EKİP OLUŞUMUNDAN OLGUNLUĞA

Acar Baltaş

Necip Fazıl Kısakürek "Kökünü beğenmeyen dal ve dalını beğenmeyen meyve, olmadan çürür" der. Ekipte her birey ekibin temelini oluşturan kültürünü, vizyonunu ve değerlerini kabul etmeli. Ekip olarak bir araya getirilen insanların birlikte çalışma becerileri kazanması ve ortak bir değer sistemine ulaşarak olgunlaşması gerekir. Ekiplerin yüksek performanslara ulaşmasını sağlayan bu olgunlaşmadır. Bunun için önce bir dizi aşamadan geçmeleri gerekir.

1. Aşama: “Biz kimiz?”

Ekibin oluşma sürecini içine alan ilk aşamada, ekip üyelerinin zihinleri kendilerinden ve ekipten ne beklendiği konusunda çok açık değildir. Ayrıca bazı ekip üyeleri otorite karşısında kaygı duyabilir ya da bağımlılık gösterebilir, diğerleriyse ne yapmaları gerektiğini tam olarak anlamadan görevlerine bir an önce başlama konusunda istek duyabilir. Çoğu kez ekip üyeleri aşırı kibar olma ve “etliye sütlüye karışmama” eğilimi gösterebilir. Bu aşamada gözlenen özellikler şunlardır: Orta düzeyde istek ve ilgi, orta düzeyde kaygı, çekingenlik, heyecan, güvensizlik, resmi bir iletişim ve otoriteye bağımlılık.

2. Aşama: “Ben”

“Fırtına” olarak da adlandırılabilecek ikinci aşamada, ekipler kimin hangi işi nasıl yapacağını, birbirleriyle nasıl iletişim kuracaklarını belirleme aşamasında olduklarından çatışma oranı artar. Birbirlerini ve birlikte nasıl çalışacaklarını denerler. Bazı ekipler bu aşamada takılıp kalırlar ya da çok büyük bir krizden sonra bu aşamaya dönerler. Ekiplerin çoğu norm oluşturma aşamasına geçebilir. “Ben” aşamasında izlenen özellikler şunlar olur: Çatışmalar, hararetli tartışma ve münakaşalar, arayış, engellenme duygusu, belirsizlik/kızgınlık ve olumsuz tepkiler.

 

3. Aşama: Norm oluşması ve “Biz” duygusu

Üçüncü aşamada ekip üyeleri açık iş rolleri, etkili iletişim yolları ve etkinliklerini yönlendirecekleri kuralları geliştirir. Ekip içerisinde uyum ve güven oluşmuştur. Bu aşamanın özelliği, görevlerle ilgili düşüncelerin açıkça ifade edilmesi, iletişimin düzenli olması, ekip üyelerinin daha işbirlikçi olmaları ve uyum göstermeleridir. Ekipte gözlemlenen özellikler şöyle olur: Uyum ve güven, rahatlamış, amaca yönelik bir ortam, farklılıklara saygı gösterilmesi, yüksek düzeyde iletişim, iş rollerinde açıklık, ekip üyeleri arasında bağlılık ve hedeflere ulaşma arzusu.

4. Aşama: Olgunluk

En son aşamada, ekipler iletişim, sorun çözme, kurumsal hedef ve amaçlara ulaşılması konusunda beceri kazanmıştır. Yüksek performans gerektiren hedeflere yönelmeye artık hazırdırlar. Ekipte şunlar gözlemlenir: Bağlılık ve tatmin duygusu, birbirini destekleyen ekip üyeleri, problem çözmede yetkinlik, çatışmayla başa çıkmada yetkinlik, paylaşılan liderlik ve yüksek performans.

Doğadan dersler

Dev Kaliforniya çamları, dünyadaki en büyük ve en uzun ağaçlardır. Aralarında boyu 100 metreye varan ve yaşı 2.500’e ulaşanlar vardır. Böylesine büyük ve “köklü” bir ağacın kökünün çok büyük olacağını, yerin onlarca metre derinine gireceği düşünülür. Oysa Kaliforniya çamlarının kökü kısadır ve çok derinlerde değildir. Bu ağaçların bu kadar büyük, görkemli olmalarını ve bu denli uzun yaşamalarını sağlayan iç içe geçmiş dallarıdır. Bu dallar öylesine iç içe geçmiş ve birbirini öylesine iyi desteklemektedirler ki binlerce yıldır en şiddetli kasırgalara dahi kolayca göğüs gerirler. J.Willard Marriot’a göre “İyi ağaç kolay yetişmez, rüzgar ne denli güçlü eserse, ağaç da o denli sağlam olur.”  Bu sadece doğanın bir yansıması değil, insan hayatının da bir gerçeği. Ekibin gelişimi, biz duygusuyla beslenen olgunluk düzeyiyle belirlenir. Bu olgunluk, Kaliforniya çamlarında olduğu gibi birbirimize olan bağlılığımızda yatar.

 

Karşılıklı bağımlılık

1994 yılından bu yana sürdürdüğümüz “Ekip Oluşturma ve Geliştirme” seminerlerinde çalışanların uyum sağlamakta en çok güçlük çektiği konunun “karşılıklı bağımlılık” olduğunu gördüm. Yaygın ve mutlak doğru olarak kabul gören anlayış, “Herkes işini iyi yapsın, şirketin işleri iyi gider” anlayışıydı. Daha önceleri birbirini önemsemek zorunda olmayan bölümlerin kaderi artık birbirine bağlıdır ve her bölüm diğerinin “gözünün içine bakmak” zorundadır. Sinerjiden söz edebilmek için sadece aynı ekipteki üyelerin uyumu değil, farklı ekiplerin ve bölümlerin de uyumu şarttır.

Karşılıklı bağımlılığı teşvik edecek dört önerim şöyle:

1. Diğer bölümlerle anlaşmazlık durumlarında önce sorunu anlamaya çalışın.

2. Çalışanlar ya da ekipler arasında çıkabilecek olası çatışmaların kişilik çatışması değil, fikir çatışması olmasını sağlayın.

3. Her türlü toplantıya fikrinizi gözden geçirmeye hazır olarak oturun.

4. Ekibinizi eğitin.

Sonuç

Ekiplerin ancak yarısından azının son aşamaya geçebildiği, ekiplerin beşte birininse fırtına aşamasının ötesine hiçbir zaman geçemediği görülmüştür. Henry Ford’un dediği gibi, “Bir araya gelmek bir başlangıçtır, beraberliği sürdürmek bir ilerleme, beraber çalışmaksa başarıdır.” Ancak, ekiplerin çoğu ilk aşamaları çabuk geçmelerini sağlayacak becerileri kazanma konusunda eğitilebilir.

Ekip performansının en iyi belirleyicisi, ekibin sorun çözme becerisinin yüksek düzeylerde olmasıdır. Yüksek performanslı ekiplerin belirli bir sorun çözme yöntemini tutarlı olarak kullandığı gözlenir. Ayrıca bireyler arası iletişimde, ekip üyelerinin olumlu duygularının, performans üzerinde önemli etkisi olduğu saptanmıştır. Bu beceri öğretilebilir ve bu konuda ekiplere yardımcı olacak çok sayıda eğitim yöntemi mevcut.

Yazarın 1.09.2023 00:00:00. Tarihinden Önceki Yazıları