SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK, ARTIK SADECE TOPLUMSAL SORUMLULUK DEĞİL AYNI ZAMANDA REKABET AVANTAJI OLARAK GÖRÜLÜYOR. CEO'LAR BU DÖNÜŞÜMÜ NASIL YÖNETİYOR? SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK YATIRIMLARI KISA VADEDE MALİYET GİBİ ALGILANSA DA UZUN VADEDE NASIL BİR KAZANÇ SAĞLIYOR? CEO'LAR BU DENGEYİ YÖNETİRKEN HANGİ STRATEJİLERİ BENİMSİYOR? GELECEK 5 YILDA SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK ODAKLI STRATEJİLERİ, REKABET KOŞULLARINI NASIL DEĞİŞTİRECEK? YENİ DÜNYADA BİLDİĞİMİZ DOĞRULAR DEĞİŞİYOR MU? CEO'LARIN YENİ DÖNEM AJANDALARINA NELER EKLENDİ? BEYMEN GROUP CEO’SU ELİF ÇAPÇI, LÜKSÜN KODLARINDA ETİĞE DİKKAT ÇEKİYOR. BORUSAN OTOMOTİV İCRA KURULU BAŞKANI HAKAN TİFTİK, DAHA DÜŞÜK KARBONLU GELECEĞE KATKI SAĞLADIKLARINI ANLATIYOR. ABDİ İBRAHİM CEO’SU DR. SÜHA TAŞPOLATOĞLU, “UZUN VADELİ DEĞER YARATIYORUZ” DİYOR. PEGASUS HAVA YOLLARI CEO’SU GÜLİZ ÖZTÜRK, “MALİYET DEĞİL REKABET AVANTAJI” DİYOR. BESLER CEO’SU MERT ALTINKILIÇ, SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİN STRATEJİLERİNİN TAM MERKEZİNDE OLDUĞUNU SÖYLÜYOR. DANONE TÜRKİYE ORTA ASYA VE KAFKASYA GENEL MÜDÜRÜ CEM KÜÇÜKCAN, “GERÇEK BAŞARI TOPLUMA VE GEZEGENE FAYDAYLA ÖLÇÜLÜYOR” DİYOR. IPEKYOL GROUP CEO’SU UĞUR AYAYDIN, ETİK VE SORUMLU BÜYÜDÜKLERİNİ BELİRTİYOR. ARÇELİK CEO’SU HAKAN BULGURLU, “BAĞLILIĞIMIZI SÖYLEMLE DEĞİL EYLEMLE ORTAYA KOYDUK” DİYOR. »
SELEN KOCABAŞ I s.kocabas@businesslife.com.tr
CEO’NUN VAZGEÇİLMEZ STRATEJİSİ
CEO’lar için sürdürülebilirlik odağı aslında “geleceği şekillendiren stratejik ana başlıklar” olmalı! Günümüz iş dünyasında sürdürülebilirlik yalnızca çevresel bir sorumluluk değil aynı zamanda rekabet avantajı, yatırımcı güveni ve uzun vadeli büyüme için vazgeçilmez bir strateji haline geldi. CEO’ların ajandasında yer alması gereken bu başlıklar, artık şirketin geleceğini doğrudan etkileyen kavramlar arasında. Şirketler, karbon ayak izini azaltmak ve iklim değişikliğiyle mücadele etmek için somut adımlar atmalı. Sürdürülebilirlik sadece çevreyle değil, esasen insanla da ilgili. Çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılık politikaları; çalışanların sürdürülebilirlik projelerine aktif katılımı kurumsal kültürün temel taşları olmalı. Artık tüketiciler ve yatırımcılar, şirketlerden sürdürülebilirlik konusunda somut adımlar bekliyor. CEO’ların sürdürülebilir ürün ve hizmet geliştirmesi, şeffaf raporlama yapması ve paydaş iletişimini stratejik bir öncelik haline getirmesi gerekiyor. Doğayla uyumlu ürün geliştiren, toplumsal kalkınmayı destekleyen ve çevresine değer veren markalar daha çok tercih ediliyor. Bir diğer kritik unsur teknoloji. Yapay zeka ve dijital teknolojiler, sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmada güçlü araçlar sunuyor. Sürdürülebilirlik alanındaki yasal düzenlemeler hızla değişiyor. Özetle sürdürülebilirlik, artık finansal performansla iç içe geçmiş durumda. Yatırım ve büyüme stratejileri, maliyet optimizasyonu ve uzun vadeli değer yaratma modelleri, CEO’ların en öncelikli radar alanları arasında.
