendilerine değil, tüm çevrelerine ve içinde yaşadıkları toplumun kültürüne de yansıyarak kelebek etkisi yaratıyor. Cesaret, yenilikçilik ve empati becerileriyle, iş dünyasında etkin olan kadın liderlerin artmasının, toplumu da daha ileriye taşıyacağını düşünüyorum.

“BÜYÜME YOLCULUĞUNDA ÖNCÜLER” Organizasyonumuzda, kadın çalışanlarımız birçok farklı seviyede şirketimizi temsil ediyor ve oldukça zorlu görevlerin üstesinden gelerek şirketimizin büyüme yolculuğuna öncülük ediyorlar. LC Waikiki’de kadınlar, sadece merkez ofis pozisyonlarında görev almıyor, tedarik ve mağazacılık gibi erkek işi olarak görülen birçok alanda da aktifler. Kadın yöneticilerin yeteneklerini geliştirmelerine ve üst pozisyonlara ilerlemelerine katkıda bulunmayı amaçladığımız mentorluk/koçluk programları bu süreçlerde oldukça yararlı oldu.

“DOĞAMIZDA FIRSAT EŞİTLİĞİ VAR” Bugün dünyada zor coğrafyalar olarak nitelendirilen Rusya, Mısır, Fas, Kenya gibi ülkeleri de kadın yöneticilerimize emanet ettik.  LC Waikiki Mağazacılık operasyonunda yaklaşık 55.000 arkadaşıma 4 yıldan uzun bir süredir liderlik ediyor olmam; 4 kıtada 59 ülkenin yönetiminin bir kadın olarak bana emanet edilmiş olması da aslında markanın doğasında fırsat eşitliği olduğunun önemli bir göstergesi.


JAKLİN GÜNER / VAKKO CEO’SU
“TÜRK KADINLARI MÜCADELECİ”
“Kadınların problem çözme, iş birliği yapma, dengeleri önemseme gibi konularda bir adım önde olduğunu düşünüyorum. Fırsat eşitliği ve eğitim konularında yaşadığı olumsuzluklara rağmen Türk kadınlarının ruhuna işlemiş mücadeleci bir karakterleri var.”

Bir kadın yönetici olarak üst yönetimlerde kadınların temsilinin daha fazla olmasını, iş dünyası genelinde kadınların daha fazla sorumluluk üstlenmesini arzu ederim. Ancak çeşitlilik ve kapsayıcılık dediğimizde tek kriter elbette cinsiyet değil. Farklı kişilere ait deneyim, kültür, değerler, birikim, uzmanlık, yetkinlik, dünya görüşü gibi pek çok unsur, yönetim kurullarının çeşitliliğini ve kapsayıcılığını artırıyor. Daha çeşitli ve kapsayıcı bir yönetim kurulu, şirketin başarısının artmasında da önemli bir unsur olarak öne çıkıyor. Bu açıdan baktığımızda, yönetim kurulumuzda Vakko Grubu’na çok önemli katkılarda bulunan çok değerli üyelerimiz olduğunun altını çizmek isterim.

KADIN CEO’LAR NEDEN DAHA YAŞLI?

Sekiz üyesi bulunan Vakko Tekstil ve Hazır Giyim Sanayi İşletmeleri A.Ş. yönetim kurulundaki tek kadın yönetici benim. Vakko’da 10 yıldır sürdürdüğüm CEO’luk görevimin yanı sıra aynı zamanda yönetim kurulu üyesiyim. Yine 8 üyesi bulunan icra kurulumuzdaysa 2 kadın yönetici var yani kadın temsili yüzde 25. Diğer taraftan Vakko, genel anlamda kadınların ağırlığının görüldüğü bir kurum. Tüm çalışanların yüzde 51’i, yöneticilerin yüzde 46’sı ve orta kademe çalışanların yüzde 52’si kadınlardan oluşuyor. Korn Ferry Institute tarafından yapılan bir araştırma, kadın CEO'ların erkek meslektaşlarından biraz daha yaşlı olduğunu gösteriyor çünkü yönetim bayrağını teslim almaları için geçen süre erkeklerden yüzde 30 daha uzun! Ben bu konuda şanslı olanlardanım. 30’lu yaşlarımın başında genel müdür, daha sonra da CEO oldum. Vakko’nun da ilk kadın yönetim kurulu üyesi ve ilk CEO’suyum.

“DEZAVANTAJDAN ÇOK AVANTAJI VAR”

İş hayatında kadın olmanın dezavantajlarından çok avantajlarının olduğunu düşünüyorum. Kadınlar çok titiz, detaycı ve pratik. Bu sayede değişen şartlara daha hızlı uyum sağlayabiliyorlar ve bu da pek çok güçlüğü aşmaya yardımcı oluyor. Kadınların problem çözme, iş birliği yapma, dengeleri önemseme gibi konularda da bir adım daha önde olduğunu düşünüyorum. Fırsat eşitliği ve eğitim konularında yaşadığı olumsuzluklara rağmen Türk kadınlarının ruhuna işlemiş mücadeleci bir karakter var. Tüm kadınların kendilerine güvenmeleri ve her zorluğun altından kalkabileceklerinin bilincinde olmaları çok önemli. Yeniliklere açık olmak, teknolojiyle barışık olmak, günü iyi takip etmek, okumak, araştırmak, yarınlara kafa yormak da başarıyı destekliyor. Ayrıca mühendis kökenli bir kadın yönetici olarak analitik yaklaşımın ve belirsizlik altında yaratıcı çözümler geliştirebilmenin, işimde bana avantaj sağladığına ve başarılı kıldığına inanıyorum.

