ALO, DOLAR KAÇ OLACAK?

Prof. Dr. Emre ALKİN

Cumartesi günü telefonumu nereden bulduğunu bilmediğim bir ev hanımı "Ayşe Teyze" kıvamında bana sorular yağdırdı. İsmini bile bilmediğim yaşlıca Hanımefendi aynı cevabı almasına rağmen sürekli aynı soruyu sordu:

- Hazine kur farklarını ödemeyecekmiş, ondan dolayı KKM'den çözülme olmuş doğru mu ?

- Kiminle görüşüyorum acaba ?

- Ben bir yatırımcıyım. Hazine ödemeyecek mi, siz onu söyleyin.

- Hayır doğru değil, Dolar/TL olduğu yerde saydığı için normal mevduattaki faizi ya da borsayı yeğliyor herkes, ondan dolayı çözülme oldu.

- Peki Dolar 25 TL olacak diyorlar, doğru mu ?

- Hanımefendi, isminizi bağışlar mısınız ?

- Dolar 25 TL olacak mı ? Lütfen söyleyin.

- Kim diyor bilmiyorum ama orta vadede olabilir ancak, kısa vadede sanmıyorum.

- Ama herkes Dolar yükselecek diyor, KKM' den bu sebeple çözülme oluyormuş

- Daha demin başka bir sebep söylediniz, şimdi dolar kuru diyorsunuz, zaten dolar yükselecek ise insanlar neden KKM'den çıksın ki ?

- Hazine ödemeyecek ya ondan

- La havle... Hanımefendi cevaplardan tatmin olmayacaksanız neden sürekli soruyorsunuz ?

- Hazine ödeyecek yani ?

Konuşma özetle bu şekilde geçti. Nezaketi elden bırakmadan kapatabilmeyi başardım. Ancak durum gösteriyor ki, belli bir yaşın üzerindeki insanların whatsapp gruplarına gelen yazışmalardan dolayı aklı karışmış durumda. Telefonu kapattıktan sonra ben de bir araştırma yaptım ve gördüm ki, tevatür ile yatırım kararı alan çok sayıda insan var.

İşin gerçeği şu: Bundan 5 yıl önce sepet kur 4,2 TL iken bugün 19,6 TL. Yani 5 yılda neredeyse 5 kat artmış. BİST de aynı sürede neredeyse 5 kat artmış. Gram Altın 7 kattan fazla artmış. Bu süre zarfında mevduata TL'sini yatıran bir kişi sadece 2 katını elde etmiş. Sadece bu gerçeklere net olarak bakarsak KKM'yi de Mevduatı da BİST'e olan ilgiyi de doğru şekilde analiz edebiliriz. Gözle görüneni bile inceleme gayretinde bulunmadan sağa sola soranların neden para kaybettiğini anlamak bu açıdan zor değil sanıyorum.

Euro-Dolar Farkı: (revisited)

Anlaşılıyor ki Avrupa Merkez Bankası, enflasyonla mücadele anlamında politika faizlerini güçlü şekilde artırmaya devam edecek. Bilmekte fayda var:  Avrupa tarihinde enflasyon çok önemli bir yer tutuyor ve bu sebeple büyümeyi değil fiyat artışlarını öncelikli mesele haline getiriyorlar.

Kısa bir bilgi arz edeyim: Roma İmparatorluğu zamanında oldukça uzun süren bir enflasyonist dönem yaşanmış ve hazinede para kalmadığı için askerlerin maaşları bugünkü doların isim babası olan "taler" ile değil, tuz torbaları ile ödenmişti. Tuzun latincesi olan "sal" ya da "salis"den kaynaklanarak maaş ve ücretlerin bugüne kadar ismi "salary" olarak gelmiş. Yani o zaman yaşanan ekonomik zorluklar arkasında kalıcı bir anı bırakmış.

İspanyol ve Portekiz kaşiflerinin Latin Amerika'dan getirdikleri altınların yarattığı konjonktürel enflasyonları unutmamak lazım elbette. Ancak yakın tarihte aklımızda kalan en ciddi enflasyon Almanya'da yaşanandır diyebilirim. Almanya'nın Ulusal Parasını astronomik bir şekilde devalüe eden hiperenflasyonun neticesinde Hitler'in iktidara gelişi ve hemen arkasından diktatör oluşu, Avrupa'nın hiç unutamadığı gelişmelerden oldu elbette.

Aslına bakılırsa, Avrupalıların enflasyondan çekinmesi adına tarihten daha bir çok örnek verilebilir. Hal böyleyken, daha çok resesyondan çekinen Amerikalılardan daha farklı davranacaklarını kestirmek zor değil.

Tüm bunları, daha önce paylaştığım pariteyle alakalı raporda anlatmıştım. Dolayısıyla "Euro tekrar 1.00 'ın altına gider" dediklerinde mesafeli yaklaşmış ve "1.05'i geçerse o dediğiniz olmayabilir" diye analistleri uyarmıştım. Bu yapmanın sebebi teknikten çok Euro'nun siyasi kaldıraç niteliğindeki özelliği. Çünkü içinde ekonomilerin gücünden çok, Avrupa Milletlerinin korkularını, endişelerini, öfkelerini, alışkanlıklarını, ayrıştıkları noktalar ve hemfikir oldukları yaklaşımları barındırıyor.

Yazarın 1.02.2023 00:00:00. Tarihinden Önceki Yazıları