Gelin, bu ajandayı CEO’larımızla birlikte yeniden değerlendirelim.
ELİF ÇAPÇI I BEYMEN GROUP CEO’SU
"LÜKSÜN KODLARI “ETİKLE TANIMLANIYOR”
“Günümüzde lüksün tanımı dönüşüyor. Lüksün kodları artık kalite ve estetik kadar etik, şeffaflık ve sorumlulukla da tanımlanıyor. Bu noktada sürdürülebilirlik, yalnızca bir çevre hassasiyeti olmaktan çıkarak müşteri beklentilerini şekillendiren bir unsur haline geliyor.”
Beymen, Türkiye'nin lüks moda ve yaşam stili destinasyonu. Bünyemizdeki 1.500’ü aşkın marka, 4 bini aşkın çalışanımız ve 250’nin üzerinde mağazamızla Türkiye ile lüks moda dünyası arasında güçlü bir köprü görevi görüyoruz. Bunun doğal bir yansıması olarak Beymen’in lüks çıtasını en yukarı taşımak ve dünyanın en önde gelen lüks moda perakendecilerinin başında yer almak bizim için çok net bir hedef. Buradaki yaklaşımımız her zaman değişen dünya dinamiklerini doğru okumak ve Beymen’in köklü değerlerini koruyarak Türkiye’de lüks moda sektörünün geleceğine yön vermek üzerine kurulu. Ancak günümüzde lüksün tanımı dönüşüyor.
YENİ KODLAR
Lüksün kodları artık kalite ve estetik kadar etik, şeffaflık ve sorumlulukla da tanımlanıyor. Bu noktada sürdürülebilirlik yalnızca bir çevre hassasiyeti olmaktan çıkarak müşteri beklentilerini şekillendiren bir unsur haline geliyor. Beymen Group’ta sürdürülebilirlik, yalnızca bir başlık ya da dönemsel bir trend değil iş yapış biçimimizin ayrılmaz bir parçası. Dolayısıyla sürdürülebilirliği doğrudan işimizin merkezinde konumlandırıyoruz. Üretimden tasarıma kadar tüm süreçlerimizi kapsayan bütünsel bir sürdürülebilirlik ekosistemine sahibiz. Bu yaklaşım hem bugünü sorumlu bir şekilde yönetmemizi hem geleceğe değer katmamızı sağlıyor.
“SORUMLU BÜYÜMEYİ DAHA İLERİ TAŞIYACAĞIZ”
EK MALİYET Mİ? Sürdürülebilirlik yatırımları kısa vadede ek maliyet yaratabiliyor. Ancak biz Beymen Group’ta bu adımları yalnızca finansal açıdan değil uzun vadeli değer yaratma perspektifiyle ele alıyoruz. Dolayısıyla hem insan kaynağı hem bütçe anlamında bu alana yaptığımız yatırımları her geçen yıl artırıyoruz.
YENİ ROL Gelecek dönemde sorumlu tedarik zincirleri, döngüsel moda uygulamaları ve toplumsal fayda yaratan projeler markaların rekabet üstünlüğünü belirleyecek. Ajandamızda da sorumlu tedarik zinciri yaratmak, Reborn, Repair ve Recycle gibi döngüsel moda projelerini büyütmek, sıfır atık ve net sıfır emisyon hedeflerine ulaşmak ve paydaşlarımızla birlikte sorumlu büyümeyi daha ileri taşımak yer alıyor.
HAKAN TİFTİK I BORUSAN OTOMOTİV İCRA KURULU BAŞKANI
“DAHA DÜŞÜK KARBONLU GELECEĞE KATKI SAĞLIYORUZ”
“Yalnızca elektrikli otomobil tedarik etmenin ötesinde; tüketicilerin bilinçlendirilmesi, sürdürülebilirlik kültür dönüşümü, sürdürülebilir satın alma, yeşil finansman, yenilenebilir enerji üretimi ve kullanımı, döngüsel ekonomi alanındaki çalışmalarımız ve inovasyon projelerimiz ile daha düşük karbonlu bir geleceğe katkı sağlamaya devam ediyoruz.”
Borusan Otomotiv Grubu olarak önceliğimiz kurumumuzu yalnızca bugünün ihtiyaçlarına değil geleceğin beklentilerine de hazırlamak oldu. Bu süreçte özellikle dijital dönüşüm, sürdürülebilirlik ve müşteri deneyimi alanlarında önemli adımlar attık.
