CEO’nun Doğa ve Toplum Duyarlılığı

PEGASUS HAVA YOLLARI CEO’SU GÜLİZ ÖZTÜRK, “ENERJİ VE KAYNAK TÜKETİMİMİZİ AZALTIYORUZ” DİYOR. SUNAR YATIRIM YÖNETİM KURULU BAŞKANI MUSTAFA NURİ ÇOMU, “SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK KODLARIMIZA İŞLİ” DİYE KONUŞUYOR. KOZMOKLİNİK CEO’SU CENNET MELİS USLUKILINÇ, GÜZELLİĞİN GELECEĞİNİN SÜRDÜRÜLEBİLİR OLMAK ZORUNDA OLDUĞUNA DİKKAT ÇEKİYOR. MAPFRE SİGORTA GENEL MÜDÜRÜ ERDİNÇ YURTSEVEN, “KARBON NÖTR BİR GELECEĞİ BUGÜNDEN İNŞA EDİYORUZ” DİYOR. ENERJİSA ENERJİ CEO’SU MURAT PINAR İSE ENERJİ DÖNÜŞÜMÜNDE İTİCİ GÜÇ OLMAYI SÜRDÜRECEKLERİNİ SÖYLÜYOR.

SELEN KOCABAŞ I s.kocabas@businesslife.com.tr

Toplum ve doğaya duyarsız kalırsak artık müşterilerimiz ürünlerimizi ve şirketimizi tercih etmeyecek. Günümüzde çevremizde yaşanan her gelişme, hayatımızı ve işimizi doğrudan etkiliyor. Topluma duyarsız kalma lüksümüz yok. Yaz aylarında yaşanan orman yangınları, doğa ve topluma duyarlı sürdürülebilir bir yaşamın ne kadar hayati olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Bu bilinçle, sürdürülebilirliği sadece bireysel değil, kurumsal bir sorumluluk olarak da sahiplenmek gerekiyor. Sürdürülebilirlik; çevresel, ekonomik ve toplumsal dengeleri gözeten çok katmanlı bir yaklaşımı ifade ediyor. Bir CEO’nun bu alandaki duyarlılığı, yalnızca şirketin uzun vadeli başarısına katkı sağlamakla kalmaz, aynı zamanda topluma ilham verme açısından da kritik bir rol oynar. Çevresel ve ekonomik sürdürülebilirlik… Doğal kaynakların korunmasından atık yönetimine, karbon ayak izinin azaltılmasından inovasyon ve teknolojiye yatırıma, tedarik zincirinin etkin yönetiminden uzun vadeli değer odaklı büyüme stratejilerine kadar pek çok başlık bu kapsamda. Aynı şekilde kadın çerçevesinde kapsayıcılık ve çeşitlilik, şeffaflık ve topluma değer üreten projeler de toplumsal sürdürülebilirliğin ayrılmaz parçalarıdır. CEO’larımız, tüm bu unsurları şirket vizyonuna entegre etmek ve toplumun diğer paydaşlarıyla ortaklıklar geliştirerek ilerlemek açısından çok önemli bir görev üstleniyor.

Gelin bu sorumluluğu birlikte değerlendirelim.

 

GÜLİZ ÖZTÜRK I PEGASUS HAVA YOLLARI CEO’SU

“ENERJİ VE KAYNAK TÜKETİMİMİZİ AZALTIYORUZ”

“Filomuzda yakıt verimliliği yüksek yeni nesil uçaklara yatırım yapıyor, dijitalleşmeyle desteklenen operasyonel verimlilik çözümleri geliştiriyor, enerji ve kaynak tüketimimizi azaltan teknolojileri hayata geçiriyoruz. Aynı zamanda kapsayıcı iş gücü politikaları, etik tedarik zinciri yönetimi ve misafir deneyiminde belirlediğimiz sürdürülebilirlik ilkelerini esas alıyoruz.”