“KIRIK BASAMAKLAR VAR”
CAM TAVAN ETKİSİ İş insanlarını kadın ya da erkek olarak ayrıştırmamak gerektiğini düşünsem de meslek hayatım boyunca çok fazla erkek egemen platformda bulundum. Belki bugün koşullar daha farklı ama 37 yıldır iş hayatının içinde yer alan bir kadın ve erken yaşlardan itibaren yöneticilik yapmaya başlayan bir iş lideri olarak bu durumun yarattığı “cam tavan” etkisini hiç yaşamadım dersem, doğru olmaz.

100 ERKEĞE 87 KADIN Ne yazık ki kadınları yöneticiliğe götüren merdivenlerde “kırık basamaklar” var. Nitekim araştırmalar, giriş seviyesinden başlayıp yöneticiliğe terfi eden her 100 erkeğe karşılık yalnızca 87 kadının terfi ettiğini ortaya koyuyor. Oysa daha fazla kadın, liderlik etme yetkinlik ve yetkisine sahip olduğunda, herkesin bundan faydalanacağına inanıyorum. Araştırmalar kadın liderlerin üretkenliği artırmaya, iş birliğini geliştirmeye, kurumsal bağlılığa ilham vermeye ve adaleti geliştirmeye yardımcı olduğunu gösteriyor. Buna rağmen Fortune 500 şirketlerinin yalnızca yüzde 10'u kadınlar tarafından yönetiliyor.

CEO KOLTUĞUNDA DAHA ÇOK KADIN Aslında yapılması gereken çok basit: CEO koltuğunda daha çok kadın otursun! Çünkü kadınlar gerek oraya gelene kadar gerek hayatta yaşadıkları zorluklar gerekse sevecenlikleri ve empati yetenekleriyle, kucaklayıcı oluyor. Bu sayede kapsayıcı bir kültürün benimsenmesinde de etkili oluyorlar.

Güliz Öztürk / Pegasus Hava Yolları CEO’su
“SEKTÖRDE LİDERLİK HEDEFLİYORUZ”
“Pegasus Hava Yolları olarak, toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda sektörümüzde lider bir hava yolu olmayı hedefliyoruz. Pilotluktan üst düzey yöneticiliğe kadar her alanda kadın çalışanlarımızın imzaları bulunuyor ve bununla gurur duyuyoruz.”

Kurumsal sürdürülebilirlik stratejimizi belirlerken, net sıfıra yolculuk gibi kararlı adımlar atmaya devam ettiğimiz bir diğer konu da eşitlik, çeşitlilik ve kapsayıcılık çalışmalarımız. Eşit bir iş ortamı denildiğinde; cinsiyet, yaş, etnik köken, din, dil veya zihinsel ya da fiziksel bir engel ayrımı yapılmadan, tüm farklılıkların saygıyla kucaklanmasının ve eşit fırsat sunulmasının anlaşılması gerekiyor. Bu kapsamda, özellikle toplumsal cinsiyet eşitliğini odağımıza alarak çeşitli iş birliklerini, kurumsal projeleri ve şirket içi uygulamaları hayata geçirdik. Fırsat eşitliği, adil iş gücü, çalışma standartlarının iyileştirilmesi, kadın istihdamı ve kapsayıcılık politikaları uzun zamandır Pegasus Hava Yolları İnsan Kaynakları Politikası ve Pegasus Hava Yolları Ahlaki Davranış Rehberi’nde çeşitli başlıklar altında düzenleniyor. Nitelikli eğitim, eşitsizliklerin azalması gibi farklı Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’na dokunan girişimlerimiz var ve olmaya devam edecek.

“EŞİT YARINLAR İÇİN ÇALIŞIYORUZ”

Pegasus Hava Yolları olarak toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda sektörümüzde lider bir hava yolu olmayı hedefliyoruz. Pilotluktan üst düzey yöneticiliğe kadar her alanda kadın çalışanlarımızın imzaları bulunuyor ve bununla gurur duyuyoruz. Bu doğrultuda, elbette diğer tüm birimlerde olduğu gibi yönetim kurulu ve icra kurulumuzda da farklılıkları kucaklıyor, alanında uzmanlaşmış iş insanlarıyla bir arada sürdürülebilir ve eşit yarınlar için çalışıyoruz. Yönetim kurulumuzda kadın oranımız yüzde 25. İcra kurulumuzdaysa yüzde 20. Hayatım boyunca her zaman cinsiyete değil potansiyelime ve yeteneklerime odaklandım. Bu nedenle bir lider olarak çeviklik, yaratıcılık, üretkenlik, hedef odaklılık gibi özelliklerimin işe katkı sağladığını düşünüyorum. Türkiye’de kadın CEO olmak büyük bir sorumluluk. Çünkü özellikle havacılık gibi erkek egemen görülen sektörlerde üstlendiğimiz bu görevler, genç kızlar için önemli birer ilham kaynağı. CEO’lar başta olmak üzere hiçbir mesleğin önüne kadın-erkek sıfatı koymadan iletişim kurabildiğimiz günler için elimden geleni yapmaya çalışıyorum.