KÜLTÜR DÖNÜŞÜMÜ
Çalışan ve müşteri mutluluğunu sürdürülebilirlik çalışmalarımızın ana odağına alıyor ve faaliyetlerimizi bu yaklaşımla sürdürüyoruz. Bu kapsamda 2020 yılında İcra Kurulu Başkanlığı liderliğinde, şirketimizin tüm marka ve kritik fonksiyonlarında yer alan yöneticilerimizden oluşan Borusan Otomotiv Grubu Sürdürülebilirlik Komitesi’ni kurduk.
Borusan Otomotiv Grubu olarak sürdürülebilirlik stratejimizin merkezinde “Türkiye Otomotiv Sektörünün Elektrifikasyon Dönüşümünde Öncü Olmak” vizyonu ile hareket ederken, i3 yaklaşımı ile de İklim, İnsan ve İnovasyon odağımızdaki hedeflerimizle aksiyon planlarımızı belirledik. Yalnızca elektrikli otomobil tedarik etmenin ötesinde tüketicilerin bilinçlendirilmesi, sürdürülebilirlik kültür dönüşümü, sürdürülebilir satın alma, yeşil finansman, yenilenebilir enerji üretimi ve kullanımı, döngüsel ekonomi alanındaki çalışmalarımız ve inovasyon projelerimizle daha düşük karbonlu bir geleceğe katkı sağlamaya devam ediyoruz.
Bunun en önemli örneklerinden biri olarak sektörümüze öncülük ederek 2021 yılında 45 milyon Euro tutarında otomotiv distribütörlüğü alanında ilk yeşil finansman kredisine imza atmıştık ve böylece bugüne kadar toplamda 158 milyon Euro’luk yeşil finansmana ulaştık.
“DÖRT ODAK ALANIMIZ VAR”
ELEKTRİFİKASYON DÖNÜŞÜMÜ Dört odak alanımızdan ilki olan ‘Elektrifikasyon Dönüşümünde Öncü Olmak’ altında takip ettiğimiz inisiyatiflerimizden, elektrikli otomobil kullanıcılarının en önemli ihtiyaçlarından biri olan şarj hizmetini tek bir noktada birleştirmek amacıyla geliştirdiğimiz ChargeIQ uygulamasını bu bakış açısıyla devreye almıştık. ChargeIQ sayesinde ülkemizin 81 ilindeki tüm hizmet noktalarının konumlarını ve önde gelen operatörlerinin şarj noktalarının anlık uygunluk durumunu filtrelemek, harita üzerinden görmek, seçilen istasyona rota oluşturmak ve tarife karşılaştırması yapmak mümkün.
MÜŞTERİ DENEYİMİ ‘Lüks Perspektif ile Müşteri Deneyimini Güçlendirmek’ altında Retail Next inisiyatifimiz öne çıkıyor. BMW Group tarafından geliştirilen, perakendenin geleceğine ışık tutan ve otomobilin showroom’da tek başına yıldız olduğu bir anlayış yerine, müşteriyle otomobilin sahneyi birlikte paylaştığı Retail Next konseptiyle yenilenen Borusan Oto İstinye’nin açılışını 2024 yılında gerçekleştirdik.
DR. SÜHA TAŞPOLATOĞLU I ABDİ İBRAHİM CEO’SU
“UZUN VADELİ DEĞER YARATIYORUZ”
“Sürdürülebilirlik yatırımlarını uzun vadeli değer yaratmak hedefi çerçevesinde ele alıyoruz. Bugün enerji ve su verimliliğine ya da düşük karbon ayak izine sahip ambalajlara yaptığımız yatırımlar, ilk anda ek maliyet gibi görünse de orta ve uzun vadede operasyonel tasarruf sağlıyor, marka değerimizi yükseltiyor, şirketimizi sürdürülebilir başarıya konumlandırıyor ve uluslararası pazarlarda bizi daha güvenilir ve tercih edilir bir oyuncu haline getiriyor.”
Türkiye’de 23 yıllık kesintisiz pazar liderliğimizi korurken bugün 19 ülkedeki organizasyonel yapılanmamız ve 70’ten fazla ülkeye ihracatımızla uluslararası pazarlarda etki alanımızı genişlettik. Biyoteknoloji yatırımlarımızla ülkemize ilkleri kazandırdık ve tüm iş süreçlerimizi sürdürülebilirlik ekseninde yeniden tanımladık.
