Neden kalkınma değil de büyüme tercih edilir?

Prof. Dr. Emre ALKİN

Toplumun geneli refah artışının kalkınma ile geldiğini hep unutur, büyüme ile gelen gelir artışına razı olur. Büyük değişimlerden hoşlanmayan toplumlar, neden kısa vadeli atılımları tercih ederler?

Ekonominin ateşten gömlek giydiği bu zamanlarda, kaynakları verimli kullanmanın ne kadar önemli olduğunu bir kere daha anladık. Cari İşlemler Açığımızın çok büyük bir kısmı enerji ithalatından oluşuyor. Bu durumun döviz kurları, maliyetler ve nihayetinde borç yükü üzerinde son derece tahrip edici etkileri var. 

BÜYÜME VE KALKINMA ARASINDAKİ FARK

Bu durumdan kurtulmak için alternatif enerji kaynaklarını harekete geçirmek elbette önemli bir hamle. Ancak, önünde sonunda enerjinin en önemli kısmı konutlarda tüketiliyor. Eğer konutlarda enerji kaybını önleyecek hamleleri yapmazsak alternatif kaynaklardan ürettiğimiz enerjinin de verimsiz kullanılması söz konusu olacak. Bu hiç arzu etmeyeceğimiz bir durum.

"Sürdürülebilir kalkınma" peşinde koştururken, bu olguyu sadece "üretmek" başlığı altında değerlendirenlerin yanılgıları bizleri buraya getirdi. Hatta büyüme ve kalkınma arasındaki farkı tam anlamayanlar da diyebilirim. 

Büyümeyi önceliğe almış toplumlarda, kaynakları doğru şekilde kullanmak sadece bir seçenektir. Kaynakların etkin şekilde  kullanımını sağlamak büyüme heveslisi toplumların birinci önceliği değildir. Çünkü büyüme, makroekonomik parametrelerin bozulması pahasına da sağlanabilir. Ancak “kalkınma” farklı bir yaklaşımdır. 

KALKINMA HERHANGİ BİR ŞEYİN PAHASINA YAPILMAZ!

Kalkınma ancak ve ancak kaynakların etkin ve doğru kullanımı sayesinde ortaya çıkabilir. Bunun için de eğitim seviyesi, teknoloji, inovasyon ve nihayetinde yüksek katma değer yaratan iştigaller öne çıkar. Kalkınma herhangi bir şeyin pahasına yapılmaz. Çünkü kalkınma belki de  topluma en az fatura çıkaran bir karardır. 

Elbetteki toplum, kalkınma için gerekli sabrı göstermeyebilir. Kalkınmanın birinci kuralında, devletin mal ve hizmet üretenler için sadece altyapı yatırımı yapması gerektiği, özel sektörün de yüksek katma değer için bol bol eğitime yatırım yapması gerektiği öncelikli şartlar olarak yer almaktadır. Bu sabır isteyen, acı ama sonunda meyvesini veren bir gelişimdir. 

EÇAM, TOPLUMU BİLİNÇLENDİRİYOR

Altınbaş Üniversitesi bünyesindeki EÇAM'ın, yani "Enerji ve Çevre Uygulama ve Araştırma Merkezi"nin enerji ihtiyacının temel sorunlardan biri olduğu ve kitlesel enerji tüketiminin önemli çevre sorunlarına sebep olduğu günümüzde bu konularda çözüm üretmek, üretilen çözümlere katkı sağlamak, bu çözümleri özendirmek ve teşvik etmek ve toplumu bilinçlendirmek amaçlarıyla kurulmuş olduğunu hatırlatmak istiyorum. EÇAM ve Binalarda Enerji Verimliliği için kurulmuş olan VERİMDER, eş güdüm içerisinde çalışarak, bahsettiğim konuda farkındalık yaratmaya çalışmaktadır.

Çok basit: Bir çok siyasetçi altyapı yatırımlarının vatandaş tarafından anlaşılmadığını, fiberoptik kablo döşeme, kanalizasyon, su, doğalgaz ve en önemlisi enerji verimliliği yatırımlarının çoğunlukla göz önünde bulunmadığını, bu sebeple toprağın üstünde gözüken mega inşaat projeleri sayesinde seçmenin siyasi tercihinin daha güçlü şekilde etkileneceğini düşüncesindedir. 

Bu düşüncesinde de yanlış değildir. Çünkü, toplumun geneli refah artışının kalkınma ile geldiğini hep unutur, büyüme ile gelen gelir artışına razı olur. Hep söylediğim gibi yavaş gelişen büyük değişimlerden hoşlanmayan toplumlar, çabuk gerçekleşen kısa vadeli atılımları tercih ederler. Bu tercihleri de siyasi kararları doğrudan etkiler. 

ÖNÜMÜZDEKİ 100 YILIN GEREKLERİNE UYGUN NE VARSA O KALACAK

Buradan hareketle, kaybettiğimiz zamanı ve rekabetçiliği, eskisine göre daha ince bir elek kullanarak geri kazanmaya çalışmamız gerekiyor. Sektör tercihleri, eğitim tercihleri, fon arzı tercihleri, spor-sanat-bilim için altyapı tercihleri şu ana kadar kullanmaya gerek görmediğimiz bu ince elekten geçecek ve nihayetinde sadece önümüzdeki 100 yılın gereklerine uygun ne varsa o kalacak.

Bizler gibi bu konuda düşünenler, hatta düşünmekle kalmayıp aksiyona  geçenler, ümidi kaybetmeden, başta enerji olmak üzere her konuda verimlilik için yola devam edecek. Vaz geçmek yok.
 

Yazarın 1.11.2018 00:00:00. Tarihinden Önceki Yazıları