“HAVACILIKTAKİ FIRSATLARA DİKKAT ÇEKİYORUZ”
UÇAKLARIN İSİMLERİ BM Kadının Güçlenmesi Prensipleri (WEPs) platformuna katılan dünyadaki ilk havayoluyuz. Yanındayız Derneği, Wtech Teknolojide Kadın Derneği, PWN İstanbul, Women in Sales platformu gibi oluşumların destekçisiyiz. UNGC Türkiye’nin kurumsal üyesiyiz, ben de yönetim kurulu başkan yardımcısı olarak görev yapıyorum. Bir şirket geleneği olarak, filoya yeni katılan uçaklarımıza çalışanlarımızın kız çocuklarının isimlerini veriyoruz.

KADINLARIN ROLÜ Kadınlar arasında havacılıktaki fırsatlar hakkında farkındalığın artmasına, kadınların havacılıktaki niceliksel ve niteliksel rolü ve etkinliğinin geliştirilmesine destek veriyoruz. IATA’nın “2025te25” girişimini dünyada imzalayan ilk havayolu şirketlerinden biriyiz. Bu taahhüdün bir yansıması olarak yönetim kurulumuz da Yönetim Kurulunda Temsil Politikası’nı 2019 yılında güncelleyerek, yönetim kurulunda kadın temsili için 2025 yılına kadar en az yüzde 25 temsil hedefi belirledi.

“HALA ERKEK EGEMEN” İkinci önemli konu kadınların iş dünyasına katılımını artırmak için somut adımlar atmak. Yine örnekle anlatayım. Havacılık ne yazık ki hala erkek egemen bir sektör. Kabin ekibinde kadın temsili daha yüksekken, kokpit ekiplerinde erkek çalışan oranının daha fazla olduğunu görüyoruz. Geleceği, kadın-erkek yerine insan olarak var olduğumuz bir temel üzerine inşa etmeyi hedefliyoruz. Kadın pilot, mühendis ve teknisyen oranlarımızın artırılması da hedeflerimiz arasında.

“KURUM KÜLTÜRÜ OLMALI” Üçüncüsü de toplumsal cinsiyet dengesi anlayışını kurum kültürü haline getirmek. 2023 yılında, eşitlik, çeşitlilik ve kapsayıcılık inisiyatifimiz olarak “Pegasus Harmoni” markamızı oluşturduk ve üst yönetim desteğiyle manifestomuzu yayınladık. Bu kapsamda, şirket içinde unvan, yaş ve kıdem çeşitliğine sahip, farklı bakış açılarından beslenen gönüllü odak grupları oluşturduk. 100’ün üzerinde gönüllüden oluşan çalışma grupları ve saha elçileri, çalışanlarımızın farkındalığını artırmak ve sektörde öncü uygulama önerileri geliştirmek amacıyla çalışmalarını yürütüyor.


Özlem Dağ / Bahçeşehir Koleji Genel Müdürü
“ÇEŞİTLİLİK ŞİRKET İTİBARINI GÜÇLENDİRİYOR”
“Gözlemlerime göre çeşitliliğe sahip bir yönetim kadrosu şirket içindeki çeşitliliği de destekler. Böyle bir yönetim toplumun çeşitlilik ve cinsiyet eşitliği konusundaki beklentilerine yanıt verdiği için şirketin itibarını güçlendirmeye yardımcı olur.”

İcra kurulumuzda ve yönetim kurulumuzda kadın yöneticilerimiz ağırlıkta. Yönetim kurulumuz; yönetim kurulu başkanımız Enver Yücel, yönetim kurulu başkan yardımcılarımız Hüseyin Yücel ve Semra Yücel olmak üzere üç üyeden oluşuyor. İcra kurulumuzu oluşturan 10 üyemizin 6’sı kadın. Bahçeşehir Koleji Spor Kulübü Başkanımızın Begüm Yücel olması da bizim için ayrı bir gurur.