“KONUMUMUZU PEKİŞTİRDİK”
Sürekli yaptığımız yatırımlarla üretim altyapımızı kuvvetlendirdik. Böylelikle dünya devi şirketlerin Türkiye’deki üretim merkezi konumumuzu pekiştirdik. Ayrıca İsviçreli OM Pharma ortaklığımızla Avrupalı bir ilaç şirketine hisse satın alarak ortak olan ilk ve tek Türk ilaç şirketi olduk. Bunların yanı sıra Orta Doğu ve Körfez bölgesine uzanan güçlü bir ortaklığa imza attık. OTC alanında portföyümüzü genişletirken Abdi İbrahim Otsuka ile de bilinirliğimizi ve pazar payımızı artırdık. Bizi en çok gururlandıran ise sektörümüzdeki açık ara istihdam şampiyonluğunu korumamız oldu.
SEKTÖRÜN LİDER OYUNCUSU
Sürdürülebilirlik, günümüz dünyasında şirketler için uzun vadeli var olmanın ön koşulu. Biz de geleceği iyileştirme misyonumuz doğrultusunda sürdürülebilirliği bir tercih değil, işimizin ayrılmaz bir parçası olarak görüyoruz. Hatta ülkemizde bu konuya ilk yatırım yapan şirketlerden biriyiz. 2010 yılında Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi’ni imzalayarak insan hakları, çevre ve sosyal sorumluluk alanlarında ulaştığımız standartları uluslararası kamuoyuyla paylaşma fırsatı yakaladık. 2011’den bu yana da Küresel Raporlama Girişimi (GRI) ile uyumlu sürdürülebilirlik raporlarımızı şeffaf bir biçimde kamuoyu ile paylaşıyoruz.
“TİCARET YENİDEN TASARLANIYOR”
YENİ NORMAL Sadece ilaç değil, tüm sektörlerde rekabetin yönünü belirleyen en önemli unsurların başında sürdürülebilirlik geliyor ve giderek de etkisi artacak. AB başta olmak üzere uluslararası inisiyatifler ve kurumlar ticareti sürdürülebilirlik eksenli yeniden tasarlıyor; daha sürdürülebilir bir dünya hedefine katkı sunacak kurallar yeni normal haline geliyor.
YENİ HEDEF 2030’da karbon nötr olma hedefimizle çevresel sorumluluklarımızı yerine getirirken yüksek teknoloji gerektiren ilaçların yerli üretimini artırmayı ve bu alandaki dışa bağımlılığı azaltmayı amaçlıyoruz. Ar-Ge yatırımlarımızı daha da büyüterek, özellikle biyobenzer ilaçlar ve katma değeri yüksek kimyasal ürünler üzerine yoğunlaşıyoruz.
GÜLİZ ÖZTÜRK I PEGASUS HAVA YOLLARI CEO’SU
“MALİYET DEĞİL REKABET AVANTAJI”
“Karbon azaltımına, enerji verimliliğine ve kapsayıcı iş modellerine yatırım yapan şirketler yalnızca çevresel etkilerini azaltmakla kalmıyor, aynı zamanda yatırımcılar, çalışanlar ve tüketiciler nezdinde tercih edilen marka haline geliyor. Biz de bu perspektifle hareket ederek sürdürülebilirliği maliyet değil uzun vadeli rekabet avantajı olarak değerlendiriyoruz.”
Son beş yılda Pegasus’a en büyük katkım, şirketin sadece finansal anlamda değil dijitalleşme, sürdürülebilirlik ve kültürel dönüşümde de güçlü bir yol almasını sağlamak oldu. Pandeminin yarattığı zorlukları fırsata çevirerek esnek iş modeli ve mali disiplinle sektördeki dayanıklılığımızı artırdık. Teknoloji yatırımlarıyla misafir deneyimimizi bambaşka bir seviyeye taşıdık. En önemlisi çeşitliliği ve kapsayıcılığı Pegasus’un kültürünün merkezine koyarak geleceğin global oyuncusu olma yolunda kalıcı bir zemin hazırladık.