Özellikle son beş yılda yürüttüğümüz çalışmalar sonucunda Pegasus’ta sürdürülebilirlik, iş modelimizin ve büyüme stratejimizin merkezinde yer alıyor. Geleceğin havacılığına hazırlanırken, sürdürülebilirliği çevresel, sosyal ve yönetişim boyutlarıyla tüm karar alma süreçlerimize entegre ediyoruz. Çünkü biliyoruz ki, uzun vadeli değer yaratmanın yolu, yalnızca finansal başarıdan değil, aynı zamanda diğer etki alanlarını başarıyla yönetmekten geçiyor. Bu anlayışla filomuzda yakıt verimliliği yüksek yeni nesil uçaklara yatırım yapıyor, dijitalleşmeyle desteklenen operasyonel verimlilik çözümleri geliştiriyor, enerji ve kaynak tüketimimizi azaltan teknolojileri hayata geçiriyoruz. Aynı zamanda kapsayıcı iş gücü politikaları, etik tedarik zinciri yönetimi ve misafir deneyiminde belirlediğimiz sürdürülebilirlik ilkelerini esas alıyoruz.

“2050 HEDEFİMİZ NET SIFIR”

Sektörümüzün küresel çapta 2050 yılı için net sıfır hedefi var. Biz de bu hedefe doğru yolculuğumuzu başlattık. 25 yıl içerisinde operasyonlarımızın toplam karbon emisyon etkisini ortadan kaldırmak istiyoruz. Bu yolda 2030 için bir ara hedef belirledik. 2019 yılına göre emisyon yoğunluğumuzu yüzde 20 azaltmayı hedefliyoruz. 2024 yılında yolcu başına kilometre başına sadece 58,3 gram karbondioksitle tarihimizin en düşük karbon emisyon yoğunluğu seviyesine ulaştık. Bu, her biletli yolcu için kat edilen her kilometrede salınan karbon miktarının 58,3 gram olduğu anlamına geliyor. Bu başarı, 2030 hedefimizin yarısından fazlasını şimdiden geçmiş olduğumuzu gösteriyor.

“PAYDAŞLARIMIZLA ORTAK AMACIMIZ SÜRDÜRÜLEBİLİR OLMAK”

YÖNETİŞİM Sürdürülebilirliği şirketimizin tüm paydaşlarıyla ortak bir amaç haline getirmek için güçlü bir yönetişim altyapısı kurduk. Yönetim kurulunda sürdürülebilirlik konuları doğrudan gündeme alınıyor, yatırımcılarımızla düzenli ve şeffaf iletişim kanalları işletiyoruz. Çalışanlarımızı sürdürülebilirlik yolculuğunun aktif paydaşları olarak konumlandırıyor, kapsamlı eğitim programları ve iç iletişim kampanyalarıyla bilinç ve katılımı artırıyoruz. Liderlik yaklaşımımız; şeffaflık, katılımcılık ve hesap verebilirlik ilkeleri üzerine inşa edildi.

 

MURAT PINAR I ENERJİSA ENERJİ CEO’SU

“ENERJİ DÖNÜŞÜMÜNDE İTİCİ GÜÇ OLMAYI SÜRDÜRECEĞİZ”

“Sorumluluğumuzun farkındayız ve Türkiye’nin enerji dönüşümünde itici güç olmayı sürdüreceğiz. ‘Yenilenebilir enerji yatırımlarında da ayrışacak, herkes için daha iyi bir gelecek adına sürdürülebilir çevresel, ekonomik ve sosyal bir fayda yaratacağız.”

Türkiye’nin cari açık problemine çözüm olacak pozitif ayrışmanın ilk şartı yenilenebilir enerjide rekabet gücünü artırması gerekliliği. Türkiye, toplam enerji üretiminde yenilenebilir enerjinin payını, sadece iklim krizine çare olmak motivasyonuyla büyütmüyor. Son 23 yılda 950 milyar doları enerji ithalatına harcayan Türkiye’nin, dış ticaret açığına çözüm üretmesi, toplam cari açığın 1,5 katına ulaşmış bu problemin çözülmesi gerekiyor. Ne kıymetli ki çeşitli uluslararası zirvelerde de teyit edildiği üzere Türkiye’nin yenilenebilir enerji tarafında net taahhütleri ve hedefleri var.

2035 YOL HARİTASI

Yenilenebilir enerji 2035 Yol Haritası’nın bakanlığımız tarafından ilanından sonra, yatırımları daha net bir şekilde konuşur olduk. Bugünü dörde katlamak ve 120 bin megavatlık bir toplam kurulu güce sahip olabilmek için Türkiye’nin her yıl en az 7 bin 500-8 bin megavat kurulu gücü devreye alması gerekiyor. Rekabet gücümüzü en çok etkileyen negatif faktörü, içinde bulunduğumuz coğrafyanın güneş ve rüzgar enerjisinden yararlanma konusundaki avantajıyla tersine çevirebilirsek Türkiye net pozitif ayrışan bir ülke olabilecek.

