OLASILIKLAR, BİZİ BİZ YAPAN SEÇİMLER

Canan Ercan Çelik

Hiçbir şey zamanla unutulmuyor, her şeyin dinmesi ve herkesin affedebilmesi için bir şeylerin cereyan etmesi gerekiyor. Yüreği soğuyanın savaşı biter. Vardalcanis*

Her birimiz irademiz dışında, zamanın herhangi bir kesitinde, rastgele bir coğrafyaya, öylece eşleştiğimiz bir aileye, kök vereceğimiz bir kültür dokusuna, kısmetimize düşen bir ekonomik düzeye ve bizi çevreleyen bir toplumsal ilişkiler ağına doğuyoruz. Sonra bir toplumsal inşa süreci başlıyor. Hikayemizi yazarken bu çerçeveyle uyumlanmamız, karşıtlıklarımız, farkındalıklarımız, hücrelerimize işleyen kalıplar, biriktirdiğimiz yaşanmışlıklar, heybemize attığımız kimlikler bizi, hayatı kavrayışımızı, zihin haritalarımızı şekillendiriyor. Dünya döndükçe, zaman geçtikçe, nesiller nesillere bağlandıkça, diller gelişip evrildikçe hikayelerimiz birbirine karışıyor.

Bu salınma, savrulma, tutunma, kaçınma, üzerine gitme halleri giderek olasılıkları daraltmaya başlıyor ve bizi seçim yapmak zorunda bırakıyor. Sonuçta seçtiklerimiz ve vazgeçtiklerimiz bizi tanımlıyor.

Aylık dergiye makale yazmanın bir cilvesi olarak, siz bu yazıyı okurken Cumhuriyet tarihimizin en önemli seçimlerinden birisinin içinden geçmiş ve sonuçlarını yaşamaya başlamış olabiliriz. Ya da tam seçim öncesi tercihinizi netleştirme aşamasında karşılaşmış olabiliriz. Sonrasında, ortaya koyduğumuz iradelerimizin bileşimi Cumhuriyetimizin ikinci yüz yılının ilk temel taşlarını, toplumsal yaşama anlayışımızı, kadınların var olma biçimini, gençlerin sesinin, sözünün fondan odağa geçip geçmeyeceğini, adalet-eşitlik eksenimizi, yolsuzluk, yoksunluk, yolsuzlukları karşılama tutumumuzu, laiklik ve demokrasi ölçütlerimizi tanımlıyor olacak.

Bazı seçimler basittir. İyilik ile kötülük arasında bir yerde dururuz.
‘Yekta Kopan’

Son 20 yıldan çıkarımlarımız, gelecek yıllara, yeni yüzyıla yönelik beklentilerimiz dahilinde bir tercih oluştururuz diye düşünürken, yaşadığımız deprem afetinin büyüklüğü, elim sonuçları ve sonrasındaki derin aciziyet, yok edilen kurumların, açgözlülüğün, liyakatsizliğin yol açtığı kayıplar bize hayatı, anlamı, unuttuklarımızı, ihmal ettiklerimizi sorgulattı. Sizin de seçiminizi yaparken omuzlarınızda bu olguların ağır yükü, içinizde hakka giren, zamanı ya da yapılış şekli yanlış yardımların yarası ve kalbinizde kayıpların boşluğu yok mu?

‘Biz istiyoruz ki, bu topraklar üzerindeki insanlar, kafalarında taşıdıkları fikirlerden dolayı değil, bu yurdun ve bu halkın yararına yaptıkları işlerden hesap versinler.’ Sabahattin Ali**

Ali Özgentürk’ün ‘Selvi Boylu, Al Yazmalım’ filmindeki unutulmaz repliğindeki gibi seçimlerimiz iyilikten, gerçeklerden, emekten yana olmalı. Ancak, böyle soğuyabilir yüreklerimiz. Her şeyin geçici olduğu ve aslında kontrol edemediğimiz bu düzende kendilik halimizde, insanca, hakça, sevgiyle dayanışarak ilerlemenin hayali bile aydınlatabilir karanlığı ve hissettirebilir baharın o güzelim, serin rüzgarını.

Seçim bizim. Seçim sonuçlarının şekillendireceği gelecek ve dokuyacağı ülke yapısı da bizim olacak. Vazgeçtiklerimiz, unutmadıklarımız, unutturmadıklarımız, tuttuğumuz sözler harcımıza karışacak.

Sizce de zamanı gelmedi mi? Başka bir gelecek, başka bir ülke hayali için, Mustafa Kemal Atatürk’ün izinde Cumhuriyet’e, demokrasiye, laikliğe, eşitliğe, adalete sahip çıkmak için sorumluluk alma, değişim, dönüşüm, birlik ve beraberlik, hak ettiğimiz esenlik için ‘Söyleyecek sözüm var’ demenin tam zamanı değil mi?

Ben yanmasam sen yanmasan biz yanmasak, nasıl çıkar  karanlıklar aydınlığa.
Nazım Hikmet

* Kafa Dergisi Nisan’23 Arka Kapak

** Markopaşa Yazıları ve Öyküler

Yazarın 1.05.2023 00:00:00. Tarihinden Önceki Yazıları