DEĞER YARATMA VİZYONU
Sürdürülebilirliği, uzun vadeli değer yaratma anlayışımızın temel taşı olarak ele alıyoruz. Bu yönüyle şirket stratejimizin tam kalbinde yer alıyor. Çevresel etkilerimizi azaltmanın yanı sıra topluma, çalışanlarımıza ve paydaşlarımıza değer katmayı da içeriyor. 2050 net sıfır hedefimiz, 2030 emisyon yoğunluğu planlarımız, yeni nesil filo yatırımlarımız ve enerji verimliliği projelerimiz konunun çevresel boyutunu oluştururken gençlere yönelik eğitim ve burs programlarımız, kadınların iş hayatına katılımını destekleyen uygulamalarımız, fırsat eşitliği sağlamaya yönelik çalışmalarımız da toplumsal boyutunu güçlendiriyor. Bu yaklaşım, çevresel sorumluluklarımızı yerine getirmenin ötesinde finansal dayanıklılığımızı artırmamıza, operasyonel verimliliğimizi geliştirmemize, misafirlerimize ve çalışanlarımıza daha iyi bir deneyim sunmamıza ve topluma kalıcı fayda sağlamamıza hizmet ediyor. Böylece bugünkü ve gelecek nesiller için daha yaşanabilir bir dünya, daha dirençli bir iş modeli ve daha kapsayıcı bir toplum inşa etmeyi hedefliyoruz.
“REKABETİN EN GÖRÜNÜR UNSURU OLACAK”
FIRSAT PENCERESİ Önümüzdeki 5 yılda ve devamında sürdürülebilirlik, havacılık sektöründe rekabetin görünür unsurlarından biri olacak. Sürdürülebilir Havacılık Yakıtı (SAF) kullanımı ve enerji verimli filolar, teknoloji destekli operasyonel iyileştirmeler hem çevresel bir zorunluluk hem operasyonel verimlilik ve misafir memnuniyeti anlamında fırsat olacak.
YATIRIMLAR Bizim ajandamızda ise 2050 net sıfır emisyon hedefimize geçişi hızlandırmak, yeni uçak siparişlerimizle yeni nesil ve yakıt verimliliğini en üst seviyede sağlayan genç filomuza yatırımlarımızı sürdürmek, yapay zeka ile süreçlerimizden daha fazla verimlilik elde etmek, atık oluşumunu azaltmak ve SAF kullanımını artırmak öncelikli konular.
MERT ALTINKILIÇ I BESLER CEO’SU
“STRATEJİMİZİN TAM MERKEZİNDE”
“Tarladan sofraya değer zincirimizin her aşamasında gıda sistemlerinin dayanıklılığını artırmak için tüm paydaşlarımızla çalışıyoruz. Çevresel sürdürülebilirliği ve doğal kaynakların korunmasını yalnızca bir öncelik olarak görmüyor, stratejimizin merkezinde konumlandırıyoruz.”
Dondurulmuş gıda ve yağ kategorilerinde lider markalarımızla faaliyet gösteriyoruz. 8. Sürdürülebilirlik Raporumuzu yayınladık. “İsrafsız Şirket” iş modelimiz çerçevesinde 2024 yılında sürdürülebilirlik alanında attığımız somut adımlar ve sürdürülebilirlik performansımızı böylece kamuoyu ile paylaştık. 57 marka ve 1.500’ü aşkın ürünle dondurulmuş gıda ve konserve kategorisinde SuperFresh, donuk fırıncılıkta DFU, yağ kategorisinde ise Bizim Yağ, Teremyağ, Luna, Yayla, Sabah, Halk markalarımızı tüketicilerle buluşturuyoruz. Sürdürülebilirlik alanındaki stratejik çalışmalarımızın bir parçası olarak bu yıl Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları (TSRS) uyumlu ilk sürdürülebilirlik raporumuzu da yayınladık. Raporda öncelikli iklim riskleri, bu risklerin finansal etkileri ve bu etkileri optimize etmek adına hedef ve performans göstergelerine yer verdik, finansal bakış açımızı sürdürülebilirlik odağında optimize ettik.
“PAYDAŞ VE ETKİ ODAKLIYIZ”
2024’te sürdürülebilirlik vizyonumuzun temellerini sağlamlaştırmak ve paydaşlarımızın fikirlerini çevresel, sosyal ve finansal etki bakış açısıyla süreçlere entegre etmek amacıyla “çifte önemlilik analizi” gerçekleştirdik. Bu analiz sonucunda ortaya çıkan yüksek öncelikli konular etrafında sürdürülebilirlikle ilgili stratejik hedefler oluşturduk. Bu analiz sürecinde sürdürülebilirlik ve iklim odaklı risk ve fırsatları da ele alarak değer zinciri boyunca dayanıklılığımızı artırdık.