YEŞİL BÜYÜME

Nitelikli istihdam ve yeşil büyüme üzerinden kaliteli ve sürdürülebilir bir büyüme fırsatını da yakalamış olacağız. Biz Enerjisa Enerji olarak sorumluluğumuzun farkındayız ve Türkiye’nin enerji dönüşümünde itici güç olmayı sürdüreceğiz. İşimin Enerjisi yatırımlarına hız kazandırarak şebeke altyapı yatırımlarında olduğu gibi yenilenebilir enerji yatırımlarında da ayrışacak, herkes için daha iyi bir gelecek adına sürdürülebilir çevresel, ekonomik ve sosyal bir fayda yaratacağız.

GÜCÜNÜ GÜNEŞTEN ALIYORLAR

LİDER ENERJİ ŞİRKETİ Enerjisa Enerji, tecrübesi ve finansman gücünün de katkısıyla müşteri çözümleri alanında Türkiye’de lider enerji şirketi olmayı sürdürüyor. Sözleşmesi imzalanan ve 2024 yılında tamamlanarak devreye alınan GES projeleriyle İşimin Enerjisi ilk gününden bu yana toplamda 102,4 MWp kurulu güce ulaşmış olacak. Yıllık yaklaşık 152 bin MWh elektrik üretimine denk gelen bu kurulu güç, 86 bin hanenin yıllık enerji tüketimine eşdeğer durumda. Yılda 95 bin ton karbon salımının havayı kirletmesine de engel oluyoruz.

TÜRKİYE’NİN GELECEĞİ Türkiye’nin ve Birleşmiş Milletler’in karbon sıfır yolculuğunda en büyük katkıyı yenilenebilir enerji yatırımları sunacak. G20 ülkeleri arasında yenilenebilir enerjide 7. sırayı alan Türkiye, potansiyelini daha verimli kullanabilmek için 2030’a kadar yatırımlarını hızlandırıyor.

 

CENNET MELİS  USLUKILINÇ I KOZMOKLİNİK CEO’SU

“GÜZELLİĞİN GELECEĞİ SÜRDÜRÜLEBİLİR OLMAK ZORUNDA”

“Bugün sürdürülebilirlik sadece ‘ne’ ürettiğimizle değil ‘nasıl’ ürettiğimiz, ‘kime’ hitap ettiğimiz ve ‘neyi’ dönüştürmek istediğimizle ilgili. Bu nedenle her markamızla hem gezegeni hem toplumu önceleyen bir değişim hedefliyoruz.”

Kozmoklinik olarak sürdürülebilirliği yalnızca çevresel bir sorumluluk olarak değil, markalarımızın DNA’sına işleyen bir dönüşüm alanı olarak görüyoruz. LUMENE ile doğaya saygılı üretim ve saf İskandinav içerikleri odağımıza alırken S.O.S ile gençlerin bedenleriyle barışık bir güzellik anlayışını savunuyoruz. Pumpoo gibi yenilikçi markalarımızda ise hem yaşam tarzı hem ürün formatında çevresel duyarlılığı merkezimize yerleştiriyoruz. Bugün sürdürülebilirlik, bizim için sadece “ne” ürettiğimizle değil, “nasıl” ürettiğimiz, “kime” hitap ettiğimiz ve “neyi” dönüştürmek istediğimizle ilgili. Stratejilerimizi artık bu üç sorunun

DÖNÜŞÜM ALANLARI

Her markamızla farklı bir dönüşüm alanını sahipleniyoruz. LUMENE, yüzde 100 vegan formülleri ve doğadan toplanan İskandinav içerikleriyle üretim süreçlerinde çevresel etkiyi minimize ediyor. Ambalajlarında geri dönüştürülmüş cam ve plastik kullanımıyla bu yaklaşımını somutlaştırıyor. S.O.S markamızda çevreye zarar vermeyen içerikler, su tasarrufunu önceleyen formüller ve sade, fonksiyonel ambalajlar kullanıyoruz. Gençlere sadece “kendini sev” demiyoruz; aynı zamanda “dünyayı da sev” diyoruz. Pumpoo ise saç bakımında aerosol içermeyen kuru şampuan formatıyla hem su tüketimini azaltıyor hem karbon ayak izini düşürüyor. 2026 yılı itibarıyla tüm markalarımızda yüzde 100 sürdürülebilir ambalaj hedefini hayata geçirmeyi planlıyoruz.

