"BAŞARI"NIN BİLİNMEYEN SIRRI VAR MI?

Acar Baltaş

Bu yazıda "Başarı" kavramı, alışılmış "Kestirme yol" önerilerinin dışında bir yaklaşımla ele alınmıştır.

“Başarı”, idealize edilmiş bir kavram olarak, hayatın her alanında karşımıza çıkıyor. İnsanlar büyük çoğunlukla, kendilerini başarılı hissedecekleri özel bir formülün peşinde...

BAŞARININ SİHİRLİ BİR FORMÜLÜ YOKTUR 
Başarının sihirli bir formülü yoktur. Ayrıca başarıdan ne anlaşıldığı konusunda tanım yaparak başlamak da doğru olur. Başarının çeşitli ölçüleri olabilir. Hayatta başladığı noktaya, meslektaşları arasında daha önde olmaya, hedeflediği noktaya ulaşmaya göre “başarı” tanımları yapılabilir. Toplumda yaygın olan “başarı” ölçüsü, para ve itibar sahibi olmaktır. Ben bu yazıda, başarıyı daha geniş bir çerçeve içinde ele alacağım.

SÖZDE UZMANLAR!
Üç veya beş adımda “başarı” vaat eden çok sayıda sözde uzman vardır! Büyük çoğunlukla okuyucu ve dinleyici de söylenenlerin ve yazılanların doğru olmadığını bilir; ancak bunlara inanmak iyi gelir. Çünkü insanlar, canlarını sıkan doğruları dinlemek yerine, hoşlarına giden yalanlara inanmayı tercih eder.

ALIŞKANLIKLAR...
“Başarı” konusunda yazılacak bir yazıdan en çok yararlanacak olanlar, ilkokul öğrencileri ve küçük yaşta çocukları olan anne ve babalardır. Çünkü başarıya giden yolun taşları, hayatın erken yıllarında kazanılan alışkanlıklarla döşenir. Alışkanlıklar ince ipliklerle dokunmuş halatlardır. Bu nedenle, erken yaşta kazanılan alışkanlıklar kişiye yaşam boyu eşlik eder. Olumlu alışkanlıklar onu başarıya götürür, olumsuz olanlar fark etmese de insana ayak bağı olur.
Kişinin verimliliğini engelleyen alışkanlıklardan kurtulmak için atılacak ilk adım, “yapılacak işler” listesi yapmanın tam tersini yapmaktır. Bunun adına “yapmaktan vazgeçilecekler” listesi denilebilir. Böylece öğrenci, zaman kaybına neden olan ve onun hayatına bir katkısı olmayacak eylemler için bir kontrol mekanizması oluşturur.

DİSİPLİN...

“Başarı”, her gün düzenli olarak yapılan küçük şeylere özen göstermekten geçer. Sabah kalkan çocuğun, güne yatağını toplayarak başlaması, kendi kendine giyinmesi, kahvaltısını yardım almadan kendisinin yapması, gün içinde ailesine ev işlerinde yardım etmesi, kendi yapabileceği hiçbir şeyi büyüklerinden istememesi, ileride çalıştığı her işte sorumluluğunu yerine getirmesi konusunda temel oluşturur. Bunun adı disiplindir. Türk toplumunun özelliklerinden biri; disiplini dayatma, zorlama, baskı olarak algılamasıdır. Oysa disiplin, tutarlılıktır. Hedeflerde, ilkelerde ve davranışlarda tutarlılık... Güne bu tür ritüellerle başlamak, disiplin konusunda atılacak çok önemli bir adımdır.

BAŞARI YOLCULUĞU...
Başarı yolunun taşlarını döşeyen yolculuk; sorumluluk almak, konfor alanının dışına çıkmak, başarısız olmayı göze almak, başarısızlığı bir öğrenme ve gelişme fırsatı olarak görmekle devam eder. Unutmamak gerekir ki, başarı gurur verir; ancak başarısızlık geliştirir.
Başarı yolculuğunun bence en önemli kilometre taşı, güne program yaparak başlamaktır. Bu da bir disiplindir. Daha iyisi, bu programı bir gün önce yapma alışkanlığını kazanmaktır. Çünkü böylece yatma saati de belirlenmiş olur ve ertesi güne dinlenmiş ve zinde başlamak mümkün olur. Program yapmak ve bunu uygulamak, zamanı ve hayatı kontrol duygusu verir. Bu alışkanlık, kişiye dürtülerini kontrol etmekte yardımcı olur, içinden gelen ve aklına eseni yapmaktan alıkoyar. Programda yazılanların üzerini çizmek başarı duygusu yaşatır ve bir sonraki adım için motive eder. Gerçekçi bir programda eğlenmeye, dinlenmeye ve kişinin hoşuna gidecek etkinliklere de zaman ayırmak gerekir. Ayrıca öngörülemeyecek sarkmaları hesaba katmak, başarısızlık duygusu yaşayarak programdan kopmamak için yararlıdır.

NEZAKET VE KİBARLIK 
Hayat başarısı konusunda fark yaratan bir özelliğin de nezaket ve kibarlık olduğunu düşünüyorum. Hayatta en önemli bilgiler anaokulunda öğretilir; ancak bunların kalıcı olması, aile içinde pekiştirilmesiyle mümkün olur. Bir şey istediği zaman “lütfen”, bir şey verildiği zaman “teşekkür ederim”, birisini üzdüğü veya incittiği zaman “özür dilerim” demeyi küçük yaşta öğrenenler, her girdikleri yerde fark edilir ve saygı görür. Çünkü nezaket ve kibarlık, sadece başkalarını rahatsız etmemek değil, başkalarının rahatsızlığından da rahatsızlık duymaktır.

SONUÇ: 
Görüldüğü gibi; eğitimde ve hayatta başarıya giden yolda en önemli adım, her gün yaptığımız sıradan ve önemsiz gibi gözüken gündelik işleri baştan savma değil, yürekten yaparak ve “seçilmiş tepkiler” vererek atılır. Böylece, kazanılan alışkanlıklar sadece arzulanan bir diplomaya değil, iş hayatında başarıya, eş olarak sağlıklı aile ilişkileri yürütmeye ve çocuklarına örnek olacak bir anne-baba olmaya giden yolun taşlarını döşer...

Yazarın 1.05.2021 00:00:00. Tarihinden Önceki Yazıları