“TARIMIN DÖNÜŞÜMÜNE DEĞER KATIYORUZ”
VİZYONER PROJE Avrupa Birliği ve TÜBİTAK’la yürüttüğümüz verimlilik ve sürdürülebilirlik odaklı vizyoner proje SAFER’le en çok tüketilen tarım ürünlerinden patatesin üretim süreçlerinde iyileştirme gerçekleştirdik. Nesnelerin interneti ve yapay zeka destekli erken uyarı sistemine sahip projeyle, deneme alanlarındaki patates tarlaları dron ve sensörlerle anlık takip edilerek su ve besin ihtiyaçları tespit ediliyor; erken uyarı sistemleri ile olası hastalık ve kayıpların önüne geçiliyor. Sistemin başarılı bir şekilde entegrasyonuyla hedeflerin de üzerinde sonuçlar elde edildi. Ürün kalitesinde yüzde 25, ürün verimliliğinde yüzde 17 artış, kaynak kullanımında yüzde 40 oranında azalma sağlandı.
TARLADAN SOFRAYA Sorumlu üretim anlayışıyla gıdanın geleceği için çalışmalarımızı kararlılıkla sürdürüyoruz. Tarladan sofraya değer zincirimizin her aşamasında gıda sistemlerinin dayanıklılığını artırmak için paydaşlarımızla çalışıyoruz. Çevresel sürdürülebilirliği ve doğal kaynakların korunmasını yalnızca bir öncelik olarak görmüyor, stratejimizin merkezinde konumlandırıyoruz.
CEM KÜÇÜKCAN I DANONE TÜRKİYE ORTA ASYA VE KAFKASYA GENEL MÜDÜRÜ
“GERÇEK BAŞARI TOPLUMA VE GEZEGENE FAYDAYLA ÖLÇÜLÜYOR”
“Danone olarak sorumluluğumuzun fabrika kapılarıyla sınırlı olmadığının bilincindeyiz. Gerçek başarı finansal sonuçların ötesinde topluma, çalışanlara ve gezegenimize sağladığımız faydayla ölçülüyor. Daha adil, kapsayıcı ve sürdürülebilir bir gelecek inşa etme hedefimizi sürdüreceğiz.”
Danone Türkiye olarak, her yediğimiz ve içtiğimizle hayal ettiğimiz dünyadan yana seçim yaptığımıza inanıyoruz. Şimdi ise, B Corp sertifikalı bir şirket olarak, faaliyetlerimizi yürütürken attığımız her adımda hayal ettiğimiz gelecekten yana da tercih yapıyoruz.
YENİ SÜREÇ
Sürdürülebilir ve fayda odaklı çalışmalarımızla uluslararası düzeyde yüksek standartları karşıladığımızı belgeleyerek B Corp sertifikası almaya hak kazandık.
Dünyada 100 yılı, Türkiye’de ise 40 yılı aşkın süredir mümkün olan en fazla sayıda insana gıda yoluyla sağlık ulaştırma misyonuyla faaliyetlerimizi yürütüyoruz. Sosyal fayda ve çevresel sürdürülebilirliği merkeze alan çalışmalarımızın bir sonucu olarak Benefit Corporation-Faydalı Şirket (B Corp) sertifikasının sahibi olduk. Şirketlerin sosyal ve çevresel performans, şeffaflık ve hesap verebilirlik gibi yüksek standartları karşıladığını belgeleyen B Corp sertifikası; yönetişim, çalışanlar, çevre, toplum ve müşteriler olmak üzere 5 ana başlık altında ve 20’den fazla kriteri baz alarak şirketlerin performanslarını değerlendiriyor. B Corp sertifikalı şirketler şeffaf, etik, sorumlu, sürdürülebilir ve kapsayıcı bir iş modelini benimseyerek yürüttüğü faaliyetleriyle öne çıkıyor. Danone Türkiye, ekonomik performansa dayalı geleneksel iş yapış şekillerinin bir adım ötesine geçerek; toplum refahından, ekonomik etkiye, iklim yönetiminden çeşitlilik ve kapsayıcılığa kadar pek çok alanda sürdürülebilir fayda yaratmak üzere çalıştığını B Corp sertifikasını alarak belgeledi. 6 üretim tesisi, 2 Ar-Ge merkezi ve 2.000’e yakın çalışanıyla yaklaşık 50.000 kişilik bir ekosistemde faaliyet gösteren Danone Türkiye, bu sertifikayla iş dünyasını iyilik için bir güç olarak dönüştürmeye öncülük ediyor.