“HEPİMİZİN SORUMLULUĞU”

VİZYONUN PARÇASI Kozmoklinik’te sürdürülebilirlik bir departmanın değil, tüm organizasyonun sorumluluğudur. Yönetim kurulumuzdan başlayarak her marka yöneticisi, her ürün geliştirici bu vizyonun bir parçası.

ANLAM KAYNAĞI Yatırımcılarımızı sadece ticari değil, sosyal ve çevresel etki hedeflerimizle de düzenli olarak bilgilendiriyoruz. Çalışanlarımız için sürdürülebilirlik yalnızca süreç değil, aynı zamanda anlam kaynağı.

LİDERLİK Her markamızın dönüşüm lideri, o markanın tüketicisinin iç dünyasını anlayan, onların ihtiyaçlarına çözüm üretirken dünyayı da düşünen kişilerden oluşuyor. Sürdürülebilirlik liderliği bizde yukarıdan aşağıya değil, içeriden dışarıya inşa ediliyor.

 

MUSTAFA NURİ ÇOMU I SUNAR YATIRIM YÖNETİM KURULU BAŞKANI

“SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK KODLARIMIZA İŞLİ”

“Her bir şirketimiz belli bir toplumsal ya da ekonomik ihtiyaca çözüm üretmek amacıyla kuruldu. Bu da sürdürülebilirliği bizim için sonradan benimsenmiş bir strateji değil, kuruluş kodlarımıza işlemiş bir değer haline getiriyor.”

Sunar Yatırım’ın sürdürülebilirlik yaklaşımını anlamak için aslında grup şirketlerimizin kuruluş hikayelerine bakmak yeterli. Her bir şirketimiz belli bir toplumsal ya da ekonomik ihtiyaca çözüm üretmek amacıyla kuruldu. Bu da sürdürülebilirliği bizim için sonradan benimsenmiş bir strateji değil, kuruluş kodlarımıza işlenmiş bir değer haline getiriyor.

Örneğin Sunar Un ve Yem, Osmaniye’de sanayinin kesintisiz devam edebilmesi için bölgedeki üretimin sürekliliğini sağlayacak şekilde kuruldu. Sunar Mısır ve Elita Gıda ise Çukurova’da yetişen tarım ürünlerinin bölgeden dışarı çıkmadan, yerinde katma değere dönüştürülmesi vizyonuyla hayata geçirildi. Bu yaklaşım tarımsal üretime yakın, çevresel ayak izi düşük, yerel kalkınmaya hizmet eden bir iş modeli oluşturdu. Bu nedenle Sunar için sürdürülebilirlik çevresel ya da sosyal alanla sınırlı bir başlık değil, şirketlerimizin varoluş gerekçelerinden biri.

KAPSAYICI YAKLAŞIM

1970’li yıllarda, henüz “yeşil ekonomi” kavramı bile literatürde yer almıyorken kurucumuz merhum Hacı Nuri Çomu’nun “Toprağı, suyu, havayı kirletme; çiftçiyi ve üreteni sev” anlayışıyla ortaya koyduğu vizyon, bugün Birleşmiş Milletler’in sürdürülebilirlik tanımıyla birebir örtüşüyor. Geldiğimiz noktada sürdürülebilirlik yalnızca üretim süreçlerimizi değil, ürün çeşitliliğimizi, tedarik zincirimizi, yatırım önceliklerimizi ve iletişim stratejimizi de şekillendiren kapsayıcı bir yaklaşımı temsil ediyor. GES yatırımlarından sürdürülebilir hammadde teminine, mısır bazlı biyopolimer çözümlerden afet sonrası kullanılmak üzere geliştirilen özel ürünlere kadar birçok alanda bu vizyonu iş süreçlerimize entegre etmiş durumdayız.

“STRATEJİDEN KÜLTÜRE DÖNÜŞMELİ”

DÖNÜŞÜM Sürdürülebilirlik dönüşümünü yönetmek yalnızca strateji belirlemekle değil, bu stratejiyi kurumun tüm paydaşları tarafından sahiplenilen bir kültüre dönüştürmekle mümkün. Sunar Yatırım olarak bu vizyonu önce yönetim kurulu düzeyinde uzun vadeli stratejik planlara entegre ettik. Bugün şirketimizde alınan her yatırım kararı çevresel, toplumsal ve ekonomik etkileri gözetilerek değerlendirilir.