KADINLARLA GÜÇLENDİRİLMİŞ KURULLAR

Kadınlarla güçlendirilmiş yönetim kurullarının şirketlerin itibarını olumlu etkilediğini ve karar alma süreçlerine daha geniş bir perspektif getirdiğine inanıyorum. Ayrıca iş stratejilerinin daha dengeli ve kapsamlı olmasına katkı sağladığını yakından gözlemliyorum. Ancak duruma sadece cinsiyet açısından bakmamak gerektiğini düşünüyorum. Farklı düşünce tarzlarına sahip yöneticilerin olduğu bir kurulun daha yaratıcı ve inovatif çözümler üretebildiği, daha etkin risk yönetimi yapabildiği ve şirketin rekabet avantajını artırabildiği görüşündeyim. Gözlemlerime göre çeşitliliğe sahip bir yönetim kadrosu şirket içindeki çeşitliliği de destekler. Böyle bir yönetim kurulu toplumun çeşitlilik ve cinsiyet eşitliği konusundaki beklentilerine yanıt verdiği için şirketin itibarını güçlendirmeye yardımcı olur. Bunun yanı sıra kadın liderlerin görünürlüğü, şirketin toplumsal sorumluluk alanında daha etkin bir rol oynamasına da katkıda bulunabilir.

“EŞİT FIRSAT ADİL ÜCRET”

Konuya sadece kadınların yönetim kurullarında daha fazla temsil edilmesiyle sınırlamamak gerekiyor. Aynı zamanda şirket içinde eşit fırsatlar, adil ücret politikaları ve cinsiyet eşitliğini destekleyen bir kültürün oluşturulması da gerekiyor. Kadınlarla güçlendirilmiş yönetim kurullarının, şirket içinde cinsiyet eşitliği konusuna daha geniş bir çerçeveden bakması şart.

Farklı görüşlerin ve bakış açılarının marka değerine katkıda bulunması, beraberinde şirketin esneklik kazanmasını, çeşitlilikten güç almasını ve hedef kitleyle daha etkili bir bağ kurmasını da getirir. Şirketler ancak çeşitliliğe sahip bir çalışma ortamı oluşturarak ve farklı bakış açılarına değer vererek sürdürülebilir rekabet avantajı elde edebilir.

“GÜVEN ARTIRIYOR”

Farklı düşünce tarzlarının, yeni fikirlerin ortaya çıkmasına ve inovasyonun teşvik edilmesine olanak tanıdığına inanıyorum. Yaratıcı bir atmosferin, şirketin ürün ve hizmetlerini geliştirmesine ve sektöre liderlik edecek şekilde öne geçmesine yardımcı olabileceğini düşünüyorum. Ayrıca bu sayede şirketin farklı kültürleri ve demografik grupları anlama yeteneğine sahip olacağını, şirketin ürün ve pazarlama stratejilerini daha etkili bir biçimde şekillendirebileceğine inanıyorum. Farklı kültürleri ve perspektifleri anlama yeteneğinin, şirketin küresel pazarlarda daha etkili bir şekilde faaliyet göstermesine de yardımcı olabildiğini, farklı görüşleri ve değerleri destekleyen bir marka imajı oluşturarak markasına duyulan güveni artırabildiğini görüyoruz.

“POZİTİF AYRIMCILIĞI İLKE OLARAK BENİMSEDİK”
RAKAMLAR Bahçeşehir Koleji’nin 2023 yılının sonu itibarıyla 14 bin 800 olan çalışanının 11 binini kadın çalışanlar oluşturuyor. Yine aynı yılın müdür ve üstündeki yönetici kadrolarına bakınca 510 yöneticimizin 270’inin kadın olduğunu görüyoruz. Bu da yine kadın yöneticilere olumlu bakış açımızın yansıması olarak değerlendirilebilir. Kadın yönetici ve kadın çalışan sayısının azımsanmayacak kadar çok olduğu Bahçeşehir Koleji, pozitif ayrımcılığı da bir ilke olarak benimsemiş durumda.

DOĞUMU DA KAPSAYAN SAĞLIK SİGORTASI İlk aklıma gelen örnekse çalışanlarımız için yaptığımız tamamlayıcı sağlık sigortasının doğumu da kapsaması. Bir de son 4 yıldır aldığım “50 Güçlü Kadın CEO” ödülü var. Ödülü alan her ne kadar ben olsam da bu aslında ekip çalışmasının bir yansıması. Büyük ve köklü bir ailenin üyeleriyiz. Bahçeşehir Koleji adına attığımız her adım, itibarımıza da yansır.

Ayşegül Adaca Oğan / Aktif Bank Genel Müdürü
“ÜST YÖNETİMDE EŞİTLİK KURUMSAL İTİBARA DA KATKI SAĞLIYOR”
Türkiye’de özellikle bankacılık sektöründe bir kadının liderliğine çok rastlamıyoruz. BU NEDENLE BANKAMIZIN YAKLAŞIMININ, SEKTÖR ADINA ANLAMLI OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM. Çeşitliliği ve kapsayıcılığı temsil ve teşvik eden kadın CEO’ların iş dünyasında yeni perspektif ve yaklaşım sunduğuna inanıyorum.