“TEDARİK ZİNCİRİNDE YERELLEŞTİK”
ÜRETİMDEN YÖNETİME 2050 yılına kadar net sıfır olmayı, 2030’a kadar sera gazı emisyonlarımızı yüzde 35, taze süt kaynaklı metan emisyonlarını ise yüzde 30 azaltmayı hedefliyoruz. Sıfır atık belgesine sahip 6 üretim tesisimizin tamamında yüzde 100 yenilenebilir elektrik enerjisi kullanmanın yanı sıra tesislerimize yaptığımız güneş paneli yatırımıyla elektrik ihtiyacının bir kısmını kendimiz üretiyoruz.
YÜZDE 80 YERLİ GİRDİ Hem bölgesel ekosisteme katkı sağlamak hem çevresel etkiyi azaltmak üzere tedarik zincirinde yerelleşmeye odaklandık. Üretim girdilerimizin yüzde 80’ini yerel üreticilerden temin ediyoruz. Türkiye’de ürettiğimiz tüketici ürünlerinin yüzde 95’i 5 üzerinden 3,5 Health Star Rating’e sahip.
UĞUR AYAYDIN I IPEKYOL GROUP CEO’SU
“ETİK VE SORUMLU BÜYÜME İNŞA EDİYORUZ”
“Tüm markalarımız için uzun vadeli yol haritalarını yeniden tanımlayarak sadece bugünün değil geleceğin moda dünyasında da fark yaratacak, etik ve sorumlu bir büyüme modeli inşa ettik. Bu yaklaşım hem rekabet avantajımızı pekiştirdi hem kurum kültürümüzü kalıcı şekilde dönüştürdü.”
Son beş yılda en büyük katkım Ipekyol Group’un sürdürülebilirlik vizyonunu kurumsal stratejimizin merkezine yerleştirmek ve geleceğe daha güçlü hazırlanmasını sağlamak oldu. Sürdürülebilirliği bir proje değil iş modelimizin temel direği olarak konumlandırdık. Bu vizyon sayesinde karar alma süreçlerimizde çevresel, toplumsal ve yönetişim kriterlerini stratejik önceliklerimizle entegre ettik. Tüm markalarımız için uzun vadeli yol haritalarını yeniden tanımlayarak sadece bugünün değil geleceğin moda dünyasında da fark yaratacak, etik ve sorumlu bir büyüme modeli inşa ettik. Bu yaklaşım hem rekabet avantajımızı pekiştirdi hem kurum kültürümüzü kalıcı şekilde dönüştürdü.
ÜÇ BOYUTLU YÖNETİM
Sürdürülebilirliği geçici bir proje değil iş modelimizin temel omurgası olarak konumlandırıyoruz. Bu dönüşümü üç boyutta yönetiyoruz: Çevresel etkileri azaltmak, toplumsal faydayı artırmak ve müşteri deneyimini yeniden tanımlamak. Edirne fabrikamızda kurduğumuz güneş enerji panelleri, sürdürülebilir üretim sertifikasyonlarımız, mağaza ve ofislerimizde yenilenebilir enerjiye geçiş hedefimiz, Life Friendly koleksiyonlarımız ve ambalajlarımızda yakaladığımız yüzde 60’lık sürdürülebilirlik oranı bu vizyonun somut göstergeleri. Kadınların iş gücüne katılımını destekleyen projelerimiz, üniversitelerle kurduğumuz iş birlikleri ve gençlerin gelişimine yönelik yatırımlarımız ise bize hem toplumsal değer kazandırıyor hem markamızın itibarını ve rekabet gücünü ileriye taşıyor.
“MODADA REKABETİ SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK BELİRLEYECEK”
“DÖNÜŞÜME HAZIRIZ” Önümüzdeki beş yıl içinde sürdürülebilirlik, moda sektöründe rekabetin en belirleyici unsuru olacak. Tüketiciler artık yalnızca şıklık değil etik değerler ve çevresel duyarlılık da talep ediyor. Biz bu dönüşüme hazırız. Ajandamızda ambalajlarımızı 2030’a kadar yüzde 100 sürdürülebilir hale getirmek, tüm operasyonlarımızda yenilenebilir enerjiye geçişi tamamlamak ve Life Friendly koleksiyonlarımızı daha da büyütmek yer alıyor.
“İMKAN SUNUYORUZ” “Çık Kozan’dan Aç Kanatlarını” gelişim ve eğitim programımız kapsamında Anadolu’nun farklı şehirlerindeki meslek liselerine atölyeler açmaya, gençlere burs imkanları sunmaya ve kadınların mesleki gelişimine katkıda bulunmaya devam edeceğiz.