YAKLAŞIM Amacımız sürdürülebilirliği sadece üst düzeyde belirlenen bir hedef olarak değil, tüm iş süreçlerine entegre edilen bir yaklaşım haline getirmek. Bu amaçla 2014 yılında geniş katılımlı bir Sürdürülebilirlik Komitesi ve buna bağlı alt çalışma gruplarını kurduk. Bu yapı sayesinde sürdürülebilirliğin farklı boyutlarını departmanlar arası iş birlikleriyle projelendiriyor; çevre, toplum ve yönetişim başlıklarını günlük iş yapış biçimimizin bir parçası haline getiriyoruz.

 

ERDİNÇ  YURTSEVEN I MAPFRE SİGORTA GENEL MÜDÜRÜ

“KARBON NÖTR BİR GELECEĞİ BUGÜNDEN İNŞA EDİYORUZ”

“2024’te karbon ayak izimizi yüzde 38 azalttık, kalan kısmınıysa doğa temelli projelerle dengeleyerek yılı sıfır karbonla tamamladık. Bu bizim için sadece çevresel değil, stratejik bir kararlılık göstergesi.”

MAPFRE Grup olarak sürdürülebilirlik stratejimiz doğrultusunda 2024 yılında enerji tüketimimizi yüzde 27 oranında azaltarak 2030 hedefini şimdiden aştık. Grup, aynı zamanda biyoçeşitlilik temelli projelerle de global karbon ayak izinin yaklaşık yüzde 80’ini dengeledi. MAPFRE Sigorta da küresel vizyonun bir parçası. Türkiye’deki sürdürülebilirlik çalışmalarımızı hız kesmeden sürdürüyoruz. 2024 yılında 661,42 ton CO₂ olarak hesaplanan karbon ayak izimizi, destek verdiğimiz çevre projeleri sayesinde tamamen dengeleyerek yılı sıfır karbon ayak iziyle tamamladık.

HEDEFLER AŞILDI

Karbon emisyonlarını düşürme stratejimiz kapsamında, 2050 yılına kadar “net sıfır” hedefiyle ilerleyen MAPFRE Grup, 2024 yılında enerji tüketimini yüzde 27 oranında azaltarak 2030 yılı için belirlediği yüzde 16'lık hedefi aştı. Bu başarıyla elektrik ve fosil yakıt tüketimi 40 milyon kWh azaldı ve yaklaşık 10 bin ton karbondioksitin atmosfere salımı engellendi. Türkiye’de de MAPFRE Sigorta olarak 2024 yılında karbon ayak izini yüzde 38 oranında azaltarak iklim değişikliğiyle mücadelede önemli bir ilerleme kaydettik.

DENGE ZAMANI

MAPFRE Grup, biyoçeşitliliğin korunmasına yönelik projelerle küresel karbon ayak izinin yaklaşık yüzde 80’ini dengeledi. Grup, karbon stratejisini yalnızca emisyon telafisine değil emisyonların azaltılması, çevresel etkilerin iyileştirilmesi ve doğayla iş birliği ilkelerine dayandırıyor. Bu vizyon doğrultusunda biyoçeşitlilik temelli projelerle önemli bir başarıya imza attık.

“ÖNCÜ KONUMDAYIZ”

“KARARLIYIZ” MAPFRE’nin sürdürülebilirlik alanındaki kararlılığı, S&P, FTSE ve Sustainability Yearbook 2025’te tescillendi. S&P Global'in Kurumsal Sürdürülebilirlik Değerlendirmesi'nde dokuz puanlık artışla 81 puan alarak dünya çapında ilk 10 sigorta şirketi arasına giren MAPFRE, Sustainability Yearbook’a üst üste altıncı kez dahil edildi. FTSE4Good Index’te de sektör ortalamasını aşarak 3,9 puan elde eden grup, aynı zamanda Karbon Saydamlık Projesi'nde (CDP) "Liderlik" (A-) derecesinin sahibi oldu.

TÜRKİYE’DE KIYI TEMİZLİĞİ Vakfımız Fundación MAPFRE liderliğinde ve MAPFRE gönüllülerinin katılımıyla çevre için somut aksiyonlar almaya devam ediyoruz.

BUSINESS LIFE