Finans sektörü, yüzde 51’e 49 gibi yakın bir oranla kadın çalışan oranının eşit seyrettiği nadir sektörler arasında bulunuyor. Ancak üst yönetimlere göz attığımızda bu oranın yüzde 20’ye ulaşmadığını üzülerek görüyoruz. Bu noktada Aktif Bank olarak sektörün ilerisinde bir görüntü çiziyoruz. Bankamız genelinde kadın-erkek çalışan dağılımı neredeyse yarı yarıya ve sektörümüzdeki nadir örneklerden biri olarak üst yönetimimizde de paralel bir dağılıma sahibiz. Bir kadın genel müdür olarak liderliğimdeki bankamızda 5 kadın C-level yöneticimiz var. Aktif Bank bu yapısıyla sadece finans sektörüne değil, iş dünyasına gerçek anlamda eşitlikçi bir yönetim örneği sergiliyor.

KADIN LİDER ETKİSİ

Aktif Bank çatısı altında çalışan profesyonellere, cinsiyetlerine göre değil birikim ve yeteneklerine dayanarak görev veriliyor. Toplumsal cinsiyet eşitliğine büyük önem veriyor, insan kaynakları politikamızdan sosyal sorumluluk alanına kadar kadınlara yönelik aksiyonlarımızı artırmak için çalışıyoruz. Kadın yöneticilerin yer aldığı yönetim kurulları, kapsayıcılığı ve çeşitliliği destekleyen yapısıyla daha fazla yeteneği barındırıyor ve yenilikçi kararların alınmasını destekliyor. Bunun yanında kadın yöneticilerin yer aldığı yönetim kurullarının kurumsal itibarı güçlendirdiği gibi yetenekli profesyonellerin de korunmasını sağladığını düşünüyorum. Türkiye’de özellikle bankacılık sektöründe bir kadının liderliğine çok rastlamıyoruz. Bu nedenle bankamızın yaklaşımının, sektör adına anlamlı bir yaklaşım olduğunu düşünüyorum. Çeşitliliği ve kapsayıcılığı temsil ve teşvik eden kadın CEO’ların iş dünyasında yeni perspektif ve yaklaşım sunduğuna inanıyorum.

“KADINLARI İŞ GÜCÜNE KAZANDIRMAK ÇOK DEĞERLİ”

Gelişen teknolojiyle birlikte her geçen gün değişen yeni dünya düzeninde yetenekli insan kaynağına duyulan ihtiyaç da her geçen gün artıyor. Eğitimli kadınların eğitimsizlere kıyasla iş gücüne katılım oranını göz önüne aldığımızda, bu yönde atılacak adımların kaliteli insan kaynağına yapacağı katkı da çok daha net ortaya çıkıyor. Cinsiyet eşitsizliğinin iş gücünde yarattığı olumsuz etkiler, gerekli aksiyonlarla olumlu yöne çevrilebilir. Kurumsal şirketlerin politikalarında yapacağı değişiklikler, kamusal aksiyonlar, kısacası her alanda kadını iş gücüne kazandırmak ve iş dünyasındaki temsiliyetini artırmak üzere atılacak büyük ya da küçük tüm adımlar değer taşıyor.

“DAR GELİRLİ KADINLARI FİNANSAL SİSTEME KAZANDIRIYORUZ”
EKONOMİDE AKTİF KADINLAR Aktif Bank’ın toplumsal cinsiyet eşitliğine katkı sağlamayı hedefleyen “Ekonomide Aktif Kadınlar” sosyal etki projemizle finansal kapsayıcılığı artırıp, sürdürülebilir kalkınmaya ve toplumsal cinsiyet eşitliğine katkı sağlıyoruz. Grameen Bank ve Experian iş birliğiyle yürüttüğümüz projemiz iş hayatında kadın iş gücünün artmasına ve daha da önemlisi tutunmasına destek olmayı amaçlıyor.

MİKRO KREDİ Diğer mikro kredi projelerinden farklı olarak, kredi skoru olmayan dar gelirli kadınlara faizsiz verdiğimiz kredilerle kredi skorlarını ve finansal profillerini oluşturmalarına fırsat tanıyan, böylece onları finansal sisteme dahil ederek daha kapsamlı finansal enstrümanlara da erişimlerini sağlayacak şekilde kurguladık.

HEDEF BEŞ BİN KADIN En önemli amacımız, mikro kredi projesinin ötesine geçip bankacılık sistemine dahil olmamış dar gelirli mikro girişimci kadınları finansal sisteme kazandırmak, girişimlerini büyütebilmelerini sağlamak, gelir getirici faaliyetlerini sürdürülebilir kılmak oldu. Üçüncü yılına adım attığımız projemizde beş bin kadına ulaşmayı hedefliyoruz.

Banu Arıduru / Çelebi Gıda ve Little Caesars Türkiye CEO’su
“UNVANLAR CİNSİYETTEN KURTULMALI”
“Türkiye'de kadın CEO olmak gibi bir tanımın olması, zaten kendi içinde bir sorun ve dezavantaj. Ünvanlarımız cinsiyetlerden kurtulduğunda bu dezavantajı da yenmiş olacağız, ama yolumuz uzun.”