HAKAN BULGURLU I ARÇELİK CEO’SU
“BAĞLILIĞIMIZI SÖYLEMLE DEĞİL EYLEMLE ORTAYA KOYDUK”
“Arçelik olarak sürdürülebilirliğe bağlılığımızı yalnızca söylemlerle değil somut adımlarla ortaya koyuyoruz. Hayata geçirdiğimiz 332 enerji verimliliği projesiyle yaklaşık 60 bin GJ enerji tasarrufu sağladık. Üretim tesislerimizin tümünde yeşil elektrik kullanım oranı yüzde 60,5 olarak gerçekleşti. Kurulu yenilenebilir enerji kapasitemizi ise 90,2 MWp’ye çıkararak hem emisyonlarımızı hemde operasyonel maliyetlerimizi azaltmaya devam ediyoruz.”
Sürdürülebilirliği “Dünyaya Saygılı, Dünyada Saygın” vizyonuyla iş stratejimizin merkezine konumlandırdık. 2024 yılına ilişkin 2024 Entegre Raporu’muzu yayımladık. Carl Sagan’ın “Soluk Mavi Nokta” metaforundan ilham aldığımız raporda, gezegenin karşı karşıya olduğu geri dönülemez risklere dikkat çekerken Arçelik’in bu kırılganlık karşısında üstlendiği liderlik rolünü de gözler önüne seriyoruz.
NET SIFIR YOLCULUĞU
2024 yılında Ankara fabrikamızın da World Economic Forum’un (WEF) Global Lighthouse Network’üne dahil edilmesiyle toplamda üç üretim tesisimiz bu ağın bir parçası haline geldi. Kurulu yenilenebilir enerji kapasitemizi ise 90,2 MWp’ye çıkararak hem emisyonlarımızı hem operasyonel maliyetlerimizi azaltmaya devam ediyoruz. Sürdürülebilirlik, emisyonları sıfırlamanın ötesinde, aynı zamanda daha dayanıklı, kapsayıcı ve döngüsel bir ekonomik model kurmayı gerektiriyor. 2024’te bu anlayışla yalnızca fabrikalarımızı dönüştürmekle kalmadık, aynı zamanda düşük karbonlu ürünlerimizin toplam ciro içindeki payını yüzde 71,5’e çıkardık. Üretimde su verimliliği projelerimizle 223,650 m³ su tasarrufu sağladık. Afrika’dan Asya’ya uzanan sosyal etki projelerimizle sürdürülebilirliği sınırlarımızın ötesine taşıyoruz.
TAM UYUM
Bilim Temelli Hedefler Girişimi (SBTi) tarafından onaylanan Arçelik’in sürdürülebilirlik hedefleri, 1,5 derecelik senaryosuyla tam uyumlu şekilde oluşturuldu. 2022 baz yılına göre 2030’a kadar mutlak Kapsam 1 ve 2 sera gazı emisyonları ile ürün kullanım fazından kaynaklanan mutlak Kapsam 3 emisyonlarımızı yüzde 42 oranında, 2050 yılına kadar ise mutlak Kapsam 1-2 ve mutlak Kapsam 3 sera gazı emisyonlarımızı da yüzde 90 oranında azaltmayı taahhüt ediyoruz.
ATIKLAR VE DÖNGÜSELLİK
İŞ MODELLERİ Döngüsel ekonomi yaklaşımını iş modellerimize entegre ettik. 2024 yılında dünya genelindeki yenileme ağımız aracılığıyla 114.468 ürünün ömrünü uzatarak elektronik atık oluşumunu önlemeye katkı sağladık. Ürün yenileme çalışmaları, şirketin sürdürülebilirlik stratejisinde temel bir dönüm noktası olarak konumlanıyor. Eskişehir, Ulmi ve Ankara’daki işletmelerimiz; yeşil elektrik kullanımı, gelişmiş su arıtma sistemleri ve kaynak verimliliği esasına dayalı üretim süreçleriyle sektörün dönüşümüne öncülük ediyor. Yeni pazarlarda da çevresel dayanıklılık odağımızı sürdürüyoruz. Mısır’daki üretim tesisimizi sıfır atık ve döngüsel tasarım yaklaşımıyla inşa ederken, Bangladeş’te 4 metre yüksekliğindeki su taşkını bariyerleriyle gelecekteki iklim risklerine karşı dayanıklı altyapılar oluşturduk.