YAŞAM DOYUMU VE İŞ-ÖZEL YAŞAM DENGESİ

Acar Baltaş

İstanbul'da çalışanları içine alan bir araştırmada,1 iş hayatlarını 1-10 arasındaki bir ölçekte değerlendirmeleri istenir. Katılımcılar, kısa zamanda fazla iş yüküyle meşgul olduklarını (6,41) ve işlerinin çok stresli olduğunu (6,27) bildirir.

“İşimi severek yapıyorum” ifadesi 5,50 ortalamayla alt sıralarda yer alır. Bu nedenle, yaşam doyumu kavramı çalışanları mutlu edecek bir iş ortamını düşündürüyor. Dan Buettner tarafından National Geographic’in dünya çapında yürüttüğü araştırmada2 mutluluğu etkileyen alanlar olarak; içinde yaşanılan toplum, iş ortamı, sosyal hayat, finansal koşullar, ev ve benlik algısı olarak altı alan tanımlı.

Yaşam doyumu, çevre koşullarından etkilenir. Ancak, sadece çalışma alanlarında yapılacak fiziki düzenlemelerle insanları mutlu etmeye çalışmak, bugünün bilimsel gerçekleriyle bağdaşmaz. Çünkü son yıllarda mutluluk konusunda yapılan araştırmalar, mutluluğun kaynağını daha çok beyinden ve buna bağlı düşünce biçiminden aldığını gösteriyor. Sonja Lyubomirsky “Nasıl Mutlu Olunur?” adlı kitabında da bu durumu şöyle dile getiriyor:3 Mutluluk duygusunun yüzde kırkı düşünceler, davranışlar ve karakter tarafından belirlenir. Yüzde ellisi de kişiliği şekillendiren genetik yatkınlıkla ilgilidir. Çevre ve dış koşulların etkisi ancak yüzde on dolayındadır.

CENNETİ DÜNYADA YAŞAMAK

İnsan beyni geleceği isabetli tahmin etmek konusunda yetersiz, geçmişi değerlendirmek konusunda da başarısız. Çünkü insan yaşadıklarını değil, yaşadıklarına yüklediği anlamı hatırlar. Bu konuda yaşamlarının sonuna gelmiş insanların değerlendirmeleri ışık tutabilir. Hastaların terminal dönemlerinde onlara bakıcılık yapan Avustralyalı hemşire Bronnie Ware’in ölüm döşeğindeki insanlarla yaptığı sohbetlerden derlediği izlenimlerinde, hiç kimsenin “Daha çok para kazansaydım” dememiş olduğunu akılda tutmakta yarar var.4

Ekonominin sıkıştığı dönemlerde, herhangi bir işte çalışmak bile memnuniyet verici olabilir. Ancak iş hayatı ve çalışmak, insanın para kazanmak ve hayatını sürdürmek için katlandığı bir şey olmamalı. Bir işin uzun dönemde verdiği doyumun elde edilen gelirle doğru orantıda olmadığını herkes bilir. Yapılan araştırmalar kişinin sınırlarını zorlayan, ancak yeteneklerini ortaya koymasına imkan veren ve başarı duygusu yaşatan bir işin insanların mutluluğu üzerinde etkisinin olduğunu ortaya koyuyor. Uzun dönemde kişinin anlam bulduğu ve değerleriyle uyumlu bir iş; iyi bir ücret, gösterişli bir çalışma odası ve kartvizitteki parlak bir unvandan çok daha fazla doyum verir.

İNSAN NİÇİN YAŞAR?

Çalışmak insana kimlik kazandırır, işe yaradığını hissettirir ve gücünün sınırlarının nereden geçtiği konusunda fikir verir. Kurumlar kâr etmek için insanlar anlamlı bir hayat sürerek mutlu olmak için yaşar. Bu durum geçen yüzyılda bir çelişki gibi algılanmıştır. Hiç şüphesiz günümüz dünyasında ve vardığımız bilinç düzeyinde, çalışanlara hayatlarının sadece işten ibaret olduğunu düşündürmek ve onlardan yaşamları pahasına performans beklemek ne gerçekçi ne insani ne de ahlakidir.

İş hayatı hem günün büyük kısmını hem en dinamik ve enerjik bölümünü kapsar. Sevdiğimiz insanlara ve seçtiğimiz etkinliklere en yorgun olduğumuz dönem kalır. Kişi anlam duygusu yaşadığı bir işte çalışıyorsa ve akşam eve döndüğünde uzlaştığı ve bağdaştığı biri tarafından karşılanıyorsa cenneti dünyada yaşıyor demektir.

 

İŞ DOYUMU VE ANLAM DUYGUSU

Her insan hayatında anlam bulmak ister. İnsanlar bu anlamı dinde, bilimde ve felsefede arar. Kendini aşan bir amaca hizmet konusunda iş hayatı bir fırsat sunar. İşte bu noktada iş-özel yaşam dengesi önem kazanır. Çünkü iş hayatı insanların anlam duygusunu bulmaları için önemli bir fırsat verir. Bazı işlerde para kazanmanın dışında anlam bulmak zor olsa da son kullanıcının hayatını etkileyen birçok işte anlam bulmak mümkün. Çetin Altan Usta, “İnsanın bir işi yaparken aldığı zevk, o işten kazandığı parayı harcarken aldığı zevkten fazlaysa, kişi mutlu olur” demişti.

İnsanların bir işten aldıkları doyumu belirleyen üç etken var. Birincisi yatkın olduğu bir işi yaptığı için işin kendisinden zevk almak (pleasure), gelişmek ve böylece işe kendinden bir şey katmak (progress) ve yaptığı işte anlam bulmak (purpose).

Bir başka önemli nokta kişinin iş ortamında uyum içinde çalıştığı arkadaşlarının varlığı. İyi arkadaşlık ilişkileri, iş doyumu üzerinde doğrudan etkili. İnsanları işlerinde mutlu eden ikinci sırada yaptığı işte başarı duygusu yaşamak ve takdir görmek geliyor. Orta gelir düzeyinde maddi koşullar bu iki faktörden sonra gelmekte.

SONUÇ:

Kişi hayattaki varlık nedeniyle yaptığı iş arasında köprü kurabiliyorsa anlamlı bir hayat yaşıyor demektir. Ruh ve beden sağlığı açısından büyük önem taşısa da günümüz koşulları iş ve özel yaşam dengesi kurmayı giderek zorlaştırıyor. Potansiyel, baskı altında ortaya çıkar ve içinden geçtiğimiz süreç sadece kişileri değil, aynı zamanda Türkiye’yi de test edecek gibi duruyor. Bu testten nasıl çıkıldığını hep birlikte yaşayarak göreceğiz.

 

Kaynakça:

1. Şeker M. İstanbul’da Yaşam Kalitesi araştırması. İstanbul; 2011.

2. Buettner. D.: Thrive: Finding Happiness the Bluezone Way. National Geographic Society, Washington, DC; 2010.

3. Lyubomirsky S. The How of Happiness: A New Approach to Getting the Life You Want. Penguin Books; 2008.

4. Ware B. The Top Five Regrets of the Dying: A Life Transformed by the Dearly Departing. Hay House; 2009.

Yazarın 1.12.2023 00:00:00. Tarihinden Önceki Yazıları