Çelebi Holding Gıda icra kurulu her iş fonksiyonunun bir üyeyle temsil edildiği, kadın ve erkek oranının yarı yarıya olduğu bir kurul. Cinsiyet eşitliği dışında kalan, yaş, dil, din, mezhep gibi konulardaysa sadece icra düzeyinde değil herhangi bir alanda ayrımcılık gözetilmez.

“SOYUT BECERİLER OLUMLU FARK YARATIYOR”

Araştırmalar kadınların sahip olduğu soyut becerilerin yönetim kademelerinde olumlu farklar yarattığını gösteriyor. Bu soyut becerilerin şirketi empatik bir bakış açısıyla yönetmek, farklı iş fonksiyonları arasındaki karmaşık iş akışlarını daha kolay organize etmek, adaptasyon gibi avantajları olduğunu düşünüyorum. Sektör özelinde cevaplamak gerekirse, müşteriyi ve hedef kitleyi daha doğru analiz edebilmek ve anlamak, malzeme seçiminden tasarrufa kadar her alanda dişil bakış açısından yararlanmak bence avantajlar arasında. Birkaç yıl önce atlattığımız salgın sırasında ve sonrasında şefkatli liderliğin geleceği şekillendiren liderlik özelliklerinden biri olduğunu hepimiz gördük. Şefkat, anlamayı, insanların farklı ihtiyaçları olabileceğini görmeyi, söylenenlerin altında yatanları araştırmayı ve kucaklayıcı olmayı beraberinde getiriyor. Ben de dahil olmak üzere kadınların en önemli avantajlarından biri bu.

“KALIPLAR HAYATIN HER YERİNDE”

Türkiye'de kadın CEO olmak gibi bir tanımın olması, zaten kendi içinde bir sorun ve dezavantaj. Unvanlarımız cinsiyetlerden kurtulduğunda bu dezavantajı da yenmiş olacağız, ama yolumuz uzun. Doğumdan hatta doğum öncesinden başlayan kalıpların hayatın her yerine işlediği bir ülkede yaşıyoruz. Bu kalıplar ve sosyokültürel yapı, erkeklerin ve kadınların iş alanlarını da ayrıştırıyor. Bazı iş kollarında lider pozisyonu için erkekler öne çıkıyor ve gıda da bu alanlardan biri. Ara sıra, yüksek sesle ifade edilmeyen bir ayrıştırmayı hafif bir rüzgar gibi hissedebiliyorsunuz. İşin iyi yanı bu rüzgar artık çok daha az esiyor. Her zaman olumsuz olan bir durumdan söz etmiyorum, bazen kadınlara karşı daha saygılı, daha ölçülü, tamamı erkeklerden oluşan bir masayla karşılaştırıldığında daha özenli bir yaklaşım olduğunu da seziyorum. Yaşadığımız ülkenin binlerce yıllık kodları gereği aslında kadının gücüne de görünmez bir saygı var.

“GELECEK KUŞAKLAR İÇİN DAYANIKLI BİRER MODEL OLMALIYIZ”
EN ÖNEMLİ MİSYON İşinizi doğru yapıyorsanız, yetkin ve adilseniz önyargılar çok kısa süre içinde dağılıyor ve yok oluyor. Kadın CEO'ların bizim ülkemizdeki en önemli misyonu da bu, gelecek kuşaklar için dayanıklı birer model olmamız gerekiyor. Soyut becerilerin varlığı ve işe yansımalarıysa tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de bir avantaj.

İŞ YAŞAM DENGESİ Her kademedeki kadınlar gibi tepe yöneticilerin iş yaşam dengesi ihtiyacı var. Kişisel hayatla iş hayatı arasındaki dengenin annelikle ilişkilendirilmesi dezavantaj olarak görülebilir. Bu dengeyi korumak zaman zaman zorlayıcı olabilir ancak etkin bir liderlik ve yönetim stratejisiyle bu dengeyi sağlamak mümkün.

“ŞANSIMIZ GENÇLİK” Türkiye'nin en önemli şansı genç bir ülke olması. Gençlerin 10 yıl içinde birçok kalıbı yok edeceklerine inancım tam. Çelebi Holding Gıda A.Ş. ve Little Caesars Türkiye çatısı altında çalışanların yüzde 35'i kadın; üst yönetimdeki kadın temsiliyle bu oran yüzde 60'lara çıkıyor. Türkiye ortalamasında iyi bir oran ve daha iyisi için stratejik İK planlarımız var.

“MENTORLUK YAPIYORUM” Ben de kişisel olarak ya da kurumumu temsilen birçok sivil toplum kuruluşunda bu yönde sorumluluk alıyorum. Özellikle teknolojide ve üst yönetim kategorilerinde kadınların güçlendirilmesine yönelik çalışmalar yapan derneklere zaman ayırıyor, mentorluk yapıyorum.

Mine Taşkaya / GTech Kurucu Ortak ve CEO’su
“LİDERLİK TARZI KÜLTÜRÜ OLUMLU ETKİLİYOR”
“Kadınların kapsamlı düşünme yeteneği iş dünyasında onları bir adım öteye taşıyor. Kadınlar ürettikleri işi çok boyutlu değerlendiriyor. Birçok işi aynı zamanda yapabilme yeteneği bizim için önemli bir fırsat alanı oluşturuyor.”

GTech olarak kurulduğumuz günden beri kapsayıcı bir liderlik anlayışını benimsiyor ve herkesin yeteneklerine dayalı olarak öne çıkmasını destekliyoruz. İcra kurulumuz da cinsiyet, yaş ve meslek açısından çeşitlilik gösteren bir yapıya sahip. Bu çeşitlilik, karar alma süreçlerimizi zenginleştirerek kapsayıcı bir yönetim anlayışını sürdürmemize katkı sağlıyor. İcra kurulumuzun yüzde 40’ı kadın yöneticilerimizden oluşuyor. Ben, icra kurulunun başındaki lider olarak aynı zamanda yönetim kurulundayım ve başkanım. Bu durum stratejik yönetimi etkin bir şekilde uygulamayı sağlarken karar alma süreçlerine liderlik etmemi de sağlıyor.

DAHA KAPSAYICI BİR İŞ DÜNYASI İÇİN

Son yıllarda ülkemizde şirketlerin çeşitlilik politikalarını güçlendirmeye yönelik gerçekleştirdiği çalışmaların artığını görüyoruz. Kadınların liderlik pozisyonlarına yükseltilmesini teşvik etmek amacıyla eğitim, fırsat eşitliği, mentorluk gibi çok yönlü ve kapsamlı programların artması oldukça sevindirici. Ben de kadınların yönetim kademelerinde daha fazla temsil edilmelerini sağlamak adına düzenlenen bu programlara gönülden destek oluyor, deneyimlerimi paylaşmanın sevincini yaşıyorum. Ayrıca YASAD Yönetim Kurulu Üyesi, Kadın Girişimcileri Derneği (KAGİDER) ve Teknolojide Kadın Derneği (Wtech) üyesi olarak kadınları destekleyen politikaların oluşturulmasında da bireysel olarak aktif katkıda bulunuyor, daha kapsayıcı bir iş dünyası ve toplum için çaba harcıyorum.

“TÜRKİYE’DE KADIN CEO OLMAK KOLAY DEĞİL”
KAPSAMLI DÜŞÜNME YETENEĞİ Kadınların kapsamlı düşünme yeteneği iş dünyasında onları bir adım öteye taşıyor. Kadınlar ürettikleri işi çok boyutlu değerlendiriyor. Birçok işi aynı zamanda yapabilme yeteneği bizim için önemli bir fırsat alanı oluşturuyor. Ayrıca kadınların daha empatik ve iş birliğine dayalı bir liderlik tarzına sahip olduğuna inanıyorum. Bu liderlik anlayışı; ekibin motivasyonunu artırdığı gibi şirket kültürünü de olumlu yönde etkiliyor.

AVANTAJLAR VE DEZAVANTAJLAR Türkiye'de kadın CEO olmak bence kolay değil, bununla birlikte kadınların iş dünyasında güçlenmesini ve liderlik rollerinde daha fazla temsil edilmelerinin simgesidir. Kadınların çok yönlü düşünme yeteneklerini büyük bir avantaj olarak değerlendiriyorum. Diğer taraftan toplumsal olarak kadından atfedilen sorumlulukları da sanki hiç çalışmıyormuş gibi yapmasının beklenmesi önemli bir dezavantaj.

Gamze Arbak / PhIlIps Türkiye Genel Müdürü
“KADINLARIN HAYATINDA FARK YARATIYORUZ”
“Kadınların hayatına dokunduğumuz projelerimizle fark yaratıyoruz, yaratmaya da devam edeceğiz. 'Kapsayıcılık ve çeşitlilik' stratejimiz doğrultusunda, cinsiyet eşitliği ve kadınların iş gücüne katılımı bizim için önemli değerlerden birini oluşturuyor.”

Gururla söyleyebilirim ki Philips Türkiye’de yönetim ekibimizin yüzde 75’ini kadın yöneticilerimiz oluşturuyor. Küresel çapta kadınların iş yerlerinde yönetici pozisyonlarındaki oranı UN Women 2023’e göre yüzde 28,2. Yönetim ekiplerinde kadın sayısının artırılması, liderlik çeşitliliğinin sağlanması açısından büyük önem taşıyor. Bu sayede yönetim ekibi adayları için kadın yetenek havuzu genişliyor. Ayrıca çalışan kadınların, karar alma süreçlerinde söz sahibi olmaları için gerekli olan deneyim ve bilgi birikimine eğitimler aracılığıyla erişebilmelerini sağlamak kritik önem taşıyor. Bunun bir domino etkisi olduğunu düşünüyorum. Kadınlarımızı her alanda ne kadar desteklersek toplumsal cinsiyet eşitliğini de bir o kadar etkilemiş oluruz.

“KADIN DOSTU ŞİRKETİZ”

Philips olarak hem kadın çalışanlarımızın hem tüketicilerimizin hayatlarını kolaylaştıran projelerimizi hayata geçirerek “Kadın Dostu Şirket” olduğumuz için gurur duyuyoruz. Kadınların hayatına dokunduğumuz projelerimizle fark yaratıyoruz, yaratmaya da devam edeceğiz. 'Kapsayıcılık ve çeşitlilik' stratejimiz doğrultusunda, cinsiyet eşitliği ve kadınların iş gücüne katılımı bizim için önemli değerlerden birini oluşturuyor.

Tüm uygulamalarımızda ve projelerimizde önceliklendirdiğimiz kadınların iş gücüne katılımını, sosyal sorumluluk projelerimizle de destekliyoruz. Bu kapsamda Philips Avent Süt Saatim Projemizi 2015 yılındaki Emzirme Haftası’nda başlattık ve 8 yıldır da sürdürüyoruz. Süt Saatim Projesi’ne başvuruda bulunan şirketlere, kuracakları süt sağma odaları konusunda hijyen, mahremiyet ve konfor standartları çerçevesinde danışmanlık veriyoruz. Bu standartları sağlayabilen şirketlere; elektronik göğüs pompası, elektronik sterilizatör ve emzirme aksesuarlarını ücretsiz olarak gönderiyoruz. 2015 yılından itibaren projemize katılan şirket sayısını artırdık. Şimdiye kadar 500’den fazla şirket Süt Saatim’e başvurdu ve asgari şartları karşılayan 250’dan fazla iş yerinde 40 binin üzerinde kadına destek olduk.

“KADINLAR EMPATİK VE İŞ BİRLİKÇİ”

Kadın liderlerin iş birlikçi, çözüm odaklı, kapsayıcı olduklarını ve özellikle empatiye önem verdiklerini söyleyebilirim. Bu özelliklerse kendi işini sahiplenen ve üretken bir iş gücünün ortaya çıkmasını sağlıyor. Kadın liderlerin katılımcı bir liderlik tarzı benimseyerek, çalışanların motivasyonunu artırdığını ve şirket kültürünü güçlendirdiğini düşünüyorum. Bu nitelikler şirketlerin rekabet avantajını artırabilir ve daha sürdürülebilir başarılara ulaşmalarına katkıda bulunabilir. Kadınların topluma, ekonomiye, iş dünyasına yapabilecekleri katkıların önünü açmak ve eşitsizlikleri ortadan kaldırmak için tüm kurum ve bireylerin iş birliği içerisinde hareket edip bu konuyu hedefleri arasına dahil etmeleri büyük önem taşıyor.

“TEMELİ KAPSAYICILIK VE ÇEŞİTLİLİK OLUŞTURUYOR”

Philips’te insan kaynaklarımızın temelini “kapsayıcılık ve çeşitlilik” oluşturuyor. Cinsiyet eşitliğini; global çeşitlilik ve dâhiliyet politikamız çerçevesinde işe alımdan ücretlendirmeye kadar her alanda çeşitli KPI’lar ile takip ettiğimiz önemli bir yönetim anlayışına sahibiz. Bu doğrultuda, kadın çalışanlarımızı desteklediğimiz birçok proje ve uygulamayı hayata geçiriyoruz. Philips Orta Doğu ve Türkiye’de çok yönlü tasarlanarak gerçekleştirdiğimiz “Women Leadership” gelişim programı kapsamında, kadın çalışanların kariyer hayatlarında özgüvenli ve emin adımlarla ilerlemelerini destekliyoruz. Bununla beraber kadın liderlerimizi, Philips’teki deneyimlerini paylaşmaları amacıyla kurum dışında gerçekleşen etkinliklerde yer almaları için teşvik ediyoruz.

“TAAHHÜDÜMÜZ ADİL VE KAPSAYICI ORTAM”
KÜRESEL HEDEF Cinsiyet eşitliğini teşvik etmek ve kadın liderleri desteklemek için net bir taahhüdümüz bulunuyor; çalışanlarımıza adil ve kapsayıcı bir ortam sunmak. Bu sebeple küresel ölçekte, üst düzey liderlik pozisyonlarındaki kadın lider oranımızı 2025 yılı sonuna kadar yüzde 35'e çıkarmayı hedefliyoruz. Philips Türkiye’de bu oran 2024 yılı itibarıyla yüzde 75. Çeşitlilik açısından bakacak olursak Philips Türkiye'de yedi farklı ulustan çalışanımız bulunuyor.

DESTEĞE DEVAM “Kadın Dostu Şirket” olmak önemli bir motivasyon sağlarken belirli sorumlulukları da beraberinde getiriyor. Bu konuda son derece kararlıyız. Bu yaklaşımla şirket politikamız kapsamında çeşitliliği, kadınların aktif işgücüne katılmalarını sağlamayı, liderlik yönlerini desteklemeyi sürdüreceğiz.